İBB Başkan Danışmanı Ertan Yıldız’ın etkin pişmanlıktan yararlanmak için savcılığa verdiği dilekçe: (FLOOD) Söz konusu bu çalıştığım şirketlerin merkezi Beylikdüzündeydi. Ben adresi beylikdüzü olan bir şirketler grubunun hem ortağı hemde yöneticisiydim. Bu vesileyle 2013 yılında CHP'nin Beylikdüzü İlçe Başkanı olan aynı zamanda hemşehrim olan Ekrem İmamoğlu ile tanışıklığım başlamıştır. 2014 yılında Beylikdüzü Belediye Başkanı seçildikten sonra İstanbulspor Beylikdüzü isimli basketbol takımında yöneticilik yaptım. Bu takım İstanbulspor ve Beylikdüzü Belediye Başkanlığının ortak takımı olup, yöneticilik yaptığım süreç içeresinde de hiçbir ücret almadım. Ekrem İmamoğlu ile hukukumuzda bu süreçte artmıştır. 2018 yılında ben yukarıda bahsettiğim şirket ortaklığımdan ayrıldığımı duyan Ekrem İmamoğlu beni kendisi arayarak dışarıda yemek yemeğe davet etti. Bana İBB Başkanı adayı olacağını ve beni de kendi yanında görmek istediğini söyledi. Başkaca bir detay vermedi. Bende tamamen manevi duygularla böyle bir durumda kendisi ile beraber olacağımı söyledim. Çok yoğun olmadığım için Ekrem İmamoğlu'nun bu teklifini kabul ettim. 2019 yılında Ekrem İmamoğlu seçimi kazanınca birlikte çalışmaya başladık. Beni resmi başkan danışmanı olarak atadı. İlk başta hangi alanlardan sorumlu olacağım belli değildi. Resul Emrah Şahan, Hasan Akgün, Mehmet Murat Çalık Yiğit Özduman, Murat Ongun, Yavuz Erkut gibi benimde olduğum yaklaşık 15-20 kişilik bir ekiple İBB'in kurumsal kadro ve resmi iş durumu üzerine çalışmalar yürüttük. Tahminen 2019 yılının Eylül - Ekim ayları gibi İBB'de işler bir miktar toparlanması neticesinde Ekrem İmamoğlu benim şirket yöneticiliğimde tecrübelerimin ve uzmanlığımı kullanmak amacıyla İBB iştiraklerinde sorumlu başkan danışmanı yapacağını söyledi. Bende şirket yönetimi uzmanlık alanım olduğunu belirterek kabul ettim. Bu kabul etmemin sebebi tamamen idealist amaçlarla memlekete hizmet etmekti. İştirak şirketlerinde Medya Aş. ve Kültür Aş.'ye Murat Ongun'un Bimtaş ise Resul Emrah Şahan'ın ilgileneceği söylenerek buralarla ilgilenmemem gerektiği söylendi. Bende çalıştığım süreç içerisinde belirttiğim bu iştirakler dışında kendi uhdemde bulunan iştiraklere odaklanarak yönetim kalitesini, mevcut sorunların çözümü, kurumsallaşma şirketlerin performansını artırılması gibi konularda şirketlerde danışmanlık yapmaya başladım ve bu minvalde de Ekrem İmamoğlu'na raporlar sunmaya başladım. Çalıştığım süreç içerisinde bu iştiraklerin ihale ve parasal konularında hiçbir dahilim olmamıştır. İmza yetkimde bulunmamaktadır. İhaleler ile ilgili süreçler ilgili iştiraklerin genel müdürleri ve yönetim kademesindeydi. İlk bir yıl firmaları toparladım. Zararda olan firmaları kara geçirdim. Vergi sigorta borcu olan 14 şirketin vergi ve sigorta borcunu yapılandırdık ve ödedik. Buraya kadar hiçbir sorunumuz olmamıştı. Birinci yılın sonundan itibaren her ne kadar doğrudan Ekrem İmamoğlu'ndan gelmese bile Ekrem İmamoğlu adına Fatih Keleş yanıma gelerek bazı firmalara ihaleler verdirmem hususunda telkinlerde bulunmuştur. Bu firmaların çoğunluğu hatırladığım kadarıyla Beylikdüzü kökenli firmalardı. Ben Fatih Keleş'e defaten söz konusu ihalelerde yetkim olmadığını bu hususların ilgili iştiraklerin uhdesinde olduğunu şirketlerin ihaleye girerek işleri alabileceğini söyledim. Bir çok iştirak yöneticisininde bu konularda Fatih Keleş'e karşı isteksiz olduğunu ve bu işlere girmek istemediklerini biliyorum. Benim bu duruşumdan kaynaklı olarak bir süre sonra farklı bir yapılanma oluşturulmaya başlandığını hissettim. Başta Ekrem İmamoğlu'nun olduğu ve Fatih Keleş aracılığıyla temaslar olduğunu hissettim. İştirakler üzerinden istedikleri tam manasıyla alamayınca İBB bünyesindeki Fen İşleri, Yol Bakım Daireleri gibi yapımcı daireler üzerinden daha fazla iş vermeye başladılar. Küçük ve orta nitelikli işleri kendilerini yakın firmalara vermeye başladılar. ![]() Bu ihalelerde iştirak şirketlerine az iş verilerek şuan hatırladığım Özyurt İnşaat ile Adem Soytekin'e ait firmalar gibi daha çok beylikdüzü kökenli önceden bildikleri firmalara işler verilmeye başlanılmıştır. Bunun sebebi iştiraklerde benim taleplerini gerçekleştirmek istemememdir. Fakat büyük işler için firmaları yoktu. Ekrem İmamoğlu beni de bu parasal işlere katmaya gayret etti. Ancak doğrudan böyle bir söylemi olmadı. Hatırladığım kadarıyla 2022'nin yaz aylarında Fatih Keleş ile beni çağırarak Makyol isimli firmanın sahibi Adnan Çebi'ye gitmemizi söyledi. Bu görüşme benim dışında ayarlanmış ve randevusu alınmıştı. Fatih Keleş ile beraber Adnan Çebi'nin yanına gittik. Fatih Keleş, Adnan Çebi'ye hitaben biz sizlerle daha çok çalışmak istiyoruz. Büyük işlerimizi sizlerle yapmak istiyoruz. Bunun karşılığında da sizden bazı taleplerimiz olabilir dedi. Adnan Çebi ortaklarımla görüşür size haber veririm dedi. Fatih Keleş bu konularla ilgili kendisi, ben ve Arif Gürkan Alpay ile görüşebileceğini Adnan Çebi'ye iletti. Otel çıkışında Fatih Keleş'e ben akçeli işlerin içerisinde olmam bu tarz işlere beni dahil etmeyin kendiniz konuşun diyerek Adnan Çebi ile İBB'ye ilişkin iş konularında bir daha görüşmedim. KALYON, METGÜN, MAKYOL bunlar birlikte çalışan büyük firmalardır. Bu görüşmeden bir süre sonra Metgün'ün patronu Metin Güneş ile karşılaşmamızda bana İBB ile çok iyi