Şimdi Ara

Fransız İhtilali Gerekli miydi Zararlı mıydı?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
13
Cevap
0
Favori
315
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Fransız ihtilali dünya ülkeleri için gerekli miydi, yoksa zararlı bir külfet miydi? Fikirleriniz nelerdir?



  • Bence sivil ve bireysel hakların gelişmesine teorik düzlemde önayak olması haricinde tıpkı Rus Devrimi gibi Dünya"ya çok büyük zararlar verdi.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nat Alianovna

    Bence sivil ve bireysel hakların gelişmesine teorik düzlemde önayak olması haricinde tıpkı Rus Devrimi gibi Dünya"ya çok büyük zararlar verdi.
    Ne gibi zararlar mesela hocam?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: HIGHER

    Ne gibi zararlar mesela hocam?

    Alıntıları Göster
    Diğer ilkeler neyse de, Milliyetçilik maddesi birçok duruma müsebbib oldu. Sırp Milliyetçisinin Franz Ferdinand'ı Bosna'da öldürmesi, birçok ülkenin sosyal karışıklık yaşaması. En başında bunların, Osmanlı geliyor. Balkanları kaybetmemize Pan-Slavizm neden oldu. Bunun gibi birçok durum hala buhran oluşturabiliyor.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: HIGHER

    Ne gibi zararlar mesela hocam?

    Alıntıları Göster
    Fransız İhtilali'nden önce Avrupa'da popülist veya milliyetçi olmak zorunda olmayan, bir tebaa sahibi olan irili ufaklı mutlak monarşiler ve prenslikler bulunurdu. 30 Yıl Savaşları gibi mezhep çatışmasına dayalı birkaç kanlı bölgesel savaş istisnası haricinde monarşiler çağında yaşanan savaşlar ve kurulan ordular - daha büyük ordular için bir altyapı hazır olmasına rağmen - daha küçük ölçekliydi. Bu genellikle paralı askerlerin, hiçbir zaman yüzbinlere ya da milyonlara varmayan daha küçük boyutlarda kişisel orduların ve savaş lordlarının çağıydı ve genellikle sıradan insanların silah altına alınıp ulusal bir amaç mobilize edilmesine ve topyekün türden bir savaş tarzına dayanmıyordu. Savaşlar daha çok bir düello gibiydi savaşın yarattığı kitlesel katliam ve zarar çok daha azdı. Siviller savaşlardan daha az etkileniyordu. Fransız İhtilali'yle birlikte monarşilerin reaksiyonlarına ve salt askeri müdahelesine tepki olarak çığ gibi büyüyen bir ordu toplayan devrimci popülist rejim Levée en masse'yi yani halk kütlesinin savaş için mobilizasyonunu, ulus devlet konseptini ve topyekün harb anlayışını yarattı ve bu yeni sistem zamanla tüm Avrupa kıtasını domine etti. Monarşiler yeni değerler altında ezilmemek için devrimci popülizme ve Levée en masse'ye adapte olmak zorunda kaldılar. Savaşların ölçeği ve insanlara etkisinde geometrik türde bir artış yaşandı. Ondan sonra Napolyonik savaşlarla beraber Birinci ve İkinci Dünya Harblerinin büyük katliam ve yıkımlarına kadar gelindi. Fransız İhtilali ayrıca devrim ve cumhuriyet adına bilim insanları ile yüksek kültürlü insanları öldürme kültürünü yarattı. Fransız İhtilali'ni örnek alan pek çok devrimci mesela Bolşevik militanlar devrime basitçe inanmadığı veya devrimin yolunda durduğu için eğitimli, kültürlü, başarılı olan insanları katletti. Sözde devrim adına bir sürü insan tutuklandı, işkence gördü veya basitçe öldürüldü veya tecavüz edildi. Şu an monarşi yanlısı klasik tip bir muhafazakâr gibi konuştuğumu biliyorum ama sosyokültürel olarak mutlak monarşiler dönemi sivillerin daha güvenlikli olduğu, siyasi rekabet ve savaş kaynaklı yıkım ve ölümün Fransız İhtilali ve sonrasına nispetle daha az yaşandığı bir dönemdi. Yalnızca Avrupa değil, Fransız İhtilali'nin yarattığı trendler ve yan trendler zamanla tüm Dünya'yı kavurdu, Latin Amerika'dan Uzak Asya'ya kadar uzanan devrimci kitlesel katliamların, soykırımların ve ulusu / halkı kapsayarak bitmek bilmeyen savaşların ilk örneği ve tarihsel çeşmesi oldu. Fransız İhtilali'ni insanları ağırlıklı olarak olumsuz etkilemiş şiddetli bir sosyal dalgalanma olarak algılıyorum.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nat Alianovna -- 7 Temmuz 2020; 21:25:46 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Tarihsel olaylara ve olgulara gereksiz denmesi bana her zaman saçma gelmiştir. Tarihsel bağlamın sosyal, ekonomik, bilimsel, felsefi, teknik ve politik düzlemi bir olaya elverişli olmadığı müddetçe o hadisenin cereyan etmesi mümkün değildir. Dolayısıyla 21. asırdan bakıp geçmiş olaylara gereksiz demek hayli saçma oluyor.

