Şimdi Ara

██ HYUNDAI GETZ KULÜBÜ ██ (1364. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
10 Misafir (1 Mobil) - 9 Masaüstü1 Mobil
5 sn
32.938
Cevap
125
Favori
2.789.820
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 13621363136413651366
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • istanbulda olanlar için
    orjinal parçalar
    http://www.akparca.com/

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Eskiden meslek sahibi olsun diye 8-9 yaşında babası tarafından sanayiye getirilen çıraklar, bir kaç yıl çalışır işi öğrenip bir ekibi idare edebilecek seviyeye gelince kalfa olurdu. Kalfalar ustalarının yanında 6-7 sene çalıştıktan sonra dükkanın ikinci adamı olduktan sonra, usta yokken her işi idare edebilecek, müşteri kabul edip sorunu çözüp parasını alıp gönderebilecek seviyeye gelince ustasının rızasıyla ayrılır ve kendi dükkanını açardı. Ustasından sadece işin tekniğini değil, esnaflığı, iletişimi vs.. öğrenirdi. Sabah 8'den akşam 10'a kadar ustasıylaydı ve babasından çok ustasından hayatı öğrenir,etkilenirdi. Yeni dükkanını ustasının işine zarar vermeyecek bir lokasyonda açardı. Bayram seyran ustasına gelir, elini öper son görevine kadar hatırı sayılır bir saygı duyardı.

    90'lardan sonra her şey gibi bu düzen de değişti. Biraz aklı olan okumaya başladı, sanayiye gelende mahallenin aklı yarımları-yaramazları, kaba tabirle kafası basmayanlar oldu. Eskiden çırak veya kalfa ustanın müşteriden aldığı paraya değil ondan işi öğrenmeye bakardı. O zamandan sonra çırağın aklındaki "ben söktüm taktım, usta parayı aldı" şekline döndü. Çırak olarak gelip 2 filtre değişmeyi, yağ değişmeyi, teker söküp balata değişmeyi öğrenince aç gözlü babalarının da gazlamasıyla dükkan açıp köşeyi dönmeyi düşündüler. Ne avans ayarını biliyorlardı, ne motor dinlemeyi ne de kompresyon testini vs..

    Otomotiv sektöründe ithal araçlar boy göstermeye başladı ve haliyle yetkili servis kavramı oturmaya başlayınca Toros'unu Şahin'ini terk eden ve sanayide yok parasına tamir-bakım yaptırmaya alışmış vatandaşlar uçuk servis fiyatlarından veryansın etmeye başladı ve sanayiye yöneldi.

    Sanayide de bu iş bilmezlerden canları yandı. Bu iş bilmezler işi müşterilerin arabalarında öğrenmeye çalıştılar. Arabayı bırakıyordunuz, arabanız sorun çözülene kadar sanayi-sanayi usta-usta gezdiriliyor
    ve size de yetkili servisi aratmayan bir fatura çıkıyordu. Üstelik sorununuz tam olarak çözülmediği gibi, aracınızda o geziden sonra başka sorunlar da baş gösteriyordu.

    Bu iş bilmezler maalesef oto sanayinin cılkını çıkardılar. Müşteriyi bezdirdiler. Yetkili servislerin ekmeğine yağ sürdüler. Şu anda müşteri kitlesinin % 80-90'ı sanayiye güvenmiyor. Her gittiğinden kazık yemiş. %10 da şans eseri iyi ustalara denk gelmiş ve onu bırakmamıştır ki hala sanayiyi savunabiliyordur.


    Eski nesil ustalara veya onların yetiştirdiklerine bakın. Dükkanı her sabah ve akşam çevresiyle birlikte süpürülür, tezgahı düzenlidir ve temizdir. Ağzı düzgündür. Bu detaylar %100 olmasa da "nasıl bir dükkandan kaçmalısınız veya sahip çıkmalısınız" konusunda iyi kötü bir fikir verir.




  • aktuz A kullanıcısına yanıt
    aktuz hocam katılıyorum.

    v kayışlarınının ömrü nedım km mı? yıl mı?