çalışıyoruz şuan da elimizde 33 tane şantiye var 3 ortak yıllık 150 milyon dolar kaynak sağlayacağız size dedi. Bu şahıs öncesinde Ekrem İmamoğlu'nun başkanlığında ki İBB'yi alacakları için hacize vermişti. Bu firma ile İBB'nin yaşadığı süreçlere bakıldığında bu kadar iş alıyor olması işin doğal seyrine uygun olmayıp karşılında neler alındığını bilmiyorum. Bu şirketler ile üst düzey görüşmeleri Fatih Keleş yapmaktaydı. Ben İBB üst yönetiminde olduğum için farklı tarzda yapılanmaları gördüm. Yapılanma alanı Cebeci harfiyat alanıdır; Bu yapının bir ayağında Fatih Keleş bulunmaktaydı. Fatih Keleş ve İbrahim Bülbüllü, Murat Gülibrahimoğlu ile birlikte Cebeci döküm sahalarından gelen sıcak paranın kontrolünü sağlıyorlardı. Bu operasyon hafriyat alanları izinlerinin Fatih Keleş aracılığıyla Murat Gülibrahimoğlunun sahip olduğu şirketlere, başta Kuzey İstanbul isimli firma olmak üzere verilmesiyle başlamıştır. Bu Cebeci alanı aslında taş ocaklarından ibaret olup Güney Cebeci ve Kuzey Cebeci olmak üzere iki firma tarafından işletilmekteydi. Bu şirketler tarafından uzun yıllardır işletilen bu alanlarda milyonlarca metreküplük çok büyük dolgu alanları oluşmuştur. İBB üzerinden dolgu alanı izni Murat Gülibrahimoğlunun şirketlerine verilmiştir. Hatırladığım kadarıyla 2022 yılından itibaren tüm İstanbul'un döküm ve harfiyat alanı olarak burası gösterilmiştir. Buraya giden harfiyat yaklaşık İstanbul'un tüm harfiyatının %70 dir. Buranın yıllık cirosu 150 -200 Milyon Dolar civarındadır. Bu para bu işleri yapması gereken İSTAÇ isimli iştirak tarafından yürütülmesi gerekirken belediyenin iştiraki baybas edilerek ciddi bir kamu zararı oluşturulmuş belediye kasasına girmesi gereken para bir şahsın cebine gitmiştir. Bu firma resmi fişlerin yanında gayriresmi fişlerde kesmiş bu şekilde çift fiş kesme eylemi yapmış gelen paraların bir kısmını da naylon faturalarla dışarıya aktarmıştır. Bu konudaki bir diğer hususta belediye meclisi eli ile hafriyat döküm fiyatları sürekli artırarak Murat Gülibrahimoğlunun çok yüksek kazançlar elde etmesi sağlanmıştır. Resmi hesaplardan yurt dışına gönderilmiş paraların olduğunu düşünüyorum. Bu paraların bir kısmı Ekrem İmamoğlu'nundur. Bu şahıs Fatih Keleş aracılığıyla Ekrem İmamoğlu ile toplantılar yapmış ve bu izinleri almıştır. Ekrem İmamoğlu döküm sahası alanındaki işlerin gayriresmi eşit ortağıdır. Ben Murat Gülibraihmoğlu ile iki üç kere görüştüm bu görüşmelerde kendisi ile belediye iştiraklerini kullanmak istemesi ancak gelirinde çok büyük bir kısmını kendi uhdesine geçirmek istemesi nedeniyle tartıştım. Bu şahıs İstaç yönetimine de bu konularda fütursuzca baskılar yapmıştır. Ben Ekrem İmamoğlu’na Murat Gülibrahimoğlu'nun belediyeye zarar verdiğini ve uzaklaştırılmasını gerektiğini defaaten söylememe rağmen kendisi işlere devam etmiş. Bana ise sen bu işlere karışma denmiştir. Bu olaydan sonra bir nevi bana İstaçtan el çektirilmiştir. Cebeci de yapılan ikinci operasyon taş ve mıcır operasyonudur. Bu operasyon neticesinde Murat Gülibrahimoğlu taş piyasasını ele geçirmiş en önemli aktör olarak belli dönemlerde taş üretimini durdurarak taş fiyatlarını arttırmış. Kendisi bu şekilde kara borsacılıkta yapmıştır. Bu paranın yarısı operasyonu beraber yürüttüğü, Fatih Keleş aracılığıyla Ekrem İmamoğlu'na da gitmiştir. Bu operasyonda Murat Gülibrahimoğlu Güney Cebeci ve Kuzey Cebeci isimli firmaların yönetiminde bulunan diğer ortak olan şirketlerin sahiplerini tehdit ederek hisselerini satın aldığını duydum. Aynı zamanda Kuzey Cebeci ve Güney Cebecide ki İsfalt'ın hisselerini de değerinin altında satın almak istedi. Bu konuda Fatih Keleş İsfalt yönetimine baskı yapmış beni de bu konuda ikna etmeye çalışmıştır. Ekrem İmamoğlu da satılması konusunda onayı olduğunu söyledi. Ben bu satışı kamu oyuna anlatamazsınız siyasetten de ekonomik olarak da yanlış bir iş dedim. Bu uyarının neticesinde Ekrem İmamoğlu bu satıştan vazgeçmek zorunda kaldı. Ekrem İmamoğlu her fırsatta Murat Gülibrahimoğlunun çok becerikli ve çok yetenekli bir insan olduğunu önünün açılmasını gerektiğin söyledi. Bir gün Ekrem İmamoğlu bir çok belediye bürokratının olduğun toplantıda ''Eyüp civarında taş ocaklarının şehir içinde kaldığını bunların buradan kaldırılmasını gerektiğini söyledi.'' buradaki amacı taş ocaklarının tamamını işlevsiz bırakarak Murat Gülibrahimoğlunun tamamen tekelleşmesini sağlamaktı. İbrahim Bülbüllü bu operasyonunu Fatih Keleş adına parasal kontrol ve yönetimini sağlamaktaydı. Fatih Keleş ve Arif Gürkan'ın birliktelikleri Beylikdüzünden beri devam etmektedir. İbrahim Bülbüllü, Fatih Keleş, Arif Gürkan Alpay ve Murat Gülibrahimoğlunun özel jetle birçok yurt dışı seyahati olduğu yapılacak araştırmalar neticesinde de görülecektir. 