Şimdi Ara

Hem Evrim Hem de Tanrı Vardır (8. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
189
Cevap
0
Favori
4.436
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: razor6247

    ozaman bu iddiayı sorgularım

    1- yaratım kavramının açılımı nedir
    2- evrenin yaratıldığına dair gözleminiz nedir
    3- deusunuzun varlığı ve özellikleri hakkındaki bilginiz nereden gelmektedir
    4- deusunuzun yaratım eylemini ne zaman ve nasıl ortaya koyduğu bilgisine nasıl ulaştınız
    5- deusunuz ortaya eylem koyduğuna göre kendi zatı da evrilmektemidir?

    bunlara rasyonel cevaplar alırsak
    iddiayı ciddiye almak üzere sol kaşımızı da kaldırabiliriz.....

    Aslında bu soruların muhatabı ben değilim, çünkü agnostik kalıbına uyuyorum. Sadece ben olası soruları buraya yazıyorum. Yoksa önce tanrının varlığının kanıtlanması gerekirdi.



    Sorularına gelelim.



    1) Yaratmak yoktan var etmek anlamında kullanılıyor. Örneğin demir elementi yokken var oluyor gibi. Ama var olurken bir yerden başka bir yere taşınması değil. 0 iken 1 oluyor gibi düşünülebilir. Evrenin bu şekilde komple yaratılmasını bir deist öne sürebilir.



    2) Gözlem yok, tahmin var, düşünce var, inanç var. Büyük Patlama Teorisi bu inancı körüklüyor olabilir. Ama en başta deizmin de diğer dinler gibi bir inanç içerdiğini kabul etmek gerekir. Sonuçta bu bir inanç. Kesinliği zaten yok.



    3) Bilgi yok, inanç var. Sadece inanç. Dinler zaten sadece inançtan ibarettir. Deizmde de tanrının nitelikleri sanırım bilinmiyor. Deizm zaten bir inanç ama uyulması gereken kanunları olan, yasakları olan bir yaşam tarzı değil. Tanrı vardır ve yaratmıştır o ka'ar.



    4) Bilgi yok, sadece inanç var. Bu da inançlardan inançlara göre değişiyor ama bilgi yok. Dünya'nın 6 günde yaratılıp 7000 bin yaşında olduğuna inanan da var, düz olduğuna inanan da. (2017 yılında Dünya düzdür diyen bulursun hem de Türkiye'de.) Arkasına sığınılan yine Büyük Patlama Teorisi var. Evren 13,5 milyar yaşında diyor. Tanrı işte o zaman yaratmış olabilir diyen büyük bir kitle var. Ama o zaman da evreni tanımlamak gerekiyor. Zira Büyük Patlama öncesinde zaman diye bir kavram yok. Zaten zaman yok, uzayzaman var. Evren tanımlamalarını da yapmak gerekiyor.



    5) Deizmde böyle bir şey yok. Diğer inanç ve dinlerde tanrıların evrilmesiyle ilgili bir şey var mı bilmiyorum. Ama hiç sanmıyorum. Ayrıca tanrı evrilse ne olur evrilmese ne olur. Bu sorgulama bize neyi verecek ki?



    Valla soruların güzel ama son soruya hiç anlam veremedim. Bağlamaya çalışıyorum konuya da yok bağlanmıyor. Çünkü tanrının yarattığı evrenin müsade ettiği evrim için tanrının da evrilmesi gerektiğini düşündüren bir neden yok ortada? Yine hatırlatalım tanrının​ varlığı bir inanç. Ben inançla uğraşmam bana bilimsel ispatlarla gelin, bana bilgiyle gelin diyorsan sen de benim gibi düşünüyorsun. Ama üzgünüm ortada ispat filan yok.



    Gerekirse kaşlarını çatabilirsin de.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Kartal Göz kullanıcısına yanıt
    quote:

    1) Yaratmak yoktan var etmek anlamında kullanılıyor. Örneğin demir elementi yokken var oluyor gibi. Ama var olurken bir yerden başka bir yere taşınması değil. 0 iken 1 oluyor gibi düşünülebilir. Evrenin bu şekilde komple yaratılmasını bir deist öne sürebilir.


    modern bilim
    artık atomik yapının içine girmiş ve uzayın dokusunu incelemeye başlamıştır
    yoktan varolma gibi şeylerin yerini
    higgz alanı, beta çürüme, ışık, kara delikler, genel olarak kuantum mekanikleri
    vb. gibi bilimsel kavramlar almıştır

    ancak bunların birer yaratım deil
    bir bütün olan evrenin
    zorunlu faaliyetlerinin isimleri oldukları anlaşılmıştır.

    elementlerin nasıl oluştuklarına dair verilerde
    aynı şekilde gözlemlenmekte, sınıflandırılabilmekte
    hatta laboratuar ortamında test edilebilmektedirler

    kıısaca yoktan varolma gibi kavramsal soyutların
    insana özgü basit tasarlama hataları oldukları
    gözler önüne serilmiştir.

    dolayısıyla bir deistin vereceği bu cevabı ciddiye almak için sebebimiz yok.....

    quote:

    2) Gözlem yok, tahmin var, düşünce var, inanç var. Büyük Patlama Teorisi bu inancı körüklüyor olabilir. Ama en başta deizmin de diğer dinler gibi bir inanç içerdiğini kabul etmek gerekir. Sonuçta bu bir inanç. Kesinliği zaten yok.


