Şimdi Ara

Günlük Kullandığımız Sözcüklerin Türkçe Karşılıkları (3. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
202
Cevap
0
Favori
19.568
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Mertallica
    Eğer benim atalarım, kendi dilim için o sözcüğü tam karşılayan bir sözcük zaten bulmuşlarsa, ben o diğer dilden gelen salak sözcüğü kullanmamak için elimden geleni yaparım.



    quote:

    Orjinalden alıntı: Mertallica
    Ben elimden geldiğince, Türkçe sözcükler kullanmaya uğraşıyorum



    ...hatta ondan önce sen agresifleşmelisin ki sıkıntısı geçiversin...

    ...Ben size mekanizmayı şu şekilde açıklayayım...

    ...Ben ne yaptım yav?

    ...Şimdi hakkaten öldüm işte.

    ...Bir de dozajını ayarlayamadığımı söyledim

    ...konu sosyal fobi konusu oldu

    ...Ben çoğunlukla empati kurarak çözmeye çalıştım

    ...şeyleri ve potansiyelini umursamaman gerekiyor.

    şimdi arkadaş
    yukarıdaki cümlelerin tamamı sana ait.
    farklı zamanlarda ve farklı konularda yazılmış.
    sadece kopyalayıp yapıştırdım.


    yazdıklarınla düşündüklerin arasında ben bir yakınlık bulamadım
    burada bir sorun var.

    birde uslubunla ilgili sorun var.
    örnekler aşağıda.
    yine yukarıdaki gibi kopyalayıp yapıştırdım sana ait cümleleri

    ...Anladığım kadarıyla oldukça bilgisiz birisiniz dilimiz konusunda.

    ...Ayrıca ben kimseye düşüncesini sorduğumu anımsamıyorum.

    ...Ancak, bazı kişilerin, basit bir biçimde, buna karşı çıkmalarını veya bilgisizce nedenler sunmalarını sindiremiyorum


    saman alevi denen bir durum vardır.
    birden parlar ama etkisi de kısa sürer.

    kalıcı olmak için daha çok okuyup daha az konuşmalısın


    saygılar




  • Öncelikle beni eleştirdiğiniz için sağ olun.
    Burada kendimi savunurcasına, bir açıklama yapmış olmak istemiyorum, öyle bir amacım yok. Ancak, bu Türkçe sözcükler kullanma olayı, bilirsiniz ki çok yorucu. Şu anda bu yazıyı yazarken bile, durumu güçleştiriyor. Yukarıları okursanız ayrıca, bir süre bu uğraşıma ara verdiğimi yazmıştım. Yabancı kökenli sözcükler kullanıyorsam, yorgun olduğum için, düşünmekle uğraşmak istmediğim için veya sözlüğe uzanamayacak kadar eringen olduğum içindir.

    İkinci bölüm içinse, sinirlendiğimin farkında olduğumu da söylemiştim. Yukarıda yazıyor. Kısa sürede sinirlenip, sinirimin geçtiğini hatta, sinirlendiğimde bile geçeceğini biliyordum. Kendimi tanıyorum çünkü.

    Kalıcı olmak konusundaki öneriniz içinse, katılmakla birlikte, uyguladığımı belirtmek isterim.




  • Çok güzel bir konu açılmış. Ben burayı henüz buldum. Ben de bir kaç şey eklemek isterim.
    Bana göre bazı kişiler bazı yabancı kelimeleri özellikle dilimize sokmak için uğraşıyorlar. Dediğim kişiler bu işi medya aracılığıyla en kısa ve en etkili biçimde gerçekleştirebiliyorlar. Tamam bazı kelimeleri hepimiz kullanıyoruz ancak hiç gereği yokken, gereksiz bir şekilde bazı yabancı kelimeleri tercih etmek saçma. Mesela kontrol etmek de Türkçe değilken adamlar 'çek etmek(check)' kelimesini kullanıyorlar. Şimdi buna ne gerek var? Beni refüze etti diyor. Handikap diyorlar. Yani, bunlar ilk defa bulunan ya da icat edilen bir şey değil ki Türkçesi olmasın. Örneğin, televizyon. Karşılığı var mı bilmiyorum, bunu kullanıyoruz, handikap kelimesine, efor kelimesine ne diyeceksiniz? İlerizekalı o insanlar bunları niye kullanmaya çalışıyor anlamıyorum. Çok iyi yabancı dil biliyorsan eğer çık karşıma konuşalım. Yok bilmiyorsan, böyle sonradan görme gibi davranma. Hani, adam araba alır da, millet görsün diye çıkıp bir tur atar, bunlar da bildiği bir kaç yabancı kelimeyi araya sıkıştırıp sözüm ona hava atarlar.

