Şimdi Ara

EVLİLİK ÜZERİNE SOHBETLER (590. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
7 Misafir (4 Mobil) - 3 Masaüstü4 Mobil4 Android
5 sn
16.113
Cevap
394
Favori
921.929
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
395 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 588589590591592
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: m-99

    Evli arkadaşlarınızla görüşememe sebebi bizim bekar olmamızla alakalı. Kadınlar, bekar erkek arkadaşları potansiyel tehdit olarak görüyorlar. ( Kocamı yoldan çıkarır eski kötü alışkanlıklarına vs döner diye bekarlar ile görüşmesini istemiyorlar.

    Evlenen arkadaşlarımla ben de görüşemiyorum hiç. Ancak evli kişiler yani aile olanlar birbiriyle görüşüyor bolca o noktada sıkıntı yok.

    @Abba sever @Kimyager06 @dt1907 @ManyetikRenozans
    ondan dolayı olduğunu biliyorum .ama bu benle görüşmesiyle olmazki çapkınlık yapacaksa bana bekar erkeklere gerek yokki.istediği gibi çapkınlık yapabilir.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: m-99

    Evli arkadaşlarınızla görüşememe sebebi bizim bekar olmamızla alakalı. Kadınlar, bekar erkek arkadaşları potansiyel tehdit olarak görüyorlar. ( Kocamı yoldan çıkarır eski kötü alışkanlıklarına vs döner diye bekarlar ile görüşmesini istemiyorlar.

    Evlenen arkadaşlarımla ben de görüşemiyorum hiç. Ancak evli kişiler yani aile olanlar birbiriyle görüşüyor bolca o noktada sıkıntı yok.

    @Abba sever @Kimyager06 @dt1907 @ManyetikRenozans
    Boşver hocam görüşen görüşür görüşmeyen görüşmez... Takmıyorum artık bekarlığım ile mutluyum... Şahsen benim evlenmekmiş çoluk çocuğa karışmakmış vs umurumda değil... Hayattaki tüm planlarımı sadece kendi üzerime göre yaptım... Şahsen evlenecek yada evlenmeyi düşünen biri olsaydım 50 yaşından sonra evlenirdim sanırım ben o yaşta da hâlâ evlenmeyi düşünmüyor olacağım 😁
  • Herkesin kendi tercihi tabiki görüşmeyen görüşmez. Böyle mutluysanız sizin hayatınız kimseyi ilgilendirmez zaten herkes evlenecek diye bir kaide kural da yok. Hayırlısı neyse herkes için o olsun.

    Ben ilişkisi olan genç arkadaşlar için tavsiye niteliğinde yazmak istedim. İnsan gençken bazı şeylerin değerini de bilmiyor çünkü. Kendi hayatımla ilgili bir duruşum, çizgim var ancak hayatın yalnız ve hiçbir şeyi paylaşmadan ne kadar keyif verebileceği konusunda şüphelerim var. Herkes için en iyisi neyse o olsun.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: m-99

    Herkesin kendi tercihi tabiki görüşmeyen görüşmez. Böyle mutluysanız sizin hayatınız kimseyi ilgilendirmez zaten herkes evlenecek diye bir kaide kural da yok. Hayırlısı neyse herkes için o olsun.

    Ben ilişkisi olan genç arkadaşlar için tavsiye niteliğinde yazmak istedim. İnsan gençken bazı şeylerin değerini de bilmiyor çünkü. Kendi hayatımla ilgili bir duruşum, çizgim var ancak hayatın yalnız ve hiçbir şeyi paylaşmadan ne kadar keyif verebileceği konusunda şüphelerim var. Herkes için en iyisi neyse o olsun.
    Selam ne haber vAllahi yalnızlıkta güzel paylaşAn ne paylaşıyorki evlilerin çoğu dahada çıkmazda şimdi kızlarla evlensen nolacak canı sıkılsa boşanıyorlar bırakıyorlar güvenecek kimsede kalmadı tekmi yaşıyorsun
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ManyetikRenozans

    Aslında şöyle bi sorun var empati yapamıyoruz ben bunu iyi yapıyorum yada durumu anlayanlar iyi yapıyor,dediğin gibi 30 dan sonra karakterimiz biraz sert oluyor.

    Şimdi adam 25 inde aşık olmuş harika bi kız denk gelmiş evlenmiş bu adama ne kadar anlatırsan anlat anlamaz,çünkü yalnızlığı bilmiyor tatmamış,yaşamamış ne kadar konuşursn konuş evlilik süper saygı oldumu harika der çünkü şanslı denk gelmiş evlenmiş çocugunun ona sarılıp baba demesi bile otomatikmen onu mutlu eder ve bu forumada hep olumlu şeyler yazar.