2024 yılının sonlarında operasyon iddiaları çıkmaya başlanınca Murak Gülibrahimoğlunun elde ettikleri paraları kendi uhdesine geçirerek kaçacağı endişesiyle bu şahıstan paraların istendiğini duydum. Fakat Murat Gülibraihmoğlunun paraların büyük bir kısmını vermediğini duydum. Zaten 2025 yılı mart ayı gibi de kendisi yurt dışına kaçtı. Londra da olduğunu duydum. Londra da ciddi bir parası olduğunu bu paralarında yarısının Ekrem İmamoğlu'nun olduğunu tahmin ediyorum. Bu para tahminimce bir kaç yüz milyon dolardır. Bu operasyonlar neticesinde belediye dolayısıyla kamu çok ciddi zarara uğramıştır. İBB deki yapının ikinci büyük gayriresmi finans kaynağı Boğaziçi öngörünümdedir. Bu yapı Fatih Keleş üzerinden kontrol edilmektedir. Resmi muhatabı Boğaziçi imar müdürü Elçin Karaoğlu'dur. Gayriresmi ayağı ise Yakup Önerdir. Öngörünümde kalıpta tadilat isteyen tüm yapılar Boğaziçi imara başvuru yapmak zorundadır. Zabıta müdürlüğü eliyle kaçak yapılara izin verilmeyip bir çok yapının inşaatı durdurularak Boğaziçi imardan izin almaya zorlanmaktadır. Boğaziçi imara başvuran kişiler ya Fatih Keleş yada Yakup Öner' yönledirilmekte, yine Boğaziçi imarda Fatih Keleş ve Yakup Öner'e bağlı ismini bilmediğim mimarlara yönlendirilmekteydi. Bu işlerin temel kontrolünün Yakup Öner yapmaktaydı. Bu işler neticesinde Fatih Keleş ve Ekrem İmamoğluna doğrudan raporlar veriyordu. İlgili firmalarla yapılan görüşmeler neticesinde Yakup Öner, Elçin ile görüşerek işin olabiletisini görüşür bu tespitler neticesinde genellikle Fatih Keleş ile bazen ise Ekrem İmamoğlu ile şahıslardan istenecek paralar tespit edilir. Başvuran şahıslara ulaşılarak tespit edilen miktarların veya taleplerin gerçekleştirilmesi neticesinde bu imar işleri gerçekleştirilirdi. Ekrem İmamoğlunun da doğrudan Elçin'e talimat verdiği işler olmuştur. Burası çok kapalı bir alandı. Ancak Mandarin Otelde 20 Milyon Dolar, SİXTH SENSE otelde 7 Milyon Dolar alındığını duydum. Yine yapı yapının sahiplerinden Zafer bey polis okulunun satışı ile ilgili yapılan son toplantıda başkana boğaz öngürünümde bir villada tadilat yapacağını bu tadilattan bir şey istenmemesini söyledi. Toplantıda başkan bir cevap vermedi çıkınca bana hitaben ''ne kadar terbiyesiz bir adam o işle bu işi birbirine karıştırıyor dedi. Duyduğum kadarıyla Yakup Öner bu villa içinde temaslarda bulunmuş. İBB'nin Fen işlerinin anadolu yakasındaki alt yapı işlerini İston yerine genellikle A YAPI olarak hatırladığım firmaya verdiler. Yine son asfalt ihalesinde İsfalta sadece asfalt üretim işlerini verirken tüm asfalt serim işlerini dışarıdan üç dört firmaya dağıttılar. Asfalt işinde asfalt üretimi değil asfalt serim işi karlı kısımdır. Bu karlı işler şirketlere verilerek belediye ciddi bir kardan vazgeçmiş ve bu şekilde kamu zararı oluşturulmuştur. Yine Ağaç Aş nin bitki alım ve dikim işleri azaltılarak iştiraka vermek yerine dışarıdaki firmalara verilmiştir. Bir diğer alan Medya Kültür ve iletişim alanıdır. Bu alanı belediyenin ilk aylarında Ekrem İmamoğlu, Murat Ongun, Serdar Taşkın ve Fatih Keleş organize etmiştir. Bu alan tamamen kapalı devre olup, benim herhangi bir dahilim olmamıştır. Bir süre sonra Murat Ongun ve Fatih Keleşin tartışması neticesinde başkanın araya girmesi ile bu alan tamamen Murat Ongun'a bırakılmıştır. Emrah Bağdatlı isimli şahsın ne iş yaptığını tam bilmemekle beraber sürekli Murat Ongun'un yanında ve iletişim çadırına gittiğimde de burada görmekteydim. Bu alan dediğim gibi Murat Ongun'un yönetimindeydi. Bildiğim somut olaylardan Dijital Deneyim Müzesi işini Murat Ongun organize etti. Burada işin bedeli şişirilmiş faturalar ile arttırılarak ciddi bir kamu zararı yaratılmıştır. Bu oluşan farkın bir kısmınını elden alındığını bir kısmına karşılıkta İletişim ofisinin mobilyaları alındığını, bir kısmınında şirket yöneticilerinin de aldığını duydum. Bu olaya ilişkin sayıştay raporu da mevcuttur. Bu aşamada hatırladığım somut olay budur. Bimtaş da benim ilgilenmediğim bir firmaydı. Yönetim kurulu başkanı da Emrah Şahandı. Emrah Şahan icracı olmaması gerekirken yönetime doğrudan müdahale etmiş özellikle alt yüklenicileri kendisi seçmiş firmalar grubu oluşturmuştur. Bu firmalar üzerinden bir çok usulsüzlük yapılmıştır. Mahir Polat genel sekreter yardımcısı olunca İBB'nin proje etüt dairesi kendisine bağlanmıştır. O saatten sonra kendisi de Bimtaşı pasifize ederek Bimtaşta ki firmalar üzerinden kendisine çalışmaya başlamıştır. Yine Mahir Polat ile ilgili bir diğer konu Kültür Varlıkları Daire Başkanlığının uhdesinde ki restorasyon işleridir. Burasıda çok kapalı bir alan olup Mahir Polat'ın belirlediği firmalarla çalışılmıştır. Cumhuriyet Başsavcılığınızca incelendiğinde tespitleri yapılacaktır. İbrahim Bülbüllü İstaç'ın hatırladığım kadarıyla 2023 yılında çıkmış olduğu bir kamyon ihalesinde hazırlanan şartname yayınlandıktan sonra teklifler toplanmış Bilginay firması ihale neticesinde birinci olmuştur. İstaç tarafından yapılan sorgulama neticesinde ihaleyi alan firma ihale şartlarına uygun araç vereceğini belirtmiştir. Bunun üzerine İbrahim Bülbüllü İstaç genel müdür Gökmen Togay'a gelerek bu firmanın şartnameye uygun araç vermeyeceğini bunun görmezden gelinmesi halinde para alacağını söylemiştir. İstaç yönetimi bunu kabul etmemiş Bilginay firması ihaleden çekilmiştir. Bu olayın bir süre sonra Ziya Gökmen Togay bana anlatmıştır. Bir diğer konu kitap basım işleridir. Normalde kitap basım işlerini Kültür Daire Başkanlığı planlar işi Kültür Aş. Alır ve piyasa ihale ederek bastırırdı. Cengiz Özkarabekir Kültür Aş.nin içerisinde ki çalışanlar aracılığıyla ihale şartnamelerini belirler ve ihaleyi kendisi alırdı. Bir çok zaman ihaleye çıkılmadan veya sipariş verilmeden önce kitapları bastırdığını biliyorum. Bu konudan hem Kültür Daire Başkanlığı hemde Kültür Aş. Yönetimi şikayetçiydi. Bunu genel sekretere, genel sekreter aracılığıyla da