    söylediğiniz gibi
    inanç....

    büyük patlamaya başlangıç derseniz
    bu din olur
    çünkü varlık başlamaz

    büyük patlama evrenin bi deviridir derseniz
    bu bilim olur.
    çünkü varlık başlamaz

    deistler kusura bakmasınlar
    biz felsefe die boşuna kıçımızı yırtmıyoruz.....

    quote:

    3) Bilgi yok, inanç var. Sadece inanç. Dinler zaten sadece inançtan ibarettir. Deizmde de tanrının nitelikleri sanırım bilinmiyor. Deizm zaten bir inanç ama uyulması gereken kanunları olan, yasakları olan bir yaşam tarzı değil. Tanrı vardır ve yaratmıştır o ka'ar.


    algı ve bilgi yoksa
    tartışılacak bir şeyde yoktur

    ancak insanın
    dürüst olmayışı vardır
    herhalde buna katılırsınız.....

    demekki
    deistte olsa, teistte olsa
    bir şeye inanan insanın
    ortaya bilgi koyuyorum, bu böyledir
    gibi şeyler söylemeye hakkı yoktur
    ancak " ben buna inanıyorum "deme hakkı vardır
    bundan ötesinede saygı gösterilemez.....


    quote:

    Çünkü tanrının yarattığı evrenin müsade ettiği evrim için tanrının da evrilmesi gerektiğini düşündüren bir neden yok ortada?


    ortaya eylem koymak
    evrimin, yani değişimin gereğidir

    deus neden yaratma eylemini gerçekleştirmiştir
    zatında ne değişmiştirde
    böyle bi eyleme girişmiştir


    buna cevap verilmeye çalışıldığı an
    deus, deus olmaktan çıkacaktır.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi razor6247 -- 22 Mart 2017; 5:38:56 >




  • O anlatılan doğal seçilim :) Ayrıca bilim "işte evrim 100% kanıtlandı" diyemiyor.Biliyorsun bilim olması için kanıtlanması gerekiyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bir zamanlar Rabb'in meleklere: "Ben, yeryüzünde bir halife yaratmaktayim." demişti de onlar şöyle konuşmuşlardı: "Orada bozgunculuk etmekte olan, kan döken birini mi yaratacaksin? Oysaki bizler, seni hamd ile tespih ediyoruz; seni kutsayıp yüceltiyoruz." Allah şöyle dedi: "Şu bir gerçek ki ben, sizin bilmediklerinizi bilmekteyim." Bu ayetten yer yüzünde bir yaşam olduğu ve düzen içinde işlediği ve düşünen karar veren bir canlının yani hz Ademin belirli safhalardan geçerek yaratıldığı anlasilabilir

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • neden herseye gucu yetemiyecegini dusunuyorsun? mesela neye ornek verir misin?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Geçen gün ygs biyolojisi çalışıyorum evrim konusundayız, bebeklerde doğmadan önce boyunlarının kenarında çizik olarak yarıklar bulunuyomuş solungaç olduğu düşünülüyormuş. Bayaa şaşırdım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: selowan

    neden herseye gucu yetemiyecegini dusunuyorsun? mesela neye ornek verir misin?

    örnek olarak mesela kötülük problemin var. kötülük problemini bir araştırabilirsin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: razor6247

    quote:

    1) Yaratmak yoktan var etmek anlamında kullanılıyor. Örneğin demir elementi yokken var oluyor gibi. Ama var olurken bir yerden başka bir yere taşınması değil. 0 iken 1 oluyor gibi düşünülebilir. Evrenin bu şekilde komple yaratılmasını bir deist öne sürebilir.


    modern bilim
    artık atomik yapının içine girmiş ve uzayın dokusunu incelemeye başlamıştır
    yoktan varolma gibi şeylerin yerini
    higgz alanı, beta çürüme, ışık, kara delikler, genel olarak kuantum mekanikleri
    vb. gibi bilimsel kavramlar almıştır

    ancak bunların birer yaratım deil
    bir bütün olan evrenin
    zorunlu faaliyetlerinin isimleri oldukları anlaşılmıştır.

    elementlerin nasıl oluştuklarına dair verilerde
    aynı şekilde gözlemlenmekte, sınıflandırılabilmekte
    hatta laboratuar ortamında test edilebilmektedirler

    kıısaca yoktan varolma gibi kavramsal soyutların
    insana özgü basit tasarlama hataları oldukları
    gözler önüne serilmiştir.

    dolayısıyla bir deistin vereceği bu cevabı ciddiye almak için sebebimiz yok.....

    quote:

    2) Gözlem yok, tahmin var, düşünce var, inanç var. Büyük Patlama Teorisi bu inancı körüklüyor olabilir. Ama en başta deizmin de diğer dinler gibi bir inanç içerdiğini kabul etmek gerekir. Sonuçta bu bir inanç. Kesinliği zaten yok.


    söylediğiniz gibi
    inanç....

    büyük patlamaya başlangıç derseniz
    bu din olur
    çünkü varlık başlamaz

    büyük patlama evrenin bi deviridir derseniz
    bu bilim olur.
    çünkü varlık başlamaz

    deistler kusura bakmasınlar
    biz felsefe die boşuna kıçımızı yırtmıyoruz.....

    quote:

    3) Bilgi yok, inanç var. Sadece inanç. Dinler zaten sadece inançtan ibarettir. Deizmde de tanrının nitelikleri sanırım bilinmiyor. Deizm zaten bir inanç ama uyulması gereken kanunları olan, yasakları olan bir yaşam tarzı değil. Tanrı vardır ve yaratmıştır o ka'ar.


    algı ve bilgi yoksa
    tartışılacak bir şeyde yoktur

    ancak insanın
    dürüst olmayışı vardır
    herhalde buna katılırsınız.....

    demekki
    deistte olsa, teistte olsa
    bir şeye inanan insanın
    ortaya bilgi koyuyorum, bu böyledir
    gibi şeyler söylemeye hakkı yoktur
    ancak " ben buna inanıyorum "deme hakkı vardır
    bundan ötesinede saygı gösterilemez.....


    quote:

    Çünkü tanrının yarattığı evrenin müsade ettiği evrim için tanrının da evrilmesi gerektiğini düşündüren bir neden yok ortada?


    ortaya eylem koymak
    evrimin, yani değişimin gereğidir

    deus neden yaratma eylemini gerçekleştirmiştir
    zatında ne değişmiştirde
    böyle bi eyleme girişmiştir


    buna cevap verilmeye çalışıldığı an
    deus, deus olmaktan çıkacaktır.

    bu başlıkta ben de elimden geldiğince bilgi ve belgeseller paylaştım.
    gerçekten tartışmalar iyi bir rüzgar kazanmış. teşekkürler.

    bu noktada "zero energy universe" teorisini gündeme getirmeliyiz. (herşeyin hiçlikten oluşması mümkün diyen teori)

    stephen hawking(ateist) ve michio kaku(pantesit) gibi dünyaca ünlü bilim insanlaro bu teoriyi desteklerler.

    bu tarz bilim insanları zaten "kişisel tanrı" (seni dinleyen anlayan, sınavı geçmene yardım eden, mucize yapan, ayet gönderen, sinirlenen vb.) diye bir tanrı yok noktasına kadar ortak paydada geliyorlar. zamanın yaratılması noktasında ayrılıyorlar. şu anki bilgimizle zamanın yaratılmasının/oluşmasının nasıl birşey olduğuna akıl yürütmek zor geliyor. Fikri olan varsa aşağıdaki kısa videolara istinaden yorum yaparsa sevinirim.

    Aşağıda ikişer dklık iki video var. Bilmeyenler için sıfır enerjili evren teorisinin anlatımı var.

    Sıfır Enerjili Evren:

    https://tr.wikipedia.org/wiki/S%C4%B1f%C4%B1r_Enerjili_Evren_Teorisi

    Michio Kaku'dan Zero Energy Universe Açıklama:

    https://www.youtube.com/watch?v=D6XAkVA7RmY

    Stephen Hawking Tanrı ve Zaman

    https://youtu.be/zj1yYHiBM5E




  • Evrim ve yaratılış teoriler olarak insanı husule getiren varlıktan bağımsız olabilir.



    Bu açıdan evrimin kainat bazlı duşunuluşu onun yaratma fiiliyle değil oluşumu ile alakalı bi eylemmiş gibi aksetmesine neden olacaktır.



    İnsan ve kainat anlaşıyor mu? İnsan mükemmel bi varlık mı? İnsanın adaleti. Bunlar artık evrime göre kainatın sorunudur.



    Aslında kainatın da sorunu değil ancak eldeki veri ve burdayız kabulune dayalı olarak var olduğundan böyle.



    Varız ve mekan denen yerdeyiz. Acaba gerçekten bu iki hal aynı anda zikredilecek bi zaman diliminde mevcut olabilir mi? Meselenin ilim kanadı dışındaki felsefe bu yönde olmalı.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Verdiğin araba örneği abes olmuş o mantığa göre arabaların evrimi sürekli yenileniyor ama insanlar neden aynı

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: razor6247

    ozaman bu iddiayı sorgularım

    1- yaratım kavramının açılımı nedir
    2- evrenin yaratıldığına dair gözleminiz nedir
    3- deusunuzun varlığı ve özellikleri hakkındaki bilginiz nereden gelmektedir
    4- deusunuzun yaratım eylemini ne zaman ve nasıl ortaya koyduğu bilgisine nasıl ulaştınız
    5- deusunuz ortaya eylem koyduğuna göre kendi zatı da evrilmektemidir?

    bunlara rasyonel cevaplar alırsak
    iddiayı ciddiye almak üzere sol kaşımızı da kaldırabiliriz.....

    aslında benim inandığım tam olarak deus değil. ben sadece iradeli bir Tanrı'nın var olduğuna inanıyorum.

    1) yaratım bir şekilde yoktan var oluşması veya var olanın daha gelişmiş hale getirilmesidir. aslında kesin olarak tanımlamak mümkün değildir.

    2)evrene baktığım zaman bir makine gibi olması yani yıldızların çökmesi, kara delikler, gezegenlerin dönmesi vs. hatta kara deliklerin başka bir yere açılabilecek olma ihtimali bana evrenin yaratılmış olma ihtimalinin varlığını düşündürür. lakin daha küçük bir ihtimalle evrenin kendisinin iradeli bir Tanrı olma ihtimali de vardır.

    3) Ben Tanrı'ya inanırım Deus meus beni bağlamaz. inancımı kısıtlayamam. kalıplara sığdıramam. Bilgi 2 farklı yerden gelmektedir. Birincisi Tanrı'nın bana verdiği aklı ve mantığı doğru kullanarak hayata dair gözlemlerim, tecrübelerim, bilim, felsefe ve sanatla birleştirmem sonucu elde ettiğim, anladığım, ulaştığım sonuçlardan gelmektedir. ikincisi gizli bilgi.

