Şimdi Ara

İstanbul Depremiyle Bağımsızlığımızı Kaybederiz (7. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
155
Cevap
3
Favori
12.516
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
201 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Son günlerde bu deprem çok konuşulmaya başlandı sürekli bakanlar falan dile getiriyor acaba coook yaklaşmış olabilir mi

    İçimde bir sıkıntı var

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • deprem bahanesiyle rantsal dönüşüme devam ciddi bir önlem alan yok, 4 katlı binayı yıkıyorlar yerine 3 katlı yapıyorlar temel aynı kolonlar bile aynı 3 deprem görmüş bahçesi olan sağlam yapıları bile apartman yaptılar tek bildikleri rant para.
  • Kentsel dönüşümde büyük hatalar yapıldı. Öncelikle apartmanı şikayet mekanizması getirildi. Ne oldu bunun sonucunda, binalardan karot alındı, müteahhite verildi. Sonra? O binalar yeniden yapıldı, ama balkonsuz! Çünkü insanlar metrekare kaybı istemediler. Kim ister ki? 3+1 dairede oturanlar yenilenmiş 1+1 daire sahibi oldular. Bu istenen birşey mi? Yıllarca oturdukları semtlerden çıkmak zorunda kaldılar. Mahalle kültürü resmen yok olduğu gibi, yenilenmiş binalar dip dipe sıkışık bir hal aldılar.

    Dahası kentsel dönüşüm, dönüşebilen binalar için yürüyordu ama şu an tamamen durdu. Mesela en çok dönüşen İstanbul'un Kadıköy ilçesinde son durumda %11 oranında dönüşüm olmuş. Ne kadar az değil mi?

    Çünkü 120-130 metrekare 3+1 dairesi olan mülk sahipleri evlerini dönüştürürken, yine 3+1 ama 80 metrekareye razı oldular. Gelgelelim 70-80 metrekare 3+1 dairesi olanlar dönüşüme giremediler. Çünkü 50-55 metrekare 1+1 dairelerde oturmak istemediler. 3 çocuklu bir aile neden 3+1 dairesini verip 1+1 alsın. Mantığı var mı bunun? Bu garip yasalar nedeniyle apartmanda oturan insanlar birbirlerine düştüler.

    Bir deprem olduğunda bu insanların tamamı ölecek. Peki ölmesin ne yapalım?

    İnsanlara deniyorki gidin bankadan kredi çekin eviniz de küçülmesin. Ya o insanlar emekliyse, ya bankalardan kredi çekme gücü yoksa? Herşeyden önce evinde kıt kanaat geçinen insanları sen 10 sene bir bankaya krediye bağlamak istiyorsun. Böyle şey olur mu?

    Çözüm de aslında devletin elinde.

    Çok basit.

    Mesela Kadıköy'de inşaat emsal oranı 2,07'dir. Yani arsanızın metrekaresini 2,07 ile çarparsanız inşaat metrekarenizi de bulmuş olursunuz.

    Devlet bu 2,07 oranını 2,75' e çıkarsa, yani emsali artırsa bu sorun çözülür, herkes metrekare kaybı olmaksızın yeni dairesine geçer.

    Ancak bunu şarta bağlamalı devlet. Devlet diyecek ki komşu apartmanlarla, yani komşu parsellerle birleşirsen ben sana 2,75 oranını veririm. Aksi halde emsal aynı kalır.

    Bu neyi sağlar? Apartmanlar siteye dönüşür, bütün otoparklar zemin altında kalır, bütün alanlar birleştiğinden çocuklar için geniş park alanları oluşur sitelerin içinde.

    Dahası devlet bu emsalin yükseltilmesi karşılığı bütün binalara yeşil bina olma şartı koyar. Bu sayede yağmur suları bahçe sulamasında kullanılırken, güneş ernerjisinden faydalanan, fotoselli ampulle aydınlanan binalar ortaya çıkar.

    Devlet buna rant olarak bakmamalı. Devlet vatandaşının en temel yaşam hakkını bu şekilde korumalı.