    Son olarak, takma at ya da lakap(nick), her ne denirse, onu da seçerken şöyle Türkçemizden bir kelime bulamıyor muyuz arkadaşlar? Madem Türkçe kelime kullanmaya çalışıyoruz, o halde takma adımızı da dilimizden seçip konuyla çelişkili olmayalım, ne dersiniz? Benimkisini sanırım tahmin edersiniz. Kendi adımın kısaltması.

    Herşeyimizle örnek olalım birbirimize.

    Hoşçakalın.




  • Benim kullanıcı adım, Türkçe değil ancak, herhangi bir dile ait de değil. Bunu kendim uydurdum.
    Metallica ile Mert'i yani adımı birleştirip, Mertallica yaptım. Metallica özünde İspanyolcadır. Metalden yapılmış olan anlamına gelir. Ancak İspanyolcada Mertallica diye bir sözcük yok.

    Anlattıklarınız konusunda da size bir soru yöneltmek istiyorum. Sözcüklerin, bizde karşılığı varken, İngilizcesinin kullanılması ile, Arapçasının kullanılması arasında bir fark var mıdır?

    1000 yıldır kullandığımız sözcükler diyorsunuz. Şu anda İngilizce sözcükleri dilimizden atmıyoruz ya, aynısı 1000 yıl önce oldu diye bu kirlenmişliği sürdürmemiz mi gerekiyor?
  • Arkadaşlar, eskiye bakmayın. Yeniye bakın, ileriye bakın. Dil, kültürün en önemli bir parçası olarak uygarlığın ve çağdaşlaşmanın birinci göstegesi. Bu nedenle çağdaşlaşma sürecimizde öncelikle arapça ve farsça sözcüklerden kurtulmalıyız.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    Arkadaşlar, eskiye bakmayın. Yeniye bakın, ileriye bakın. Dil, kültürün en önemli bir parçası olarak uygarlığın ve çağdaşlaşmanın birinci göstegesi. Bu nedenle çağdaşlaşma sürecimizde öncelikle arapça ve farsça sözcüklerden kurtulmalıyız.

    bence sen arapça ve farsça ya önyargıyla bakıyorsun çağdaşlaşma dediğin de sadece kılıf yani arapça ve farsça okadar geri bir dil ki onlardan kurtulduğunda ancak o zaman "çağdaş " olursun değilmi?
    bu arada illaki bu dillerden gelen sözcüklerden kurtulmayı isteyenler varsa şimdiden çalışmaya başlayın derim çünkü arapçadan 6463 farsçadan 1374 sözcük türkçeye geçmiştir hangi dilden ne kadar sözcük geldiğini öğrenmek için tdk nın sitesine bir bakalım ;
    http://tdk.gov.tr/TR/BelgeGoster.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF1A46C5FBFA979D0C
    çok çalışmanız gerek çok :)




  • Dili sabit bir şey olarak görmek yerine her yönden beslenen (dejenere olmayı kast etmiyorum) canlı bir varlık olarak ele alırsak daha geniş bakabileceğimizi düşünüyorum...
  • Evet dil canlıdır, ancak gelişimini yalnızca kendi bünyesinde yapabilir. Diğer dillerden sözcük alarak gelişmek olmaz. Kendi dilindeki sözcükleri türeterek gelişmek olur.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Mertallica

    Evet dil canlıdır, ancak gelişimini yalnızca kendi bünyesinde yapabilir. Diğer dillerden sözcük alarak gelişmek olmaz. Kendi dilindeki sözcükleri türeterek gelişmek olur.


    Herhangi bir dilin diğer dillerden etkilenmemesi mümkün mü?

    Bir ingilizceye, fransızcaya, almancaya bakın.Diğer dillerden ne kadar kelime almışlar diye!
  • Tamam, olası değil, bunun tersini söylüyor değilim. Ancak, bütünüyle arılaşmamız olanaksız diye, körü körüne diğer dillerden sözcük almamız çok mantıklı değil. Bizde zaten karşılığı olanları almamız, hiç mantıklı değil. Salt özentilik...

