Şimdi Ara

İslam'ın zina cezasındaki kusuru ve çağdaş toplumlarda uygulanmasının imkansızlığı

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
53
Cevap
1
Favori
1.351
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Kuran'da bekar bireylere yaptıkları zinadan dolayı 100 sopa vurulması gerektiği belirtilir, bekar bireylere sopa cezası verilmesi kuralından İslam siyasi teşekküllerinin bekar bireyleri iş sahibi yapıp evlendirme sosyalitesini-toplumsallığını üzerine almadığını anlayabiliriz, eğer bekar bireylere sahip çıkılsaydı bekar bireylere has bir cezaları olmazdı, yani islami düzenler diyor ki ben seni yetişkin bir birey olduğun için iş sahibi yapıp evlendirmem, benim böyle bir düzenim yok, sen de zina işlersen seni döverim ya da taşlayarak öldürürüm. Bakın, halbuki müslümanların bir alimi "İslam dini" adlı eserinde diyorki: peygamberlerin getirdiği dinlerin insanların canını, malını, dinini, neslini ve nefsini korumak olmak üzere 5 vazifesi vardır, o halde biz de diyoruz ki sizin iş sahibi yapıp evlendirme vazifesini üzerinize almadığınızdan dolayı zina eden bir birey bu suçtan dolayı dayak yediğinde ya da evli biri ile zina yaptı ise evli birey de taşlanarak öldürüldüğünde bunun neresinde canı koruma, namusu-bekareti( nefsi), nesli koruma var. bu bekar bireylerin kaybettikleri bekaretlerinin hesabını, evli ise recm edildikleri için kaybettikleri canlarının ya da dayak yedikleri için kaybettikleri şereflerinin hesabını kim verecek, doğacak gayri meşru çocuklar nesli bozmak değil midir, eğer siz bekar bireyleri iş sahibi yapıp evlendirme vazifesini üzerinize alsaydınız size inanabilirdik, bu islami düzeninizin neresinden tutup sizin iddia ettiğiniz canı, nefsi, nesli koruma gayenizin olduğunu çıkaralım. recm ettiğinizden, dayak attığınızdan, gayri meşru çocuklar dünyaya geldiğinden, bireylerin ve toplumun şerefini de korumadığınız ortaya çıkıyor.

    Çok meşhur bir islami siteye sordum bu soruyu ve cevap şöyle idi:

    "İslam devletinin bireyi iş sahibi yapıp evlendirememesi onun ceza almayacağı anlamına gelmez, bu birey cezayı hak eder."

    O halde diyoruz ki biz, insan ilişkilerinin, insan düşünüşlerinin ve teknolojinin de çok geliştiği günümüzü de düşündüğümüzde iş sahibi yapıp evlendirmediğin bireye islamın cezalarını ya da buna benzer cezaları tatbik etmek onlara bir zulümdür, onlar ise aslında kendilerine sahip çıkılmadığı için masumdurlar.

    Hocam aslında zina ile sizin bahsettiğiniz bu suçlar çok farklı kulvarlarda...

    Cinsel şehvete maruz kaldığı için zina eden bir bireyin mal elde etme aç gözlülüğünden dolayı suç işleyenden daha masum olduğunu söyleyebilirim, Çünkü şehvete maruz kalan bireyin aklını kontrol etmesi ve mantıki düşünce yetisini kullanması daha zordur. Bu ikisi arasındaki farkı bulabilmeniz gerekir...

    Ama bu konuda şunları söyleyebilirim:

    İslamı eleştirdim;fakat bu eleştirilerim, zina kanunları ile insanlara yaptığı zulüm noktasında idi... Fakat İslam'ın hırsızlık konusunda eğer fakirlik olursa el kesme cezasının düşürüldüğünü daha önce duymuştum. Oradan doğruyu yakaladıklarını inkar edemem...Demekki fakirdim onun için hırsızlık yaptım diyen kimselerin masumiyet de taşıdığı noktasında İslamiyet ile hemfikiriz.

