Şimdi Ara

Geziparkı Gösterileri (37. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1.454
Cevap
4
Favori
32.577
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 3536373839
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Ulaş-ım kullanıcısına yanıt
    1) Lütfen benim açıkça iddia etmediğim bir şeyi bana yükleyip haklı çıkmaya çalışmayın, dürüst olmuyor. Aşağıladığım filan yok ama özellikle İmam Hatipli olduğunu tahmin ettiğim arkadaşlarda böyle bir gözlemim var. Bu yüzden size bir sorayım dedim, yalnızca merak.

    2) Aklım almıyor, şayet o dediğiniz yer bir adaletin gerçekleştiği yer ise, ki nasıl yer olduğu hakkında bilgide vermişim yazıda. Ama gerçekleşmiyormuş ki bugün tüm Avukatlar serbest bırakılmışlar! Ve bir sürü Baroda olayı bugün protesto etmiş, galiba adaletin bir ayağı, devlet ayağı kişilerin koruyucusu olan adalet ayağına saldırıyor, bunun adalet neresinde?

    3) Komik, sizinde bulunduğunuz bir konuda bu KB'de tartışılmıştı ve özellikle de radyoaktif madde çürütülmiştü, ya okumadınız yada yazılanları anlamadınız. O konuda en son çıkan güncel haber-iddialarda da artık radyoaktivitenin yerini hiper tansiyon ilacı almışa benziyor. Gazetecinin aklıyla saçma sapan yorumlar yaptığı bir haberi kaynak olarak alamazsınız, ve bunu ileriye sürüp fikir üretmek doğru olmaz. Adli Tıp raporlarını okumak biraz konu hakkında bilgi gerektirir, kaldı ki yorumlamak! Görebildiğim kadarıyla da ortada zehirlenme filan yok.

    4) Çok komik çünkü bunların seçmen kitlesinden 1 kişi mutlaka çıkıp bu soruyu sorar ama bu reklam panosu eminim bu ülkenin cahili cühela takımından 100 oy alır, " vayy anasını zehirlemişler haa* " diyerek. O olay bu kadar basit işte! Reklam, adi duygu sömürüsü! Birde " % 50 cahil diyorsunuz " diye şikayet etmezler mi sinir oluyorum.

    5) Özal ayrı bir olay, bu konudaki görüşüm belli zaten. Ama Cem Ersever ve Eşref Bitlis olayları hakkında fazla bilgim yok yine de araştırılması gereken olaylar olduklarını düşünüyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: combaba

    sayın paimai

    belki hatırlarsın daha önceki yazılarımı (gerçi uzun zamandır yazmıyorum ya!) hep şunu savunmuşumdur. Medya gerçeklerin ilk katilidir. kalanları ise sizin doğru karar veremeyeceğiniz bilgilerdir. Eğer konular hakkında yeterli bilgiye sahip değilseniz ( ki bazı şartlarda bu bilgiye sahip olmak mümkün değildir) vereceğiniz kararlar muhtemelen ki yanlış olacaktır. işte burda çok ilginç bir süreç ortaya çıkar. bir olay karşısında insnalar eğer doğru cevabı bilmiyorsa ya birileri ona bir cevabı doğru olan bu der ki genellikle provokasyon burda başlar yada siz görmüş olduğunuz okumuş olduğunuzu bu cevaba yorarsınız. özellikle toplum psikolojisinde çok kullanılan bir yöntemdir. şimdi sizinde bütün eylemcilerinde elleirnde en büyük koz polisin orantısız denilen (orantılısı nasıl oluyor acaba---mesela copun 10 cm kısa olanı yoksa biber gazı yerine gülme gazımı yoksa yoksa bırakın yapsınlar yıksınlarmı gerçekten bilmiyorum) davranışı. peki ya polisin veya polise emri verenin bilgisi olduğu konularda sizde bilgi sahibi olsaydınız veaynı belki daha sert önlemler alma durumu olsaydı ne dersiniz buna. mesela eylemcilerin aralarına girecek provakatörlece ölümle sonuçlanabilecek olayları başlatmak istediklerin bilseniz ve tedbir olarak onları bir an önce ordan uzaklaştırmak istersiz elbette... iyide siz bir eylemci olarak polisn o anda söyleyeceği hiç bir şrey anlamaz dahası dalga bile geçerdiniz.... ben polisi ve yaptıkarını asla kınamıyorum. belki o anda yapılanlarla onlarca kişinin hayatı kurtulmuştur... bunu asla halk olarak bilemeyiz. sadece güvenmek durumundayız. bu olayların çıkacvağı zaten 3-4 ay önceden belliydi. ancak nasıl olacağı bilimiyordu. bence eylemciler başından sonuna kendilerini korumak isteyenlere karşı ciddi bir yanlış yapıyorlar. umarım kısa zamanda bu yanlıştan dönerler.

    Hakikatten pes diyorum hocam. Yani "otoriteye itaat" etmek ve inanmak için elinizden geleni ardınıza koymamışsınız. "ya polisin elinde bilgi varsa, belki şöyledir"... Böyle mi bakılır olaylara?

    Sabahın 5'inde çadırlarında uyuyan küçük çevreci eylemci bir kalabalıkta Sarin gazı mı vardı ki, Polisler çadırlarını yaktılar? Çadır yakmak nedir yahu? Orantısız güç dediğimiz bu işte.

    Ailemle beraber demokratik eylem hakkımı kullanıyorum, kafama 200-300 gramlık 200 metreden atılan "metal" bombalar düşüyor. Bu savunmak mıdır saldırı mı? İnanamıyorum gerçekten... Zorlamayın kendinizi bu kadar "inanmak zorundayız, güvenmek zorundayız" gibi kabullere kendinizi rahatlatmak için. Hakikatten komik çünkü. Job'un 10 cm uzun olması ile, sopalı onlarca sivil polisin halkı dövmesi ile arasındaki farkı göremiyor olamazsınız. İzmir'de dayak yiyen genç kız tweetter'dan paylaştı fotoğraflarını, MOSMOR kızın vücudu. Savunma mı bu? Bu kız eylem yapan bir öğrenci sadece. Ha eğer siz morlukları değil de, "kız kendi vücudunu tweetter'da sergileyecek ahlaka sahipse polis ne yapsın" kafasında iseniz, veya "ya örgüt üyesi ise? diyecekseniz, mümkünse demokrasi kelimesini ağzınıza almayın bir daha.

    Eylemlerin çıkacağı belliydi çünkü hükümet ülkenin kurucusuna küfrediyor. Öyle veya böyle etnik temizlik yapmş bir padişahın ismi, o etnik katliama maruz kalan topluluğun her gün üzerinden geçeceği bir köprüye veriliyor. Herhalde ki olayların çıkacağı belliydi...

