Şimdi Ara

Halkla ilişkiler ne iş yapar? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
35
Cevap
1
Favori
109.272
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: hellcat876


    quote:

    Orjinalden alıntı: rally2003

    Halkla ilişkiye girer.









  • quote:

    Orjinalden alıntı: hellcat876


    quote:

    Orjinalden alıntı: rally2003

    Halkla ilişkiye girer.









  • quote:

    Orjinalden alıntı: murat_sönmez

    şirketin eleman ihtiyacını karşılar
    misal bir şirkete eleman alınacak halkla ilişkiler bölümü en uygun olan kişileri seçer ve iş verene sunar
    ama bu bölümde vasıfsız biri çalışmaz gibi


    orası sakın insan kaynakları olmasın
  • insandır.şöle ki: insanoğlu her daim halkla ilişkidedir hehheh
  • Öncelikle düşük zeka seviyesi düzeyinde espiriler yapan(Halkla İlişkilere girer,pazarlamcı olur,elinde çanta ürün satar) diyen arkadaşlara aldırmadan konuya giriş yapmak istiyorum

    Bende Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümünde okumaktayım ve 3.sınıfa geçtim..
    Halkla İlişkiler ve Tanıtım bölümü mezunu herşeyden önce sosyal bilimcidir,insan bilimcidir.Zaten yurtdışındaki Halkla İlişkiler bölümleri İnsan Bilimleri fakültelerinde okutulmaktadır.Bunun nedeni halkla ilişkilerin sosyoloji,psikoloji,sosyal psikoloji,felsefe,tarih,siyaset bilimi,ekonomi gibi dersler içermesidir....

    Ayrıca herşeyden öte iletişim bilimcidir
    Sizin o elde çanta mal satma dediğiniz olay ikna kabiliyetine dayanır ve ikna üzerine onlarca kuram vardır iletişim biliminde ve halkla ilişkilerci iletişim kuramları dersi görür....

    Şirket prestijini yükseltme,reklam ve tanıtım,satış arttırma,işçi-yönetici,firma-halk iletişimlerinde bir köprüdür.
    Kriz yönetimi,stratejik düşünme,sorunlar karşısında çözüm üretme temel görevlerindendir.

    Son yılların en geçerli 50 mesleğinin içinde ilk 10'lardadır(Amerikada)
    Türkiyedede artan özelleştirmelere ve kamu alanındaki gelişmelere bakıldığında en fazla gelecek vaad eden mesleklerden biri olma yolunda ilerlemektedir.
    Ayrıca Türkiyede Halkla İlişkiler gazetecilikten kopma bir kol olduğu için Halkla İlişkiler mezunları gazetecilik yapabilmektedir.(Ön Lisan hariç)
    Bunun dışında reklam ajanslarındada (Ön Lisanslar hariç) iş imkanları vardır

    Umarım aydınlatıcı olmuştur.....




  • halkla ilişkiler ve reklamcılık okumayı düşünüyordum yeterince aydınlatıcı oldu teşekkürler...
  • Arkadaşlar belkide Halkla ilişkiler mesleğini bundan iyi anlatabilecek bir yazı okumamışsınızdır yazı bana ait değil netten alıntıdır.Keyifli okumalar

    Sevgili Babaanne,
    Geçenlerde annemi aramış, sohbet ederken sormuşsun:
    - Bizim kız ne okuyordu?
    Annem cevaplanmış:
    - Halkla ilişkiler ve reklam üzerine okuyor.
    Ardından, artık bir dram haline gelmiş beklenen soruyu patlatmışsın:
    - Yani?

    Öncelikle bu derin sorun için sana teşekkür ederim. Bu yazıyı yazmama neden olduğun için de ayrı bir mutluluk taşıyorum; çünkü çok haklısın.

    Medyada, her türlü televizyon programında, dizi-filmlerde, çarşıya gittiğinde, içerisinde bulunduğun her türlü yaşam alanında, hakikaten halk ile birtakım ilişkiler kuracağım duygusuna kapılmış olman oldukça doğal.
    Çünkü;