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: karaumut22

    quote:

    Orijinalden alıntı: DeArAnGeL

    quote:

    Orijinalden alıntı: ortmen55

    quote:

    Orijinalden alıntı: ortmen55

    quote:

    Orijinalden alıntı: DeArAnGeL

    Arkadaşlar acil yardıma ihtiyacım var ;
    İş arkadaşlarımla iddaya girdik. Kalkış yarışı yapıcaz ve en öndeki arkadakine 2 boy fark atınca kazanmış olacak. (eşek kadar adamlarız bu da nerden çıktı derseniz ,geçersin geçemezsin muhabbeti işte)

    Sorun şu ki 3 araç var ve biri benimki, diğerleri şöyle;

    Vw golf 7 tsi 105 hp dsg (2013)
    Reno clio 1.5 dci 90 bg start-stop (2013)

    2 boy fark yememek için ne yapmalıyım... İtibar meselesi..

    Hepsiyle ışıklarda kapışmış biri olarak sana tüyo ;
    Kalkışta Yarım Debriyaj kalk, ne pati çektir ne yumuşak kalsın...

    Asıl önemli nokta ise 1. Viteste 2,5 devirde hemen 2.ye al ve 2. viteste 3,5 devire kadar çıkmadan 3. vitese geçme. 3. Viteste de 3. devire kadar çıkabilirsin...Ondan sonra golf seni geçer..


    Ama ilk 3 viteste hepsine fark atabilirsin...

    Bu arada golf otomatikmiş...Hayli hayli ilk 8 saniyede onları yersin...Keşke ben de katılabilsemm

    En kısa zamanda ankaraya bekliyoruz zaten. Şu araçları satmadan bir buluşma ayarlamak lazım. Benim getz 88 bin km oldu. Bütün arkadaşlar araçlarını yeniledi ben neden se bir türlü vazgeçemiyorum.

    Bu arada aramızdaki en iddialı arkadaş clio sahibi olan :)

    Sırasıyla yazayım.
    1. vites'i yarım debriyaj kalkıyorum 2500 devirde
    2. vitese takıp 3200 devir civarı
    3. vites (en çok güvendiğim) sonra 3700 devirden sonra
    4. vites zaten hız 100 oldu bile işte tam bu arada yarış sonucu belli olmuş olacak..
    Devirler hakkında tam bilgim yok aslında ben böyle kullanıyorum.
    Bazen yüksek devirde tork birden kayba uğruyo işte o aralığı hiç test etmedim.

    sonuç ne oldu acaba, baktım ama göremedim

    Akşam saatlerinde, 22:00 -22:30 civarı doğukent bulvarında sıralandık. golf 1., clio 2., ve bende sonuncu yani 3. oldum :)
    golf'u geçmem kesinlikle mümkün değildi. Ama clio için bir şansım olduğunu söyleyebilirim.




  • aktuz A kullanıcısına yanıt
    Çok güzel bir yazı olmuş aktuz hocam. Gerçekten de dediğin gibi. Usta - kalfa - çırak. Bu ilişkiler yok olmak üzere. Parası olan dükkan açıyor.
  • Aktuz Beye benim sorum da şu

    V kayışının ömrü ile kayışa bağlı gergi ve kasnakların ömrü de aynı mı .Ben 70.000'de kayışı değiştirdim ama baglı olduğu parçalar hala orijinal.

    Ayrıca ben bugün japon parça satan bir büyük firmadan fiyat aldım (Samsun )

    Hava Filtresi : 10
    Yağ: 10
    Mazot : 30
    Polen : 15 tl dedi...

    Servis hepsine 90 lira dedi.

    Sadece Mazot filtesine servis 24 tl istedi.
  • Arkadaşlar bir sorum da şu. Aracım 88.200 'de. Sizce bu bakımda ŞAnzıman yağını değiştirmeli miyim ?

    Araç 2006 model. Ayrıca değişmesi gerekiyorsa kaç litre alıyor bizim getzler...
  • Paket lastiklerini bilirsiniz. Taze iken 40-50cm sündürürseniz kopar. Kenarda köşede 1 sene bekler ise elinize aldığınızla daha sündürmeye başlamadan kopar. Çünkü çevresel faktörlerden etkilenmiş ve lastik elastikiyetini yitirmiştir.

    Doğal kauçuk olsun, lateks olsun, EPDM, neoprene veya ne olursa olsun diğer hepsinin de çevresel faktörler karşısında bir ömrü vardır. Güneşte 3 gün kalan bir paket lastiği özelliğini yitirirken, deterjan vs.. gibi bir petrol ürününe temas ettiyse 1 saatte de özelliğini yitirebilir.

