Şimdi Ara

Feto yu beddua ile öldürebiliriz diyen Cübbeli (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
24
Cevap
0
Favori
554
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Leaderjack1


    quote:

    Orijinalden alıntı: aslanoto


    quote:

    Orijinalden alıntı: Leaderjack1


    quote:

    Orijinalden alıntı: aslanoto


    quote:

    Orijinalden alıntı: Leaderjack1


    quote:

    Orijinalden alıntı: aslanoto


    quote:

    Orijinalden alıntı: Leaderjack1


    quote:

    Orijinalden alıntı: aslanoto


    quote:

    Orijinalden alıntı: Leaderjack1


    quote:

    Orijinalden alıntı: aslanoto


    quote:

    Orijinalden alıntı: Leaderjack1

    Kitle malum oldugu için böyle atıp büyül hoca ticareti yapmak gayet normal Beddua ile adam ölse idi israil yıkılmıştı şimdiye kadar.yada demek ki israil için edilen dualar daha çok kabul oluyor


    İsrail filistin içinde yerli bir halk değildiki, tüm dünyadan sürekli maddi insan desteği takviyesi ile ayakda kalmaya çalışıyor nereye kadar, israilin zalim yöneticilerinin sonları kötü ölümleri dehşetli olmuştur, peres çok kötü vaziyetlere düşerek vefat etmiştir, diğerlerininde akibeti öyle olacak,

    Gelelim dua ile neler olur, çok şey olur, haklı iseniz bunu Allah kabul eder ve zalim zulmüyle payidar olmaz. bu bed dua değildir, bed bad yani kötü anlamına gelirki haksız yapılan duayı kasdeder, ama söz konusu haklı yere yapılan bir duadır iyidir,
    Esmaül hüsna ya celil ya cabbar ya gabız ya kahhar isimlerini yüzlerce binlerce zikir edip zalim eşkıyayı yok eyle dedinmi eder. Allahın herşeye gücü yeter.



    Demek ki israil haklı kıyama uğramıyor. VUr arapların dibine kibrit suyunu yahudi köpekleri dinsizin hakkından imansız gelirmiş


    Türkiyeden ve Müslüman ülkelerden çinden vs herkesin gitmek istediği Amerika rusya Avrupa gibi gelişmiş ve problemsiz ülkelerden İsrail halkını oluşturanlar niye yerlerini o iyi ülkelerde terkedip gelip arapların toprağını çalarak zulüm yaparak yaşamaya çalışıyorlar, burda sıkıntı var, arap düşmanlığı sizde olabilir bizde yok, araplar ülkelerini korumak kurtarmak istemekte haklıdır.


    Adamlar çalmadıki zamanında bastılar parayı satın aldılar arap ihanet le aldığı topragı bu kadar kolay satarsa sonuç bu.Şu anda Türkiye de aynısını yapıyor yabancılara sınırsız satış bunu yapan kim ihvancı akepe.Demek oluyor ki kanla alınan topragı kanı dökülmeyen kişi hunharca satarmış.

    Filistinliler Topraklarını Satmadılar!

    Ebu Fahr, es-Sefir gazetesinde yayımlanan aşağıdaki yazısında Filistinlilerin topraklarını Yahudilere sattığı için ülkelerini kaybettikleri şeklindeki ırkçı iddiaların yanlışlığını ortaya koyuyor.

    10 Eylül 2008 tarihinde Bakan Cibran Basil’in yaptığı basın toplantısında “Filistinliler topraklarını sattıklarında, ülkelerini kaybetmişlerdi” şeklinde sözler sarf ettiğine şahit olduk. Aynı sözleri 11 Haziran 2008 tarihli “Es Sefir” ve “En-Nehar” gazetelerinde bir değişiklik olmaksızın okuduk.

    Görünüşe göre bakan bu sözleri sarf etmeden kimse ona bu malumatın yanlış olduğunu söylememişti. Bakanın etrafında bulunalar ona bu konuda bilgi vermiş olsalardı, bu hassas konuda az bilgiden kaynaklanan yanlış sözler sarf etmekten kurtulur ve sözlerini tashih ederdi.