  • paranoya
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ElPoderoso

    Kentsel dönüşümde büyük hatalar yapıldı. Öncelikle apartmanı şikayet mekanizması getirildi. Ne oldu bunun sonucunda, binalardan karot alındı, müteahhite verildi. Sonra? O binalar yeniden yapıldı, ama balkonsuz! Çünkü insanlar metrekare kaybı istemediler. Kim ister ki? 3+1 dairede oturanlar yenilenmiş 1+1 daire sahibi oldular. Bu istenen birşey mi? Yıllarca oturdukları semtlerden çıkmak zorunda kaldılar. Mahalle kültürü resmen yok olduğu gibi, yenilenmiş binalar dip dipe sıkışık bir hal aldılar.

    Dahası kentsel dönüşüm, dönüşebilen binalar için yürüyordu ama şu an tamamen durdu. Mesela en çok dönüşen İstanbul'un Kadıköy ilçesinde son durumda %11 oranında dönüşüm olmuş. Ne kadar az değil mi?

    Çünkü 120-130 metrekare 3+1 dairesi olan mülk sahipleri evlerini dönüştürürken, yine 3+1 ama 80 metrekareye razı oldular. Gelgelelim 70-80 metrekare 3+1 dairesi olanlar dönüşüme giremediler. Çünkü 50-55 metrekare 1+1 dairelerde oturmak istemediler. 3 çocuklu bir aile neden 3+1 dairesini verip 1+1 alsın. Mantığı var mı bunun? Bu garip yasalar nedeniyle apartmanda oturan insanlar birbirlerine düştüler.

    Bir deprem olduğunda bu insanların tamamı ölecek. Peki ölmesin ne yapalım?

    İnsanlara deniyorki gidin bankadan kredi çekin eviniz de küçülmesin. Ya o insanlar emekliyse, ya bankalardan kredi çekme gücü yoksa? Herşeyden önce evinde kıt kanaat geçinen insanları sen 10 sene bir bankaya krediye bağlamak istiyorsun. Böyle şey olur mu?

    Çözüm de aslında devletin elinde.

    Çok basit.

    Mesela Kadıköy'de inşaat emsal oranı 2,07'dir. Yani arsanızın metrekaresini 2,07 ile çarparsanız inşaat metrekarenizi de bulmuş olursunuz.

    Devlet bu 2,07 oranını 2,75' e çıkarsa, yani emsali artırsa bu sorun çözülür, herkes metrekare kaybı olmaksızın yeni dairesine geçer.

    Ancak bunu şarta bağlamalı devlet. Devlet diyecek ki komşu apartmanlarla, yani komşu parsellerle birleşirsen ben sana 2,75 oranını veririm. Aksi halde emsal aynı kalır.

    Bu neyi sağlar? Apartmanlar siteye dönüşür, bütün otoparklar zemin altında kalır, bütün alanlar birleştiğinden çocuklar için geniş park alanları oluşur sitelerin içinde.

    Dahası devlet bu emsalin yükseltilmesi karşılığı bütün binalara yeşil bina olma şartı koyar. Bu sayede yağmur suları bahçe sulamasında kullanılırken, güneş ernerjisinden faydalanan, fotoselli ampulle aydınlanan binalar ortaya çıkar.

    Devlet buna rant olarak bakmamalı. Devlet vatandaşının en temel yaşam hakkını bu şekilde korumalı.

    Bildiğim kadarıyla bu inşaat emsal oranını dediğiniz şartlarda zaten veriyor devlet. Ama fikirtepeye bakıyorum 5 katlı binanın yerine 30 katlı bina yapılıyor. Ve dipdibe. Yeşil alan fazla kalmıyor nedense. Acaba emsal oranını fazla mı veriyor.

    Birde daire sahipleri nasıl memnun olmuyor onuda anlamıyorum. Adamlar bir binadan yuzlerce daire cikariyor. Peki bunun karsiliğinda toprak sahibi yine dairesi kadarmi daire aliyor acaba. İnsan ların hakkımı yeniyor burda anlamiyorum. Örneğin sancaktepede muteahit ile toprak sahibi yüzde 50 olarak anlaşıyor. 10 daire ise 5 er adet olarak paylasiliyor. Acaba kadıköydeki durum farklımı?

