Şimdi Ara

İslam Medeniyeti'nin ve Ortaçağ'ın İlim Merkezi

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
28
Cevap
0
Favori
2.741
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
3 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Beyt'ül Hikme, bilgelik evi anlamını taşımaktadır.

    İlk defa kimin tarafından ve ne zaman kurulduğu tartışma konusudur. Kaynakların çoğunda Abbasi halifelerinden Me'mun tarafından 830'da Bağdat'ta kurulduğu
    zikrediliyorsa da bunun düşünce ve teşebbüs olarak Mansur dönemine (754-775) kadar uzandığı anlaşılmaktadır. İslam coğrafyasının genişlemesiyle müslümanların Helenistik, İran , Hint ve diğer kültürlerle temasları sonucu bunlara karşı kendilerinde geniş bir ilgi ve merak uyanmıştı. Ayrıca bu farklı kültürler arasında ortaya çıkan birtakım sürtüşme ve tartışmalarda müslümanlar kendi inanç ve düşüncelerini tutarlı bir şekilde savunmak ve İslam'ın üstünlüğünü göstermek için bu kültürleri çok iyi tanımak zorundaydılar. Bu gibi sebeplerden ötürü antik dünyanın bilinen ilmi ve felsefi eserlerini Arapça'ya çevirmek ihtiyacı doğdu. Beytülhikme kuruluncaya kadar bu alandaki çalışmalar bazı şahısların , prens ve halifelerin özel merakı çerçevesinde bir asırdan fazla bir zaman içinde şahsi faaliyetler olarak devam etti. Bu alanda ilk teşebbüste bulunan Emevi prenslerinden Halid b. Yezid b. Muaviye'dir (ö.85 / 704). Halid tıp, astronomi (astrolojiyle karışık) , kimya (simya ile karşık bir şekilde) gibi ilimlere merak salmış ve bu konularda yazılmış Grekçe ve Koptça eserleri İskenderiyeli birer rahip olan Staphon ve Maraianos'a tercüme ettirmişti.

    Halife Mansûr, İranlı bir mühtedi olan Abdullah b. Mukaffa'a Aristo'nun Organon adlı mantık külliyatının ilk üç kitabı ile Porphyrius'un Eisagoge'sini(lsaguci) ve Kelile ve Dimne'yi Farsça'dan Arapça'ya tercüme ettirdi.

    Yine bu dönemde Hintli bir seyyahın beraberinde getirdiği matematik ve astronomiyle ilgili iki kitap tercüme edildi ve böylece Hint rakamları İslam kültür dünyasına girmiş oldu.

    Astronomiyle ilgili olan Sind-Hind adıyla, ayrı­ca Batlamyus'un Sintaksis'i el-Mecistî, Öklid'in Elemento Geometricae'sı Ûsulü'l-hendese adıyla tercüme edilmişti.

    Ankara ve Ammüriye'nin (Emirdağ yakınlarında eski bir şehir) fethinden sonra buralardan elde edilen kitaplar Bağdat'a götürüldü ve Yuhanna b. Maseveyh
    başkanlığında kurulan bir heyet tarafından Arapça'ya tercüme edildi.

    Bütün bu olumlu gelişmelerden sonra Beytülhikme'yi daha da geliştirerek Ortaçağ'ın adeta bir ilimler akademisi hüviyetine kavuşturan Halife Me'mun
    olmuştur. Me'mun 830'da Bizanslılar'a karşı başarıyla sonuçlandığı seferden dönerken oralardan toplattığı kitapları beraberinde Bağdat'a getirdi. Ayrıca kü-
    tüphaneyi zenginleştirmek için büyük bir para ayırdı ve Beytülhikme'nin müdürü Selm ile İbnü'l-Bıtrik, Haccac b.Matar ve Yuhanna b. Maseveyh'ten olu-
    şan bir heyeti Bizans'a göndererek bu heyetin kütüphanelerden seçeceği kitapların kendisine gönderilmesini imparatordan rica etti. O dönemde bazı zengin
    ailelerin de özel kütüphane kurarak telif, tercüme ve ilmi araştırmalara büyük paralar yaptığı bilinmektedir.