başkana aksettiriliyordu. Başkanın bu konulardaki tavrı Cengiz Özkarabekirle çalışın sorunları çözün şeklinde oluyordu. Kalyon İnşaatın yapmakta olduğu son Metro ihalesinin aslında en başta başka firma için dizayn edildiği hangi firma için hangi fiyat tekliflerinin verileceğinin belirlendiği konuşuluyordu. Hatta Fatih Keleş'in bu firma ile %7 komisyon üzerinden anlaştığı konuşuldu. Fakat ihaleden bir gün önce bir şahsın noterden hangi firmanın hangi fiyata alacağını tasdik ettirmiş ihale neticesinde bu belge basına sızdırılmıştır. Bunun neticesinde bu ihale apar topar iptal edilerek yeni ihaleyi Kalyon İnşaat almıştır ve bir önceki ihalenini konusu tamamen kapatılmıştır. İETT'ye ait İstanbul Vadisindeki 49 dönümlük arazinin ihalesinde önce Ekrem İmamoğlu, Adem Soytekin'e buradaki işi alabileceğini kendisine şans verilmesi gerektiğini söyledi. Hem Ali Kurt hem de ben bu işin Adem Soytekin gibi birisine verilemeyeceğine yetersiz kalacağına nitelikli inşaat firmaların ihale neticesinde almasını gerektiğini ilettik. Bunun üzerine başkan bize ısrar edemedi. Yapılan ihale neticesinde bir çok büyük firma ihaleye girmiş olup, İnvest Yatırım isimli Bahattin Uçar'a ait firma ihaleyi almıştır. İhale neticesinde Adem Soytekin, Bahattin beye giderek bu inşaatı ortak yapmak istediğini, yoksa İBB de işinin yürümeyeceğini söyleyerek tehditte bulunmuş. Bahattin Uçar beni arayarak bu durumu iletmiştir. Ayhan Koç Mezarlıklar Daire Başkanlığı olduğu dönemde Satışa kapalı mezarlık alanlarını kendi belediye başkan adaylığına fon oluşturmak amacıyla satışlar yapmış bu satışları kendisi ve aracılarla gerçekleştirmiştir. Bu olay İBB tarafından bir çok kişi tarafından duyulmuş bunun neticesinde kendisi tekrar aynı göreve getirilmemiştir. Zafer Keleş, Fatih Keleş'in kardeşi olup Fatih Keleş adına tahsilat işlerini yapmaktaydı. Ekrem İmamoğlu adına yapılan tahsilatlar Fatih Keleş de toplanmaktaydı. Bu paralar genellikle Florya da bulunan eski başkanlık konutu olan ve Fatih Keleş'in ofis olarak kullandığı yere getirilmekteydi. Operasyondan yaklaşık 7-8 ay önce Ekrem İmamoğlu bir çok İBB bürokratına dinlendiğimizi ve takip edildiğimizi dikkatli olmamız gerektiğini söylemiştir. Ekrem İmamoğlu tüm parasal sistemi kendisi takip etmekte olup, bu sistemde nam hesabına çalışan kişilere tek tek hesap sorardı. Bu şahıslarda kendi adlarına zaman zaman küçük işler yapar Ekrem İmamoğlu da buna göz yumardı. Hakkımda istinat edilen Kapasity Avm den rüşvet istenmesi konusunda benim hiç bir dahilim bulunmamakla beraber söz konusu olay Bakırköy Belediye Başkan Yardımcısı Ali Rıza Akyüz bana burada taşıyıcı perdelerin kesilerek binanın deprem riskli hale geldiğini, buralarda otoparkların iptal edilerek dükkan yapıldığını söyledi. Bu şahısların benimle tanıştırmak istediğini söyleyerek Capacity avmnin temsilcisi mimar Sefer Kocabaş ve Mehmet İplikçioğlu'nun yanıma getirdi. Bu şahıslar bana konuyu anlattılar. Ben kendilerine bunun teknik bir konu olduğunu ve burada deprem riskinin olup olmadığını tespit edilerek güçlendirme yapılmasını gerektiğini söyledim. Kendileri bana statik bir problem olmadığını her şeyin düzgün olduğunu söylediler. Ben burada insan hayatı söz konusu olduğunu söylediğimde içlerinden birisi bir şekilde hallederiz dedi. Ben bunun üzerine sesimi yükselterek insan hayatının söz konusu olduğunu başka bir şeyin düşünülemeyeceğini söyleyerek çıkıştım. Bu görüşmeden bir süre sonra belediye başkanının ve bir çok belediye yöneticisi ile beraber resmi toplantı yapıldı. Bu toplantıya ben Süleyman Atik'i çağırdım. Buraya çağırma nedenim imar konularında teknik bilgisinin olması nedeniydi. Toplantıda statik rapor istenmesi o rapora göre hareket edilmesi görüşü çıktı ve bu sorunun ilgili firma ile beraber çözülmesi kanaati hasıl oldu. Avm temsilcileriyle görüşmek için ise Ali Rıza ve Süleyman Atik yetkilendirildi. Duyduğum kadarıyla aralarında bir kaç görüşme olmuş. Ali Rıza ve Süleyman Atik bir kaç kez görüşme sağlamış ama görüşmelerin içeriğini bilmiyorum. Ben Ali Rıza'ya sorduğumda şahıslarla anlaşamadıklarını üniversiteden rapor aldıklarını o rapora göre de işlem yapacaklarını söyledi. İşlem olarak da tebligat yapıp mühürleme işlemini uygulayacakların söyledi. Herhangi bir para cezasından bahsedilmedi. Mühürleme işlemi için yürütmeyi durdurma kararı alınması üzerinden belediye tarafından ceza kesildiğini öğrendim. Bu işlemlerde hiç bir dahilim yoktur. Kimin ne konuda ne istediğini bilmiyorum. Ancak ben hiç bir menfaat talebinde bulunmadım ve bu talep için hiç bir kimseyi göndermedim. Benim Bakırköy Belediyesinde hiçbir yetkim bulunmamaktadır. Ben bu yukarıda bahsetmiş olduğum, sisteme dahil olmadım. İştirakleri düzgün yönetime gayret etmem sebebiyle bir çok baskıya da uğradım. Yetkim ve gücüm dahilimde iştiraklerin düzgün yönetilmesine gayret ettim. Benim bilgim dışında iştiraklerde usulsüz işlemler olmuş olabilir ama benim üzerimden bunları gerçekleştiremediler. Bunun en bariz örneği iştiraklere verilmesi gereken bir çok işi başka firmalara verilmesidir. Göreve geldiğim de bir çok odam olmasına rağmen zamanla kullandığım alanlar elimden alındı. Bir dönem sonra Ekrem İmamoğlu attığım mesajlara bile cevap vermemeye başladı. Fatih keleş ile de uygun olmayan talepleri nedeniyle aramız çok gergindi. Bu konu herkes tarafından bilinmektedir. Müteakip defalar görevi bırakmayı düşündüm ancak iştirakteki yöneticilerin benim gitmem durumumda kendilerine çok baskı olacağı telkinleri neticesinde göreve devam ettim. 