    Bu kadar basit, bilmemiz gereken başka bir veriye gerek bile yok! Ama siz "aman hırsızıma zihin dünyamda karanlıklar düşmesin" kafasında akıl dışı şeyler üretiyor ve savunuyorsunuz. Rica ederim düşünme yetimizi tek yönde kullanarak zihnimize hakaret etmeyelim... Ben molotof atan eylemciyi de görüyor ve söylüyorum, ama siz bölücülük yapan iftira atan başbakanı göremiyorsunuz.
  • combaba C kullanıcısına yanıt

    Heyy Allahım yaa? lütfen şöyle bir TC polisinin tarihini okuyun da ondan sonra dua edin bari duanız ziyan olmasın!
  • antonidas kullanıcısına yanıt
    Son zamanlarda KB de okuduğum en iyi mizah yazısı!
    Ama biraz önce Tayyip yalanladı, olayları çıkartanlar aslında " van minıt " çektiği insanlarmış her kimse!
    Aynı saatlerde de MİT başkanı Fidan İsrailli meslektaşıyla muhabbetteymiş!
  • quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas

    faiz lobosi aşırı güç kullandı.
    Alman istihbaratı çadırları yaktı.
    Faiz lobisi polislerin kasklarındaki numaraları gizledi.
    Bu kadar gaz bombasını alman istihbaratı attı.
    İnsanları kör eden,öldüren, tekerlikli sandalyedeki adama su sıkan, insanları sakat bırakan hep bu faiz lobisi.
    Suriye'deki muhaliflere yardım eden, silah veren de faiz lobisi.(mültecilere edilen insani yardımlara sözüm yok)
    Fas'ta kral yokken, başbakanı Fas'a gezmeye gönderen de faiz lobisi zaten
    Ya bir gidin Allah aşkına...
    Faiz lobisi uydurma bir lobidir.
    Bizim borsa kırılgan bir lobidir.Zaten %70'i yabancıların elindedir. O yabancılar isterse hepsi gider, borsa da çöker. Egemen güçler isterse 1 günde her şeyi alt üst edecek güce sahip. Ancak böyle bir durum olmadı.
    Bizdeki borsa oldukça kırılgan bir borsadır. Ülkedeki iç karışıklıktan dolayı borsanın düşmesi de gayet doğaldır.
    Birileri hata arıyorsa aynaya baksınlar.
    Çıkar ve oy için insanları birbirine düşürmeye çalışıyorlar sonra da uydurma dış güçleri suçluyorlar.
    Tabi bizim yüzümüzden oldu demiyorlar,aslında her şeyi kendilerinde bal gibi biliyor.

    Yani 13 sayfadır tartışıyoruz, gerçekleşen şu:

    Direnişçiler: Kardeş baksana kral çıplak!

    Anti-direniş tam güç otorite cephesi: La görmüyor musun adam gocuğunu giymiş sahilde oturuyor
  • quote:

    Orijinalden alıntı: neuro

    Yukarıdaki resme bakabilirsin.

    Ayrıca şu anda Validen nasıl bir açıklama bekliyorsun ki? Evet polis tezgahı mıydı diyecek?

    Yukaridaki resimde ne var Allah askina? Bir fotografta polisin yanindaki adam baska fotografta yanliz basina görüntülenmis. Ne molotof atiyor, ne yangin cikariyor... Belki polisle konusan iyi niyetli bir eylemci. Belki de istihbarat saglayan bir sivil polis. Ne cikarmamizi istiyorsun fotograftan ? Hayir birseyler cikarayim diyorum, beynim ve mantigim engel oluyor.

    Digeri daha da komik. Google dan biyikli bir polis resmi bulunup eylemci resminin yanina eklenmis. Ayni insan olduklarina dair en ufak bir kanit yok. Hayir anlamiyorum ki mantik sahibi insanlarin bu liseli spamlerine inanmalarini mi bekliyorsunuz? Duyarli ve bilincli bireylerin baslattigi Türk insaninin ortalama seviyesinin cok üzerindeki bir eylemin nasil bu seviyeye düstü anlamak mümkün degil.
  • Buradaki seviye inanilmaz düsmüs. Adama neden yalan haber üretme ihtiyaci duyuyorsunuz diye soruyorum. Eylemici kör eden polisi mi savunuyorsun diyor.

    Vali fotograftaki tutuklanan eylemcinin fotografini yayinladi, kimligini ve örgütünü acikladi diyorum. Eylemciye saldiran polisin valisini mi savunuyorsun diyor.

    Yahu eylemlerim ilk gününde attigim mesajlara bak, polisi savunmus muyum elestirmis miyim? Hükümeti savunmus muyum elestirmis miyim? Ben bu kadar mantiksiz, bu kadar ezbere konusan bir topluluk görmedim. Sürü olmayin, birey olun.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ulaş-ım

    O zaman sizi sanrılarınızla baş başa bırakayım. Neye inanmak istiyorsanız ona inanın üstadım...
    Bu kadar kısa bir zaman diliminde bu olayların bu kadar büyümesi sadece eylemci arkadaşlarımızla, terör örgütleriyle açıklanacak bir durum değildir!

    Ayrıca; aklıma getirdiğiniz iyi oldu. Suriye ile ilgili RTE beklediği yanıtı ABD'den alamadı. Normalde seçmen kitlesine/tabanına ne diyeceğini düşünüyor olması lazımdı. O ise zaman kazanma amaçlı ateşi körükledi. Suriye'de şu an halen insanlar katlediliyor, çocuklar kesiliyor, kadınlara tecavüz ediliyor, her türlü pislik tam gaz devam ediyor. Bizlerin kendi meselemizle uğraştığımızı ve kendimize düştüğümüzü görmeleri Suriye hükümetini şimdi daha rahat sivil katliamlara yöneltecek.

    sende istediğine inanabilirsin.
    Olayların bir anda büyümesinin nedeni 10 yıllık baskıdır.
    10 yıl boyunca sıktılar sıktılar sıktılar, sonunda patladı.
    Bir kere patlayınca da durmuyor tabi hükümette pek durdurmaya çalışmıyor.
    Bizim insanımızın genel karakteri böyledir.
    Bir şey olduğunda önce susar, bir daha olduğunda yine susar,susar,susar,susar sonra bir anda patlar.
    Bunu sosyal yaşamın her alanında görebilirsin.
    Halk bir şey olduğu an tepki verse, hem bu kadar büyük tepki vermez hem de birileri halkın tepkisizliğinden cesaretlenip insanları ezmez.
    10 yıllık yapılan haksızlar sonunda patladı.
    Herkesin kendine has nedeni var.
    Kimisi adaletsizliğe uğradığı için
    Kimisi Reyhanlı olayları için
    Kimisi Anti kapitalizm için
    Kimisi kadrolaşma, adam kayırma, kul hakkı için
    Kimisi terör örgütüyle masa oturulduğu için
    Kimisi askere kelle denildiği için
    Kimisi din sömürüsüne karşı olduğu için
    Kimisi yasakçı ve sansürcü zihniyete karşı olduğu için
    Kimisi dikta rejimine karşı olduğu için
    Kimisi çocuğuna zorla bozuk süt içirildiği için
    Kimisi metro yapılmadığı için
    Kimisi ağaç kesildiği için
    Kimisi Aoç için
    Kimisi Atatürk için
    Kimisi polis şiddetine karşı olduğu için
    Daha sayamayacağım kadar çok neden var.
    İşte bu yüzden olaylar bu kara büyük ve bitmiyor.
    Bunları yapanda yani yukarıda saydıklarım ve saymadıklarım yüzlerce şeyi yapan da iç güçlerdir.
    Bu yüzden her kesimden insan eylemcilere destek veriyor.
    Herkesin kendi haklı nedeni var.
    İnsanlar bıktı ve devlet halen insanların üstüne geliyor.
    Bir yerden sonra insanlar patladı.
    Abi bak yukarıda 3-5 bir şey saydım uğraşsam yüzlercesini yazarım. Olayların nedeni bu küçük küçük birikenler.
    Bu yüzden dış güçler falan hikayedir.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: neverlate

    Buradaki seviye inanilmaz düsmüs. Adama neden yalan haber üretme ihtiyaci duyuyorsunuz diye soruyorum. Eylemici kör eden polisi mi savunuyorsun diyor.

