Şimdi Ara

İnsanlar Gerçeklere Neden Sırtını Döner?.. (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
33
Cevap
0
Favori
1.055
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
7 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: vamparf

    Hocam ben de Tufan yazısını bekleyenlerdenim. Favori grubunun son albümünü bekler gibi. Yazı bittiğinde organik mısır patlatıp, rüzgar arkaplan sesi açarak, yavaaş yavaş okumak istiyorum

    Yazı aslında bitti. Başlangıçtaki niyetimi aşan biraz kapsamlı bir makale gibi oldu, resimlerle birlikte 47 Word sayfası tuttu. 50-60 kadar muteber siteden ve kitaplardan alıntı var. Şu an mizampaj işleriyle uğraşıyorum. Bu kadar uzun bir yazıyı buraya alamayacağım için bir blog'da yayınlayacağım. Blog'a yükledim, edit işleriyle uğraşıyorum. Forumda blog'un linkini yayınlayacağım ama çok kişinin okuyacağını sanmam, gerçekten biraz fazla uzun oldu. Aslında laf salatası yapmadım. Birkaç gerekli tekrar dışında pek çok özgün hususa değindim ama bilirsin uzun yazılar okunmaz. Umarım sen, Kartal Göz ve HIGHER okursunuz.




  • Şartlanmadan dolayı. Güneş kadar açık gerçek gösterilse bile inkar edilecektir, ki birçok durumda bu kadar açık göstermek mümkün olmaz, kaçacak delik olur. Mesela evrimde kaçacak çok delik var, bahaneler bol, binlerce itiraz getirebiliyorlar. Aslında iyi izah edilemeyişi gibi faktörler de var, kötü izah edilince kaçacak delik bol oluyor.
  • Torlak Kemal kullanıcısına yanıt
    Eline emeğine sağlık hocam. 47 sayfaysa, organik mısır planı aynı durur ama, öncesinde çıktısını alırım evin karşısındaki copy-center'dan (eğer müsaade varsa tabi). Konu zaten ilgimi çok çeken bir konu, her türlü görür görmez okuyacağım ben o yazıyı, iki elim kanda da olsa Yayın gününü merakla bekliyoruz.
  • Lafı mı olur, tabii ki müsaade senin. Laf aramızda, bu işi daha ciddiye alsam galiba bir kitap çıkarırım çünkü yazmayıp dışarıda bıraktıklarım da yazdıklarım kadar tutardı.

    Şu an son rötuşları yapıyorum. Sanırım hemen hemen hazır. Şu an bile yayına koyabilirim ama son bir defa daha okuyup, varsa ufak tefek imla hataları ve anlam bütünlüğüne uymayan cümleleri düzeltmek istiyorum.

    www.blogger.com'da (blogspot) yayınlayacağım, Wordpress'le uğraşamam şimdi.

    Pazar akşamı ya da pazartesi yayınlarım diye düşünüyorum. Gelen yorumlara çok fazla cevap yazmayacağım, yazacaklarımı yazdım zaten. Artık top sizde, daha çok siz cevap yazarsınız...

    Saygılar ve hürmetler.




  • Torlak Kemal kullanıcısına yanıt
    Benden yana şüphen olmasın. Her gün Torlak Kemal ne yazdı acaba diye bakınıp duruyorum, Kartal Göz oldu şaşı göz.
  • Kartal Göz kullanıcısına yanıt
    Az önce yayına verdim. linki sana PM'den attım. Yarın akşam gibi forumda paylaşmayı düşünüyorum ama önce fikirlerini almak isterim.
  • Torlak Kemal kullanıcısına yanıt
    Linke şöyle bir göz gezdirdim, içerik konusunda fikir belirtebilmem için önce hepsini okumam gerekecek. Yazılar biraz fazla büyük gibi geldi ama belki de böylesi daha iyi olabilir. Kaynakların her bölümde ayrı ayrı belirtilmeleri iyi olmuş. Hepsi en sona atılsaydı çok fazla link yığını olacaktı ve hangi bölümde yazılanlar hangi kaynaklardan alındı sorularını sorduracaktı. Böylesi iyi olmuş.

    Foruma konusu açılsa epey uzun bir yazı olurdu. Ya da konu açılır, blogdaki ilk bölüm oraya aynen aktarılır ve "Devamı (sonraki bölümler) gelecektir" diye sayfanın başına/sonuna not düşülür; her gün veya birkaç günde bir periyodik olarak konuya blogdaki sonraki bölümü içeren mesaj atılarak konu yukarı çıkarılır, okuyucunun dikkati yeniden konuya çekilir ama bu yapılırken de her bölüm ilk mesaja düzenleme (edit) yapılarak eklenebilir. Bunun yapıldığı konulara tanık oldum, blog değildi tabi başka şeylerdi ama yapıldı. Bu tercih meselesi hepsi birden de paylaşılabilir.

    Blogunu daha fazla kişiye ulaştırmak istersen "Kişisel blogum" veya "makalelerim" gibisinden bir şeyler yazarak da imzana link koyabilirsin. ("Kişisel blogum" yazınca çok naçizane, çok masumca duruyor değil mi ) Yazılar kendine ait olduğundan site reklamı olarak algılanmayacağından dolayısıyla imza kurallarına aykırı olarak görülmeyeceğini düşünüyorum. Bir de üyelik profil ayarlarında website, blog gibi kısımlar var oralara da link konulabilir. Profilin gizliyse tabi bunlar görünmez ya da zaten çoğunluklar insanlar "bu üyenin profilinde ne yazıyormuş acaba" deyip bakmazlar. O yüzden imza daha etkili ve işlevsel olur. Aklıma gelenler şimdilik bu kadar. İçeriği de en yakın zamanda hatim ederim.