2023 yılının yaz aylarında Ekrem İmamoğlu ile görüşmeye gittim ve yeni dönemde olmayacağımı kendisine ilettim. Kendisi bana bu konuda hiçbir şey söylememekle beraber yeni bir sistem kurabileceğini söyledi. Ben kendisine Bakırköy Belediye Başkanlığına adımın geçtiğimi söylediğimde kendisi bana ''orası sana az gelir'' dedi. Bu görüşmeden yaklaşık bir ay sonra bana beni Bakırköy Belediye meclis üyesi yapmak istediğini söyledi. Bunun sebebi beni yanında kontrol altında tutmak içindi. Bu konuda ciddi ısrarları neticesinde kabul etmek zorunda kaldım. Kendisi bu şekilde kafasına uymayan kişileri görevden alarak pasivize edip kontrol altında tutabileceği yerlerde görevlendirmiştir. Eğer bahsediliği gibi bu yapının yöneticisi olsaydım son seçimlerde farklı bir göreve alıp ilişkimiz sıkı bir şekilde devam ederdi. Ben resmi olarak 30 Kasım 2023 tarihinde istifa ettim. Bundan sonrasında İBB uhdesindeki iddialar ve tespitlerle adımın geçmesi dahi kabul edilemez. Cumhuriyet Başsavcılığınıza bildiklerimi tüm açıklığıyla anlattım. Bundan sonra ki süreçte de gerçeğin ortaya çıkması için elimden gelen gayreti göstereceğim. İmamoğlu’nun danışmanı Ertan Yıldız’ın verdiği ifade “etkin pişmanlık” hükümlerinden yararlanarak tahliye olmasına yetmedi. Ertan Yıldız cezaevine geri gönderildi. |
İBB Başkan Danışmanı Ertan Yıldız’ın etkin pişmanlıktan yararlanmak için savcılığa verdiği dilekçe:



-
-
Ekşisözlük’te bir yazar durumu çok güzel özetlemiş.
şu saatten sonra bizzat ekrem imamoğlu' nun man adalarında milyar dolarlık hesap dökümünü yayınlasanız halk inanmaz. inanmaz, çünkü ilk iki ayda yüz kadar iftira attınız yalan çıktı, halkı inandıramadınız.
tarihte sadece engizisyon yargıçlarının uyguladığı, ortaçağ yöntemine başvurdunuz.
önce suçlayacağın kişiyi içeri at, sonra onun hısım akrabalarını işkenceyle, tehditle korkutup, ellerine verilen suç listesiyle hedefledikleri kişiye iftira atmazlarsa bu zindandan çıkamayacaklarını söyle.
bana bu ortaçağ yöntemini verin, peygamberleri bile hırsızlıkla, tecavüzle suçlayacak korkutulmuş binlerce iftiracı yaratırım.
21' inci yüzyılda böyle bir yargı, ceza sistemi diktatörlük rejimlerinde dahi kalmadı.
yukarda belirttiğim gibi, bunun en tipik emsali engizisyon mahkemelerinde yaşandı.
boşverin, savcıyla, mahkemeyle uğraşmayın, engizisyonun cadılıkla suçlanan kadınlara uyguladığı yöntemi uygulayın. imamoğlu' nun elini kolunu bağlayıp suya atın, ölürse suçludur, suçsuzsa tanrının onu kurtarması gerekir deyin.
peki bu uygulamayla, tanrının boğulmaktan kurtardığı kadın sayısı kaç? sıfır.
demek ki hepsi cadıymış, deyip sıyrılın.
hülasa, ortaçağ yargı yöntemlerinin uygulandığı süreç.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Oldukca enteresan bir ifade,
Adam büyük ihtimalle a haber Nedim Şener falan takip edip onların yazdığı şekilde ifade verirsem savcılık bırakır diye düşünmüş. Zira tutuklanma sebebi olan deliller ile bir dakika hapiste olmaması gerek. Gizli tanık ile tutuluyor ve gizli tanığın söylediği her şey yalan çıktı, şu tarihte toplantıdaydı demiş, o sırada yurtdışında olduğunu ispatladı buna rağmen bırakmadılar. Bu şekilde kırmışlar, kendini kurtarmak için bayaa saçma bir ifade vermiş, savcıda işine yaramayınca gene bırakmamış.
Sıkıntılar gene aynı düşünüyorum, olabilir sıfır somut delil. Ya da istedi ama olmadı. Para yurtdışındadir.
5'li çete ya da ağır akp'li adamlar rüşvet veriyor ama birinin bile aklına bunu kaydetmek, savcıya vermek gelmiyor, hafriyat işinde çalışan firma akp zamanından kalma döküm alanlarında yetki bakanlıkta temelde. Belediye meclisi ise akp'de ücreti onlar belirliyor,
İmamoğlu ihalelere fesat karıştırıyor ama istemedikleri sürekli büyük ihaleleri alıyor nasıl oluyorsa,
Restorasyon işinde uzman firmalar ile çalışmışlar sadece Mahir Polat bununla suçlanıyor. Pimapenli camii kapısı yapmama suçu.
Asfalt işleri açık ihale ile gitmiş, belediye firmasına vermemişler, bu arada asfalt döküm işinin karlı olma sebebi işçilik ağırlıklı olması, belediye işçisi ile dışarıdan çalışan işçinin fiyatı tamamen farklı, Yani kamu zararı kısmı kocaman soru işareti
Boğaziçi'ndeki suçlama gene bir garip, zabıta binada usulsüzlük buluyor, belediye orjinale göre düzeltin diyor. Orada mimar tavsiye ediliyormuş. anlamadım açıkçası, başka mimara yaptırırsan kabul etmeyiz deme şansın yokki binanın orjinal planını vermek zorundasın zaten.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi amadeus99 -- 17 Mayıs 2025; 12:1:6 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
-
Bitmediniz.
Somut delil varmı?!
Ses kaydı, yazılı belge, güvenlik kamerası vs.
Pekakalıları tanık yapıp, TSK yı yargılattınız!
Halen aynı yoldasınız!
2 ayda yüzlerce kişi terörist diye tutklandı
Sonuç?!
Norveçli bile serbest!
Yazık günah ya.
Şu davanın vatandaşa kişi başı maliyeti şuan 1600tl!
Olacaksa birşey olsun artık!
Edit, adam 150milyon dolar çevirmiş!
150milyon dolar!
Banka? Masak? Maliye?
...
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi aksinaletinsan -- 17 Mayıs 2025; 10:19:44 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Maşallah. Turplar dökülmeye devam ediyor.