    O halde sizin yukarıda değindiğiniz gibi bir hırsızlığa, ağır cezaların verilebilebilmesi için ilk önce devletin bireylerine insanca yaşanabilir bir düzen kurması gerekmektedir, zaten ondan değil mi ki günümüzün çağdaş toplumları hırsızlık cezasına hafif cezalar veriyor, anayasamızda, TCK’nın 147’nci maddesindeki hükümde, “Hırsızlık suçunun, ağır ve acil bir ihtiyacı karşılamak için işlenmesi halinde, olayın özelliğine göre, verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir.” İfadesi yer alıyormuş, o halde hırsızlık suçu için günümüzün modern kanunlarının da sizin ifade ettiğiniz duruma benzer durumları hafifletici sebebler saydığını belirtebiliriz.

    Medeni hukukun, kendisine yapılan bir kötülüğe yeterli cezayı vermediği için adam öldürdüğünü belirten birey ise, eğer, maşeri vicdanda haklı bulunuyorsa bunun sorumlusu da medeni hukuktaki açıklardır.

    Mesajlarımı anlamamışsın, Günümüzün toplumsal yapısındaki çözülmenin faturasını İslam'a kesmedim, yalnız mesajlarımda siyasal İslam'ın günümüzün teknoloji, düşünüş, yaşayış
    olarak gelişmiş toplumlarında uygulanmasının bir zulm olduğunu anlatmaya çalıştım, kaldıki bu islami kanunlar her ne kadar geçmişte uygulanmaya daha müsait olsa da, şunu unutmayalım ki geçmişin basit düşünen toplumları da olsa bu ceza kanunları ile müslümanlar bu suçları işleyen insanlarına da zulm etmiştir, çünkü benim İslam'dan farklı olarak devletin bir vazifesi olarak gördüğüm uygulama toplumsallıkta çok ileri gitmiş nazariyelerin de olduğunu göstermektedir.


    Tabi sen benim konumda değindiğim meselenin ehemmiyetini anlamadığım için hala meselenin kıyılarında dolaşıyorsun, yahu İslam suçlu, daha nasıl açıklayayım, bekarı iş sahibi yapıp evlendirmiyor, sonrada dayak atıyor, eğer zina yaptığı evli ise evli olanı da recm ediyor, yani bekar zinakar, evli olanı yoldan çıkarıp taşlanarak feci bir şekilde ölmesine neden oluyor, yani İslam'ın bu açığından dolayı yani bekar bireyleri iş sahibi yapıp evlendirme vazifesini üzerine almaması-reddetmesinden dolayı dayak yiyen ve taşlanarak ölen hem şerefinden hem de canından oluyor, doğan gayri meşru çocuklar da toplumun neslini bozuyor, bundan daha büyük deccallik-toplum bozuculuk olur mu kardeşim, hala bize İslam'ı savunma...

    Burada sorun sizin Tanrıyı herşeyin yoktan var edicisi olduğuna inanmanızdan dolayı sisteminde hiçbir yanlışlığın olmayacağına inanmanız, halbuki Tanrı nefis sahibidir ve kendinin öncüllerine bağlıdır, bu meseleyi anlamak için Allah'ın öncülleri yani geri planındaki hesaplarını da bilmeniz gerekir.

    Ve Atatürk diyor ki:

    Uçurumun kenarında yıkık bir ülke.. Türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar.. Yıllarca süren savaş.. Ondan sonra!.. içeride ve dışarıda saygıyla tanınan yeni vatan, yeni sosyete, yeni devlet! ve bunları başarmak için aralıksız devrimler... İşte, Türk genel devriminin bir kısa ifadesi.


