Harp Okulu Dekanı Bedelli Yapmış (2. sayfa)

Saçmalığa devam... Çok iyi tarihçi diye asker yetiştirmeye yeterli dediğine göre daha neyi uzatıyorsun anlamadım. subaylar tarihte bilinen her bir savaşı detaylı şekilde çalışmış olmadan terfi alamaz zaten sen tarihçi ile asker yetiştirilebileceğini idda ediyorsun.

Ziraat tarihi neydi ki tez konusu mu?

Yahu konuştuğun şeyin ne olduğundan haberin dahi yok. Askeri tarih bir ihtisas alanıdır. Öyle okulda savaş görmekle olmaz o iş. Zaten onun için başka bir arkadaşın dediği gibi harbiyede ikili eğitim vardır. İsteyen, çalışan hem askeri hem sivil alanda yani çift diploma alabilir. Askeri tarihçilik ile askerliğin bir alakası yoktur yani. Bilip bilmeden her konuda illa ahkam kesmek zorunda değilsin.

Ayrıca tarihçi çok iyi asker yetiştirir gibi bir iddiam da olmadı. Adam okulda dekan. Askeri bir eğitim falan vermiyor. Akademiden sorumlu adam. Ayrıca askeriyede askeri tarih dersleri mevcuttur ve bunu askeri tarihçiler verir. Tüm dünyada da bu böyledir. Bizde askeri tarih, şimdiye dek bunlar çoğunlukla askerler arasından çıkıyordu. Çok şükür bu algı değişti ve siviller de askeri tarih çalışmaya başladı hatta yakın zamanda askeri tarihe özel bölüm açan okullar dahi var artık. Bu adam zaten 10 senedir askeriyede ders veriyordu, bir süre önce de dekan oldu. Bulunduğu görevle askerliğini bedelli yapıp yapmamasının en ufak bir alakası yoktur yani. Bu arada ben herhangi bir şey iddia etmiyorum. Çünkü kendim de askeri tarih çalışıyorum, alanım ve konum da bunun üzerine. İddia eden, öyle değil diyen sensin. Onun da bir farkına var önce.

Ne var bunda? Her Türk vatandaşının yapabileceği gibi kendine tanınan haktan faydalanıp bedelli askerlik yapmış. Sizin özlediğiniz askeri vesayet günleri çooook eskilerde kaldı.

Vay be hocam derslikte masanın üzerine çıkıp, bağdaş kurup oturduğunuz zaman içimden derdim yaw adam herhalde askerde alışmış masanın üstüne oturup duruyor. Daracık t-shirt giyerek, göğsünü şişirip şişirip dolaştığında vay be vücuda bak komando olarak askerliğini yapmıştır kesin derdim. Açıkçası bu haberi okuyunca zamanda yolculuk yaptım.

Hocama görevi çok yakışmış, mükemmeliyetçiydi kendisi. Egosu rahatsız edici şekilde hissedilirdi ama anlattıklarını dinleyince egosunu haklı bulurdunuz. Elbette rahatsız ediciliğini değiştirmezdi. Tuğla kalınlığında makale verirdi. Fakülte hayatımda sadece onun dersinden kaldım daha doğrusu kalmak zorunda kaldım. 1 haftamı ayırdım o makaleleri analiz edeceğim diye. Okudum, analiz ettim, üstüne kafa patlattım ve notlar aldım. Sonra girdim o vizeye 20 aldım. 20 alan artık dersime gelmesin dedi. Adam kovdu resmen, dersime gelmeyin dedi xD. İlk defa yapmak istediğim mesleği sorgulamaya başladım. Düşündüm. Etrafıma baktım, herkes kolayca ders geçmek için basit ve kolay dersler seçiyordu. Ben eşek ise bu işin felsefesini öğrenmek için Sayın hocamı seçtim. Yazdıklarımı beğenmemiş olacak 20 vermiş xD. Üstüne bu dersten ve sayın hocamdan öğrenebileceğimin kalmadığını (şahsi olarak değil ortaya konuştu) söyledi. Gelen boşuna gelir çünkü o ders ff olarak kalacaktır deyince bir daha gitmedim. Boun ile alakalı bazı yaşadıklarından bahsetti vs. Zorluk çok yaşadım yaşatırım gibisine... Sonuç olarak Sayın hocamın engin bilgilerinden edinebileceklerim artık sadece söz olarak kalacaktı, eşik olarak ise atlamamıza müsaade etmiyordu. Bu yaşadığım hadise benim mihenk taşım oldu.

