Son zamanlarda okuduğum bir kitap hayata olan bakış açımı sorgulamama neden oldu. Kitabın adı "Şimdinin Gücü". Kitap kısaca yaşadığımız anın değerini fark etmemiz gerektiğini, tüm ıstırap, endişe ve korkularımızın dolayısıyla mutsuzluğumuzun gerçek kaynağını çarpıcı bir biçimde gösterip, onu şimdi ve burada nasıl aşabileceğimizi, huzur ve mutluluğa hemen şimdi nasıl kavuşabileceğimizi, bilincimizi hemen şimdi dönüşüme uğratıp nasıl aydınlanabileceğimizi anlatıyor. Kitap hakkında fazla ayrıntıya gerek yok isteyenler bakabilirler. Kitabı okuduktan sonra yaşadığım hayatın ne kadarında gerçek manada uyanık olduğumu sorgulamaya başladım. Gerçekten ne kadar şimdideyim? Ne kadar hissediyorum yaşadığımı? Ne kadar hayal dünyasında ne kadar içinde yaşamadığım bir hayatın hayali içerisinde yaşıyorum? Bu soruların cevabı beni ciddi manada etkiledi. Fark ettim ki zamanımın çoğunu içinde bulunduğum hayatta değil de kafamda kurduğum hayali dünyalarda, hayali duygular ve düşünceler içerisinde geçirdiğimi fark ettim. Bunda o kadar ustalaşmışım ki hayalini yaşadığım dünyada çok mutluydum. Otobüste yolculuk yaparken, müzik dinlerken, uyumadan önce, uzun yürüyüşlerimde sürekli kafamda kurduğum alternatif dünyalarla kendime biçtiğim "kahraman" rolü oynuyorum. Bu durum beni çok yoruyor sanki 2 hayatı birden yaşıyor gibiyim ve hayallerim bittikçe yaşadığım hayatın gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalıyorum. Ama dedim ya bu dünyaların hayaline daldığımda çok mutluyum. Madem öyle o zaman bu dünyalardan çıkmanın, gerçek hayata dönmenin ne anlamı var? Daha sonra fark ettim ki hayal ettiğim her şey hayal olarak kalmaya mahkum. Hayallerim hiç gerçekçi değil, uğruna hiç bir çaba sarf etmediğim şeyleri yaşadığımı hayal etmek çok manasız. Yaşadığım hayattan memnunsuzluğum beni hayallere süren temel nedenmiş. Bende bir karar aldım ve artık gerçek olmayacak hayallerde yaşamaktan vazgeçip içinde bulunduğum hayatı sonuna kadar hissederek anı yaşayacağım. Zihnimi düşüncelerin zincirlerinden kurtardığımda gerçekten huzura ermiş oldum. Sürekli bir şeyler düşünen ben, artık günde en az 1 saat hiç bir şey düşünmeden ana odaklanıyorum. Çevremdeki şeylerin güzelliği, hayvanların ve insanların seslerini dinliyorum. Benliğim ön plana çıktıkça hayattaki sıkıntılarım ve dertlerim aynı oranda azaldılar. Yaşadığım hayattan memnuniyetsizliğim gitti ve yaptığım her şeyden tat almaya başladım. Mutlu olmak için ihtiyacım olan her şeye zaten sahiptim ve hepte sahip oldum. Yaşadığımım hayatın tadına varmak , yediğim yemeklerin gerçekten tadını almak, yaşadığım güzellikleri fark etmek hayatıma daha fazla anlam kattı ve beni zihnimin esaretinden kurtardı. Sürekli bir şeyler düşünür, sürekli geçmişe takıntılı kalırken artık kendime daha fazla zaman ayırıp zihin gücümü gerçekleşmeyecek hayallerle harcamak yerine, kendi hayatımda gerçekleştirebileceğim hedeflere odaklanarak onları başarmak için harcıyorum. Hayal kurmak kötü değil tabii ki ama sürekli hayallerde yaşayıp gerçek hayattan kopmak kişinin kendine yapabileceği en büyük kötülüklerden biri ... |
Hayallerimde Yaşıyorum



-
-
donanımhaber tarihinin en iyi konusu olabilir tebrikler
-
Sağ olun hocam size yetişmeye çalışıyorum
-
kitap aklıma yattı gibi. almayı düşünüyorum
-
quote:
Orijinalden alıntı: gavuroglankitap aklıma yattı gibi. almayı düşünüyorum
adam kitabı özet geçti zaten nie para verionki
-
-
hayal kurup adım atmıyorsak o hayal olarak kalmaya devam eder. yurtdışında yaşamak isteyen biri hergün en az 1 saat ingilizce çalışmıyorsa hiçbir zaman hayali gerçek olmaz. fakat çalışan kişinin en azından %50 şansı olur. kendini meslekte geliştirirse belki %75 şansı olur. bıkmadan iş aramaya devam ederse şansı %100 'e yaklaşır.