    Not: Arkadaşlar konum silinmiş, muhtemelen başka bir sitenin linkini verdiğim için silindi, bundan dolayı konumu tekrar açtım, bu konuda değindiğim ve İslam dininin ifşa ettiğim açıkları ve sakladığı kötü niyetlerinin bilgisi size mirasımdır... Haa bu arada cariye müessesesine ve islam savaş hukukuna hiç girmiyorum, çünkü daha önce değinmiştim...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi AlbatrosD.IIIFazılBey -- 16 Temmuz 2017; 16:46:49 >







  • O kadar uzun yazmışsınız ki okumadım ama bu konu hakkında diyeceğim şey şudur:

    100 Sopa cezasının bekarlara uygulanabilmesi için 4 şahitin aynı anda üstlerinde yorgan yokken, cinsel uzuvlarının birleştiklerini görmeleri gerekiyor. Öpüşmek, sevişmek değil yani, biraz açıkça yazdım ama olsun. Üstelik 4 şahitten birisi bir odaya gitse 3 şahit kalsa diğeri sonradan görse olmuyor.

    Bunun ne denli zor olduğunu anlamıştırsınız zaten, Daha çok toplu fuhşiyatın önüne geçilmesi için olduğu düşünülebilir. Elbette en doğrusunu Allah bilir.

    Dediğim gibi ya 4 şahit o şartlar altında görecek ya da Zina eden kendisi gelip 4 defa itiraf edecek -ki İslam'da suçu açmak asla yoktur, örtülmesi ve gizliden tövbe edilmesi istenir-.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Commuovere -- 29 Haziran 2017; 2:11:22 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Fast and Relax

    O kadar uzun yazmışsınız ki okumadım ama bu konu hakkında diyeceğim şey şudur:

    100 Sopa cezasının bekarlara uygulanabilmesi için 4 şahitin aynı anda üstlerinde yorgan yokken, cinsel uzuvlarının birleştiklerini görmeleri gerekiyor. Öpüşmek, sevişmek değil yani, biraz açıkça yazdım ama olsun. Üstelik 4 şahitten birisi bir odaya gitse 3 şahit kalsa diğeri sonradan görse olmuyor.

    Bunun ne denli zor olduğunu anlamıştırsınız zaten, Daha çok toplu fuhşiyatın önüne geçilmesi için olduğu düşünülebilir. Elbette en doğrusunu Allah bilir.

    Dediğim gibi ya 4 şahit o şartlar altında görecek ya da Zina eden kendisi gelip 4 defa itiraf edecek -ki İslam'da suçu açmak asla yoktur, örtülmesi ve gizliden tövbe edilmesi istenir-.

    Peki 4 kişi anlaşıp,birleşerek ortada zina olmadığı halde zina iftirası atarlarsa ne olacak?




  • Assyria A kullanıcısına yanıt
    Yahu böyle fanteziler şuanki hukuk sistemi üzerinde de düşünülemez mi? Her hukuk sisteminde düşünülebilir. Hırsızlık yapmamış birisine toplanıp yalancı şahitlikle neler neler döndürülebilir.

    Şahitlik konusunda İslamiyet kadar hassas olan başka bir sistem yoktur. Şahitliğin şartları çok sıkıdır. İkincisi en ufak bir şüphe bile bu cezayı kovar. Diyelim 3 şahit usülüne uygun yemin etti ve bu zina yaptı dedi ama 4. şahit kıvırdı, 3 Şahite birden iftira cezası olan 80 sopa vurulur. 4 şahit olay mahallini açıkça zikredemezlerse, şahitlerden birisi kem küm etse bile suç düşer. Dediğim gibi 80 er sopa ceza yerler.

    İslamiyet ceza vermek için bahane aramıyor yani aksine kovmak için arıyor. Zina, Hırsızlık gibi şeylerin cezalarına Hadd cezaları denir. Hz. Muhammed açıkça belirtmiş: "Gücünüz yettiği kadar şüphelerle had cezalarını düşürünüz" (Ebû Davûd, Salât, 14; Tirmiz, Hudûd, 2).