    Avrupa dilleri arasında çok büyük bir etkileşim vardır. Ancak onların durumu bizimki gibi değil. Avrupalılar gerektiğinde birlikte olur, gerektiğinde düşman olur. Ancak bizim öyle olduğumuz bir yapı yok. Biz yalnızız.
    Araplar veya İranlılar ile iç içe olmamız gibi bir durum da yok. Onlar bizim hakimiyetimiz altında kendi topraklarında yaşadılar. Ben hiç, bir Arapla ya da İranlı ile komşu olmadım. Ancak, Kürt, Gürcü ve Lazlar ile birlikte yaşıyorum. Şimdi iç içeyim diye onların dillerindeki sözcükleri almam mı gerekiyor?

    Ayrıca Almanlara bakarsanız, dil konusunda çok katı olduklarını göreceksiniz. Onlar bizim gibi değiller.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Mertallica

    Ayrıca Almanlara bakarsanız, dil konusunda çok katı olduklarını göreceksiniz. Onlar bizim gibi değiller.



    Katilmiyorum buna, Almanlar dillerini cok kotu kullanan bir millet. Butun atasozlervi ve deyimlerinin 5%'inden
    daha azini gunluk hayatlarinda kullaniyorlar. Gunluk hayatlarinda ingilizce buyuk yer kapliyor. Ve cogu Alman-
    canin en onemli parcasi olan (bilen bilir, her kelime 3 artikelden birine sahiptir; der, die veya das) artikelleri
    bilmiyorlar. Yani hangi kelimede hangi artikelin kullanilacagini.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi paranoid_andr0id -- 20 Mayıs 2007; 17:49:58 >
  • fransızca'da -sel / -sal diye bir takı yok
  • Dilimizde karşılığı varken, sadece İngilizce değil hiç bir dilden kelime almamalı. Ben özellikle İngilizce'den bahsetmiyorum. Sanırım siz de bunu anlıyorsunuzdur. Çok göz önünde olduğu içindir belki.

    Başka dilden kelime kullanmak ya da kullanmaya çalışmak(çünkü bazen akıllılar yanlış kelime seçiyorlar), sadece gereksiz bir özenti. Mesela, bugün arabayla giderken bir kuaförün adı 'Beautiful' olarak seçilmiş. Bunun örnekleri çok biliyorsunuz. Makst ilgi çeksin. Çünkü, bir kelimenin yabancı karşılığını kullanırsan, hele hele günümüzde bu İngilizce ise, havan olur. Bazı kıyafetlerin üzerlerinde İngilizce olarak küfürler yazıyor ve millet bunları alıp giyiyorlar. Maalesef, bazı bayan arkadaşlar bile giyebiliyor bunları. Buralarda da bazıları takma adlarını yabancı olarak seçiyorlar. Ben İngilizce öğretmeniyim ve öğrencilerime her zaman şunu söylerim; 'Hiç bir zaman kendi dilinize ihanet etmeyin.' Çünkü, kendini bilmez yarım yamalak bildiği iki üç kelimeyle hava atmaya çalışanların aslında ne kadar gülünç bir duruma düştüklerini gördükçe sinir oluyorum. Özellikle basın yayın organlarında bunu yapanlar, küçüklere kötü örnek oluyorlar. Sadece küçüklere değil, toplumun büyük bir kesimini etkileyebiliyorlar. Valla, akıllı olmak lazım. Bazı şeyler öyle çabuk gelişiyor ki engellemek mümkün olmayabilir. Adam yazı yazarken 'walla, yaw,...' gibi ne olduğu belirsiz kelimeleri bile kullanmaya çalışıyor. Düşünün, yabancı kelime özentisini geçtik, dilimizde olmayan harflere bile özenti var.

    Bence bu konularda devletin de devreye girmesi gerekir. Televizyondaki ,gazetedeki ya da radyodaki bu yanlış gidişatı durdurmada devletin de emeği olmalı. Şimdi bu yasakla, cezayla olmaz diye düşünen varsa, ben onlara şunu söyleyebilirim. Basındaki bazı şahıslar, bunu bilerek yapıyor bence. Haber sunan malum bir şahıs vardı bir ara. O, bence bunu bilerek yapıyordu. Art niyetli insanları durdurmak gerek. O mevkilere gelen bir insan dili doğru kullansın. Sanırım bir ara, dükkanisimlerinin Türkçe olması diye bir şey vardı. Bilmiyorum hala var mı? O da olabilir mesela. Eminim Türk Dil Kurumu'nun daha iyi önerileri vardır. Keşke yapılsa bunlar. Neyse, sanırım çok uzattım.

