Şimdi Ara

Göktürk Yazıtları (3. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
69
Cevap
6
Favori
312.551
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • HOCAM GOKTURK YAZITLARININ TURK DİLİŞ VE EDEBİYATI ACISINDAN ONEMİ Nİ SOYLERMİSİN RİCA EDERİM
  • Demirkapı ismine Tatar/Nogay ların ülkemizdeki yerleşim yeri isimlerinde çok sık rastlanır. Konudaki Demirkapı Kafkasya olmalıdır.
  • Neden bilmem Kur-an' da Zülkarneyn ile ilgili ayetlerde bazı ayrıntılar var ki, bana ister istemez Göktürklerin Ergenekon' dan çıkış destanını hatırlatıyor.
  • bi sorum olacakti , bunlarin yazilarii hangi yone dogru okunuluyor ? sagdan sola mi yoksa tam tersimi ?
  • quote:



    kaotika
    ....peki kuzeyde gece ortası ne demek?



    Belki de kuzey kutbuna doğru gidildikçe
    Gündüz ve gecelerin 24 saat esasından ayrılması nedeniyle oluşan bir vakittir.
    Kuzeydeki "Bayırku" saptanırsa bu bilinebilir belki...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: thaoz

    bi sorum olacakti , bunlarin yazilarii hangi yone dogru okunuluyor ? sagdan sola mi yoksa tam tersimi ?


    Sağdan sola olmalı.
  • Güzel bilgiler için teşekkürler.
    Yeryüzünde bozgunculuk çıkaran kavimleri göz önüne alıp (tarih bilgisi ile) bunlardan kısa boylu olanını bilirsek yecüc ve mecüc hangisiymiş azda olsa emin olabiliriz. Çinliler olabilir diyeceğim ama seddi biz değil onlar yaptı.
    Son olarak ileri bir zamanda bu kavmin tekrar bozgunculuk yapacağından bahsediliyor ardından hastalıktan kırılacaklarını yazıyor. Şimdi hastalıktan kırılacaklar insan olsaydı tümden kırılırdık, buda bu kavmin insan olmadığına bir işaret olabilir. Kaynak; okuduğum çeşitli kitaplardan.
  • Kur-an' da Zülkarneyn ile ilgili ayetleri okursanız, doğu seferinde bir diyara geldiğini ve orada seddin nasıl yapıldığını anlatır.
    Ergenekon Destanı' nda buna benzer çok ayrıntı var.
  • Okuduklarım üzerinden tekrar geçtim ve her iki konu bir birine çelişiyor diyebilirim. Öncelikle göktürkler Ergenekon Destanı' nda savaştan kaçıyordu bu savaşta birleşmiş kavimlerin hileyle kazandığı bir savaştı. Zülkarneyn'in bulduğu topluluk hiç bir dil bilmiyormuş diye yazıyor ama ortak detayları gerçekten büyük göz ardı edemeyiz. Bence bu zat geldiğinde göktürklerin dilinden anlamıyordu bu yüzden böyle sanırım. Sahip olduğu ilim sayesinde vadiye giren geçidi bir şekilde kapamış olmalı ardından göktürklerle vadide kalmış olabilir.
    Yecüc ve mecüc kim? Bu gerçekten zor bir soru, kısa boylu küfür eden tipsiz bir çok insan var ama bir tanesi bir seferde 1000 yavru doğurmuyor. Sanırım bu dönemin kafirlerine bir benzetmeydi. Zülkarneyn göktürklerin düşmanını bu kavimden sandı (öyle bir kavim varsa tabii)(inanmak istiyorum).
    Neticede Türküz hala 4 bir yanımızda düşman var, hoş sohbetler dilerim.
  • Kuzey Kutbuna yaklastıkca zamanın nasıl oldugunu göz ardı etmiyorsunuz umarım kutupta 6 ay gece 6 ay gündüz fillandiyada yılın belli zamanlarında günes hic batmıyor...

    Sabahtan "gece ortasına" dek!

    bu durumda Turk yurdu çinin batısındamı kalıyo ?

    demir kapıda anadolu olur
  • Kuran ı kerim de Türk'lerden bahsettiklerini duymuştum acaba yukarıdaki yazılan larmı yoksa başka bizden bahsedilen yerler varmı yada yokmu

    bilgiler için teşekkür ederim
  • Ödevime yardımcı ola herkez cok teşekkür ederim. İyiki varsınız...
    Amacınız belki bilgi vermekti ama benim işime cok yaradı.
  • emeğinize sağlık. çok teşekkürler.
  • Çok güzel paylaşım..Benim merak ettiğim gökktürklerde kullanılan 12 hayvanlı takvim nasıl ve nerden bulabilirim ya da elinde olan var mı? Çok merak ettim nasıl bir takvim acaba çinlilerin kullandığı gibi bişey mi acaba?