    Birde bu yesil enerji falan demişsinizde. Cok güzel düşünmüşsunuz ama bizim ülkemizde maalesef zor. Onu en son düşünüyor büyüklerimiz.



    Mesela bizim Samandıra da merkezi yeşil meydan olarak ayrılmıştı. Şimdi ise eski belediye başkanı Abdullah bayram oraya rezidans ve AVM dikiyor.

    Yanii maalesef yeşil enerjiyi kim takarki.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: kugutex


    quote:

    Orijinalden alıntı: ElPoderoso

    Kentsel dönüşümde büyük hatalar yapıldı. Öncelikle apartmanı şikayet mekanizması getirildi. Ne oldu bunun sonucunda, binalardan karot alındı, müteahhite verildi. Sonra? O binalar yeniden yapıldı, ama balkonsuz! Çünkü insanlar metrekare kaybı istemediler. Kim ister ki? 3+1 dairede oturanlar yenilenmiş 1+1 daire sahibi oldular. Bu istenen birşey mi? Yıllarca oturdukları semtlerden çıkmak zorunda kaldılar. Mahalle kültürü resmen yok olduğu gibi, yenilenmiş binalar dip dipe sıkışık bir hal aldılar.

    Dahası kentsel dönüşüm, dönüşebilen binalar için yürüyordu ama şu an tamamen durdu. Mesela en çok dönüşen İstanbul'un Kadıköy ilçesinde son durumda %11 oranında dönüşüm olmuş. Ne kadar az değil mi?

    Çünkü 120-130 metrekare 3+1 dairesi olan mülk sahipleri evlerini dönüştürürken, yine 3+1 ama 80 metrekareye razı oldular. Gelgelelim 70-80 metrekare 3+1 dairesi olanlar dönüşüme giremediler. Çünkü 50-55 metrekare 1+1 dairelerde oturmak istemediler. 3 çocuklu bir aile neden 3+1 dairesini verip 1+1 alsın. Mantığı var mı bunun? Bu garip yasalar nedeniyle apartmanda oturan insanlar birbirlerine düştüler.

    Bir deprem olduğunda bu insanların tamamı ölecek. Peki ölmesin ne yapalım?

    İnsanlara deniyorki gidin bankadan kredi çekin eviniz de küçülmesin. Ya o insanlar emekliyse, ya bankalardan kredi çekme gücü yoksa? Herşeyden önce evinde kıt kanaat geçinen insanları sen 10 sene bir bankaya krediye bağlamak istiyorsun. Böyle şey olur mu?

    Çözüm de aslında devletin elinde.

    Çok basit.

    Mesela Kadıköy'de inşaat emsal oranı 2,07'dir. Yani arsanızın metrekaresini 2,07 ile çarparsanız inşaat metrekarenizi de bulmuş olursunuz.

    Devlet bu 2,07 oranını 2,75' e çıkarsa, yani emsali artırsa bu sorun çözülür, herkes metrekare kaybı olmaksızın yeni dairesine geçer.

    Ancak bunu şarta bağlamalı devlet. Devlet diyecek ki komşu apartmanlarla, yani komşu parsellerle birleşirsen ben sana 2,75 oranını veririm. Aksi halde emsal aynı kalır.

    Bu neyi sağlar? Apartmanlar siteye dönüşür, bütün otoparklar zemin altında kalır, bütün alanlar birleştiğinden çocuklar için geniş park alanları oluşur sitelerin içinde.

    Dahası devlet bu emsalin yükseltilmesi karşılığı bütün binalara yeşil bina olma şartı koyar. Bu sayede yağmur suları bahçe sulamasında kullanılırken, güneş ernerjisinden faydalanan, fotoselli ampulle aydınlanan binalar ortaya çıkar.

    Devlet buna rant olarak bakmamalı. Devlet vatandaşının en temel yaşam hakkını bu şekilde korumalı.

    Bildiğim kadarıyla bu inşaat emsal oranını dediğiniz şartlarda zaten veriyor devlet. Ama fikirtepeye bakıyorum 5 katlı binanın yerine 30 katlı bina yapılıyor. Ve dipdibe. Yeşil alan fazla kalmıyor nedense. Acaba emsal oranını fazla mı veriyor.