    Herkese iyi akşamlar.




  • İşte benim de söylemeye çalıştığım bu. Yalnızca İngilizce değil... Birtakım kişiler, Arapça özentiliği yapıyor. Açık konuşacağım, ruhani kesimdeki kişilerin yazılarına bakın. Salt Arapça gibi bir izlenim bırakıyor.

    İşte diyorum ki, yabancı olan, bizlere ait olmayan, her türlü sözcüğü atalım. Salt Türkçe konuşalım. Ama yukarıdaki yorumlara bakın. Delirmemek elde değil yahu? Bu kadar mı dil karşıtı olunur.

    Bugün ile o 1000 yıl öncesinin ne farkı var? Bence yok. Muhakemet'ül Lugateyn bunu o kadar güzel anlatıyor ki... O gün önüne geçemediğimiz bu şey, dilimizde kaldı diye, bugün de mi önüne geçemiyoruz? Aradan bırakın 1000'i, 100 yıl geçsin, yine birileri çıkıp bu İngilizce sözcükler için de dilimize yerleşti, bunlar bizim dil zenginliğimiz diyecek. Yine benim gibi kendi çapında uğraşmaya çalışan kişiler düş kırıklığına uğrayacak...

    Çok mu istiyorum anlamıyorum ki? Salt Türkçe konuşsak, diğer ülkelere örnek olsak, bizi konuşurlarken, "Adamlar ne kadar önem veriyor dillerine be!" deseler kötü mü olur?




  • "sel" "sal" ekleri bildiğim kadarı ile Atatürk devrinde türetilip dilimize kazandırılmıştır. Dilimizde çok önemli bir boşluğu doldurur. Bu ekler olmadan entellektüel bir dil kullanamayız, felsefe yapamayız çünkü ilgili bir çok kelimeyi başka dillerden gelen eklerle kullanamayız. Bu ekler olmasa"olgusal, imgesel, kavrsamsal, bireysel..." diyemeyiz (kavram kelimesine arapça ek getirip kavrami diyemeyiz). Ben kişisel olarak bu ekleri ve onlarla türetilen kelimeleri kullanmayı çok severim.

    "sel sal" eklerini beğenmeme olgusu "sel sal ekleri sorunsalı" olarak anılacaktır..
  • evet, beğenmeyenler kişisel demek yerine zati diyebilirler
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Mertallica

    İşte benim de söylemeye çalıştığım bu. Yalnızca İngilizce değil... Birtakım kişiler, Arapça özentiliği yapıyor. Açık konuşacağım, ruhani kesimdeki kişilerin yazılarına bakın. Salt Arapça gibi bir izlenim bırakıyor.

    İşte diyorum ki, yabancı olan, bizlere ait olmayan, her türlü sözcüğü atalım. Salt Türkçe konuşalım. Ama yukarıdaki yorumlara bakın. Delirmemek elde değil yahu? Bu kadar mı dil karşıtı olunur.


    burada kimse dil karşıtı değil. Eğer ifadelerini yeni giren kelimelere karşı özellikle ingilizceden özenilerek alınan kelimeleri kastedersen burada herkes seni destekler. Ancak yıllarca kullandığımız kelimeleri atmaya kalkarsan kusura bakma kolay destek bulamazsın. Onlar artık bizimdir bize aittir. Nereden gelirse gelsin.

    Senin gönlün o şekilde konuşmayı arzu edebilir. Konuşurken de öyle kelimeler seçebilirsin ...

    quote:

    Bugün ile o 1000 yıl öncesinin ne farkı var? Bence yok. Muhakemet'ül Lugateyn bunu o kadar güzel anlatıyor ki... O gün önüne geçemediğimiz bu şey, dilimizde kaldı diye, bugün de mi önüne geçemiyoruz? Aradan bırakın 1000'i, 100 yıl geçsin, yine birileri çıkıp bu İngilizce sözcükler için de dilimize yerleşti, bunlar bizim dil zenginliğimiz diyecek. Yine benim gibi kendi çapında uğraşmaya çalışan kişiler düş kırıklığına uğrayacak...


    bu arada size bir sorum olacak.