    4)Neyin yaratım eylemi? evren mi? insanlar mı? ne?

    5)bilemiyorum. ayrıca dediiğim gibi sadece iradeli bir Tanrı'ya inanıyorum. Adı Deusmuş, Deizmmiş, Panteismmiş, Pandeismmiş adının bir önemi yok.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Mareşal Rommel M kullanıcısına yanıt
    hata bendemi
    senin ifadelerindemi

    inceleyelim o halde

    ne diyorsun:

    1- Madde, bir başlangıcı olan ''şey''dir
    2- Maddeyi var eden yaratıcı, madde ile sınırlı olamaz
    3- Madde ile sınırlı olmaktan kastım şu, yani senin arzuladığın gibi ''maddi'' bir delili olamaz.
    4- Senin arzuladığın dairede bir delililin olması, aynı bizim gibi gelip geçici olduğu manasına gelir. Aynı bizim gibi fani olduğu manasına gelir. Yani ''aciz'' olduğu manasına gelir.
    5- Yaratıcı maddenin ötesinde, maddeden bağımsız olmalıdır.
    6- İnsan aklı, maddeyle sınırlıdır. İnsan, sadece maddeyi his ve duyu organlarıyla hissedip beynine aktarır ve fikir, mana oluşur. Maddi olmayan bir alanda his olamayacağı için, akletmek durumu da olmaz. Mana ve fikir oluşmaz.
    7- Ozaman biz bu halimizle yaratıcıya ulaşamayız, gücümüz yetmez / O halde ancak o bizimle irtibat kurabilir.
    8- Bunun başka bir yolu yoktur.

    ___________________________________________________

    umarım
    bu verdiğin argümanlarla daha önce karşılaşmadığımı düşünmüyosundur

    bilmem farkındamısın
    ürettiğin bütün kurgu
    varsayımlar üzerine kurulu.....

    daha adam akıllı önermelerini oluşturup
    tutarlı bi çıkarım üretmeden
    kendine bir kozmoloji yaratmışsın

    neyse
    kimseye mantık öğretecek diilim
    zaten mantıklada biyere kadar gidersin
    felsefe yapmazsan
    mutlaka tıkanırsın

    şimdi tek tek cevap veriyorum

    1- madde tanımın doğru değil.
    madde
    " bir başlangıcı olan şey "deildir.
    madde, hareketli olan şeydir.

    başlangıcı olmak
    sonu olmak
    maddi yapılara dair bir ifadedir
    taş gibi, atom gibi, armut gibi
    maddenin kendisine (varlığa) deil

    senin madde dediğin madde
    benim madde dediğim madde deil
    sen klasik atomcu maddecilikten
    ben type physicalismden bahsediyorum

    madde
    var olan her şey demektir.
    var olan şey de FİZİĞİ olan şeydir
    yani var olmanın karşılığı, fiziksel bir koşul olmaktır
    fiziği olmayan şey, sadece soyut şeydir (ama temelinde fizik vardır yine)
    ancak soyut şey varlık değil
    VARLIĞIN BİR FONKSİYONUDUR (evrimsel bir özelliktir)

    _______________

    2 - madde var edilmiş değildirki
    onu vareden bir yaratıcı olsun

    maddenin özelliği zaten var olmaktır
    yani var olmak maddenin kendi olgusudur

    _______________________

    3- delil, maddi şeylerin ilişkisinin bilgisi demektir
    delilin başka anlamı yoktur

    ______________________________

    4- maddi yapılar zaten gelip geçicidir
    çünkü madde, hareket demektir
    bu hareket yüzünden maddi yapılar evrilebilmekte,var olabilmekteler

    _________________________________

    5- maddenin ötesi diye birşey yoktur
    çünkü öte kavramını üreten şey
    zaten maddi yapıların ilişkileridir
    maddi yapıların özellikleri
    maddeye aşkın olarak kavranamaz
    madde kendi olgusundan ibaret olup sonsuzdur
    iç dış gibi şeylerin muhatabı deildir
    ____________________________________________

    6- burda yazdıkların doğru
    burdan ürettiğin şey (7 numara) yanlış.
    _________________________________________

    7- yine bir yaratıcının olduğunu varsayıyorsun
    ama ne mantıksal ne felsefi ne bilimsel
    en küçük bir dayanağın yok
    sadece varsayıyorsun
    bana bunu ciddiye almak için
    sebep veremiyorsun
    sadece zırva kavramlar üzerine laf, söz, inanç
    olgu yok.

    bu ne demektir
    algı olmadan
    bilgi üretiyorsun

    demekki sen bilgiyi de yanlış tanımlıyorsun.....

    herşeyi geç
    hadi senin hatrına felsefi olarak saçmalamayı kabul ediyim bir saniye için
    tanrı dediğin şeyin yaratma eylemini nasıl rasyonelize edeceksin?
    edemezsin.
    dolaysıyla zırvalarsın.
    _______________________________________

    8 - başka yolu yok değil
    böyle bir yol yoktur
    çünkü her yol
    evrene çıkar.