    Gerek imparatorluk sınırları içindeki kilise okullarından gerekse komşu ülkelerden ve Kıbrıs'tan getirtilen kitaplarla Beytülhikme Ortaçağ'ın en zengin kütüphanesi ve yoğun ilmi araştırmaların feyizli bir merkezi haline geldi.

    Rivayete göre Halife Me'mun sadece Grekçe'den yaptırdığı tercümeler için 300.000 dinar vermişti (Tırazi,I- 101 ). Hatta bazı tercümeler terazinin bir kefesine
    konuyor ve altın tozuyla tartılarak mütercim ödüllendiriliyordu. ilim alanındaki bu yatırımlar kısa zamanda feyizli ürünlerini vermiş, müslümanlar arasından
    büyük bilginler, filozoflar, kaşif ve mucitler yetişmişti. Mesela Me'mun Beni Musa'dan dünyanın enlem ve boylamını ölçmelerini istemiş , onlar da Sincar
    ve Küfe ovalarında yaptıkları iki ayrı deney sonucunda bir meridyen yayının 360 derece ve bir dereceye tekabül eden mesafenin 106 2/3 km .. ayrıca dünyanın
    çevresinin 8000 fersah - 38.400 km. olduğunu tesbit etmişlerdi (İbn Hallikan,V, 162-163)

    Beytülhikme'nin bünyesinde bir de rasathanenin bulunduğu yolundaki iddialar abartılmış sayılmakla beraber. Me'mun'un Bağdat yakınlarındaki Şemmasiye'de
    kurdurduğu rasathanede araş­tırma yapan astronom ve matematikçilerin çoğunun Beytülhikme kadrosunda bulunan alim ve kaşiflerden olduğu bilinmektedir.
    Batlamyus'un el-Mecisti'-sindeki bilgileri ve astronomiyle ilgili ölçüm araç ve gerekçelerini yetersiz bulan Me'mun daha geliştirilmiş gözlem aletleri yaptırarak kozmografik haritalar hazırlatmıştır (Said el-Endelüsi, s. 58).

    Öyle anlaşılıyor ki ilk dönemlerde bir tercüme bürosu ve bir kütüphane olarak kurulan Beytülhikme giderek fiziki ve fonksiyonel açıdan gelişip genişlemiş, özellikle pozitif ilimlerin araştırıldığı bir merkez ve bir eğitim kurumu haline gelmiştir. 500 yıldan fazla İslam ilim dünyasına kaynak teşkil eden bu merkez 1258'de Hülagu tarafından yakılıp yıkılmıştır.

    X. yüzyılın başlarında Tunus'un Kayrevan şehrinde de Bağdat'takine benzer bir müessesenin kurulduğu bilinmektedir. Kayrevan'daki Beytülhikme'yi ilk kuranın
    lll. Ziyadetullah (903-909) olduğu söylenir. Beytülhikme, Kayrevan'ın en büyük caddesi üzerinde Ulucami yakınında bir yerde idi. Kütüphanenin yanında telif ve tercüme heyetleri için ayrılan odalardan başka tıp , eczacılık,matematik, geometri. astronomive botanik alanlarında araştırma ve
    öğretim yapılan bölümler vardı. Ayrıca Beytülhikme kadrosuna dahil ilim adamlarının ikametlerine ayrılan yerler ve her türlü sosyal ihtiyaçlarını karşılayacak tesisler bulunuyordu. Kayrevan'da Bağdat'takine benzer yüksek düzeyde ilmi araştırmalar yapacak böyle bir merkez ve kütüphanenin kurulması konusunda lll. Ziyadetullah'ı teş­vik eden İbrahim b. Ahmed eş-Şeybani'­dir (ö. 298/ 910). Riyazi unvanıyla anılan bu değerli alim Bağdat'ta yetişmiş, Cahiz, İbn Kuteybe ve Müberred gibi devrinin
    en ünlü bilginleriyle beraber bulunmuş ve doğu İslam memleketlerindeki ilmi faaliyetleri Kayrevan'a taşımayı başarmıştı. Ağlebiler Devleti Fatımiler tarafından
    yıkıldıktan sonra (909) Beytülhikme'nin akıbeti hakkında bilgi mevcut değilse de buradan yetişen ilim adamlarının Endülüs'e geçerek çalışmaını daha uygun bir ortam olan Kurtuba'da sürdürdükleri tahmin edilmektedir.