    Vali fotograftaki tutuklanan eylemcinin fotografini yayinladi, kimligini ve örgütünü acikladi diyorum. Eylemciye saldiran polisin valisini mi savunuyorsun diyor.

    Yahu eylemlerim ilk gününde attigim mesajlara bak, polisi savunmus muyum elestirmis miyim? Hükümeti savunmus muyum elestirmis miyim? Ben bu kadar mantiksiz, bu kadar ezbere konusan bir topluluk görmedim. Sürü olmayin, birey olun.

    insanların polise valiye güveni kalmadı.
    Çünkü yanlış şeyler yaptılar.Güven kaybedildiği zaman bir daha kolay kolay toplanmaz.
    İnsanların güvenmediği kişilerin açıklamalarına da doğal olarak güvenmiyor.
    Ayrıca insanlar acı çekiyor.
    Orada insanlar eşi var, dostu var, arkadaşı var, insanlarda kızıyor. Biraz anlayış göstermeniz lazım.
    Dezenformasyon var mı, tabi ki var ama bunun sebebi medya sansürüdür.
    Medya hiç bir şey göstermediği için insanlar medyaya güvenmiyor.
    İnsanları biraz anlayın, insanların canı yanıyor, yüreği yanıyor.
    Bugün bir eylemcinin beyin ölümü gerçekleşti, sebebi polisin adamı kafasından mermiyle vurması ve emniyet halen bu polisi savcılığa açıklamadı.
    Biraz anlayış gösterin, insanların canı acıyor, insanları acısı var.
    Çok da tartışmak istemiyorum ama insanların acısı var, insanlar kendini haklı olarak aldatılmış hissediyor ve bu sebeple insanlar sinirli.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Lütfen hükümetinizi tanıyın, kimlere kendinizi "inanmaya ve itaat etmeye" zorladığınızı görün. Eski AKP'li Abdüllatif Şener, "Başbakan tabii ki gezi parkı olaylarına kızar, onun orada rantı vardı, ben bunların kanını biliyorum" demişti.

    Okumadan önce şunu düşünün, bir ülkede hükümete karşı bu şekilde açıklamalarda bulunmak "yürek" ister. Ve bu işten bu insanın hiç bir çıkarı olamaz. (Aklıma toplumu bazı şeylere alıştırmaya ve duyarsızlaştırmaya çalışma planından farklı art niyetli bir şey gelmedi mantıklı olarak)

    Eski AKP milletvekili diyor ki:

    AKP’nin öyle sırlarını açıkladı ki...
    Ak Parti Eski millet vekili İşbaşaran iktidarın bütün sırlarını ortaya döktü:
    İşte İşbaşaran’ın o tweetleri:
    1) Tayyip Bey nasıl Milletvekili oldu ve arkasından Başbakan oldu. Bu süreci geriye dönüp hatırlayın. Cezası infaz edildi ve aday olamamıştı.
    2) Tayyip Bey Milletvekili ve Başbakan değilken ve sadece Ak Parti Genel Başkanı olarak Beyaz Saray’da Bush tarafından Resmi olarak ağırlandı.
    3) Tayyip Beyin Bush tarafından resmi olarak ağırlanmasına Kamhi, Üzeyir Garih, Hahambaşı Hallavi ve Yahudi lobisi aracı oldu.
    4) Tayyip Bey Bush görüşmesinde ileriye dönük sözler alınıp verildi. Sıra Tayyip Beyin Başbakanlık yolunun açılmasına geldi.
    5) Bush’un gözü dönmüştü. Babasının başa çıkamadığı Saddam’ı bitiren adam olmak istiyordu. Bunu da en kolay Türkiye üzerinden yapabilirdi.
    6) Tayyip Bey Bush’un bu taleplerinin tamamına evet dedi. Meclisten yasa çıkmasını beklemeden ABD’lileri Türkiye’ye davet etti.
    7) ABD’liler Türkiye’ye geldi bazı havaalanlarımızı elden geçirmeye ve G.Antep, Urfa, Mardin, Hatay vs. İllerimizde arazi kiralamaya başladı. Tayyip Bey-Bush anlaşması Meclisin önünden gidiyordu. Araziler, havaalanları kiralanmış. Paralar ödenmiş ABD savaş gemileri İskenderun’daydı.
    9) Tayyip Bey Meclisten yasayı geçireceğine emindi. Başbakan A.Gül, TBMM Başkanı Bülent Arınç’tı Ak Parti içten içe kaynıyordu.
    10) Ak Parti tabanı ve Ak Partiye destek veren medya bu yasaya direndi. Asker sessiz kaldı.Gül ve Arınç da bundan rahatsızdı.
    11) Bu yasa meşhur 1 Mart tezkeresiydi. Tezkere Mecliste Hükümet ABD ile para pazarlığındaydı. 98 milyar dolar isteyince ABD çıldırdı.
    12) ABD 98 milyar dolar talebi ile karşılaşınca Türkler bizimle at pazarlığı yapıyor”dedi. Dış İşleri Bakanı Yakış ve ABD’li Powell kavga etti.
    13) ABD savaş gemileri 45 gün İskenderun açıklarında bekledi. Yasa Meclistengeçmedi. Tayyip Bey şaşkın-pişmandı. Yasayı tekrar getirmek istedi.
    14) ABD Tayyip Beye çok kızdı ve gemilerini çekti Irak’ka güneyden girmeye karar verdi. Türkiye’den girse kolay. Uzun yolu seçmek zorunda kaldı.
    15) Tayyip Bey ABD’ye “Ben Başbakan olmayınca etkim olmuyor” deyince, yeniden konuşuldu. ABD araya girdi Baykal ikna edildi.
    16) ABD’nin iknası üzerine Tayyip Bey ve Baykal biraraya geldi. Uzlaşıldı. Meclise yasa getirildi ve Tayyip Beyin Başbakanlık yolu açıldı.
    17) ABD-Tayyip Bey arasında çok sıkı ”Stratejik ortaklık” kuruldu. Büyük Orta Doğu (BOP) planı devreye girdi. Bölgedeki görev Tayyip Beye verildi.
    18) Tayyip Bey artık bölgenin lideri ve kendisini küresel güç zaetti. Halbuki ABD’nin bölgedeki çıkarları “Konjoktürel” ve değişkendir.
    19) Tayyip Bey artık ABD ile duygusal ilişkiye girmişti. Aslında Tayyip Bey samimi adam birebir dostluğa önem verir. Ama, ABD’de öyle şey yok.
    20) Tayyip Bey aldığı ABD desteği ile bölgede, AB’de estiriyordu. Herkes “ABD’nin adamı” diye çekiniyordu. ABD’de Tayyip bey için fırça atıyordu.
    21) Tayyip Bey Bush dönemi çok fırtınalı geçti. Bush bölgeye saldırdıkça Türkiye’de Anti ABD’llik %87′ye çıktı. ABD bundan rahatsız oldu...
    22) ABD Tayyip Beyi davet etti “Türkiye’deki bu Anti Amerikancılık neden oluyor?” Tayip Bey “benden şüpheniz olmasın. Ben dostum.”
    23) ABD peki kim yapıyor? Türkiye’de İsrail ve Amerika karşıtlığı çok yükseliyor. Hani biz “Stratejik müttefik”tik? Biz bu durumdan rahatsızız.
    24) Tayyip Bey’e bir dosya verdiler “CIA İyi bir Türkiye raporu hazırlamıştı” ABD için yeni bir durum vardı. Muvazzaf ve emekli asker söz konusu.
    25) ABD’nin CIA raporunda Muvazzaf ve emekli askerlerin Ak Parti kızgınlıklarını ABD’ye yönelttiği yazılıydı. Bunların dernekler kurduğu vs.
    26) Gerçekten Asker ABD muhatabı olamamaktan, Tayyip Beyin muhatap alınmasından rahatsızdı. Ama ABD 1 Mart tezkeresinden dolayı Askere kızgındı.
    27) Peki ne yapılmalıydı? Askeriyenin içindeki bir takım yapılanmayı Tayyip Bey biliyordu ama dokunamıyordu. ABD’nin bu desteği çok işe yaradı.
    28) ABD düğmeye bastı. ABD G.Kurmayın, Mit’in tüm gizli bilgilerine hakimdi. Çünkü uzun yıllardır iç içeydiler. Mit’in maaşlarını bile ödüyordu.
    29) Tayip Bey ABD’nin de desteği ile Askeri saf dışı etti. Yani Win win. Kazan kazan. Her iki taraf da memnundu. Ama öyle bir hal aldı ki...
    30) Tayyip Bey de ölçünün kaçtığını anladı. Çıkıp televizyonda bunu itiraf etti “Atayacak generalim kalmadı” ölçü kaçtı.
    31) Tayyip Bey Tutuklu Genel Kurmay Başkanı için ”Genel Kurmay Başkanına terörist başı diyeni tarih afetmez” Gerçekten iş istemediği yere gitti.
    32) Tayyip Bey Obama ile de çok iyi dostluk kurdu. Ne de olsa Hüseyin’di. Obama Tayyip Bey’e çok değer verdi. Türkiye’ye geldi. TBMM’de konuştu.
    33) Tayyip Bey yine duygusal. Ne de olsa müslüman aileden geliyor. Sempati duyuyordu. Kardeş gibi oldular. Ama, ABD asla duygusal olamaz.
    34) Tayyip Bey Obama’yı da kafaya aldığını sandı ya, bölgede önüne gelen liderlere fırça atıyor, git falan demeye başlamıştı. Ders veriyordu.
    35) Tayyip Bey Bir şey unutuyordu, ABD stratejik davranıyordu. Kimin gitmesine kendi karar veriyordu. Tayyip Bey Libya konusunda direndi.
    36) Tayyip Bey Kaddafi’den “İnsan hakları ödülü”nü ve 250 bin doları yeni almıştı. Nasıl Kaddafi’ye git diyecekti? Zor durumdaydı.
    37) Tayyip Bey önce direndi ”Nato’nun Libya’da ne işi var” dedi. ABD Tayyip beyi br şekilde ikna etti. Libya Nato’nun İzmir karargahından vuruldu.
    38) Libya’yı İzmir’den vurmak yetmedi bir de Bingazi üzerinden 300 milyon dolar verdik. Kaddafi insanlık dışı bir şekilde sokakta linç edildi.
    39) Libya’nın petrolü ABD, Fransa, İtalya, İspanya tarafından parsellendi. Bizim müteahitler de kapı dışarı edildi. Elimizdeki işler gitti.
    40) ABD Enerji koridoruna hakim olmak, Rusya, İran’ın Akdenize çıkışını kapatmak, İsrail’in güvenliği için Kürt Otonomi bölge kurmak istiyordu.
    41) ABD bunu nasıl yapacaktı? Suriye’nin bölünmesi gerekiyordu. Sünni S.Arabistan, Katar, Türkiye’yi organize ederse bu iş olurdu.
    42) ABD Rusya ve İrandan sert bir direnç gördü. Buna Çin ve Lübnan (Hizbullah) da ilave oldu. Durum zora girdi. ABD durum değerlendirmesi yaptı.
    43) ABD bu arada PKK’ya Türkiye ile anlaşın. Türkiye’ye de Kürt sorununuzu artık hal edin yardımcı olacağız. Görüşmeler başlamıştı.
    44) Türkiye için kürt sorununu çözmek, PKK (APO) için de legal siyaset yapma yolu açılıyordu ve önemliydi. Herkes memnun.
    45) ABD Rusya ile uzun görüşmeler yaptı ve Suriye’ye askeri bir müdahaleden vazgeçti. Sorunun diplomasi ile çözülmesi gerektiğine karar verdi.
    46) Abd’nin bu kararı üzerine Türkiye tam ortada kaldı. S.Arabistan, Katar çekildi. Arap ülkelerinin tamamı sustu. Yalnız kaldık.
    47) Bundan 8 ay önce Tayyip Bey Obama’yı Telefonla aradı. Suriye ve Gazze konusunda sert bir görüşme yaptılar. O günden sonra görüşme olmadı.
    48) Tayyip Bey-Obama telefon görüşmesinden sonra Beyaz Saray bu nezaketsizliği yaptı.
    49) Obama-Tayyip Bey görüşmesinden sonra bu sopalı fotoğraf Tayyip Beye soruldu “Şık değl neden yaptıklarını bilmiyorum” demişti. Hakaretti.
    50)Obama ikinci kez seçildi Tayyip Bey aradı kısa bir tebrik görüşmesi oldu.Ama,Tayyip Bey aylardır Obama’dan randevu bekliyordu.Cevap yoktu
    51) Suriye ile başımız belaya girdi. Herkesle kötü olduk. PKK ile görüşmeler nasıl neticelenir belli değil. Toplumun kafası bu konuda karışık.
    52) Dün giden heyete APO “Beni oyalayacaklarını sanıyorlarsa, yanılıyorlar. Ben üstüme düşeni yapıyorum. Hükümet hızlandırsın” İş zor.
    53) Tayyip Bey “Dış güçler Türkiye’yi karıştırmak istiyor” Biraz düşünün. Bu dış güçler kimler olabilir? Kimin öyle bir gücü var?Suriye mi:))
    54) ABD Tayyip Bey ile yürümeyeceğine 8 ay önce karar verdi. Türkiye’nin kırılgan bir ekonomisi var... Merkez Bankasındaki paramızla övünüyoruz.
    55) Merkez Bankamızdaki paramız Bill Gates’in parası kadar. Yani sadece Amerika’da bir kişinin parası kadar. Biraz düşünmek lazım.
    56) ABD eski Başkan adayı, Yeni ABD Dışişleri Bakanı bölgeyi ve Türkiye’yi iyi bilen biri. Seçilir seçilmez Türkiye’ye geldi. Ama bir şey oldu.
    57) Abd Dışişleri Bakanı Kerry iner inmez TAYYİP Beyin “Siyonizm insanlık suçu sayılsın” haberi patladı. AB(D), BM, İsrail sert kınadı.
    58) Tabi Kerry de sert bir kınamada bulundu. Cumhurbaşkanı, Başbakan ile görüştü ve gitti. Aslında Tayyip Beye randevu tarihini söyleyecekti.
    59) Tayyip Bey Söylemlerini elaltında düzeltmeye çalıştı. Tekrar devreye girildi. Tayyip Bey Cumhurbaşkalığı seçimi öncesi Obamayla görüşmeliydi.
    60) Kerry bir kez daha Türkiye’ye geldi.Bu defa konu Gazze’ydi. Tayyip Bey Gazze’ye gitmekte ısrarlıydı. Gideceği tarihi açıklamıştı.
    61) Kerry Tayyip Beye “Gazze gidişiniz erken. Filistin Devlet Başkanı M.Abbas da istemiyor” Bunu ABD ziyaretinizde konuşalım.
    62) Kerry Tayyip Beyi ikna edemedi. Dışarı çıktı basın toplantısı yaptı ve “Tayyip Beyin Beyazsaray ziyaretinde Gazze’ye karar verilecek”.
    63) Kerry’nin bu siyasi nezaket dışı açıklaması Tayyip Beyin karizmasını yerle bir etti. Tayyip Beye sordular ”Şık olmadı” dedi. Hiç şık değildi.
    64) Tayyip Beyin yapacağı bir şey yoktu. ABD’nin Tayyip Beye randevu vermediğini biliyordu. CB seçimi öncesi bu yok olmaktı.
    65) Beyaz Saray Tayyip Beye randevu verdi. Tam o sırada Reyhanlı faciası yaşandı. Böyle bir durumda hiç bir ülkenin Başbakanı gitmezdi.
    66) TayyipnBey reyhanlı’da henüz cesetler çıkarılıyorken ABD’ye gitti. Gitmedenhttp://feyziisbasaran.Wordpress.com/ da Beyaz Saray’ı yazmıştım. Duruyor.
    67) Ülkenizde bomba patlamış 54 ölü var. Cesetler çıkarılırken ziyaret ettiğiniz Devlet Başkanı size hangi gözle bakar? Ama Tayyip bey gitti!
    68) Tayyip Beyin Beyaz Saray görüşmesi de tuhaftı. Ben de Beyaz Saray görüşmelerinde bulundum. Ailece gittiler. İlgili ilgisiz herkes gitmişti.
    69) Tayyip Bey Beyaz ve ailesi Saray’da iyi ağırlandı. Obama en son “Biz Suriye’de yokuz. Halkım müslümanlarla savaşmıyalım diyor” dedi. Bitti.
    70) Bu yazdıkarımı yaşıyan bir liderde moral-motivasyon diye bir şey kalmaz. Yaşadıkları gerçekten çok ağır. Aldatılmışlık çok kötü duygu.
    71) Dün gece size Tayyip Beyi biraz özetledim. 1991 Mv.Genel seçimlerinde ben de kendisi de lstanbul’da adaydık. Ben seçildim o seçilememişti.
    72) Ben ANAP’dan O da Erbakan Hoca’nın partisinden adaydı. Propagandaları bizi şaşırtmıştı. M.Ali Şahin elinde güllerle meyhaneleri geziyordu.
    73) Gel zaman git zaman Erbakan Hoca ile de yollarını ayırdılar. Sayın A.Gül Erbakan’ın adayı Kutan’a karşı aday oldu az oyla seçimi kaybetti.