-
Lağım patlamış daha neler gelir bakacağız...
Bu yurt dışına kaçanlar getirtilebilecek mi bakalım.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Ekleme: bana laf çaktığını sanan, yetersiz IQ ile hayat süremeye çalışan cahil kitleye:
Benim burada solcu fikirleri ne kadar sevdiğim bellidir. Eko benim babamın oğlu da değil. Ama adam masum! Siz ise yalancı, üç kağıtçı , hırsız ve bunlara destek veren kitlesiniz. Allah'ın gördüğünü inkar edecek değilim, siz kefereler (hakaret değil sadece sizin gibileri analiz etmek için kuran'da geçen bir sıfattır) üzülecek diye masum adamı da korumayacak değilim.
pamuk suratlı ankarayı talan etti! herşey göz önünde. ama ona dokunan yok. bir tane belge olmayan adam 1 aydır saçma salak bahanelerle içeride tutulmaya çalşılınıyor. hayır yetersiz IQ diyorum. İftiralarınız bile salakça. o dönemde yurtdışında olan kadına, iftira atıyorsunuz. kadın yurtdışında olduğunu kanıtlıyor.
bir başkasına araba işini soruyorsunuz. kendi parası ile aldığını söylüyor. yetmiyor 30IQ ile "1 milyonluk para transferi" sebebini soruyorsunuz. kişi bu para ile o sözü geçen aracı almak için karşı hesaba transfer ettiğini söylüyor. yani kusura bakmyın 5 yaşında çocuk aklı ile polisçilik oynuyorsunuz!
siz devlet yönetmezsiniz. bu tank tüfek top vs hepsi de amerika'ya bıraktığınız yer altı kaynaklarımız (akdeniz petroller, ve doğal gazlaır; trakya ve güneydoğu anadolu kaya gazı ve kaya petrolü yatakları; 7 farklı bölgede yine amerikaya bıraktığınız altın yatakları vb... diğer kaynaklar) karşılığında size verildiğine artık ben adım gibi eminim. sizler bir vida bile üretecek kapasitede değilsiniz.
Eko şu anda çıksın, dem'e yanlamasına da gerek kalmadan %45 garanti oyu var (piro %60 dediklerinde benim mesajlarım konumlarım da bellidir). Sizin reisiniz ise ancak dem'e yanlayarak %40 bulabilecek! bu yüzden sizin troll kitle verisiniz her tuşa basıyorsunuz. tekrar kürtlere yanmala sebebiniz de bu. Adamı içeride daha da büyüttünüz!
yıkamadığınız şey, daha da güçleniyor sayın kefere arkadaşlar.
neyse asıl mesjaım alttadır
=========================================
haha eminim burada yazan birkaç cahil okumamıştır bile.
Alıntı
metni:Ekrem İmamoğlu tüm parasal sistemi kendisi takip etmekte olup, bu sistemde nam hesabına çalışan kişilere tek tek hesap sorardı. Bu şahıslarda kendi adlarına zaman zaman küçük işler yapar Ekrem İmamoğlu da buna göz yumardı. hangi küçük işler? işlere dair bir belge, para transferi bu işlerle alakalı ???? yok yok!
Alıntı
metni:İETT'ye ait İstanbul Vadisindeki 49 dönümlük arazinin ihalesinde önce Ekrem İmamoğlu, Adem Soytekin'e buradaki işi alabileceğini kendisine şans verilmesi gerektiğini söyledi. Hem Ali Kurt hem de ben bu işin Adem Soytekin gibi birisine verilemeyeceğine yetersiz kalacağına nitelikli inşaat firmaların ihale neticesinde almasını gerektiğini ilettik. Bunun üzerine başkan bize ısrar edemedi. Yapılan ihale neticesinde bir çok büyük firma ihaleye girmiş olup, İnvest Yatırım isimli Bahattin Uçar'a ait firma ihaleyi almıştır. İhale neticesinde Adem Soytekin, Bahattin beye giderek bu inşaatı ortak yapmak istediğini, yoksa İBB de işinin yürümeyeceğini söyleyerek tehditte bulunmuş. Bahattin Uçar beni arayarak bu durumu iletmiştir. burada eko'nun suçlanma sebebi ne?
Alıntı
metni:Kalyon İnşaatın yapmakta olduğu son Metro ihalesinin aslında en başta başka firma için dizayn edildiği hangi firma için hangi fiyat tekliflerinin verileceğinin belirlendiği konuşuluyordu. Hatta Fatih Keleş'in bu firma ile %7 komisyon üzerinden anlaştığı konuşuldu. Fakat ihaleden bir gün önce bir şahsın noterden hangi firmanın hangi fiyata alacağını tasdik ettirmiş ihale neticesinde bu belge basına sızdırılmıştır. Bunun neticesinde bu ihale apar topar iptal edilerek yeni ihaleyi Kalyon İnşaat almıştır ve bir önceki ihalenini konusu tamamen kapatılmıştır. İhale için bir tür dosya numarası olması gerekli! yani ihale açıldıysa bir dosya olmalı. peki dosya nerede? yine "konuşuldu". yahu belge var mı? yok! yine belge yok!
Alıntı
metni:Mahir Polat genel sekreter yardımcısı olunca İBB'nin proje etüt dairesi kendisine bağlanmıştır. O saatten sonra kendisi de Bimtaşı pasifize ederek Bimtaşta ki firmalar üzerinden kendisine çalışmaya başlamıştır. Yine Mahir Polat ile ilgili bir diğer konu Kültür Varlıkları Daire Başkanlığının uhdesinde ki restorasyon işleridir. Burasıda çok kapalı bir alan olup Mahir Polat'ın belirlediği firmalarla çalışılmıştır. Cumhuriyet Başsavcılığınızca incelendiğinde tespitleri yapılacaktır. İbrahim Bülbüllü İstaç'ın hatırladığım kadarıyla 2023 yılında çıkmış olduğu bir kamyon ihalesinde hazırlanan şartname yayınlandıktan sonra teklifler toplanmış Bilginay firması ihale neticesinde birinci olmuştur. İstaç tarafından yapılan sorgulama neticesinde ihaleyi alan firma ihale şartlarına uygun araç vereceğini belirtmiştir. Bunun üzerine İbrahim Bülbüllü İstaç genel müdür Gökmen Togay'a gelerek bu firmanın şartnameye uygun araç vermeyeceğini bunun görmezden gelinmesi halinde para alacağını söylemiştir. İstaç yönetimi bunu kabul etmemiş Bilginay firması ihaleden çekilmiştir. Bu olayın bir süre sonra Ziya Gökmen Togay bana anlatmıştır. Burada Eko'nun adı bile geçmiyor. Keza bahsi geçen hakkarili firma ile bursa akp döneminde de çalışmıştır. burada eko'nun yine adı geçmiyor ama eko suçlanıyor? hayır bu paragrafta da "hatırladığım kadarıyla" yine mışlar muşlar ile belli ki bir avukata yazdırılmış saçmalıklar :D yine birileri birilerine konuşmuş :D ama belge var mı? yok!
yahu iki üç satır okuyorsun ve saçmalık olduğunu anlıyorsun.
işte bunlara gün gösterilmemesi gerektiğinin canlı dönemini yaşıyoruz. bunlar gidici! bir daha bunlara yağmurlu havada su yok!