    Çarşamba günlerini halk günü ilan eden mahalle marketine gittiğinde, içeride çiğ köfte dağıtan arkadaşım halkla ilişkiler yapıyor; iş ilanlarından böyle anımsıyorsun.
    Herhangi bir ofiste telefona bakıp “Patron şu an dışarıda, kim arıyordu?” diyen arkadaşım halkla ilişkiler yapıyor; televizyonda böyle görüyorsun.
    Bir Pazar günü gazeteni eline aldığında, sarı sayfalara göz atarken; danışmada duracak halkla ilişkiler elemanı, en az 1.70 boyu – düzgün fiziği olan halkla ilişkiler elemanı, motosiklet ehliyeti olan halkla ilişkiler elemanı, hatta makam şoförü ilanını bile “Halkla İlişkiler” alanında görüyorsun.
    Doktorun, öğretmenin, mühendisin, hemşirenin ne yaptığı belli, ben ise halk ile ilişki kuracağım malum; “Eee? Yani çocuğum?” demek senin en doğal hakkın.
    Bu işin bir suçlusu var mıdır, bilinmez. “Public Relations” dediğimiz kavramı ilk kez “Halkla İlişkiler” olarak, aslını pek de iyi temsil etmeyen bir biçimde çevirenler mi, bu tabiri yanlış lanse eden medya mı, yoksa biz; bu mesleğin emekçileri mi?
    Tüm bunları bir yana bırakalım da, gel, ben sana ve diğer tüm babaannelere anlatayım;
    Madem doktor, öğretmen, ebe, hemşire değilim; ben ne iş yapacağım?

    Bir örnekle başlayacağım anlatmaya…
    Hani bazı elektronik aletler var mutfağında, banyonda, salonunda; hepsini, yıllardır aynı markadan seçersin. Neden? desem: “Öyle işte yavrum… Ne bileyim.” deyiverirsin, bir cevabı yoktur belki. İşte, onun cevabı benim babaanneciğim.

    Senin, bir ev hanımı olarak hangi markaları neden seveceğin, o markanın logosune renk olursa onu tercih etme ihtimalinin arttığı, hangi yazı stili ile logo oluşturulursa, o markanın sana daha güvenilir geleceği bizim işimizden geçiyor. Kısacası, senin bir cevabı olmadığını, tamamen duygusal düşündüğüntercihlere cevap olmak benim mesleğim.
    Bu mesleğin öncülerinden olan Edward Bernays gibi, aslında sen çok dikkat vermesende, örneğin, genelde yeşil kıyafetler tercih etmediğini araştırarak bulmak, bu yüzden yeşil ambalajlı bir ürüne karşı ön yargı taşıyabileceğin çıkarımına varıp, o yıl yeşil rengini moda yapmak ve senin o ürüne ilgi göstermeye başlama sürecin de benim mesleğimden geçiyor.
    Hani toplumun o, “Eee?” dediği meslek var ya;“Aman ne hanım kız.” dediğin televizyon programı sunucusunun dediklerine, önerilerine inanma ihtimalinin yüksekliğini hesaplıyor. Kadınların en çok takip ettiği sabah programı sunucusunun, neden kadınların en sık vakit geçirdiği alan olan mutfak ile ilgili ürünlerin reklamında oynatıldığının, kuru bir tesadüf olmadığını söylüyor. Çoğu kimsenin burun kıvırdığı Halkla İlişkiler, o burun kıvıranların kararlarına karar veriyor.

    Bunun yanında, birçok alanı var elbette bu mesleğin. Bir markanın, hedef kitlesi ile arasındaki ilişkiyi araştırıyor, hedef kitlesinin ondan ne bekleyebileceğini saptıyor; sosyal hayattaki boşluklara, olası fırsatlara odaklanıyor, bir şeyler gerçekleşmeden önce onları tahmin ediyor ve böylece bugün yaşadığın sosyal hayatın belli bir düzene oturtulmasına katkıda bulunuyor. Belki bir ay içerisinde başlayıp son bulacak bir etkinlik için, aylar öncesinden başlayan derin araştırmalar yapıyor, şirketlerin iç veya dış iletişimlerinde çıkan krizleri yönetiyor, en doğru kararın ne olacağını, verilecek kararın iki yıl sonra ne gibi sonuçlar doğurabileceğini tespit ediyor.
    Ve daha onlarca başlık üzerine odaklanarak; psikoloji, sosyoloji, antropoloji, istatistik ve daha birçok alanı tek bir kabın içerisine katıp, müşterisine verebileceği en kaliteli hizmet için gece gündüz çalışıyor. Kısaca toplamak gerekirse:
    “Doktor” olmadım. İyi ki de olmadım ki; hem bu kadar keyifli, hem bu kadar kritikbir mesleğin içine girdim. Fakat bilesin ki; “kötü doktor”, her zaman “eğitim anlamında” başarısız olan doktor değildir. Özel bir kliniğe gittiğinde, gördüğün her bir öge; renkler, yazılar, afişler, kelimeler, çalışanların-doktorların hastalar ile sosyal iletişimi, neredeyse sosyal olan her şey, benim mesleğimden geçiyor. Belki o doktorun hastaları bunları farketmiyor ama; biz farkediyoruz.