    Kaynak : http://www.islamansiklopedisi.info (PDF)




    Minyatür kaynak : albabblog.blogspot.com.tr

    Modern Beyt'ül Hikme

     İslam Medeniyeti'nin ve Ortaçağ'ın İlim Merkezi

    Fotoğraf kaynak : glogster.com

    Modern Beyt'ül Hikme

     İslam Medeniyeti'nin ve Ortaçağ'ın İlim Merkezi

    Fotoğraf kaynak : historyofinformation.com



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-D37FC5D75 -- 6 Şubat 2016; 18:41:32 >







  • Bolumde acilan nadie guzel konulardan. Eline saglik.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Requiestcat in Pace

    Bolumde acilan nadie guzel konulardan. Eline saglik.

    Teşekkür ederim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kingman29

    Bu mesaj silindi.
    Abbasiler cidden garip devlet. Emeviler kiminle savaşıyorsa hemen savaşı bırakıp tamamen bilime yönelmiş bir üst kademe var. Adamlar daha o tarihte Dünyanın çevresini bir kaç ufak yanlış dışında hesaplayacak bilgiye ve birikime sahipler.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi

    Abbasiler cidden garip devlet. Emeviler kiminle savaşıyorsa hemen savaşı bırakıp tamamen bilime yönelmiş bir üst kademe var. Adamlar daha o tarihte Dünyanın çevresini bir kaç ufak yanlış dışında hesaplayacak bilgiye ve birikime sahipler.



    Eratosthenes 1000 yıl önceden hesaplamıştı. Muhtemelen onun kitaplarını bulmuşlardır, yanlışı varsa düzeltmişlerdir. (Gerçi hata çok az Eratosthenes'in hesaplamalarında.)

    Ayrıca Dünya'nın Güneş'e uzaklığını da çok doğru hesaplamıştır, asıl başarı bu bence.

    Yukarıda saçmalayan blok listemdeki kişiyi de alıntılamayın lütfen. Kendisini ne ciddiye alıyorum, ne mesajlarını görmek istiyorum.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon

    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi



    KAbbasiler cidden garip devlet. Emeviler kiminle savaşıyorsa hemen savaşı bırakıp tamamen bilime yönelmiş bir üst kademe var. Adamlar daha o tarihte Dünyanın çevresini bir kaç ufak yanlış dışında hesaplayacak bilgiye ve birikime sahipler.



    Eratosthenes 1000 yıl önceden hesaplamıştı. Muhtemelen onun kitaplarını bulmuşlardır, yanlışı varsa düzeltmişlerdir. (Gerçi hata çok az Eratosthenes'in hesaplamalarında.)

    Ayrıca Dünya'nın Güneş'e uzaklığını da hesaplamıştır, asıl başarı bu bence.

    Bilime yapılan her katkı bir başarıdır bence.

    Muhtemelen bahsi geçen kişinin kitaplarını da kullanmışlardır. Dediğin gibi üzerinde düşünmüş olabilirler. Ama Eski Mısır'da, Sümer'de yani Orta Doğu coğrafyasında astronomi popüler bir bilim. Bu adamlar da aslında o kadar uzak değiller yani.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon

    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi



    Abbasiler cidden garip devlet. Emeviler kiminle savaşıyorsa hemen savaşı bırakıp tamamen bilime yönelmiş bir üst kademe var. Adamlar daha o tarihte Dünyanın çevresini bir kaç ufak yanlış dışında hesaplayacak bilgiye ve birikime sahipler.