    1-Türkçede kaç kelime vardır ? Dışarıdan gelen kelimeleri atarsak kaç tane kalır ? İngilizcedeki kelime sayısı bizimkinin kaç katıdır ?



    quote:

    Çok mu istiyorum anlamıyorum ki? Salt Türkçe konuşsak, diğer ülkelere örnek olsak, bizi konuşurlarken, "Adamlar ne kadar önem veriyor dillerine be!" deseler kötü mü olur?


    Kusura bakma ama "desinler" diye birşey yapmak bana göre birşey değildir.

    Ayrıca ingilizcedeki kelime sayısı bizimkinden çok çok fazla. Bir de sizin dediğiniz kelimeleri atarsak korkarım ne kadar fakir bir dilleri var derler...

    Ayrıca Arapçadan karın ağrısı olanları anlamakta mümkün değil. Arapçadan Türkçeye geçen kelimelerin çoğu din eksenli kelmelerdir. Acaba bu karın ağrısının sebebi dine karşı olan soğukluk mudur ? O zaman bu ifadelerinin de anlamı yoktur. Herkes tanır onları ...




  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    "sel" "sal" ekleri bildiğim kadarı ile Atatürk devrinde türetilip dilimize kazandırılmıştır. Dilimizde çok önemli bir boşluğu doldurur. Bu ekler olmadan entellektüel bir dil kullanamayız, felsefe yapamayız çünkü ilgili bir çok kelimeyi başka dillerden gelen eklerle kullanamayız. Bu ekler olmasa"olgusal, imgesel, kavrsamsal, bireysel..." diyemeyiz (kavram kelimesine arapça ek getirip kavrami diyemeyiz). Ben kişisel olarak bu ekleri ve onlarla türetilen kelimeleri kullanmayı çok severim.

    "sel sal" eklerini beğenmeme olgusu "sel sal ekleri sorunsalı" olarak anılacaktır..


    dil devriminden öncede vardı.
    örnek: uysal- kumsal gibi...

    ama eskiden kullanımı çok azdı. sonradan kullanım alanı genişledi.
    şimdi gerçektende dilimizde çok önemli bir boşluğu dolduruyor.




  • Tamam Deep Impact, peki. Sen zâtî teşhislerinle paralel olarak gördüğün ve şu anda istişare ettiğimiz mevzu bahsin fevkalade dışına çıktın. İstediğini kullanmakta hürsün. Kimse zaten burda sana şunu kullanacaksın diye şiddet kullanmıyor. Ömrünün bu mükemmel ve muazzam yıllarını, pek bahtiyar geçirmeni dilerim. Bir beşer olarak, hatta bir ideolog olarak, sana zefrî bir ömür diliyorum.

    Her zaman Türkçeleri varken, Arapçalarını kullan olur mu? Belki bir gün Arapça çevirmen olarak, yüksek kazançlı bir iş bulabilirsin. Sonra belki televizyonlara çıkar, bizde karşılığı olmasına rağmen, attığımız sözcükler yüzünden dilimizin yoksullaştığını savunursun. Hatta varsıllaşmak adına, dilimize Arapça, Farsça, Fransızca, Fince, Rusça ve diğer İngilizce dışındaki tüm dillerden sözcükler taşıyabilir, geleceğimizin daha aydınlık olmasını sağlayabilirsin.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Mertallica
    Her zaman Türkçeleri varken, Arapçalarını kullan olur mu? Belki bir gün Arapça çevirmen olarak, yüksek kazançlı bir iş bulabilirsin. Sonra belki televizyonlara çıkar, bizde karşılığı olmasına rağmen, attığımız sözcükler yüzünden dilimizin yoksullaştığını savunursun. Hatta varsıllaşmak adına, dilimize Arapça, Farsça, Fransızca, Fince, Rusça ve diğer İngilizce dışındaki tüm dillerden sözcükler taşıyabilir, geleceğimizin daha aydınlık olmasını sağlayabilirsin.


    hadi diyelim bin yıldır kullandığımız kelimeleri Türkçe den attık.

    ne kazanacağız ?


    bence mücadeleni bin yıllık kelimeleri atma yerine dilimize günümüzde giren yabancı kelimeleri atma niyetine kullanırsan çok daha iyi eder ve daha başarılı olursun.

    mükemmel kelimesini kullanmak seni niye rahatsız etsin ki ????

    onun yerine "perfect" kelimesinin dilimize girmesini engellemeye çalış.




  • 
Sayfa: önceki 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.