Şimdi Ara

Hayal Edilebilen Her Şey Aslında Geçmişten Mi Gelmektedir?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
7
Cevap
1
Favori
362
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Öncelikle konu yeri burası mı değil mi emin olamamakla beraber buraya açmaya karar verdim.

    Konu başlığından da anlaşılacağı üzere bu konu uzun zamandır aklımı kurcalıyor. Bu soru daha önce birileri tarafından dillendirilip, tartışılmış mı bilmiyorum, böyle bir şey var ise bilgilendirin lütfen.

    Şimdiye kadar insanlık tarafından hayal edilmiş ve hayal edilip yapılmış şeyler aslında daha önce yapılmış olabilir mi? İnsanlığın aklına birden bire gelen bu "FİKİRLER" geçmişin günümüze yansıması olabilir mi? (Yansıma doğru bir kelime olmaya bilir.)
    Buna bağlı olarak bilgi de gen gibi nesilden nesle aktarılmış olabilir mi?
    Mesela; İnsanlığın hayal ürünü olan Hobbitler, Ejderhalar, Cadılar, Mitolojik yaratıklar vs.vs.vs. aslında hayal edilen şeyler değil de bu veya bunlara yakın şekilde var olmuş gerçeklikler olabilir mi?

    Kafama takılan saçma(!) sorular silsilesinden bugünlük bu kadar. Ciddiye alıp cevap vereceklere teşekkürler.







  • Biraz daha ayrıntılı yazılabilirse daha iyi anlaşılırdı bence çünkü nelerin hayal edilmesi veya nelerin geçmişten yansıma olduğu daha iyi kavranabilirdi. Hayal ettiğimiz şeylerin kökeninde deneyimlerimiz yatıyor, deneyimlerimizden kopardığımız bazı parçaları başka deneyimlerimizdeki parçalar ile birleştirip ayırdığımızda, nesnel olarak gerçek olmayan şeyler üretebiliyoruz. Bu üretilen şeyler herkes tarafından bilinçli şekilde üretilmek zorunda da değil, geçmişteki empozelerden de kaynaklanabilir.
    Şahsen mitolojik yaratıklarında geçmişte nesnel olarak var olduğunu ve bu yüzden bunları hayal ettiğimizi sanmıyorum çünkü eskiden doğa hakkında şimdiye göre daha az şeyler bilindiği için insanların buna açıklama getirmek için hayal ettiği, bir diğer deyiş ile deneyimlerin birleşerek ortaya çıkan şeyler olarak düşünülebilir. Mesela Girit'in altında yatan ve ordan oraya koşuşturup yeri sallayan Minos boğası gibi.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Prof.Celal Şengör

    Biraz daha ayrıntılı yazılabilirse daha iyi anlaşılırdı bence çünkü nelerin hayal edilmesi veya nelerin geçmişten yansıma olduğu daha iyi kavranabilirdi. Hayal ettiğimiz şeylerin kökeninde deneyimlerimiz yatıyor, deneyimlerimizden kopardığımız bazı parçaları başka deneyimlerimizdeki parçalar ile birleştirip ayırdığımızda, nesnel olarak gerçek olmayan şeyler üretebiliyoruz. Bu üretilen şeyler herkes tarafından bilinçli şekilde üretilmek zorunda da değil, geçmişteki empozelerden de kaynaklanabilir.
    Şahsen mitolojik yaratıklarında geçmişte nesnel olarak var olduğunu ve bu yüzden bunları hayal ettiğimizi sanmıyorum çünkü eskiden doğa hakkında şimdiye göre daha az şeyler bilindiği için insanların buna açıklama getirmek için hayal ettiği, bir diğer deyiş ile deneyimlerin birleşerek ortaya çıkan şeyler olarak düşünülebilir. Mesela Girit'in altında yatan ve ordan oraya koşuşturup yeri sallayan Minos boğası gibi.
    "Hayal ettiğimiz şeylerin kökeninde deneyimlerimiz yatıyor,"

    Peki insan hiç olmamış, olmayacak bir şeyi nasıl düşünebilir, hayal edebilir, teknoloji sayesinde bunu sanal olarak ya da reel olarak gerçek dünyaya uyarlayabilir?
    Yoktan var etmekten de öte bir şey bu. Tarihin bir yerinde, zamanın bir bölümünde bunların ya da bunlara yakın obje ya da canlıların izlerinin olması gerekmiyor mu? Yukarıdaki alıntıda bahsettiğin gibi, daha önce deneyimlenmiş olması gerekmez mi?