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi pskillercheto -- 17 Mayıs 2025; 16:13:56 >
-
Cebine bok koyup metro koltuğuna bırakan adam itirafçı olmamış mı henüz?
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
yani bir halt olsa zaten satır satır başlıklar halinde yazarlardır.
bir halt olduğu yok. olanlar:
konuşuldu => yani duydum ama bilmeyom
muştu , miş idi vs vs => tamam öyle diycem avukat bey yalnız beni bırakın.
belge var mı? yok!
kamera vs dendi. yine birşey çıkmadı :D
benzer olayı fenerbahçe'ye yapılan kumpasta gördük. türlü bahanelerle fenerbahçenin ayağını kaydırmak istediler. neymiş? Aziz Yıldırım teşvik vermişmiş. Yahu adam kendisine gol atmak için ibrahim adında futbolcuya teşvik verir mi? ibrahim'e fenere karşı gol atması için teşvik veriliyor malum camiya tarafından. ibrahim de hocayı arıyor ve ne hikmetse hocanın telefonu dinleniyor. ama suçlu = fenerbahçe!
bu kafa gidecek ya. az kaldı. suyu iyice ısındı bunların. ama iç savaşa sokmadan bırakacak gibi değiller.
-
Alıntı
metni:Başta Ekrem İmamoğlu'nun olduğu ve Fatih Keleş aracılığıyla temaslar olduğunu hissettim. hissettim duydum düşünüyorum
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi he_man -- 17 Mayıs 2025; 11:13:1 > -
Buna inanmayanlar çıkacaktır, iftira diyenler olacaktır:)
iş yargıya intikal etti, halkın artık ne düşündüğünün önemi yok, deliller, tanıklar eşliğinde mahkeme kararını verecektir.
bakarsın, Ekrem suçsuz bulunur, çıkar dışarı, diğer suçlular yatmaya devam eder.
yada Ekrem cezasını çeker.
----
işin en acımasız ve komik yorumu da. : yok dikta yok ortaçağ mahkemeleri vs vs..
hayatında hiç dikta rejimi ile ilgili tek bir makale okumamışların, tarihi bir belgesel izlememişlerin yada yakın zamanda sınırımıda bir devrilen diktatör vardı onun yaptıklarını dahi bilmeyenlerin, bu olanları dikta rejimlerine benzetmeleri onları kara cahillikleri, başka değil.
-
"Ya da" yı ayrı yazamayan tipler bir şey biliyormuş gibi yorum yapıyor.
Makale tarih falan diyor.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Yine başlamışlar bilmem kim itirafçı olmuş bilmem kim ne demiş diye, 2 aydır benzeri masalları dinliyoruz ak partililerden ama sonuç hep 0, Utanmadan da ekrem başkana laf atıyor duruyorlar
Bunlar 19 martta çıkıp işte 1 ay sonra sokağa çıkacak yüzünüz olmayacak diyorlardı, 2 ay geçti hala ortada bir şey yok
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
Bu ekremi savununlar herhalde ekremin medya kadrosu yada akrabasi
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Kişi kendinden bilir işi.
Ne kadar doğru bir söz.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Bir de yargı karar verecek diyenler var. Muhtemelen yaşları 15'ten büyük değil yoksa 2002'den bu yana bu ülkede ortalama bir zekaya sahip olup da ergenekon, balyoz, vs gören adam böyle komik şeyler söylemez.
-
Aynen kanka , Ekrem dese Allah ile konuştum Mehdi benim dese woowww Mehdi geldi dersiniz
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Eko Atatürk oldu bunların gözünde...
Eko ya bakınca ATATÜRK Ü GÖREBİLEN OK TAYFA için normal şeyler
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
İmamoğlu sıkıştıkça bana bakan Atatürk'ü görür diyor zaten :) Birileride elleri kızarana kadar alkışlıyor.
Bakıyor olmadı bir elimde güneşi bir elimde ayı tutuyom diyor gene alkışlıyorlar...
2013'ten beri İmamoğlunun ynaında olan insanlar İtirafçı oluyor SES SEDA YOK :D Amaaa abii AKP ama abii öyle amaa abii böyle başlıyorlar hemen.
İmamoğlundan şikayetçi oılan iş insanı sayısı 50 yi bulmuş.
Üstüne Beylikdüzü belediye başkan yardımcısı itirafçı.
İBB Kültür Aş genel müdürü itirafçı
Şimdi de Ertan Yıldız İtirafçı. ( Bunlar hep CHP'li ve İmamoğluna yakın onun atadığı göreve getirdiği isimler ama neyse biz sorgulamayalım geçelim iddiaları.) Nedim Şener'in söylediği gibi ben temiz gerçek Atatürkçü CHP seçmenine üzülüyorum. 12 yıl KK'nin peşinden koştular şimdide. Diploması iptal edilmiş ve hakkında bu iddialar olan İmamoğlu peşinden koşacaklar bir sürede...
-
madem öyle, niye kayyum atamadılar istanbul'a? her yere atıyorlar, istanbul'un ayrıcalığı neydi? hiç kimse dürüst değil. buna iktidar dahil. dürüst olmadığına dahil youtube'da bile onlarca video izlenebilir. sonra adalet maskesi tak ve, adaletten bahset. haklı olsan bile haksız çıkarsın. ayrıca türkçeyi çoğu kişi tam olarak bilmiyor. pişmanım demek başka, pişmanlık dilekçesi vererek, pişmanlıktan faydalanacak olmak başka. tabiri caizse hemen ekrem'i sattı demeye getirip algı yaratılıyor. bunu bile anlayamayacak kadar gözleri kapalı olanlar var hala.
Ekşisözlük’te bir yazar durumu çok güzel özetlemiş.
şu saatten sonra bizzat ekrem imamoğlu' nun man adalarında milyar dolarlık hesap dökümünü yayınlasanız halk inanmaz. inanmaz, çünkü ilk iki ayda yüz kadar iftira attınız yalan çıktı, halkı inandıramadınız. tarihte sadece engizisyon yargıçlarının uyguladığı, ortaçağ yöntemine başvurdunuz. önce suçlayacağın kişiyi içeri at, sonra onun hısım akrabalarını işkenceyle, tehditle korkutup, ellerine verilen suç listesiyle hedefledikleri kişiye iftira atmazlarsa bu zindandan çıkamayacaklarını söyle. bana bu ortaçağ yöntemini verin, peygamberleri bile hırsızlıkla, tecavüzle suçlayacak korkutulmuş binlerce iftiracı yaratırım. 21' inci yüzyılda böyle bir yargı, ceza sistemi diktatörlük rejimlerinde dahi kalmadı. yukarda belirttiğim gibi, bunun en tipik emsali engizisyon mahkemelerinde yaşandı. boşverin, savcıyla, mahkemeyle uğraşmayın, engizisyonun cadılıkla suçlanan kadınlara uyguladığı yöntemi uygulayın. imamoğlu' nun elini kolunu bağlayıp suya atın, ölürse suçludur, suçsuzsa tanrının onu kurtarması gerekir deyin. peki bu uygulamayla, tanrının boğulmaktan kurtardığı kadın sayısı kaç? sıfır. demek ki hepsi cadıymış, deyip sıyrılın. hülasa, ortaçağ yargı yöntemlerinin uygulandığı süreç. https://eksisozluk.com/entry/175353847 |
Bitmediniz.