    Bi yakınım 34 ünde evlendi işte konu açıldı benim için evlilik konusu evlilik öyle böyle deniyor bana,evlenen akrabam bana seni anlıyorum dedi çünkü yalnızlığı görmüş yaşamış biliyor.Neden evlenmiyorsun diyorlar mesela ahmete araba çarpıyor ahmet neden sana araba çarptı diye soruyormusunuz aynı mantık.

    Zannetmeyin bunalımdayım çok şükür hayatı seviyorum,yalnız yaşıyorum kendi halimdeyim demek istediğim empati sadece empati.Babanızla büyüyüp babasız bi
    Çocugu anlayamassınız.

    Alıntıları Göster
    "Neden evlenmiyorsun diyorlar mesela. ahmete araba çarpıyor, ahmet neden sana araba çarptı diye soruyormusunuz? aynı mantık."

    bana bunu sorduklarında ben de senin bu yazdığını söylüyorum ama farklı şekilde ifade ederek söylüyorum. ben diyorum ki: "evlenmemek diye bir eylem yoktur, var olmayan bir eylemin nedeni de olmaz"

    tabi ki bu söylediğimi açıklamam gerekiyor çünkü ilk söylediğimde anlaşılmıyor, bön bön bakıyolar sen ne diyon lan değişik diye. şöyle örnek veriyorum bu kişilere. bakın, benim iş yerinden bi arkadaşım var (uydurmuyorum, gerçek olay bu) bu arkadaşım evllik düğünlerine aylar kala evleneceği nişanlısını trafik kazasında kaybetti. kızı araba çiğnedi kavşakta. kızla birbirlerini çok seviyolardı. arkadaş bu olayın travmasını hemen atlatamadı, ve tabii ki şu anda kendisi bekar, çünkü hemen başkasını bulup evlenmiş değil. şimdi bu arkadaşımla yeni tanışan bazı empati yoksunu insanların bu arkadaşıma gülerek ve yüksek sesle: "NİYE EVLENMİYON LA!? KIZ BULCAZ SANA!" diye tenkit ettiklerini gördüm. arkadaş olayı anlattığında ise karşısındaki kişiler tek kelimeyle utançtan yerin dibine girdiler. söyledikleri hödükçe laf yüzünden 5 kere özür dilediler ama dileseler kaç yazar. hödüklük yapılmış bir kere. sen tek kelimeyle hödüksün. dediğim gibi, bunu "ideal örnek" olarak uydurmuş değilim. gerçekten oldu bunların hepsi.

    şimdi benim bu arkadaşım "evlenmemek" gibi bir eylemde mi bulunmuş? hayır. böyle bir eylem yok zaten. sadece hayatın şartları, hayatın gerçekleri onu şu anda içinde olduğu duruma getirmiş.

    geri zekalının biri bana böyle gülerek ve yüksek sesle NİYE EVLENMİYON! diye soracak olursa, ona "sen kaç yaşında evlendin" diye soruyorum. atıyorum mesela 26 dedi, ben de ona sesimi yükseltiyom: "26 YAŞINA KADAR NEDEN EVLENMEDİN SEN!!!! NİYE KASITLI VE BİLİNÇLİ OLARAK EVLENMEMEYİ TERCİH ETTİN ÖZELLİKLE?! SEN 26 YAŞINA KADAR EVLENİLMESİNE KARŞIT MISIN? AMACIN NE?!! KİMİN İÇİN ÇALIŞIYORSUN HAA!!!" abarttım çünkü Türkiye'de evlenice ilginç bir şekilde kendisini farklı bir konumda görüp her gördüğü bekarın ensesine tokat atabileceğini zanneden çok tip var böyle konuşan.

