Şimdi Ara

-Güneşin Batışıyla Kararan Hayatlar- FİNAL 28.07-04.00

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
160
Cevap
60
Favori
4.210
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Kaldırıldı rafın en ücra köşelerine kararan hayatların günlüğü
    Belli değil bir hiç uğruna kaç hayatın söndüğü...

    -Hikaye ana konudan saptığı için adı değişmiştir, kusura bakmayın.



    -Güneşin Batışıyla Kararan Hayatlar-

    ******************----------------------- BÖLÜM I -----------------------******************************

    yaklaşık 5 yıl önce başımdan geçen bu olaydan sonra hayatım tümüyle değişti, cebimden hiç para eksik olmadı ama hiçte mutlu olamadım. O zamanlar yeni 18 yaşına girmişim üzerimde bi kendi başıma bişeyler yapabilirim havası var ama yatmaktan başka bişey yapmıyorum. Üniversite zaten seneye kalmış yazın sonlarına doğruyuz. Kendi kendime dedimki bir hafta sonra tatili bırakacam ders çalışacam. Bi bilgisayar bi uyku arasıra da dışarı çıkıyordum. Aslında çok asosyal değilim ama hazırlanıp çıkmaya üşeniyorum. Bide hepsi bi kasıntı davranıyorlar hoşuma gitmiyor hareketleri çok ergence geliyor. Galiba ben çabuk olgunlaşmıştım. Her neyse tam laptopu açtım yatağıma aldım yanıma da bi bardak kola aldım. Kola dökülmesin diye gözüm hep orada o sırada internete girdim derken daldım gitti. Sonra kapı çaldı kim diye kalktım, açtım kapıyı babam gelmişti. Aramız biraz limoni iki de bir ders çalışsana diyor bende biraz dinleneyim bütün sene çalıştım zaten diyorum. O d klasik veli sözlerinden çalıştıysan niye kazanamadın diyor. Moralim çok bozuluyor. O sıra annem bi bağırdı, dedim peşinden kesin terlik gelecek. O nasıl bi terlik benim odamdan yola çıktı koridorda son gaz geldi tam ayağımın önünde yere düştü. Bu sefer annem diğerini ateşledi, bu seferkinde çok iyi hesaplamıştı tam üstüme geliyordu bi yandan da bağırıyordu bu yatağı sen mi temizleyeceksin buraya kola konur mu diye. Ahaa dedim ben onu oraya koymuştum dimi.

    ******************----------------------- BÖLÜM II -----------------------******************************

    Kaçıyım diye yana bi fırladım orda da babam varmış. Babamın ayağında tırnak batması var, bi baktım babamın ayağı yok sonra dikkatlice baktım benim ayağımın altına sokmuş ayağını. Sonra biraz daha düşününce babamın ayağını ezdiğini fark ettim. Bunların hepsi aynı saniye içinde gerçekleşti. Babam o acının siniriyle bi bağırdı bana. “itoğluit bi işe yaramıyorsun, ders çalıştığın yok anca dertsin. Git bi yerde çalış adam ol” Adam kıvranıyordu bi yandan da bana ana bacı küfrediyor. Ananı şöyle böyle dedikçe bende tebessüm oluştu. Adam o acıyla tuttuğu gibi beni hızlıca kapının önüne itti ve kapıyı kapattı. Çok dokunmuştu ne kadar canı yanarsa yansın böyle yapmamalıydı. O gün benim için artık babam bitmişti. Gençliğin verdiği bişeydi zaten özgürlük arıyorsun anne babadan kurtulmak için fırsat arıyor gibiyiz. Şu an fazlasıyla pişmanım. Bende o sinirle gittim, bi daha dönmeyeceğim hemen iş bulmalıyım dedim. Öncelikle rahat olsun diye internet cafeleri gezdim. Bu arada üstümde salaş bi tshirt altımda da pijamamsı eşofman var. Yattığım elbiselerle kapı dışı edilmiştim. Bi kısmı üstüme bakıyordu direk, öyle sokak çocuğu gibi değildim ancak böyle yerlerde iş bulabilirdim. Bi mağazada çalışmak istemiyordum, yük taşıma filan zor gelirdi bana. Sonra garson filan da olamazdım, milletin yüz burkmasını filan kaldıramazdım. Laf edenle kavga çıkarırdım. İnternet cafelerin hepsi mi yeğenini, çocuğunu, arkadaşının çocuğunu işe alır. Diğer çocukların neyi eksik haa. Hiç biyer bulamamıştım eleman arayan, dükkanlara göz gezdirerek yürürken mc donalds ı gördüm. Hemen girdim başvuru belgelerini doldurdum.

    ******************----------------------- BÖLÜM III -----------------------******************************

    artistler üstüme baktılar iyice göz gezdirdiler tamamdır biz size döneriz dediler. Artistler neyimi beğenmedilerse, sanki bilmiyoruz almak istediğinizde bize şu belgeleri getirin dediğinizi. Zaten onlarda çok çalışmak istemiyordum derken bi otoparkta eleman aranıyor yazıyordu. Hemen girdim, dediler ehliyetin var mı yok dedim. Sürebiliyor musun araç dediler? Motosiklet, araba her türlüsünü kullanabildiğimi, aslında arabaların hayranı olduğunu anlattım. Yaşımı filan sordular, her şeyi geçtik adam çok olumlu bakıyor gibiydi ama yanındaki hanzo hiç öyle değildi. Sonradan öğrendim aslında otopark arazisi filan ona aitmiş, bana sıcak bakan adam sadece orayı işleten kişiymiş. Hesap muhasebe uğraşıyormuş. Neyse uzun uzun konuştuk adamla, adam ben sana dönerim dedi. Abi dedim benim acilen işe ihtiyacım var dedim, neden dediler. Evden atıldığımı söyledim yüzleri ekşidi ne halt yedinde kovdular filan dediler