    Benzer durum otomobil lastiklerinde geçerlidir. Yıllar sonra sökülen bir araba kapısı iç panelinin tırnaklarında da geçerlidir, triger kayışı veya V kayışında da geçerlidir.

    (Bir ürün üretilirken tasarımı yapılırken bir ömür hedeflenir. Otomobil ömrü 300.000 km alındıysa ve 300.000 km sonunda otomobilin hala ilk günkü gibi iyi kondisyonda olan bir çok parçası varsa bu tasarım yanlış yapılmış, üretenlere ek maliyet getirmiştir. Bu maliyet satış rakamlarını etkilemiyor ise, o şekilde bir dönüşü olmuyor ise fuzulidir.)


    V kayışı, triger kayışı, bunların kasnakları ve gergileri otomobili yapanlarca tasarlanır ve hem mekanik yorgunluğu ve aşınması hem de çevre faktörleri düşünülerek bir ömür belirlenir. 8 valfli motor ile çift eksantrikli 16valfli bir motorun, sıkıştırma oranı yükek olan ile düşük olanın, daha yüksek devirlerde çalışan ile düşük devirde çalışanın, şehirde servise yakın yerde kullanılan ile dağ başında aylarca stop etmeden çalışacak olanın, tozun aranıp zor bulunduğu Kuzey Avrupa'da çalışacakla Türkiye'de çalışacağın- Libyada çalışacağın ömrü ve tasarımı farklı olacaktır.

    Fakat üreticiler bunları hesaba katarak kabaca bir ömür biçerler. Bu triger kayışı, kasnak ve gergileri ile su devir-daim pompasının ömrü 90.000 km veya 5 yıldır, 60.000 km veya 5 yıldır vs.. derler, iş makinesiyse 1500 saat veya 2 yıldır derler, helikopter parçasıysa 100 saat veya 1 yıldır derler.

    Kayışınızı takan kişi ötmesin, ses yapmasın der de fazla gererse kayış ve kasnaklar erken yıpranırlar, gevşek bırakırsa bu sefer kayışlar patinaj yaparak erken yıpranırlar. Tabi ki üretici tüm bunları tahmin ederek bir ömür biçer. Biz tüm bunları tahmin edemeyiz, elimizden gelen üreticinin önerdiği şekliyle bu değişimleri yapmaktır. Çünkü o verilen ömürde tüm bunlar düşünülmüştür.

    Üretici kayış ile kasnak ve gergilerin birlikte değişmesi gerektiğini söylüyorsa birlikte değişmeliyiz. Sanayide sık rastlanan bir durumdur. Tamirci kayışı söker. Eliyle kasnakları yoklar. Boşluk yoksa "abi bunları değiştirmeyelim, yazık" der. Halbuki o kasnakların rulmanlarının içerisindeki 1-2 gr yağdan geçen süre zarfında eser kalmamıştır veya rulman içerisindeki bilyalar yorulmuştur. Bu rulmanın yola çıktığınızda ansızın dağılmayacağının bir garantisi yoktur. Fakat yeni bir rulmanın ömrü içinde kolay kolay dağılmayacağı aşikardır. Başınıza böyle bir problem geldiğinde o tamircinin sizi ve cüzdanınızı korumak adına iyi niyetle yaptığı tavsiye, ciddi masraflar veya sağlığınıza -sevdiklerinize veya başkalarına ciddi zararlar olarak geri dönebilir.

    Eski arabalarda V kayışı sadece alternatörü, devirdaim pompasını ve bazılarında ek olarak radyatör fanını çevirirdi. O araçlarda v kayış sistemi yeni arabalardaki kadar hayati değildi. Bir bayan çorabı bile yolunuza devam etmenize yetebilmekteydi çünkü riski yoktu.

    Fakat güncel arabaların hemen hepsi hidrolik direksiyonu v kayışından tahrik ediyor, yine çoğu aracın frenlerinin vakum pompası v kayışından veya v kayışına bağlı olan alternatör milinden tahrik alıyor.

    Triger kayışı bütün motorun ahenkle hareket etmesini sağlıyor. Bırakın kopmasını çoğu zaman gerginliğini kaybedip bir kaç diş atlaması bile motorunuzun kilitlenmesine sebep olarak binlerce liralık maddi hasara ve daha ziyade güvenliğinizi tehlikeye atıyor.