    Birde daire sahipleri nasıl memnun olmuyor onuda anlamıyorum. Adamlar bir binadan yuzlerce daire cikariyor. Peki bunun karsiliğinda toprak sahibi yine dairesi kadarmi daire aliyor acaba. İnsan ların hakkımı yeniyor burda anlamiyorum. Örneğin sancaktepede muteahit ile toprak sahibi yüzde 50 olarak anlaşıyor. 10 daire ise 5 er adet olarak paylasiliyor. Acaba kadıköydeki durum farklımı?

    Birde bu yesil enerji falan demişsinizde. Cok güzel düşünmüşsunuz ama bizim ülkemizde maalesef zor. Onu en son düşünüyor büyüklerimiz.



    Mesela bizim Samandıra da merkezi yeşil meydan olarak ayrılmıştı. Şimdi ise eski belediye başkanı Abdullah bayram oraya rezidans ve AVM dikiyor.

    Yanii maalesef yeşil enerjiyi kim takarki.

    Hayır emsal vermiyor. Kesinlikle vermiyor, zaten verse Kadıköy'de şu an dönüşüm %11'de değil %85'lerde olurdu. Fikirtepe özel alan ilan edildi. Orada emsal çok yüksek tutuldu. 4,14 emsal var orada. Halbuki Kadıköy geneline 2.75 yeterliydi.

    Daire sahipleri memnun olmuyor. Çünkü dairesi çok küçülüyor. Burada daha önce imar planı yapılmadığından yola terk diye bir kavram var. Örneğin 1000 metrekare arsanızın zaten daha başında devlet 100-250 metrekaresine yol genişleteceğim diye el konuluyor. Emsal de artmayınca müteahhit firma 80 metrekarelik daireyi 50 metrekareye düşürüyor. 3+1'den 1+1'e düşüyorsunuz. O zaman da kimse müteahhite vermek istemiyor. Kadıköy'de arsa sahipleri/müteahhit payı oranı ortalama %67-33 şeklinde. Bağdat Cad. gibi yerlerde %70-30 oranı var. Bağdat Caddesinde dönüşüm daha kolay oluyor haliyle.

    Yeşil bina konsepti aslında devletin de işine gelir. Su az harcanıyor, elektrik az harcanıyor. Tüm atıklar ya dönüştürülüyor ya da yenilenebilir enerji kaynakları kullanılıyorş İnşaat maliyetine en fazla %5 etki ediyor.




  • Arkadaş bu nasıl bir cehalettir. 'Osmanlı zamanında da deprem oldu, haritan silindi mi' demek en hafif tabirle moronluktur. Osmanlı dönemindeki yapı stoğunun miktarı, cinsi, nizamı ve sanayinin oranı ve beşeri dağılımının bugünküyle farkını anlayamayacak kadar beyni erimiş adamlar teknoloji forumunda olmamalı bence.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi berkbozkus -- 19 Ağustos 2017; 12:16:2 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ElPoderoso


    quote:

    Orijinalden alıntı: kugutex


    quote:

    Orijinalden alıntı: ElPoderoso

    Kentsel dönüşümde büyük hatalar yapıldı. Öncelikle apartmanı şikayet mekanizması getirildi. Ne oldu bunun sonucunda, binalardan karot alındı, müteahhite verildi. Sonra? O binalar yeniden yapıldı, ama balkonsuz! Çünkü insanlar metrekare kaybı istemediler. Kim ister ki? 3+1 dairede oturanlar yenilenmiş 1+1 daire sahibi oldular. Bu istenen birşey mi? Yıllarca oturdukları semtlerden çıkmak zorunda kaldılar. Mahalle kültürü resmen yok olduğu gibi, yenilenmiş binalar dip dipe sıkışık bir hal aldılar.

    Dahası kentsel dönüşüm, dönüşebilen binalar için yürüyordu ama şu an tamamen durdu. Mesela en çok dönüşen İstanbul'un Kadıköy ilçesinde son durumda %11 oranında dönüşüm olmuş. Ne kadar az değil mi?

