Şimdi Ara

İslam inancıan göre Osmanlı padişahları (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
114
Cevap
0
Favori
2.423
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
2 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: lawbreaker


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: lawbreaker

    Suçsuz birini boğdurmak kundaktaki bebeği öldürmek o zamanlar normal mi karşılanıyordu toplumlarda yani ?
    öyle bir yazmışsın ki sanki 20.yy a kadar millet kafasına göre sokakta birbirini kesip elini kolunu sallayıp uzaklaşıyor gibi olmuş.

    Sadece islamda değil tüm inanç sistemlerinde adam öldürmek hele ki günahsız suçsuz birine kundaktaki bebeğe bunu yapmak doğru karşılanmaz, bunun hümanizmle falan alakası yok. birini boğazlamanın ahlaki olmadığı kanısına da 20 yy da varılmış değil yani.

    Konudaki ilk mesajımı okumuş olsaydın bunu yazmana gerek olmadığını anlardın.

    okudum ancak genede farklı düşünmüyorum açıkçası şöyle ki;

    1) Bir cezanın olması için suçun gerçekleşmiş olması veya en azından teşebbüs edilmesi gerekir canı almaktan büyük bir ceza da yoktur sanırım
    2) Daha önce ortada örnekler var diye herkesin aynısını yapacağının garantisi var mı yok
    3) Devletin iyiliği için mi yoksa baştaki yöneticinin rahatça tahtta kalması için mi bu ayrımı iyi yapmak lazım
    4) Çocuk dediğin boş bir hdd gibidir ne verirsen onu alırsın tamam padişahın şimdiki aile babası gibi her bir çocuğuyla ilgilenmesi zor olabilir ama yetiştirme tarzıyla alakalı bu durumlar

    Sonuç olarak devletin iyiliği masalıyla kendi rahatları kaçmasın diye yaptıklarını düşünüyorum ve asla onaylamıyorum

    Yahu şu hayal aleminde yaşamaktan, bugünün anlayışını 500 sene öncesine götürmeye çalışma saçmalığından bir vazgeçin artık Allah aşkına.

    Hanedanda ikinci bir erkeğin bulunması demek her zaman için isyan ve savaş demektir. İlla o şehzade bir haltlar edecek diye bir kaide yok, etrafındakiler yahut asker arasından bir grup o şehzadeyi mutlaka ve mutlaka kullanır. Ortada koskoca bir imparatorluk var, biraz mantıklı konuşmak gerekiyor; hayal aleminde, ütopyada falan yaşamıyoruz.

    Kardeş katli insaniyet adına da dini kurallara da son derece aykırı olmasına karşın reel politika olarak son derece doğru ve yerinde bir uygulamadır. 20. yüzyıla kadar uzanan bu kadar büyük bir imparatorluğumuz varsa bunu kardeş katline borçluyuz. Bunun aması şusu busu, yok efendim bence ondan değil başka şeyden dolayı yapıyorları falan yok.

    Benzer bir durum sonraki dönemlerde isyanlar ile başa geçen padişahlar için de geçerli. Tahtta ben varım ve asker isyan ediyor diyelim. İsyan sonrası tahta sen geçiyorsun; tahta oturduktan sonra ilk yaptığın iş, benim dönemimde isyan edip tahtın değişmesine sebep olan kişilerin ortadan kaldırılmasıdır. Çünkü hiçbir hükümdar saltanatı sırasında gölge olsun istemez. O adamın çıkardığı isyan sayesinde tahta geçen sen olabilirsin, fakat o adamlar etraftayken senin sağlam bir otorite kurman mümkün değil çünkü sürekli diken üzerinde olacaksın. O nedenle de ilk olarak o adamları ortadan kaldırıyorsun. İşte bütün bunların kalktığı dönemlerde başa geçen padişahlar nedeniyle Osmanlı çöküşe geçmeye başladı zaten. Öldürmüyorsun, fakat dönemin şartları gereği serbest de bırakamıyorsun ve o adam kendinden önceki ölene kadar hapis yaşayıp her an öldürülme korkusuyla hayatını sürdürüyor. "Deli" denen padişahların ortaya çıkmasının sebebi de budur.

    Yani kimse sırf kendi kıçının rahatı için kardeşini falan öldürtmüyor. Buna rağmen gayet tabii kardeşini öldürtürken kendini de düşünecek; ya o ya kendisi gidecek sonuçta. Ve unutulmamalıdır ki şark toplumlarında devlet demek hanedan demektir. Yani hanedanın rahat olması devletin rahat olması anlamına gelir. Dolayısıyla, hatta dolayısıyla değil direkt olarak başa geçenin kardeşini öldürtmesi ne kadar kendi rahatı için ise aynı oranda devletin rahatı ve bekası içindir. Aksi olursa ne olacağı malum; en iyi ihtimalle Çelebi Mehmet dönemindeki gibi fetret devri, yüksek ihtimalle de parçalanıp dağılma...

    Hocam Yazini okudumda icim urperdi Senin hic evladin oldumu bu kadar kolay yaziyorsun.Neymis efendim devletin bekasi icinmis O zamanda padisah tutsaymis seyini yapmasaymis..Devletin bekasi icin kardes ogul olduruluvekce oyle devlet. zaten yonetilmez..O zaman kanun koysalarmis Padisah tahttan indikten sonra yerine Gelecek kisi kurayla olsaymis, Ne biliyim Yasi en buyuk olan olsaymis.

    Bunu yazmam için evladım olmasına gerek yok; çünkü ben 16. asırda değil 21. asırda yaşıyorum. Şunu bir kafanıza sokun artık, kaçıncı oldu... Ayrıca neredeyse her gün başka ana, devletin bekası için bu acıyı çekip oğlunu bu devlet için toprağa veriyor. Hayal aleminden biraz kurtulun, tatlı suda yüzmek hoştur ama gerçek değildir.

    500 sene önceden bahsediyorsun; olmaz dediğin şey sayesinde o devlet ayakta kaldı, haberin yok. Koca imparatorluğun başına geçecek adamı "kura" ile belirlemek gibi bir aptallığı yapmalarını beklemiyorsun herhalde değil mi ? İmparatorluktan bahsediyorsun mahalle takımına adam seçmekten değil... Ayrıca yine 500 sene önceden bahsediyoruz, en yaşlının hükümdar olması geleneği bütün dünyada son 150-200 senedir ortaya çıkmış bir gelenektir. Bizde de bu sisteme geçiş yapılmıştır.



    Sen boyle devam et

    Ben devam ediyorum; zira her anım okuyup araştırmakla geçiyor. Asıl sen öyle devam etmesen de biraz okuyup araştırmak, öğrenmek gibi şeylerin ucundan tutsan da bir daha bu denli saçmalamasan.

    Birak Allahini seversen Ya Bana kundaktaki bebegin olumunu Savunma Ne dersen de Ama savunma.. Kal saglicakla



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zooe -- 6 Temmuz 2017; 22:54:16 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: lawbreaker


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: lawbreaker

    Suçsuz birini boğdurmak kundaktaki bebeği öldürmek o zamanlar normal mi karşılanıyordu toplumlarda yani ?
    öyle bir yazmışsın ki sanki 20.yy a kadar millet kafasına göre sokakta birbirini kesip elini kolunu sallayıp uzaklaşıyor gibi olmuş.

    Sadece islamda değil tüm inanç sistemlerinde adam öldürmek hele ki günahsız suçsuz birine kundaktaki bebeğe bunu yapmak doğru karşılanmaz, bunun hümanizmle falan alakası yok. birini boğazlamanın ahlaki olmadığı kanısına da 20 yy da varılmış değil yani.

    Konudaki ilk mesajımı okumuş olsaydın bunu yazmana gerek olmadığını anlardın.

    okudum ancak genede farklı düşünmüyorum açıkçası şöyle ki;

    1) Bir cezanın olması için suçun gerçekleşmiş olması veya en azından teşebbüs edilmesi gerekir canı almaktan büyük bir ceza da yoktur sanırım
    2) Daha önce ortada örnekler var diye herkesin aynısını yapacağının garantisi var mı yok
    3) Devletin iyiliği için mi yoksa baştaki yöneticinin rahatça tahtta kalması için mi bu ayrımı iyi yapmak lazım
    4) Çocuk dediğin boş bir hdd gibidir ne verirsen onu alırsın tamam padişahın şimdiki aile babası gibi her bir çocuğuyla ilgilenmesi zor olabilir ama yetiştirme tarzıyla alakalı bu durumlar

    Sonuç olarak devletin iyiliği masalıyla kendi rahatları kaçmasın diye yaptıklarını düşünüyorum ve asla onaylamıyorum

    Yahu şu hayal aleminde yaşamaktan, bugünün anlayışını 500 sene öncesine götürmeye çalışma saçmalığından bir vazgeçin artık Allah aşkına.

    Hanedanda ikinci bir erkeğin bulunması demek her zaman için isyan ve savaş demektir. İlla o şehzade bir haltlar edecek diye bir kaide yok, etrafındakiler yahut asker arasından bir grup o şehzadeyi mutlaka ve mutlaka kullanır. Ortada koskoca bir imparatorluk var, biraz mantıklı konuşmak gerekiyor; hayal aleminde, ütopyada falan yaşamıyoruz.

    Kardeş katli insaniyet adına da dini kurallara da son derece aykırı olmasına karşın reel politika olarak son derece doğru ve yerinde bir uygulamadır. 20. yüzyıla kadar uzanan bu kadar büyük bir imparatorluğumuz varsa bunu kardeş katline borçluyuz. Bunun aması şusu busu, yok efendim bence ondan değil başka şeyden dolayı yapıyorları falan yok.

    Benzer bir durum sonraki dönemlerde isyanlar ile başa geçen padişahlar için de geçerli. Tahtta ben varım ve asker isyan ediyor diyelim. İsyan sonrası tahta sen geçiyorsun; tahta oturduktan sonra ilk yaptığın iş, benim dönemimde isyan edip tahtın değişmesine sebep olan kişilerin ortadan kaldırılmasıdır. Çünkü hiçbir hükümdar saltanatı sırasında gölge olsun istemez. O adamın çıkardığı isyan sayesinde tahta geçen sen olabilirsin, fakat o adamlar etraftayken senin sağlam bir otorite kurman mümkün değil çünkü sürekli diken üzerinde olacaksın. O nedenle de ilk olarak o adamları ortadan kaldırıyorsun. İşte bütün bunların kalktığı dönemlerde başa geçen padişahlar nedeniyle Osmanlı çöküşe geçmeye başladı zaten. Öldürmüyorsun, fakat dönemin şartları gereği serbest de bırakamıyorsun ve o adam kendinden önceki ölene kadar hapis yaşayıp her an öldürülme korkusuyla hayatını sürdürüyor. "Deli" denen padişahların ortaya çıkmasının sebebi de budur.

    Yani kimse sırf kendi kıçının rahatı için kardeşini falan öldürtmüyor. Buna rağmen gayet tabii kardeşini öldürtürken kendini de düşünecek; ya o ya kendisi gidecek sonuçta. Ve unutulmamalıdır ki şark toplumlarında devlet demek hanedan demektir. Yani hanedanın rahat olması devletin rahat olması anlamına gelir. Dolayısıyla, hatta dolayısıyla değil direkt olarak başa geçenin kardeşini öldürtmesi ne kadar kendi rahatı için ise aynı oranda devletin rahatı ve bekası içindir. Aksi olursa ne olacağı malum; en iyi ihtimalle Çelebi Mehmet dönemindeki gibi fetret devri, yüksek ihtimalle de parçalanıp dağılma...

    Hocam Yazini okudumda icim urperdi Senin hic evladin oldumu bu kadar kolay yaziyorsun.Neymis efendim devletin bekasi icinmis O zamanda padisah tutsaymis seyini yapmasaymis..Devletin bekasi icin kardes ogul olduruluvekce oyle devlet. zaten yonetilmez..O zaman kanun koysalarmis Padisah tahttan indikten sonra yerine Gelecek kisi kurayla olsaymis, Ne biliyim Yasi en buyuk olan olsaymis.

    Bunu yazmam için evladım olmasına gerek yok; çünkü ben 16. asırda değil 21. asırda yaşıyorum. Şunu bir kafanıza sokun artık, kaçıncı oldu... Ayrıca neredeyse her gün başka ana, devletin bekası için bu acıyı çekip oğlunu bu devlet için toprağa veriyor. Hayal aleminden biraz kurtulun, tatlı suda yüzmek hoştur ama gerçek değildir.

    500 sene önceden bahsediyorsun; olmaz dediğin şey sayesinde o devlet ayakta kaldı, haberin yok. Koca imparatorluğun başına geçecek adamı "kura" ile belirlemek gibi bir aptallığı yapmalarını beklemiyorsun herhalde değil mi ? İmparatorluktan bahsediyorsun mahalle takımına adam seçmekten değil... Ayrıca yine 500 sene önceden bahsediyoruz, en yaşlının hükümdar olması geleneği bütün dünyada son 150-200 senedir ortaya çıkmış bir gelenektir. Bizde de bu sisteme geçiş yapılmıştır.



    Sen boyle devam et

    Ben devam ediyorum; zira her anım okuyup araştırmakla geçiyor. Asıl sen öyle devam etmesen de biraz okuyup araştırmak, öğrenmek gibi şeylerin ucundan tutsan da bir daha bu denli saçmalamasan.

    Birak Allahini seversen Ya Bana kundaktaki bebegin olumunu Savunma Ne dersen de Ama savunma.. Kal saglicakla

    İşte bu yüzden biraz okuyup araştır diyorum... O kundaktaki bebeğin öldürülmesini savunmuyorum, suçsuz günahsız birinin, hangi yaşta olursa olsun öldürülmesi büyük günah ve acı bir hadisedir. Merak etme, bunun nasıl bir his olduğunu biliyorum... Fakat burada hanedandan bahsediyoruz, senin benim ailemden değil. O ailede 500 sene önce ikinci bir erkek demek, her an için isyan çıkması, devletin bölünmesi, binlerce insanın birbirini kırması demektir. Sen önce şunu bir anla.