    Sanmayalım ki o ölümlü kazaların çoğunda şoför acemiydi ,uyudu, veya durduk yere direksiyon hakimiyetini kaybedip karşı şeride geçip kamyonun altına girdi. Bugünkü arabaların hemen hepsi rahat rahat 150 km/s hızın üzerine çıkabiliyor. O hızlarda yol alırken, viraj alırken bu aksaklıkların sonuçlarının hemen hepsi ölümcüldür.
    Bu nedenle bu sistemler öyle çok uydurma yapılmazlar. Mutlaka eskime sinyali verirler. Ama kasnak ses yapar, ama kayış çatlar vs.. Sinyal yoksa da verilen süreleri fazla aşmamaya dikkat etmeliyiz.




  • aktuz A kullanıcısına yanıt
    Teşekkürler üstat çok açıklayıcı olmuş
  • Aktuz ustaya katılıyorum. Ayrıca her yazısı gibi bu da çok güzel olmuş.

    Ben de yetkili servis dışında-sanayide- tamir yaptıramayanlardanım. Bununla ilgili en önemli argümanım tamircide çalışıp, olayı tam anlamamış öğrenememiş çıraklar kalfalar varken benim arabadan o kadar anlamamım mümkün olamayacağıdır.

    Çoğu sürücü 5 yıl 10 yıl araç kullanınca kendisini şöför ve tamirci sanıyor. Bilgi paylaşımı güzel ancak şöyle yap böyle yap demek söyleyene kolay oluyor sadece..
    Bir tamirci bulursunuz (kesinlikle biri önermiştir) adam hakiki usta ve daha doğrusu iyi bir teknisyendir bu durumda gidersiniz sanayiye ve hatta işçiliğe daha fazla vermeyi tercih ederim bu durumda. Ancak işçilik sanayide daha azsa (sadece parçadan dolayı ucuz değilse) bu işde bir iş var diye düşünürüm.

    ben mesleğimde iyiysem, piyasa koşullarını görmezden gelmeden, en iyi fiyatı isterim müşterimden. Kendimden eminsem yüksek fiyat (diğerlerine göre) kimseye de yüksek gelmeyecektir. Aktuz beyin başında olduğu bir ekibe aracımı gönül rahatlığıyla bırakır ve işçiliğe az para isterse de kızarım.

    (Alakasız bir anekdot: yeni taşındığım evime telefon kablosu çekilmesi gerekiyordu. Çelik kapının ve benzeri zorluklar yüzünden elektirkçi arkadaşlar 4 saat uğraştı, kablo vs derken 40 lira istedi. Adam işini biliyor fiziki engeller yüzünden zorlanarak işi tamamlamış, yanında çırağı da var, saatlerini -mesailerini- harcamışlar; dedim 40 lira olur mu yahu! kaç saattir uğraşıyorsun, bari 50 olsun, en azından sigara parası çıksın.)

    Gelelim sonuca:
    benim gözlemim (sınırlı gözlem) Aktuz beyin bahsettiği ustalar da şu durumdan memnun. Kemikleşmiş müşterileri dışında problem çıkaran olursa tersleniyor (kendileri değil zamanımızın kalfa ve çırakları tarafından), hata varsa " o zaten vardı" oluyor, "başka yere gitsen aynısını derler" oluyor ve hakikaten de öyle oluyor. Başka bir yere gitseniz de aynı hikaye başınıza gelebiliyor. Parası olsa servise giderdi, bize mecbura geliyor. Arkadaşlardan biri yazmıştı 3-5 lira için çekilir değil.

    Tamircilerin dünyasında durum bu olunca belki yapılacak şey yeni dükkan açan birine dadanıp! yakasını bırkamadan onun kemik müşterisi haline gelmek.

    Ucuzluk bu yarım yamalak iş yapan çırak ve/veya kalfalardan veyahut da dejenere ustalardan ve bu vatandaşların kanuni haklarının tam olarak yerine gelmemesinden de kaynaklanıyor. SSK ödenmeyen çıraklar bir orada bir burada çalışıyorlar bir dinlenip bir pizza dağıtıcılığı yapıyor derken iş meslek kolu zanaat olmaktan çıkıyor.

    Bu ortamda güven duymak mümkün değil. Babanızın 30 yıllık ustası (yaşı önem kazanır) belki güvenilebilirdir. Bir hata varsa hakikaten sözü garantidir ancak bunun dışında herşey yalan durumuna geliyor.

