Şimdi Ara

Honda'dan Yeni Nesil Motor: EarthDreams - Çift Kavrama Şanzımana Sahip Accord ve SH-AWD sistemi (8. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
261
Cevap
1
Favori
13.651
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Şu TSI-DSG'ler patlar muabbetinden bir sıkılmadınız gitti hey allahım ya ne şanzımanmış ne turbo motormuş... Kullanıcısına değil de, kullanmayanına daha çok acı ve problem yaşatıyor adeta, hergün bindiğim, kullandığım araba olmasa vallahi zaman ayarlı C4 bomba zannederdim..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gorkemuse


    quote:

    Orijinalden alıntı: oquzdag

    kişisel tartışmaya gerek yok

    turbo
    direk püskürtme
    common rail, dizel
    çift kavrama


    bunlar içten yanmalı motorlu araçların buğünü ve geleceği, hiç boşuna parmaklarınızı yormayınız.


    Oraya hybrid ve elektrikli yi ekle malum 3 ay sonra basliyor senlik.. 2-3 seneye gorecegiz gelecek neymis

    mesajıma dikkat et, içten yanmalı motorlu araçlar demişim. elektirikliler ayrı. otomotivin geleceğinden bahs etmedim.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: oquzdag

    kişisel tartışmaya gerek yok

    turbo
    direk püskürtme
    common rail, dizel
    çift kavrama


    bunlar içten yanmalı motorlu araçların buğünü ve geleceği, hiç boşuna parmaklarınızı yormayınız.



    Zamanında PUMPE DUSE DIZELE ve 1.6 FSI'larada aynısını dıyorlardı.

    Sessiz sedasız alaşağı edildiler.




  • Benim mesajımı kim sildi ve neden sildi? Lütfen birisi bir açıklama yapabilir mi?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: oquzdag


    quote:

    Orijinalden alıntı: ZSARA

    Geçen gün ex-silver arkadaşımla yaptığım konuşmadan sonra, hazır yolumda düşmüşken bir VW bayisine uğradım tekrar. ex-silver arkadaşımın savunduğu konularda kendisine haksızlık yapmış olmamak için 3. kez DSG şanzımanlı TSI motorlu bir Golf test ettim (Kullandığım Golfler haricinde).

    VW Golf 1.4 TSI 122 PS DSG idi test ettiğim araç, aracın 0 dan 100 km/h hıza ulaşması 9.7 saniye sürdü GPS (navigasyon değil - Outdoor GPS) verisi ile. Araç hızlanma konusunda oldukça istekli ve stabil bir sürüş sağlıyor. Ancak Giulietta 1.4 170 PS lik araçta karşılaştığım durum bu araçta da gözüme çarptı. Araç 160 km/h hıza kadar çok nazlanmadan ulaşıyor ama 170 km/h hızdan sonra nazlanmaya başlıyor. Bu süratlerdeki inanılmaz yakıt tüketiminden hiç bahsetmiyorum bile.

    Neyse esas mevzuyu bozmayayım, lafı DSG ye getireceğim çünkü konu yine her zaman ki gibi VW ve DSG ye bağlanmış. Gerçekten sarsıntısız ve motor performansını törpülemeden çalışmasına rağmen ben DSG şanzımanı sevemedim çünkü aracın ilk hareketlenmelerinde çok kararsız ve tepkisiz davranıyor. Şöyleki örneğin durdunuz ve aracı dar bir araya park edeceksiniz. İlk hareketlenme ile ileri geri manevralarında kullanıcıyı yoruyor ya da hafif bir rampanın önünde durdunuz ve burayı yavaş yavaş çıkıp aracı park edeceksiniz, gaza daha ısrarlı basmanız ve aniden hızlanmamak için tetikte olmanız gerekiyor. İşte böyle durumlarda yoruyor kullanıcısını. Tork konvertörlü A/T şanzımanlarda ya da EDC de böyle bir sıkıntıyla karşılaşmamıştım ben. Zorluyor demiyorum ama benim canımı sıktı açıkçası bu durum.

    tdi dsg si farklımıdır bilmiyorum ancak, yanaşırken küçük hareketlerde tam otomatik gibi davranabiliyor. bahs ettiğiniz durumu çok iyi biliyorum, robotize debriyajın temel sorunudur. tsi dsg çok fazla kullanmadım, belki dizelin rolantisi daha yüksek kesinlikle sorun yok. ama yinede tam otomatiğin freni bırakınca ilerlemesi kadar rahat değil, çok dik yokuşlarda dediğiniz gibi oluyor.

    Tespit çok doğru, DSG şanzımanlar tam otomatik gibi kendilerini bırakmıyor malesef, dolayısıyla dar alandaki manevralar DÜZ vitese göre bile daha zorlayıcı olabiliyor.. Buna benzer birşeyi araç izlenimlerimde aktarmıştım sanırım.

    Ayağınızı gazdan çektikten yaklaşık 1 saniye civarı sonrası çok hafif bir ileri gitme eğilimi oluyor, zaten bu eğilimin yetersiz şiddette ve geç gelmesi yüzünden Yokuşlarda geri kaçırmalar meydana geliyor., bu 160hp'lik Passat CC'de de aynı, 85hp'lik Fındık motorlu Polo'mda da aynı.




