Gold Bilgisayar'ı bir kez daha anıyoruz

ah ulan ah... aklıma geldikçe bir hüzün çöker içime. teknoloji marketi alanında türkiye'nin başına gelmiş en güzel şeydi gold bilgisayar... bahçelievler'deki bilmem kaç katlı devasa bina içinde yüzlerce çeşit teknolojik ürün... ilk bilgisayarımızı oradan almıştık. harçlıklarımla biriktirdiğim paralarla (haftalarca aç kalarak ) ekran kartı, ram ve çeşitli bilgisayar bileşenleri alıyordum çok güzel günlerdi. bazen canım sıkılınca gider gezerdim hiçbir şey almamama rağmen. oranın kokusu bile hala aklımdadır. oradan aldığım orijinal kutulu crysis bile duruyor hala 50 TL'ye almıştım. ne güzel günlerdi ya.

şimdi o binanın önünden geçerken, binanın başka bir şeye dönüştürülmüş olduğunu görmek hala içimi çok acıtır... bugün de sana yaktık gold bilgisayar... hala web sitesinde çok yakında, yine buradayız yazıyor, gelse de artık hiçbir şey eskisi gibi değil...

gold - bir başka wordpress sitesi

Gold

https://www.gold.com.tr

Batarken çoğu insanı mağdur etmişlerdi sanırım. Yani benim aklımda öyle kalmış. Sanki para iadeleriyle ilgili sıkıntılar olmuştu.

Kendilerini söverek anıyorum  Zamanında istanbulda sanayi mahallesi yakınlarındaki bayilerinden bir hdd almıştım. Sistem kurduktan sonra mavi ekrana düştü. Tabi sistemi bir süre kullanmıştım. Resimlerim vardı. Resimleri kurtarayım diye recovery yaptım. Birde ne göreyim tanımadığım birinin eşi ve çocukları ile resimleri. Bugün olsa sağlam tazminat alırdım kendilerinden. Gittim geri verdim. Kullanılmış malı bide bana satnışlar.

Bende altunizadede Vestel almıştım onlardan ey gidi.

Evet son yıllarında çok sayıda şikayetle başı dertteydi ama 2005-2010 yılları arasında zirve yaptığı dönemde ürün çeşitliliği ve kalitesi olarak çok iyiydi, üstelik fiyatlar daha uygundu. Ama bir keresinde oradaki çalışana ddr ile ddr2 farkını sorduğumda “ddr masaüstü, ddr2 laptop için” demişti 

Kadıköy yazıcıoğlu iş hanı karşısında mağazaları vardı. Gençlik yıllarım hep o civardaki bilgisayar mağazalarını gezmekle geçti diyebilirim. Sadece Gold bilgisayarın mağazasına (fiyatların diğer yerlere göre yüksek oluşu) nedeniyle çok giremez, hep vitrinlerine bakar geçerdim. Ne güzel günlerdi, vallahi nostalji oldu bu konu.

1990' da Commodore 64 için oyunları Yazıcıoğlu İş Hanı' ndaki Uygar Elektronik' ten alırdım.

Adamlar kasetli oyunlara "Uygar Elektronik Sunar" sesini kaydederdi de bunca zaman geçmesine rağmen hala beynimde yankılanır...

yıllar önce mecidiyeköydeki mağazalarından eniştenin laptopa ram alıp taktırmıştık. yine mecidiyeköyde bimeksten önce profilo avmnin tam karşısında darty vardı, ilk defa ilkokulda ailemden ayrı tek gittiğim yerdir arkadasımla. dartyi bimeks aldı, simdi de ne bimeks ne profilo avm kaldı   şimdi yazınca vay be yaş almak böyle bir şeymiş dedim kendime.

aynen yav gold bilgisayar diye bir şey vardı bu ülkede 

30 sene evvel fakülteye başladığımda Amiga 500' ü satıp PC' ye geçmeye karar verdim.

Harçlığım ancak ikinci el PC' ye yettiği için Kadıköy İskele' ye yakın Tunç Bilgisayar adlı iş yerinden ikinci el PC satın aldım.

O zamanlar Windows 95' i PC' ye yüklemek için 20-21 adet floppy disketi PC' ye sırayla takıp saatlerce beklemek gerekiyordu.

Bu işlemi PC satıcıları kendi disketleri ile yapar size bir kopya asla vermezlerdi.

İkinci el PC demek aynı arabalarda olduğu gibi sorun demekti ve bunu tecrübe edinerek öğrendim.

Özellikle I/O Card denilen anakarta entegre olan parça sık sık yanar ve bunun üzerine o ağır hantal PC kasasını tekrar aldığım yere otovos ile taşımak zorunda kalırdı.

Tunç Bilgisayar' ın bana attığı kazıktan çok çektim, bugün bile adını lanetle anıyorum...

Tunc bilgisayar o isi birakip dukkani kapatip mallari satip belediyede daire baskanligina bagli müdür oldu. Tunc abi şuan idare ve isletme daire baskanliginda müdür. Milletin verdigi 3-5 kurusla eve gidince hanimla papaz oluyordum artık kafam rahat ayın 15 inde mutluca geziyorum demisti. Tek sorunu bagkur ile emekli sandigini nasil birlestirecegim diye dert yaniyordu.

26 sene evvel bir 26 nisan günü PC açılmadı, hayat belirtisi yoktu.

Kanadalı kız arkadaşım ile tek bağlantım PC olduğu için mirc' dan tanıştığım arkadaştan PC kasasını rica ettim.

İtiraz etmeden kasasını bana emanet etti ama kısacık bir süre sonra onun kasası da hayat belirtisi vermedi.

Sonradan öğrenebildim şerefisizin biri Çernobil denilen virüsü piyasaya salmıştı ve biousu siliyordu.

Kadıköy Yazıcıpoğlu İş Hanı Esnafı hemen durumundan kar etmesini bilip tükan vitrinlerine "20 USD' ya Çernobil Virüsü temizlenir" ilanlarını yapıştırmıştı bile.

Mecburan hem kendi PC' min hem de arkidişin PC' si için ayrı ayrı 20 USD ödeyerek yeniden bios yazdırmıştım.

Bugün bie o virüsü icad eden şerefsizleri lanetle anarım...

Sanırım 2004 veya 2005 yılıydı ikinci kasamı Gold Bilgisayardan toplamıştım. O dönemler çok iyilerdi.. Hey gidi günler  

Senin her olayda ecnebi bir kız var hocam