    Padişahlar için de uçkuruna sahip olup tek çocuk yapsın demek gibi bir hakkın yok; zira hangisinin erkek olduğunu bilmiyorsun, bilsen bile hangisinin hayatta kalacağını bilme gibi bir şansın yok. Kaçıncı defadır yazıyorum, 500 sene öncesinden bahsediyoruz. Çocuk ölümlerinin çok yüksek olduğu tarihler... Kanuni'nin bile ona yakın kardeşi varken, tahta tek şehzade olarak çıkıyor. Çünkü diğerleri erken yaşta hastalıktan kazadan vs. ölmüş bile. Olur da soy kesilir şehzade doğmazsa devlet biter; çünkü bizim gibi şark toplumlarında devlet hanedan üzerinden kuruludur ve buna dayanır. Hanedan biterse devlet de biter. Aynı önceki devletlerimiz gibi...



    Sen şu okumak, araştırmak ve öğrenmeye bir an evvel başlasan iyi edersin. Hiç yoktan 500 sene öncesi ile günümüz şartlarını ve anlayışını kıyaslamaktan vazgeçsen, o bile kafi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Kraven kullanıcısına yanıt
    Hocam devletin bekası için, dini bir hüküm çiğnenmiş demek yanlış olur mu? Kur'an'da, özel durumlar müstesna olmak üzere, masum insanlar katledilebilir gibisinden açık veya örtülü bir ifade yok diye biliyorum ben.

    Devlet için kritik durumlarda, devletin tabi olduğu din hükümlerinin askıya alınabileceği anlamı çıkmaz mı buradan?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-73A8A7D1E -- 6 Temmuz 2017; 23:16:26 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: lawbreaker


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: lawbreaker

    Suçsuz birini boğdurmak kundaktaki bebeği öldürmek o zamanlar normal mi karşılanıyordu toplumlarda yani ?
    öyle bir yazmışsın ki sanki 20.yy a kadar millet kafasına göre sokakta birbirini kesip elini kolunu sallayıp uzaklaşıyor gibi olmuş.

    Sadece islamda değil tüm inanç sistemlerinde adam öldürmek hele ki günahsız suçsuz birine kundaktaki bebeğe bunu yapmak doğru karşılanmaz, bunun hümanizmle falan alakası yok. birini boğazlamanın ahlaki olmadığı kanısına da 20 yy da varılmış değil yani.

    Konudaki ilk mesajımı okumuş olsaydın bunu yazmana gerek olmadığını anlardın.

    okudum ancak genede farklı düşünmüyorum açıkçası şöyle ki;

    1) Bir cezanın olması için suçun gerçekleşmiş olması veya en azından teşebbüs edilmesi gerekir canı almaktan büyük bir ceza da yoktur sanırım
    2) Daha önce ortada örnekler var diye herkesin aynısını yapacağının garantisi var mı yok
    3) Devletin iyiliği için mi yoksa baştaki yöneticinin rahatça tahtta kalması için mi bu ayrımı iyi yapmak lazım
    4) Çocuk dediğin boş bir hdd gibidir ne verirsen onu alırsın tamam padişahın şimdiki aile babası gibi her bir çocuğuyla ilgilenmesi zor olabilir ama yetiştirme tarzıyla alakalı bu durumlar

    Sonuç olarak devletin iyiliği masalıyla kendi rahatları kaçmasın diye yaptıklarını düşünüyorum ve asla onaylamıyorum

    Yahu şu hayal aleminde yaşamaktan, bugünün anlayışını 500 sene öncesine götürmeye çalışma saçmalığından bir vazgeçin artık Allah aşkına.

    Hanedanda ikinci bir erkeğin bulunması demek her zaman için isyan ve savaş demektir. İlla o şehzade bir haltlar edecek diye bir kaide yok, etrafındakiler yahut asker arasından bir grup o şehzadeyi mutlaka ve mutlaka kullanır. Ortada koskoca bir imparatorluk var, biraz mantıklı konuşmak gerekiyor; hayal aleminde, ütopyada falan yaşamıyoruz.

    Kardeş katli insaniyet adına da dini kurallara da son derece aykırı olmasına karşın reel politika olarak son derece doğru ve yerinde bir uygulamadır. 20. yüzyıla kadar uzanan bu kadar büyük bir imparatorluğumuz varsa bunu kardeş katline borçluyuz. Bunun aması şusu busu, yok efendim bence ondan değil başka şeyden dolayı yapıyorları falan yok.

    Benzer bir durum sonraki dönemlerde isyanlar ile başa geçen padişahlar için de geçerli. Tahtta ben varım ve asker isyan ediyor diyelim. İsyan sonrası tahta sen geçiyorsun; tahta oturduktan sonra ilk yaptığın iş, benim dönemimde isyan edip tahtın değişmesine sebep olan kişilerin ortadan kaldırılmasıdır. Çünkü hiçbir hükümdar saltanatı sırasında gölge olsun istemez. O adamın çıkardığı isyan sayesinde tahta geçen sen olabilirsin, fakat o adamlar etraftayken senin sağlam bir otorite kurman mümkün değil çünkü sürekli diken üzerinde olacaksın. O nedenle de ilk olarak o adamları ortadan kaldırıyorsun. İşte bütün bunların kalktığı dönemlerde başa geçen padişahlar nedeniyle Osmanlı çöküşe geçmeye başladı zaten. Öldürmüyorsun, fakat dönemin şartları gereği serbest de bırakamıyorsun ve o adam kendinden önceki ölene kadar hapis yaşayıp her an öldürülme korkusuyla hayatını sürdürüyor. "Deli" denen padişahların ortaya çıkmasının sebebi de budur.

    Yani kimse sırf kendi kıçının rahatı için kardeşini falan öldürtmüyor. Buna rağmen gayet tabii kardeşini öldürtürken kendini de düşünecek; ya o ya kendisi gidecek sonuçta. Ve unutulmamalıdır ki şark toplumlarında devlet demek hanedan demektir. Yani hanedanın rahat olması devletin rahat olması anlamına gelir. Dolayısıyla, hatta dolayısıyla değil direkt olarak başa geçenin kardeşini öldürtmesi ne kadar kendi rahatı için ise aynı oranda devletin rahatı ve bekası içindir. Aksi olursa ne olacağı malum; en iyi ihtimalle Çelebi Mehmet dönemindeki gibi fetret devri, yüksek ihtimalle de parçalanıp dağılma...

    Hocam Yazini okudumda icim urperdi Senin hic evladin oldumu bu kadar kolay yaziyorsun.Neymis efendim devletin bekasi icinmis O zamanda padisah tutsaymis seyini yapmasaymis..Devletin bekasi icin kardes ogul olduruluvekce oyle devlet. zaten yonetilmez..O zaman kanun koysalarmis Padisah tahttan indikten sonra yerine Gelecek kisi kurayla olsaymis, Ne biliyim Yasi en buyuk olan olsaymis.

    Bunu yazmam için evladım olmasına gerek yok; çünkü ben 16. asırda değil 21. asırda yaşıyorum. Şunu bir kafanıza sokun artık, kaçıncı oldu... Ayrıca neredeyse her gün başka ana, devletin bekası için bu acıyı çekip oğlunu bu devlet için toprağa veriyor. Hayal aleminden biraz kurtulun, tatlı suda yüzmek hoştur ama gerçek değildir.

    500 sene önceden bahsediyorsun; olmaz dediğin şey sayesinde o devlet ayakta kaldı, haberin yok. Koca imparatorluğun başına geçecek adamı "kura" ile belirlemek gibi bir aptallığı yapmalarını beklemiyorsun herhalde değil mi ? İmparatorluktan bahsediyorsun mahalle takımına adam seçmekten değil... Ayrıca yine 500 sene önceden bahsediyoruz, en yaşlının hükümdar olması geleneği bütün dünyada son 150-200 senedir ortaya çıkmış bir gelenektir. Bizde de bu sisteme geçiş yapılmıştır.



    Sen boyle devam et

    Ben devam ediyorum; zira her anım okuyup araştırmakla geçiyor. Asıl sen öyle devam etmesen de biraz okuyup araştırmak, öğrenmek gibi şeylerin ucundan tutsan da bir daha bu denli saçmalamasan.

    Birak Allahini seversen Ya Bana kundaktaki bebegin olumunu Savunma Ne dersen de Ama savunma.. Kal saglicakla

    İşte bu yüzden biraz okuyup araştır diyorum... O kundaktaki bebeğin öldürülmesini savunmuyorum, suçsuz günahsız birinin, hangi yaşta olursa olsun öldürülmesi büyük günah ve acı bir hadisedir. Merak etme, bunun nasıl bir his olduğunu biliyorum... Fakat burada hanedandan bahsediyoruz, senin benim ailemden değil. O ailede 500 sene önce ikinci bir erkek demek, her an için isyan çıkması, devletin bölünmesi, binlerce insanın birbirini kırması demektir. Sen önce şunu bir anla.



    Padişahlar için de uçkuruna sahip olup tek çocuk yapsın demek gibi bir hakkın yok; zira hangisinin erkek olduğunu bilmiyorsun, bilsen bile hangisinin hayatta kalacağını bilme gibi bir şansın yok. Kaçıncı defadır yazıyorum, 500 sene öncesinden bahsediyoruz. Çocuk ölümlerinin çok yüksek olduğu tarihler... Kanuni'nin bile ona yakın kardeşi varken, tahta tek şehzade olarak çıkıyor. Çünkü diğerleri erken yaşta hastalıktan kazadan vs. ölmüş bile. Olur da soy kesilir şehzade doğmazsa devlet biter; çünkü bizim gibi şark toplumlarında devlet hanedan üzerinden kuruludur ve buna dayanır. Hanedan biterse devlet de biter. Aynı önceki devletlerimiz gibi...



    Sen şu okumak, araştırmak ve öğrenmeye bir an evvel başlasan iyi edersin. Hiç yoktan 500 sene öncesi ile günümüz şartlarını ve anlayışını kıyaslamaktan vazgeçsen, o bile kafi.

    Sunu Anlasan Iyi edersin Okumakla veya Arastirmakla Insan olumunu Mesru goremessin, demekki sen arastirarak bu kaniya vardiysan birak kalsin.Bu benim dusuncem Dusuncem ne olursa olsun Degismez oda senin dusuncen Ama su beni uzen, Bu yuzyildan Taa o Yuzyildaki olayi savunman beni uzdu, Lutfen kendine gel..Bana sakin Devletin bekasi vs savunma Savundukca batiyirsun..



    Kuran :Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî olarak kalacağı cehennemdir. Allah ona gazab ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır.



    Tevrat:Katletmeyeceksin (cikis)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: lawbreaker


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: lawbreaker

    Suçsuz birini boğdurmak kundaktaki bebeği öldürmek o zamanlar normal mi karşılanıyordu toplumlarda yani ?
    öyle bir yazmışsın ki sanki 20.yy a kadar millet kafasına göre sokakta birbirini kesip elini kolunu sallayıp uzaklaşıyor gibi olmuş.

    Sadece islamda değil tüm inanç sistemlerinde adam öldürmek hele ki günahsız suçsuz birine kundaktaki bebeğe bunu yapmak doğru karşılanmaz, bunun hümanizmle falan alakası yok. birini boğazlamanın ahlaki olmadığı kanısına da 20 yy da varılmış değil yani.

    Konudaki ilk mesajımı okumuş olsaydın bunu yazmana gerek olmadığını anlardın.

    okudum ancak genede farklı düşünmüyorum açıkçası şöyle ki;

    1) Bir cezanın olması için suçun gerçekleşmiş olması veya en azından teşebbüs edilmesi gerekir canı almaktan büyük bir ceza da yoktur sanırım
    2) Daha önce ortada örnekler var diye herkesin aynısını yapacağının garantisi var mı yok
    3) Devletin iyiliği için mi yoksa baştaki yöneticinin rahatça tahtta kalması için mi bu ayrımı iyi yapmak lazım
    4) Çocuk dediğin boş bir hdd gibidir ne verirsen onu alırsın tamam padişahın şimdiki aile babası gibi her bir çocuğuyla ilgilenmesi zor olabilir ama yetiştirme tarzıyla alakalı bu durumlar

    Sonuç olarak devletin iyiliği masalıyla kendi rahatları kaçmasın diye yaptıklarını düşünüyorum ve asla onaylamıyorum

    Yahu şu hayal aleminde yaşamaktan, bugünün anlayışını 500 sene öncesine götürmeye çalışma saçmalığından bir vazgeçin artık Allah aşkına.

    Hanedanda ikinci bir erkeğin bulunması demek her zaman için isyan ve savaş demektir. İlla o şehzade bir haltlar edecek diye bir kaide yok, etrafındakiler yahut asker arasından bir grup o şehzadeyi mutlaka ve mutlaka kullanır. Ortada koskoca bir imparatorluk var, biraz mantıklı konuşmak gerekiyor; hayal aleminde, ütopyada falan yaşamıyoruz.

    Kardeş katli insaniyet adına da dini kurallara da son derece aykırı olmasına karşın reel politika olarak son derece doğru ve yerinde bir uygulamadır. 20. yüzyıla kadar uzanan bu kadar büyük bir imparatorluğumuz varsa bunu kardeş katline borçluyuz. Bunun aması şusu busu, yok efendim bence ondan değil başka şeyden dolayı yapıyorları falan yok.

    Benzer bir durum sonraki dönemlerde isyanlar ile başa geçen padişahlar için de geçerli. Tahtta ben varım ve asker isyan ediyor diyelim. İsyan sonrası tahta sen geçiyorsun; tahta oturduktan sonra ilk yaptığın iş, benim dönemimde isyan edip tahtın değişmesine sebep olan kişilerin ortadan kaldırılmasıdır. Çünkü hiçbir hükümdar saltanatı sırasında gölge olsun istemez. O adamın çıkardığı isyan sayesinde tahta geçen sen olabilirsin, fakat o adamlar etraftayken senin sağlam bir otorite kurman mümkün değil çünkü sürekli diken üzerinde olacaksın. O nedenle de ilk olarak o adamları ortadan kaldırıyorsun. İşte bütün bunların kalktığı dönemlerde başa geçen padişahlar nedeniyle Osmanlı çöküşe geçmeye başladı zaten. Öldürmüyorsun, fakat dönemin şartları gereği serbest de bırakamıyorsun ve o adam kendinden önceki ölene kadar hapis yaşayıp her an öldürülme korkusuyla hayatını sürdürüyor. "Deli" denen padişahların ortaya çıkmasının sebebi de budur.