    ******************----------------------- BÖLÜM IV -----------------------******************************

    Olanları bir br anlatınca yumuşadılar, babanın sinirine gelmiş dön bence dedi. Artık orada işim olmadığımı keskin ve kısa cümlelerle anlattım. Hanzo olan direk fiyat konusuna girdi, burada günlük para alırsın dedi. Tam istediğim gibi olduğunu, zaten kalacak yer için hemen para gerektiğini söyledim. Bana hep sıcak bakan adam arkada bi oda olduğunu ofiste duş-tuvalet bulunduğunu eğer isterse oraya bi çekyat atabileceklerini yalnız alacağım paranın %25 ini keseceklerini söyledi. Hiç düşünmeden kabul ettim. Bu dediğim yerde hem oto yıkama vardı hem otopark. Bazıları geceleri araçlarının yıkanmasını söylüyormuş. O sıra araç geldi bana hep sıcak bakan abi olayı anlattı. Ben gidip inen kişiye fişi verecekmişim, sonra arabayı içeri park edecekmişim. Fişiyle gelene de arabasını getirecekmişim. Fiş sistemi çok iyi, abonelere kart veriliyor. Barkod okutur gibi okutuyorsun aracın sahibinin adı markası modeli her şeyi bilgisayarda gözüküyor. Barkodun son iki hanesine göre anahtarı kutuya takıyoruz onu alıp aracı çalıştırıyoruz. İlk gelen aracı ben aldım, kadın aracı yıkarsınız sabah kadar almayacağım dedi. Hemen beni işe alan adam anahtırlığa bi bant yapıştırdı.


    ******************----------------------- BÖLÜM V -----------------------******************************
    Sonra başladı anlatmaya : Akşam saat 10:00 dan sonra bantlıları yıkamaya başlarsın sonra yatarsın. Zil sesini duyarsan kapıya bakarsın, gece köpeği de bahçeye salıyoruz havlar ama ısırmaz. Ben sabah gelir araç teslimini yaparım öğlen giderim sonrası sana ait dedi. Düşününce çok rahattı, ofis denilen kaldığım yerin bulunduğu yerde bilgisayar internet vardı. Bütün mekan bana kalmıştı. O sıra aklıma annem geldi, en azından haber vermeliydim. Hemen rica edip telefon açtım durumu anlattım. O gece araç yıkamayı göstermek için bana sıcak bakan abi de yanımda kaldı, aynı zamanda paramı verecekti. Araç yıkamak çok basitti, hatta bi ara birbirimize su filan tutup eğleniyorduk. Çok iyi anlaşacağımızı düşündüm. Abim gibi ısınmıştım, sanki artık bi abim varmış gibiydim. Kısa zamanda para biriktirip kendime üst baş almalıydım, ya da bi gün eve gidip eşyalarımı toplamalıydım. Bi yıkamacı elbiselerim vardı bide pijamamsı elbiselerim. O gece para bekledim ama hiç ordan konu açılmadı. Abi çıkarken dolapta atıştırmalık bişeyler var yiyebilirsin dedi. Hanzo abi gitmeden kebap ısmarlamışlardı o yüzden açlığım yoktu. Tam içeri girecekken köpeği gördüm, ilk başta bi korktum sonra sevdim filan ama her gelene geçene havlıyor, o nasıl bi köpek öyle. İçeri girdim yatağıma yattım. Direk uyumuşum. Uyandığımda saat 12:00 ye geliyordu, abi gelmiş araçların çoğunu teslim etmişti.Günaydın bile demeden “ Paran ofiste defterlerin altında, günlük oraya bırakırım alırsın ben çıkıyorum bundan sonrakiler sende.” Dedi. Dedim acaba erken uyansam işe erken mi başlatıp gidecekti acaba. Sonraki günlerde anladım ki 12:00 ye kadar ben uyanık olsam dahi bana iş yaptırmıyordu ama 12:00 dedi mi kayboluyordu ortalıktan. Bende sırf onla sohbet için erken uyanmaya çalışıyordum.




    ******************----------------------- BÖLÜM VI -----------------------******************************

    Neyse gelelim o güne oturmuşum bilgisayar başına bi kaç araç daha verdikten sonra daha akşama kadar gelen giden olmaz diye düşünmeye başladım. Dolabın üstünde sipariş verilecek yerlerin numarası vardı birinden lahmacun söyledim. Kendi paramla ilk kez bişeyler yiyecektim. O sıra bi baktım ki karşımda babam duruyor. Ne desem dedim, korktum bi an. Sonra işimin verdiği rahatlıkla sana yemek ısmarlayayım mı Mustafa bey dedim. Babamın yüzü ekşimişti, biikaç özürden sonra ikna edemeyeceğini anlamıştı. Bizim kapımız hep sana açık, o an sinirden yaptım cart curt yaptıktan sonra gitti. Ara ara yanıma uğradı sonrasında, bi ara bana elbiselerimi de getirdi. Annem havlu filan koymuş bir bir anlatıyor. İç çamaşırı filan getirmişler, sanki hapisteyim haa. Neeyse böyle günler geçiyor ben yavaş yavaş parama para katıyorum. Zil sesi geceleri çok az çalardı, bazen geç gelen olurdu bazen acil işi çıkanlar. Uykudan kalk git al arabayı müthiş canımı sıkıyordu. Bide köpeği akşamları salarken çok korkuyordum yanına gidip tasmasını çözerken hissettiğim duyguları anlatamam. Günler geçerken bi gün sabah zille kalktım. Gittim aracı verdim, abi dediğim insan gelmemişti.