    Bakan bu sözleri sarf etmeden bu konuda bilgi sahibi kimselere danışsaydı Lübnan’da seçimin yaşandığı şu süreçte kendisine zarar verecek bu tür sözler sarf etmezdi. Bu tip sözler propaganda için seçilmiş etkili sözler olmaktan öteye gidememektedir. Vatandaşlık sorunu, yabancıların mülk edinmesi, terör gibi efsaneler propaganda aracı yapılmaktadır ve bunu yapanlar küçümsenmeyecek bir güruhtur.

    Yani bu tip çalkantılar çıkarıp laf kalabalığı yapmak Lübnanlıların icat ettiği bir şey değil; fakat görünüşe bakılırsa Lübnanlılar buna tamamen uyuyorlar. Bu tip ortamlarda kandırma siyaseti canlanıp filizleniyor. Benin temennim bakanın isteyerek ya da istemeyerek böyle bir siyaset ortamında siyaset yapmaması ve Filistinlilerin de bu tip bir alana girmemeleridir.

    Zaten Filistinliler bu ulusalcı havadan yeteri kadar zarar görüyorlar. Filistinlilerin aileleri ile birlikte yaşayabilecekleri bir ev alma hakları kanuni olarak yasaklanmış durumda. Üniversite örgencilerinin bir saat dahi olsun kafelerde çalışmalarına izin vermiyorlar. Sadece yazın izin veriyorlar. Biz bu kafelerin kirli çamaşırlarını ortaya dökmeye hazırız, onlardan bu ulusalcı aymazlığı kemelerini istiyoruz.

    Topraklarını kimin sattığına gelince…

    Şimdi burada, okuyanlar çok sıkıntı çekmesin diye, dikkatli ve ilmi bir şekilde özetlediğimiz tarihi malumatı iyice ezberlemesini talep ediyoruz.

    Yahudi yönetimin ya da Ulusal Yahudi Fonu’nun 1947 senesine kadar istimlâk ettiği Filistin topraklarının yüzde 94’ünü Lübnanlı aileler onlara sattılar. Bu ailelerin içinde Sersak, Selam, Teyan, Tevini, el-Esed, Kabbani, Beyhem ve daha başkalarını sayabiliriz. Mişel Sersak ve Muhammed Beyhem 1500 kadar Filistinlinin yaşadığı Filistin arazisini Yahudilere sattı ve orada yaşayan Filistinliler oradan sürüldüler.

    Sersak ailesi Merc İbn Amir isimli içerisinde 20 kasabanın bulunduğu araziyi Yahudilere sattı. Burada 2542 aile yaşıyordu ve bu yaklaşık olarak 26 bin Filistinli demektir. Bu kişiler yüz yıllardır yaşadıkları Merc İbn Amir bölgesinden çıkartıldılar.

    Teyan ailesi (Mişel ve Anton) Havaris Vadisi’ndeki arazilerinde kendi payına düşen 24 bin Filistinlinin yaşadığı 3082 dönümlük araziyi Yahudilere sattı.

    27.5.1929 yılında Anton Teyan 5350 dönümlük araziyi Ulusal Yahudi Fonuna ipotek etti ve daha sonra Mişel Tayan’ın hissesi ile birlikte onlara sattı. Tevini ve Sebag aileleri sahibi oldukları sahil arazisini Yahudilere sattılar.

    Buna ek olarak, Selam ailesi fertleri Osmanlı Devleti’nden sadece işletme hakkını aldıkları toprakları Yahudilere sattılar. Bu olay 15 bin Filistinliyi evlerinden etti. Kabbani ailesi 4000 dönümlük “Kabbani Vadisi” olarak bilinen araziyi Yahudilere sattı.

    1937 yılında Hayreddin el-Ahdab, Safiyyuddin Kudura, Jozef Hadiç, Mişel Sarici ve Murad Dana (Yahudi) bir emlak şirketi kurdu. Bu şirket Sur ve Sayda kazasındaki bölgede 100 bin dönüm arazi satın aldı ve daha sonra bu arazileri Yahudi şirketlerine sattı.