    _____________________

    şunu düşün

    tanrı kavramı dahi
    evrimsel sürecin ürünüdür
    ve herşey gibi
    gelip geçicidir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi razor6247 -- 22 Mart 2017; 11:1:27 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: razor6247

    tanrı kavramıyla (bilinç sahibi yaratıcı)
    evrim kavramını yanyana kullanamazsınız

    tanrı kavramını kabul ettiğiniz anda
    evrim kavramı
    anlamını yitirir

    hem evrim hem tanrı vardır diyen
    evrim denen şeyin ne anlama geldiğini
    anlamamıştır sadece.

    Natüralist ya da materyalist felsefe ile bilimi özdeş tutma çabası içinde görüyorum seni. Ben de natüralist sayılırım ama bilim ve tanrı fikrinin çeliştiğini iddia etmek için bilimin kendisinden değil, bu iki felsefi akımdan yararlanıyorsun sanki. Bilimin kendi özgün metodolojisi içinde ele alamayacağı hiç bir fenomen yoktur. Ancak o metodoloji, bilimi doğal olarak maddi dünya ile sınırlar. Maddi olmayan bir varlık iddiası bilimin kapsamı dışına düşer. Ne var ki böyle bir iddia onun bilimle çeliştiğini değil, sadece ve sadece bilimin kapsamı dışında olduğunu gösterir.

    Hem ne demek bilimle çelişmek?

    Bilimin bulguları, kanunları ve kuramlarıyla çelişmek demektir. Böyle aşkın bir varlığın bunlarla çeliştiğini gösterebildin mi ki, bilimle çelişir diyorsun?

    Mesela Big Bang ile aşkın bir varlık kavramı nasıl çelişiyor? Ya da örneğin Evrim Kuramıyla?

    Ne determinist ne de kaotik bir evren modeli bu evrenleri yarattığı savlanan aşkın bir varlık anlayışı ile çelişmez çünkü söz konusu aşkın varlığın ne bu evrenleri yarattığını ne de yaratmadığını gösterebilirsin.

    Ancak şunu söyleyebilirsin: Var olduğu savlanan bu tanrıya ilişkin tek bir “fiziki” (ampirik) ipucu bile yoktur. Bu nedenle aksi kanıtlanıncaya kadar yok hükmündedir. Ama sen bunu demiyorsun. Tanrı kavramı bilimle çelişir, diyorsun. Aynı şey değil ki!

    Senin çelişir dediğin şey aslında İbrani dinlerin yaradılış öyküleri ve yine bir başka yapay özdeşlik kurma çabası... Tanrı kavramı İbrani dinlerin tekelinde olan, onunla var olmuş bir şey değildir.

    Sonuçta gayri-maddi böyle bir aşkın varlık kavramsal bir olgu olarak orada duruyor ve bilimin onu "fiziken" yok saymak dışında yapabileceği hiç bir şey yok.

    Öte yandan olası tek tanrı modelinin maddi olmayan bir tanrı olduğunu nereden çıkarıyoruz?

    Belki de uçsuz bucaksız uzay-zamanın bir köşesinde bizimki gibi çeşitli evren bölgeleri yaratan böyle maddi bir varlık var! Böyle bir varlığın evrenin işleyişine an be an müdahil olması gerekmiyor ki! O, İbrani dinlerin iddiası.

    Hem Panteizmi, Panenteizmi vb. nereye koyuyorsun? Evrenin kendisinin tanrı olduğunu savlayan adama ne diyeceksin?

    Ben deist değilim, agnostiğim. Böyle aşkın bir varlık ihtimalini düşük bulurum ama tümüyle yok saymam. Felsefi ve istatistiksel açıdan İbrani dinlerin tanrısının var olması bile mümkündür. Sonuçta tüm o bilime aykırı öykülerin İbrani dinlerin tanrısı tarafından bilerek kitaplara konmadığını bilemezsin. Her zaman hemen her türlü fikri bir şekilde rasyonelleştirmek mümkündür. Öyle olmasa evrim kuramına ait onca kanıta ve bulguya rağmen tüm bu insanlar hala nasıl Adem ve Havva meseline inanıyor olsun ki!

    Özetle; determinist bir evren modeli onu yaratabilecek aşkın bir varlık modeliyle çelişik değildir. Böyle bir tanrı tüm kuralları ve yasaları T = 0 anında koyar ve gerisine karışmaz. Bunun bilimle çelişik yanı ne? Evrim Kuramıyla çelişik yanı ne? Neden karışmadığı, ne amaçladığı senin sorunun değildir, Bunlar öyle bir varlığa inanan adamın sorunudur ve inandığına göre kendisini ikna eden açıklamaları var demektir.

    Böyle bir varlığın olmuş olma olasılığını son derece düşük bulabilirsin, mantıklıdır. Ancak böyle bir tanrı modelinin kavramsal tutarlılık içermediğini (yani çelişik olduğunu) gösterebiliyorsan buyur göster.