    74) Sayın Gül 53 milletvekili ile partisinden istifa etti ve TBMM’de Ak Parti Grubunu kurdu. Grup Bşk Sn.Gül,http://Gn.bşk/. Sn.Erdoğan.

    75) Dsp-Mhp-Anap koalisyonu millete müthiş bir ekonomik kriz yaşattı. Ecevit, Bahçeli, Yılmaz şaşkındı. Sokağa çıkamıyorlardı. Halk perişan oldu.

    76) Sn.Bahçel’nin bir çağrısı ile apar topar erken seçime gidildi (Bu arada K.Derviş TBMM’den çok ağır yasalar geçirdi) Aslında düzeliyordu.

    77) Perişan olmuş üç parti erken seçime gitti (İntihar etti) üçü de barajın altında kaldı. En hazır ve yeni olan Ak Parti’ydi. İKTİDAR

    78) Doğrusu, Ak Parti iktdara geldiğindeki söylemleri çok iyiydi. ÖZAL’ın Anavatan’ı gibi konuşuyorlardı. 2002-2007 ‘de iyi işler yaptılar.

    79) Mesela “Türban” denildiğinde Bizim öyle bir sorunumuz yok. İşimize bakıyoruz (M.Ali Şahin) Ama, bir kesim şüphe ediyordu “Gizli ajanda var”

    80) Parti’yi kurduklarında Sn.Gül beni de partiye davet etmişti. Ben de teşekkür ettim. ”Anap Gn.Bşk.Yardımcısıyım. Partim zorda ahlaki olmaz”

    81) Anap’tan-DYP’den bazı arkadaşlar o dönem Ak Parti’ye gitti. Bir kısmı ayrıldı bir kısmı duruyor. Pasif duranlar var H.Çelik gibi aktifi de...

    82) 28 Şubat ve devamında TBMM’de Cumhurbaşkanı seçtirmeme (Yargı-Asker) korosu müthiş hata yaptı. Tam darbe girişimiydi. (E muhtıra)

    83) Ben de herkes gibi bu hukuksuzluğa ve darbe girişimine karşı çıktım. TBMM kilitlendi ve Ak Parti erken seçim kararı aldı. Doğru yaptı.

    84) 2007 Seçimlerinde beni bir kez daha aday olmaya davet ettiler. Bu defa kabul ettim. Seçim meydanları müthişti. Sn.A.Gül’e büyük sahiplenme...

    85) 2007 seçimlerinde Milletvekili seçildik Meclise geldik. Benim gibi dışardan gelenleri içlerine almıyorlardı. Bizim yanımızda konuşmuyorlardı.

    86) Benim gibi dışardan gelenlere İçimizdeki hainler” gibi görüyorlardı. Onlara Cemil Çiçek Ve A.Kadir Aksu yetiyordu. Soldan da E.Günay tamam...

    87) Ben Anavatan’da yaşadığım gibi kapalı toplantılarda fikrimi çok net söylüyordum. Her kes şaşırıyordu “Nasıl konuşabiliyor”!