    Çünkü 120-130 metrekare 3+1 dairesi olan mülk sahipleri evlerini dönüştürürken, yine 3+1 ama 80 metrekareye razı oldular. Gelgelelim 70-80 metrekare 3+1 dairesi olanlar dönüşüme giremediler. Çünkü 50-55 metrekare 1+1 dairelerde oturmak istemediler. 3 çocuklu bir aile neden 3+1 dairesini verip 1+1 alsın. Mantığı var mı bunun? Bu garip yasalar nedeniyle apartmanda oturan insanlar birbirlerine düştüler.

    Bir deprem olduğunda bu insanların tamamı ölecek. Peki ölmesin ne yapalım?

    İnsanlara deniyorki gidin bankadan kredi çekin eviniz de küçülmesin. Ya o insanlar emekliyse, ya bankalardan kredi çekme gücü yoksa? Herşeyden önce evinde kıt kanaat geçinen insanları sen 10 sene bir bankaya krediye bağlamak istiyorsun. Böyle şey olur mu?

    Çözüm de aslında devletin elinde.

    Çok basit.

    Mesela Kadıköy'de inşaat emsal oranı 2,07'dir. Yani arsanızın metrekaresini 2,07 ile çarparsanız inşaat metrekarenizi de bulmuş olursunuz.

    Devlet bu 2,07 oranını 2,75' e çıkarsa, yani emsali artırsa bu sorun çözülür, herkes metrekare kaybı olmaksızın yeni dairesine geçer.

    Ancak bunu şarta bağlamalı devlet. Devlet diyecek ki komşu apartmanlarla, yani komşu parsellerle birleşirsen ben sana 2,75 oranını veririm. Aksi halde emsal aynı kalır.

    Bu neyi sağlar? Apartmanlar siteye dönüşür, bütün otoparklar zemin altında kalır, bütün alanlar birleştiğinden çocuklar için geniş park alanları oluşur sitelerin içinde.

    Dahası devlet bu emsalin yükseltilmesi karşılığı bütün binalara yeşil bina olma şartı koyar. Bu sayede yağmur suları bahçe sulamasında kullanılırken, güneş ernerjisinden faydalanan, fotoselli ampulle aydınlanan binalar ortaya çıkar.

    Devlet buna rant olarak bakmamalı. Devlet vatandaşının en temel yaşam hakkını bu şekilde korumalı.

    Bildiğim kadarıyla bu inşaat emsal oranını dediğiniz şartlarda zaten veriyor devlet. Ama fikirtepeye bakıyorum 5 katlı binanın yerine 30 katlı bina yapılıyor. Ve dipdibe. Yeşil alan fazla kalmıyor nedense. Acaba emsal oranını fazla mı veriyor.

    Birde daire sahipleri nasıl memnun olmuyor onuda anlamıyorum. Adamlar bir binadan yuzlerce daire cikariyor. Peki bunun karsiliğinda toprak sahibi yine dairesi kadarmi daire aliyor acaba. İnsan ların hakkımı yeniyor burda anlamiyorum. Örneğin sancaktepede muteahit ile toprak sahibi yüzde 50 olarak anlaşıyor. 10 daire ise 5 er adet olarak paylasiliyor. Acaba kadıköydeki durum farklımı?

    Birde bu yesil enerji falan demişsinizde. Cok güzel düşünmüşsunuz ama bizim ülkemizde maalesef zor. Onu en son düşünüyor büyüklerimiz.



    Mesela bizim Samandıra da merkezi yeşil meydan olarak ayrılmıştı. Şimdi ise eski belediye başkanı Abdullah bayram oraya rezidans ve AVM dikiyor.

    Yanii maalesef yeşil enerjiyi kim takarki.

    Hayır emsal vermiyor. Kesinlikle vermiyor, zaten verse Kadıköy'de şu an dönüşüm %11'de değil %85'lerde olurdu. Fikirtepe özel alan ilan edildi. Orada emsal çok yüksek tutuldu. 4,14 emsal var orada. Halbuki Kadıköy geneline 2.75 yeterliydi.