    Sana bir sır vereyim sevgili babaanne; toplum “bilmek ister.” İnsanoğlu “mantığı” ile değil, duyguları ile yaşar. Merak, öğrenme isteği ve hatta gereksiz enformasyon alma eğilimi dahi, insanın DNA’sına kazınmış özelliklerdir. Yalnızca bu başlığı seçtiğim için, yalnızca sana ne dediğimi merak ettiği için şu an bu satırları okuyan kaç insan var biliyor musun?
    İşte, benim mesleğim böyle bir şey. Hayatın içinden, samimi, gerçek bir parça.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: murat_sönmez

    şirketin eleman ihtiyacını karşılar
    misal bir şirkete eleman alınacak halkla ilişkiler bölümü en uygun olan kişileri seçer ve iş verene sunar
    ama bu bölümde vasıfsız biri çalışmaz gibi

    Arkadaşım senin bahsettiklerini 'İnsan Kaynakları' departmanı yapar.
  • Halkı
  • Açılın ben halkla ilişkiler mezunuyum

    Halkla ilişkilerin asıl amacı şirketin halka karşı görünümünü portföyünü statüsünü arttırmaktır.Örneğin:Şu reklamlarda gördüğünüz ağaç okul bilmemne projeleri hep halkla ilişkiler in ürünüdür.Ayrıca şirketin kokteyli olsun işte bazı görüşmeleri randevuları basın açıklamalarını hep halkla ilişkilerci yapar.Halkla ilişkilerci olabilmeniz için geniş kelime bilgisine sahip olmanlı ve bunu kullanabilmelisiniz.Ha ben okudumda bu özelliklere sahip miyim hayır.Kısacası yapılan iş bu.Ek olarak otellerde küçük çaplı şirketlerde çalışabiilir.Başlangıcı burda yapar genelde.

    Özet:Şirketin le halkın arasını yapan, yarı sekreter kelime oyuncusudur.


    edit: imla



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi just4techno -- 21 Ağustos 2013; 16:11:26 >




  • Kısaca şirketin sahip olduğu sempatiyi korumak ve geliştirmek diyebiliriz.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: karamamba92

    Arkadaşlar belkide Halkla ilişkiler mesleğini bundan iyi anlatabilecek bir yazı okumamışsınızdır yazı bana ait değil netten alıntıdır.Keyifli okumalar

    Sevgili Babaanne,
    Geçenlerde annemi aramış, sohbet ederken sormuşsun:
    - Bizim kız ne okuyordu?
    Annem cevaplanmış:
    - Halkla ilişkiler ve reklam üzerine okuyor.
    Ardından, artık bir dram haline gelmiş beklenen soruyu patlatmışsın:
    - Yani?

    Öncelikle bu derin sorun için sana teşekkür ederim. Bu yazıyı yazmama neden olduğun için de ayrı bir mutluluk taşıyorum; çünkü çok haklısın.

    Medyada, her türlü televizyon programında, dizi-filmlerde, çarşıya gittiğinde, içerisinde bulunduğun her türlü yaşam alanında, hakikaten halk ile birtakım ilişkiler kuracağım duygusuna kapılmış olman oldukça doğal.
    Çünkü;

    Çarşamba günlerini halk günü ilan eden mahalle marketine gittiğinde, içeride çiğ köfte dağıtan arkadaşım halkla ilişkiler yapıyor; iş ilanlarından böyle anımsıyorsun.
    Herhangi bir ofiste telefona bakıp “Patron şu an dışarıda, kim arıyordu?” diyen arkadaşım halkla ilişkiler yapıyor; televizyonda böyle görüyorsun.
    Bir Pazar günü gazeteni eline aldığında, sarı sayfalara göz atarken; danışmada duracak halkla ilişkiler elemanı, en az 1.70 boyu – düzgün fiziği olan halkla ilişkiler elemanı, motosiklet ehliyeti olan halkla ilişkiler elemanı, hatta makam şoförü ilanını bile “Halkla İlişkiler” alanında görüyorsun.
    Doktorun, öğretmenin, mühendisin, hemşirenin ne yaptığı belli, ben ise halk ile ilişki kuracağım malum; “Eee? Yani çocuğum?” demek senin en doğal hakkın.
    Bu işin bir suçlusu var mıdır, bilinmez. “Public Relations” dediğimiz kavramı ilk kez “Halkla İlişkiler” olarak, aslını pek de iyi temsil etmeyen bir biçimde çevirenler mi, bu tabiri yanlış lanse eden medya mı, yoksa biz; bu mesleğin emekçileri mi?
    Tüm bunları bir yana bırakalım da, gel, ben sana ve diğer tüm babaannelere anlatayım;
    Madem doktor, öğretmen, ebe, hemşire değilim; ben ne iş yapacağım?