    Bakan ve diğerleri şunu bilsinler ki; 29.11.1947 sayılı taksim kararı çıkmadan evvel Yahudiler Filistin arazisinin ancak yüzde 5,7’sine sahip olabilmişlerdi. Fakat bu karardan sonra Yahudiler Filistin topraklarının yüzde 57’sine sahip oldular.

    Bu arazi Nakb bölgesinden Biir es-Seba’aya kadar uzanan bir arazi idi ve buralarda tek bir Yahudi bile yoktu. Yahudiler bu bölgede 1917 ve 1947 yılları arasında yani 30 yıl boyunca İngiliz yönetimi altında sadece 300 bin dönüm arazi alabilmişlerdi. Bu Yahudilerin ele geçirdiği arazinin yüzde 6’sına tekabül ediyordu ve bunu da hile ile ele geçirmişlerdi. Komisyoncular arazileri Filistinlilerden alıyor ve Yahudilere satıyorlardı. Bu komisyoncuların çoğu daha sonra 1936 devriminde öldürüldü.

    Sözün kısası Filistinliler topraklarını satmadılar.

    Onların topraklarını Lübnan’ın meşhur aileleri ve Suriye’nin Cezayirli, Şema, Kuvvetli, Mardini ve Yusuf Aileleri sattılar.

    Bu insanlar binlerce Filistinlinin evlerinden edilmesinin ve uzun soluklu Emperyalist politikaların hayata geçirilmesinin nedenleridir.

    Bunlar bu gün lanet edilmekten başka bir şey hak etmeyen rezil ve aşağılık adamlardır. Bu adamlar uzun soluklu emperyalist politikaların kolaylaştırıcı unsuru olmuş ve bilerek onlara yardım etmişlerdir. İşte o kara tarihten bu yana mülteci sorunu ortaya çıkmıştır.

    Devamı:

    https://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=18515.0


    Her cümlede şunlar sattı diyorsun ee onlar filistin li olmuyor mu.Ulan işinize geldimi Türk diyince ırkçılık yapma diyorsunuz filistinli deyince onlar filistinli değildi yersen.Bu araplara ve siyasal islamcılara hak. Vur yahudi tohumu siyasal islamcı ve hain araplara dinsizin hakkından imansız gelir.


    işgalci İsrail zoraki istimlak yapmış, kimse gönüllü satmamış, hile hırsızlık zulüm, bunları yaşamak için Amerikadaki evini yerini terkedip keyif için filistine geliyorlar.



    Feto yu beddua ile öldürebiliriz diyen Cübbeli


    O zaman işgalçi israil ise ne diye reisin kudüs ü başkent olarak ilk tescilleyen ülke konumuna getirdi israil i .Gerçi zor soru oldu sana bu düşün gel(grup liderine sor).


    Yine bir İsrail zulmü,

    filistine yardıma giden gemideki masum Türk vatandaşlarını şehit eden

    işgalci katil israilin tazminat anlaşması o

    orada kudüs ün başkent olup olmaması anlaşma şartı değil,

    israilin işgal ettiği filistinden tamamen çekilmesi gerekir.



    ne diyor orda Ankara ve kudüs yani başkentler.Ayrıca israil zülmü ise reisin ne diye imza attı.mavi marmara gemisi israilin istediği limana gitmediği için operasyon yaptı be anlaşmada yardımlar hangi limana gidicek tabikide israil in ilk dedigi liman ve siz bunu dünya lideri israil le diz çöktürdü diye lanse ettiniz hahaha boyun eğdi be


    israilin sözcüsü senin kadar savunamazdı :)

    İsrail kendi yaptım oldu diyor, fakat Dünya yaptığını kabul etmiyor.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: aslanoto


    quote:

    Orijinalden alıntı: Leaderjack1


    quote:

    Orijinalden alıntı: aslanoto


    quote:

    Orijinalden alıntı: Leaderjack1


    quote:

    Orijinalden alıntı: aslanoto


    quote:

    Orijinalden alıntı: Leaderjack1


    quote:

    Orijinalden alıntı: aslanoto


    quote:

    Orijinalden alıntı: Leaderjack1


    quote:

    Orijinalden alıntı: aslanoto


    quote:

    Orijinalden alıntı: Leaderjack1


    quote:

    Orijinalden alıntı: aslanoto


    quote:

    Orijinalden alıntı: Leaderjack1

    Kitle malum oldugu için böyle atıp büyül hoca ticareti yapmak gayet normal Beddua ile adam ölse idi israil yıkılmıştı şimdiye kadar.yada demek ki israil için edilen dualar daha çok kabul oluyor


    İsrail filistin içinde yerli bir halk değildiki, tüm dünyadan sürekli maddi insan desteği takviyesi ile ayakda kalmaya çalışıyor nereye kadar, israilin zalim yöneticilerinin sonları kötü ölümleri dehşetli olmuştur, peres çok kötü vaziyetlere düşerek vefat etmiştir, diğerlerininde akibeti öyle olacak,

    Gelelim dua ile neler olur, çok şey olur, haklı iseniz bunu Allah kabul eder ve zalim zulmüyle payidar olmaz. bu bed dua değildir, bed bad yani kötü anlamına gelirki haksız yapılan duayı kasdeder, ama söz konusu haklı yere yapılan bir duadır iyidir,
    Esmaül hüsna ya celil ya cabbar ya gabız ya kahhar isimlerini yüzlerce binlerce zikir edip zalim eşkıyayı yok eyle dedinmi eder. Allahın herşeye gücü yeter.



    Demek ki israil haklı kıyama uğramıyor. VUr arapların dibine kibrit suyunu yahudi köpekleri dinsizin hakkından imansız gelirmiş


    Türkiyeden ve Müslüman ülkelerden çinden vs herkesin gitmek istediği Amerika rusya Avrupa gibi gelişmiş ve problemsiz ülkelerden İsrail halkını oluşturanlar niye yerlerini o iyi ülkelerde terkedip gelip arapların toprağını çalarak zulüm yaparak yaşamaya çalışıyorlar, burda sıkıntı var, arap düşmanlığı sizde olabilir bizde yok, araplar ülkelerini korumak kurtarmak istemekte haklıdır.


    Adamlar çalmadıki zamanında bastılar parayı satın aldılar arap ihanet le aldığı topragı bu kadar kolay satarsa sonuç bu.Şu anda Türkiye de aynısını yapıyor yabancılara sınırsız satış bunu yapan kim ihvancı akepe.Demek oluyor ki kanla alınan topragı kanı dökülmeyen kişi hunharca satarmış.

    Filistinliler Topraklarını Satmadılar!

    Ebu Fahr, es-Sefir gazetesinde yayımlanan aşağıdaki yazısında Filistinlilerin topraklarını Yahudilere sattığı için ülkelerini kaybettikleri şeklindeki ırkçı iddiaların yanlışlığını ortaya koyuyor.

    10 Eylül 2008 tarihinde Bakan Cibran Basil’in yaptığı basın toplantısında “Filistinliler topraklarını sattıklarında, ülkelerini kaybetmişlerdi” şeklinde sözler sarf ettiğine şahit olduk. Aynı sözleri 11 Haziran 2008 tarihli “Es Sefir” ve “En-Nehar” gazetelerinde bir değişiklik olmaksızın okuduk.

    Görünüşe göre bakan bu sözleri sarf etmeden kimse ona bu malumatın yanlış olduğunu söylememişti. Bakanın etrafında bulunalar ona bu konuda bilgi vermiş olsalardı, bu hassas konuda az bilgiden kaynaklanan yanlış sözler sarf etmekten kurtulur ve sözlerini tashih ederdi.