    Daire sahipleri memnun olmuyor. Çünkü dairesi çok küçülüyor. Burada daha önce imar planı yapılmadığından yola terk diye bir kavram var. Örneğin 1000 metrekare arsanızın zaten daha başında devlet 100-250 metrekaresine yol genişleteceğim diye el konuluyor. Emsal de artmayınca müteahhit firma 80 metrekarelik daireyi 50 metrekareye düşürüyor. 3+1'den 1+1'e düşüyorsunuz. O zaman da kimse müteahhite vermek istemiyor. Kadıköy'de arsa sahipleri/müteahhit payı oranı ortalama %67-33 şeklinde. Bağdat Cad. gibi yerlerde %70-30 oranı var. Bağdat Caddesinde dönüşüm daha kolay oluyor haliyle.

    Yeşil bina konsepti aslında devletin de işine gelir. Su az harcanıyor, elektrik az harcanıyor. Tüm atıklar ya dönüştürülüyor ya da yenilenebilir enerji kaynakları kullanılıyorş İnşaat maliyetine en fazla %5 etki ediyor.

    Olay tam olarak öyle değil. Şu an Kadıköy'ün büyük bir bölümünde emsal yani KAKS denilen olgu 2,07. Bu oran 'net arsa alanı x 2,07 = inşaat alanı' anlamına gelsede reelde durum çok farklı. Örneğin emsal harici kalan alanlar var. Bunlar otopark, sığınak, görevli dairesi, kat bahçesi, açık çıkmalar (balkon) v.b. Asıl çakallık burada başlıyor. Mütteahhit projede girişlerinin taşınmazların mülki sınırları dahilinde verdikleri kat bahçesi ve balkonları oda veya salon olarak realize ediyorlar. Atıyorum bir daire var, antre, salon, 1 adet oda, mutfak, banyo/tuvalet, 3 adet balkon. balkonlardan birisi 3-4 m2 büyüklüğünde ve genelde salonla irtibatlı oluyor. Geri kalan 2 adet balkon ise antre irtibatlı ve her biri takribi 11-15 m2 arası. Bu nedir? Bu projeyi onaylayan belediye yetkilileri buraların aslında oda olarak düzenleneceğini bilmiyorlar mı? Projede 70 m2 kapalı alanı olan bir daire bir anda oluyor 110 m2. E ama yönetmelik öyle demiyor. Sadece balkon yada kat bahçesi maksadıyla kullanılırsa buralar emsal harici tutulabilir diyor. Ne iş? Bir Allah'ın kuluda çıkıp hayırdır demiyor. Bu ülke böyle gelmiş böyle gider aga. Ne yöneticiler kanun tanır ne vatandaşlar. Ne trafik kurallarına uyulur ne görgü kurallarına. Ne insana saygı var bu topraklarda ne hayvana. Kısacası çürümüş bi medeniyet.




  • Ankara'dan herşeyi İstanbul'a taşıdılar taşıyorlar.

    Merkez Bankası,büyük bankaların genel müdürlükleri ve bir çok önemli kurumun genel müdürlüğü.

    Sanarsın Başkent İstanbul.
  • Bina değil, duble yol kurtarır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Arkadaşlar iyi güzel ANLATMIŞSINIZ ama çözümde söyleyin ölmeyimi bekleyelim ben gerekirse deprem olana kadar çadırımda kalıcam bune yahu kurbanlık hayvan gibiyiz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • berkbozkus kullanıcısına yanıt
    Elestirmemek icin ugrasiyorlar iste. Istanbulda olacak buyuk bir deprem ile ne osmanli zamani karsilastirilir ne de baska bir deprem.
  • kerimcem K kullanıcısına yanıt
    Gerceklerden bahsetmeyi "ulkesini asagida gorme hastaligi" olarak goruyorsan sen de ne var?

    99 depreminde uzayda falan miydin da cok buyuk bir yikim olmadi diyorsun? O deprem sonrasi ulkenin yasadigi sikintilari gormezlikten gelmek nasil bir mantik? Tabi o zamanki yasanan butun sorunlari, ekonomik krizin butun sucunu donemin hukumetine attiginiz icin bu tarz olaylarin etkileri olmadi diyorsunuz.