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Commuovere -- 29 Haziran 2017; 3:1:6 >




  • Yazıyı okuman gerekiyor sorun zaten bu cezanın bekar bireylere öngörülmüş olmasında yatıyor

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yani, günümüzde ortalama 30 'lu yaşlara kadar bekar olan erkekler beğendiklerine saldırsa tecavüz etse cezalandırılmamalı denmek isteniyor?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • zina cezasını diğerine kıyasla oluşturabilmek için bi kısım kimselerin evli olması gerekiyor. islami anlamda evlilik belli bi kısım prensipler içerir. şu anki evliliklerin islami kıstasları yok. parasal güçle alakalı ki bu normal. dünyanın gerçekleri var ve bu çok önemli bi hal almıştır. kara çarşaflı olup da boşananlardan tutun da ateizmin ta kendisi olan tiplerin allahsız kitapsız imansız deyip boşandığı adamlar da mevcuttur. dinle alaka yok bu hususta tamamen insan var mevzuunun önünde.

    bireyin eşeyli üremede sonradan anne dediği bireyle önceden münasebet kurduğu anlaşılıyor. bu açıdan evlilik denen kurumun mevlevilikte ölüm günü olarak adlandırıldığı ve zina denen şartları ölüme göre düşledikleri düşünülüyor.

    ALLAHU tealanın bilinen ve esatir gereği kadir geceleri dünyaya inen devamlı bi vekili, rasulu var. cebrail aleyhisselam bi melek yani evlilik hukukunda evli olmayan bi varlığın rasulluğü dinimizde mevcut.
    muhammed ancak bi beşerdi öldü deniyor(gerçi şehit ve sıddık oldukları için ölmemeleri gerekiyor ama öyle deniyor ben de anlamadım) ancak kitapaların asli rasulu halen var. bu konuya dikkat edilmesi lazım gibime geldi. bu adam evli değil. gerçi biz cebraili meleği meryemi evlendirdik o ayrı da bu adam evli değil.

    bu açılardan düşünülücek olursa zinanın cinsi birleşmeye hasredilmemiş bi kısım işlerden müteşekkil farklı bi yapı olduğu düşünülür.

    bana göre zina yerde bu kadar adam olduğunu iddia eden mahluk varken göğe bakıp bi ilah aramak zorunda kalan kimsenin yek diğerini düşürdüğü haldir. yani ALLAHU tealaya yere in veya aşağıya gel bana yardım et dedirten her hal zinadır.

    insan mutlak olarka ölüme tanınan mühleti yaşayan bi varlık olarka ölüm denen hal ile evlidir. her meselenin bi eceli vardır. ve bu ecel insanı ölümle aile hayatı kurdurmuş gibidir.

    bu nedenle insanın ölüm gibi bi hayatı yaşarken o hayata karşı hazırlıksız bırakan her hal hakka karşı zina edenin varlığını şikayettir. ben ölecem yaradanu tealayı görecem göç günü var ve bu çok sıkıntılı olacak yol uzun azık az ve bi kişi beni dünya denen meretle uğraştırıyor işte bu ki zanidir.

    işin ikinci kısmı ilaha zina isnadıdır. rasul aleyhisselamların ilahi kudreti zina fiiline karıştırmak isteyen güruhlara geldiği düşünülüyor. ALLAHU rahman rahim gabriel melek meryem mazda ehrime(N) stanislava(en önemli ilahemiz bu) radovan vs. isimleri insanlara vermek basit bi şey değildir.

    bu durum ayrıca ilaha zina isnadıdır da. yani ilaha sen de bizimle aynı fiili yaptın demek gibi bi şey. bu ilahın zatının ne olduğu veya ismi konuları meçhul ancak biz bu şekilde somutlaştırmaktayız.

    sebebi hikmetini de açıkladık. kişi sonradan evladı olduğunu anladığı bi adamla veya kadınla cinsi ilişki kurduğunu anlamış. bu durum ilahı da bu işe karıştırma gerekçesi olmuş. ilaha atfedilen elif yasin meryem melek gabriel mikael maria jesus gibi ayetler de kadın( yasin deseniz de kadına evrildiklerinden yani bi anneden evrildiklerinden ötürü kadın denmiş oluyor) şeklinde tasavvur ettirilip başkasına eş edilip bunlara iman edeceksin denince de o ebedi azap başa gelmiş gibi. annemsinle türe ilaha kadın demek ne demek anla ebter mahluk denmiş olmalı. yani bu yapı önceden planlanmışa benziyor.