    Sen bence sapla samanı karıştırıyorsun. Belirgin ve net bir ideolojin var ve bilimi ideolojine alet etmeye çalışıyorsun. Aşkın bir varlık savını çürütmenin biricik yolu evrenin ve tüm maddi varoluşun ezeli ve ebedi olduğunu yani yaratılmadığını kanıtlamaktan geçer (ki o zaman bile yaratıcı olmayan ya da yarı-yaratıcı bir aşkın varlık ihtimali hala geçerlidir). Bilim bunu yapmadığı sürece tanrı kavramı ile Evrim Kuramının çelişik olduğunu söylemek senin hüsnü kuruntundur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Torlak Kemal -- 22 Mart 2017; 14:8:24 >




  • Evrim konusunu kendimce şöyle açıklamak isterim. Evrimin ne gibi bir süreçten geçtiğini gözümüzle ve yaptığımız bilim uğraşlarıyla %100 kanıtlayamayız ancak evrimi neyin veya kimin başlattığını bulmaya çalışabiliriz. Bu sayede asıl amacımız olan kimin başlattığı sorusunun cevabını bulabiliriz. Başlatan varlığın bize gerektiği kadar bilgi vereceğini varsayalım. Evrimi sadece dünyayı ve içinde bulunan canlıları kapsayacak şekilde değil ayrıca evreni kapsayacak şekilde alacağım.

    Evren sürekli genişlemekte. Genişlemek ise zamanla doğru orantılıdır. O halde saniye başına genişleyen bir evren var ise. Zamanın tersine göre saniye başına küçülür ve bir zaman sonra ise yok olur. O halde evrenin yoktan var olduğu tezini ortaya atabiliriz. Kuran bunu destekler. Evrimi açıklamak için biraz Kuran’dan örnekler vereceğim Ateist arkadaşlar isterse burayı atlasın.

    En Şefkatli, En Merhametli Tanrı’nın ismiyle,
    2:117 Gökleri ve yeri yoktan var edendir. Bir işin olmasını dilerse, ona sadece "Ol" der ve olur.
    6:14 "Gökleri ve yeri yoktan var eden, besleyen, fakat beslenmeyen ALLAH'tan başka sahip mi edineyim" de. "Ben, herkesten önce teslim olmakla emrolundum" de. Ortak koşmayın!
    6:101 Gökleri ve yeri yoktan var edendir. Kız arkadaşı olmadığı halde nasıl olur da çocuğu olur? Her şeyi O yaratmıştır ve O, her şeyi Bilendir.
    39:46 De ki: "Gökleri ve yeri yoktan var eden, gizliyi ve açığı Bilen Tanrım, ayrılığa düştükleri konularda kulların arasında hükmü yalnız sen verirsin."

    Kuran’da aynı zamanda gök ifadesi tüm evreni yani boşlukları ifade eder. Yer ise toprak yani maddeyi.
    Uzay boşluğunda sadece hava değil bilinen anlamıyla hiçbir madde yoktur. Eğer göğü evren veya dünyanın atmosferi olarak alırsak;
    21:32 Göğü korunmuş bir tavan yaptık. Buna rağmen onlar ondaki işaretlere ilgisiz durmaktadırlar.
    Dipnot
    Göğü, tüm uzay olarak değerlendirirsek milyarlarca yıldızdan oluşan galaksilerin, çekim ve merkezkaç güçleri arasında mükemmel bir uyum içinde birbirlerine çarpmaktan korunduğunu anlayabiliriz. Göğü dünya atmosferi olarak değerlendirirsek, atmosferin dünyamızı şeffaf bir battaniye gibi uzayın soğuğundan, güneşin zararlı ışınlarından ve gök taşlarından koruduğu gerçeği ile karşılaşırız. Dünyanın erimiş demirden oluşan merkezi dinamo gibi manyetik bir alan oluşturur ve dünyanın atmosferini tutar.

    Evrenin bir zaman önce büyük bir patlama sonucu oluştuğunu ortaya atan bilim adamlarının tezini de Kuran destekler. Kuran’ın 1449 yıl önce indiğini düşünürsek, bu kitabın olağan üstü bir varlık tarafından yazıldığını anlayabiliriz.

    21:30 İnkar edenler, görmezler mi ki gökler ve yer bitişik durumda idi de biz onları patlattık? Ayrıca her canlıyı da sudan yarattık. Hâlâ gerçeği onaylamayacaklar mı?

    Evrenin sürekli genişlediğini matematik ile ortaya atan bilim adamlarının tezini de Kuran destekler. Kuran’ın 1449 yıl önce indiğini unutmayın.

    51:47 Göğü gücümüzle biz kurduk ve onu biz genişletmekteyiz.

    Yıldızlar çok muhteşemdir. Görünürdeki evrende ortalama 10^22 yıldız olduğu söylenir. Bir düşünün ne kadar fazla olduğunu. Hayatınızın her saniyesini saymaya harcasanız sayamazsınız. Kuran’da yıldızlar üzerine öyle bir yemin edilir ki, bunu ancak aklını kullananlar anlar.

    56:75 Yıldızların yerlerine yemin ederim.
    56:76 Onun ne büyük bir yemin olduğunu bir bilseniz!
    56:77 Bu, onurlu bir Kuran'dır.
    56:78 Korunmuş bir kitaptadır. (19 Sistemi)
    56:79 Onu ancak temizler kavrayabilir.
    56:80 Evrenlerin Efendisinden indirilmiştir.