    Serviste arabanın yanına almıyorlar şikayeti, yukarıda bahsettiğim durumdan kaynaklanıyor. Lisede biyoloji okuyup kendini doktor sanmak gibi herkes kendini teknisyen-motor ustası sandığından (ağabeyim makina mühendisi uzun süredirde sürücü ancak öyle bir iddiası olduğunu hiç duymadım) ustalara seri iş yapma imkanı vermediklerinden çıkan sorunlarda sakin kafayla çözüm üretme şansı tanımadıklarından alınmıyoruz. En azından bir numaralı sebep bu. Yoksa kurumsal yapılarda müşteri ilişkilerinin kravatlılarla yapılması vesaire durumlar da var.

    Beni zaten alsalar sorularıma cevap vermekten iş yapamazlar. Ve bir de en kısa sürede teslim istiyoruz.

    Serviste iş listesi sizin elinize geliyor, sanayide kalfanın kafasında
    Serviste sadece müşteriye değil fabrikaya karşı da sorumluluk var sanayi de yok,
    Serviste garanti var, hata olsa dahi orijinal çözüm sunuluyor, sanayi de adamına göre yutturulabiliyor
    Serviste iş takibi var sanayi de yok (üstelik bir de arıyorlar 3 gün sonra ; memnun musunuz diye)
    Sanayi de biri işi bırakıp gitse (çıraklar- kalfalar) iş baştan başlayabilir Serviste o iş tamamlanır(orada da değişimler oluyor)
    Serviste işler resmi ne kimsenin SSKsına ne de vergiyle ülkeye bir sıkıntı yaratıyorsunuz...

    Uzun oldu ama çoğu cümleyi kısa yoldan yazmaya çalıştım. Daha da doymadım yazmaya ama en güzel paylaşımların yapıldığı bu forumda katkım olmuştur diye düşünüyorum.
    En azından yukarıdakiler benim düşüncelerim ve algılamamdır...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Özgür Geo -- 11 Nisan 2014; 22:03:16 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Özgür Geo

    Aktuz ustaya katılıyorum. Ayrıca her yazısı gibi bu da çok güzel olmuş.

    Ben de yetkili servis dışında-sanayide- tamir yaptıramayanlardanım. Bununla ilgili en önemli argümanım tamircide çalışıp, olayı tam anlamamış öğrenememiş çıraklar kalfalar varken benim arabadan o kadar anlamamım mümkün olamayacağıdır.

    Çoğu sürücü 5 yıl 10 yıl araç kullanınca kendisini şöför ve tamirci sanıyor. Bilgi paylaşımı güzel ancak şöyle yap böyle yap demek söyleyene kolay oluyor sadece..
    Bir tamirci bulursunuz (kesinlikle biri önermiştir) adam hakiki usta ve daha doğrusu iyi bir teknisyendir bu durumda gidersiniz sanayiye ve hatta işçiliğe daha fazla vermeyi tercih ederim bu durumda. Ancak işçilik sanayide daha azsa (sadece parçadan dolayı ucuz değilse) bu işde bir iş var diye düşünürüm.

    ben mesleğimde iyiysem, piyasa koşullarını görmezden gelmeden, en iyi fiyatı isterim müşterimden. Kendimden eminsem yüksek fiyat (diğerlerine göre) kimseye de yüksek gelmeyecektir. Aktuz beyin başında olduğu bir ekibe aracımı gönül rahatlığıyla bırakır ve işçiliğe az para isterse de kızarım.

    (Alakasız bir anekdot: yeni taşındığım evime telefon kablosu çekilmesi gerekiyordu. Çelik kapının ve benzeri zorluklar yüzünden elektirkçi arkadaşlar 4 saat uğraştı, kablo vs derken 40 lira istedi. Adam işini biliyor fiziki engeller yüzünden zorlanarak işi tamamlamış, yanında çırağı da var, saatlerini -mesailerini- harcamışlar; dedim 40 lira olur mu yahu! kaç saattir uğraşıyorsun, bari 50 olsun, en azından sigara parası çıksın.)

    Gelelim sonuca:
    benim gözlemim (sınırlı gözlem) Aktuz beyin bahsettiği ustalar da şu durumdan memnun. Kemikleşmiş müşterileri dışında problem çıkaran olursa tersleniyor (kendileri değil zamanımızın kalfa ve çırakları tarafından), hata varsa " o zaten vardı" oluyor, "başka yere gitsen aynısını derler" oluyor ve hakikaten de öyle oluyor. Başka bir yere gitseniz de aynı hikaye başınıza gelebiliyor. Parası olsa servise giderdi, bize mecbura geliyor. Arkadaşlardan biri yazmıştı 3-5 lira için çekilir değil.