    88) Sn. Gül’ü Cumhurbaşkanı seçtik. (Mhp’nin desteği ile) Arkasında Beklenmedik bir şey oldu. Tayyip Bey ispanya’da konuştu…

    89) Tayyip Bey İspanya’da bir soru üzerine “Türban velevki simge olsa ne olur?” Ortalık o gün karıştı. Toplantı üstüne toplantılar yapıldı.

    90) Kapalı toplantıda fikrimi söyledim ”Sayın Başbakan Kılık kıyafet düzenlemesi Anayasa değişikliği ile olmaz. Bu uzlaşı-genelgelerle olur”.

    91) Başbakan’a karşı fikrini söyleyen 2-3 kişi onlar da bir daha listeye konmadı zaten. Kalanı “Tam zamanı, Cumhurbaşkanı da bizden yaparız”.

    92) Ben o gün de bugün de kız çocuklarının başörtüleriyle üniversitelere gidebilmesini savunan biriyim. Özgürlükler açısından bakıyorum.

    93) Tayyip Bey o Anayasa (Başörtü) değişikliğini Meclise getirdi. Oy da verdim. Bunun çözüm olamayacağını da biliyor ve söylemiştim.

    94) Ak Parti hakkında kapatılma davası açıldı. İki yıla yakın zaman bu kavga ile geçti. Bir şekilde kapatılma davası hal edildi…

    95) Bu kapatılma davasından sonra Tayyip Bey tamamen değişti. Asker ve yargı operasyoları başladı. İş artık intikam almaya dönmüştü.

    96) Ben 2007 Temmuzun’da seçildim. 2009′Aralığında beni disiplin kuruluna sevk ettiler. Beklemedim istifa ettim. Meclis öyle bir istifa görmedi.

    97) Sayın A.Gül arada bir “Bu iş rövanşist bir harekete dönüşmesin” uyarısına rağmen tam gaz gidiliyordu. Tayyip Bey tamamen değişmişti.

    98) Tayyip Bey artık ABD’nin tek muhatabıydı. Sayın A.Gül safdışı edilmiş ve kendisine bilgi verilmiyordu. Ailece de görüşmüyorlardı.

    99) ABD’nin geleneksel Genel Kurmay muhabeti de bitti. Cumhurbaşkanı zaten Başkakan’ken 1 Mart tezkeresini çıkartamamış. Tek muhatap Tayyip Bey.

    100) Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül neden ABD ve Tayyip Bey tarafından devre dışı bırakıldı? Biraz bunu yazacağım.

    101) 2007 seçimlerine seçilip Meclise geldiğimzde Cumhurbaşkanı seçimi önümüzde duruyordu. Mhp destek vereceğini açıklamıştı. Sorun kalmamıştı.

    102) Bu defa Tayyip Bey sorun çıkardı. “Adayımız kardeşimiz Abdullah Beydir” sözünü bırakmış. Vecdi Gönülü aday yapmak istiyordu. (Hatırlatma)

    103) Bazen geriye doğru hatırlatmayla bir yerehttp://xn--geleceim-cgb. B.Arıç ve Sn.Gül Tayyip Beyin Vecdi Gönül kararına direndi.

    104) B.Arıç “Ya kendin aday olursun yada Abdullah Bey adayımızdı onunla devam ederiz. Israr edersen V.Gönül’e karşı ben adayım” dedi.

    105) B.Arınç’ın bu restine Tayyip Bey direnemedi ve Sn.Abdullah Gül aday gösterildi. Ben de oy verdim. Doğru olan da buydu.

    106) O gün bu gündür Tayyip Bey Ve Sn.Gül’ün arası hep kötü gitti. Tayyip Bey her hareketi ile Cumhurbaşkanı’nı dışladı. Tek adamlığı oynadı.

    107) Size en çarpıcı örnek vereyim. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı ilk defa Beyazsaray tarafından resmi olarak davet edilmedi. NEDEN?

    108) Cumhurbaşkanı Putin görşmesi engellendi. En son Çin’den fırlatılan uydu törenine davet edilmedi. Çok sayabilirim.

    109) Tayyip Bey ABD’den öyle bir destek alıyordu ki, gözü kimseyi görmüyordu. Artık bölge liderliği tamamdı.

    110) Tayyip Bey “Gazze” dedikçe Arap ülkelerinin halkı (Yönetimleri değil) ve Türkiye ayaktaydı. Arap liderlerini azarlıyordu.

    111) Olan oldu. İHH’nın bir organizasyonu ile Gazze’ye yardım gemisi Antalya’dan kalktı. Başta içlerinde AKP’li vekiller de vardı. İndirildi...

    112) Mavi Marmara gemisi yolda ve İsrail sert uyarıyordu ”Vururuz”! Bu arada Hükümet İsrail ile Savunma sanayinde işbirliği içinde.

    113) Olan oldu. İsrail gemiyi uyardı ama gemi yoluna devam ediyordu. İşte o facia yaşandı. Sert bir müdahale 9 can kaybı, gemiye el kondu.

    114) Tayyip Beyin karizması yerle bir oldu. İsrail ile savaşacak durumu da yok. Karşısında bugüne kadar dost olduğun ABD var. Kolay mı?

    115) En başta size yazmıştım. İsrail ile böyle dostluk kurulmuştu. ABD’de memnundu. Yahudi lobisi cesaret ödülü vermişti; pic.twitter.com/EtSju5kK7A

    116) Tayyip Beye bir darbe de F.Gülen’den geldi. Gülen “Böyle savaşa gider gibi yardım mı olur? Keşke İsrail ile konuşsaydınız”. ŞOK oldular.

    117) Doğruya doğru. F.Gülen’in küresel vizyonu geniş. Dünyadaki gelişmeleri ve ona göre konumlamayı çok iyi biliyor. Zamanlamayı çok iyi yapar.

    118) Ak Parti kendi içinde bir koalisyon. Bu koalisyonda zaman zaman çatışmalar yaşanır.Genelde üstü örtülür ve yola devam edilir.

    119) Bu defa öyle olmadı. Tayyip Bey F.Gülen grubuna karşı temizlik hareketine girişti. F.Gülen ve ona bağlı medya mesajlar vermeye başladı.

    120) Tayyip Bey Cemaatı eski cemaat zanetti. Cemaat artık Medyası, eğitimli insanı, parasal gücü ve Devletteki gücü ile ciddi bir güç.

    121) Cemaat Hakan Fidan olayında tavrını net olarak ortaya koydu. Medyası ile yüklendi. Tayyip Bey tv’lere çıktı “Hedef benim” dedi.

    122) Çözüm sürecini (Adı bir kaç kez değişti) “Güzel şeyler olacak” diyen Sayın Gül’dü. O başlattı. Ama,Sn.Gül’e bilgi bile verilmiyor.

    123) Artık gizlemeye gerek yok. Ortada yok farz edilen bir Cumhurbaşkanı var. Tek adamlığına ABD’de tarafından son verilen Tayyip Bey var.