    bu meyanda olmak üzere, onlar ayetlerin benzerini getirmeye çalıştı(elif, yasin), ayetleri eksiltip mesela meryem(aslı meryemu) insanlara para bedel karşılığı( fukaraya kız yok) sattı, gibi mealler de var(bu mealleri ben vermedim dikkat ediniz, benim meal anlayışım farklıdır). bunlar eski yahudi isevi veya putperset gelenekleridir, belki de 3 ünden de farklı bi anlayıştır. inanışa göre ALLAHU ismi zaten bilinen bi isimmiş. abdullah ibni selam gibi yahudiler de önceden mevcuttu.

    rasullerin bu kavrama karşı yani ilahı yargılama, evlendirme ve mevt ettirme anlayışları apaçık beyan edildiği dönemlerde geldiği düşünülüyor. yapı tektir ve bu yapıya arada bir rasuller aleyhisselamlar gelir ve dünyadaki mahlukata cezanı adam gibi çek bizi karıştırma dedikleri anlaşılmakta.

    sonradan anne dediğinle biraz eğlen ancak sadece kendini kandır ve bizi karıştırma demiş olmalı ilahi kat. kendini göm yargıla besle, ilah yemez içmez layemuttur vs. gibi bi karşı düşünce olmalı.

    kişinin anne dediği bireyle olan münasebeti zaten varlığın an denen biriminde olduğu için zina suçu oluşmaz. doğum için bu şart zaten. zina çok farklı bi şeydir.

    bekara 100 sopa denen şeyi iyi değerlendirmek lazım. kişinin aslında evlenemediği üreyemediği kısır olduğu anlaşılırsa kurulan şey aile hayatı değil zaten. her gün 100 sopa atmanız lazım. ula buna can mı dayanır.

    evlilik hukuken evlatlık prensibi üzre çalışır zira cinsi birleşme zorunluluğu tanımaz. eğer ki taraflar cinsi birleşme yaparsa bu her iki tarafı da hayat denen şeyle karşı karşıya bırakır ki bu düzenleyici faktör olarak kabul edilmiştir. ay sonu faturası yeme içme masrafı boşanma halinde maddi manevi tazminat yoksulluk veya iştirak nafakası vs. konular ortaya çıkar. bunlar hukukun görünmeyen ceza silsilesidir. özellikle yoksulluk nafakası tam bi cezadır. ödemezseniz gerçekten de cezadır erteleme olmaksızın 3 hapis cezası yersiniz.

    toparlarsak kişinin ikna etmek kaydıyla bi erille ya da dişille münasebeti suç değildir. ancak bunu evlilik bağına çevirirse hukuk bunu suç sayar. ilahın gökten taş yağdırdığı da yok.

    burada başından beri anlatılagelen dogma denen yapı hukuk zaten. çalıp çırpma dilediğiyle sex falan filana hukuktan başka cevap mı var. din diyanet ne alaka anlamadım zaten.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 29 Haziran 2017; 12:9:2 >




  • kendisine bağlı olanların yediğinden içtiğine giydiğinden kimle arkadaşlık edeceğine kadar müdahil olan bir sistemin böyle bir konuyu boş geçmesi zaten düşünülemezdi.
    Silinen konuya daha farklı yazmıştım düşününce bu sistemdeki evlilik anlayışının hiç olmazsa benim evlilik anlayışımla uzaktan yakından ilgisi olmadığı için çok sorun olmaz. yani çağır bir hoca 2 şahit tamam nasılsa boşanmak için aylarca mahkemelere gitmeye gerek yok hali hazırda evli olmanın önemi yok ben bu insanla bir ömür geçirebilirmiyim anlaşırmıyız uygunmuyuz kaygısı yok. Yani kadının başkasıyla evli olmadığı durumlarda zina olması zaten mantıklı değil. O anlamda devlet herkese iş bulsun evlenmelerini sağlasın mantığı doğru sayılmaz şimdiki evlilikler gibi düşünmemek lazım şartları sorumlulukları
  • Yazının hepsini okumam gerekmiyor çünkü senin yazına eleştiri getirmedim.