  • Ya bu belirli arkadaşlar madem rahatsızlar girmesinler japon araçlarının konularına. Konu başlığına bakın ama yine vw tartışılıyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gorkemuse

    quote:

    Orijinalden alıntı: EnginAKB

    quote:

    Git bak showrooma 2.2 dizel otomatik cr-v var ama 125 bin tl bide yillik 3000tl ye yakin vergisi. Ama bi tek senin ulkende boyle neyse senide dusunup getiriyorlar meshur dizel motoru.


    Sagolun sunuda ogrenmis olduk sizden.
    Bmw, Mercedes, Fiat, Toyota, Renault, Vw, Gm, Psa...
    Birtek bizim icin uretiyorlarmis kucuk hacimli dizelleri.
    Cok mutlu oldum bu kadar onemli bir ulke oldugumuzu, bize bi yontemle ogrettiginiz icin.


    Hocam adam orada onu mu demek istemiş??

    Bir tek bu ülkedeki böyle bir vergi saçmalığı var ama yine de getiriyorlar motoru demeye çalışmış.

    Evet tam olarak onu demek istemiş, eğer biraz Türkçe biliyorsak zorlama bile yapmadan bu mana çıkar.
    Adamların zaten 2.2 Dizel motoru var, birtek bizim ülkedeki vergi uygulaması saçma bu motor bize uymuyor,
    Saygıdeğer Honda'da lutfederek marabalarına 1.6 dizeli bahşetmiş, iyi öyle madem alın sizede 1.6 yaptım demiş,
    arkadaşın tam olarak söylediği budur. Hiç öyle evirmeye çevirmeye gerek yok.

    Ben de bunun üzerine sordum, öyleyse diğer tüm uluslararası markalar sadece bizim için 1.6 ve altı dizel motor üretiyorlar diye.
    Mercedesin Renault ile ortak geliştirilen düşük hacimli dizel motor üretmesi yada sadece Renault'tan motor alıp montaj yapması,
    yine düşük hacimli dizel motora ihtiyaç olduğu gösterir bize ki.
    Diğer verdiğim markaların tamamı kendi dizel motorlarını üretiyorlar,
    malum BMW bile 1.6 hacimli dizelle araç satmaya başladı.

    quote:

    Orijinalden alıntı: aanil

    quote:

    Orijinalden alıntı: EnginAKB

    quote:

    Git bak showrooma 2.2 dizel otomatik cr-v var ama 125 bin tl bide yillik 3000tl ye yakin vergisi. Ama bi tek senin ulkende boyle neyse senide dusunup getiriyorlar meshur dizel motoru.


    Sagolun sunuda ogrenmis olduk sizden.
    Bmw, Mercedes, Fiat, Toyota, Renault, Vw, Gm, Psa...
    Birtek bizim icin uretiyorlarmis kucuk hacimli dizelleri.
    Cok mutlu oldum bu kadar onemli bir ulke oldugumuzu, bize bi yontemle ogrettiginiz icin.


    Vasat olan motoru arastirdinmi? Odullu bi motor oldugundan haberin varmi ? Emisyon degerleri en basarili motorlardan biri ayrica 180 hp lik versiyonuda mevcut ki ben bu motoru yinede savunmadim sadece bu firmanin dizel motor urettigini soledim. Yeni gelecek olan 1.6 dizel motorda emisyon degerleri ve hp olsun en basarililardan biri resmi olarak aciklanmis verileri arastirabilirsin ve bu motor 2 versiyon olarak sunulacak.

    Yine arastirirsan mersedesinde en dusuk 2.2 dizel motoru oldugunu yeni a ve b serisinde reno motorlari kullancagini acikladi.


    Bi firmaya sallarken az tarafsiz olun. Sen simdi hondaya bu kadar laf ediyorsun mersedese gik diyemessin. He premium marka diye hic savunma bmw ve audi kendi dizel motorlarini kendi uretiyor.

    Koskoca mersedes 1.6 dizel motor uretmeyi bilmiyormu?


    O kadar ödülden Honda kullanıcısı için 2.2 Litre gibi bir hacimden 140 HP lik bir ödülü uygun görmüş.
    Çok araştırmışsın etmişsin yine Honda'nın gizli beygirlerini açığa çıkarmışsın.
    Biz Türkiye'de hiç 180 HP lik ne bir Accord ne de CRV görmedik, Civic'e takmaya filan zaten yüzleri yoktur sanırım.

    Zaten Hondanın TR resmi sitesinde 2.2 Dizel motorun teknik verileri açılmıyor sanırım koymaya utanıyorlar,
    açın bakın sizde göremeyeceksiniz, diğer motorlar açılıyor o motor açılmıyor.

    Bu işin şakası tabi ama, inanınki bu motorun sadece gereksiz hacim büyüklüğü, gözünüzde de gereksiz, mesnetsiz bir büyüklüğe yol açmış.

    Ayrıca Mercedes'e de saçma bulduğum noktalarda bal gibi gık da derim, cık olmamış da derim.
    Örneğin C seri makyajlanmadan önce rezil bir içe sahipti, bu nu gayet güzel dile getiririm.
    Eğer kronik sorunu varsa, saçma sapan hataları varsa hangi marka olursa olsun dile getiririm,
    objektif olarak yorumumu yaparım o sizin düşünce yapınız sanırım, bende öyle bir engel yok.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi EnginAKB -- 19 Ocak 2012; 0:10:22 >




  • Tamam hocam çıkıyor...

    Biz sıkıyoruz sallıyoruz bilmiyoruz cahiliz sallamasyon atıp tutuyoruz.. Yaşımız kaç baba parası tamam hadi gidin artık buradan

    Kötü Honda en VW..