    ******************----------------------- BÖLÜM VII -----------------------******************************

    Normalde hava kararmaya başlamadan gelen insan halen yoktu ortalıkta. Köpeği aldım tasmasını taktım. Arayacak kimse de yoktu bi abinin numarası vardı bende ona da ulaşılamıyordu. Neyse o gün öylece geçti akşam hızlıca baştan savma araçları yıkayıp yattım. Çok yorgundum. Diğer günde zil sesine ben kalktım. Yine araçları verdim bir bir, içimden küfretmeye başladım. İş 12 saatten uzun süre olunca uykusuzluk cidden çok yoruyor insanı derken hanzo görünümlü abi geldi. Kendini tanıttı, bundan sonra mekan sana ait dedi bi de sana çalışan birini bulacağız o işlerin çoğunu yapar sen kontrol edersin dedi. Abi ye noldu dedim bilmiyorum haber alamıyoruz, milletle çok dalaşıyordu uyuşturucu pazarlayan pisliğin birinin kızını seviyordu her öğlen okuldan alıp geziyordu. Adam durumu anlamıştı tehdit ediyordu, iki de bir kızı dövüyordu. Kızı kaçırdı en sonunda adamda silahlı adamları takmış peşine diye duydum. Biz özür diledik ama bizim güzümüz yetmez öyle adamlara, ya kızı bırakacak ya da ömür boyu kaçacak. Çok severdim yaşar abini ama yapacak bişey yok. Benim gibi adamı anında harcarlar. Adını ilk kez duymuştum. Ben hep abi diyordum, adı yaşarmış. Ama hiç adı gibi olmadı 2 gün sonra kızla beraber vurulduğunun haberini aldık. Yaşar abi hayatta en çok bağlandığım insanlardan biriydi, görüşemesekte çok sağolsun oda beni çok severdi.

    ******************----------------------- BÖLÜM VIII -----------------------******************************

    Hanzo abi bana patron diye hitap edeceksin dedi. Bana 2 yer adı verdi, bunlara gidersin onlarda para hazırdır sana direk verirler. O paradan kendi payına düşeni ve yanında çalışanınkini alırsın devamını ofisteki kasaya koyarsın. Şifresini söyledi. Ben gelir ara ara alırım dedi. Bi ihtiyacın olursa bana söylersin sonra alırsın ordan, söylemeden alma filan yapma para da eksilme olmasın. Güven konusunda bozuşmayalım. Peki patron dedim. O gün oturduk yemek ısmarladı bana, maaşımın 3 katına çıktığını belirtti. Belli bi miktar bıraktı para alana kadar verirsin dedi. O gün gelenlerden birini işe aldık. Benle aynı yaşlarda yalnız fiziksel anlamda küçük birini almıştık işe. Ben istemiştim çünkü yeri gelince ağırlımı koyup iş yaptırmak istedim. Evinde kalıyordu o, dedim istersen burada yanımda kalabilirsin sabah gelip gitmen sıkıntı olur. Kabul etmedi sabah 6 gibi geliyordu akşam 9 gibi çıkıyordu. Ben sadece yıkama ve gece yarısı nadir geliş gidişlerde araba alıp koymayı yapıyordu. Hayatımdan çok memnundum nerdeyse ikinci ayımı tamamlayacaktım ve cüzdanım kabarıktı. Aldığım para çok iyiydi. Bi yandan ders çalışsam mı derken diğer taraftan okumaya gerek yok diye düşünüyordum. O sıra verdiği iki mekana gittim.