    Bu mu acaba ? Bu yılları gösterio ama..:(



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi дltuğ -- 30 Aralık 2007; 16:11:01 >
  • @ bastard of bodom

    Evet aynı Çinlilerin kullandığı gibi. Yıl üzerinden devinim yapan bir takvim. Gördüğün gibi biz DOMUZ yılından çıkıp SIÇAN yılına gireceğiz yarın. Ama şimdi ben miladi takvime göre yılları kategorize ettim. Belki onun da değişik bir sistemi vardır...

    Çinliler her şeyi kopyaladığı gibi bunu da kopyalamış...

    Edit: Al yazıyor burada işte;

    quote:

    Yeni yılın başı ise 21 Mart'tır. Ancak Güneş Yılı ile Ay Yılı arasında 13 günlük bir fark bulunduğundan, 21 Mart tarihi, bazı topluluklarda Mart'ın 9'una, nadiren bazı topluluklarda 1 - 3 Nisan ve 21 Haziran'a tekâbül eden kutlamalara yol açmıştır.


    Miladi değil yani.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Algol -- 31 Aralık 2007; 5:33:40 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kaotika

    cosef saol
    Bu yazıtlarda dikkatimi çeken şu oldu.
    *Türkçe daha o devirlerde çok zengin ve işlek bir dil imiş. Göçebe bir toplum olarak kabul edilen Türklerin her türlü edebi eseri rahatlıkla yazabilecek kadar işlek bir dile sahip olmaları, bu dilin ve kültürün çok daha eskilere dayandığını gösteriyor. Demek ki atalarımız boş değilmiş.

    *En çok dikkatimi çeken yerlerden bir de burasıdır:
    Sabimda igid bar gu? Türk begler budun buni esiding. Türk budunug tirip il tutsikingin bunda urtum. Yangilip ölsiking in yime bunda urtum. Neng sabım erser benggü taska urtum. Angar körü biling. Türk amti budun begler bödke körügme begler gü yangildaci siz.

    Sözümde yalan var mi? Türk beyleri, milleti, bunu isitin! Türk milletini toplayip il tutacagini burda vurdum. Yanilip ölecegini yine burda vurdum. Her ne sözüm varsa ebedi taşa vurdum. Ona bakarak bilin. Simdiki Türk milleti, beyleri, bu zamanda itaat eden beyler olarak mi yanilacaksiniz?

    *Bir de çin filimlerinde seyrederiz, Çinliler çok iyi savaşır. Hele en son HERO diye bir film vardı. Bu filmde çinliler öyle bir savaşıyorlar ki, yağmur damlasından hızlı hareket ediyor, havaya atılan bir fincan su daha yere düşmeden koskoca bir kütüphaneyi darmadağın ediyor, suyun üzerinde yürüyorlar, yağmur gibi yağan okları kılıçarı ile savuşturuyorlar felan filan. Yahu madem öyle niye yenememişler göktürkleri? Bir de türkler gelmesin diye koskoca set yapmışlar hatta filmde de vardı bu. Çin kaynaklarında Kültiginden "yenilmez savaşçı" diye bahsediyorlarmış. Ya Göktürkler onlardan çok daha iyi, ya da Çinliler bizi uyutuyorlar, kimbilir.


    Türkün gücü işte.Çinlilerinki sırf artistlik karşısına adam gibi adam cıkınca kitlenip kalıyolar.
    Güçlü olmak bizim özelliğimiz.
  • Madem ki Zü'l-Karneyn gunesin dogdugu yere kadar gitmis, bu da olabildigince dogu olmaktadir, Dogu Asya'da Cinli'ler yok mudur? Ve bilindigi uzere Cinli'ler tarih boyunca gerek kendi aralarinda(hanedanlarin ic savaslari sirasinda) gerekse buyuk Cin'in ilk imparatoru Shi-Huang-Ti sayesinde de dis etkenlerden korunmak icin devamli duvar oren bir millettir. Bu durumda Zü'l-Karneyn'in yardim ettigi ve dilini bilmedigi kavim Cinli'ler oluyor. Ve dahasi mit de Kuran'a gore dogrulanmis oluyor boylece. Turk'ler, Cinli'lerin ordugu duvar(ya da eritilen dag) sayesinde Ergenekon'da hapsediliyor. Ergenekon Destani'ni tam bilemedigim icin yanlisim varsa duzeltiniz. Belki orada neden Ergenekon'da hapis kaldiklariyla ilgili bir bilgi vardir. Ama tabii kultur farkliliklarindan kaynakli ortusmemezlik her zaman olmustur mitlerde. Bu durumda Ergenekon Destani Kuran'a nasil giriyor, bu toplumlar arasinda ne gibi kultur alis-verisi olmus gibi sorular cikiyor ortaya. Bunlar hakkinda bilgisi olan varsa cok makbule gececektir.