    Istanbul nufusu belli, binalari belli, yerlesim plani belli, Istanbul ve cevresinin ulke sanayisindeki ekonomideki yeri belli. Bunlari istedigin kadar inkar etsen de degismez. Alakasiz yerlerdeki alakasiz depremlerle karsilastirman da bunu degistirmez.

    Millete laf atmak icin abartiyorsunuz bazen. Karsit fikre, en ufak elestiriye, en ufak olumsuz fikre dayanamiyorsunuz. Iste bu zihniyetiniz yuzunden onlemler alinmiyor. Ulkeyi sizin hukumet degilde baskasi yonetseydi burada edilen laflarin daha fazlasini siz derdiniz. Olaya siyasi olarak bakmaktan vazgecin artik.

    Alinti yaptigin uye haberi bile okumadan yorum yapmis belli ki. Sen okudun mu?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi captain_turkiye -- 19 Ağustos 2017; 12:7:58 >




  • captain_turkiye kullanıcısına yanıt
    yok oyle bişey ist fay şehirden bile geçmiyor ist tarhihinde boyle bir yıkım yaşamaadı zaten şimdimi yaşıycak hayal kurup durun işte alakasız dediğin yer türkiyenin en büyük illerinden biriydi ne oldu kocaeli yerin dibinemi girdi 99 da...1509 1766 1894 ist haritadanmı silindi..osmanlı bile bir senede toparladı..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kerimcem -- 19 Ağustos 2017; 12:16:47 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kerimcem

    yok oyle bişey ist fay şehirden bile geçmiyor ist tarhihinde boyle bir yıkım yaşamaadı zaten şimdimi yaşıycak hayal kurup durun işte alakasız dediğin yer türkiyenin en büyük illerinden biriydi ne oldu kocaeli yerin dibinemi girdi 99 da...1509 1766 1894 ist haritadanmı silindi..osmanlı bile bir senede toparladı..

    Tabi tabi, o kadar profesorler, uzmanlar bilmiyor da sen biliyorsun. Osmanli donemiyle karsilastirman da super zaten. Ayrica o alakasiz dedigim senin bahsettigin gariban ulkelerdeki depremler.

    99 depreminde bile Istanbulun aldigi hasar belli. Daha yakin daha buyuk bir depremde daha az hasar alacagini mi dusunuyorsun?

    99da dedigim gibi tum sorunlarin sorumlulugunu hukumete atmak icin deprem etkilemedi kafasindasiniz.

    Neyse sen boyle alakasiz seylerle karsilastirip, herkesten daha iyi bildigini dusunmeye devam et. Hatta bu uzmanligini tvlere cikip konustur, universitelerde ders falan ver bence.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi captain_turkiye -- 19 Ağustos 2017; 12:31:12 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ElPoderoso

    Kentsel dönüşümde büyük hatalar yapıldı. Öncelikle apartmanı şikayet mekanizması getirildi. Ne oldu bunun sonucunda, binalardan karot alındı, müteahhite verildi. Sonra? O binalar yeniden yapıldı, ama balkonsuz! Çünkü insanlar metrekare kaybı istemediler. Kim ister ki? 3+1 dairede oturanlar yenilenmiş 1+1 daire sahibi oldular. Bu istenen birşey mi? Yıllarca oturdukları semtlerden çıkmak zorunda kaldılar. Mahalle kültürü resmen yok olduğu gibi, yenilenmiş binalar dip dipe sıkışık bir hal aldılar.

    Dahası kentsel dönüşüm, dönüşebilen binalar için yürüyordu ama şu an tamamen durdu. Mesela en çok dönüşen İstanbul'un Kadıköy ilçesinde son durumda %11 oranında dönüşüm olmuş. Ne kadar az değil mi?

    Çünkü 120-130 metrekare 3+1 dairesi olan mülk sahipleri evlerini dönüştürürken, yine 3+1 ama 80 metrekareye razı oldular. Gelgelelim 70-80 metrekare 3+1 dairesi olanlar dönüşüme giremediler. Çünkü 50-55 metrekare 1+1 dairelerde oturmak istemediler. 3 çocuklu bir aile neden 3+1 dairesini verip 1+1 alsın. Mantığı var mı bunun? Bu garip yasalar nedeniyle apartmanda oturan insanlar birbirlerine düştüler.