    ******************----------------------- BÖLÜM IX -----------------------******************************

    Birisi birahaneydi, adama patron gönderdi alacağımız varmış dedim direk saydı parayı verdi. Ne kadar alacağımı bilmiyordum ne verdiyse aldım. Sonra diğerine gittim bi büfeydi, abi alacağımız varmış dedim o sıra dayanamadım bide yarım ekmek kestirdim. Yedim onu adam bizden olsun dedi. 4 milyardan fazla para vermişti 2,5 TL lik yarım ekmeğin lafını yapacak değildi. Kendi maaşımı aylık olarak hesaplayıp cebime attım. Yanımda çalışanla da pek görüşmediğimden daha güven oluşmamıştı, parasını günlük veriyordum. O da halinden çok memnundu gündüzleri ben ya yatıyor ya dışarıda oluyordu bütün otopark ona kalıyordu. Otoparka dönerken karnıma bi ağrı girdi. Karnımı tuta tuta otoparka girdim cepte paralar kasaya koyacam ama doğrulamıyorum direk yattım. Uyandığımda karnım çok kötü ağrıyordu, kesin tavuk dönerdendi ne etiyse acaba. Saatebaktım 1 saat kadar anca uyumuşum o sıra zil çaldı. Kimse yoktu, bi daha çaldı bi süre bekledim ve kapıya gittim. Genç bayan tahminimce üniversiteye gidiyor. Mini Cooper ı var. Aracını getirmişti, dedim rica etsem çok kötüyüm içeri siz alırmısınız? Peki dedi, kendisi okuttu barkodu öndeki direği açtım ve aracı içeri parketti. Sonra yanıma geldi. Bişeyiniz var mı filan dedi, beni içeri yatırdı. Belinizi genişletin filan dedi, kemerimi genişlettim. Sonra yediğim dokundu galiba dedim. Çalışan vardı o nerde ki acaba bi bakar mısınız oralarda mı, bende bu sıra üstümü değiştirim dedim. Karnıma ağrı bi saplanıyor bi geçiyor. Zar zor pantolonumu çıkardım. Eşofmanı mı tam giyinecem karnıma ağrı girdi yerde vura vura kıvranıyorum. Kız hemen geldi yatırdı beni, eşofmanımı giydirdi. Çok tatlı bi kızdı ama acıdan hiç farkında değilim. Hemen hastaneyi arayalım filan dedi, ben o sıra patronu aradım bi konuşuyordum bi konuşamıyordum. Kız durumu özet geçti. Adam hemen geldi. İlk kez onu öyle görüyordum yanında dört tane korumayla geziyordu. Koşarak içeri girdi, beni görünce hemen ambulans çağırdı beni hemen hastaneye gönderdi. Otoparka a bi korumasını bırakmış.
    İğne filan ağrımı geçirdiler, meğerse böbreklerimde rahatsızlık varmış hemen ameliyat dediler.. Ameliyatım 45-50 dakika sürecekti. patron geldi paraları temin ettin mi dedi, cebimde derken cebimin boş olduğunu fark ettim. Durumu anlattım, çalışan aldı kaçtı galiba dedim. Patron neyse sana bişey olmasın, geçmiş olsun benim başımda büyük dert var bi süre görüşemeyebiliriz sana para yollarım dedi. O an anladım ki bana değer veriliyordu. Çok görüşmesekte resmen baba şefkati gibi şefkat gösteriyor derken aklıma ailem geldi. Ne zaman oldu hiç görüşmüyorduk. Hata bendeydi onlar gelmiyorsa bile en azından gidip annemi görmeliydim. Ayrıca bana yardım eden kıza da teşekkür etmeliydim ve de ilk kez bi kıza karşı ciddi bişeyler hissediyordum. Belki aramızda bişeyler olabilirdi. Ayrıca parayı alıp kaçan da yanımda çalışandı kesinlikle, onu da bulmalıydım. Ameliyattan çıkınca ilk iş bunlar olmalıydı derken doktor hazırmısın dedi heryerime bişeyler taktılar, iğne verdiler kan aldılar çok değişik şeyler oldu sonrasını hatırlamıyorum narkozun etkisiyle bayılmışım.




    ******************----------------------- BÖLÜM X -----------------------******************************