    bi yaştan sonra yalnızlığın artmasının bi nedeni de evlenen arkadaşlara ulaşılamaması. 5 sene önce memlekete geldiğimde tüm arkadaşlarla görüşmeye vakit yetmezdi. şu anda kime ben geldim desem hoş geldin diyolar o kadar. bir daha hiç mesaj bile yazmıyorlar. eskiden sahilde sabahın dördüne kadar gırgır yaptığımız kişiler bunlar. bazıları buluşabiliriz diyor, tamam diyorum, gün ayarlıyoruz, günü gelince acil işim çıktı kusura bakma diyorlar. buluşmaya gelen de bi saat oturup kalkıyor. muhabbet de eskisi kadar samimi değil, daha normal daha standart ve soğuk oluyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 01001101 -- 8 Ağustos 2019; 11:47:19 >
  • merhabalar.şifremi kurtara kurtara bi hal oldum.eşimin bi kaç kere daha nöbet geçirmesi ile panik atağım tekrar başladı.daha doğrusu bi anda yerde yatar şekilde görüp elden bişey gelmemesi beni daha çok etkiliyor.bu aralar sorunumuz yok.baldızım beni erkek arkadaşı ile tanıştıracakmış.bi an kendimi yaşlı amcalar gibi hissettim.gerek kendi ergenliğimden gerek başkalarının olaylarından öğrendiğim akdarı ile bu tartışmada bi onay verip vermememin önemi yok.çocuk hem asker hem arabası var.bunlar benim 2.sınıf görülmem için yeterli.evet durum bu.kimse kimseyi "para 2. planda" diye kandırmasın.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 01001101

    "Neden evlenmiyorsun diyorlar mesela. ahmete araba çarpıyor, ahmet neden sana araba çarptı diye soruyormusunuz? aynı mantık."

    bana bunu sorduklarında ben de senin bu yazdığını söylüyorum ama farklı şekilde ifade ederek söylüyorum. ben diyorum ki: "evlenmemek diye bir eylem yoktur, var olmayan bir eylemin nedeni de olmaz"

    tabi ki bu söylediğimi açıklamam gerekiyor çünkü ilk söylediğimde anlaşılmıyor, bön bön bakıyolar sen ne diyon lan değişik diye. şöyle örnek veriyorum bu kişilere. bakın, benim iş yerinden bi arkadaşım var (uydurmuyorum, gerçek olay bu) bu arkadaşım evllik düğünlerine aylar kala evleneceği nişanlısını trafik kazasında kaybetti. kızı araba çiğnedi kavşakta. kızla birbirlerini çok seviyolardı. arkadaş bu olayın travmasını hemen atlatamadı, ve tabii ki şu anda kendisi bekar, çünkü hemen başkasını bulup evlenmiş değil. şimdi bu arkadaşımla yeni tanışan bazı empati yoksunu insanların bu arkadaşıma gülerek ve yüksek sesle: "NİYE EVLENMİYON LA!? KIZ BULCAZ SANA!" diye tenkit ettiklerini gördüm. arkadaş olayı anlattığında ise karşısındaki kişiler tek kelimeyle utançtan yerin dibine girdiler. söyledikleri hödükçe laf yüzünden 5 kere özür dilediler ama dileseler kaç yazar. hödüklük yapılmış bir kere. sen tek kelimeyle hödüksün. dediğim gibi, bunu "ideal örnek" olarak uydurmuş değilim. gerçekten oldu bunların hepsi.

    şimdi benim bu arkadaşım "evlenmemek" gibi bir eylemde mi bulunmuş? hayır. böyle bir eylem yok zaten. sadece hayatın şartları, hayatın gerçekleri onu şu anda içinde olduğu duruma getirmiş.

    geri zekalının biri bana böyle gülerek ve yüksek sesle NİYE EVLENMİYON! diye soracak olursa, ona "sen kaç yaşında evlendin" diye soruyorum. atıyorum mesela 26 dedi, ben de ona sesimi yükseltiyom: "26 YAŞINA KADAR NEDEN EVLENMEDİN SEN!!!! NİYE KASITLI VE BİLİNÇLİ OLARAK EVLENMEMEYİ TERCİH ETTİN ÖZELLİKLE?! SEN 26 YAŞINA KADAR EVLENİLMESİNE KARŞIT MISIN? AMACIN NE?!! KİMİN İÇİN ÇALIŞIYORSUN HAA!!!" abarttım çünkü Türkiye'de evlenice ilginç bir şekilde kendisini farklı bir konumda görüp her gördüğü bekarın ensesine tokat atabileceğini zanneden çok tip var böyle konuşan.

    bi yaştan sonra yalnızlığın artmasının bi nedeni de evlenen arkadaşlara ulaşılamaması. 5 sene önce memlekete geldiğimde tüm arkadaşlarla görüşmeye vakit yetmezdi. şu anda kime ben geldim desem hoş geldin diyolar o kadar. bir daha hiç mesaj bile yazmıyorlar. eskiden sahilde sabahın dördüne kadar gırgır yaptığımız kişiler bunlar. bazıları buluşabiliriz diyor, tamam diyorum, gün ayarlıyoruz, günü gelince acil işim çıktı kusura bakma diyorlar. buluşmaya gelen de bi saat oturup kalkıyor. muhabbet de eskisi kadar samimi değil, daha normal daha standart ve soğuk oluyor.