    Not: Bu arada sanirim Buyuk Cin seddi Gokturk'lere karsi degil, Hunlar'a karsi yapilmisti.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi deoden -- 8 Ocak 2008; 6:48:40 >
  • Gogıla Göktürk Yazıtları yazınca ilk burası çıkıyorÖdev için gerekmişti
  • quote:

    Orjinalden alıntı: cemsahin1991

    HOCAM GOKTURK YAZITLARININ TURK DİLİŞ VE EDEBİYATI ACISINDAN ONEMİ Nİ SOYLERMİSİN RİCA EDERİM

    Eskiden kalma eserleri edebi eserler ve tarihi belge niteliğği taşıyan eserler olarak gruplandırırız
    Göktürk yazıtları ise hem ilk edebi eserimizdir hem de Türk tarihinin başlangıcı sayılan bir belgedir yani bu yazıtlar hem bir edebi metin hem de bir tarihi belge niteliğği taşırlar ve ilk edebi ve ilk tarihi metnimizdir.
    Göktürk yazıtlarında kullanılan kelimelerin ilk örneklerimiz olduğunu düşünürsek dilimizin nerelerden nereye geldiğinin ve bu arada geçen zamanın dilimize ne gibi etlkilerinin olduğunun araştırılmasıı yönünde eşşiz bir eserdir.



    Tonyukuk Anıtı 720 yılında Göktürk devleti veziri Tonyukuk adına dikilmiştir. Kitabede Tonyukuk, anılarını ve dönemin tarihini anlatmıştır. Anlatımda, atasözlerine bolca yer verilmiştir.
    Kültigin Anıtı
    732 yılında dikilen anıt Yolluğ Tigin tarafından yazılmıştır. Anıtta Kültigin in ölümü ve yas töreni anlatılmıştır.
    Bilge Kağan Anıtı
    735 tarihini taşır. Bilge Kağan ın yiğitlikleri ve Türk milletine iletmek istediği mesajlar anıtın içeriğini oluşturur. Bu anıt da Yolluğ Tigin tarafından yazılmıştır.

    Göktürk (Orhun) Kitabelerinin Özellikleri
    Türklerin ilk yazılı eseridir.
    Doğu Göktürklerin tarihine ışık tutar.
    Söylev türünde yazılmıştır.
    Oldukça gelişmiş ve işlenmiş bir dil kullanılmıştır.
    Türk dilinin gelişmişlik düzeyine ilişkin etraflı bilgiler edinilebilir.
    Hem dinî hem de din dışı konular işlenmiştir.
    Tarih, coğrafya ve edebiyata kaynak olacak niteliktedir.
    Türk tarihini, toplumun yaşam biçimini, dünyaya bakış tarzını ortaya koyar.
    Kitabelerde idarecilerin ve sultanların halkı aydınlatması, yaptıklarının hesabını halka vermesi söz konusudur.
    Kitabeleri Strahlenberg bulmuş, 1893 te Wilhelm Thomsen okumuştur.
    Bir yüzleri Göktürk alfabesiyle, diğer yüzleri Çince yazılmıştır.

    Orhun (Göktürk) Yazıtlarının Özellikleri

    Milattan sonra 8. yüzyılda ortaya konulan bu yazıtlar, Türk edebiyatının ilk yazılı örnekleridir. Yazıtlarda dağılan Göktürkleri Bilge Kağan ve kardeşi Kültiğin tarafından, bir araya getirilişi ve Göktürk devletinin yeniden kuruluşu anlatılmaktadır.
    Orhun yazıtları, dikili üç büyük taştan ibarettir.

    a)Vezir Tonyukuk Anıtı (720)
    Vezir Tonyukuk, Çinlilerle yapılan savaşları anı şeklinde yazdırmıştır.

    b)Kültiğin Anıtı
    Bu anıtı Bilge Kağan Kültiğin adına diktirmiştir

    c)Bilge Kağan Anıtı (735)
    Bu anıt, Bilge Kağan'ın ölümünden sonra oğlu tarafından diktirilmiştir.
    Orhun anıtlarının yazarı Yuluğ Tiğin'dir.
    Dil, yabancı etkilerden uzak ve yalın bir Türkçe dir. Yazıtlarda yer yer gerçekçi tarih dili, yer yer eleştiri cümleleri, yer yer de güçlü bir söylev dili kullanılmıştır.

    Yazıtlarda aliterasyonlu (ses tekrarına yalı) bir söyleyiş vardır.
    Orhun yazıtlarında Türk ulusunun benliğini unutmaması ve birlik olması gerektiği düşmanların tatlı sözlerine, güzel hediyelerine aldanmayıp uyanık olması gerektiği vurgulanmıştır
  • 10. sınıfta sunum ödevim için küçük çaplı bir araştırma yapmıştım bu konuda.Özellikle Kül Tigin anıtındaki dağ keçisi ve kurttan süt emen çocuk tasvirleri çok hoşuma gitmişti.Yazılı edebiyatımız bu yazıtlarla başlar.İleride fırsatım olursa görmek isterim doğrusu.
  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.