    Ayrıca görünmeyen yıldızlar üzerine de yemin edilir. Bizim görebildiğimiz bir kısmıdır (10^22), görünmeyen yıldızları da bu yemine katalım. And yemin demektir.
    81:15 Andolsun gizlenen yıldızlara,

    Evren üzerinde bir takım bilgiler edindiğimizi varsayalım. Ben dünyanın nasıl oluştuğu sorusunu sormaktan daha çok, kim oluşturdu ve neden oluştu sorusunu sormayı makul buluyorum. Oluşumun kısa ve öz şöyle olduğunu düşünüyorum. Evren yaratıldı ve genişleme emri verildi. Sonra evrenin içine tüm maddeler konuldu ve bu maddeler bir emir karşılığında güneş sistemini ve diğer gezegenleri oluşturdu. Dünya oluştuktan sonra dağlar ve okyanuslar konuldu, yiyecekler konuldu. Sonra ilk hücre olarak yaşam başlatıldı. Belirli bir süre evrimle şu anki zamana kadar geldi. İlk insanlar olan Adem ile Havva “Ol” emri ile yaratıldı. 2 canlının çiftleşmesi sonucu değil. İster toprak içinde deyin, ister kendisinden önce yaşayan bir canlının karnında benim için fark etmez. Tanrı bizim dünyayı gezmemizi ve evrimin nasıl başladığını görmemizi zaten söylüyor. Evrimciler ile Tanrı’nın varlığını bilenleri ayıramazsınız. Evrim sürekli değişim değildir. Bir yasaya göre değişimdir. O yasayı koyan kim?

    3:59 ALLAH'a göre İsa'nın örneği, Adem'in örneği gibidir; topraktan biçimlendirdikten sonra ona "Ol" dedi ve o da oldu.

    Düşünmeniz için sizlere bir kaç soru sormak istiyorum. Işığın belirli bir hızı olduğunu biliyoruz peki bu hızın sınırını belirleyen kim? Bir sineğin veya arının gözünde 6bin civarı gözcükler bulunduğu söylenir kısa bir bilgi paylaşıyorum;https://upload.wikimedia.org/wikipedia/commons/1/12/Caliphrodae_head.jpg

    “Arıların çok özel bir göz yapıları vardır. Arı gözlerinde "ommatidia" adı verilen, 6.900'er adet birbirinden ayrı görme işlemi yapan bölüm vardır. Bu bölümlerin her biri kendi başına bir göz gibi hareket eder. Bunlar bir kutudaki kamışlar gibi bir araya toplanmışlardır. Ayrıca her biri dışta küçük konveks ve şeffaf bir lensle biter. Bu lensler de gözün cam gibi elips biçimindeki dış kabuğunu oluştururlar. Arıların başlarının iki yanında bulunan birleşik gözlerinin dışında, kafalarının üzerinde de 3 basit gözleri bulunur. Kafa üzerinde yer alan bölümlerin ışığın şiddetinin ölçülmesi için kullanıldığı tahmin edilmektedir.

    Ayrıca bu binlerce “gözcük” sayesinde arılar yüzlerce görüntüyü yakalayarak 360 derecelik etrafının tamamını görür. Tüm gözler arının beynine her saniye 70.000 kadar görüntü gönderir ve burada bulunan optik sinir merkezi bu görüntüleri değerlendirerek, arının yön ve yeri konusunda karar vermesine karar verir.
    Arının bu sistemi insanın görme sisteminden 10 kat daha üstündür.
    Arı gözünün insan gözüne göre iki üstünlüğü daha vardır:
    1- ultraviyole ışınlarını görme
    2- ışığın polarizasyonunu ayrıştırma”

    Bu özellikleri küçücük arıya veren kim? Evrimi rastlantı olarak görenler. Neden arı evrim geçirerek gözcük sayıları artmamış veya azalmamış 6.900 sayısını belirleyen kim? Rastgele mi bu? Herşey rastgele ise neden durup dururken binalar oluşmuyor? Binanın oluşması için mimarın bir çizim/plan yapması gerekiyor. Binanın oluşumu için belli kişilerin belli bir plan ile çalışması gerekiyor.

    Herşey rastgele ise yani inorganik maddeden canlı oluşmuş ise. Neden bilim adamları günümüzde laboratuvarda, inorganik maddeden canlı madde oluşturamadı ve hala oluşturulamıyor?

    Kendinize sormanız gereken tonla soru var. Bu soruları cevaplayamadan evrenin ve dünyanın rastgele oluşunu nasıl destekleyebiliyorsunuz aklım almıyor.

    Bir kişi Tanrı’yı madde olarak görmüyoruz o halde yoktur diyor. Tanrı maddenin üzerindedir. Nasıl gözleri doğuştan kör olan bir insana renkleri anlatmaya çalışsanız da anlamayacağı gibi. Tanrı’yı maddesel olarak ne kadar görmeye çalışsanız da göremeyeceksiniz. O boyuta henüz ulaşmadık ancak O’nun yarattığını görebiliriz bu dünyada. Ölümden sonraki yaşama da bakacağız sabırla bekliyorum.

    Maymunlar ve insanlar dna bakımından ne kadar bir birine benzer olsalar da aradaki 30 milyon dna farkının rastgele dizilimi MATEMATİKSEL OLARAK 0’dır. 1 hayvan türünün oluşumu için 30milyar dna’nın mükemmel ve spesifik bir şekilde dizilimi gerekir. “1x2x3x4x…..x84=“ in düzenli bir sırada dizilme olasılığı “0,000,000,000,000,000,000,000,000,000,000,000,000,000,000,000……,002,08.” dir bu imkansız olarak kabul edilir. Matematik bu 84 farklı spesifik bir dizilimin sonsuz kez denense de olanaksız olduğunu bildirir. Peki 30milyon veya 30 milyar dizilimin rastgele bir şekilde spesifik dizilimi sizce mümkün müdür?

