Hava sıkıştırma ile enerji depolama teknolojisi apartmanlara ve iş yerlerine geliyor

Bu soruna çözüm olarak Avrupa Birliği destekli bir araştırma projesi kapsamında, konteyner tabanlı izotermal hava sıkıştırma sistemi geliştiriliyor. Bu sistem, içine alınan havayı sıkıştırarak enerji depoluyor ve ihtiyaç duyulduğunda tekrar kullanıma sunuyor. Depolanan elektriğin yaklaşık %70’ini geri verebilen bu teknoloji, beraberinde birçok avantajı da getiriyor.

Basit, Dayanıklı ve Kolay Üretilebilir

Ayrıca Bkz.Elektrikli otomobiller için adil ÖTV düzenlemesi nasıl olmalı?

Teknolojinin önemli bir avantajı da onarılabilirlik. Arıza durumunda sadece bozulan parça değiştirilerek sistem çalışmaya devam edebiliyor. Bu yönüyle sistemin en az 30 yıl ekonomik ömre sahip olacağı öngörülüyor.

Depolama Kapasitesi Kolayca Artırılabiliyor

İzotermal hava sıkıştırma sistemi, ihtiyaca göre kolayca ölçeklendirilebiliyor. Örneğin, sistemin depolama süresini 5 saatten 10 saate çıkarmak için tek yapılması gereken şey basınçlı hava tankı sayısını iki katına çıkarmak. Böylece gündüz üretilen 8 saatlik güneş enerjisi, geceye yayılarak kullanılabilir hale geliyor. Sistemin bu özelliği, özellikle apartmanlar ve iş yerleri için güneş enerjisinden maksimum verim alınmasını sağlıyor.

İlk Prototip 2026’da, Seri Üretim 2028’de

Sistemin ilk endüstriyel prototiplerinin 2026 yılında tamamlanması, ticari seri üretimin ise 2028–2029 yıllarında başlaması planlanıyor. Geliştirilen sistem, 200 kWh elektrik depolayarak 10 saatten uzun süre boyunca kesintisiz enerji sağlayabiliyor.

Bu teknoloji aslında ilk olarak Segula adlı firma tarafından deniz altı uygulamaları için tasarlanmıştı. Ancak burada elde edilen deneyim ve teknolojik ilerlemelerle, kara kullanımı için yeniden uyarlanarak Avrupa Birliği destekli Air4NRG projesi kapsamında ABC Kompresör firmasıyla iş birliği içinde geliştiriliyor.

Konteyner Temelli Modüler Tasarım

Eğer sistem uzun vadede ekonomik bir fiyat avantajı da sağlayabilirse, apartmanlar ve iş yerleri için kurulan güneş enerji sistemlerinin gece saatlerinde de çalışmasına olanak tanıyacak ve yenilenebilir enerji kullanımını ciddi oranda artırabilecektir.