    Alıntıları Göster
    Selam yazını yine soluksuz okudum,senin verdiğin örnekler daha güzel ama herkes anlayamaz beyni yoruyor:))

    Şunu diyeyim de motive denem bişey var toplumda mesela konu açılır Ahmet evlendi ya çok mutlu,bizim kenan da halen evlenemedi kız bulamadı vs...( Burda Kenana hiç bi kızın bakmadığı ve acınacak durumda oldugu belirtiliyor) Halbuki Belki o adam çok mutlu bebek gibi hatunlarla beraber bunu bilseler bile dışarda farklı şekilde dile getiriyorlar.

    Mesela allah korusun sakat kaldın,seni gören komşun güya sana moral verecek gelip diyorki üzülme oğlum,rabbim sen oğlumu koru neler var diyip gidiyor.Bu cümleler yerine o sakat adamı öldürse daha iyi:))

    Buna iççv diyorum ben içten içe vicdansızlık,ya dün arkadaşlarımla görüştüm 3 saat dışarı çıkmak için saatlerce yalvardı ya öyle ömürmü geçer ya tamam aile güzel bişey ama o kadar abartılıyorki sanki insanlık adına önemli bişey yapılıyor:)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 01001101

    ABD'de bize henüz ulaşmamış başka tabular da var. mesela anaokulunu bitiren çocuğa çok görkemli bir mezuniyet partisi düzenliyor ailesi. dikkat, ana okulu diyorum. kreş yani işte. mezuniyet partisinin sadece planlaması bile bir buçuk ay önceden başlıyor. etkinlikte yok yok. özel dans takımı bile tutuluyor.

    planlama aşamasının ilk başında neler yapılacağını tek tek yazarken adamın (evin babası) gözü korkuyor ve karısına: "bunu karşılayamayız paramız yok bu kadar" diyo, kadın da sinirlenip kızarak cevap veriyor: "yahu bu hayatta bir kere oluyor, ne yapıp edeceğiz ama bu parti olacak! yoksa çocuğunuzun yüzüne nasıl bakarız!"

    yani bu aptal aptal anaokulu mezuniyet partisi etkinliklerine: "bu kadarına da gerek var mı yahu" diyen babayı: "odun, düşüncesiz odun insan, çocuğunun hayatında sadece bir kez yaşayacağı partiyi düşünmeyen odun baba" ilan ediyorlar. böylece hiçkimse bu saçmalıklara karşı çıkmamaya başlıyor.

    bunları ben uydurmuyorum, ABD'de TV de yayınlanıyor bu muhabbet. aynen izlediğimi aktardım. tabu böyle yaratılıyor.

    mesela bizim saçma sapan düğün adetlerinden bazılarını yapmak istemeyen kişilere: "hayatta bir kez oluyor bu!" derler ya, acaba bunu diyen kişiler çocuklarına görkemli bir anaokulu mezuniyet partisi düzenliyorlar mı? görkemli derken böyle 40bin TL masraf yapılan partiden bahsediyorum. evin iç ve dış cephesi tamamen süslemelerle kaplanacak. özel dans takımı ve yemeği saymıyorum bile. özel süslemeli araçlarla konvoy yapılacak, normal araçlarla değil. bunlar yapılan şeyler, ben uydurmuyorum. peki bizim: "hayatta bir kez oluyor!"cu tayfa bunları neden yapmıyor kendi çocuğuna? cevap: bu bize henüz yedirilmedi, yedirildiği gün bunları da çekeceksiniz. ülkemiz kültürel ve ekonomik olarak bu kıvama geldiğinde bu da bize yedirilecek.

    tabii ki mezuniyetin kutlanmasına ya da düğüne karşı değilim. tam tersine, mekan ayrılığı ya da iş/güç ayrılığı nedeniyle sık görüşülemeyen ya da uzun zamandır görmemiş olduğum kişileri görme fırsatı sağladığı için düğünlere katılmaya özen gösteririm. benim eleştirdim bu düğün kavramının bizde yozlaştırılmış olması. evlilik düğünü demek, sevinçli günde dostlarla eğlenmek demektir. aslında amacı budur. dostlarla bir araya gelelim, mutluluğumuzu paylaşalım, eğlenelim, hem de uzun zamandır görmemiş olduğumuz dostlarımızı görelim. peki bizde nasıl oluyor? bizde olay yarı ticarî yarı ritüel ayinine dönmüş. kimse eğlenmiyor. evlenen çift kendi düğününü korkarak bekliyor. "bi geçse de rahatlasak" diyorlar. takı takmak istemeyen adam düğüne gelmiyor. gelen de eğlenmiyor, ritüelleri yapıp gidiyor. ben çocukluk arkadaşımın düğününe gittim, adamı 10 senedir görmemişim başka şehirde yaşamakta olduğu için, ama düğününe gittim, adamla oturup sohbet edemedim yahu! şimdi o yapılacak, şimdi şu yapılacak, o, bu, şu... adet adet adet.. yahu damat oturup davetlilerle bir sohbet edemedi! böyle saçma buluşma mı olur? eleştirsen: "hayatta bir kez oluyo, her şey kuralına uygun olmalı, sen bizi ellere rezil mi edecen" derler.