    Tamircilerin dünyasında durum bu olunca belki yapılacak şey yeni dükkan açan birine dadanıp! yakasını bırkamadan onun kemik müşterisi haline gelmek.

    Ucuzluk bu yarım yamalak iş yapan çırak ve/veya kalfalardan veyahut da dejenere ustalardan ve bu vatandaşların kanuni haklarının tam olarak yerine gelmemesinden de kaynaklanıyor. SSK ödenmeyen çıraklar bir orada bir burada çalışıyorlar bir dinlenip bir pizza dağıtıcılığı yapıyor derken iş meslek kolu zanaat olmaktan çıkıyor.

    Bu ortamda güven duymak mümkün değil. Babanızın 30 yıllık ustası (yaşı önem kazanır) belki güvenilebilirdir. Bir hata varsa hakikaten sözü garantidir ancak bunun dışında herşey yalan durumuna geliyor.

    Serviste arabanın yanına almıyorlar şikayeti, yukarıda bahsettiğim durumdan kaynaklanıyor. Lisede biyoloji okuyup kendini doktor sanmak gibi herkes kendini teknisyen-motor ustası sandığından (ağabeyim makina mühendisi uzun süredirde sürücü ancak öyle bir iddiası olduğunu hiç duymadım) ustalara seri iş yapma imkanı vermediklerinden çıkan sorunlarda sakin kafayla çözüm üretme şansı tanımadıklarından alınmıyoruz. En azından bir numaralı sebep bu. Yoksa jurumsal yapılarda müşteri ilişkilerinin kravatlılarla yapılması vesaire durumlar da var.

    Beni zaten alsalar sorularıma cevap vermekten iş yapamazlar. Ve bir de en kısa sürede teslim istiyoruz.

    Serviste iş listesi sizin elinize geliyor, sanayide kalfanın kafasında
    Serviste sadece müşteriye değil fabrikaya karşı da sorumluluk var sanayi de yok,
    Serviste garanti var, hata olsa dahi orijinal çözüm sunuluyor, sanayi de adamına göre yutturulabiliyor
    Serviste iş takibi var sanayi de yok (üstelik bir de arıyorlar 3 gün sonra ; memnun musunuz diye)
    Sanayi de biri işi bırakıp gitse (çıraklar- kalfalar) iş baştan başlayabilir Serviste o iş tamamlanır(orada da değişimler oluyor)
    Serviste işler resmi ne kimsenin SSKsına ne de vergiyle ülkeye bir sıkıntı yaratıyorsunuz...

    Uzun oldu ama çoğu cümleyi kısa yoldan yazmaya çalıştım. Daha da doymadım yazmaya ama en güzel paylaşımların yapıldığı bu forumda katkım olmuştur diye düşünüyorum.
    En azından yukarıdakiler benim düşüncelerim ve algılamamdır...


    Hocam çok güzel yazmışsın ellerine sağlık. Fakat belirtmek isterimki servis demek en iyisi demek değildir. Servis mezbaha gibidir. Seri üretimden kazandığı için yap at mantığındadır. 1 güne en fazla sayıda randevu sığdırmaya çalışır. Ve detaylı test etmeden kabataslak bakıp arabanızı verir. Çünkü servislerin %70i garanti sebebi ile kazanmakta. Yani dışarda yaptırırsan garantiden çıkartırım demekte. Buyüzden müşteri kaybı korkusu yok. Ama bulduğunuz düzgün bir usta ise aksine sizi kazanmaya çalışır. Çünkü esnafın aboneliği yoktur servisler gibi.