    Oldu mu?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gorkemuse

    Tamam hocam çıkıyor...

    Biz sıkıyoruz sallıyoruz bilmiyoruz cahiliz sallamasyon atıp tutuyoruz.. Yaşımız kaç baba parası tamam hadi gidin artık buradan

    Kötü Honda en VW..

    Oldu mu?

    Kimse en kötü Honda demedi.
    Ama en iyi'de değil, Kral hiç değil, en azından herkes için değil, başka bakış açıları da var.

    Benimde öncelik sıralamamda Honda'nın bir modeli ilk sıraya yerleşir gider alırım.
    Bu fiyat politikası olur, şanzıman olur, motor olur vs. olabilir.
    Hiç bir zaman marka bağımlılığım fanlığım olmadı, olmazda.

    Ayrıca forumdan yada herhangi bir konudan kendimi 'çıkarma-gönderme' yetkisi
    ancak bana aittir. Burası bir forum, Polyanna yetiştirme ve tatmin platformu değil.
    Zerre alınmadım, gocunmadım yanlış anlama ama
    sonra başka bir konuda sana aynı tutum sergilenirse hoşuna gitmeyebilir dikkat.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi EnginAKB -- 19 Ocak 2012; 1:18:02 >




  • Tamam iyi forumlar. (Uğraşıp cevap vermişsinniz ancak ben bu muameleden sıkılmaya başladım. Saygısızlık olarak algılamayın)



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi gorkemuse -- 19 Ocak 2012; 1:21:41 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gorkemuse

    Tamam iyi forumlar. (Uğraşıp cevap vermişsinniz ancak ben bu muameleden sıkılmaya başladım. Saygısızlık olarak algılamayın)

    Empati o zaman.

    Size de iyi forumlar arkadaşım.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Janjan

    quote:

    Orijinalden alıntı: oquzdag


    quote:

    Orijinalden alıntı: ZSARA

    Geçen gün ex-silver arkadaşımla yaptığım konuşmadan sonra, hazır yolumda düşmüşken bir VW bayisine uğradım tekrar. ex-silver arkadaşımın savunduğu konularda kendisine haksızlık yapmış olmamak için 3. kez DSG şanzımanlı TSI motorlu bir Golf test ettim (Kullandığım Golfler haricinde).

    VW Golf 1.4 TSI 122 PS DSG idi test ettiğim araç, aracın 0 dan 100 km/h hıza ulaşması 9.7 saniye sürdü GPS (navigasyon değil - Outdoor GPS) verisi ile. Araç hızlanma konusunda oldukça istekli ve stabil bir sürüş sağlıyor. Ancak Giulietta 1.4 170 PS lik araçta karşılaştığım durum bu araçta da gözüme çarptı. Araç 160 km/h hıza kadar çok nazlanmadan ulaşıyor ama 170 km/h hızdan sonra nazlanmaya başlıyor. Bu süratlerdeki inanılmaz yakıt tüketiminden hiç bahsetmiyorum bile.

    Neyse esas mevzuyu bozmayayım, lafı DSG ye getireceğim çünkü konu yine her zaman ki gibi VW ve DSG ye bağlanmış. Gerçekten sarsıntısız ve motor performansını törpülemeden çalışmasına rağmen ben DSG şanzımanı sevemedim çünkü aracın ilk hareketlenmelerinde çok kararsız ve tepkisiz davranıyor. Şöyleki örneğin durdunuz ve aracı dar bir araya park edeceksiniz. İlk hareketlenme ile ileri geri manevralarında kullanıcıyı yoruyor ya da hafif bir rampanın önünde durdunuz ve burayı yavaş yavaş çıkıp aracı park edeceksiniz, gaza daha ısrarlı basmanız ve aniden hızlanmamak için tetikte olmanız gerekiyor. İşte böyle durumlarda yoruyor kullanıcısını. Tork konvertörlü A/T şanzımanlarda ya da EDC de böyle bir sıkıntıyla karşılaşmamıştım ben. Zorluyor demiyorum ama benim canımı sıktı açıkçası bu durum.

    tdi dsg si farklımıdır bilmiyorum ancak, yanaşırken küçük hareketlerde tam otomatik gibi davranabiliyor. bahs ettiğiniz durumu çok iyi biliyorum, robotize debriyajın temel sorunudur. tsi dsg çok fazla kullanmadım, belki dizelin rolantisi daha yüksek kesinlikle sorun yok. ama yinede tam otomatiğin freni bırakınca ilerlemesi kadar rahat değil, çok dik yokuşlarda dediğiniz gibi oluyor.

    Tespit çok doğru, DSG şanzımanlar tam otomatik gibi kendilerini bırakmıyor malesef, dolayısıyla dar alandaki manevralar DÜZ vitese göre bile daha zorlayıcı olabiliyor.. Buna benzer birşeyi araç izlenimlerimde aktarmıştım sanırım.

    Ayağınızı gazdan çektikten yaklaşık 1 saniye civarı sonrası çok hafif bir ileri gitme eğilimi oluyor, zaten bu eğilimin yetersiz şiddette ve geç gelmesi yüzünden Yokuşlarda geri kaçırmalar meydana geliyor., bu 160hp'lik Passat CC'de de aynı, 85hp'lik Fındık motorlu Polo'mda da aynı.