    Yani kimse sırf kendi kıçının rahatı için kardeşini falan öldürtmüyor. Buna rağmen gayet tabii kardeşini öldürtürken kendini de düşünecek; ya o ya kendisi gidecek sonuçta. Ve unutulmamalıdır ki şark toplumlarında devlet demek hanedan demektir. Yani hanedanın rahat olması devletin rahat olması anlamına gelir. Dolayısıyla, hatta dolayısıyla değil direkt olarak başa geçenin kardeşini öldürtmesi ne kadar kendi rahatı için ise aynı oranda devletin rahatı ve bekası içindir. Aksi olursa ne olacağı malum; en iyi ihtimalle Çelebi Mehmet dönemindeki gibi fetret devri, yüksek ihtimalle de parçalanıp dağılma...

    Hocam Yazini okudumda icim urperdi Senin hic evladin oldumu bu kadar kolay yaziyorsun.Neymis efendim devletin bekasi icinmis O zamanda padisah tutsaymis seyini yapmasaymis..Devletin bekasi icin kardes ogul olduruluvekce oyle devlet. zaten yonetilmez..O zaman kanun koysalarmis Padisah tahttan indikten sonra yerine Gelecek kisi kurayla olsaymis, Ne biliyim Yasi en buyuk olan olsaymis.

    Bunu yazmam için evladım olmasına gerek yok; çünkü ben 16. asırda değil 21. asırda yaşıyorum. Şunu bir kafanıza sokun artık, kaçıncı oldu... Ayrıca neredeyse her gün başka ana, devletin bekası için bu acıyı çekip oğlunu bu devlet için toprağa veriyor. Hayal aleminden biraz kurtulun, tatlı suda yüzmek hoştur ama gerçek değildir.

    500 sene önceden bahsediyorsun; olmaz dediğin şey sayesinde o devlet ayakta kaldı, haberin yok. Koca imparatorluğun başına geçecek adamı "kura" ile belirlemek gibi bir aptallığı yapmalarını beklemiyorsun herhalde değil mi ? İmparatorluktan bahsediyorsun mahalle takımına adam seçmekten değil... Ayrıca yine 500 sene önceden bahsediyoruz, en yaşlının hükümdar olması geleneği bütün dünyada son 150-200 senedir ortaya çıkmış bir gelenektir. Bizde de bu sisteme geçiş yapılmıştır.



    Sen boyle devam et

    Ben devam ediyorum; zira her anım okuyup araştırmakla geçiyor. Asıl sen öyle devam etmesen de biraz okuyup araştırmak, öğrenmek gibi şeylerin ucundan tutsan da bir daha bu denli saçmalamasan.

    Birak Allahini seversen Ya Bana kundaktaki bebegin olumunu Savunma Ne dersen de Ama savunma.. Kal saglicakla

    İşte bu yüzden biraz okuyup araştır diyorum... O kundaktaki bebeğin öldürülmesini savunmuyorum, suçsuz günahsız birinin, hangi yaşta olursa olsun öldürülmesi büyük günah ve acı bir hadisedir. Merak etme, bunun nasıl bir his olduğunu biliyorum... Fakat burada hanedandan bahsediyoruz, senin benim ailemden değil. O ailede 500 sene önce ikinci bir erkek demek, her an için isyan çıkması, devletin bölünmesi, binlerce insanın birbirini kırması demektir. Sen önce şunu bir anla.



    Padişahlar için de uçkuruna sahip olup tek çocuk yapsın demek gibi bir hakkın yok; zira hangisinin erkek olduğunu bilmiyorsun, bilsen bile hangisinin hayatta kalacağını bilme gibi bir şansın yok. Kaçıncı defadır yazıyorum, 500 sene öncesinden bahsediyoruz. Çocuk ölümlerinin çok yüksek olduğu tarihler... Kanuni'nin bile ona yakın kardeşi varken, tahta tek şehzade olarak çıkıyor. Çünkü diğerleri erken yaşta hastalıktan kazadan vs. ölmüş bile. Olur da soy kesilir şehzade doğmazsa devlet biter; çünkü bizim gibi şark toplumlarında devlet hanedan üzerinden kuruludur ve buna dayanır. Hanedan biterse devlet de biter. Aynı önceki devletlerimiz gibi...



    Sen şu okumak, araştırmak ve öğrenmeye bir an evvel başlasan iyi edersin. Hiç yoktan 500 sene öncesi ile günümüz şartlarını ve anlayışını kıyaslamaktan vazgeçsen, o bile kafi.

    Sunu Anlasan Iyi edersin Okumakla veya Arastirmakla Insan olumunu Mesru goremessin, demekki sen arastirarak bu kaniya vardiysan birak kalsin.Bu benim dusuncem Dusuncem ne olursa olsun Degismez oda senin dusuncen Ama su beni uzen, Bu yuzyildan Taa o Yuzyildaki olayi savunman beni uzdu, Lutfen kendine gel..Bana sakin Devletin bekasi vs savunma Savundukca batiyirsun..



    Kuran :Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî olarak kalacağı cehennemdir. Allah ona gazab ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır.



    Tevrat:Katletmeyeceksin (cikis)

    Cehalet içerisinde kalmaktan memnunsan, o halde buyur; aynen devam. Okuyup araştırmayı reddeden birisi olduğun zaten ortada; söylediğim şeyleri meşru kılmak yahut savunmak zannediyorsun...



    Beyse, okuyup araştırmayı ve öğrenmeyi reddedecek raddedeki cehaletin ile sana mutluluklar.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: lawbreaker


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: lawbreaker

    Suçsuz birini boğdurmak kundaktaki bebeği öldürmek o zamanlar normal mi karşılanıyordu toplumlarda yani ?
    öyle bir yazmışsın ki sanki 20.yy a kadar millet kafasına göre sokakta birbirini kesip elini kolunu sallayıp uzaklaşıyor gibi olmuş.

    Sadece islamda değil tüm inanç sistemlerinde adam öldürmek hele ki günahsız suçsuz birine kundaktaki bebeğe bunu yapmak doğru karşılanmaz, bunun hümanizmle falan alakası yok. birini boğazlamanın ahlaki olmadığı kanısına da 20 yy da varılmış değil yani.

    Konudaki ilk mesajımı okumuş olsaydın bunu yazmana gerek olmadığını anlardın.

    okudum ancak genede farklı düşünmüyorum açıkçası şöyle ki;

    1) Bir cezanın olması için suçun gerçekleşmiş olması veya en azından teşebbüs edilmesi gerekir canı almaktan büyük bir ceza da yoktur sanırım
    2) Daha önce ortada örnekler var diye herkesin aynısını yapacağının garantisi var mı yok
    3) Devletin iyiliği için mi yoksa baştaki yöneticinin rahatça tahtta kalması için mi bu ayrımı iyi yapmak lazım
    4) Çocuk dediğin boş bir hdd gibidir ne verirsen onu alırsın tamam padişahın şimdiki aile babası gibi her bir çocuğuyla ilgilenmesi zor olabilir ama yetiştirme tarzıyla alakalı bu durumlar

    Sonuç olarak devletin iyiliği masalıyla kendi rahatları kaçmasın diye yaptıklarını düşünüyorum ve asla onaylamıyorum

    Yahu şu hayal aleminde yaşamaktan, bugünün anlayışını 500 sene öncesine götürmeye çalışma saçmalığından bir vazgeçin artık Allah aşkına.

    Hanedanda ikinci bir erkeğin bulunması demek her zaman için isyan ve savaş demektir. İlla o şehzade bir haltlar edecek diye bir kaide yok, etrafındakiler yahut asker arasından bir grup o şehzadeyi mutlaka ve mutlaka kullanır. Ortada koskoca bir imparatorluk var, biraz mantıklı konuşmak gerekiyor; hayal aleminde, ütopyada falan yaşamıyoruz.

    Kardeş katli insaniyet adına da dini kurallara da son derece aykırı olmasına karşın reel politika olarak son derece doğru ve yerinde bir uygulamadır. 20. yüzyıla kadar uzanan bu kadar büyük bir imparatorluğumuz varsa bunu kardeş katline borçluyuz. Bunun aması şusu busu, yok efendim bence ondan değil başka şeyden dolayı yapıyorları falan yok.

    Benzer bir durum sonraki dönemlerde isyanlar ile başa geçen padişahlar için de geçerli. Tahtta ben varım ve asker isyan ediyor diyelim. İsyan sonrası tahta sen geçiyorsun; tahta oturduktan sonra ilk yaptığın iş, benim dönemimde isyan edip tahtın değişmesine sebep olan kişilerin ortadan kaldırılmasıdır. Çünkü hiçbir hükümdar saltanatı sırasında gölge olsun istemez. O adamın çıkardığı isyan sayesinde tahta geçen sen olabilirsin, fakat o adamlar etraftayken senin sağlam bir otorite kurman mümkün değil çünkü sürekli diken üzerinde olacaksın. O nedenle de ilk olarak o adamları ortadan kaldırıyorsun. İşte bütün bunların kalktığı dönemlerde başa geçen padişahlar nedeniyle Osmanlı çöküşe geçmeye başladı zaten. Öldürmüyorsun, fakat dönemin şartları gereği serbest de bırakamıyorsun ve o adam kendinden önceki ölene kadar hapis yaşayıp her an öldürülme korkusuyla hayatını sürdürüyor. "Deli" denen padişahların ortaya çıkmasının sebebi de budur.

    Yani kimse sırf kendi kıçının rahatı için kardeşini falan öldürtmüyor. Buna rağmen gayet tabii kardeşini öldürtürken kendini de düşünecek; ya o ya kendisi gidecek sonuçta. Ve unutulmamalıdır ki şark toplumlarında devlet demek hanedan demektir. Yani hanedanın rahat olması devletin rahat olması anlamına gelir. Dolayısıyla, hatta dolayısıyla değil direkt olarak başa geçenin kardeşini öldürtmesi ne kadar kendi rahatı için ise aynı oranda devletin rahatı ve bekası içindir. Aksi olursa ne olacağı malum; en iyi ihtimalle Çelebi Mehmet dönemindeki gibi fetret devri, yüksek ihtimalle de parçalanıp dağılma...

    Hocam Yazini okudumda icim urperdi Senin hic evladin oldumu bu kadar kolay yaziyorsun.Neymis efendim devletin bekasi icinmis O zamanda padisah tutsaymis seyini yapmasaymis..Devletin bekasi icin kardes ogul olduruluvekce oyle devlet. zaten yonetilmez..O zaman kanun koysalarmis Padisah tahttan indikten sonra yerine Gelecek kisi kurayla olsaymis, Ne biliyim Yasi en buyuk olan olsaymis.

    Bunu yazmam için evladım olmasına gerek yok; çünkü ben 16. asırda değil 21. asırda yaşıyorum. Şunu bir kafanıza sokun artık, kaçıncı oldu... Ayrıca neredeyse her gün başka ana, devletin bekası için bu acıyı çekip oğlunu bu devlet için toprağa veriyor. Hayal aleminden biraz kurtulun, tatlı suda yüzmek hoştur ama gerçek değildir.

    500 sene önceden bahsediyorsun; olmaz dediğin şey sayesinde o devlet ayakta kaldı, haberin yok. Koca imparatorluğun başına geçecek adamı "kura" ile belirlemek gibi bir aptallığı yapmalarını beklemiyorsun herhalde değil mi ? İmparatorluktan bahsediyorsun mahalle takımına adam seçmekten değil... Ayrıca yine 500 sene önceden bahsediyoruz, en yaşlının hükümdar olması geleneği bütün dünyada son 150-200 senedir ortaya çıkmış bir gelenektir. Bizde de bu sisteme geçiş yapılmıştır.



    Sen boyle devam et

    Ben devam ediyorum; zira her anım okuyup araştırmakla geçiyor. Asıl sen öyle devam etmesen de biraz okuyup araştırmak, öğrenmek gibi şeylerin ucundan tutsan da bir daha bu denli saçmalamasan.

    Birak Allahini seversen Ya Bana kundaktaki bebegin olumunu Savunma Ne dersen de Ama savunma.. Kal saglicakla

    İşte bu yüzden biraz okuyup araştır diyorum... O kundaktaki bebeğin öldürülmesini savunmuyorum, suçsuz günahsız birinin, hangi yaşta olursa olsun öldürülmesi büyük günah ve acı bir hadisedir. Merak etme, bunun nasıl bir his olduğunu biliyorum... Fakat burada hanedandan bahsediyoruz, senin benim ailemden değil. O ailede 500 sene önce ikinci bir erkek demek, her an için isyan çıkması, devletin bölünmesi, binlerce insanın birbirini kırması demektir. Sen önce şunu bir anla.



    Padişahlar için de uçkuruna sahip olup tek çocuk yapsın demek gibi bir hakkın yok; zira hangisinin erkek olduğunu bilmiyorsun, bilsen bile hangisinin hayatta kalacağını bilme gibi bir şansın yok. Kaçıncı defadır yazıyorum, 500 sene öncesinden bahsediyoruz. Çocuk ölümlerinin çok yüksek olduğu tarihler... Kanuni'nin bile ona yakın kardeşi varken, tahta tek şehzade olarak çıkıyor. Çünkü diğerleri erken yaşta hastalıktan kazadan vs. ölmüş bile. Olur da soy kesilir şehzade doğmazsa devlet biter; çünkü bizim gibi şark toplumlarında devlet hanedan üzerinden kuruludur ve buna dayanır. Hanedan biterse devlet de biter. Aynı önceki devletlerimiz gibi...