    100 sopanın uygulanması için şartların ne denli zor olduğunu anlattım.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: fortuna1998

    Yani, günümüzde ortalama 30 'lu yaşlara kadar bekar olan erkekler beğendiklerine saldırsa tecavüz etse cezalandırılmamalı denmek isteniyor?

    Tecavüz iie zina aynı şeyler değil, karıştırma, tecavüz tabiki de en ağır biçimde cezalandırılmalı. Burada benim anlattığım başka bir mesele. Ama ben bir filozof olsam benim inşa ettiğim devlet yönetim nazariyesi ergen olan bir bireyin 30 yaşına kadar elini kolunu sallayarak bekar gezmesine izin vemez. Ama İslam düzeni buna müsaade ediyor ve musaade etmesinden dolayıda ilk mesajımda anlattığım facialar zulümler yaşanıyor. 🙂

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: lawbreaker

    kendisine bağlı olanların yediğinden içtiğine giydiğinden kimle arkadaşlık edeceğine kadar müdahil olan bir sistemin böyle bir konuyu boş geçmesi zaten düşünülemezdi.
    Silinen konuya daha farklı yazmıştım düşününce bu sistemdeki evlilik anlayışının hiç olmazsa benim evlilik anlayışımla uzaktan yakından ilgisi olmadığı için çok sorun olmaz. yani çağır bir hoca 2 şahit tamam nasılsa boşanmak için aylarca mahkemelere gitmeye gerek yok hali hazırda evli olmanın önemi yok ben bu insanla bir ömür geçirebilirmiyim anlaşırmıyız uygunmuyuz kaygısı yok. Yani kadının başkasıyla evli olmadığı durumlarda zina olması zaten mantıklı değil. O anlamda devlet herkese iş bulsun evlenmelerini sağlasın mantığı doğru sayılmaz şimdiki evlilikler gibi düşünmemek lazım şartları sorumlulukları

    Devlet iş sahibi yapıp evlendirmezse toplum ve devlet de bekar bireyin işlediği zina suçunda sorumlu oluyor. Eğer benim kızım evlenmeden bekaretini kaybetsin, benim eşimi bekar bireyler baştan çıkartabilsin, aile kurumu kurulmadan babası belirsiz çocuklar olmasında sakınca yok derseniz ve vicdanınız buna aynı islam da olduğu gibi el veriyorsa elbette devletin böyle bir vazifesinin olmadığını savunabilirsiniz

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Fast and Relax

    Yahu böyle fanteziler şuanki hukuk sistemi üzerinde de düşünülemez mi? Her hukuk sisteminde düşünülebilir. Hırsızlık yapmamış birisine toplanıp yalancı şahitlikle neler neler döndürülebilir.

    Şahitlik konusunda İslamiyet kadar hassas olan başka bir sistem yoktur. Şahitliğin şartları çok sıkıdır. İkincisi en ufak bir şüphe bile bu cezayı kovar. Diyelim 3 şahit usülüne uygun yemin etti ve bu zina yaptı dedi ama 4. şahit kıvırdı, 3 Şahite birden iftira cezası olan 80 sopa vurulur. 4 şahit olay mahallini açıkça zikredemezlerse, şahitlerden birisi kem küm etse bile suç düşer. Dediğim gibi 80 er sopa ceza yerler.

    İslamiyet ceza vermek için bahane aramıyor yani aksine kovmak için arıyor. Zina, Hırsızlık gibi şeylerin cezalarına Hadd cezaları denir. Hz. Muhammed açıkça belirtmiş: "Gücünüz yettiği kadar şüphelerle had cezalarını düşürünüz" (Ebû Davûd, Salât, 14; Tirmiz, Hudûd, 2).

    Olamaz çünkü hukuk sistemimizde şahitlik delildir ancak nadiren çok istisnai durumlarda ispat niteliği kazanırlar.



