Şimdi Ara

Hükümetin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Askıda Olarak Seçime Gitmesi

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
4
Cevap
0
Favori
108
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Türkiye, OHAL kararının ardından AİHS'ni askıya aldığını 21 Temmuz 2016'da Avrupa Konseyine tebliğ etti.(Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yolu her zaman açıktır.)Ohal sürekli devam ettiği için AİHS'nin askıda kalma süreci devam ediyor.


    AİHS’nin 15’inci maddesi, sözleşmeye taraf devletlere, istisnai koşullarda sözleşme kapsamındaki belirli hak ve özgürlükleri koruma yükümlülüklerini “geçici, kısıtlı ve denetimli” şekilde askıya alma hakkı tanıyor. Ancak bu hüküm belirli koşullarda uygulanabiliyor. AİHS yalnızca “savaş zamanında veya ulusun varlığını tehdit eden başka tehlikeli hallerde” askıya alınabiliyor. Devletler, sadece “durumun kesinlikle gerektirdiği ölçüde” sözleşmede öngörülen yükümlülüklere aykırı tedbirler alabiliyor. Yükümlülüklere aykırı tedbirlerin, “devletlerin uluslararası hukuktan doğan başka yükümlülüklerine ters düşmemesi” gerekiyor.

    Tüm bunlara ek olarak ve daha da önemlisi, devletler AİHS’de öngörülen belirli haklara aykırı tedbirler alamıyor. AİHS’nin yaşam hakkıyla ilgili 2’nci, işkence ve kötü muamelenin önlenmesiyle ilgili 3'üncü, kölelik ve zorla çalıştırılma yasağıyla ilgili 4’üncü ve kanunsuz ceza olmayacağı kuralına ilişkin 7’nci maddeleri askıya alınamıyor. Benzer şekilde AİHS’ye ek 6 No’lu protokolün 1’inci maddesine (barış zamanında ölüm cezasının kaldırılması), AİHS’ye ek 13 No’lu protokolün 1’inci maddesine (ölüm cezasının kaldırılması) ve AİHS’ye ek 7 No’lu protokolün 4’üncü maddesine (aynı suçtan iki kez yargılanmama ve cezalandırılmama hakkı) aykırı tedbirler alınması da mümkün değil.

    Türkiye AİHM denetiminden çıkmadı

    Buna karşılık, AİHS’yi askıya almak bir devletin AİHM denetiminden çıktığı anlamına gelmiyor. AİHM Yazıişleri Müdür Yardımcısı Hasan Bakırcı, “AİHS’nin askıya alınması taraf devletlerin bireylerine AİHM kapısı kapandı anlamına gelmiyor. Hak ihlaline kanaat getiren bireyler AİHM’ye başvurmaya devam edebilir. Esasen AİHM’ye başvuru konusunda hiçbir şey değişmiyor” diyor.

    Bakırcı, AİHS’nin askıya alınmasının bir ülkenin AİHM önünde OHAL kapsamındaki olası ihlaller nedeniyle mahkum olmayacağı anlamına gelmediğine de vurgu yapıyor: “AİHM bu konuda ileride kendisine gelecek olası başvurulara ‘orantılılık’ ve ‘durumun zorunluluklarının kesin olarak gerektirdiği ölçüde’ ilkeleri temelinde bakacak. Türkiye 1990’lı yıllarda Güneydoğu’daki OHAL uygulaması kapsamında da AİHS’yi askıya almıştı. Oradan gelen bazı davalarda 30 güne kadar çıkan gözaltı süreleri AİHM tarafından kabul edilemez bulundu”.

    OHAL kapsamında yaşanacak olası hak ihlallerinin Strasbourg Mahkemesi önüne gelebilmesi için, her zaman olduğu gibi öncelikle tüm iç hukuk yollarının tüketilmesi gerekiyor.


    Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi



    Link



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Surpentor -- 20 Nisan 2018; 23:17:35 >







  • Hak ihlalinden çıkan iki gazeteciyi aihm kararından bıraktılar zaten, aihm yolu kapalı olmadı hiç.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • AFK_is_now_AFK kullanıcısına yanıt
    Ben kapalı demedim ki
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.