    çözüm için bakınız: mazda skyactive drive

    10 km/s hıza kadar tork konvertörü, sonrasında çift kavrama, 150 milisaniye vites geçişi, 6 ileri...




  • biraz geç kaldılar vw bu dizelin ekmeğini çok yedi şimdi mazot ile benzin arasında nerdeyse bir fark kalmadı
  • birde açık saçık ortada olan, i-shift ve mmt gerçeği var. kimse bu iki şanzımana sorunsuz diyebilir mi? muadilleri kadar sorunlu.
    hani honda kobay olarak kullanmıyor du?
    hani honda üretmeden önce çok iyi inceliyor du?

    hondanın veya toyotanın biraz güncel teknolojisi üretmeye kalkınca neler yaşadığı ortada. birde direk püskürtme,turbo ve çift kavramaya girerlerse ozaman göreceğiz, sorunsuzluğu.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 19can84

    quote:

    Orijinalden alıntı: Janjan

    quote:

    Orijinalden alıntı: oquzdag


    quote:

    Orijinalden alıntı: ZSARA

    Geçen gün ex-silver arkadaşımla yaptığım konuşmadan sonra, hazır yolumda düşmüşken bir VW bayisine uğradım tekrar. ex-silver arkadaşımın savunduğu konularda kendisine haksızlık yapmış olmamak için 3. kez DSG şanzımanlı TSI motorlu bir Golf test ettim (Kullandığım Golfler haricinde).

    VW Golf 1.4 TSI 122 PS DSG idi test ettiğim araç, aracın 0 dan 100 km/h hıza ulaşması 9.7 saniye sürdü GPS (navigasyon değil - Outdoor GPS) verisi ile. Araç hızlanma konusunda oldukça istekli ve stabil bir sürüş sağlıyor. Ancak Giulietta 1.4 170 PS lik araçta karşılaştığım durum bu araçta da gözüme çarptı. Araç 160 km/h hıza kadar çok nazlanmadan ulaşıyor ama 170 km/h hızdan sonra nazlanmaya başlıyor. Bu süratlerdeki inanılmaz yakıt tüketiminden hiç bahsetmiyorum bile.

    Neyse esas mevzuyu bozmayayım, lafı DSG ye getireceğim çünkü konu yine her zaman ki gibi VW ve DSG ye bağlanmış. Gerçekten sarsıntısız ve motor performansını törpülemeden çalışmasına rağmen ben DSG şanzımanı sevemedim çünkü aracın ilk hareketlenmelerinde çok kararsız ve tepkisiz davranıyor. Şöyleki örneğin durdunuz ve aracı dar bir araya park edeceksiniz. İlk hareketlenme ile ileri geri manevralarında kullanıcıyı yoruyor ya da hafif bir rampanın önünde durdunuz ve burayı yavaş yavaş çıkıp aracı park edeceksiniz, gaza daha ısrarlı basmanız ve aniden hızlanmamak için tetikte olmanız gerekiyor. İşte böyle durumlarda yoruyor kullanıcısını. Tork konvertörlü A/T şanzımanlarda ya da EDC de böyle bir sıkıntıyla karşılaşmamıştım ben. Zorluyor demiyorum ama benim canımı sıktı açıkçası bu durum.

    tdi dsg si farklımıdır bilmiyorum ancak, yanaşırken küçük hareketlerde tam otomatik gibi davranabiliyor. bahs ettiğiniz durumu çok iyi biliyorum, robotize debriyajın temel sorunudur. tsi dsg çok fazla kullanmadım, belki dizelin rolantisi daha yüksek kesinlikle sorun yok. ama yinede tam otomatiğin freni bırakınca ilerlemesi kadar rahat değil, çok dik yokuşlarda dediğiniz gibi oluyor.

    Tespit çok doğru, DSG şanzımanlar tam otomatik gibi kendilerini bırakmıyor malesef, dolayısıyla dar alandaki manevralar DÜZ vitese göre bile daha zorlayıcı olabiliyor.. Buna benzer birşeyi araç izlenimlerimde aktarmıştım sanırım.

    Ayağınızı gazdan çektikten yaklaşık 1 saniye civarı sonrası çok hafif bir ileri gitme eğilimi oluyor, zaten bu eğilimin yetersiz şiddette ve geç gelmesi yüzünden Yokuşlarda geri kaçırmalar meydana geliyor., bu 160hp'lik Passat CC'de de aynı, 85hp'lik Fındık motorlu Polo'mda da aynı.

    çözüm için bakınız: mazda skyactive drive

    10 km/s hıza kadar tork konvertörü, sonrasında çift kavrama, 150 milisaniye vites geçişi, 6 ileri...









    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi The Division Bell -- 19 Ocak 2012; 15:20:09 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: oquzdag

    Haluk bey, sevgili dostum,

    konu açık, uzun açıklamn için teşekkür ederim. burada gözden kaçırdığınız husus şu. Honda geniş halk kitlelerinin kullandığı alanlarda, turbo benzin, turbo benzin artı direk püskürtme veya kendi geliştirdiği başka bir teknolojiyi satmaya başlamamıştır. aynı şey çift kavrama otomatik şanzıman içinde geçerlidir. dolayısıyla vw nin tüketicileri kobay olarak görmesi düşüncesinin honda da olmadığını ancak hondanın bu yeni teknojileri üretip 5 yıl sonra sorunsuz oldukları ispatlanırsa anlayabiliriz.

    haksızmıyım?