    124) Tayyip Bey ve yakın çevresi “Dış güçler”den bahsediyor. ”Yedirmeyiz” diyorlar. Bu dış güçler kimse açıklasınlar bilelim.

    125) Tayyip Bey Sn.Gül’ü siyasetin dışına itmek için; Başkanlık, yarı Başkanlık, bir kaç maddelik Anayasa vs. Bunlar boş işler.

    126) Dedim ya, Ak Parti kendi içinde koalisyon. Önümüzde üç seçim var. Belediye, Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleri. Bu kaderi belirler.

    127) Son 12 gündür yaşanan ve masum bir gençliğin başlattığı Gezi Parkı olayı sivil bir direniş olarak tüm Türkiye’ye yayıldı.

    128) Sayın Cumhurbaşkanı ve Tayyip Beyin bu olaylar karşısındaki tutumu gayet net. Cumhurbaşkanı “Masum hak arayışı” olarak görüyor.

    129) Tayyip Bey ise Gezi Parkı olayını “Bir kaç çapulcu” nun işi. ”Yol ver gidelim, Taksim’i ezelim” sloganları ile yürüyor. Halkla inatlaşıyor.

    130) Tayyip Bey alel acele bu mitingleri kime karşı yapıyor? Meydanlardaki gençlere karşı.

    131) Tayyip Bey son iki yıldır çizdiği profil. ABD, AB, Arap Ülkeleri liderlerini, İsraili, İran’ı, Rusya’yı çok rahatsız etti. Karar verildi.
  • Bu arada bu akşam "MİT'in yargı kararı olmadan istediği kimseyi tutuklayabileceği" ne dair yasa geçirecekler. Aaa, bugün MOSSAD ile görüşülmüştü değil mi?

    Hala demokrasiden bahsedecek babayiğit var mı? "İleri demokrasi" lerde var mıdır böyle bir şey?

    Kim kimin önünde, kim kimin arkasında iyi görün iyi düşünün arkadaşlar. Başka bir Türkiye yok ve geri dönüşü olmayacak yollarda son hız ilerliyoruz şuan.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: antonidas


    quote:

    Orijinalden alıntı: neverlate

    Buradaki seviye inanilmaz düsmüs. Adama neden yalan haber üretme ihtiyaci duyuyorsunuz diye soruyorum. Eylemici kör eden polisi mi savunuyorsun diyor.

    Vali fotograftaki tutuklanan eylemcinin fotografini yayinladi, kimligini ve örgütünü acikladi diyorum. Eylemciye saldiran polisin valisini mi savunuyorsun diyor.

    Yahu eylemlerim ilk gününde attigim mesajlara bak, polisi savunmus muyum elestirmis miyim? Hükümeti savunmus muyum elestirmis miyim? Ben bu kadar mantiksiz, bu kadar ezbere konusan bir topluluk görmedim. Sürü olmayin, birey olun.

    insanların polise valiye güveni kalmadı.
    Çünkü yanlış şeyler yaptılar.Güven kaybedildiği zaman bir daha kolay kolay toplanmaz.
    İnsanların güvenmediği kişilerin açıklamalarına da doğal olarak güvenmiyor.
    Ayrıca insanlar acı çekiyor.
    Orada insanlar eşi var, dostu var, arkadaşı var, insanlarda kızıyor. Biraz anlayış göstermeniz lazım.
    Dezenformasyon var mı, tabi ki var ama bunun sebebi medya sansürüdür.
    Medya hiç bir şey göstermediği için insanlar medyaya güvenmiyor.
    İnsanları biraz anlayın, insanların canı yanıyor, yüreği yanıyor.
    Bugün bir eylemcinin beyin ölümü gerçekleşti, sebebi polisin adamı kafasından mermiyle vurması ve emniyet halen bu polisi savcılığa açıklamadı.
    Biraz anlayış gösterin, insanların canı acıyor, insanları acısı var.
    Çok da tartışmak istemiyorum ama insanların acısı var, insanlar kendini haklı olarak aldatılmış hissediyor ve bu sebeple insanlar sinirli.


    Güvenmemek baska sey, suclamak baska sey, iftira atmak baska sey. Önce kavramlara dogru anlamlar yükleyelim.

    Son birkac gündür neredeyse bütün haber kanallari biber gazini yuta yuta meydandan canli yayin yapiyor. Orada polisle iletisim kuran, tas atanlari sakinlestirmeye ugrasan genc üniversite ögrencileri de var. Polise molotof kokteyili atan, araclari yakan vandalistler de var. Yani meydandan canli yayin izlemeyelim, üc bes liselinin fotosop yapip, altina 3-5 embesilce kelime yazip postaladigi spamlerden mi takip edelim? Hangisi dezenformasyon, insaf edin azcik.

    Insanlarin acisi var. Ama acisi olan insanlar degil, evde oturup bilgisayar basinda keyif yapanlar konusuyor. Ah polis 1 kisiyi daha yaralasa da burdan hükümet elestirisi, RTE espirisi cikarsam diyenler konusuyor. Hadi konusalim insanlarin acilarini. Daha söyledigim sözü dinlemeyen, her yazdigima "bana bidi bidiyi mi savunuyorsun" diye safsatalarla cevap veren biriyle kimin hangi acisini konusabilirim?

    Kusura bakmayin ama ben bu ortamda insanlarin acisinin falan paylasildigini düsünmüyorum. Dünyanin hicbir yerinde olmadigi kadar düsük seviyede siyaset yapiliyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ulaş-ım
    quote:

    Orijinalden alıntı: shadow006
    quote:

    Orijinalden alıntı: Ulaş-ım
    Ortalık arapsaçına döndü...
    Yalanlar, provokasyonlar, komplolar, bitmek tükenmek bilmez iddialar iddialar...
    Ortada sadece şu acı gerçekler kaldı: Ölen, ağır yaralanan insanlar...
    Zarar gören esnaflar, firmalar, tahrip edilen kamu malları, bizim mallarımız...
    Rayından çıkıp (maalesef) amacından uzaklaşmış bir eylem...
    Bundan kimler fayda gördü buna bakın, bunu düşünün!

    Valla bu olaydan zararlı çıkan dediğin gibi tüm Türkiye. Fayda görense iki kesim var biri Taksimi istediği gibi proveke eden marjinaller, teröristler. Biri ise saflarını sıklaştırmak için ateşin üzerine benzin döken gerilimi tırmandıran iktidar.
    Tüm bu olayların başında olması gerektiği gibi, olaylara marjinaller karışmamışken parkı yıkmayacağız dense bunlar olmazdı. Haksız mıyım?.

    + faiz lobisi
    + Alman istihbaratı
    (son zamanlardaki ekonomik durumumuzu ve ilerlememizi AB çekemiyor, tökezlememiz için ellerinden gelen her türlü desteği esirgemiyorlar sağolsunlar)

    Ne zaman kurtulacaksınız şu hayali düşmanlar yaratmaktan.

    Daha öncede sordum kim bu Faiz lobisi?. İsim verin arkadaş.