    Bakan bu sözleri sarf etmeden bu konuda bilgi sahibi kimselere danışsaydı Lübnan’da seçimin yaşandığı şu süreçte kendisine zarar verecek bu tür sözler sarf etmezdi. Bu tip sözler propaganda için seçilmiş etkili sözler olmaktan öteye gidememektedir. Vatandaşlık sorunu, yabancıların mülk edinmesi, terör gibi efsaneler propaganda aracı yapılmaktadır ve bunu yapanlar küçümsenmeyecek bir güruhtur.

    Yani bu tip çalkantılar çıkarıp laf kalabalığı yapmak Lübnanlıların icat ettiği bir şey değil; fakat görünüşe bakılırsa Lübnanlılar buna tamamen uyuyorlar. Bu tip ortamlarda kandırma siyaseti canlanıp filizleniyor. Benin temennim bakanın isteyerek ya da istemeyerek böyle bir siyaset ortamında siyaset yapmaması ve Filistinlilerin de bu tip bir alana girmemeleridir.

    Zaten Filistinliler bu ulusalcı havadan yeteri kadar zarar görüyorlar. Filistinlilerin aileleri ile birlikte yaşayabilecekleri bir ev alma hakları kanuni olarak yasaklanmış durumda. Üniversite örgencilerinin bir saat dahi olsun kafelerde çalışmalarına izin vermiyorlar. Sadece yazın izin veriyorlar. Biz bu kafelerin kirli çamaşırlarını ortaya dökmeye hazırız, onlardan bu ulusalcı aymazlığı kemelerini istiyoruz.

    Topraklarını kimin sattığına gelince…

    Şimdi burada, okuyanlar çok sıkıntı çekmesin diye, dikkatli ve ilmi bir şekilde özetlediğimiz tarihi malumatı iyice ezberlemesini talep ediyoruz.

    Yahudi yönetimin ya da Ulusal Yahudi Fonu’nun 1947 senesine kadar istimlâk ettiği Filistin topraklarının yüzde 94’ünü Lübnanlı aileler onlara sattılar. Bu ailelerin içinde Sersak, Selam, Teyan, Tevini, el-Esed, Kabbani, Beyhem ve daha başkalarını sayabiliriz. Mişel Sersak ve Muhammed Beyhem 1500 kadar Filistinlinin yaşadığı Filistin arazisini Yahudilere sattı ve orada yaşayan Filistinliler oradan sürüldüler.

    Sersak ailesi Merc İbn Amir isimli içerisinde 20 kasabanın bulunduğu araziyi Yahudilere sattı. Burada 2542 aile yaşıyordu ve bu yaklaşık olarak 26 bin Filistinli demektir. Bu kişiler yüz yıllardır yaşadıkları Merc İbn Amir bölgesinden çıkartıldılar.

    Teyan ailesi (Mişel ve Anton) Havaris Vadisi’ndeki arazilerinde kendi payına düşen 24 bin Filistinlinin yaşadığı 3082 dönümlük araziyi Yahudilere sattı.

    27.5.1929 yılında Anton Teyan 5350 dönümlük araziyi Ulusal Yahudi Fonuna ipotek etti ve daha sonra Mişel Tayan’ın hissesi ile birlikte onlara sattı. Tevini ve Sebag aileleri sahibi oldukları sahil arazisini Yahudilere sattılar.

    Buna ek olarak, Selam ailesi fertleri Osmanlı Devleti’nden sadece işletme hakkını aldıkları toprakları Yahudilere sattılar. Bu olay 15 bin Filistinliyi evlerinden etti. Kabbani ailesi 4000 dönümlük “Kabbani Vadisi” olarak bilinen araziyi Yahudilere sattı.

    1937 yılında Hayreddin el-Ahdab, Safiyyuddin Kudura, Jozef Hadiç, Mişel Sarici ve Murad Dana (Yahudi) bir emlak şirketi kurdu. Bu şirket Sur ve Sayda kazasındaki bölgede 100 bin dönüm arazi satın aldı ve daha sonra bu arazileri Yahudi şirketlerine sattı.

    Bakan ve diğerleri şunu bilsinler ki; 29.11.1947 sayılı taksim kararı çıkmadan evvel Yahudiler Filistin arazisinin ancak yüzde 5,7’sine sahip olabilmişlerdi. Fakat bu karardan sonra Yahudiler Filistin topraklarının yüzde 57’sine sahip oldular.