Somut delil varmı?! Ses kaydı, yazılı belge, güvenlik kamerası vs. Pekakalıları tanık yapıp, TSK yı yargılattınız! Halen aynı yoldasınız! 2 ayda yüzlerce kişi terörist diye tutklandı Sonuç?! Norveçli bile serbest! Yazık günah ya. Şu davanın vatandaşa kişi başı maliyeti şuan 1600tl! Olacaksa birşey olsun artık! Edit, adam 150milyon dolar çevirmiş! 150milyon dolar! Banka? Masak? Maliye? ... |
Cebine bok koyup metro koltuğuna bırakan adam itirafçı olmamış mı henüz? |
Ekleme: bana laf çaktığını sanan, yetersiz IQ ile hayat süremeye çalışan cahil kitleye: Benim burada solcu fikirleri ne kadar sevdiğim bellidir. Eko benim babamın oğlu da değil. Ama adam masum! Siz ise yalancı, üç kağıtçı , hırsız ve bunlara destek veren kitlesiniz. Allah'ın gördüğünü inkar edecek değilim, siz kefereler (hakaret değil sadece sizin gibileri analiz etmek için kuran'da geçen bir sıfattır) üzülecek diye masum adamı da korumayacak değilim. pamuk suratlı ankarayı talan etti! herşey göz önünde. ama ona dokunan yok. bir tane belge olmayan adam 1 aydır saçma salak bahanelerle içeride tutulmaya çalşılınıyor. hayır yetersiz IQ diyorum. İftiralarınız bile salakça. o dönemde yurtdışında olan kadına, iftira atıyorsunuz. kadın yurtdışında olduğunu kanıtlıyor. bir başkasına araba işini soruyorsunuz. kendi parası ile aldığını söylüyor. yetmiyor 30IQ ile "1 milyonluk para transferi" sebebini soruyorsunuz. kişi bu para ile o sözü geçen aracı almak için karşı hesaba transfer ettiğini söylüyor. yani kusura bakmyın 5 yaşında çocuk aklı ile polisçilik oynuyorsunuz! siz devlet yönetmezsiniz. bu tank tüfek top vs hepsi de amerika'ya bıraktığınız yer altı kaynaklarımız (akdeniz petroller, ve doğal gazlaır; trakya ve güneydoğu anadolu kaya gazı ve kaya petrolü yatakları; 7 farklı bölgede yine amerikaya bıraktığınız altın yatakları vb... diğer kaynaklar) karşılığında size verildiğine artık ben adım gibi eminim. sizler bir vida bile üretecek kapasitede değilsiniz. Eko şu anda çıksın, dem'e yanlamasına da gerek kalmadan %45 garanti oyu var (piro %60 dediklerinde benim mesajlarım konumlarım da bellidir). Sizin reisiniz ise ancak dem'e yanlayarak %40 bulabilecek! bu yüzden sizin troll kitle verisiniz her tuşa basıyorsunuz. tekrar kürtlere yanmala sebebiniz de bu. Adamı içeride daha da büyüttünüz! yıkamadığınız şey, daha da güçleniyor sayın kefere arkadaşlar. neyse asıl mesjaım alttadır ========================================= haha eminim burada yazan birkaç cahil okumamıştır bile.
hangi küçük işler? işlere dair bir belge, para transferi bu işlerle alakalı ???? yok yok!
burada eko'nun suçlanma sebebi ne?
İhale için bir tür dosya numarası olması gerekli! yani ihale açıldıysa bir dosya olmalı. peki dosya nerede? yine "konuşuldu". yahu belge var mı? yok! yine belge yok!
Burada Eko'nun adı bile geçmiyor. Keza bahsi geçen hakkarili firma ile bursa akp döneminde de çalışmıştır. burada eko'nun yine adı geçmiyor ama eko suçlanıyor? hayır bu paragrafta da "hatırladığım kadarıyla" yine mışlar muşlar ile belli ki bir avukata yazdırılmış saçmalıklar :D yine birileri birilerine konuşmuş :D ama belge var mı? yok! yahu iki üç satır okuyorsun ve saçmalık olduğunu anlıyorsun. işte bunlara gün gösterilmemesi gerektiğinin canlı dönemini yaşıyoruz. bunlar gidici! bir daha bunlara yağmurlu havada su yok! |
hissettim duydum düşünüyorum |
Lağım patlamış daha neler gelir bakacağız...
Bu yurt dışına kaçanlar getirtilebilecek mi bakalım. |
yani bir halt olsa zaten satır satır başlıklar halinde yazarlardır. bir halt olduğu yok. olanlar: konuşuldu => yani duydum ama bilmeyom muştu , miş idi vs vs => tamam öyle diycem avukat bey yalnız beni bırakın. belge var mı? yok! kamera vs dendi. yine birşey çıkmadı :D benzer olayı fenerbahçe'ye yapılan kumpasta gördük. türlü bahanelerle fenerbahçenin ayağını kaydırmak istediler. neymiş? Aziz Yıldırım teşvik vermişmiş. Yahu adam kendisine gol atmak için ibrahim adında futbolcuya teşvik verir mi? ibrahim'e fenere karşı gol atması için teşvik veriliyor malum camiya tarafından. ibrahim de hocayı arıyor ve ne hikmetse hocanın telefonu dinleniyor. ama suçlu = fenerbahçe! bu kafa gidecek ya. az kaldı. suyu iyice ısındı bunların. ama iç savaşa sokmadan bırakacak gibi değiller. |
iş arkadaşların desteğe koşmuşlar hemen. Depremde çadır satışını savunan, Bolu otel yangını konusunda belediye %100 suçlu deyip şimdi bir daha bu konuda yorum yapmayan tiplerin desteği ile yaşıyorsun vallahi bu hayatı. |
"Ya da" yı ayrı yazamayan tipler bir şey biliyormuş gibi yorum yapıyor.
Makale tarih falan diyor. |
Benzer içerikler
- iş kurmak istiyorum
- migpack apk
- dişi inek eti yenir mi
- kürtler atatürk'ü sever mi
- google haritalar netleştirme
- turkcell şebeke sorunu son dakika
- saros z70
- tesla model y türkiye fiyatı
- trendyol satıldı mı
- tf 2000
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X