Sayın hocam sayesinde hocalarıma bakış açım değişmeye başladı ve aslında neredeyse tüm tarih camiasının (rahatça %99 olarak genelleyebilirim, %1'i ben görmedim) kişisel kariyerlerine odaklanmış bir yığın insan olduğunu gördüm. Kimse tarihçilik adına kılını dahi kımıldatmıyor, deyim yerindeyse herkes işin basitini kovalıyor. Yazılan Yüksek Lisans ya da Doktora tezleri geçmişteki emsallerinin yanına bile yaklaşamayacak derecede basitti. O teknolojinin dar ve kaynaklara ulaşılmasındaki zor zamanlarda yapılan çalışmalara bakıp, sonra sayın hocalarımın yaptıklarına bakıyordum. Hepsi geçmişte ders aldığı, öve öve yere göğe sığdıramadığı hocalarının gölgelerine saklanmışlardı.

Misal olarak verilen bir makale ödevi için günlerce pc başında ve kütüphanelerde saatlerini harcayan, Rusça bilmiyor olmama rağmen arkadaşlara hatır minnet çevirtip dipnotlarımda kaynak olarak göstermeye çalışan, kapağına, görsellerine en ince ayrıntısına kadar özenen ben hocamdan 100 alıyordum. Copy/paste 2 günde notepad e yazıp word'e aktaran, ne font ne dipnot olmayan tipte 100 alıyordu. Yaptığımın karşılığı kesinlikle bu değildi. Arkadaşlarım bile benle dalga geçmeye başladılar, o kadar uğraşma biraz rahatla dediler. Ben rahatlamadım, o sıkıldığım şekilde okulumu bitirdim.

Bitirme tezi yazdığım vakitlerde ise devam etmek isteyen tipleri gördüm, hocalara yapılan yalakalıkları gördüm vs vs vs. uzar gider... Sonuç olarak vakit gelince çocukluk hayalim olan bu işe devam etmeme kararı aldım. Her şeye rağmen o yüzde 1'de olmayı çok istedim ama ayağım gitmedi işte. Ailemin baskısıyla başka bir üniversiteye gidip ys sınavlarına girip elenip onlarında gönlünü yaptım.

Bu platform aracılığı ile sizi tekrar tebrik ediyorum sayın hocam. Yaptıklarınız ve ileri yıllarda yapacaklarınız ile Türk ordusunun şanlı ve şerefli tarihini aydınlatacak çalışmalara imza atacağınıza cani gönülden inanıyorum. Bunun yanında gerçekten bu mesleği seven ve gönül veren kişileri yönlendirip askeri tarih alanındaki çalışmalara katkı sunmasını sağlayacaksınızdır. Tıpkı diğer tüm hocalarım gibi. Kariyerinizde daha iyi başarıların temennisi ile esenlikler dilerim.

Fanıyım. T-shirt bastırdım sayın hocamın fotoğrafını arkalı önlü onunla geziyorum.

Şayet ilgileniyorsanız sizi ilgilendiren tarafı şu olabilir.

Anlattıklarımı okuyacak vaktiniz varsa zahmet edip okuyunuz lütfen. Akabinde kendi şahsım üzerinden anlattığımdan öncelikle eleştirdiğiniz şahıs hakkında fikir edinirsiniz, sonrasında yaptığını mesleğe duyduğu saygısını ve öğrencilerine yaklaşımını irdelersiniz. Akabinde ise şu an bulunduğu konuma ne şekilde nasıl katkı verebileceğini olumlu ya da olumsuz olacak şekilde düşünebilirsiniz. Ne de olsa bir eli geçmeyecek saygınlıkta "askeri tarihçi" sayın hocam. Bunun karşılığında Kara Harp Okulu'nda dekan olarak görevlendirilmiş. Bunu sorgulamak bize düşer mi? Ne güzel söylüyorsunuz eli silah bile tutmamış, ama ülkemizin sayılı "askeri tarihçi"lerinden. xD D:

Bedelli askerlik yasal haktır.

Her şeyi de eleştirmesek?

İyide kardeşim harb okulu konuşuyorsun senin tek iddan bilmem kimin akedemik kariyeri?? muteahssız veteriner hekim atayalım bir ihtisas yapmış olmaksa amaç??