    İnsan rüya görür, ama bu rüyaları bilinç altı vasıtası ile görür. Aslında rüyada gördükleri bizzat yaşadıkları, gözlemledikleri olay ya da yaşanmışlıkların Aynı düzlemde insan bir şey hayal eder, bu hayali de bilinç altında yatan bir gerçeklik olarak hayal etmesi gerekmez mi?
    Rüya görmek ile hayal etmek arasında bir bağ aynı değil mi? Sonuçta ikisi de düşsel bir olay.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tastarakay

    "Hayal ettiğimiz şeylerin kökeninde deneyimlerimiz yatıyor,"

    Peki insan hiç olmamış, olmayacak bir şeyi nasıl düşünebilir, hayal edebilir, teknoloji sayesinde bunu sanal olarak ya da reel olarak gerçek dünyaya uyarlayabilir?
    Yoktan var etmekten de öte bir şey bu. Tarihin bir yerinde, zamanın bir bölümünde bunların ya da bunlara yakın obje ya da canlıların izlerinin olması gerekmiyor mu? Yukarıdaki alıntıda bahsettiğin gibi, daha önce deneyimlenmiş olması gerekmez mi?

    İnsan rüya görür, ama bu rüyaları bilinç altı vasıtası ile görür. Aslında rüyada gördükleri bizzat yaşadıkları, gözlemledikleri olay ya da yaşanmışlıkların Aynı düzlemde insan bir şey hayal eder, bu hayali de bilinç altında yatan bir gerçeklik olarak hayal etmesi gerekmez mi?
    Rüya görmek ile hayal etmek arasında bir bağ aynı değil mi? Sonuçta ikisi de düşsel bir olay.


    Evet gerekiyor, ortaya çıkarttığı şeylerin içinde geçmiş objelerin, nesnelerin, gözlemlerin ve olguların birer parçaları, izi var fakat bu parçalar bölük bölük. Bu parçalar birleştiğinde daha işlevsel olan bir şey çıkabiliyor ortaya. Bunu düşünmesinin sebepleri arasında da hayatını daha kolay yada pratik hale getirmesi yada bir şeylere cevap vermesi için gereksinim duyması yatabiliyor. Ve bu yeni ortaya çıkan şey de, beraberinde farklı deneyimler, buluşlar ortaya çıkarıyor ve eldeki olgular, deneyimler süreç ile birlikte sürekli artıyor.
    Fakat bu ortaya çıkardığı ilk şeyin geçmişte kendisi yok, sadece onu tamamlayan şeylerin yani birleşimindeki yada bölünmüş olan olguların parçaları var, zamanla işlevine göre eksiliyor, birleşiyor.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Aslında bi yerde daha görmüştüm türünden çağrışımlar vardır. İnsan eşya vs. Şeyler buna konu olabilir.



    Hobbit minos boğası gibi aslı mevcut olup (insan ya da hayvan), manipüle edilmiş canlılar bana göre evrimsel takıntıdan ibaret.



    Faraza prehistorik bi dinoyu fosil kaydı olmadan hayal edebilir miydik?



    Bana pek mümkün gelmiyor. Ancak dünyanın jeolojik katmanları da bu canlılara ait kayıtlar var ve bu nedenle aslında tahayyül edebilmeliydim diyelim.



    Allen zorlayarak bulunmamış bi tür dinoyu tasvir edelim. Fosil kaydı olmadığı sürece bu tahayyül hayalden öte olamazdı denebilir.



    Veya 0 dan 9 a kadar rakamları önümüze koyalım. Sayısal tahmini yapalım. Bu kere önümüzde veri de olsun. Akşam sonuçlara baktığımızda bu rakamlar elinizin altındayken bile çıkan rakamları tahayyül edemediğiniz göreceksiniz.



    .....................



    Bana göre bunun nedeni cismani olamayacak şekilde oluşan bir kurgunun kişisel bi korkudan ötürü görmek zorunda kaldığı bir kısım korkuya dair izler olarak tabir edilebilir şeylerin anlatımı hobbitlere ellere neden veriyor olabilir.



    Tamam manada imkansız şeyler değil aslında. İnsan fiziğinin eğrilmiş bükülmüş halleri mevcut.



    ....................



    Dnanın ortak ata olması halinde tek hücreliden tutun da insanımsıya kadar olan şekilselliği hayal etmiş olması mümkün mü? Bu husus ilginç olabilir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Hayal edebildiğimiz her şey gerçek olabilir mi? Mesela minos boğalarının yaşadığı bir gezegen.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.