    Sen şu okumak, araştırmak ve öğrenmeye bir an evvel başlasan iyi edersin. Hiç yoktan 500 sene öncesi ile günümüz şartlarını ve anlayışını kıyaslamaktan vazgeçsen, o bile kafi.

    Sunu Anlasan Iyi edersin Okumakla veya Arastirmakla Insan olumunu Mesru goremessin, demekki sen arastirarak bu kaniya vardiysan birak kalsin.Bu benim dusuncem Dusuncem ne olursa olsun Degismez oda senin dusuncen Ama su beni uzen, Bu yuzyildan Taa o Yuzyildaki olayi savunman beni uzdu, Lutfen kendine gel..Bana sakin Devletin bekasi vs savunma Savundukca batiyirsun..



    Kuran :Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî olarak kalacağı cehennemdir. Allah ona gazab ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır.



    Tevrat:Katletmeyeceksin (cikis)

    Cehalet içerisinde kalmaktan memnunsan, o halde buyur; aynen devam. Okuyup araştırmayı reddeden birisi olduğun zaten ortada; söylediğim şeyleri meşru kılmak yahut savunmak zannediyorsun...



    Beyse, okuyup araştırmayı ve öğrenmeyi reddedecek raddedeki cehaletin ile sana mutluluklar.

    Kendin Allahin Koydugu yasalarin cignenmesi Savunulucugunu yaptiginin Farkindasin dimi Eger Bir dine inaniyorsan Insan oldurmenin dogrulugunu asla Mesru ve dogru goremessin Kutsal kitaplar Osmanlidan Cook once gonderildi.Ve osmanlidan oncede Insan oldurmenin Ne derece buyuk gunahlar oldugu apacik ortadaydi,padisahlar bunu bile bile yapti Ve sen Hala bunu savunuyorsun.Merak etme Abim Tarihci ve 12 tarih dersi vardi bende onun yaninda yetistim.Simdi sana burda ansiklobedi yazarim ama neyse ..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    Hocam devletin bekası için, dini bir hüküm çiğnenmiş demek yanlış olur mu? Kur'an'da, özel durumlar müstesna olmak üzere, masum insanlar katledilebilir gibisinden açık veya örtülü bir ifade yok diye biliyorum ben.

    Devlet için kritik durumlarda, devletin tabi olduğu din hükümlerinin askıya alınabileceği anlamı çıkmaz mı buradan?

    Çıkmaz; ulema cevaz verdiyse yapılabilir demektir. Ha ama ulema ne derse dersin suçsuz günahsız birinin öldürülmesi dini veya vicdani açıdan kabul edilebilir birşey değildir. Buna rağmen bu söylediğim iki şey farklı anlam taşır, karıştırmamak gerek.



    Yanlış hatırlamıyorsam 1. Ahmet olması lazım, 19 kardeşinin öldürüldüğü anlatılır. Hatta anlatılana göre; kardeşlerinden biri, ufak da birşeyimi, celladı görünce o an yediği cevizi gösterip bari şu cevizi yiyeyim de öyle öldürün dediği geçer bazı kaynaklarda. İnanılmaz acı bir hadise tabii ki, oh oh ne iyi demek mümkün değil. Fakat din yahut vicdani, neye karşı olursa olsun kardeş katli o dönemin reel politikası için doğru ve yerinde bir uygulamaydı. Osmanlı'nın Osmanlı olmasını, bu acı ama gerekli uygulamaya borçlu olduğumuz tartışmasız bir gerçektir.



    Reel politika açısından doğru ve yerinde olması ile dini yahut vicdani açıdan kabul edilemez olmasını birbirine karıştırıyor insanlar. Hiçbir halt bilmemesine rağmen burada bu kadar üzerime gelmeye çalışmalarının sebebi de bu. Yahu vicdani açıdan doğru birşey olsa; Sultan Ahmedin suratına bakmamış insanlar uzun bir süre, halk o kadar şehzadenin öldürüldüğünü duyunca galeyana gelip protesto etmiş, bunu normal karşılarlardı değil mi? Şehzade Mustafa her ne kadar hak etmişse de, ölümünden sonra Kanuni için neler yazılmış, denmedik şey bırakmamışlar koca padişaha. (Mustafa farklıdır gerçi; yaptıklarıyla öldürülmeyi hak etmiştir çünkü babasına ve dolayısıyla devlete başkaldırmıştır)



    Bu uygulama olmamış olsa Osmanlı belki 150 seneyi görmeden, belki de daha Osman zamanında amcasıyla olan kavgası sırasında yıkılmış olacaktı. O yüzden bu ikisini karıştırmamak lazım. Ayrıca hiç kimse sanmasın ki padişahlar bu işten memnunlar... Kendi kardeşini, yeri geldiğinde oğlunu öldürten adamın memnun olması mümkün olabilir mi ? Kanuni mesela, Mustafa ve Bayezid'in ölümünden sonra bunalıma giriyor. Artık alkol veya başka ilaçlarla mı o belli olmasa da, bugünün o günün Zanax görevi gördüğü inanılan ilaçlarla tedavi edilmeye çalışılıyor. Zaten en yakın arkadaşı İbrahim'i idam ettirmek zorunda kalmış, uzun taht süresine dayanamayıp başkaldırmaya teşebbüs eden öz oğullarını öldürtmek zorunda kalmış, üzerine bir de biricik aşkı Hürrem'i kaybeden Kanuni, son senelerinde ciddi psikolojik sorunlar yaşıyordu. Öyle sefa içerisinde bir hayatı yoktu yani bu adamların.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: lawbreaker


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: lawbreaker

    Suçsuz birini boğdurmak kundaktaki bebeği öldürmek o zamanlar normal mi karşılanıyordu toplumlarda yani ?
    öyle bir yazmışsın ki sanki 20.yy a kadar millet kafasına göre sokakta birbirini kesip elini kolunu sallayıp uzaklaşıyor gibi olmuş.

    Sadece islamda değil tüm inanç sistemlerinde adam öldürmek hele ki günahsız suçsuz birine kundaktaki bebeğe bunu yapmak doğru karşılanmaz, bunun hümanizmle falan alakası yok. birini boğazlamanın ahlaki olmadığı kanısına da 20 yy da varılmış değil yani.

    Konudaki ilk mesajımı okumuş olsaydın bunu yazmana gerek olmadığını anlardın.

    okudum ancak genede farklı düşünmüyorum açıkçası şöyle ki;

    1) Bir cezanın olması için suçun gerçekleşmiş olması veya en azından teşebbüs edilmesi gerekir canı almaktan büyük bir ceza da yoktur sanırım
    2) Daha önce ortada örnekler var diye herkesin aynısını yapacağının garantisi var mı yok
    3) Devletin iyiliği için mi yoksa baştaki yöneticinin rahatça tahtta kalması için mi bu ayrımı iyi yapmak lazım
    4) Çocuk dediğin boş bir hdd gibidir ne verirsen onu alırsın tamam padişahın şimdiki aile babası gibi her bir çocuğuyla ilgilenmesi zor olabilir ama yetiştirme tarzıyla alakalı bu durumlar

    Sonuç olarak devletin iyiliği masalıyla kendi rahatları kaçmasın diye yaptıklarını düşünüyorum ve asla onaylamıyorum

    Yahu şu hayal aleminde yaşamaktan, bugünün anlayışını 500 sene öncesine götürmeye çalışma saçmalığından bir vazgeçin artık Allah aşkına.

    Hanedanda ikinci bir erkeğin bulunması demek her zaman için isyan ve savaş demektir. İlla o şehzade bir haltlar edecek diye bir kaide yok, etrafındakiler yahut asker arasından bir grup o şehzadeyi mutlaka ve mutlaka kullanır. Ortada koskoca bir imparatorluk var, biraz mantıklı konuşmak gerekiyor; hayal aleminde, ütopyada falan yaşamıyoruz.

    Kardeş katli insaniyet adına da dini kurallara da son derece aykırı olmasına karşın reel politika olarak son derece doğru ve yerinde bir uygulamadır. 20. yüzyıla kadar uzanan bu kadar büyük bir imparatorluğumuz varsa bunu kardeş katline borçluyuz. Bunun aması şusu busu, yok efendim bence ondan değil başka şeyden dolayı yapıyorları falan yok.

    Benzer bir durum sonraki dönemlerde isyanlar ile başa geçen padişahlar için de geçerli. Tahtta ben varım ve asker isyan ediyor diyelim. İsyan sonrası tahta sen geçiyorsun; tahta oturduktan sonra ilk yaptığın iş, benim dönemimde isyan edip tahtın değişmesine sebep olan kişilerin ortadan kaldırılmasıdır. Çünkü hiçbir hükümdar saltanatı sırasında gölge olsun istemez. O adamın çıkardığı isyan sayesinde tahta geçen sen olabilirsin, fakat o adamlar etraftayken senin sağlam bir otorite kurman mümkün değil çünkü sürekli diken üzerinde olacaksın. O nedenle de ilk olarak o adamları ortadan kaldırıyorsun. İşte bütün bunların kalktığı dönemlerde başa geçen padişahlar nedeniyle Osmanlı çöküşe geçmeye başladı zaten. Öldürmüyorsun, fakat dönemin şartları gereği serbest de bırakamıyorsun ve o adam kendinden önceki ölene kadar hapis yaşayıp her an öldürülme korkusuyla hayatını sürdürüyor. "Deli" denen padişahların ortaya çıkmasının sebebi de budur.

    Yani kimse sırf kendi kıçının rahatı için kardeşini falan öldürtmüyor. Buna rağmen gayet tabii kardeşini öldürtürken kendini de düşünecek; ya o ya kendisi gidecek sonuçta. Ve unutulmamalıdır ki şark toplumlarında devlet demek hanedan demektir. Yani hanedanın rahat olması devletin rahat olması anlamına gelir. Dolayısıyla, hatta dolayısıyla değil direkt olarak başa geçenin kardeşini öldürtmesi ne kadar kendi rahatı için ise aynı oranda devletin rahatı ve bekası içindir. Aksi olursa ne olacağı malum; en iyi ihtimalle Çelebi Mehmet dönemindeki gibi fetret devri, yüksek ihtimalle de parçalanıp dağılma...

    Hocam Yazini okudumda icim urperdi Senin hic evladin oldumu bu kadar kolay yaziyorsun.Neymis efendim devletin bekasi icinmis O zamanda padisah tutsaymis seyini yapmasaymis..Devletin bekasi icin kardes ogul olduruluvekce oyle devlet. zaten yonetilmez..O zaman kanun koysalarmis Padisah tahttan indikten sonra yerine Gelecek kisi kurayla olsaymis, Ne biliyim Yasi en buyuk olan olsaymis.

    Bunu yazmam için evladım olmasına gerek yok; çünkü ben 16. asırda değil 21. asırda yaşıyorum. Şunu bir kafanıza sokun artık, kaçıncı oldu... Ayrıca neredeyse her gün başka ana, devletin bekası için bu acıyı çekip oğlunu bu devlet için toprağa veriyor. Hayal aleminden biraz kurtulun, tatlı suda yüzmek hoştur ama gerçek değildir.

    500 sene önceden bahsediyorsun; olmaz dediğin şey sayesinde o devlet ayakta kaldı, haberin yok. Koca imparatorluğun başına geçecek adamı "kura" ile belirlemek gibi bir aptallığı yapmalarını beklemiyorsun herhalde değil mi ? İmparatorluktan bahsediyorsun mahalle takımına adam seçmekten değil... Ayrıca yine 500 sene önceden bahsediyoruz, en yaşlının hükümdar olması geleneği bütün dünyada son 150-200 senedir ortaya çıkmış bir gelenektir. Bizde de bu sisteme geçiş yapılmıştır.



    Sen boyle devam et

    Ben devam ediyorum; zira her anım okuyup araştırmakla geçiyor. Asıl sen öyle devam etmesen de biraz okuyup araştırmak, öğrenmek gibi şeylerin ucundan tutsan da bir daha bu denli saçmalamasan.

    Birak Allahini seversen Ya Bana kundaktaki bebegin olumunu Savunma Ne dersen de Ama savunma.. Kal saglicakla

    İşte bu yüzden biraz okuyup araştır diyorum... O kundaktaki bebeğin öldürülmesini savunmuyorum, suçsuz günahsız birinin, hangi yaşta olursa olsun öldürülmesi büyük günah ve acı bir hadisedir. Merak etme, bunun nasıl bir his olduğunu biliyorum... Fakat burada hanedandan bahsediyoruz, senin benim ailemden değil. O ailede 500 sene önce ikinci bir erkek demek, her an için isyan çıkması, devletin bölünmesi, binlerce insanın birbirini kırması demektir. Sen önce şunu bir anla.



    Padişahlar için de uçkuruna sahip olup tek çocuk yapsın demek gibi bir hakkın yok; zira hangisinin erkek olduğunu bilmiyorsun, bilsen bile hangisinin hayatta kalacağını bilme gibi bir şansın yok. Kaçıncı defadır yazıyorum, 500 sene öncesinden bahsediyoruz. Çocuk ölümlerinin çok yüksek olduğu tarihler... Kanuni'nin bile ona yakın kardeşi varken, tahta tek şehzade olarak çıkıyor. Çünkü diğerleri erken yaşta hastalıktan kazadan vs. ölmüş bile. Olur da soy kesilir şehzade doğmazsa devlet biter; çünkü bizim gibi şark toplumlarında devlet hanedan üzerinden kuruludur ve buna dayanır. Hanedan biterse devlet de biter. Aynı önceki devletlerimiz gibi...



    Sen şu okumak, araştırmak ve öğrenmeye bir an evvel başlasan iyi edersin. Hiç yoktan 500 sene öncesi ile günümüz şartlarını ve anlayışını kıyaslamaktan vazgeçsen, o bile kafi.

    Sunu Anlasan Iyi edersin Okumakla veya Arastirmakla Insan olumunu Mesru goremessin, demekki sen arastirarak bu kaniya vardiysan birak kalsin.Bu benim dusuncem Dusuncem ne olursa olsun Degismez oda senin dusuncen Ama su beni uzen, Bu yuzyildan Taa o Yuzyildaki olayi savunman beni uzdu, Lutfen kendine gel..Bana sakin Devletin bekasi vs savunma Savundukca batiyirsun..