öğrenilmiş çaresizlik denen bişey var. hayal kurmamak öğrenilmiş çaresizlikten kaynaklanır. "nasılsa olmayacak!" neden olmasın? hayal olmadan insan nasıl yaşar? gerçek olmasa bile hayal kurmak devamında bişeylere çabalamak insanı hayatta tutar. yoksa "nasılsa olmayacak" deyip karamsarlığa düşmeye sebep olmaz mı?
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-3DCA2A8C8 -- 15 Eylül 2021; 0:51:48 > -
dertsiz insanlarin bos suslu cumlelerden baska bir sey degil.bunlarla ancak gecici mutlulugu yakalar iki gun sonra yine mutsuz olursun
Mutlu veya mutsuz olmayi sen secemezsin
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi YaşasınKötülük -- 15 Eylül 2021; 0:54:3 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
bilmiyom ki hocam alayim belki okurum diye
-
Hocam kitabı çok güzel buldum almanı tavsiye ederim.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Bu kadar ön yargılı yaklaşma benim hakkımda ne biliyorsun ki? Sen kendini mutsuzluğa mahkum ettiğin için eninde sonunda yine mutsuz oluyorsun.
Mutluluk ve mutsuzluk bir duygu olduğuna göre ve insanın duyguları da kendi içinden geldiğine göre mutluluk yada mutsuzluk kendi var ettiğimiz bir şey. Ama ben mutsuzluğun kötü bir duygu olduğunu, hep mutlu olmamız gerektiğini söylemiyorum. Mutluluk gibi mutsuzluğun da var olma nedeni var. Her ne kadar mutsuzluk kötü gibi gözükse de hayatımıza olumlu etkileri olabilir.
Ama kişi kendini sürekli mutsuz edecek işler yapıyor, hayaller kuruyorsa bu mutsuzluk aslında var olmaması gereken, gerçek hayatla bağı olmayan mutsuzluktur. Dolayısıyla kötüdür.
Sürekli mutlu olmak diye bir şey yoksa sürekli Mutsuz olmak diye bir şey de olmamalı.
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
ilgi çekici başarılı bi konu
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > -
Hayatınızdan memnun değilseniz ya da memnun olmadığınıza ikna ettilerse sizi, savunma mekanizması gereği hayal kurup orada yaşarsınız. Bu özellikle travmatik çevre şartlarında yaşayan çocuklarda çok fazla görülür çünkü o küçücük canlar bununla nasıl baş edeceğini bilemez. Pan'ın Labirenti filmini izleyenler ne demek istediğimi anlayacaktır. Eğer sen de bu durumda olduğuna inanıyorsan önce buna neden olabilecek nedenler üzerine düşünmelisin. Hayatın yeterince iyi diyemem. Belki olmaması gereken bir durum vardır hayatında. Ve bunun normal olabileceğini aklında bulundurmak gerek çünkü hayatımızda kontrol edemediğimiz birçok faktör var. En basitten ebeveynlerimizi seçemiyoruz. Sorunlu olanları bize denk geldiyse her şey normalmiş gibi davranabilir miyiz?
-
Özlü bir söz vardır...
-
Hayal kurmak iyidir.Zannedildiği gibi insanın akıl sağlığını bozmaz aksine zihni dengeler.Şöyle ki; yukarıda yazmış arkadaş işte,gerçekliklere dönerek gerçek şeylere daha fazla zaman ayırabildim ve gerçeklikleri yaşaya yaşaya da onlardan tat almayı keşfettim.Ben özetle bunu anladım.Ama,burada koskaca bir ama demek istiyorum,bu herkes için gerçerli olmaz.Birkaç örnek vermek isterim.
Bir arkadaşım,çok güzel bir kızdan hoşlanıyor fakat kendi sıfat-ü eşgali tam bir eşşek ( kendisi de kendisi için böyle diyor
) Muhtemelen kendisi ara sıra o kızla sevgili olduğunu falan hayal edip mutlu oluyordur,olmasın mı?
Ya da bir başka arkadaş.Hayali Pattaya'ya gidip,örnek 1 batılı tek erkek turist gibi tatilini geçirmek.Bırakın parayı bu arkadaşın daha pasaportu bile yok
Para,pasaport olsa işinden o kadar zaman izin alabilecek durumu hiç yok.Eminim o da yalnız kaldığı zamanlarda ne hayaller kuruyordur
Diğer arkadaş tam bir araba meraklısı.Yolda göremediğimiz arabaların bile her şeyini,motormuş,şanzımanmış vs. pek anlamam ama o anlatır da durur.Eminim kimi zaman o anlattığı arabaların direksiyonunda kendini hayal ediyordur.Sabahları 40-45 dakika daha erken evden çıkıp,işe yürüyerek giderek otobüse vereceği 3.5 lirayı cebinde tutmayı kar olarak gören arkadaşım.