    Oğuzcum tekrardan merhaba,

    2 gündür bir yoğunluğum vardı kusura bakma ancak yazabiliyorum.


    Gözden kaçırdığımı düşündüğün noktalarla ilgili birkaç şey yazayım :

    Honda geniş halk kitlelerinin kullandığı alanlarda, turbo benzin, turbo benzin artı direk püskürtme veya kendi geliştirdiği başka bir teknolojiyi satmaya başlamamıştır demişsin.


    Öncelikle şunu belirteyim, Japon hükümeti, Honda'nın kurucusu Soichiro Honda'ya otomobil üretme iznini 1966'de vermiştir:

    http://www.nndb.com/people/186/000175658/


    Yani ülkemizde Anadol'un ilk üretilmeye başlandığı yılda. :)

    http://tr.wikipedia.org/wiki/Anadol


    Bahsettiğin teknolojilerin neredeyse tamamı çok daha önceki yıllarda başka kişiler veya firmalarca bulunmuştur.


    Honda otomobil üretmeye başladıktan sonra geçen bu 45 yıl içinde geniş halk kitlelerine ulaşabilmiş teknolojileri üretmiş ve de satmıştır.


    a) Daha öncesinde başka üreticilerin de denemiş olduğu değişken zamanlı sübap teknolojisini (Hondadaki adı VTEC) geniş halk kitlelerine ilk Honda satmaya başlamıştır. Aralarında BMW (VANOS) ve Porsche (VarioCam) gibi üreticilerin de bulunduğu diğer üreticilere ilham vermiştir.


    http://tr.wikipedia.org/wiki/VTEC

    http://en.wikipedia.org/wiki/VTEC


    b) Benzer bir şekilde sürekli değişken sübap teknolojisini de geniş halk kitlelerine ilk satan firmanın Honda olduğu kabul edilir.

    quote:

    VTEC can be considered the first "cam switching" system and is also one of only a few currently in production.


    http://en.wikipedia.org/wiki/Variable_valve_timing


    c) Pek yeni bir teknoloji olmasa da geniş halk kitlelerine ulaşmak bakımından şunu söyleyebilirim: Dünyanın en büyük içten yanmalı motor üreticisi Hondadır.

    http://en.wikipedia.org/wiki/Honda


    d) Bizim ülkede popüler değil diyeceksin ama hybrid teknolojisini (Toyota'dan 2 yıl sonra) Honda kendi araçlarına adapte etmiş ve yılda 200 bin adet hybrid araç üretmektedir. Ülkemizde bu yıl 800 bin civarında araç satıldığını düşünürsek bu rakamı "geniş halk kitlesi olarak" adlandırır mısın bilmem? :)

    http://en.wikipedia.org/wiki/Hybrid_electric_vehicle

    http://world.honda.com/automobile-technology/IMA/detail/


    e) Dünyanın ilk seri üretim Hidrojenli aracını üreten marka da Hondadır.

    Honda belki şu an kendi geliştirdiği bu teknolojiyi geniş halk kitlelerine satmıyor olabilir ama aşağıdaki 2 gerekçeden dolayı gelecek hidrojenli araçlarda olacak.

    quote:



    1. Sıfır emisyon. Sadece su çıkıyor egsozdan.

    2. Hiç bitmeyecek bir yakıt

    .... 2008 den beri Japonya ve Amerikanın California eyaletinde kiralama yoluyla kullanıcıların hizmetinde olan bu aracın en önemli özelliği doğada en bol bulunan element olan hidrojenle çalışması.

    Deposuna hidrojen dolduruyorsunuz, araç dışarıdan oksijen alıyor, bu ikisi motorun içinde tepkimeye sokuyorsunuz ve de üretilen gücün yanında egsozdan nurtopu gibi su çıkıyor sadece.

    ...



    Devamı linkte mevcut:

    http://forum.donanimhaber.com/m_45522817/tm.htm


    Bu arada bir şey daha hatırlatayım izninle :Turbo benzinli motorları yıllardan beri araçlarında kullanan bir firma var: S A A B.

    Bu firmanın son yıllardaki halini hepimiz biliyoruz.

    Tamam, o performans için bunu kullanıyordu, VW bunu emisyon öncelikli kullanıyor.


    Nasıl kullandığını önceki mesajımda vermiştim.

    Yeri geldiği için bir kez daha vereyim:

    http://www.google.com.tr/search?rlz=1C1ASUT_en-GBTR398TR398&sourceid=chrome&ie=UTF-8&q=tsi+problems


    Bu yüzden böyle kullanmak yerine daha bir temkinli yaklaşıyorlar, test ve sınama sürecini mümkün olduğunca uzatıyorlar diye tahmin ediyorum.

    Ama BTCC yarışlarında bunu deneyip yeni gelecek olan Type R modeline de uygulayacaklarını bildiğimize göre geç olsun güç olmasın mentalitesini uyguluyorlar diye düşünüyorum.



    Çift kavrama olayına önceki mesajımda değinmiştim.

    Bu işler deneme yanılma götürmez.

    http://www.google.com.tr/search?rlz=1C1ASUT_en-GBTR398TR398&aq=f&sourceid=chrome&ie=UTF-8&q=dsg+problems


    Piyasaya sürmeden önceki test sürecinin yeterince uzun olması lazım.

    Bu teknolojiyi henüz otomobillerinde kullanmadıysa vardır bir bildikleri elbet.

    Bu açıdan 5 yıl bekleyip görme önerine sıcak bakıyorum.