    Gelelim benim yaşadığım en basit örneğe. Hyundai Uçar'a aracımı götürdüğümde özellikle söylemiştim vitesten ses geldiğini ve ön takımda problem olduğunu. Geldi oturdu koltuğa vitesi attı kayıştan gelen ses dedi gitti. Bakıma götürdüğümde 28 bindeki arabaya 60bin bakımı yapmaktan söz ettiler. 650 kağıt dediler ve indirimle size özel 550 dediler. Ya yıl olarak doldurmalı yada km olarak doldurmalı dediler. Yani servis diyorki 5 sene içinde ya o km yaparsan kendi rızanla öperiz yapmazsanda kendi yolumuzla öperiz. Bir kayışın 60 bin km boyunca dönmesi ile 28 bin km boyunca dönmesi arasında çok fark var. Kayış dediğimiz şeyler silecek değilki mevsimlerden etkilensin. Döndükçe aşınma ve çatlaklar bulunur trigerde. Ben istemediğimi söyleyip gereksiz şeyleri çıkarttırdım. Ve o gün ön takımlara bakılmasını özellikle 2. kez vurguladım. Sonucunda ön takımda gevşemeler varmış denildi. Şimdi sormak istiyorum ön takımda gevşiyen şeyleri neden bana söylemediler ? Neden zamanında tespit etmediler ? Yürür aksamda gevşeme demek Allah korusun kazaya davetiyedir. Gevşiyen elemana göre tabi. Vitese gelirsekde yine çözemediler. Bu durumdan sıkıldım tamponu söktüm farları çıkardım kolumun rahat gireceği şekilde kolumu şanzımana doru soktum ve kayışla alakasız olarak kayışın yönlendirdiği topuzdan sesin geldiğini gördüm. Topuz başı gevşemiş ve pul şıngırdıyomuş.

    Son olarakta benim getzim maksimum yüksek devirlerde kullanımda 9 litre yakarken normal kullanımda 7-7,5 litre arası yakarken kışın şimdi havaların ısındığı bu zamanda 10 litre yakıyor 100 kmde. 10 litreden aşığı yakmıyor. Servis kalkmış bana masal anlatıyor. Yok o sensörden gelen şu bu sensöre şöle diyo.. Kışın fazla yakar motor ısınana kadar. Ya bizim bildiğimiz şeyleri bilmediklerimizide okuduğu yerden okuması bişey çözmüyor. Kışın fazla yakar diyor ama kışın az yakıyordum diyorum sensör cart curt diyo. Ona bişey diyince tamam işte havalar soğuk ondan diyor. Çıldırdım kapattım maltepe hyundai'ye götürücem onlarda bişi bulamazsa ben daha telefondan anlatmamla bakımda yapılanı edileni ve problemi ustam direk boğazları temizlememişlerdir ondandır getir bir bakalım dedi. Şimdi servisteki ezberletilmiş teknikerlerdense sanayideki gerçek ustaları tercih ederim. En azından bire bir ustayla muhattapsınız ve sorunu bulana kadar bakıyorlar. Teknik servis ise kullanma klavuzundan okuyup bana anlatıyor ve yapabiliceğimiz bişey yok diyor telefonda. Daha görmeden sonuca varıyor.




  • Sizede sormak istiyorum arkadaşlar. 2010 model 1.4 doch motor getzim var. 2. el aldım ve aralık ayında aldım. Mart ayına kadar aralık ocak şubat gibi soğuk aylarda aracım sakin kullanımda 7- 7,5 litre yakıyordu. Uzun yolda 5 yaktım. arabaya 5 kişi binip yüksek devirle gittiğim zaman ise 9 litre yaktım oda 1 kere oldu haricinde 8,5 litre ile 8 arasındaydı. Havalar güzelleşti fakat aracım 10 litre yakar oldu. Bakıma verdim aracımı 2 kere 10 litre benzin aldım biri petrol ofisinden aldım 90 km yol gittim 2.yi ise shellden aldım 80 km gittim. Ya allah aşkına birisi söylesin mevsimden deseniz havalar ısındı.. Şu bu desek 3 litre oynarmı ya ? Ve belirtmek isterimki kullandığım yer minibüs caddesi düzlük bir yol yani. Birde belirtmek isterimki yol bilgisayarı anlık gösterirken inanılmaz derece artıyor. Düşük devirde kullansamda artıyor yüksekte kullansamda artıyor. Eskiden böyle değildi. 8 litre gösterirken ışıklarda durdum rölantide 13 litreye kadar çıktı durduğum yerde.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi batu9507 -- 11 Nisan 2014; 19:01:34 >




  • hyunday getz 1.4 dohc otomatikler kaç yılından başlıyor.birisi 2005 model yazmış ilana 2005 model olurmu
  • kartvel08 kullanıcısına yanıt
    Eski kasada 1.4 yok

    Ama 1,33 oldugu icin 1.4 vergi diliminde

    Satan kiside cogu satici gibi 1.3 deyip yaniltmamak istememis olabilir



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi JackDaniels -- 11 Nisan 2014; 20:48:48 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hocam km veya yıl olması gerektiği için o şekilde bu konuda servisi suçlamanız yersiz. Onlar sütten çıkmış ak kaşık değiller orası öyle ancak sizin kayışını değiştirmeyen sanayi ustası size iyilik mi etmiş oluyor o kayış nasıl değişir biliyor mu yoksa eriniyor (üşeniyor) mu?
    Bu durumu Aktuz bey yukarıda açıklamış.