Şimdi bu arkadaşlar hayatlarının bir bölümünü hayallerle yaşamasın da ne yapsın
Sıfat-ü eşgal eşşek değil de hafif yakışıklı olsa,o da bilir gidip kızla konuşmayı,kıza yaklaşmayı.Ya da vatandaş Türkiye'de değil de Avrupa'da Amerika'da gelseydi dünyaya ve orada çalışma hayatına katılsaydı,o da bilirdi dolarları euroları saça saça Pattaya'da tatil yapmayı.Arabacı arkadaş aldığı asgari maaşı hiç yemeden içmeden biriktirse bile ömür yetersizliğinden dolayı asla alamayacağı arabanın hesabını gerçek hayatta yapacağına,o gerçekliği başka bir coğrafyada arabasının içinde yaşamayı isterdi elbet.Ama eldeki malzeme bu
-
O değilde Alkışlarla Yaşıyorum güzel siteydi...
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
'Şimdinin Gücü'nü 15 yıl kadar önce satın almıştım. Ama okuyamamıştım. Sanırım 4-5 sene kadar önce okudum. Sonra Var Olmanın Gücü, Dinginliğin Gücü, Şimdinin Gücü - Uygulama Kitabı, Hayatla Bütünleşmek ve Yeni Bir Dünya kartları derken, Eckhart Tolle'ye dair her ne çıkmışsa satın alıp okudum. Hatta bu kasım ayının başında yeni bir kitabı çıktı ama günlük diye bahsedildiği için, ne olduğunu tam anlamadım. BKM'de henüz satışa sunulmadığı için alamadım.
Şimdinin Gücü ve Varolmanın Gücü'nü tavsiye ederim ama bu kitapları herkes kendi bilincine göre ve algısına göre anlayabiliyor. Yani henüz hazır olmayan biri için bu kitaplar çekici gelmeyecektir. Bununla birlikte, bahsettiğim ilk iki kitabı uygun zamanda tekrar okuma niyetim de var. Çünkü son beş yılda altyapım çok daha gelişti ve bu defa daha farklı bir algıyla okuyacağımı düşünüyorum. Çünkü bu kitaplar her algı durumuna göre farklı anlaşılacaktır.
Başlığı görünce, anlatımın herkese ne kadar cazip geldiğini gözlemlemek de başlık sahibinin mahareti ile ilgili daha çok diye düşündüm.
-
Anda yaşamak, anda olmak ile aldığım kekemelik terapisinde tanışmıştım. Ama uygulamasında çok becerikli değildim. Fakat zamanla şunu farkettim ki kekelerken konuştuğum kişiye ya da söylediğim kelimeye değil de yanımda olan bitenlere, oturduğum sandalyenin rengine, elimdeki kalemin sertliğine, odanın kokusuna vs odaklandığımda kekemeliğimin bazen azaldığı ama genelde daha az canımı yaktığını hissediyorum. Bu arada kitabı okumamıştım. En kısa zamanda okuyacağim
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > -
Alıntı
metni:En basitten ebeveynlerimizi seçemiyoruz. Sorunlu olanları bize denk geldiyse her şey normalmiş gibi davranabilir miyiz? +1
-
Paran yoksa mutlu olamazsın
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
En Beğenilen Yanıtlar

Hayatınızdan memnun değilseniz ya da memnun olmadığınıza ikna ettilerse sizi, savunma mekanizması gereği hayal kurup orada yaşarsınız. Bu özellikle travmatik çevre şartlarında yaşayan çocuklarda çok fazla görülür çünkü o küçücük canlar bununla nasıl baş edeceğini bilemez. Pan'ın Labirenti filmini izleyenler ne demek istediğimi anlayacaktır. Eğer sen de bu durumda olduğuna inanıyorsan önce buna neden olabilecek nedenler üzerine düşünmelisin. Hayatın yeterince iyi diyemem. Belki olmaması gereken bir durum vardır hayatında. Ve bunun normal olabileceğini aklında bulundurmak gerek çünkü hayatımızda kontrol edemediğimiz birçok faktör var. En basitten ebeveynlerimizi seçemiyoruz. Sorunlu olanları bize denk geldiyse her şey normalmiş gibi davranabilir miyiz? |
Benzer içerikler
- tantum verde sprey öksürüğe iyi gelirmi
- pomem sağlık raporu torpil
- sonradan pencere açmak
- aynı ilacı iki defa içmek
- lindt çikolata helal mi
- exxen de neler var
- elektrikli bebek arabası
- çay emojisi
- kartondan direksiyon yapımı
- prompt ne demek
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X