    Turbo benzin + direkt püskürtme olayına Honda'nın girip girmeyeceği ile ilgili bir bilgim yok.


    Performans motorlarında gireceğini yukarıda da yazdığım gibi Honda Civic Type R ile görecek gibiyiz.


    Ama standart otomobillerde en azından şimdilik atmosferik benzinli + batarya= hibrid araçlara yönelecek gibi görünüyor.





    quote:

    Orijinalden alıntı: oquzdag

    birde açık saçık ortada olan, i-shift ve mmt gerçeği var. kimse bu iki şanzımana sorunsuz diyebilir mi? muadilleri kadar sorunlu.
    hani honda kobay olarak kullanmıyor du?
    hani honda üretmeden önce çok iyi inceliyor du?

    hondanın veya toyotanın biraz güncel teknolojisi üretmeye kalkınca neler yaşadığı ortada. birde direk püskürtme,turbo ve çift kavramaya girerlerse ozaman göreceğiz, sorunsuzluğu.


    Oğuzcum ayrı yazmış olduğun bu mesajına da burada cevap vereyim.


    Mmt için birşey diyemem zira öncelikli ilgi ve bilgi alanım olan bir firma değil Toyota.

    Sorunlu olduğunu hep okuyoruz gerçekten.



    Ama i-shift ile ilgili tespitlerinde de ciddi bir yanılgı içindesin.


    i-shift vitesler tam otomatiklere veya çift kavramalı robotize şanzımanlara göre farklı çalışma mekanizmasına sahiptir.

    Vites geçişlerini özellikle ilk 2 viteste ciddi olarak hissettirirler.

    Dur kalklarda önceki deneyimlerimize orantılı olarak değişen miktarlarda bize rahatsızlık verirler.

    Çalışma karakterleri böyledir.


    Ama sorunlu değildirler.


    Hele hele muadilleri kadar sorunlu ifadesi külliyen doğru değil.


    Buyur google'a i-shift problems yazınca çıkan sonuçlar:

    http://www.google.com.tr/search?rlz=1C1ASUT_en-GBTR398TR398&aq=f&sourceid=chrome&ie=UTF-8&q=i-shift+problems


    Bunlar da honda i-shift problems yazınca çıkan sonuçlar:

    http://www.google.com.tr/search?rlz=1C1ASUT_en-GBTR398TR398&sourceid=chrome&ie=UTF-8&q=honda+i-shift+problems


    Bunlar da youtube'a honda i-shift problems yazınca çıkan sonuçlar:

    http://www.youtube.com/results?search_query=honda+i-shift+problems&oq=honda+i-shift+problems&aq=f&aqi=&aql=&gs_sm=e&gs_upl=15052l17751l0l18878l6l6l0l0l0l0l395l1824l2-2.4l6l0


    Çıkan sonuçları özet geçeyim mi: SIFIR PROBLEM.

    Bu şanzımanın değişik olduğu, kalkışlarda silkeleme yaşandığı, buna alışmak gerektiği yazıyor.


    İstersen bu linkleri bir de DSG ve TSI için vermiş olduklarımla karşılaştır hala inanmıyorsan.


    Senin problemden anladığın buysa daha diyecek bir şeyim yok Oğuzcum.



    Selamlar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi haluk 23 -- 20 Ocak 2012; 0:37:09 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: EnginAKB

    Pardon ozur diliyorum ama,
    Motosiklet kullanicilari uzerinde deneyince kobay olmuyor, otomobilde deneyince neden kobay oluyor insanlar. Motosiklet suruculeri daha mi az saygin insanlar.?

    Bir ikincisi yine spesifik yarislarda surda burda aldigi birinciliklerden, basarilardan bahsetmissiz. Ustune bastira bastia biz son kullanicilar icin gecerli teknolojilerden bahsettigimizi vurguluyoruz. 1.6 yada 2.0 litre motorlarinin muadil markalardan hicbir ustunlugu yok bunu vurgulamaniz neden bu kadar zor. Olay pist ortamlarina dokuldugunde Hondadan daha basarili markalar var, bu kesin. Ayrica turbo motorlarda, findik hacimde motorlar bile yuzbinlerce Km yi bitiriyor sorunsuz olarak, 10 yila yakindir kanitlanacak bir seyi kalmadi.

    Arkadaşım merhaba,


    Kendi yazdıklarımı senin tespitlerinin ışığında okuyunca özellikle aşağıda 1 numara ile belirttiğim kısımdaki yazdıklarında haklılık payı olduğunu gördüm.


    Şöyle ifade edeyim o zaman:


    1. Honda DCT teknolojisini otomobillerinde kullanmadan önce motosiklet kullanıcıları üzerinde deniyor demek istemedim tabii ki. :)


    Honda motosiklet üreten bir fima ve 1966'da otomobil üretme izni verilinceye kadar motosiklet üretmiş.


    Kaldı ki 1959’dan beri dünyanın en büyük motosiklet üreticisidir Honda.

    http://en.wikipedia.org/wiki/Honda


    Honda DCT çift kavramalı şanzımanı geliştirmiş ama bunun üzerinde çalışmaya devam etmiş ve motosikletlerine ikinci nesil DCT şanzımanı uygulamıştır.


    Aradan geçen bu süreçte henüz DCT şanzıman ile ilgili bir şikayet olmaması da (tıpkı i-shift'te olduğu gibi) sistemi yeterince test ettikten sonra uyguladığının bir sonucudur diyebiliriz.