    Kuran :Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî olarak kalacağı cehennemdir. Allah ona gazab ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır.



    Tevrat:Katletmeyeceksin (cikis)

    Cehalet içerisinde kalmaktan memnunsan, o halde buyur; aynen devam. Okuyup araştırmayı reddeden birisi olduğun zaten ortada; söylediğim şeyleri meşru kılmak yahut savunmak zannediyorsun...



    Beyse, okuyup araştırmayı ve öğrenmeyi reddedecek raddedeki cehaletin ile sana mutluluklar.

    Kendin Allahin Koydugu yasalarin cignenmesi Savunulucugunu yaptiginin Farkindasin dimi Eger Bir dine inaniyorsan Insan oldurmenin dogrulugunu asla Mesru ve dogru goremessin Kutsal kitaplar Osmanlidan Cook once gonderildi.Ve osmanlidan oncede Insan oldurmenin Ne derece buyuk gunahlar oldugu apacik ortadaydi,padisahlar bunu bile bile yapti Ve sen Hala bunu savunuyorsun.Merak etme Abim Tarihci ve 12 tarih dersi vardi bende onun yaninda yetistim.Simdi sana burda ansiklobedi yazarim ama neyse ..

    Git o zaman abinden biraz ders al. Ayrıca ders vermesi onu tarihçi yapmaz, tarih öğretmeni yapar. Tarih öğretmenleri de tarih değil müfredatı bilir. Şimdi beni konuşturma...



    Bana tarih dersi vermeye niyetleneceğine sen önce yazılan şeyi bir okuyup idrak etmeyi öğren. Araştırma, öğrenmeyi falan geçtim. Yazılan şeyi okuyup anlasan yeterli... Halen daha meşru gösteriyorsun vs. diye saçmalıyorsun.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: lawbreaker


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: lawbreaker

    Suçsuz birini boğdurmak kundaktaki bebeği öldürmek o zamanlar normal mi karşılanıyordu toplumlarda yani ?
    öyle bir yazmışsın ki sanki 20.yy a kadar millet kafasına göre sokakta birbirini kesip elini kolunu sallayıp uzaklaşıyor gibi olmuş.

    Sadece islamda değil tüm inanç sistemlerinde adam öldürmek hele ki günahsız suçsuz birine kundaktaki bebeğe bunu yapmak doğru karşılanmaz, bunun hümanizmle falan alakası yok. birini boğazlamanın ahlaki olmadığı kanısına da 20 yy da varılmış değil yani.

    Konudaki ilk mesajımı okumuş olsaydın bunu yazmana gerek olmadığını anlardın.

    okudum ancak genede farklı düşünmüyorum açıkçası şöyle ki;

    1) Bir cezanın olması için suçun gerçekleşmiş olması veya en azından teşebbüs edilmesi gerekir canı almaktan büyük bir ceza da yoktur sanırım
    2) Daha önce ortada örnekler var diye herkesin aynısını yapacağının garantisi var mı yok
    3) Devletin iyiliği için mi yoksa baştaki yöneticinin rahatça tahtta kalması için mi bu ayrımı iyi yapmak lazım
    4) Çocuk dediğin boş bir hdd gibidir ne verirsen onu alırsın tamam padişahın şimdiki aile babası gibi her bir çocuğuyla ilgilenmesi zor olabilir ama yetiştirme tarzıyla alakalı bu durumlar

    Sonuç olarak devletin iyiliği masalıyla kendi rahatları kaçmasın diye yaptıklarını düşünüyorum ve asla onaylamıyorum

    Yahu şu hayal aleminde yaşamaktan, bugünün anlayışını 500 sene öncesine götürmeye çalışma saçmalığından bir vazgeçin artık Allah aşkına.

    Hanedanda ikinci bir erkeğin bulunması demek her zaman için isyan ve savaş demektir. İlla o şehzade bir haltlar edecek diye bir kaide yok, etrafındakiler yahut asker arasından bir grup o şehzadeyi mutlaka ve mutlaka kullanır. Ortada koskoca bir imparatorluk var, biraz mantıklı konuşmak gerekiyor; hayal aleminde, ütopyada falan yaşamıyoruz.

    Kardeş katli insaniyet adına da dini kurallara da son derece aykırı olmasına karşın reel politika olarak son derece doğru ve yerinde bir uygulamadır. 20. yüzyıla kadar uzanan bu kadar büyük bir imparatorluğumuz varsa bunu kardeş katline borçluyuz. Bunun aması şusu busu, yok efendim bence ondan değil başka şeyden dolayı yapıyorları falan yok.

    Benzer bir durum sonraki dönemlerde isyanlar ile başa geçen padişahlar için de geçerli. Tahtta ben varım ve asker isyan ediyor diyelim. İsyan sonrası tahta sen geçiyorsun; tahta oturduktan sonra ilk yaptığın iş, benim dönemimde isyan edip tahtın değişmesine sebep olan kişilerin ortadan kaldırılmasıdır. Çünkü hiçbir hükümdar saltanatı sırasında gölge olsun istemez. O adamın çıkardığı isyan sayesinde tahta geçen sen olabilirsin, fakat o adamlar etraftayken senin sağlam bir otorite kurman mümkün değil çünkü sürekli diken üzerinde olacaksın. O nedenle de ilk olarak o adamları ortadan kaldırıyorsun. İşte bütün bunların kalktığı dönemlerde başa geçen padişahlar nedeniyle Osmanlı çöküşe geçmeye başladı zaten. Öldürmüyorsun, fakat dönemin şartları gereği serbest de bırakamıyorsun ve o adam kendinden önceki ölene kadar hapis yaşayıp her an öldürülme korkusuyla hayatını sürdürüyor. "Deli" denen padişahların ortaya çıkmasının sebebi de budur.

    Yani kimse sırf kendi kıçının rahatı için kardeşini falan öldürtmüyor. Buna rağmen gayet tabii kardeşini öldürtürken kendini de düşünecek; ya o ya kendisi gidecek sonuçta. Ve unutulmamalıdır ki şark toplumlarında devlet demek hanedan demektir. Yani hanedanın rahat olması devletin rahat olması anlamına gelir. Dolayısıyla, hatta dolayısıyla değil direkt olarak başa geçenin kardeşini öldürtmesi ne kadar kendi rahatı için ise aynı oranda devletin rahatı ve bekası içindir. Aksi olursa ne olacağı malum; en iyi ihtimalle Çelebi Mehmet dönemindeki gibi fetret devri, yüksek ihtimalle de parçalanıp dağılma...

    Hocam Yazini okudumda icim urperdi Senin hic evladin oldumu bu kadar kolay yaziyorsun.Neymis efendim devletin bekasi icinmis O zamanda padisah tutsaymis seyini yapmasaymis..Devletin bekasi icin kardes ogul olduruluvekce oyle devlet. zaten yonetilmez..O zaman kanun koysalarmis Padisah tahttan indikten sonra yerine Gelecek kisi kurayla olsaymis, Ne biliyim Yasi en buyuk olan olsaymis.

    Bunu yazmam için evladım olmasına gerek yok; çünkü ben 16. asırda değil 21. asırda yaşıyorum. Şunu bir kafanıza sokun artık, kaçıncı oldu... Ayrıca neredeyse her gün başka ana, devletin bekası için bu acıyı çekip oğlunu bu devlet için toprağa veriyor. Hayal aleminden biraz kurtulun, tatlı suda yüzmek hoştur ama gerçek değildir.

    500 sene önceden bahsediyorsun; olmaz dediğin şey sayesinde o devlet ayakta kaldı, haberin yok. Koca imparatorluğun başına geçecek adamı "kura" ile belirlemek gibi bir aptallığı yapmalarını beklemiyorsun herhalde değil mi ? İmparatorluktan bahsediyorsun mahalle takımına adam seçmekten değil... Ayrıca yine 500 sene önceden bahsediyoruz, en yaşlının hükümdar olması geleneği bütün dünyada son 150-200 senedir ortaya çıkmış bir gelenektir. Bizde de bu sisteme geçiş yapılmıştır.



    Sen boyle devam et

    Ben devam ediyorum; zira her anım okuyup araştırmakla geçiyor. Asıl sen öyle devam etmesen de biraz okuyup araştırmak, öğrenmek gibi şeylerin ucundan tutsan da bir daha bu denli saçmalamasan.

    Birak Allahini seversen Ya Bana kundaktaki bebegin olumunu Savunma Ne dersen de Ama savunma.. Kal saglicakla

    İşte bu yüzden biraz okuyup araştır diyorum... O kundaktaki bebeğin öldürülmesini savunmuyorum, suçsuz günahsız birinin, hangi yaşta olursa olsun öldürülmesi büyük günah ve acı bir hadisedir. Merak etme, bunun nasıl bir his olduğunu biliyorum... Fakat burada hanedandan bahsediyoruz, senin benim ailemden değil. O ailede 500 sene önce ikinci bir erkek demek, her an için isyan çıkması, devletin bölünmesi, binlerce insanın birbirini kırması demektir. Sen önce şunu bir anla.



    Padişahlar için de uçkuruna sahip olup tek çocuk yapsın demek gibi bir hakkın yok; zira hangisinin erkek olduğunu bilmiyorsun, bilsen bile hangisinin hayatta kalacağını bilme gibi bir şansın yok. Kaçıncı defadır yazıyorum, 500 sene öncesinden bahsediyoruz. Çocuk ölümlerinin çok yüksek olduğu tarihler... Kanuni'nin bile ona yakın kardeşi varken, tahta tek şehzade olarak çıkıyor. Çünkü diğerleri erken yaşta hastalıktan kazadan vs. ölmüş bile. Olur da soy kesilir şehzade doğmazsa devlet biter; çünkü bizim gibi şark toplumlarında devlet hanedan üzerinden kuruludur ve buna dayanır. Hanedan biterse devlet de biter. Aynı önceki devletlerimiz gibi...



    Sen şu okumak, araştırmak ve öğrenmeye bir an evvel başlasan iyi edersin. Hiç yoktan 500 sene öncesi ile günümüz şartlarını ve anlayışını kıyaslamaktan vazgeçsen, o bile kafi.

    Sunu Anlasan Iyi edersin Okumakla veya Arastirmakla Insan olumunu Mesru goremessin, demekki sen arastirarak bu kaniya vardiysan birak kalsin.Bu benim dusuncem Dusuncem ne olursa olsun Degismez oda senin dusuncen Ama su beni uzen, Bu yuzyildan Taa o Yuzyildaki olayi savunman beni uzdu, Lutfen kendine gel..Bana sakin Devletin bekasi vs savunma Savundukca batiyirsun..



    Kuran :Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî olarak kalacağı cehennemdir. Allah ona gazab ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır.



    Tevrat:Katletmeyeceksin (cikis)

    Cehalet içerisinde kalmaktan memnunsan, o halde buyur; aynen devam. Okuyup araştırmayı reddeden birisi olduğun zaten ortada; söylediğim şeyleri meşru kılmak yahut savunmak zannediyorsun...



    Beyse, okuyup araştırmayı ve öğrenmeyi reddedecek raddedeki cehaletin ile sana mutluluklar.

    Kendin Allahin Koydugu yasalarin cignenmesi Savunulucugunu yaptiginin Farkindasin dimi Eger Bir dine inaniyorsan Insan oldurmenin dogrulugunu asla Mesru ve dogru goremessin Kutsal kitaplar Osmanlidan Cook once gonderildi.Ve osmanlidan oncede Insan oldurmenin Ne derece buyuk gunahlar oldugu apacik ortadaydi,padisahlar bunu bile bile yapti Ve sen Hala bunu savunuyorsun.Merak etme Abim Tarihci ve 12 tarih dersi vardi bende onun yaninda yetistim.Simdi sana burda ansiklobedi yazarim ama neyse ..

    Git o zaman abinden biraz ders al. Ayrıca ders vermesi onu tarihçi yapmaz, tarih öğretmeni yapar. Tarih öğretmenleri de tarih değil müfredatı bilir. Şimdi beni konuşturma...



    Bana tarih dersi vermeye niyetleneceğine sen önce yazılan şeyi bir okuyup idrak etmeyi öğren. Araştırma, öğrenmeyi falan geçtim. Yazılan şeyi okuyup anlasan yeterli... Halen daha meşru gösteriyorsun vs. diye saçmalıyorsun.

    Sen yukarda demissinki Ben savunmuyorum yada desteklemiyorum Aynen senin cumlen;



    " Fakat din yahut vicdani, neye karşı olursa olsun kardeş katli o dönemin reel politikası için doğru ve yerinde bir uygulamaydı. Osmanlı'nın Osmanlı olmasını, bu acı ama gerekli uygulamaya borçlu olduğumuz tartışmasız bir gerçektir."



    O uygulamanin dogru Ve yerinde oldugunu soylemen Kardes katlini desteklemek anlamina geldigi apacik ortada.Evet simdi konus..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: lawbreaker


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: lawbreaker

    Suçsuz birini boğdurmak kundaktaki bebeği öldürmek o zamanlar normal mi karşılanıyordu toplumlarda yani ?
    öyle bir yazmışsın ki sanki 20.yy a kadar millet kafasına göre sokakta birbirini kesip elini kolunu sallayıp uzaklaşıyor gibi olmuş.

    Sadece islamda değil tüm inanç sistemlerinde adam öldürmek hele ki günahsız suçsuz birine kundaktaki bebeğe bunu yapmak doğru karşılanmaz, bunun hümanizmle falan alakası yok. birini boğazlamanın ahlaki olmadığı kanısına da 20 yy da varılmış değil yani.