    Alıntıları Göster
    kendi mesajımı alıntılayacağım çünkü bu mesajı yazdığımdan beri geçen iki aylık sürede bu yazmış olduğum konuyla alakalı bir olaya şahit oldum.

    yukarıda da bahsettğim gibi, eskiden "dostlarımızla buluşup sohbet ederek ve eğlenerek mutluluğumuzu paylaşalım" amaçlı olarak ortaya çıkan "düğün" kavramı ritüelleşme ve kapitalizmin dayatmaları ile günümüzde öyle bir hâl almış durumda ki, artık düğünlerde kimse eğlenmiyor. düğün sahipleri çok stresli ve yoğun çalışma temposuyla geçen iki aylık bir hazırlık süreci geçiriyolar ve düğün günü de tedirginlik hissi mutluluk hissini bastırıyor. düğüne gelenler de eğlenmiyorlar, takı takmak istemeyen gelmiyor. düğünün davetlisinden tutun da düğün sahibine kadar herkes "bitse de kurtulsak" kafasında oluyor.

    sonuçta yapınlan fahiş harcamalarla kapitalizm kazanıyor. düğünün gerçek amacı olan: "mutlu günde buluşup eğlenme, sohbet etme, hem hasret giderip hem de mutluluğu paylaşma, mutlu günün keyfini çıkarma" gerçekleşmiyor çünkü düğün sahipleri de davetliler de birbirleriyle neredeyse hiç konuşamıyorlar bile. sadece ritüeller teker teker gerçekleştiriliyor.

    bu saçmalığı eleştirirsen de, ezberletilmiş olan: "HAYATTA BİR KERE OLUYOOO" saçmalığı suratına otomatik olarak yapıştırılıyor.

    şimdi bunu neden anlattım tekrardan?

    bakın, düğün olayının metalaştırılması bize batıdan gelmiş bir olay. ancak, batıda ortaya çıkan her akım henüz bize gelmiş değil. yavaş yavaş getiriliyor.

    yukarıdaki mesajımda anaokulu mezuniyet partisine akıl almaz paralar harcandığını, ve bu paraları harcamak istemeyen babaya da karısının: "HAYATTA BİR KEZ OLUYOOO" dediğini, ve bunun ABD'de "outrageous kids party" programında insanlara izletildiğini yazmıştım. ve bu akımın henüz türkiyeye gelmediğini söylemiştim. ancak sanırım yavaş yavaş bu da gelecek.

    neden mi? benim annem çocuk bakıcılığı yapıyor. baktığı çocuk geçenlerde iki yaşına bastı. ve çocuğa öyle bi doğum günü partisi düzenlendi ki, fotoğraflarını göstersem inanamazsınız. evin dış cephesine kadar her yere çocuğun resimleri basıldı. aklınıza gelebilecek her yere! duvarda, yerdeki paspasta, masa örtüsünde, davetlilere patlamış mısırları sundukları kaplarda, peçetelerde, hatta kurabiyelerin üzerinde bile, aklınıza gelebilecek her yerde çocuğun resmi var! annemin söylediğine göre partiye hazırlık süreci stresli geçmiş. evin içinde baya çalışma yapılmış. arabalar bile süslendi düşünün, davetlilerle konvoy bile yapıldı. ciddiyim. parti için özel organizasyon şirketiyle anlaşmışlar. çoğu şeyi şirketin adamları gelip yapmış ama yine de evde iki gün boyunca adamlar çalışmışlar. arabalar, evin iç duvararı, evin dış duvarı, her yere kaplama yapılmış ve sonuç olarak ev sahibi de bu stresi yerinde yaşıyo.

    özetle, alışık olmadığımız abartı bir parti düzenlediler. ve tabii ki alışık olmadığımız paralar harcayarak, ve alışık olmadığımız stresler çekerek.