    Delili de hakimin istediği gibi yorumlama şansı vardır. Kesin hükme doğrudan gerekçe olamaz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Starin kullanıcısına yanıt
    Sanki İslam'da sokaktan 4 kişi bul getir yemin ettir al sana ceza gibi bir hal varmış gibi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Şeriat neden olmamalı sorusunun cevabı.

    Özgürlük 0
    Kişisel haklara saygı 0
    İnsanlık 0
    Sopa 100
  • mer'i hukuk yürürlük kazanabilen hukuktur. bu açıdan yürürlükteki hukuk mer'i hukuktur. her hukuk düzeni mer'i hukuka tabidir.

    şer'i hukuk ise savaş zamanının hukukudur. bunun adına islam isevi yahudi diyebilirsiniz.

    iranda geçerli hukuk mer'i dir. niye? çünkü savaşmıyor.

    abd ingiltere fransa vs avrupa ülkelerinde ise geçelri hukuk şer'i dir. neyin şerisi bu? isevilik denebilir. abd de vatandaşlık yasası çıkabilir ingiltere müslüman kesime kota ya da meri hukuktan ayrı olarak özel hayatı gözlemleme yetkisi getirebilir, sınırdışı uygulaması başlatabilir.

    şeriatın asli karşılığı savaş esnasındaki raci olan uygulamanın ilahi kudret adına yapılıp itiraza tabi olmamasını sağlamak hali olarak açıklıyoruz. yani ser'i halde ilahtan emir alıyormuş gibi davranacaksın denen bir devlet düzeni oluşur. savaş halinde hırsızlık tecavüz eşkiyalık vs. gibi haller direkmen cezalandırılır ve bu düzeni koruma adına ilahi güçten yetki alınmışçasına yapılır.

    düşman askeri gibi davrananı gözeten hukuk manasında kullanılır.

    ilahi kudretin şer'i uygulaması esasen yoktur. zira kendisine savaş açamazsınız. insanlar bunu düzen halinde beyan eder ve sıradan bir düzenlemenin savaş gibi olağan olmayan bir halle yorumlanması haline şeriat der. yani ilahi kudrete karşı nasıl savunmasızsan bana da öyle savunmasızsın denmektedir.

    ingiltere veya abd de vatandaşlarını koruma amaçlı düzenlemeler şeri düzenlemelerdir. tanıma değil içeriğe bakın.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: gençkurt


    quote:

    Orijinalden alıntı: lawbreaker

    kendisine bağlı olanların yediğinden içtiğine giydiğinden kimle arkadaşlık edeceğine kadar müdahil olan bir sistemin böyle bir konuyu boş geçmesi zaten düşünülemezdi.
    Silinen konuya daha farklı yazmıştım düşününce bu sistemdeki evlilik anlayışının hiç olmazsa benim evlilik anlayışımla uzaktan yakından ilgisi olmadığı için çok sorun olmaz. yani çağır bir hoca 2 şahit tamam nasılsa boşanmak için aylarca mahkemelere gitmeye gerek yok hali hazırda evli olmanın önemi yok ben bu insanla bir ömür geçirebilirmiyim anlaşırmıyız uygunmuyuz kaygısı yok. Yani kadının başkasıyla evli olmadığı durumlarda zina olması zaten mantıklı değil. O anlamda devlet herkese iş bulsun evlenmelerini sağlasın mantığı doğru sayılmaz şimdiki evlilikler gibi düşünmemek lazım şartları sorumlulukları

    Devlet iş sahibi yapıp evlendirmezse toplum ve devlet de bekar bireyin işlediği zina suçunda sorumlu oluyor. Eğer benim kızım evlenmeden bekaretini kaybetsin, benim eşimi bekar bireyler baştan çıkartabilsin, aile kurumu kurulmadan babası belirsiz çocuklar olmasında sakınca yok derseniz ve vicdanınız buna aynı islam da olduğu gibi el veriyorsa elbette devletin böyle bir vazifesinin olmadığını savunabilirsiniz

    ben demek istediğimi anlatamadım sanırım, mesaja tekrar bakarsan muhtemelen anlayacaksın.