    Konudaki ilk mesajımı okumuş olsaydın bunu yazmana gerek olmadığını anlardın.

    okudum ancak genede farklı düşünmüyorum açıkçası şöyle ki;

    1) Bir cezanın olması için suçun gerçekleşmiş olması veya en azından teşebbüs edilmesi gerekir canı almaktan büyük bir ceza da yoktur sanırım
    2) Daha önce ortada örnekler var diye herkesin aynısını yapacağının garantisi var mı yok
    3) Devletin iyiliği için mi yoksa baştaki yöneticinin rahatça tahtta kalması için mi bu ayrımı iyi yapmak lazım
    4) Çocuk dediğin boş bir hdd gibidir ne verirsen onu alırsın tamam padişahın şimdiki aile babası gibi her bir çocuğuyla ilgilenmesi zor olabilir ama yetiştirme tarzıyla alakalı bu durumlar

    Sonuç olarak devletin iyiliği masalıyla kendi rahatları kaçmasın diye yaptıklarını düşünüyorum ve asla onaylamıyorum

    Yahu şu hayal aleminde yaşamaktan, bugünün anlayışını 500 sene öncesine götürmeye çalışma saçmalığından bir vazgeçin artık Allah aşkına.

    Hanedanda ikinci bir erkeğin bulunması demek her zaman için isyan ve savaş demektir. İlla o şehzade bir haltlar edecek diye bir kaide yok, etrafındakiler yahut asker arasından bir grup o şehzadeyi mutlaka ve mutlaka kullanır. Ortada koskoca bir imparatorluk var, biraz mantıklı konuşmak gerekiyor; hayal aleminde, ütopyada falan yaşamıyoruz.

    Kardeş katli insaniyet adına da dini kurallara da son derece aykırı olmasına karşın reel politika olarak son derece doğru ve yerinde bir uygulamadır. 20. yüzyıla kadar uzanan bu kadar büyük bir imparatorluğumuz varsa bunu kardeş katline borçluyuz. Bunun aması şusu busu, yok efendim bence ondan değil başka şeyden dolayı yapıyorları falan yok.

    Benzer bir durum sonraki dönemlerde isyanlar ile başa geçen padişahlar için de geçerli. Tahtta ben varım ve asker isyan ediyor diyelim. İsyan sonrası tahta sen geçiyorsun; tahta oturduktan sonra ilk yaptığın iş, benim dönemimde isyan edip tahtın değişmesine sebep olan kişilerin ortadan kaldırılmasıdır. Çünkü hiçbir hükümdar saltanatı sırasında gölge olsun istemez. O adamın çıkardığı isyan sayesinde tahta geçen sen olabilirsin, fakat o adamlar etraftayken senin sağlam bir otorite kurman mümkün değil çünkü sürekli diken üzerinde olacaksın. O nedenle de ilk olarak o adamları ortadan kaldırıyorsun. İşte bütün bunların kalktığı dönemlerde başa geçen padişahlar nedeniyle Osmanlı çöküşe geçmeye başladı zaten. Öldürmüyorsun, fakat dönemin şartları gereği serbest de bırakamıyorsun ve o adam kendinden önceki ölene kadar hapis yaşayıp her an öldürülme korkusuyla hayatını sürdürüyor. "Deli" denen padişahların ortaya çıkmasının sebebi de budur.

    Yani kimse sırf kendi kıçının rahatı için kardeşini falan öldürtmüyor. Buna rağmen gayet tabii kardeşini öldürtürken kendini de düşünecek; ya o ya kendisi gidecek sonuçta. Ve unutulmamalıdır ki şark toplumlarında devlet demek hanedan demektir. Yani hanedanın rahat olması devletin rahat olması anlamına gelir. Dolayısıyla, hatta dolayısıyla değil direkt olarak başa geçenin kardeşini öldürtmesi ne kadar kendi rahatı için ise aynı oranda devletin rahatı ve bekası içindir. Aksi olursa ne olacağı malum; en iyi ihtimalle Çelebi Mehmet dönemindeki gibi fetret devri, yüksek ihtimalle de parçalanıp dağılma...

    Hocam Yazini okudumda icim urperdi Senin hic evladin oldumu bu kadar kolay yaziyorsun.Neymis efendim devletin bekasi icinmis O zamanda padisah tutsaymis seyini yapmasaymis..Devletin bekasi icin kardes ogul olduruluvekce oyle devlet. zaten yonetilmez..O zaman kanun koysalarmis Padisah tahttan indikten sonra yerine Gelecek kisi kurayla olsaymis, Ne biliyim Yasi en buyuk olan olsaymis.

    Bunu yazmam için evladım olmasına gerek yok; çünkü ben 16. asırda değil 21. asırda yaşıyorum. Şunu bir kafanıza sokun artık, kaçıncı oldu... Ayrıca neredeyse her gün başka ana, devletin bekası için bu acıyı çekip oğlunu bu devlet için toprağa veriyor. Hayal aleminden biraz kurtulun, tatlı suda yüzmek hoştur ama gerçek değildir.

    500 sene önceden bahsediyorsun; olmaz dediğin şey sayesinde o devlet ayakta kaldı, haberin yok. Koca imparatorluğun başına geçecek adamı "kura" ile belirlemek gibi bir aptallığı yapmalarını beklemiyorsun herhalde değil mi ? İmparatorluktan bahsediyorsun mahalle takımına adam seçmekten değil... Ayrıca yine 500 sene önceden bahsediyoruz, en yaşlının hükümdar olması geleneği bütün dünyada son 150-200 senedir ortaya çıkmış bir gelenektir. Bizde de bu sisteme geçiş yapılmıştır.



    Sen boyle devam et

    Ben devam ediyorum; zira her anım okuyup araştırmakla geçiyor. Asıl sen öyle devam etmesen de biraz okuyup araştırmak, öğrenmek gibi şeylerin ucundan tutsan da bir daha bu denli saçmalamasan.

    Birak Allahini seversen Ya Bana kundaktaki bebegin olumunu Savunma Ne dersen de Ama savunma.. Kal saglicakla

    İşte bu yüzden biraz okuyup araştır diyorum... O kundaktaki bebeğin öldürülmesini savunmuyorum, suçsuz günahsız birinin, hangi yaşta olursa olsun öldürülmesi büyük günah ve acı bir hadisedir. Merak etme, bunun nasıl bir his olduğunu biliyorum... Fakat burada hanedandan bahsediyoruz, senin benim ailemden değil. O ailede 500 sene önce ikinci bir erkek demek, her an için isyan çıkması, devletin bölünmesi, binlerce insanın birbirini kırması demektir. Sen önce şunu bir anla.



    Padişahlar için de uçkuruna sahip olup tek çocuk yapsın demek gibi bir hakkın yok; zira hangisinin erkek olduğunu bilmiyorsun, bilsen bile hangisinin hayatta kalacağını bilme gibi bir şansın yok. Kaçıncı defadır yazıyorum, 500 sene öncesinden bahsediyoruz. Çocuk ölümlerinin çok yüksek olduğu tarihler... Kanuni'nin bile ona yakın kardeşi varken, tahta tek şehzade olarak çıkıyor. Çünkü diğerleri erken yaşta hastalıktan kazadan vs. ölmüş bile. Olur da soy kesilir şehzade doğmazsa devlet biter; çünkü bizim gibi şark toplumlarında devlet hanedan üzerinden kuruludur ve buna dayanır. Hanedan biterse devlet de biter. Aynı önceki devletlerimiz gibi...



    Sen şu okumak, araştırmak ve öğrenmeye bir an evvel başlasan iyi edersin. Hiç yoktan 500 sene öncesi ile günümüz şartlarını ve anlayışını kıyaslamaktan vazgeçsen, o bile kafi.

    Sunu Anlasan Iyi edersin Okumakla veya Arastirmakla Insan olumunu Mesru goremessin, demekki sen arastirarak bu kaniya vardiysan birak kalsin.Bu benim dusuncem Dusuncem ne olursa olsun Degismez oda senin dusuncen Ama su beni uzen, Bu yuzyildan Taa o Yuzyildaki olayi savunman beni uzdu, Lutfen kendine gel..Bana sakin Devletin bekasi vs savunma Savundukca batiyirsun..



    Kuran :Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî olarak kalacağı cehennemdir. Allah ona gazab ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır.



    Tevrat:Katletmeyeceksin (cikis)

    Cehalet içerisinde kalmaktan memnunsan, o halde buyur; aynen devam. Okuyup araştırmayı reddeden birisi olduğun zaten ortada; söylediğim şeyleri meşru kılmak yahut savunmak zannediyorsun...



    Beyse, okuyup araştırmayı ve öğrenmeyi reddedecek raddedeki cehaletin ile sana mutluluklar.

    Kendin Allahin Koydugu yasalarin cignenmesi Savunulucugunu yaptiginin Farkindasin dimi Eger Bir dine inaniyorsan Insan oldurmenin dogrulugunu asla Mesru ve dogru goremessin Kutsal kitaplar Osmanlidan Cook once gonderildi.Ve osmanlidan oncede Insan oldurmenin Ne derece buyuk gunahlar oldugu apacik ortadaydi,padisahlar bunu bile bile yapti Ve sen Hala bunu savunuyorsun.Merak etme Abim Tarihci ve 12 tarih dersi vardi bende onun yaninda yetistim.Simdi sana burda ansiklobedi yazarim ama neyse ..

    Git o zaman abinden biraz ders al. Ayrıca ders vermesi onu tarihçi yapmaz, tarih öğretmeni yapar. Tarih öğretmenleri de tarih değil müfredatı bilir. Şimdi beni konuşturma...



    Bana tarih dersi vermeye niyetleneceğine sen önce yazılan şeyi bir okuyup idrak etmeyi öğren. Araştırma, öğrenmeyi falan geçtim. Yazılan şeyi okuyup anlasan yeterli... Halen daha meşru gösteriyorsun vs. diye saçmalıyorsun.

    Sen yukarda demissinki Ben savunmuyorum yada desteklemiyorum Aynen senin cumlen;



    " Fakat din yahut vicdani, neye karşı olursa olsun kardeş katli o dönemin reel politikası için doğru ve yerinde bir uygulamaydı. Osmanlı'nın Osmanlı olmasını, bu acı ama gerekli uygulamaya borçlu olduğumuz tartışmasız bir gerçektir."



    O uygulamanin dogru Ve yerinde oldugunu soylemen Kardes katlini desteklemek anlamina geldigi apacik ortada.Evet simdi konus..

    Okuduğun şeyi idrak edebildiğin zaman, tartışabilir seviyeye gelirsin. Söylediğin şeyin cevabı orada zaten yazıyor...



    Birşeyin o günkü reel politika açısından doğru ve gerekli olması, dini yahut vicdani açıdan savunulabilir yahut doğru olduğu anlamına gelmez. En başından bunu söylüyorum, ama sen halen daha anlamamakta ısrar ediyorsun. Yani sorun sadece tarih bilip bilmemende değil; Türkçe de bilmiyorsun anlaşılan.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kraven -- 7 Temmuz 2017; 0:15:54 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven

    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: 1982-utkan


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: lawbreaker


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: lawbreaker

    Suçsuz birini boğdurmak kundaktaki bebeği öldürmek o zamanlar normal mi karşılanıyordu toplumlarda yani ?
    öyle bir yazmışsın ki sanki 20.yy a kadar millet kafasına göre sokakta birbirini kesip elini kolunu sallayıp uzaklaşıyor gibi olmuş.

    Sadece islamda değil tüm inanç sistemlerinde adam öldürmek hele ki günahsız suçsuz birine kundaktaki bebeğe bunu yapmak doğru karşılanmaz, bunun hümanizmle falan alakası yok. birini boğazlamanın ahlaki olmadığı kanısına da 20 yy da varılmış değil yani.

    Konudaki ilk mesajımı okumuş olsaydın bunu yazmana gerek olmadığını anlardın.

    okudum ancak genede farklı düşünmüyorum açıkçası şöyle ki;

    1) Bir cezanın olması için suçun gerçekleşmiş olması veya en azından teşebbüs edilmesi gerekir canı almaktan büyük bir ceza da yoktur sanırım
    2) Daha önce ortada örnekler var diye herkesin aynısını yapacağının garantisi var mı yok
    3) Devletin iyiliği için mi yoksa baştaki yöneticinin rahatça tahtta kalması için mi bu ayrımı iyi yapmak lazım
    4) Çocuk dediğin boş bir hdd gibidir ne verirsen onu alırsın tamam padişahın şimdiki aile babası gibi her bir çocuğuyla ilgilenmesi zor olabilir ama yetiştirme tarzıyla alakalı bu durumlar

    Sonuç olarak devletin iyiliği masalıyla kendi rahatları kaçmasın diye yaptıklarını düşünüyorum ve asla onaylamıyorum

    Yahu şu hayal aleminde yaşamaktan, bugünün anlayışını 500 sene öncesine götürmeye çalışma saçmalığından bir vazgeçin artık Allah aşkına.

    Hanedanda ikinci bir erkeğin bulunması demek her zaman için isyan ve savaş demektir. İlla o şehzade bir haltlar edecek diye bir kaide yok, etrafındakiler yahut asker arasından bir grup o şehzadeyi mutlaka ve mutlaka kullanır. Ortada koskoca bir imparatorluk var, biraz mantıklı konuşmak gerekiyor; hayal aleminde, ütopyada falan yaşamıyoruz.

    Kardeş katli insaniyet adına da dini kurallara da son derece aykırı olmasına karşın reel politika olarak son derece doğru ve yerinde bir uygulamadır. 20. yüzyıla kadar uzanan bu kadar büyük bir imparatorluğumuz varsa bunu kardeş katline borçluyuz. Bunun aması şusu busu, yok efendim bence ondan değil başka şeyden dolayı yapıyorları falan yok.