    şimdi bunlar bunu belki isteyerek yapmış olabilirler, ancak, bu olay zamanla yaygınlaşacak ve öyle bi noktaya gelecek ki siz bu stresi İSTEMESENİZ BİLE yaşayacaksınız çünkü etrafınızdaki diğer ailelerin çoğu böyle parti yapıyor olacaklar ve siz eğer yapmayı kabul etmezseniz karınız size o klasik HAYATTA BİR KEZ OLUYO ÇOCUĞUMUZ HAYATTA "İKİ YAŞINA" BİR KEZ BASACAK diyecek :)

    yani bu olay yaygınlaştığında istemeseniz bile paraya kıyıp 3 gün hazırlık stresi çekip bu partiyi ya-pa-cak-sı-nız. (nokta)

    biz çok doğum günü partisi yaptık. hiç stres yaşamadık. annem bi pasta yapardı. hatta yaparken biz de yardım ederdik. eğlenirdik. sonra da mumları söndürüp afiyetle yerdik. bazen akrabalarımızdan falan misafir çağırırdık. ya da komşulardan. sinir stres yaşamadığımız gibi hem eğlenirdik hem de para harcamazdık öyle. zaten partinin amacı eğlenmek değil midir? ama bu aşırı abartı doğum günü partileri yaygınlaştığında artık çocuğunuzun ya da kardeşinizin doğum gününü iple çekiyor olmayacaksınız çünkü 2-3 günlük stresli ve youn bir hazırlık dönemi sizi bekliyor olacak :) evlilik düğünleri metalaştırıldı, sıra "ana okulu mezuniyet partisi" ya da "doğum günü partisi" gibi şeylere geldi. capitalism wins :)
  • editör birisi gelip şu konudan kitap çıkarsa ne güzel olur
  • neden hala bekarım sorusuna güzel cevaplar hazırladım ve şimdi sizlere onları söyleyeceğim.

    kadınlar erken boşalan adamları, istekliyken karşılık bulamadığı adamları, ağlayan adamları ,bir problemi kendiliğinden ve kadına hissettirmeden çözemeyen adamları, başarısız adamları, ailesine fazla düşkün adamları, konuşamadığı adamları, dokunduğunda bir şey hissedemediği adamları, sözlerini tutmayan adamları, kötü kokan adamları, yaşının insanı olamayan adamları,geçmişte ve yarında yaşayan bugünün hakkını veremeyen adamları, güzel konuşamayan, susacağı anları bilmeyen, kendini dinletmeyen, dinlemesini bilmeyen, tarzı olmayan, eve ekmek yerine bahane getiren adamları terk ederler ya da en baştan tercih etmezler.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi RASYONALIST -- 8 Ağustos 2019; 17:50:16 >
  • Yaş ilerledikçe artık evliliği insan düşünmüyor hayatında hiç evlenmediyse ileri yaşta aramıyor.... Artık yalnızlığa alıştım yalnız karar vermeler yalnız ileriye dönük planlar yapmalar yalnız tatile gitmeler vs insan yaş ilerledikçe düşünmüyor evliliği zaten hayatta tatmadığı birşey olmazsa da önemli değil diyebiliyor...

    Eskiden yaş 25-30 arası çok düşünür kafaya takardım evliliği artık hiç takmıyor düşünmüyor da zamanın da sevdiğim kızdan nişanlıdan ayrılmanında bunda rolü elbet var...
  • Evlilik olayı bu lafı her ne kadar sevmesem de gerçekten nasip kısmet işi. Eğer karşınıza düzgün bir insan çıkarsa burada yazılan sıkıntıların her biri sizin için fasa fiso olur.
  • ManyetikRenozans M kullanıcısına yanıt
    selam Utku hocam. hocam bence evlenen kişilerle buluşmanın zorlaşmasının asıl nedeni eşin izin vermemesi değildir. bence asıl olay o kişilerin odak noktalarının değişmesi. evlenmeden önce adamın ön planda odaklandığı şey arkadaş çevresi oluyor. evlenme olayı ortaya çıkınca ise aile ön plana geçiyor.

    daha önce de yine bu konu altında yazmıştım, benim can ciğer arkadaşım vardı, çocukluktan beri yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. birlikte o kadar çok vakit geçiriyorduk ki, ben Kıbrıs'a askere gittiğimde arkadaşım dedi ki tezkere tarihi belli olunca bana yaz o tarihe bilet alayım ben de Kıbrıs'a geleyim seni askeriyenin kapısından alayım birkaç gün Kıbrıs'da eğlenelim sonra birlikte Türkiye'ye döneriz dedi. tamam dedim.