    Tabii ki insan yapısıdır ve ileride problem yaşanması da muhtemeldir ama bunlar karşısında firmanın alacağı tavır önemlidir ve bunu şu an ben de bilmiyorum.


    Hep birlikte göreceğiz.



    Google'a DCT problems yazınca Honda çıkmıyor ama BMW ve Ford çıkıyor:

    http://www.google.com.tr/search?rlz=1C1ASUT_en-GBTR398TR398&aq=f&sourceid=chrome&ie=UTF-8&q=dct+problems

    Bunlar da Honda DCT problems yazınca çıkan (daha doğrusu çıkmayan) sonuçlar:

    http://www.google.com.tr/search?rlz=1C1ASUT_en-GBTR398TR398&aq=2&oq=dct+problems&sourceid=chrome&ie=UTF-8&q=ford+dct+problems


    Konu başlığını okuyunca ben şunu anlıyorum :

    Honda kendi geliştirdiği, daha sonra da ikinci nesil olarak motosikletlerinde kullandığı DCT şanzımanı artık otomobillerde de kullanmaya karar vermiş.

    Yani bu şanzımanı otomobillerden önce motosikletlerde kullanmasının gerekçesi motosiklet kullanıcılarının kobay olması değil, çift kavramalı şanzımanların teknik olarak motosiklet şanzımanlarına benziyor olmasıdır muhtemelen.


    Ki bunu da otomatik şanzımanlarla ilgili açmış olduğum şu konuda belirtmiştim:

    http://forum.donanimhaber.com/m_50255365/mpage_1/f_/key_//tm.htm



    2. Gelelim biz son kullanıcılar için geçerli teknolojiler olayına.


    Spesifik yarışlar veya şurda burda aldığı birincilikler dediğiniz olay uzun vadede tamamen son kullanıcılara yarayan teknolojilerin denendiği bir arena gibidir.


    Altta Honda'nın Formula 1'e girişi ve kendi motor ve şasisini kendi imal etmesi vurgulanıyor.


    quote:

    ...Honda entered Formula One Grand Prix racing in 1964, just four years after producing their first road car. They began development of the RA271 in 1962 and startled the European-dominated Formula One garages with their all-Japanese factory team (except for American drivers Ronnie Bucknum and Richie Ginther). More startling was the fact that Honda built their own engine and chassis, something only Ferrari and BRM - of the other teams still running in 1962 - had previously done.
    In only their second year of competition, Honda reached the coveted top step of the podium with Ginther's win in the RA272 at the 1965 Mexican Grand Prix. For the new 3.0L rules from 1966, Honda introduced the Honda RA273. Although the RA273's engine was a well-designed, ~360 bhp V12, the car was let down by a relatively heavy and unwieldy in-house chassis. Honda returned to the winner's circle in 1967 with the new Honda RA300, driven by John Surtees. This won the 1967 Italian Grand Prix in only its first F1 race. The RA300 chassis was partly designed by Lola in the UK, and this resulted in the car being nicknamed the Hondola by the motoring press. This was the last competitive car that Honda produced for F1 in the 1960s....




    Altta da Honda motorlarının "power, reliability, sophistication and winning track record" yani " güç, dayanıklılık, gelişmiş olma (sofistike) ve pistte kazanma rekoru" gibi özelliklerini Formula 1 gibi bir arenada ispat ettiğini yazıyor:
    quote:

    Honda as an engine supplier, 1983-1992


    Honda RA121E V12 engine as supplied to McLaren for the 1991 season.
    Honda returned to Formula One in 1983 as an engine supplier for Spirit and stayed in the sport for a decade, at various times teaming with Lotus, McLaren, Tyrrell and Williams. Honda engines were considered the ticket to Grand Prix glory due to their power, reliability, sophistication and winning track record. Honda supplied its engines to six constructor champions, as well as five driver championships (3 by Senna, 1 by Piquet, and another by Prost), before dropping out of the sport again. Honda-powered cars had won 71 Grands Prix, by the end of the 1992 season.


    Bu motorlarla 6 kez üreticiler şampiyonluğu kazandığı da yazıyor.


    Her iki alıntının linki bu:

    http://en.wikipedia.org/wiki/Honda_Racing_F1


    Bu linklerden de görüleceği üzere özellikle dayanıklılık (sorunsuzluk anlamında) profesyonel yarışlarda test edildikten sonra son kullanıcıya sunulan araçlarda mevcut olagelen bir özelliktir.


    Dayanıklılık derken "9000 devir çevirebilen makinelerde bile dayanıklılık" anlamına geldiğini görünüz.


    Daha önce birkaç konuda paylaştığım bu video'yu gururla tekrar paylaşayım:)

    quote:


    Honda'nın ürettiği 15 milyon VTEC motorda tek bir problem bile yaşanmadı.

    15 milyon!!!



    It's probably the greatest contribution ever to the world of cars.!!!


    Yani: "Otomobil dünyasına yapılmış, muhtemelen, en büyük katkı."


    Denecek başka bir şey var mı?



    Pist yarışlarında Hondadan daha başarılı markalar vardır şüphesiz.

    Rekabet iyidir. :)


    3. Turbo motorlarda fındık hacmindeki motorlar bile yüzbinlerce km'yi bitiriyor sorunsuz olarak demişsin ama eskilerin bir sözünü hatırlatayım izninle:

    "Bir köpeğin bir adamı ısırması haber değildir.