    Bi gözümü açtım ki içim yanıyordu, ne oluyor diyemeden kustum. uyutun beni yanıyorum lan diye bağırdım. sonra etrafıma baktığımda anladım ki bboş bir odaya bağırıyormuşum. Öyle bir bağırıyorum ki o an 5 vakit namaz kılmaktan tutun hemen kalkar kalkmaz Hacca gitmeyi bile düşündüm. Yarabbim kalkayım koyun kestirecem diyordum. İnliyordum resmen, insanın dostunun olmaması ne kadar kötü bişeymiş. En azından ailem olsaydı yanımda. Annem annem şeklindeki bağrışlarımdan sonra bi hemşire girdi. Bana su verdi. Sakinleştirici filan bişeyler yapın dedim. Vücudumun herhangi alabileceğim bi maddeye çok değişik tepkiler verebileceğini söyledi. Dayandım dayandım sonunda uyumuşum. Gözümü açtığımda sadece sızı vardı. Buna da şükür dedim kaldırın artık gideceğim dedim, 7 gün gözlem altında tutulacağımı öğrendim. 2. gün hiçbişeyim kalmamıştı. İçerde tek başıma günler geçmiyor ne gelen var ne giden derken ilk kez yemek ve kontrol saati dışında birden kapı çalındı. Ve açılıyordu o ara aklımdan beni bulan kız geçti. Bi o gelebilirdi yanıma, başka kimsenin gelme ihtimali yoktu derken kapı ucundan bi kundura gördüm. Sonra tam bi kro girdi içeri. Az dikkatle bakınca patronun koruması olduğunu gördüm. Yatmaya iyi alıştın kalk artık sen bana lazımsın, kendini nasıl hissediyorsun dedi. Henüz 4. Gün olmuştu ama yatmaktan çok sıkılmıştım, hemen ayağa kalktım. Sağolsunlar bana bi takım elbise getirmiş, hemen onu giydim. “Bunun kravatı yok mu krolar gibi yaka açık mıı giii” derken öyle bi bakış geldi ki bana, korkudan altıma yapacaktım. Ne oldu la bizi beğenmiyon mu, üzgünüm evlat bundan sonra hep bizlesin dedi ve bildiğin kötü adam gülüşü attı. Hastaneden çıkarken doktor bişey derse diye içimde bi korku oluştu. Sonra korumaya baktım hiç umrunda değildi sakince yürüyordu bende onu taklit ettim. Arabaya bindik. O sürücü koltuğunda bende yan koltuktaydım. Arabayı çalıştırmadan sigara uzattı, bende ona nasıl özendiysem sanki tiryakiymiş gibi hemen aldım. Ateş uzattı tuttum sigarayı ateşe puuuuuv bi alev aldı sigara. Meğerse ağzıma ters koymuşum. Yine gülünen adam olmuştum. Hemen söndürdüm düz koydum. At onu tadı kötü gelir dedi koruma. Ben cool bi şekilde önemli değil bi sigara bizim için çok değerlidir, dedim. Lan neyime güveniyorsam hiç bilmiyorum, narkoz kafa yaptı galiba ve halen geçmedi. Bundan önce arkadaş ortamında denemek için bile ağzıma koymamıştım. Düzünden yakmayı denedi, oda ne sigara yanmıyor. Şöyle bi baktı evlat sen içine çekmiyor musun onu dedi, Şöyle bi baktım galiba ameliyattan yeni çıktım ya o yüzden çekiyor gibi oluyorum demekki çekmiyormuşum sağlam yükleniyim dedim. Bi sonraki denemede hemen yandı sigara ama öksürecem kendimi tutuyorum. Leş gibi bi tat. Ne yapsam diye düşünürken Araba çalıştı. Yolda gidiyoruz, iki fırt sonra "rahatsız etti, doktor içme demişti zaten" deyip attım ben. İşim gücüm artistlik, adama kendimizi ezdirmeyeceğiz bi yandan da ona benzeyeceğiz ya. Yol boyunca konuştuk adamın adı Hamza ymış. Sizin yaşlarınızda bizim elimize kalem kağıt yerine silah verdiler. Patron normalde benim amca oğlu. İkimizde töre kavgası, mal mülk davası derken köy yerinde adam öldürdük. O şu an hep vicdan azabı çekiyor, benim vurduklarımın akrabaları gitmişler jandarmaya şikayet etmişler paşa paşa yattık çıktık. Onun vurduğunun akrabaları ise şu an peşine düştüler. Çok sıkıntıda. Ben içerdeyken o boş durmayıp mal mülk kazanmış çıkar çıkmaz da beni çağırdı. Ne dediysem yaptı, onun yaptıklarının karşılığını hiçbirzaman ödeyemem. Biz cahildik, şimdi sen de tam bizim yaşlarımızdasın bu yüzden yanıma aldım. Sen ne olursa olsun beladan uzak duracaksın, ben seni okutacağım dedi. Ben yok abi geçti bizden o işler demem okkalı bi tokat yedim. Çok sertti, yanağım kızardı bi anda içim kim doldu. Kapıyı aç inecem ben diye bağırdım.