    Benzer bir durum sonraki dönemlerde isyanlar ile başa geçen padişahlar için de geçerli. Tahtta ben varım ve asker isyan ediyor diyelim. İsyan sonrası tahta sen geçiyorsun; tahta oturduktan sonra ilk yaptığın iş, benim dönemimde isyan edip tahtın değişmesine sebep olan kişilerin ortadan kaldırılmasıdır. Çünkü hiçbir hükümdar saltanatı sırasında gölge olsun istemez. O adamın çıkardığı isyan sayesinde tahta geçen sen olabilirsin, fakat o adamlar etraftayken senin sağlam bir otorite kurman mümkün değil çünkü sürekli diken üzerinde olacaksın. O nedenle de ilk olarak o adamları ortadan kaldırıyorsun. İşte bütün bunların kalktığı dönemlerde başa geçen padişahlar nedeniyle Osmanlı çöküşe geçmeye başladı zaten. Öldürmüyorsun, fakat dönemin şartları gereği serbest de bırakamıyorsun ve o adam kendinden önceki ölene kadar hapis yaşayıp her an öldürülme korkusuyla hayatını sürdürüyor. "Deli" denen padişahların ortaya çıkmasının sebebi de budur.

    Yani kimse sırf kendi kıçının rahatı için kardeşini falan öldürtmüyor. Buna rağmen gayet tabii kardeşini öldürtürken kendini de düşünecek; ya o ya kendisi gidecek sonuçta. Ve unutulmamalıdır ki şark toplumlarında devlet demek hanedan demektir. Yani hanedanın rahat olması devletin rahat olması anlamına gelir. Dolayısıyla, hatta dolayısıyla değil direkt olarak başa geçenin kardeşini öldürtmesi ne kadar kendi rahatı için ise aynı oranda devletin rahatı ve bekası içindir. Aksi olursa ne olacağı malum; en iyi ihtimalle Çelebi Mehmet dönemindeki gibi fetret devri, yüksek ihtimalle de parçalanıp dağılma...

    Hocam Yazini okudumda icim urperdi Senin hic evladin oldumu bu kadar kolay yaziyorsun.Neymis efendim devletin bekasi icinmis O zamanda padisah tutsaymis seyini yapmasaymis..Devletin bekasi icin kardes ogul olduruluvekce oyle devlet. zaten yonetilmez..O zaman kanun koysalarmis Padisah tahttan indikten sonra yerine Gelecek kisi kurayla olsaymis, Ne biliyim Yasi en buyuk olan olsaymis.

    Bunu yazmam için evladım olmasına gerek yok; çünkü ben 16. asırda değil 21. asırda yaşıyorum. Şunu bir kafanıza sokun artık, kaçıncı oldu... Ayrıca neredeyse her gün başka ana, devletin bekası için bu acıyı çekip oğlunu bu devlet için toprağa veriyor. Hayal aleminden biraz kurtulun, tatlı suda yüzmek hoştur ama gerçek değildir.

    500 sene önceden bahsediyorsun; olmaz dediğin şey sayesinde o devlet ayakta kaldı, haberin yok. Koca imparatorluğun başına geçecek adamı "kura" ile belirlemek gibi bir aptallığı yapmalarını beklemiyorsun herhalde değil mi ? İmparatorluktan bahsediyorsun mahalle takımına adam seçmekten değil... Ayrıca yine 500 sene önceden bahsediyoruz, en yaşlının hükümdar olması geleneği bütün dünyada son 150-200 senedir ortaya çıkmış bir gelenektir. Bizde de bu sisteme geçiş yapılmıştır.



    Sen boyle devam et

    Ben devam ediyorum; zira her anım okuyup araştırmakla geçiyor. Asıl sen öyle devam etmesen de biraz okuyup araştırmak, öğrenmek gibi şeylerin ucundan tutsan da bir daha bu denli saçmalamasan.

    Birak Allahini seversen Ya Bana kundaktaki bebegin olumunu Savunma Ne dersen de Ama savunma.. Kal saglicakla

    İşte bu yüzden biraz okuyup araştır diyorum... O kundaktaki bebeğin öldürülmesini savunmuyorum, suçsuz günahsız birinin, hangi yaşta olursa olsun öldürülmesi büyük günah ve acı bir hadisedir. Merak etme, bunun nasıl bir his olduğunu biliyorum... Fakat burada hanedandan bahsediyoruz, senin benim ailemden değil. O ailede 500 sene önce ikinci bir erkek demek, her an için isyan çıkması, devletin bölünmesi, binlerce insanın birbirini kırması demektir. Sen önce şunu bir anla.



    Padişahlar için de uçkuruna sahip olup tek çocuk yapsın demek gibi bir hakkın yok; zira hangisinin erkek olduğunu bilmiyorsun, bilsen bile hangisinin hayatta kalacağını bilme gibi bir şansın yok. Kaçıncı defadır yazıyorum, 500 sene öncesinden bahsediyoruz. Çocuk ölümlerinin çok yüksek olduğu tarihler... Kanuni'nin bile ona yakın kardeşi varken, tahta tek şehzade olarak çıkıyor. Çünkü diğerleri erken yaşta hastalıktan kazadan vs. ölmüş bile. Olur da soy kesilir şehzade doğmazsa devlet biter; çünkü bizim gibi şark toplumlarında devlet hanedan üzerinden kuruludur ve buna dayanır. Hanedan biterse devlet de biter. Aynı önceki devletlerimiz gibi...



    Sen şu okumak, araştırmak ve öğrenmeye bir an evvel başlasan iyi edersin. Hiç yoktan 500 sene öncesi ile günümüz şartlarını ve anlayışını kıyaslamaktan vazgeçsen, o bile kafi.

    Sunu Anlasan Iyi edersin Okumakla veya Arastirmakla Insan olumunu Mesru goremessin, demekki sen arastirarak bu kaniya vardiysan birak kalsin.Bu benim dusuncem Dusuncem ne olursa olsun Degismez oda senin dusuncen Ama su beni uzen, Bu yuzyildan Taa o Yuzyildaki olayi savunman beni uzdu, Lutfen kendine gel..Bana sakin Devletin bekasi vs savunma Savundukca batiyirsun..



    Kuran :Kim bir mümini kasten öldürürse, cezası, içinde ebedî olarak kalacağı cehennemdir. Allah ona gazab ve lanet etmiş ve onun için büyük bir azab hazırlamıştır.



    Tevrat:Katletmeyeceksin (cikis)

    Cehalet içerisinde kalmaktan memnunsan, o halde buyur; aynen devam. Okuyup araştırmayı reddeden birisi olduğun zaten ortada; söylediğim şeyleri meşru kılmak yahut savunmak zannediyorsun...



    Beyse, okuyup araştırmayı ve öğrenmeyi reddedecek raddedeki cehaletin ile sana mutluluklar.

    Kendin Allahin Koydugu yasalarin cignenmesi Savunulucugunu yaptiginin Farkindasin dimi Eger Bir dine inaniyorsan Insan oldurmenin dogrulugunu asla Mesru ve dogru goremessin Kutsal kitaplar Osmanlidan Cook once gonderildi.Ve osmanlidan oncede Insan oldurmenin Ne derece buyuk gunahlar oldugu apacik ortadaydi,padisahlar bunu bile bile yapti Ve sen Hala bunu savunuyorsun.Merak etme Abim Tarihci ve 12 tarih dersi vardi bende onun yaninda yetistim.Simdi sana burda ansiklobedi yazarim ama neyse ..

    Git o zaman abinden biraz ders al. Ayrıca ders vermesi onu tarihçi yapmaz, tarih öğretmeni yapar. Tarih öğretmenleri de tarih değil müfredatı bilir. Şimdi beni konuşturma...



    Bana tarih dersi vermeye niyetleneceğine sen önce yazılan şeyi bir okuyup idrak etmeyi öğren. Araştırma, öğrenmeyi falan geçtim. Yazılan şeyi okuyup anlasan yeterli... Halen daha meşru gösteriyorsun vs. diye saçmalıyorsun.

    Sen yukarda demissinki Ben savunmuyorum yada desteklemiyorum Aynen senin cumlen;



    " Fakat din yahut vicdani, neye karşı olursa olsun kardeş katli o dönemin reel politikası için doğru ve yerinde bir uygulamaydı. Osmanlı'nın Osmanlı olmasını, bu acı ama gerekli uygulamaya borçlu olduğumuz tartışmasız bir gerçektir."



    O uygulamanin dogru Ve yerinde oldugunu soylemen Kardes katlini desteklemek anlamina geldigi apacik ortada.Evet simdi konus..

    Okuduğun şeyi idrak edebildiğin zaman, tartışabilir seviyeye gelirsin. Söylediğin şeyin cevabı orada zaten yazıyor...



    Birşeyin o günkü reel politika açısından doğru ve gerekli olması, dini yahut vicdani açıdan savunulabilir yahut doğru olduğu anlamına gelmez. En başından bunu söylüyorum, ama sen halen daha anlamamakta ısrar ediyorsun. Yani sorun sadece tarih bilip bilmemende değil; Türkçe de bilmiyorsun anlaşılan.

    Alıntıları Göster
    Mesajınız flood koruması tarafından engellenmiştir. Sebebi; 15'ten fazla alıntı yapılamaz. Bunun bir hata olduğunu düşünüyorsanız forum destekten geri bildirimde bulununuz

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Kraven kullanıcısına yanıt
    Hocam her kıyım için, padişahların canlarından can gittiğine şüphem yok, kim bilir ne denli acımıştır yürekleri. Bu yönetim biçimi aynı dediğin gibi, bu kıyımlar olmadan 150 seneyi bile zor çıkarırdı. Hiç kimsenin memnun kalmadığı, sırf devlet ve huzur süregelsin diye, dönem şartlarınca belki de zorunlu bir töreydi bu.

    Fakat ne Kur'an'da ne de sahih hadislerde, *ulemanın ya da bir başkasının hükmüyle, kesin yasakların gerektiğinde askıya alınabileceğine* işaret eden bir veriye rastlamadım ben. Buna karşın, her ne olursa olsun, yönetim dahil dünyevi işlerin tümünde, her daim dini hükümlerin tercih edilmesini emreden ve daha hayırlı bulan onlarca kesin ifadeye denk geldim.

    Evet belki de zorunlu bir uygulamaydı, her ne kadar acı da olsa, yapılması doğruydu demek yanlış olmayabilir devlet için. Ama dini bir hüküm, apaçık bir biçimde çiğnenmiş. Meşrulaştırır görünümdeki ekseri ulema görüşü, ne yazık ki bu töreyi *dini yönden* meşrulaştırır gözükmüyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zooe

    Mesajınız flood koruması tarafından engellenmiştir. Sebebi; 15'ten fazla alıntı yapılamaz. Bunun bir hata olduğunu düşünüyorsanız forum destekten geri bildirimde bulununuz

    Alıntıları Göster
    Mesajınız flood koruması tarafından engellenmiştir. Sebebi; 15'ten fazla alıntı yapılamaz. Bunun bir hata olduğunu düşünüyorsanız forum destekten geri bildirimde bulununuz
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven

    Mesajınız flood koruması tarafından engellenmiştir. Sebebi; 15'ten fazla alıntı yapılamaz. Bunun bir hata olduğunu düşünüyorsanız forum destekten geri bildirimde bulununuz

    Alıntıları Göster
    Mesajınız flood koruması tarafından engellenmiştir. Sebebi; 15'ten fazla alıntı yapılamaz. Bunun bir hata olduğunu düşünüyorsanız forum destekten geri bildirimde bulununuz

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    Hocam her kıyım için, padişahların canlarından can gittiğine şüphem yok, kim bilir ne denli acımıştır yürekleri. Bu yönetim biçimi aynı dediğin gibi, bu kıyımlar olmadan 150 seneyi bile zor çıkarırdı. Hiç kimsenin memnun kalmadığı, sırf devlet ve huzur süregelsin diye, dönem şartlarınca belki de zorunlu bir töreydi bu.

    Fakat ne Kur'an'da ne de sahih hadislerde, *ulemanın ya da bir başkasının hükmüyle, kesin yasakların gerektiğinde askıya alınabileceğine* işaret eden bir veriye rastlamadım ben. Buna karşın, her ne olursa olsun, yönetim dahil dünyevi işlerin tümünde, her daim dini hükümlerin tercih edilmesini emreden ve daha hayırlı bulan onlarca kesin ifadeye denk geldim.

    Evet belki de zorunlu bir uygulamaydı, her ne kadar acı da olsa, yapılması doğruydu demek yanlış olmayabilir devlet için. Ama dini bir hüküm, apaçık bir biçimde çiğnenmiş. Meşrulaştırır görünümdeki ekseri ulema görüşü, ne yazık ki bu töreyi *dini yönden* meşrulaştırır gözükmüyor.

    Onun dini açıklaması şu; bu yapılmamış olsa, müslüman müslümanı kıracak. Ayrıca Osmanlı gibi gazi kimliğiyle İslam dünyasının liderliğini üstlenmiş bir devletin gaza yolu engellenecek. Bu ve bunlar gibi sebepler nedeniyle, ulema bu işe cevaz vermiştir. Fakat tecviz ederken ulemanın bile tamamı buna razı olmamış; ekser ulema yani çoğunluk, bu işi tecviz etmiştir.

    İşin vicdani tarafını bir kenara bırakırsak; tecviz eden ekser ulemanın kullandığı dini gerekçeler çokta mantıksız değil dini açıdan. Ha dediğim gibi, normalde suçu günahı olmayan birinin öldürülmesi en büyük günahlardandır. Dolayısıyla Allah katında ulemanın bu görüşü kabul görür mü görmez mi bilemeyiz, bizi ilgilendiren kısım işe yaramış mı yaramamış mı. Zira kabul görsün yahut görmesin, günahı da sevabı da onlara ait. Bizim ise bugünden o günlere bakarak yargılama gibi bir hakkımız yok, olmadığı gibi tarihi açıdan da çok büyük bir hatadır. Çünkü tarih, her zaman için dönemine göre değerlendirilmek zorundadır. Ne kadar acı bir hadise olursa olsun, o dönemde işe yaramış ve devletin devamını sağlamıştır.