Harb okulunda liyakat sahibi olduğunu savunuyorsun bende diyorum ki harb okulunda akedemik eleman değil askeri personel yetiştiriliyor yani birinin bir alanda yüksek nitelikli olduğunu belirten akedemik ünvanları her işi yapabileceği anlamına gelmez.

Bilip bilmeden ahkam kesmeye çalışan sensin dikkat etmiyorsun saçma bir liyakat iddan var "Bahsi geçen kişi ülkede yetişen en yetkin askeri tarihçilerden biridir" diye liyakat sahibi olduğunu idda ettin bu saçmalık. Gene dönüp şimdi de "Askeri tarihçilik ile askerliğin bir alakası yoktur" diyerek kendini inkar edip benim dediğime dönüyorsun.

Peki bana göre askerlik yapmayan askerliğin ne olduğunu bilmeyen adamın asker yetiştirmesi mümkün değildir uzmanlığı alanında ders verir o kısım ayrı karman çorman çorba etmenin manası yok sen bir diyorsun akedemik yeterliliği var olumlu sonra ben demedim diye inkar ediyorsun. Bence sen saçmaladın sıvama safhasına geçtin...

adam sanki paşa da bedelli yapmış diyorsunuz, 12 ay soğan soyup izmarit toplamak yerine 1 ay yapmış aynısını.

yav he 32 yaşındayım z imiş, terbiyesiz.

Halen daha bilmediğin konuda ahkam kesmeye devam ediyorsun. İnsan bir durur da ben acaba ne diyorum diye bir düşünür, araştırır. Liyakat sahibi olmaktan bahsediyor bir de. 50 defa dedik ki adam orada akademisyen, askerlik eğitimi vermiyor, askerlerin aldığı eğitimin bir parçasını veriyor, askerlik eğitimi değil. Ayrıca kendimi inkar falan da etmiyorum. Askeri tarihçiliğin askerlikle yani işin harbi kısmıyla bir alakası yoktur diyorum. Ben de askeri tarih çalışıyorum dedim, asker miyim ben? Askeri tarih çalışmanın asker olmakla bir alakası yoktur. MSÜ'de onlarca sivil akademisyen var. Çünkü bu adamlar sadece harp eğitimi almıyor, askerlik öyle bir şey değil çünkü. Onlarca farklı dersleri var. Bildiğin üniversite bu. Bilip bilmeden konuşmayın artık her konuda yeter yahu

Tamam senin kafaya göre alanında uzman bir paleontolog da aynı işlevi görür. Ne bildiğini sanıyorsun anlamıyorum ama ifade etme biçimin tamamen saçma. Evvela iddanın kendi içindeki tezatlarını kabullenmen gerek sadece "askeri tarihçi" olduğu için liyakat sahibi dedin sonra askeri akedemik anlamları katıp sıvışmaya çalışman alışkın olduğumuz mikser trol taktikleri bunlar.

Askerlik eğitiminin de herhangi bir parçasının içinde uzmanı olmasının bir anlamı yok asker kaçağı isen askerin gözünde bir kıymetin yoktur olamaz sen ne dediğini dahi bilemiyorsun.

Ayrıca kendi inkar ediyorsun alıntıları inkar etme olasılığına karşı renkli yazmıştım halbuki...

Askeri tarih konusu ile şahsi reklamının bu tartışmaya bir faydası yok bir ülkenin askeri personelini bu işi bilen liyakatli kadrolar tarafından yetiştirilmesi şarttır harp okulu sizin sadece menfaat sağladığınız ve hormonlarınızı tatmin edileceğiniz tarikat fitne çukurları değildir olmayacak.

Bilip bilmeden konuşmayın diyorsun tek yapabildiğin "askeri tarih" tekraren o yaptı bende yaptım demekten başka birşey değil sen kimsin? nesin? ne bildiğini sanıyorsun bence sadece git hocanın sakalını falan sıvazla.

Tarih boyunca kaç örneği var ki sivillerin asker yetiştirmesi? veya komuta etmesi? Hadi crassus falan bir örnek mi istisna mı?

bakıyorum da askeri vesayetin ülkeden tasfiyesi bazılarına baya dokunmuş   güzel güzel demek ki doğru yoldayız 

Tarikat vesayeti hoşuna gidiyor değil mi? Asker sana ailene zarar vermez tabi... onların yaptığını aradınız yıllarca bedeviler hoşunuza gidiyor.. gidin vatanınıza Türk topraklarını terk edin.