    ******************----------------------- BÖLÜM XI -----------------------******************************

    Gittikçe hızlanıyorduk, ben küfrederek bağırıyordum ki birden ani fren oldu. Kafamı ön tarafa çarptım. O an kalakaldım insem mi kalsam mı bilemedim. Ayna olabileceğini tahmin ettiğim için güneşliği açtım ve alnıma baktım. kıpkırmızı olmuştu, bundan sonra vereceğim tepkiler bana şiddet olarak dönebilirdi. Kendimi çok çaresiz hissettim, bi süre sonra kendimi topladım ve bilmiyorsan kullanmayacaksın, ehliyetini kim verdiyse onun ben diye başladım konuşmaya. Arabadan inersem ortalıkta kalacaktım bunun farkındaydım, şimdi sinirimi attıkça olayın ciddiyetini farketmeye başladım. Hamza abi in dedi. Bittim artık diye iç geçirdim, özür dilesem affeder miydi acaba. Aman bu adama kalmadık ya, açtım kapıyı tam iniyorum hamza abi de açtı kapıyı indi. Asıl şimdi bittim, ben o hızlandıkça ana bacı sayıp sövmüştüm, dayağı haketmiştim. Adam zaten nerdeyse 2 tane ben ediyor. Kaçmayı düşündüm hiç bozuntuya vermeden arkamı dönüp yürüyüp uzaklaşacaktım. Daha iyi seçeneğim yoktu. Yanıma geliyordu, ve ben halen aynı yerimde bekliyordum kımıldıyamıyordum. Elini hafifçe kaldırmaya başladı. Karşılık vermeme bile gerek yoktu, bi vursa yarısı boşa giderdi. Ben onun yanında ufacık minicik kalıyordum. Hop el boynumu kavradı diğer eli ise başımı okşamaya başladı. oh bee, sonunda derin bi iç çektim. Haşin çocuk bi daha artistlik yaparsan bu kadar kolay kurtulamazsın elimden, şimdi gir de şu mağazaya istediğin kravatı beğen dedi. Koşa koşa girdim iki tane siyahından kravat aldım. Hamza abi kasada bekliyordu, ikisini de aynı almasaydın değişmelii takardın be evlat dedi. Kasadaki bayan hafif bi tebessüm attı. Ben böyle istiyorum hamza abi dedim ve kravatları alıp çıktık. Arabada ikisini de bağladım. Birini hemen boynuma geçirdim diğerini ise hamza abiye uzattım. Başımıza yeni adetler çıkarma evlat dedi, abi öyle karizma olacaksın kızlar peşinden koşar dedim. Sık sık yaptığı gibi hafif bir tebessüm attı, kravatı boynuna taktı ama sıkmadı. Yolumuza devam ettik, bi apartmanın yan tarafından garaja girdik. Sonra arabadan indik, hamza abi nereye gidiyorsa onu takip ediyordum. Asansöre bindi ve 3. kata bastı. Asansörden indik soldaki dairenin kapısını açtı ve içeri girdik. Burası bizim evimiz bundan sonra dedi. Hemen içeriye gözgezdirdim, mutfakta tabakta küf büyütüyor tezgahta ise karınca besliyor gibiydi. Menemen tavasının üstünde 4 taraftan küfler koloni oluşturmaya başlamıştı. Beyaz küf, yeşil küf, Koyu yeşil küf ve gri küf. Her çeşit küf vardı. Hamza abi noldu beğenemedin mi dedi. Yok abi ama bu küfleri neyle besliyorsun çok merak ettim dedim. Kötü adam kahkasını attı, acaba çalışıp mı alışmıştı sonra kendiliğinden mi böyle gülüyordu. Sen daha benim hamamböceklerini görmedin geceleri çıkarlar ortaya, gündüzleri mesai yapıyorlar iş bitmeden çıkamıyorlar dedi. Kafa adamdı, ikinci kez abi edinmiştim. Hem bu sefer aynı evde yaşayacak ve hep görüşecektik. Bana bir oda gösterdi burda kalırsın dedi. Salonda otururuz kalan odalardan biri senin biri benim, itirazın varsa sus dedi. Bir yandan da gülüyordu, sana çanta kalem defter aldım, gençler bunları seviyormuş öyle dedi aldığım yer diyerek üstü ben10 li çantayı uzattı. Kahkaha attım, uzun zamandır böyle gülmüyordum. Abi benim lise bitti, sınava hazırlanıp sonrasında üniversiteye gideceğim dedim. Bu boyla bu yaşta ne üniversitesi hangi ara bitti dedi. Kısa bi şekilde anlattıktan sonra ayrıca bu aldıkların ilkokullu çocukların hoşlandığı şeyler dedi. Evet bana da çok çocukca gelmişti zaten, ben acıktım ne yiyelim diyerek müthiş bi şekilde konuyu mideye getirdi. Oturduk yemek yedik, sınava girmek için önümde 4 ayım vardı. Bu 4 ayda çalışacağım kitapları temin etti, ayrıca bana boş zamanlarımda yanına gelebileceğini söyleyip bi galerici dükkan kartı verdi. Arka sokaktaymış, yeri tarif etti ve arkadaşlarımdan filan açtı konuyu. O sıra aklıma parayı alıp kaçan velet geldi aklıma, hamza abi onu bulduğunu bütün parayı kuruşuna kadar alıp çocuğu dövüp sonra bıraktığını söyledi. Sonrasında beni getiren kıza teşekkür etmeliyim dedim, iyi olur aslında hem arkadaşta edinmiş olursun güzelce giyin al şu prayı da git o kızı tavla gel evlat dedi. Yok abi olur mu öyle şey altı üstü teşşekkür dedim. Hıı hep öyle olur zaten dedi. O gün gayet güzel geçti akşam üstü galeriye gittik. Muhabbet çay sohbet derken gece oldu, diğer gün sabah erkenden yola çıktım atladım taksiye hemen otoparka gittim. Orda genç biri vardı, buyrun aracınız mı vardı dedi. Yok hocam içeride aracı olan bi arkadaşı bekliyorum da dedim. Aracı tarif ettim içeri bakmasını söyledim. O sıra kız geldi. Heyecandan dilim damağıma yapıştı ne diyeceğimi bilemedim. Hemen yanıma gelip:
    -geçmiş olsun, ayaklanmışsın.
    -Herşey için teşşekkür ederim, senin sayende erkenden yetiştirildim.
    -olur mu öyle şey yerimde kim olsa aynı şeyi yapardı.
    (oldum olası sevmemişimdir yerimde kim olsa lafını, ne gerek var ki bırakta ben kendimi biraz özel hissedeyim. Diyecek bişey kalmamıştı tam son kez teşekkür edip ayrılacaktım, yapacak bişey yoktu konuşacak hiçbirşey yoktu derken bi anda çalışan çocuk geldi araba burada ağzından çıktı çıkmadı kızı gördü, kız barkodu verdi ve bana döndü.)
    -Hayırdır işi bıraktın mı?
    -Çok uzun hikaye, burda bi tanıdığımın ricası üzerine adam bulunana kadar çalışıyordum buldular bende artık evimde abimle kalıyorum.
    -Hadi yaa, okuyor musun peki?
    -hayır aslında üniversiteye hazırlanıyorum, geçen sene bayağı sıkıntılı geçti sınava bile girmeyecektim son anda girdim.
    Ben bu cümlemi söylerken araba geldi. Kız bana dönüp bir tebessüm attı. Aman Allah ım hayatımın en güzel anıydı resmen.
    Burada mı bekleyeceksin bi yere gideceksen götüreyim dedi kız. Aslında eve döneceğim, teşekkürrler zaten sana hastayken zahmet oldum, taksiyle giderim ben dedim. Kız olur mu öyle şey, geleceksin dediğinde bi anda ağzımdan tamam çıktı. Reddetmek mümkün değildi. Bindik arabaya, evin yerini söyledim aa benim okula da yakınmış dedi kız. Henüz 10 dakka gittik gitmedik kırmızı ışıktayken cama ufak bi çocuk yaklaştı. Para istedi, bende kızı rahat bıraksın diye cebimden bozuklukları çıkarıp uzattım. Çocuk çok teşekkür etti, birbirinize çok yakışıyorsunuz dedi. İkimizde de liseliler gibi bir anda kızardık, ben ona baktım o bana baktı. Sonra çocuk abla içimden geldi sizde benim bisküvilerimden alın, lütfen dedi. Kız aldı bi tane, abi içinde alacaksın diye ısrar edince bi tane daha aldı ve bana uzattı. O sırada yeşil yandı bisküvilerimizi ağzımıza attık ve yolumuza devam ettik.