    tezkere tarihi belli oldu, buna ulaşamamaya başladım ben :) askerlik bitti, Türkiye'ye döndüm, adam beni karşılamadı bile, hoşgeldin diye aramadı bile :) neyse, bunu arıyorum, açmıyo. gece 11'de dönüş yaptı beyefendi, bana dediği şu: "bi gün belirleriz bi görüşürüz" ilginç dedim, normalde evlerimiz de yürüme mesafesi, adam resmen görüşmüyor. bana sıradan "tanıdık" ayağı çekiyor.

    neyse, sonra buluştuk beyefendiyle. adam aynen şunu dedi: "hocam ben böyle buluşmalara karşıyım. bir daha görüşeceksek evimizde görüşelim. çayımızı demleyip içelim. böyle dışarıda buluşmalar çok yük oluyo" dedi. ulan dedim herife şeytan çarpmış heraldi ulan bu adam normalde para saçma makinasıdır. o kadar gereksiz şekilde para saçar ki, önüne gelen her şeyi alır hiç düşünmeden sürekli sinemaya gidelim der, dışarıya çıkalım der. şimdi beyefendi evden çıkmak istemiyormuş bi de normalde sürekli kouşan, sürekli gülen adam gitmiş, yerine konuşmayan, ciddi bi adam gelmiş. elemanla çocukluktan arkadaşız, ilk defa 6 ay görüşmemişiz, ama normalde futbol muhabbeti açan sürekli gırgır yaptığımız adam şimdi korkuluk gibi oturuyor karşımda sessiz sessiz ve ciddi ciddi :) neyse işte o buluşma sırasında söyledi. ben evleneceğim, düğün tarihi şu dedi. dedim tamam anlaşıldı beyin naklinin nedeni :) üstteki arkadaşın yazmış olduğu gibi, uyumlu kızı bulunca sıkıntılar görünmüyo göze demiş ya, bu arkadaş da o hesap. normalde inanılmaz sosyal, arkadaş canlısı biriydi. normalde bu arkadaşıma: "böyle dışarıda sürekli arkadaşlarla buluşmayın" desen, seni döverdi :) sen ne diyon lan derdi :) ama evlilik gündeme gelince herife beyin nakli yapılmışa dönmüş :) kafa yapısı normal şartlarda hiç olamayacak şekilde değişmiş bi anda :)

    gözden ırak gönülden ırak mevzusu, evlenen adam 7/24 çocuğuyla karısıyla vakit geçiriyo. odak noktası o oluyo. eleştirmiyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 01001101

    selam Utku hocam. hocam bence evlenen kişilerle buluşmanın zorlaşmasının asıl nedeni eşin izin vermemesi değildir. bence asıl olay o kişilerin odak noktalarının değişmesi. evlenmeden önce adamın ön planda odaklandığı şey arkadaş çevresi oluyor. evlenme olayı ortaya çıkınca ise aile ön plana geçiyor.

    daha önce de yine bu konu altında yazmıştım, benim can ciğer arkadaşım vardı, çocukluktan beri yediğimiz içtiğimiz ayrı gitmezdi. birlikte o kadar çok vakit geçiriyorduk ki, ben Kıbrıs'a askere gittiğimde arkadaşım dedi ki tezkere tarihi belli olunca bana yaz o tarihe bilet alayım ben de Kıbrıs'a geleyim seni askeriyenin kapısından alayım birkaç gün Kıbrıs'da eğlenelim sonra birlikte Türkiye'ye döneriz dedi. tamam dedim.

    tezkere tarihi belli oldu, buna ulaşamamaya başladım ben :) askerlik bitti, Türkiye'ye döndüm, adam beni karşılamadı bile, hoşgeldin diye aramadı bile :) neyse, bunu arıyorum, açmıyo. gece 11'de dönüş yaptı beyefendi, bana dediği şu: "bi gün belirleriz bi görüşürüz" ilginç dedim, normalde evlerimiz de yürüme mesafesi, adam resmen görüşmüyor. bana sıradan "tanıdık" ayağı çekiyor.