    Asıl haber olan bir adamın bir köpeği ısırmasıdır."


    Gelelim sadede:

    Fındık hacimli turbo motorların yüzbinlerce km'yi devirenleri şüphesiz olacaktır.

    Peki ya deviremeyenler ne olacak???

    Birkaç tane de değil üstelik.

    Alıntı içinde verdiklerim şu linkin ilk sayfasındaki farklı internet sitelerindeki TSI problems karşılığında çıkanlar:

    http://www.google.com.tr/search?rlz=1C1ASUT_en-GBTR398TR398&aq=f&sourceid=chrome&ie=UTF-8&q=tsi+problems


    quote:


    http://briskoda.net/forums/topic/152102-engine-problems-yeti-12-tsi/

    http://www.tyresmoke.net/forum/vw-golf-bora-new-beetle/119673-big-tsi-problems.html

    http://www.honestjohn.co.uk/forum/post/index.htm?t=83313

    http://www.youtube.com/watch?v=DlEq5mfIWwg

    http://www.youtube.com/watch?v=GLu73I1QD7M

    http://volkswagenforum.com/forum/volkswagen-jetta-19/jetta-1-4-tsi-problems-34427/

    http://www.carsguide.com.au/news-and-reviews/car-news/volkswagen_golf_118tsi_warning

    http://uk-mkivs.net/forums/p/434059/2972648.aspx

    http://forums.subdriven.com/showthread.php?5530178-Known-TSI-problems

    http://www.golfmk6.com/forums/showthread.php?t=1832


    (EKLEME: youtube linkleri açılmıyor.

    Onun için quote ettiğim yerdeki youtube linklerine tıklamak gerekiyor.)


    Devamında daha bir sürü sayfa var.

    Bunlar sadece ilk sayfa.

    Ve bu linklerin çoğunda başka TSI problem konuları da mevcut.

    Ama dediğim gibi her linkten tek bir konuyu burada paylaştım.



    10 yıla yakındır kanıtlanacak birşey kalmadı demişsin arkadaşım.


    Linklere bakınca ben öyle düşünmüyorum, düşünemiyorum.


    Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.


    Her yeni teknoloji yeterince denenmeden piyasaya sürülmemelidir.

    Bu süre bazen 3-5 milyon km olur, bazen 5-10 yıl.

    Bazen de her ikisi birden.


    Son kullanıcı olarak bizler elimize gelen ürüne bakarız.

    Honda beni bu konuda hiç ama hiç yanıltmadı.


    İnşallah diğer marka kullanıcıları da benzer bir ifadeyi kendi kullandıkları ya da birgün sahip olmak istedikleri araçlar için söyleyebilirler birgün.


    4. Mevcut 1.6 ve 2.0 Honda motorlarının muadil markalardan hiçbir üstünlüğü yok demişsin.


    Muadil markaların atmosferik motorlarından yerine göre daha az yakan veya daha performanslı olabilen motorlardır Honda motorları.

    Yukarıdaki mesajımda da belirtiğim gibi VTEC ve i-VTEC teknolojisi ile gaza basış şiddetine göre aynı motordan ekonomi ya da performans öncelikli bir çalışma karakteri elde edilebiliyor.


    Ve bunu da yukarıda yazdığım üzere "dayanıklılık" anlamında sorunsuzca yapıyor.

    Ama galiba sen 1.6 ve 2.0 motorların muadil markaları derken daha yeni teknoloji kullanan yani 1.6 ama turbo benzinli ya da 2.0 ama turbo benzinli olarak kastediyorsun.


    Eğer Honda "sorunsuzluk" ile ilgili kısmını aştığına inanırsa muhtemelen bu motorlara da bir cevap verecektir diye düşünüyorum.

    Ki dediğim gibi 2.0 turbo benzinli Civic Type R gelmek üzere.


    Nazik hatırlatman ve düzeyli mesajın için teşekkür ederim bu arada.


    Selamlar.

    edit: Cümle düşüklüğü



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi haluk 23 -- 20 Ocak 2012; 0:41:26 >




  • bu vosvoscular adama resmen cinnet gecirtir.

    bir cinnet her seyi halleder ulen..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: haluk 23
    ...

    Merhabalar...
    Mesajının bi hayli uzun olduğu için alıntı yapmak istemedim.
    Bireysel bir kullanıcı olarak inanınki markadan bağımsız olarak,
    yeteri kadar güç üreten, bu gücü mümkün olduğu kadar sorunsuz ve kayıpsız olarak yola yansıtan,
    bunu da en mantıklı fiyat politikası ile yapan marka,
    Menşe-i, ismi ne olursa olsun tercihim, tercihimiz olacaktır.

    Honda'nın aslında eleştirdiğim noktası Global olarak yakaladığı ivmeyi,
    kullanıcısına gereğinden fazla tehir ederek, ayrıntılara önem vermeden sunması.
    Motor performansı istiyoruz evet, ama kontak anahtarından, cam açma düğmesine kadar
    biraz da konfor hissimizin okşanmasını istiyoruz. Umarım bunları da ekler ve tercih sıralarında
    daha üstlerde yer bulur kendine.

    Ben de üşenmeden araştırma-alıntı yaparak yazdığınız bilgilendirici mesajdan ve
    nazik uslubunuzdan dolayı teşekür ediyorum.

    İyi forumlar.




  • Haluk abiden yine bitirici vuruş gelmiş
  • 
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.