    ******************----------------------- BÖLÜM XII -----------------------******************************

    O an tek hatırladığım mavi renkli ışıklar ve garip seslerdi. Gözümü açtığımda çok kötü acı çekiyordum. Hemen başıma iki kişi geldi. Kim oldukları anlayamadım. Kimseyi seçemiyordum bişeyler diyorlardı ama anlayamıyordum. Sonrasında tekrar uyumuşum bi sonraki gözümü açtığımda da aynı şeyler. bu böyle sürdü uzun bi süre devam etti. Kendime tam olarak geldiğimde hastane odasında olduğumu anladım. Hiç biyerim tutmuyordu, meğerse trafik kazası geçirmişiz ve dikişlerim tekrardan açılmış. Verdikleri iğnelerde vücuduma ağır gelmiş bi süre yoğun bakım da kalmışım. Gidici gözüyle bakıyorlarmış bana, oysaki ben sanki otobüs koltuğunda uyuyakalmış gibiydim. Uyuyordum ama uyuyorken bile rahat edemediğimin farkındayım. Kendime gelince olayları biraz düşündüm ve aklıma kız geldi. Kızın adı dilaraydı arabada konuşurken öğrenmiştim. Dilarayı sordum hemşireye, hemşire onun kim olduğunu bilmediğini sadece bana bakmakla görevlendirildiğini doktor gelince ondan öğrenebileceğimi söyledi. İçeri bi anda hanzo dediğim patron girdi, iyi alıştın ha buralara dedi yüzünden anlaşılıyordu tadı kaçmıştı. Bişeyler olmuştu galiba, ne oldu patron bi sıkıntın mı var, gerçi hamza abi anlatmıştı çözemedin mi problemi dedim. Şöyle bi baktı bana, o sıra içeri hemşire girdi. Bana çorba getirmişti, 16 gündür sadece kandan gıda almışım abartıya kaçmadanyavaş yavaş sıvı gıdalarla yemeye başlayacakmışım. İlk başta güldüm 16 gün demişti çünkü, patronun suratına baktım benden başka gülen yoktu ciddiydi bunlar. 16 gün diyorlar 16 gün. İnanamıyordum günler geçmişti. Doğrulmak istedim, kendimi zorlamadan doğrulabileceğimi söyledi hemşire. O sıra doktor girdi içeriye, nasıl hissettiğimi sordu. İyi olduğumu söyleyip hemen dilarayı sordum. Meğerse dilara nın bacağının biri tutmayacakmış ayrıca yüzüne de çok fazla cam parçası girmiş ve bütün estetik ameliyatlara rağmen kötü bi görüntü kalmış. Ailesi de onu tedavi için yurtdışına götürmüş. İlk kez bi kızla anlaşmaya başlamıştım, oda bana karşı boş değil gibiydi. Kabul ediyorum ben ona aşık olmuştum kimbilir ne zaman görüşecektik bir daha. İyileşmesi için dualar etmeliydim. Bu arada aklıma önceki sefer hastaneden çıkınca koyun keseceğime dair sözverdiğim geldi aklıma, bu sefer çıkar çıkmaz ilk iş bunu yapmalıydım. Hanzo abiye koyun kesmeliyim dedim, o da şu yoğunlukta fırsat bulamayız dedi. Abi ne yoğunluğu neyse ben hamza abiye söylerim biz hallederiz dedim. Şöyle bi durdu ve hamza abini kaybettik dedi.meğerse az önce İçim yanıyor sanıyormuşum , asıl şimdi içim yanıyordu. Gözümden yaş geliyordu, istemiyordum ama geliyordu. Başladı patron anlatmaya.
    "size bisküvi veren çocuklar şebekeymiş, hep böyle yapıyorlarmış. İçine bir madde koyup geçici felç ve uykuya sebebiyet verip kaza yapmayı sağlıyorlarmış sonrada hemen gelip cebimizdekileri gasp ediyorlarmış. (*buraya özellikle parmak basıyorum, istanbulda olanlar bu olay biçok kişinin başına gelmiştir o yüzden mümkünse açık paketli ürün veren birini teşekkür ederek geri çevirin yada araç içinde veya ıssız yerlerde yemeyin.) Hamza da bunları polisten duyunca tutamamış kendini, başlamış bunları aramayı. Çocukları bulmuş bayağı bi sopa atmış bi daha size yaptıran adamın yanına gitmeyeceksiniz demiş. Sonrada başlarındaki adamı bulmuş. kahve de oturuyormuş. Gitmiş yanına, büyük ihtimal kalabalık diye emaneti çıkarmamış. Masasına oturmuş o sıra kahve taranmış ve kimse sağ çıkmamış. Meğerse senin kaza yaptığın aracı süren kızın babası adamlarını göndermiş, o adam sağ çıkmayacak demiş. şu an kızın babası yurtdışına kaçmış. Kızı zaten yurtdışına götürmüşler. Olan hamzaya oldu, 20 yılı geçti yediğimiz içtiğimiz beraber giderdi. 2 karı boşadım lakin hamzayla bi kez bile tartışmadım" derken gözlerinden yaşlar süzülüyordu. O seni kendi gençliği gibi gördü o yüzden yanına aldı, şimdi sen ondan bana kalan emanetsin. Artık benim gözetimim altındasın, yalnız ben bu aralar sadece kaçıp saklanıyorum o yüzden pek görüşemeyeceğiz ama sorunları halledecem dedi. Çok koymuştu bana hamza abinin ölmesi, o gün akşam odam da tek kalmıştım, evimi özlediğimi farkettim. Annemi, hatta beni kapı önüne koyan babamı. Bayramlarda biraraya gelen akrabalarımızı. Hepsini boşvermiştim hepsini görmeliyim diye düşünürken uyuyakalmışım.