    Bu arazi Nakb bölgesinden Biir es-Seba’aya kadar uzanan bir arazi idi ve buralarda tek bir Yahudi bile yoktu. Yahudiler bu bölgede 1917 ve 1947 yılları arasında yani 30 yıl boyunca İngiliz yönetimi altında sadece 300 bin dönüm arazi alabilmişlerdi. Bu Yahudilerin ele geçirdiği arazinin yüzde 6’sına tekabül ediyordu ve bunu da hile ile ele geçirmişlerdi. Komisyoncular arazileri Filistinlilerden alıyor ve Yahudilere satıyorlardı. Bu komisyoncuların çoğu daha sonra 1936 devriminde öldürüldü.

    Sözün kısası Filistinliler topraklarını satmadılar.

    Onların topraklarını Lübnan’ın meşhur aileleri ve Suriye’nin Cezayirli, Şema, Kuvvetli, Mardini ve Yusuf Aileleri sattılar.

    Bu insanlar binlerce Filistinlinin evlerinden edilmesinin ve uzun soluklu Emperyalist politikaların hayata geçirilmesinin nedenleridir.

    Bunlar bu gün lanet edilmekten başka bir şey hak etmeyen rezil ve aşağılık adamlardır. Bu adamlar uzun soluklu emperyalist politikaların kolaylaştırıcı unsuru olmuş ve bilerek onlara yardım etmişlerdir. İşte o kara tarihten bu yana mülteci sorunu ortaya çıkmıştır.

    Devamı:

    https://www.masonlar.org/masonlar_forum/index.php?topic=18515.0


    Her cümlede şunlar sattı diyorsun ee onlar filistin li olmuyor mu.Ulan işinize geldimi Türk diyince ırkçılık yapma diyorsunuz filistinli deyince onlar filistinli değildi yersen.Bu araplara ve siyasal islamcılara hak. Vur yahudi tohumu siyasal islamcı ve hain araplara dinsizin hakkından imansız gelir.


    işgalci İsrail zoraki istimlak yapmış, kimse gönüllü satmamış, hile hırsızlık zulüm, bunları yaşamak için Amerikadaki evini yerini terkedip keyif için filistine geliyorlar.



    Feto yu beddua ile öldürebiliriz diyen Cübbeli


    O zaman işgalçi israil ise ne diye reisin kudüs ü başkent olarak ilk tescilleyen ülke konumuna getirdi israil i .Gerçi zor soru oldu sana bu düşün gel(grup liderine sor).


    Yine bir İsrail zulmü,

    filistine yardıma giden gemideki masum Türk vatandaşlarını şehit eden

    işgalci katil israilin tazminat anlaşması o

    orada kudüs ün başkent olup olmaması anlaşma şartı değil,

    israilin işgal ettiği filistinden tamamen çekilmesi gerekir.



    ne diyor orda Ankara ve kudüs yani başkentler.Ayrıca israil zülmü ise reisin ne diye imza attı.mavi marmara gemisi israilin istediği limana gitmediği için operasyon yaptı be anlaşmada yardımlar hangi limana gidicek tabikide israil in ilk dedigi liman ve siz bunu dünya lideri israil le diz çöktürdü diye lanse ettiniz hahaha boyun eğdi be


    israilin sözcüsü senin kadar savunamazdı :)

    İsrail kendi yaptım oldu diyor, fakat Dünya yaptığını kabul etmiyor.



    Senin reisin destekliyor adamları o anlaşma yapıldıgımı yapıldı israil başkenti oalrak kudüs yazıldı mı yazıldı olay bitmiştir.Dedim ya dinsizin hakkından imansız gelirmiş dök kibrit suyunu arap artıkların dibine lanetlenmiş yahudi ırk ı




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Jeopol

    Dua, din, allah filan gercek olsaydi israil diye ulke olmazdi


    İsrail Allahın kitabı Tevrat din şeriati ile yönetiliyor.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.