    Bir örnekle başlayacağım anlatmaya…
    Hani bazı elektronik aletler var mutfağında, banyonda, salonunda; hepsini, yıllardır aynı markadan seçersin. Neden? desem: “Öyle işte yavrum… Ne bileyim.” deyiverirsin, bir cevabı yoktur belki. İşte, onun cevabı benim babaanneciğim.

    Senin, bir ev hanımı olarak hangi markaları neden seveceğin, o markanın logosune renk olursa onu tercih etme ihtimalinin arttığı, hangi yazı stili ile logo oluşturulursa, o markanın sana daha güvenilir geleceği bizim işimizden geçiyor. Kısacası, senin bir cevabı olmadığını, tamamen duygusal düşündüğüntercihlere cevap olmak benim mesleğim.
    Bu mesleğin öncülerinden olan Edward Bernays gibi, aslında sen çok dikkat vermesende, örneğin, genelde yeşil kıyafetler tercih etmediğini araştırarak bulmak, bu yüzden yeşil ambalajlı bir ürüne karşı ön yargı taşıyabileceğin çıkarımına varıp, o yıl yeşil rengini moda yapmak ve senin o ürüne ilgi göstermeye başlama sürecin de benim mesleğimden geçiyor.
    Hani toplumun o, “Eee?” dediği meslek var ya;“Aman ne hanım kız.” dediğin televizyon programı sunucusunun dediklerine, önerilerine inanma ihtimalinin yüksekliğini hesaplıyor. Kadınların en çok takip ettiği sabah programı sunucusunun, neden kadınların en sık vakit geçirdiği alan olan mutfak ile ilgili ürünlerin reklamında oynatıldığının, kuru bir tesadüf olmadığını söylüyor. Çoğu kimsenin burun kıvırdığı Halkla İlişkiler, o burun kıvıranların kararlarına karar veriyor.

    Bunun yanında, birçok alanı var elbette bu mesleğin. Bir markanın, hedef kitlesi ile arasındaki ilişkiyi araştırıyor, hedef kitlesinin ondan ne bekleyebileceğini saptıyor; sosyal hayattaki boşluklara, olası fırsatlara odaklanıyor, bir şeyler gerçekleşmeden önce onları tahmin ediyor ve böylece bugün yaşadığın sosyal hayatın belli bir düzene oturtulmasına katkıda bulunuyor. Belki bir ay içerisinde başlayıp son bulacak bir etkinlik için, aylar öncesinden başlayan derin araştırmalar yapıyor, şirketlerin iç veya dış iletişimlerinde çıkan krizleri yönetiyor, en doğru kararın ne olacağını, verilecek kararın iki yıl sonra ne gibi sonuçlar doğurabileceğini tespit ediyor.
    Ve daha onlarca başlık üzerine odaklanarak; psikoloji, sosyoloji, antropoloji, istatistik ve daha birçok alanı tek bir kabın içerisine katıp, müşterisine verebileceği en kaliteli hizmet için gece gündüz çalışıyor. Kısaca toplamak gerekirse:
    “Doktor” olmadım. İyi ki de olmadım ki; hem bu kadar keyifli, hem bu kadar kritikbir mesleğin içine girdim. Fakat bilesin ki; “kötü doktor”, her zaman “eğitim anlamında” başarısız olan doktor değildir. Özel bir kliniğe gittiğinde, gördüğün her bir öge; renkler, yazılar, afişler, kelimeler, çalışanların-doktorların hastalar ile sosyal iletişimi, neredeyse sosyal olan her şey, benim mesleğimden geçiyor. Belki o doktorun hastaları bunları farketmiyor ama; biz farkediyoruz.

    Sana bir sır vereyim sevgili babaanne; toplum “bilmek ister.” İnsanoğlu “mantığı” ile değil, duyguları ile yaşar. Merak, öğrenme isteği ve hatta gereksiz enformasyon alma eğilimi dahi, insanın DNA’sına kazınmış özelliklerdir. Yalnızca bu başlığı seçtiğim için, yalnızca sana ne dediğimi merak ettiği için şu an bu satırları okuyan kaç insan var biliyor musun?
    İşte, benim mesleğim böyle bir şey. Hayatın içinden, samimi, gerçek bir parça.



    Biraz tereddütüm vardı şuan ilk sıraya yazdım İnönü Üniversitesi :)




  • quote:

    Orijinalden alıntı: günışık

    halkla ilişkiler ve reklamcılık okumayı düşünüyordum yeterince aydınlatıcı oldu teşekkürler...

    Neye karar verdin?
  • captureThecrown kullanıcısına yanıt
    hayırlı olsun dostum bende marmaradan seneye mezun oluyorum başarılar sana şimdiden :)
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.