    Eratosthenes 1000 yıl önceden hesaplamıştı. Muhtemelen onun kitaplarını bulmuşlardır, yanlışı varsa düzeltmişlerdir. (Gerçi hata çok az Eratosthenes'in hesaplamalarında.)

    Ayrıca Dünya'nın Güneş'e uzaklığını da hesaplamıştır, asıl başarı bu bence.

    Bilime yapılan her katkı bir başarıdır bence.

    Muhtemelen bahsi geçen kişinin kitaplarını da kullanmışlardır. Dediğin gibi üzerinde düşünmüş olabilirler. Ama Eski Mısır'da, Sümer'de yani Orta Doğu coğrafyasında astronomi popüler bir bilim. Bu adamlar da aslında o kadar uzak değiller yani.

    Mısır için şöyle dendiğini görmüştüm:

    "Çölde görecek bir şey olmadığından göğe baktılar"



    Diğer yandan düşünce özgürlüğü konusunda da çok ileridelermiş. El Maarri gibi birine bile hiç karışmamışlar. Sanırım bu yüzden bilimde ilerleyebilmişler.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon


    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi


    quote:

    Orijinalden alıntı: Lews Therin Telamon

    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi


    Abbasiler cidden garip devlet. Emeviler kiminle savaşıyorsa hemen savaşı bırakıp tamamen bilime yönelmiş bir üst kademe var. Adamlar daha o tarihte Dünyanın çevresini bir kaç ufak yanlış dışında hesaplayacak bilgiye ve birikime sahipler.



    Eratosthenes 1000 yıl önceden hesaplamıştı. Muhtemelen onun kitaplarını bulmuşlardır, yanlışı varsa düzeltmişlerdir. (Gerçi hata çok az Eratosthenes'in hesaplamalarında.)

    Ayrıca Dünya'nın Güneş'e uzaklığını da hesaplamıştır, asıl başarı bu bence.

    Bilime yapılan her katkı bir başarıdır bence.

    Muhtemelen bahsi geçen kişinin kitaplarını da kullanmışlardır. Dediğin gibi üzerinde düşünmüş olabilirler. Ama Eski Mısır'da, Sümer'de yani Orta Doğu coğrafyasında astronomi popüler bir bilim. Bu adamlar da aslında o kadar uzak değiller yani.

    Mısır için şöyle dendiğini görmüştüm:

    "Çölde görecek bir şey olmadığından göğe baktılar"



    Diğer yandan düşünce özgürlüğü konusunda da çok ileridelermiş. El Maarri gibi birine bile hiç karışmamışlar. Sanırım bu yüzden bilimde ilerleyebilmişler.

    Bilimin ilerleme eşiği merak ve özgürlüktür. Bu sebepten ötürü bir sürü bilim adamı ABD, İngiltere ya da diğer Avrupa ülkelerine gidiyor.

    Abbasiler'de de bu özgürlük ortamı fazlasıyla var.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • Yunanlılar da bu birikimi zaten Ortadoğu coğrafyasından almışlardır. Medeniyet büyük oranda Ortadoğu coğrafyasında doğmuştur. Sümerler bunun en büyük örneklerindendir. Avrupa 1000 li yıllardan sonra gelişmeye başlamıştır. Daha önce Avrupa'da önemli bir gelişme yok diye biliyorum zaten Avrupa'nın gelişmesini sağlayan da Endülüs Emevi gibi devletler, Akdeniz'e açılmak ve Haçlı seferleridir bence.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-D37FC5D75 -- 6 Şubat 2016; 18:39:48 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mr.Penguin

    Yunanlılar da bu birikimi zaten Ortadoğu coğrafyasından almışlardır. Medeniyet büyük oranda Ortadoğu coğrafyasında doğmuştur. Sümerler bunun en büyük örneklerindendir. Avrupa 1000 li yıllardan sonra gelişmeye başlamıştır. Daha önce Avrupa'da önemli bir gelişme yok diye biliyorum zaten Avrupa'nın gelişmesini sağlayan da Endülüs Emevi gibi devletler, Akdeniz'e açılmak ve Haçlı seferleridir bence.