    Bir deprem olduğunda bu insanların tamamı ölecek. Peki ölmesin ne yapalım?

    İnsanlara deniyorki gidin bankadan kredi çekin eviniz de küçülmesin. Ya o insanlar emekliyse, ya bankalardan kredi çekme gücü yoksa? Herşeyden önce evinde kıt kanaat geçinen insanları sen 10 sene bir bankaya krediye bağlamak istiyorsun. Böyle şey olur mu?

    Çözüm de aslında devletin elinde.

    Çok basit.

    Mesela Kadıköy'de inşaat emsal oranı 2,07'dir. Yani arsanızın metrekaresini 2,07 ile çarparsanız inşaat metrekarenizi de bulmuş olursunuz.

    Devlet bu 2,07 oranını 2,75' e çıkarsa, yani emsali artırsa bu sorun çözülür, herkes metrekare kaybı olmaksızın yeni dairesine geçer.

    Ancak bunu şarta bağlamalı devlet. Devlet diyecek ki komşu apartmanlarla, yani komşu parsellerle birleşirsen ben sana 2,75 oranını veririm. Aksi halde emsal aynı kalır.

    Bu neyi sağlar? Apartmanlar siteye dönüşür, bütün otoparklar zemin altında kalır, bütün alanlar birleştiğinden çocuklar için geniş park alanları oluşur sitelerin içinde.

    Dahası devlet bu emsalin yükseltilmesi karşılığı bütün binalara yeşil bina olma şartı koyar. Bu sayede yağmur suları bahçe sulamasında kullanılırken, güneş ernerjisinden faydalanan, fotoselli ampulle aydınlanan binalar ortaya çıkar.

    Devlet buna rant olarak bakmamalı. Devlet vatandaşının en temel yaşam hakkını bu şekilde korumalı.

    Olay tam olarak budur. Ben Maltepe ilçesinin İdealtepe mahallesinde oturuyorum. Oturduğum bina 30 senelik. Çekme mesafeli, 4 kat, konut imarlı. Karşımızdaki parsel ticaret imarlı ve 5 kat imarlı. Müteaahhitler bizim parsele girmiyor. Çünkü adama 14 adet daireden yalnızca 3 adet dubleks daire kalıyor. Ama karşımızdaki parsel ticaret fonksiyonunun getirdiği kat avantajıyla yenilendi ve ne mi oldu? Oraya tüm katları konut fonksiyonlu bina yapıldı. Yani reelde yapılan yapının hiçbir ticcari fonksiyonu yok. Şimdi soruyorum, deprem olsa ve ben enkaz altında kalsam, bunu sorumlusu kimdir aga?




  • Klasik Hitler zihniyeti.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi -Nautilus- -- 19 Ağustos 2017; 12:39:53 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Oturduğum bina 25 yıllık ve 18 katlı. Malum depremde ayakta kalma olasılığı nedir acaba? 25 yıllık olmasını geçtim, 18 katlı olması canımı sıkıyor



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi YshtolaRhul7017 -- 19 Ağustos 2017; 12:43:35 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: TEKINALP

    Oturduğum bina 25 yıllık ve 18 katlı. Malum depremde ayakta kalma olasılığı nedir acaba? 25 yıllık olmasını geçtim, 18 katlı olması canımı sıkıyor

    Hocam güvenli bi nokta belirleyin evde oraya deprem çantası hazirlayip koyun baktiniz ev yikiliyo kendinize orda yaşam bölgesi olusturun.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • captain_turkiye kullanıcısına yanıt
    tamam ozaman o profun dediği gibi sevmediğin insanlara dışkı yedir nasıl olsa işkence değil o profa gore....diğer profları dinlersen ahmet ercan şener üşümezsoy gibi bu adam gibi kıyamet planı çizmezler canımın içi hadi güle güle...elbette zarar hasar görücüez ama burda bu adamın dediği 2012 filminin çakma senaryosu



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kerimcem -- 19 Ağustos 2017; 14:46:48 >
  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.