    Olaylarda Alman İstihbaratının olduğuna dair delil sunabilirmisiniz?. Yoksa her zaman ki gibi afaki duyumları buraya gerçek gibi mi yazıyorsunuz.
  • Artık bazı kişilerle tartışmayacağım,çünkü hiç bir yere varmıyor.
    Kinle,nefretle,yasa dışı yollarla iş yapanlar illaki bunun bedelini öder.
    Bugün öder, olmazsa yarın öder.
    Haksızlık karşısında susan ise kendisine haksızlık yapıldığında ağzını açma hakkını kaybetmiştir.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Arkadaşlar uzun mesaj okuma alışkanlığınız yok biliyorum, fakat ülkenin kaderi söz konusu. Yukarıdaki mesajımı okuyun lütfen.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi PaiMei -- 12 Haziran 2013; 20:23:21 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: PaiMei

    Bu arada bu akşam "MİT'in yargı kararı olmadan istediği kimseyi tutuklayabileceği" ne dair yasa geçirecekler. Aaa, bugün MOSSAD ile görüşülmüştü değil mi?

    Hala demokrasiden bahsedecek babayiğit var mı? "İleri demokrasi" lerde var mıdır böyle bir şey?

    Kim kimin önünde, kim kimin arkasında iyi görün iyi düşünün arkadaşlar. Başka bir Türkiye yok ve geri dönüşü olmayacak yollarda son hız ilerliyoruz şuan.

    Yıllar evvel buna yakın bir kanun vardı. Bu nedenle MİT, Gestapo'ya benzetiliyordu. Yanlış hatırlamıyorsam 12 Eylül'den önce veya biraz sonra bu uygulama kaldırıldı. Eğer geçerse, hükümet kendini uluslararası alanda iyice komik duruma düşürecek. Hatta gezi parkı olaylarıyla birleştiğinde, özellikle Suriye politikasında kendi bacağını vurmuş olacak. Zaten destekçisi olan ABD ağız değiştirdi bile. Ayrıca Türkiye'nin kendi toplumsal iç dinamiklerinden dolayı doğal bir şekilde ortaya çıkan tepkiyi bu tür yapay önlemlerle bastırmak mümkün değil.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ~blue~sky~
    Yıllar evvel buna yakın bir kanun vardı. Bu nedenle MİT, Gestapo'ya benzetiliyordu. Yanlış hatırlamıyorsam 12 Eylül'den önce veya biraz sonra bu uygulama kaldırıldı. Eğer geçerse, hükümet kendini uluslararası alanda iyice komik duruma düşürecek. Hatta gezi parkı olaylarıyla birleştiğinde, özellikle Suriye politikasında kendi bacağını vurmuş olacak. Zaten destekçisi olan ABD ağız değiştirdi bile. Ayrıca Türkiye'nin kendi toplumsal iç dinamiklerinden dolayı doğal bir şekilde ortaya çıkan tepkiyi bu tür yapay önlemlerle bastırmak mümkün değil.

    Tayyip Erdoğan'ın kullanıldığını ve şimdi yerini "cemaate" bırakacağını düşünüyorum. Görünür yüzü A. Gül olabilir.

    AKP milletvekili İşbaşaran'ın attığı tweetleri genel hatlarıyla zaten "gören gözler" olarak biliyor ve forumda yazıyorduk. Baykal'a şaşırdım açıkçası o ayrı, ve bazı detayları bilmiyorduk bilemezdik de. Ama görünen köy de klavuz istemezdi.

    Bir ülkenin iktidar partisi ile ilgili eski milletvekili böyle bir açıklama yapıyor, hatta bu açıklama olmadan milyonlarca insan 10 yıldır bunları yazıp çiziyor; ülke "felaketler" yaşıyor, demokrasi facialarına imza atıyor fakat bu iktidar partisinin oyunu yüzde 2-3 ancak kımıldatabiliyor. (öyle olacak muhtemelen)

    Pılımı pırtımı toplayıp gidesim var...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: PaiMei

    quote:

    Orijinalden alıntı: ~blue~sky~
    Yıllar evvel buna yakın bir kanun vardı. Bu nedenle MİT, Gestapo'ya benzetiliyordu. Yanlış hatırlamıyorsam 12 Eylül'den önce veya biraz sonra bu uygulama kaldırıldı. Eğer geçerse, hükümet kendini uluslararası alanda iyice komik duruma düşürecek. Hatta gezi parkı olaylarıyla birleştiğinde, özellikle Suriye politikasında kendi bacağını vurmuş olacak. Zaten destekçisi olan ABD ağız değiştirdi bile. Ayrıca Türkiye'nin kendi toplumsal iç dinamiklerinden dolayı doğal bir şekilde ortaya çıkan tepkiyi bu tür yapay önlemlerle bastırmak mümkün değil.

    Tayyip Erdoğan'ın kullanıldığını ve şimdi yerini "cemaate" bırakacağını düşünüyorum. Görünür yüzü A. Gül olabilir.

    AKP milletvekili İşbaşaran'ın attığı tweetleri genel hatlarıyla zaten "gören gözler" olarak biliyor ve forumda yazıyorduk. Baykal'a şaşırdım açıkçası o ayrı, ve bazı detayları bilmiyorduk bilemezdik de. Ama görünen köy de klavuz istemezdi.

    Bir ülkenin iktidar partisi ile ilgili eski milletvekili böyle bir açıklama yapıyor, hatta bu açıklama olmadan milyonlarca insan 10 yıldır bunları yazıp çiziyor; ülke "felaketler" yaşıyor, demokrasi facialarına imza atıyor fakat bu iktidar partisinin oyunu yüzde 2-3 ancak kımıldatabiliyor. (öyle olacak muhtemelen)

    Pılımı pırtımı toplayıp gidesim var...

    Bence artık AKP'nin oylarının değişip değişmemesi pek önemli değil. Gezi eylemleriyle birlikte Türkiye'nin geleneksel siyasal yapısı sona erdi. Bir kafede toplanıp birbirlerinin yüzüne bakmadan sadece smartphonelarıyla ilgilenen gençler o telefonalarla devrim yaptılar :) Ve belki de Türkiye'nin ana muhalefet partisi haline geldiler. 2003 yılında siyasette ordu denge unsuruyken, 2013 yılında bu gençlerden oluşan sivil toplum yeni denge unsuru oldu. Ben artık Türkiye için büyük umutlar besliyorum.
  • ~blue~sky~ ~ kullanıcısına yanıt
    Aynı fikirdeyim, genç kuşaklar özellikle de Neverlate farkına henüz varmadı ama Türkiye 20 gün önceki Türkiye değil artık! Şu olay biraz yatışsada olayın bu en ilgi çekici yönünü tartışabilsek sevineceğim!
  • Çok iyimsersiniz, keşke ben de böyle "polyanna" olabilsem, ama gerçekler daha acı.

    Bu ülke üzerinde yıllarca "planlar" yapmış güçler de armut topluyor olacaklar hesaplarınıza göre... Ordumuz yok, polisimiz yok, yargımız yok, medyamız yok, Atatürk'ümüz yok... Nur topu gibi bir cemaatimiz var, yüzde 10 seçim barajımız var. Allah kolaylık versin...
  • 
Sayfa: önceki 3536373839
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.