    Bence Eski Yunan medeniyetini, diğer batılılardan ve Avrupa'dan ayrı tutmak gerekir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mr.Penguin

    Yunanlılar da bu birikimi zaten Ortadoğu coğrafyasından almışlardır. Medeniyet büyük oranda Ortadoğu coğrafyasında doğmuştur. Sümerler bunun en büyük örneklerindendir. Avrupa 1000 li yıllardan sonra gelişmeye başlamıştır. Daha önce Avrupa'da önemli bir gelişme yok diye biliyorum zaten Avrupa'nın gelişmesini sağlayan da Endülüs Emevi gibi devletler, Akdeniz'e açılmak ve Haçlı seferleridir bence.

    Bence Eski Yunan medeniyetini, diğer batılılardan ve Avrupa'dan ayrı tutmak gerekir.

    Orası öyle tabi Yunan medeniyeti farklı bir medeniyet ama onlar da bildiğim kadarıyla büyük oranda Ortadoğu medeniyetinden besleniyor. Sonra kendi medeniyetlerini kurup kendileri de Doğu medeniyetini etkiliyorlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-D37FC5D75 -- 6 Şubat 2016; 20:14:09 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mr.Penguin

    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mr.Penguin

    Yunanlılar da bu birikimi zaten Ortadoğu coğrafyasından almışlardır. Medeniyet büyük oranda Ortadoğu coğrafyasında doğmuştur. Sümerler bunun en büyük örneklerindendir. Avrupa 1000 li yıllardan sonra gelişmeye başlamıştır. Daha önce Avrupa'da önemli bir gelişme yok diye biliyorum zaten Avrupa'nın gelişmesini sağlayan da Endülüs Emevi gibi devletler, Akdeniz'e açılmak ve Haçlı seferleridir bence.

    Bence Eski Yunan medeniyetini, diğer batılılardan ve Avrupa'dan ayrı tutmak gerekir.

    Orası öyle tabi Yunan medeniyeti farklı bir medeniyet ama onlar da bildiğim kadarıyla büyük oranda Ortadoğu medeniyetinden besleniyor. Sonra kendi medeniyetlerini kurup kendileri de Doğu medeniyetini etkiliyorlar.

    Ben Yunan medeniyetinin Orta Doğu'dan etkilendiğini pek düşünmüyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mr.Penguin

    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mr.Penguin

    Yunanlılar da bu birikimi zaten Ortadoğu coğrafyasından almışlardır. Medeniyet büyük oranda Ortadoğu coğrafyasında doğmuştur. Sümerler bunun en büyük örneklerindendir. Avrupa 1000 li yıllardan sonra gelişmeye başlamıştır. Daha önce Avrupa'da önemli bir gelişme yok diye biliyorum zaten Avrupa'nın gelişmesini sağlayan da Endülüs Emevi gibi devletler, Akdeniz'e açılmak ve Haçlı seferleridir bence.

    Bence Eski Yunan medeniyetini, diğer batılılardan ve Avrupa'dan ayrı tutmak gerekir.

    Orası öyle tabi Yunan medeniyeti farklı bir medeniyet ama onlar da bildiğim kadarıyla büyük oranda Ortadoğu medeniyetinden besleniyor. Sonra kendi medeniyetlerini kurup kendileri de Doğu medeniyetini etkiliyorlar.

    Ben Yunan medeniyetinin Orta Doğu'dan etkilendiğini pek düşünmüyorum.