  • Kartal Göz kullanıcısına yanıt
    Font büyüklüğünü ben seçmedim. Seçtiğim temanın varsayılan ayarı o. Yazı uzun olduğu için küçük font olsa belki de hiç okunmazdı. Böylesi daha iyi olabilir o yüzden.

    Yazıyı çok kişiye ulaştırmak gibi bir derdim yok. Yazma amacım 2 yıl önce forumda Sabah Yıldızı nikli üyeyi kızdırmak içindi. Onunla Mısır'da Yahudui varlığı konusunda uzunca atışmıştık. Ben de ona "daha dur, sırada Nuh Tufanı var, onun da efsane olduğunu forumda göstereceğim" demiştim ve o sıralarda Nuh Tufanı ile ilgili 3 kitap okumuştum. 2 yıl önce yazmaya başladım, sonra hevesim kaçtı, yarıda bıraktım. Geçenlerde yine bir topikte, Nuh Tufanı diye bir şey hiç olmadı mealinde bir yorum yazmıştım. HIGHER, "hocam sen boş konuşmazsın, bir bildiğin mi var?" deyince başladığım yazıyı hatırladım ve tamamlamaya karar verdim. Olay bundan ibaret. Yani genel bir amaç güdülerek yazılmış bir şey değil. Sabah Yıldızına kapak olsun diye yazıldı ama son aldığı hal beni de şaşırttı. Yazmayıp dışarıda bıraktıklarımı eklersem bir kitap boyutuna erişebilir. O derece uzun olunca iş forumluk olmaktan çıktı bence. O nedenle forumda paylaşmaya gerek var mı diye düşünüyorum çünkü artık Sabah Yıldızı da forumda yok. O görmeyecekse paylaşmanın pek anlamı kalıyor mu bilmiyorum açıkçası... Hoş, görse de bende bloklu. O da ayrı bir mizah unsuru. Hem adamı blokluyorum hem de görsün diye sayfalar dolusu yazı kaleme alıyorum, manyak mıyım neyim




  • Kimse hatalı olmak, yanlış olmak istemez veya en önemlisi bundan zarar görmek istemez. Hele ki o yanlışın üzerine önemli gördüğü değerleri inşa etmişse.. İnsanın gerçeği öğrenmesi için ilk önce bunu istemeli, bazı şeyleri de kabullenmelidir. İlk önce, her şey insanda başlar.
    Eğer insan farkında ise, eğitimli ise, her türlü bilimsel gerçeğin tarafında olur, onu ne kadar kötü hissettirse de. Biz insanız. İnandığımız şeyler üzerine değerlerimizi inşa ediyoruz. Birinin gelip bunu yıkmaya çalışması o insanın bakış açısının ve eğitim düzeyinin nasıl bir davranışta bulunacağını belirlediğini düşünüyorum. Bana göre eğitimli biri, bu yıkımı verilerin desteği ile kabullenir, çünkü bakış açısı ona "eyvah yanıldım!!" demez, "yanıldım ve yanlışı eleyerek gerçeğe bir adım daha yaklaştım!" der. Aynı zamanda bazı veriler de kötü hissetmemize neden olur. Çünkü ona sıkı şekilde inanmışızdır, ona enerjimizi, vaktimizi harcamışızdır ve bunu kabul etmek zordur.
    Kısacası, insanın gelişmişlik düzeyi, duygularını veriler karşısında geri plana atmasını, davranışını etkiler.

    Ayrıca üslubun etkili olduğuna inanıyorum, konuda da beliriyor. Bir insana yanlışından ayırmak için samimi şekilde yaklaşır, onu fikrini değiştirdiğinde kötü görünmeyeceğini, bunun normal olduğunu hissettirirseniz o fikri kabul etmesi daha kolay olur. Ama bunu tersine fikri
    alaycı bir tavırla, kişiliğine ve duygularına tehdit hissedecek şekilde yaparsanız o yalana daha sıkı tutunur.

    Bu yazdıklarım insanın gerçek ile kişilik özelliğinin ilişkisidir.
    Bir de şu kısmı var, insanlar gerçeği merak etseler bile üzerine düşemiyorlar çünkü bir çok sebebi var. Bunlardan bir tanesi gerçekliğin ne olduğu konusunda çocukluktan beri öğretilen dogmatik inançlar. Bir diğeri geçim sıkıntısı. İnsanların bilinçsizce yaptıkları davranışları onlara sorumluluk katıyor ve para kazanma derdi gerçeği öğrenmenin olasılığını düşürüyor. Çünkü insanların ilk önce para kazanması, geçinmesi ve yeterli derece boş zamana ihtiyacı var.

    Bu arada eğer yanlışsam lütfen beni yıkın




  • sebepler kişiye göre değişir
    1 yüzeysel bakış
    2 taraf olma ve bunun sonucu subjektif bakış


    Sorun, hakkın kesinliğinde değil, onu anlamak ve algılamakta zorluk çekenlerin bakış açısındadır.
  • İnsanların inandıkları yanlışları ısrarla doğru olarak kabullenmeleri; ego, rezil olacağım korkusu, cahil gibi görünmek istememekten kaynaklı olabilir.
  • kibir ve utanma duygusu yüzünden..
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.