    Aynı şey içki konusu için de geçerli. Şehzade iken uyuşturucu madde kullanan da var, içki içen de var, ağzına sürmeyen de. Yargılamak bize düşmez; günahı da sevabı da onların boynuna. Çünkü tarihsel olarak biliyoruz ki neredeyse alkolik denebilecek kadar içen ve içki kaynaklı hastalıklar nedeniyle ölen padişahlar dahi var. Halife olmalarının da bununla bir ilgisi yok. Halife, idareci, idare eden demektir ve dini bir makam değildir. Dine göre içki haram; için de günahkar sayılıyor dolayısıyla içtiyse kendi günahlarıdır. O nedenle, bu gibi konuları yargılamak gibi hataya düşmememiz gerekiyor. Bize düşen, tarihte ne olduysa bunu araştırıp bularak ortaya çıkarmak ve gerekiyorsa bundan ders çıkarmak, yargılamak değil.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zooe

    Mesajınız flood koruması tarafından engellenmiştir. Sebebi; 15'ten fazla alıntı yapılamaz. Bunun bir hata olduğunu düşünüyorsanız forum destekten geri bildirimde bulununuz

    Alıntıları Göster
    Mesajınız flood koruması tarafından engellenmiştir. Sebebi; 15'ten fazla alıntı yapılamaz. Bunun bir hata olduğunu düşünüyorsanız forum destekten geri bildirimde bulununuz
  • Kraven kullanıcısına yanıt
    Evet eğer günah olarak sayılacaksa, günahları kendi boyunlarına ve, dini yönden yargılaması kimseye düşmez. Fakat senin de değindiğin gibi, "ders çıkarmak" amacıyla bir muhakeme yapılabilir diye düşünüyorum.

    Siyasi olarak dahiyane bir hamle olabilir, bu iş yapılmasa, müslüman müslümanı kırabilir; evet. Ama dini öğretinin esasında, müslümanın müslümanı kırması ve İslam dünyasının liderliği gibi haller, kesin dini hükümleri askıya aldırtacak bir istisna olarak düzenlenmemiş hocam bu çok açık. Hatta ve hatta, hiçbir şeyin kesin hükümleri çiğnemeyi meşrulaştıramayacağının hususi olarak defalarca üzerinde durulmuş.

    Keza İslama göre inançlı bir müslümanın, "Eğer yaratan böyle dediyse bir hikmeti vardır." fikrine yönelerek tevekkül etmesi beklenir. Allah isterse devleti yıkar, yeniden kurar öyle değil mi? Veya hiç beklenmedik bir yardım gönderebilir.

    "Ama devlet işleri, bir olasılığa göre düzenlenemez." denirse de, dini bir hükmün, (iyi niyetle de olsa) ona esasen herhangi bir meşruluk kazandırmayacak olan bir cevaza dayanılarak çiğnendiği kabul edilmelidir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-73A8A7D1E -- 7 Temmuz 2017; 1:56:46 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    Evet eğer günah olarak sayılacaksa, günahları kendi boyunlarına ve, dini yönden yargılaması kimseye düşmez. Fakat senin de değindiğin gibi, "ders çıkarmak" amacıyla bir muhakeme yapılabilir diye düşünüyorum.

    Siyasi olarak dahiyane bir hamle olabilir, bu iş yapılmasa, müslüman müslümanı kırabilir; evet. Ama dini öğretinin esasında, müslümanın müslümanı kırması ve İslam dünyasının liderliği gibi haller, kesin dini hükümleri askıya aldırtacak bir istisna olarak düzenlenmemiş hocam bu çok açık. Hatta ve hatta, hiçbir şeyin kesin hükümleri çiğnemeyi meşrulaştıramayacağının hususi olarak defalarca üzerinde durulmuş.

    Keza İslama göre inançlı bir müslümanın, "Eğer yaratan böyle dediyse bir hikmeti vardır." fikrine yönelerek tevekkül etmesi beklenir. Allah isterse devleti yıkar, yeniden kurar öyle değil mi? Veya hiç beklenmedik bir yardım gönderebilir.

    "Ama devlet işleri, bir olasılığa göre düzenlenemez." denirse de, dini bir hükmün, (iyi niyetle de olsa) ona esasen herhangi bir meşruluk kazandırmayacak olan bir cevaza dayanılarak çiğnendiği kabul edilmelidir.

    Dediğim gibi, bunu yargılamak sana veya bana düşmez. Dolayısıyla son cümlene kesin bir cevap veremeyeceğim. :) O taraf, din adamlarının kavgası. Ulemanın kararı Allah katında kabul gören bir fetva ise problem yok; görmüyorsa günahı onların boynuna.

    Yalnız benim liderlik dediğim şey bir noktayı açıklamak içindi. Ondan kastım şu; Osmanlı, İslam dünyasında liderdi ve bunun gerekçesi de gazi kimliğine sahip olmasıydı. Gaza ise dinde olan bir şey; dolayısıyla müslümanın müslümanı kırması ve gaza faaliyetinin engellemesinin önüne geçilmesi de, pek mantıksız gelmiyor bana. (Vicdani kısmı dahil etmediğimi tekrar edeyim) Ayrıca söylediğin şey şurada yanlış; Kuran'da da yazdığı gibi zorunlu hallerde bazı günah kabul edilen şeylerin yapılması kabul edilir, hatta farz olur. Örneğin ölüm kalım durumunda domuz dahil ne bulursan yemek, farzdır. Veya yine ölüm kalım durumunda Allah'ı dahi reddedebilir; normalde şirk sayılan şeyleri yapabilirsin ve hatta bunları yapman o an için sana farz kılınmıştır. Burada da bu durum kıstas alınmış olabilir. Zira biliyorsun, Kuran'da yazmayan şeyler için kıstas arama şartı vardır. O ayetlerde bireysel zorunlulu durumundan bahsediliyor; verilen fetvada ise nizam-ı alem için deniyor. Osmanlı da resmi olarak hiçbir zaman şeriat devleti olmasa bile, İslam'dan ayırmak mümkün değil. Dolayısıyla oradaki nizam, sadece devlet düzeni anlamına gelmiyor. O yüzden diyorum verilen fetva dini açıdan çok da mantıksız ve zayıf gibi durmuyor. Ha ama fetva kesin doğrudur diyemem tabii, o bana düşmez. O sebeple de reel politika açısından doğru, gerekli ve yerinde bir uygulamadır, fakat bildiğimiz dini ve vicdani akidelere göre kabul etmek mümkün değil. Dini açıdan verilen fetva da uygun değilse, yapanların günahı boynunadır.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    Evet eğer günah olarak sayılacaksa, günahları kendi boyunlarına ve, dini yönden yargılaması kimseye düşmez. Fakat senin de değindiğin gibi, "ders çıkarmak" amacıyla bir muhakeme yapılabilir diye düşünüyorum.

    Siyasi olarak dahiyane bir hamle olabilir, bu iş yapılmasa, müslüman müslümanı kırabilir; evet. Ama dini öğretinin esasında, müslümanın müslümanı kırması ve İslam dünyasının liderliği gibi haller, kesin dini hükümleri askıya aldırtacak bir istisna olarak düzenlenmemiş hocam bu çok açık. Hatta ve hatta, hiçbir şeyin kesin hükümleri çiğnemeyi meşrulaştıramayacağının hususi olarak defalarca üzerinde durulmuş.

    Keza İslama göre inançlı bir müslümanın, "Eğer yaratan böyle dediyse bir hikmeti vardır." fikrine yönelerek tevekkül etmesi beklenir. Allah isterse devleti yıkar, yeniden kurar öyle değil mi? Veya hiç beklenmedik bir yardım gönderebilir.

    "Ama devlet işleri, bir olasılığa göre düzenlenemez." denirse de, dini bir hükmün, (iyi niyetle de olsa) ona esasen herhangi bir meşruluk kazandırmayacak olan bir cevaza dayanılarak çiğnendiği kabul edilmelidir.

    Dediğim gibi, bunu yargılamak sana veya bana düşmez. Dolayısıyla son cümlene kesin bir cevap veremeyeceğim. :) O taraf, din adamlarının kavgası. Ulemanın kararı Allah katında kabul gören bir fetva ise problem yok; görmüyorsa günahı onların boynuna.

    Yalnız benim liderlik dediğim şey bir noktayı açıklamak içindi. Ondan kastım şu; Osmanlı, İslam dünyasında liderdi ve bunun gerekçesi de gazi kimliğine sahip olmasıydı. Gaza ise dinde olan bir şey; dolayısıyla müslümanın müslümanı kırması ve gaza faaliyetinin engellemesinin önüne geçilmesi de, pek mantıksız gelmiyor bana. (Vicdani kısmı dahil etmediğimi tekrar edeyim) Ayrıca söylediğin şey şurada yanlış; Kuran'da da yazdığı gibi zorunlu hallerde bazı günah kabul edilen şeylerin yapılması kabul edilir, hatta farz olur. Örneğin ölüm kalım durumunda domuz dahil ne bulursan yemek, farzdır. Veya yine ölüm kalım durumunda Allah'ı dahi reddedebilir; normalde şirk sayılan şeyleri yapabilirsin ve hatta bunları yapman o an için sana farz kılınmıştır. Burada da bu durum kıstas alınmış olabilir. Zira biliyorsun, Kuran'da yazmayan şeyler için kıstas arama şartı vardır. O ayetlerde bireysel zorunlulu durumundan bahsediliyor; verilen fetvada ise nizam-ı alem için deniyor. Osmanlı da resmi olarak hiçbir zaman şeriat devleti olmasa bile, İslam'dan ayırmak mümkün değil. Dolayısıyla oradaki nizam, sadece devlet düzeni anlamına gelmiyor. O yüzden diyorum verilen fetva dini açıdan çok da mantıksız ve zayıf gibi durmuyor. Ha ama fetva kesin doğrudur diyemem tabii, o bana düşmez. O sebeple de reel politika açısından doğru, gerekli ve yerinde bir uygulamadır, fakat bildiğimiz dini ve vicdani akidelere göre kabul etmek mümkün değil. Dini açıdan verilen fetva da uygun değilse, yapanların günahı boynunadır.

    Belirttiğin metotla neredeyse her kavramı kabul ettirebilirsin.Dinleri bilime indirgeyip anlamıyorum bilenler kendimin yerine hadiseyi açıklar düşüncelerim önemsizdir tavrın sağlıklı değil



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 7 Temmuz 2017; 2:21:22 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zodion


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kraven


    quote:

    Orijinalden alıntı: gandalff

    Evet eğer günah olarak sayılacaksa, günahları kendi boyunlarına ve, dini yönden yargılaması kimseye düşmez. Fakat senin de değindiğin gibi, "ders çıkarmak" amacıyla bir muhakeme yapılabilir diye düşünüyorum.

    Siyasi olarak dahiyane bir hamle olabilir, bu iş yapılmasa, müslüman müslümanı kırabilir; evet. Ama dini öğretinin esasında, müslümanın müslümanı kırması ve İslam dünyasının liderliği gibi haller, kesin dini hükümleri askıya aldırtacak bir istisna olarak düzenlenmemiş hocam bu çok açık. Hatta ve hatta, hiçbir şeyin kesin hükümleri çiğnemeyi meşrulaştıramayacağının hususi olarak defalarca üzerinde durulmuş.

    Keza İslama göre inançlı bir müslümanın, "Eğer yaratan böyle dediyse bir hikmeti vardır." fikrine yönelerek tevekkül etmesi beklenir. Allah isterse devleti yıkar, yeniden kurar öyle değil mi? Veya hiç beklenmedik bir yardım gönderebilir.

    "Ama devlet işleri, bir olasılığa göre düzenlenemez." denirse de, dini bir hükmün, (iyi niyetle de olsa) ona esasen herhangi bir meşruluk kazandırmayacak olan bir cevaza dayanılarak çiğnendiği kabul edilmelidir.

    Dediğim gibi, bunu yargılamak sana veya bana düşmez. Dolayısıyla son cümlene kesin bir cevap veremeyeceğim. :) O taraf, din adamlarının kavgası. Ulemanın kararı Allah katında kabul gören bir fetva ise problem yok; görmüyorsa günahı onların boynuna.

    Yalnız benim liderlik dediğim şey bir noktayı açıklamak içindi. Ondan kastım şu; Osmanlı, İslam dünyasında liderdi ve bunun gerekçesi de gazi kimliğine sahip olmasıydı. Gaza ise dinde olan bir şey; dolayısıyla müslümanın müslümanı kırması ve gaza faaliyetinin engellemesinin önüne geçilmesi de, pek mantıksız gelmiyor bana. (Vicdani kısmı dahil etmediğimi tekrar edeyim) Ayrıca söylediğin şey şurada yanlış; Kuran'da da yazdığı gibi zorunlu hallerde bazı günah kabul edilen şeylerin yapılması kabul edilir, hatta farz olur. Örneğin ölüm kalım durumunda domuz dahil ne bulursan yemek, farzdır. Veya yine ölüm kalım durumunda Allah'ı dahi reddedebilir; normalde şirk sayılan şeyleri yapabilirsin ve hatta bunları yapman o an için sana farz kılınmıştır. Burada da bu durum kıstas alınmış olabilir. Zira biliyorsun, Kuran'da yazmayan şeyler için kıstas arama şartı vardır. O ayetlerde bireysel zorunlulu durumundan bahsediliyor; verilen fetvada ise nizam-ı alem için deniyor. Osmanlı da resmi olarak hiçbir zaman şeriat devleti olmasa bile, İslam'dan ayırmak mümkün değil. Dolayısıyla oradaki nizam, sadece devlet düzeni anlamına gelmiyor. O yüzden diyorum verilen fetva dini açıdan çok da mantıksız ve zayıf gibi durmuyor. Ha ama fetva kesin doğrudur diyemem tabii, o bana düşmez. O sebeple de reel politika açısından doğru, gerekli ve yerinde bir uygulamadır, fakat bildiğimiz dini ve vicdani akidelere göre kabul etmek mümkün değil. Dini açıdan verilen fetva da uygun değilse, yapanların günahı boynunadır.

    Belirttiğin metotla neredeyse her kavramı kabul ettirebilirsin.Dinleri bilime indirgeyip anlamıyorum bilenler kendimin yerine hadiseyi açıklar düşüncelerim önemsizdir tavrın sağlıklı değil

    Rica etsem biri arkadaşı tercüme edebilir mi ?




  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.