    İkinici durumsa beğenmediğiniz durumu söyleyecek muhattap bulabilmemiz. İlk kez gittiğiniz bir usta, bir sıkıntı olursa ikinci gün sizi tanıyacak mı seninle yüzyüze muhattap olup seni şutlayacak mı? belli mi?

    Arabanın tamiri-bakımı sırasında orada olamıyoruzu açıklamaya çalıştım. Böyle olması sizin güvenliğiniz aracın dşkkatle ele alınması içindir.

    Servis, tamirdense parça değiştirmeyi yeğler meselesiyle ilgili olarak: benim başıma ilk arabayı aldığımda geldi. o dönem 850tl karşılığı değişebilen bir parça (yine o dönem garantide, servis için değişen birşey yok) Değiştirmeye gerek olmadığını kontrollerinin bakımının yapıldığını söylediler (Altunuğzade Uçar oto) . Benim ustam da böyle diyordu, hatta bir tek aldığım arkadaşın (galeri) ustası değişmesi gerekir dedi. Servis ve ustam haklı çıktı.

    Benim ustam emekli eski bir usta. O da servisi yada kendi önerdiği ustaları işaret ediyor.

    Evet kaporta tamir edilirse, milli servet adına iyi bir iş yapılmış olur(değiştirmektense) ancak motor aksamı vs için durum bence bu değil.
    Bu algı, ikinci el piyasasındaki "değişeni yok" meselesidir bence. değişeni yok da niye yok diyen de yok!

    Aracın değeri düşer falan... Anlayana satarsın olur biter....

    sizin özel sorununuzu çözememiş olması ancak bir istisnadır ve istisna her yerde olur genellenemez diye düşünüyorum. Ancak sakin bir yaklaşımla servis çalışanlarını bu konu üzerinde odaklanmaları için motive edebilirsiniz.
    Yazınızdaki agresifliği -servise karşı- (bana da öyle gelmiş olabilir) sanayide ustalara gösterirseniz demirle kovalanabilirsiniz, dikkatli olunuz...

    Saygılar, sevgiler tüm foruma...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Özgür Geo -- 11 Nisan 2014; 21:58:47 >




  • JackDaniels kullanıcısına yanıt
    Yani 1.4 degil 1.3 Lerin cok yaktigini
    Ve gitmedigini duymustum



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kartvel08 -- 11 Nisan 2014; 23:07:06 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kartvel08

    Yani 1.4 degil 1.3 Lerin cok yaktigini
    Ve gitmedigini duymustum





    Valla bendeki 1.4 cokda farki yok acikcasi

    1.3 te kullanmistim otomatik

    Az yaktirmak istiyorsan 1.4 unde uctugunu soyleyemem

    Kasa muadillerine gore agir cunku

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • CANLI BAĞLANTI.. İstanbul Maslak oto sanayi den bildiriyorum.. Tüm filtreler 70tl (Mazot ve yağ filtresi orjinal)
    5 litre Castrol Edge 5-40 yağ 120 tl
    İşçilik 50 tl.
    Toplam:240 tl
    Birazdan parçalar değişiyor..Siz sağ ben selamet
    Yorumları beklerim..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Arkadaşlar bir sey sorucam ;
    Yetkili servisten sadece parça almak mümkün mü? Örneğin orjinal filtreleri ve V kayışımı alsam. Sadece parça parası ödesem olur mu?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: DeArAnGeL

    Arkadaşlar bir sey sorucam ;
    Yetkili servisten sadece parça almak mümkün mü? Örneğin orjinal filtreleri ve V kayışımı alsam. Sadece parça parası ödesem olur mu?

    Ben az önce yetkili servis den mazot ve yağ filtresi aldım.. Parasını ödedim çıktım. Şimdi başka yerde taktırıyorum

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 13621363136413651366
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.