    Yılbaşında yapılan çekilişi 7 sayılıdır. Ne kadar nadir çıktığını bilirsiniz. 1x2x3x4x5x6x7=5040
    1/5040= 0.00019841269 olur. Rastgele milli piyango tutturma olasılığınız bu iken. 30 milyon dna’nın doğru bir şekilde rastgele dizilmesi olanak dışıdır. Evren vs. Rastgele oluştu deyip kendinizi küçük düşürmeyin. Matematik saf bilimdir.

    Ölümsüz bir yazarsınız ve süper bir bilgisayarda upuzun bir yazı yazdınız. Bu yazılar henüz kağıda geçmedi. Kağıda geçirmeye kalksanız milyarlarca sayfa alacak. Ama siz onu yazdığınız için her sayfayı biliyorsunuz. Aynı zamanda mükemmel bir zekaya sahipsiniz. Tüm yazdıklarınız aklınızda. Bir de yazıcınız var ve bu yazıcıyı yılda 1 sayfa çıkartacak diye ayarladınız. Bilgisayardan yazdır tuşuna bastınız bu 1 saniye sürdü. Yazma komutu bir saniyede yazıcıya gitti. Yazıcı milyarlarca sayfa kaplayan yazıyı 1 saniyede hafızasına aldı ve yazmaya başladı. Yazıcınızın sonsuz sayfası ve mürekkebi var. 14 milyar sayfa yazıldı, 14 milyar yıl geçti ve yazar 14 milyar sayfadan sonra yazdığı yazının içindeki bazı harflerde bilinç oluşacağını eklemiş. Ha bu arada yazar mükemmel bir bilinç oluşturucu.

    Harfler bir biriyle konuşuyor; ” biz yazarı göremiyoruz o halde bizi yazan yoktur biz öylesine gelişigüzel yazıldık.”

    Birisi de diyor ki; “Biz harfleriz, sadece yazıları ve kağıtları görebiliriz. Yazarı nasıl görelim bu imkansız, fakat bizim bu şekilde yazılmamız gelişigüzel olamaz. Bunun arkasında süper bir zeka olmalı. Hem biz harfiz nasıl olur da yazar olmadan yazılırız."

    Diğer harf de tekrarlıyor; “Yok yahu ben inanmıyorum, tüm bu mükemmellikler rastgele olmuştur. Biz yazarsız yazılan harfleriz.”

    Hahaha her neyse daha fazla devam edemeyeceğim.
    Şöyle bir kitap mı yazsam ne yapsam Ateist arkadaşlar için.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi sunsetz -- 22 Mart 2017; 13:8:2 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Winnetou21

    Verdiğin araba örneği abes olmuş o mantığa göre arabaların evrimi sürekli yenileniyor ama insanlar neden aynı

    5 milyon yıl önceki insanımsı ile şimdiki insan aynı mı?
  • Aynımı değilmi bilemeyiz kanıtın var mı? Diyelimki aynı değil değişime uğramış bu değişim sadece bi defa mı olmuş yoksa sürekli mi? Araba örneğin o yüzden uygun olmamış arabalar her sene yenileniyor ve eskiden arabamı vardı diye sorarlar adama

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Çelişkilerle dolu bir yazı olmuş, düzeltecek kadar ne vaktim ne de sabrım var.
    Matematikler yanlış, varsayımlar yanlış, çıkarımlar yanlış, evrimin tanımı yanlış...
  • Hicbisey bilmeyen ve basit bir kanit isteyen adamin gidip elien bir ortaokul biyoloji kitabi almasi lazim.Orda hucre konusunda hucreye once bir bak sonra organellerden mitokondriye bak her kitapta yillardir ayni sey yazar.Cift zarlidir kendine ait dnasi vardir kendi enerjisini uretir.Bunu kavrayacak kapasiteye sahip bir adamin burdan su sonucu cikarmasi lazim;bu sey bu hucre denilen seye sonradan girmis.

    Evrim kelimesine ayarsaniz ateizmi cagristiriyor diye killaniyosaniz gelisme deyin surec deyin ama inkar etmeyin bosa komik oluyosunuz.Oyle bir anda olmadi bir surecten gecti yani bosa debelenmenin anlami yok.

    Ben incil falan okumadim ama incilin evrime tamamen karsi oldugunu soyleyen adamlar var kuranda ise aykiri bisey yok.Tutunacaksaniz buraya tutunup burdan ilerleyin.Artik elle tutulan gozle gorulen biseyi inkar edip komik duruma dusurmeyin kendinizi.Ister allah yaratti deyin ister tesaduf deyin size kalmis inanciniza kalmis ama bir surecten gectigi hepsinden daha kesin.




  • ölünce umarım görürüz neyin ne olduğunu


    sürekli fikir yürütüyoruz
  • quote:

    Orijinalden alıntı: laserss

    Çelişkilerle dolu bir yazı olmuş, düzeltecek kadar ne vaktim ne de sabrım var.
    Matematikler yanlış, varsayımlar yanlış, çıkarımlar yanlış, evrimin tanımı yanlış...



    Hadi ya, yanlış deyip çekilmek kolay. Oh ne güzel, yanlışlayıp zamanım yok demek. Şu forumlarda takılırken barı, egonuzu bir kenara bırakın. Hayvana hakaret ettin diyen kişisin. Seni ne kadar ciddiye alabilirim bilmiyorum fakat deneyeceğim yaz bakalım nedir antitezin?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 678910
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.