    Bizim Dünya Tarihi için kullandığımız ders kitabından

    Kaynak : Dünya Tarihi I. Cilt J.M Roberts

     İslam Medeniyeti'nin ve Ortaçağ'ın İlim Merkezi

     İslam Medeniyeti'nin ve Ortaçağ'ın İlim Merkezi

     İslam Medeniyeti'nin ve Ortaçağ'ın İlim Merkezi

     İslam Medeniyeti'nin ve Ortaçağ'ın İlim Merkezi




  • Burada bahsettiği Orta Doğu'dan çok Anadolu ve Mısır Medeniyeti.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • dikkate değer bir isimde bana göre Abdurrahmân el- Mansûr el-Hâzinî..

    kütle çekimini bildiğim kadarı ile ilk dile getiren kendisidir..
  • Arkadas barı burda tartısma cıkarmayın ya lews mı ne dıyo onlar yunanlılardan almıs .
    Arkadas bıktım sızın bu ıslam dusmanlıgınızdan

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi

    Burada bahsettiği Orta Doğu'dan çok Anadolu ve Mısır Medeniyeti.

    Günümüzde Orta Doğu diye söylenen coğrafyaya dahil zaten Anadolu ve Mısır. Ayrıca kitapta bahsettiği Doğu'nun içinde Mezopotamya da var bence.

    Edit mobilden yükleyemedim resmi genelde sitelerde de Ortadoğu diyince Anadolu ve Mısır'ı da içine alıyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-D37FC5D75 -- 7 Şubat 2016; 0:25:35 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mr.Penguin

    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi

    Burada bahsettiği Orta Doğu'dan çok Anadolu ve Mısır Medeniyeti.

    Günümüzde Orta Doğu diye söylenen coğrafyaya dahil zaten Anadolu ve Mısır. Ayrıca kitapta bahsettiği Doğu'nun içinde Mezopotamya da var bence.

    Edit mobilden yükleyemedim resmi genelde sitelerde de Ortadoğu diyince Anadolu ve Mısır'ı da içine alıyor.



    Coğrafya olarak alabilir. Ancak Anadolu, İran, Mezopotamya, Ege ve Mısır kültürleri arasında bence dağlar kadar fark var.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mr.Penguin

    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi

    Burada bahsettiği Orta Doğu'dan çok Anadolu ve Mısır Medeniyeti.

    Günümüzde Orta Doğu diye söylenen coğrafyaya dahil zaten Anadolu ve Mısır. Ayrıca kitapta bahsettiği Doğu'nun içinde Mezopotamya da var bence.

    Edit mobilden yükleyemedim resmi genelde sitelerde de Ortadoğu diyince Anadolu ve Mısır'ı da içine alıyor.



    Coğrafya olarak alabilir. Ancak Anadolu, İran, Mezopotamya, Ege ve Mısır kültürleri arasında bence dağlar kadar fark var.

    Tarihçi olarak bakarsak öyle tabiki. Günümüzde siyasi coğrafya adı olarak kullanılıyor genelde zaten.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-D37FC5D75 -- 7 Şubat 2016; 0:38:41 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mr.Penguin

    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mr.Penguin

    quote:

    Orijinalden alıntı: Tarihçi

    Burada bahsettiği Orta Doğu'dan çok Anadolu ve Mısır Medeniyeti.

    Günümüzde Orta Doğu diye söylenen coğrafyaya dahil zaten Anadolu ve Mısır. Ayrıca kitapta bahsettiği Doğu'nun içinde Mezopotamya da var bence.

    Edit mobilden yükleyemedim resmi genelde sitelerde de Ortadoğu diyince Anadolu ve Mısır'ı da içine alıyor.



    Coğrafya olarak alabilir. Ancak Anadolu, İran, Mezopotamya, Ege ve Mısır kültürleri arasında bence dağlar kadar fark var.

    Tarihçi olarak bakarsak öyle tabiki. Günümüzde siyasi coğrafya adı olarak kullanılıyor genelde zaten.

    Tabi tarihçi olarak bakacağız. Neyse sonunda uzlaşıya vardık.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.