    Bugün evlenebilmek için belli bir birikimin olması gelirinin olması bir ailenin sorumluluğunu alabilecek durumda ve istekte olman. Hatta büyük çoğunluğun bunlara ilaveten partneriyle bir ömür yaşayabilirmiyim karakterimiz zevklerimiz uygun mu ben karşımdakini duygusal anlamda evet işte bu diyebilecek kadar seviyormuyum gibi koşullar arıyoruz. Ayrıca boşanırken elimizi kolumuzu sallaya sallaya boş ol diyip işin içinden çıkamıyoruz veya gönül bu bir başkasından hoşlanırsak ve evliysek birliktelik yaşayamıyoruz. ama dinin yasalara referans alındığı toplumlarda evlisin diyelim başkasından hoşlandınız birlikte oldunuz zina ama çağır bir hoca 2 de şahit bul kıy nikahı suç ortadan kalkıyor, sopa falan yok yani.
    Bu durum erkeğe herhangi bir sorumluluk yüklemiyor ki ne boşanmak için aylarca mahkemelere gitmek ne nafaka ne başka bir şey. Ha bu tarz evlilik günün normlarına uygun mu dersen benim bakış açımdaki evlilik standartlarında değil.

    Sonuç olarak bu tip evlilikler erkeğe sorumluluk yüklemediği için devletin de herkese iş bulmak gibi bir yükümlülüğü yok




  • İhtiyaçtan fazlası malını vermek emirdir gelenekçiler oranlarla sınırlamışlar zekatı
  • ThErdemO T kullanıcısına yanıt
    Yahu şeriat zaten müslümanlar içindir. Din bir akittir. Müslümansan zaten zina edersem ve bu şartlar oluşursa bu cezayı alacağını kabul ediyorsun demektir. Çünkü bunlar ayet birer farzdır tıpkı namaz, oruç gibi.



    Sen Yahudi, hristiyansan veya başka bir felsefeye mensupsan zaten inanç özgürlüğü var, İslam şeriatına göre neden ceza alasın? Tek yapman gereken müslümanların zekatindan bile az olan cizye vermek.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Commuovere -- 29 Haziran 2017; 14:53:3 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • konun silinmemiş, kültür ve tarih bölümüne açmışsın
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Fast and Relax

    Yahu böyle fanteziler şuanki hukuk sistemi üzerinde de düşünülemez mi? Her hukuk sisteminde düşünülebilir. Hırsızlık yapmamış birisine toplanıp yalancı şahitlikle neler neler döndürülebilir.

    Şahitlik konusunda İslamiyet kadar hassas olan başka bir sistem yoktur. Şahitliğin şartları çok sıkıdır. İkincisi en ufak bir şüphe bile bu cezayı kovar. Diyelim 3 şahit usülüne uygun yemin etti ve bu zina yaptı dedi ama 4. şahit kıvırdı, 3 Şahite birden iftira cezası olan 80 sopa vurulur. 4 şahit olay mahallini açıkça zikredemezlerse, şahitlerden birisi kem küm etse bile suç düşer. Dediğim gibi 80 er sopa ceza yerler.

    İslamiyet ceza vermek için bahane aramıyor yani aksine kovmak için arıyor. Zina, Hırsızlık gibi şeylerin cezalarına Hadd cezaları denir. Hz. Muhammed açıkça belirtmiş: "Gücünüz yettiği kadar şüphelerle had cezalarını düşürünüz" (Ebû Davûd, Salât, 14; Tirmiz, Hudûd, 2).

    Ama o hukuk sistemlerinin her şeye gücü yeten,en bilge varlık tarafından oluşturulduğu söylenmiyor.O yüzden insan yapısı hukuk sistemleri ile karşılaştırmanız saçma.

    4 kişinin 2 kişiyi zina yaparken görmesi imkansıza yakın bir olay.Ama sırf peygamberin recm uyguladığıyla ilgili 52 tane hadis var.Nasıl oluyor da bu kadar imkansız şartlar sağlanıp recm gibi bir ceza uygulanabiliyor?




  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.