    Fransız İhtilali, Avrupa'da yaşanan sosyal ve ekonomik gelişmelere uyum sağlaması amaçlanan bir siyaseti mevcut düzeni alaşağı ederek yürürlüğe sokma çabasıydı. Avrupa'da 15-16. asırdan beri süregelen değişim ekonomik ve sosyal hayatta büyük çapta farklılıklara yol açıyordu. Tüccarlar ve üreticiler Sanayi Devrimi'nin henüz çok erken bir aşaması olan 18. asırda dahi teşebbüslerine devam ettiler, sermayelerini artırdılar, bankerlik faliyetleri hızlandı, finans ve ticaret kavramları toprak mülkiyetinin önüne geçti. Kaçınılmaz bir sosyal değişim buna bağlı olarak yaşandı. Kentli fakat soylu olmayan bir sınıfın ekonomik gücü eline almaya başlamasıyla sosyal statü dediğimiz olgunun toprak sahipliğinden sermaye sahipliğine kayması bu yüzyıla tekabül eder. Günümüz kapitalist toplum yapısının kökleri burada yatıyor yani. Ekonomik ve sosyal değişimlere karşılık siyaset statikti, yeni düzene uyum sağlayamamıştı. Merkantalist ekonomi anlayışla monarşinin mutlak otoritesi altında ekonomik hayata yön veriliyordu. Burjuvanın ödediği vergilerle 18. asrın kudretli monarkları otoritelerini ve ordularını kuvvetlendirirken elinde sermayeyi tutan burjuvanın kendi haklarını koruması için demokrasi arayışına girmesi kaçınılmazdı. Fransız İhtilali, kentli orta sınıfın aristokratlara ve monarşiye karşı açtığı demokrasi savaşı olarak tarihte yerini aldı. Gereksiz olması söz konusu değil. Çok makro perspektiften bir yazı oldu elbette. Bu işin halka uzanan tarafı hiç mi yok? Elbette var. Bu dönemde benimsenen liberal milliyetçilik erken model bir popülizme benziyor. Halk kavramı yerine elbette ulus oturmuş durumda fakat burada güdülen milliyetçi amaç bir başka milleti tahakküm altına almaktan ya da kendi ulusunu yüce görmekten hayli uzak. Daha ziyade bir milletin kendi kaderini tayin hakkı üzerinde durarak Rousseau'nun etkisiyle "popular soverignity" fikri baskındı. Nitekim daha sonra bu milliyetçiliğin formlarını bilhassa imparatorluk topraklarında gördük. Bu zararlı kısmı mı yoksa yararlı kısmı mı yorum yapamayacağım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-1AB9A40D5 -- 8 Temmuz 2020; 0:23:45 >




  • Kesinlikle gerekliydi.

    "Son kral son papazın bağırsaklarıyla boğulmadıkça insanlık özgür kalmayacak." (Denis Diderot)
  • Fransız İhtilali modern siyasal şiddet, otoriterizm, baskı, hatta sistematik insan kırımının ilk örneğidir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: MRTFR

    Kesinlikle gerekliydi.

    "Son kral son papazın bağırsaklarıyla boğulmadıkça insanlık özgür kalmayacak." (Denis Diderot)
    Zavallı Lavoisier'ın suçu neydi peki? Robespierre'in yarattığı canavar(lar) en sonunda kendisini bile biçti.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nat Alianovna

    Zavallı Lavoisier'ın suçu neydi peki? Robespierre'in yarattığı canavar(lar) en sonunda kendisini bile biçti.

    Alıntıları Göster
    Suçları burada yazıyor:

    1 Devrim karşıtı olarak karalanan aristokrasiyle ilişkisi;

    2 Vergi toplamada yolsuzluk (Lavoisier topladığı vergilerin küçük bir bölümünü laboratuvar deneyleri için harcamıştı).

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: MRTFR

    Suçları burada yazıyor:

    1 Devrim karşıtı olarak karalanan aristokrasiyle ilişkisi;

    2 Vergi toplamada yolsuzluk (Lavoisier topladığı vergilerin küçük bir bölümünü laboratuvar deneyleri için harcamıştı).

    Alıntıları Göster
    İdamlık suçlar değil. İlki suç bile değil. Hadi Aziz Sancar'ı, İlber Ortaylı'yı, Fazıl Say'ı, İdil Biret'i vs idam edelim nasıl olsa onların da görece zengin ve kültürlü bir çevresi var. Yalnızca vergi topladığı için de Lavoisier idam edilecekti çünkü Fransız İhtilali devrimcilerinin idam ederken baktıkları şey vergi değildi; vergi yalnızca bir gerekçe veya bahaneydi. Gerçek olan şey devrimcilerin çıkarları ve düşman oldukları aristokratik umursamazlıktan daha iyi olmayan ideolojik gaddarlıklarıydı.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nat Alianovna

    İdamlık suçlar değil. İlki suç bile değil. Hadi Aziz Sancar'ı, İlber Ortaylı'yı, Fazıl Say'ı, İdil Biret'i vs idam edelim nasıl olsa onların da görece zengin ve kültürlü bir çevresi var. Yalnızca vergi topladığı için de Lavoisier idam edilecekti çünkü Fransız İhtilali devrimcilerinin idam ederken baktıkları şey vergi değildi; vergi yalnızca bir gerekçe veya bahaneydi. Gerçek olan şey devrimcilerin çıkarları ve düşman oldukları aristokratik umursamazlıktan daha iyi olmayan ideolojik gaddarlıklarıydı.

    Alıntıları Göster
    Maalesef terör döneminde çok fazla yanlış idam oldu. Yine de devrimin kazanımlarını çöpe atacak değilim.

    Eşitlik, özgürlük, kardeşlik.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.