    "Günaydın yeni bir sabah, bugün çok farklı kararlar aldım. Hastaneden çıkar çıkmaz ailemin yanına döneceğim. Sık sık ta patronun yanına uğrayacağım, ders çalışmaya başlayıp güzel bi gelecek planlıyorum. Bundan sonra yaptıklarımı değil yapacaklarımı yazacağım sana günlük. Artık burda geçmişim değil geleceğim yazacak. Hayatımda çok kısa zamanda bir sürü şey yaşadım, artık sakin bi hayatı hakettim. Kaza yaptığım kızın dönmesini bekleyeceğim, herşey dış görünüş değildir ben onla mutlu olacağıma inanıyorum. Yaşar abi seni de unutmadım hiç bir zaman, Hamza abi seni de unutmayacağım.

    Zenginliğe giden yolda kaybettim benliğimi hiç anlamadan

    Bazen geç kalınsa da son pişmanlıklardı hayat kurtaran"




    ******************----------------------- FİNAL -----------------------******************************


    O gün ibrahim öldü. Gencin adı ibrahimdi, eğer bir gün daha yaşasaydı ondokuzuna yeni basacak bi delikanlıydı. Hanzo diye hitap ettiği patronun adı sadece günlüğünün son kısmında geçiyordu.

    " Ah be kardeşim adımı soraydın söylerdim hanzo demek hiç yakıştımı sana. Hele bizleri bırakıp gitmek sana yakıştı mı? Çok ayıp ettin çok.
    Sen bana hamza dan kalan son emanettin. Hamza bilmedi hiçbir zaman ama o benim kardeşimdi. Amcamların hiç çocukları olmadığı için 2.erkek çocuğu babamlar amcamlara vermişler. Hamza seni istediğinde ilk kez onu hayata bu kadar anlamlı bakarken gördüm, ilk kez iyi birşeyler yaptığının bilincindeydi. Senin olayların yüzünden hamzayı kaybettik, sana kin doluydum ama bir yandan da hamza nın emanetiydin. Sende benim kanlılarım tarafından akrabam sanılıp vuruldun. Keşke seni hiç işe almasaydım, keşke hiç aynı ortamda bulunmasaydık. ben bi anda tüm yanımdakileri kaybetmeye alışık değilim. 2.kez Hamzamı, 2.kez kardeşimi kaybettim. Bekle yanına gelişim çok uzun sürmeyecek.
    HASAN"



    O günden sonra 9 kişiyi öldürdü Hasan. Her yerde didik didik aranıyor ama en ufak iz bile bulunamadı. Herşeyi planlamış bütün malını mülkünü dağıtmış ve uzun bir yolculuğa çıkmıştı. Bir çok hayat kararmıştı. En çok insana dokunan Hasanın kanlılarının İbrahime kıymasıydı, daha gencecik çocuktu. Küçük yaşta ölmüştü ölümü haketmiyordu o, beklediği bi aşkı ve görüşmeye gideceği bi ailesi vardı. Yine ölüm haberlerini vermek bize düşmüştü, insanların içine düşecek acıyı yine biz söylemiştik. İnsanın delil bulmak için girdiği bi evde bi defter bulup, suçluya karşı bakışının yumuşaması da bi polise yanaşmaz. Bütün bunların üstüne gencecik insana kıyan insanları öldürdü diye ben Hasan ın peşine düşemem. Bundan sonraki hayatında mutlu olman dileklerimle Hasan.

    Gün itibarıyla EMEKLİ Komiser İdris DOĞAN










    Son bulmuştur artık, okuyan herkese teşekkürler. Bi insanın yazdıklarının okunduğunu bilmesi mutlu ediyor bide olumlu yorumlar insanı daha bi mutlu ediyor. Bir yazarın amacı insanlara yazdıklarını gerçek gibi hissettirmekmiş, galiba başarılıda oldum bu konuda. Başka bir hikaye de görüşmek üzere.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kangalf -- 28 Temmuz 2013; 4:29:15 >







  • Daha okumadım ama değerlenebilir.Birde bölüm bölüm olunca CSB denilir ama okuyacağım.


    Edit : OKUYUN

    Edit1 : Okudum bence okunur.Takip.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Storm Worm -- 17 Haziran 2013; 8:57:49 >
  • Tutar

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • evet ilk bölümü okudum ve şu anda paranın ne kadar gereksiz önem verilmeyecek bir şey olduğunu anladım teşekkürler
  • quote:

    Orijinalden alıntı: pxcnsRy

    Tutar

    tutmaz
  • quote:

    Orijinalden alıntı: By Trex

    quote:

    Orijinalden alıntı: pxcnsRy

    Tutar

    tutmaz

    tuttu.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Onlerden. Tutar

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • tamam takipteyim csb olmasn

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ne sınavını kazanamadın peki?
    OKUYUN!
    Bu arada umarım csb değildir çünkü insanlar bu ve bunun gibi konuları okumak için zaman ayırıyor



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi *Meteora* -- 17 Haziran 2013; 9:42:11 >
  • Folloş

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hadi bakalım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • başlığa (ZENGİNİM) yazan, fakirden başka ne olabilir?
  • Yerimizi alalım, güzel csb olacak gibi

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • fena değil
  • takipteyim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • önlerden

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Olayı bölümleremi ayıracaksın yoksa hayat hikayenin ana konusu olay mı?
  • takipteyim
  • Takip

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Devamı bekleniyor.
  • 
Sayfa: 12345
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.