    neyse, sonra buluştuk beyefendiyle. adam aynen şunu dedi: "hocam ben böyle buluşmalara karşıyım. bir daha görüşeceksek evimizde görüşelim. çayımızı demleyip içelim. böyle dışarıda buluşmalar çok yük oluyo" dedi. ulan dedim herife şeytan çarpmış heraldi ulan bu adam normalde para saçma makinasıdır. o kadar gereksiz şekilde para saçar ki, önüne gelen her şeyi alır hiç düşünmeden sürekli sinemaya gidelim der, dışarıya çıkalım der. şimdi beyefendi evden çıkmak istemiyormuş bi de normalde sürekli kouşan, sürekli gülen adam gitmiş, yerine konuşmayan, ciddi bi adam gelmiş. elemanla çocukluktan arkadaşız, ilk defa 6 ay görüşmemişiz, ama normalde futbol muhabbeti açan sürekli gırgır yaptığımız adam şimdi korkuluk gibi oturuyor karşımda sessiz sessiz ve ciddi ciddi :) neyse işte o buluşma sırasında söyledi. ben evleneceğim, düğün tarihi şu dedi. dedim tamam anlaşıldı beyin naklinin nedeni :) üstteki arkadaşın yazmış olduğu gibi, uyumlu kızı bulunca sıkıntılar görünmüyo göze demiş ya, bu arkadaş da o hesap. normalde inanılmaz sosyal, arkadaş canlısı biriydi. normalde bu arkadaşıma: "böyle dışarıda sürekli arkadaşlarla buluşmayın" desen, seni döverdi :) sen ne diyon lan derdi :) ama evlilik gündeme gelince herife beyin nakli yapılmışa dönmüş :) kafa yapısı normal şartlarda hiç olamayacak şekilde değişmiş bi anda :)

    gözden ırak gönülden ırak mevzusu, evlenen adam 7/24 çocuğuyla karısıyla vakit geçiriyo. odak noktası o oluyo. eleştirmiyorum.
    Merhaba 01001101 :) aslında arkadaşının olayını mantıklı buluyorum ama baya bi abartmış o ya çok aşık yada dırdırdan korkuyor :)) ama bende evli bi erkeğin çocugu ve karısı ile ilgilenmesi taraftarıyım yani evli olup sabah akşam kadın peşinde koşanlardan nefret ediyorum,ben bekarım evli insanlar var çevremde benden daha çok sabah akşam karı kız peşindeler,doyun la artık herşey cinsellikte değil otur karınla bi kahve iç sohbet et dertleş ya evlilik böyle güzel aslında.

    Ama senin arkadaş çok değişmiş ya bu kadar karakterinin değişmesi çok ilginç,aslında insanoğlu çift yaratılmıştır,ne kadar yalnızlığa alışsamda evli arkadaşlarımın çocugu oldugunda imrenmiyorum desem yalan atmış olurum,kendimi kandırmayayım bazen böyle nereye kadar dediğim oluyor insan psikolojisi işte,bizim kızdığımız evlilik değil aslında evlenmenin materyalleştirilmesi.

    Sen hiç evliliği düşünmüyormusun hocam yoksa evlimiydin ya:)
  • ManyetikRenozans M kullanıcısına yanıt
    bahsettiğim arkadaşım kör kütük aşık olduğu kız ile evleneceği için bi anda değişmişti öyle. ben evli değilim. senden bir yaş küçüğüm. düşünce yapım seninle çok benzer.

    evlilik düşünüp düşünmemek pek aklıma gelmiyor. evlenmiş olma amaçlı bir evlilik hiç düşünmedim ve kimseyle bu amaçla görüşmeyi de düşünmedim. keşke karşı cins ile daha yakın yaşamlara sahip olduğumuz bir kültürde ve sistemde doğmuş olsaydık. kadın erkek ilişkisi belli yaşlarda güzel. bi yaştan sonra olay tavsıyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 01001101 -- 10 Ağustos 2019; 3:43:6 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 01001101

    bahsettiğim arkadaşım kör kütük aşık olduğu kız ile evleneceği için bi anda değişmişti öyle. ben evli değilim. senden bir yaş küçüğüm. düşünce yapım seninle çok benzer.

    evlilik düşünüp düşünmemek pek aklıma gelmiyor. evlenmiş olma amaçlı bir evlilik hiç düşünmedim ve kimseyle bu amaçla görüşmeyi de düşünmedim. keşke karşı cins ile daha yakın yaşamlara sahip olduğumuz bir kültürde ve sistemde doğmuş olsaydık. kadın erkek ilişkisi belli yaşlarda güzel. bi yaştan sonra olay tavsıyor.
    Evet düşüncelerimiz birbirine benziyor,arkadaşın aşık kesin belli yoksa bu kadae fedakar olunmaz:)

    Aşık olup evlenmek güzel bişey bence biz artk olamayız sanırım evimde karım olsun çocugum olsun,toplum evli desin diyede evlenecek biri değilim.Çevrede beni görende evlenmiyonmu kız bulalımmı diyorlar hayırlısı diyorum ,allah ne derse o diyorum susuyorlar:)

    Koskoca bi evren düşün yüzlerce ülke,farklı farklı hayatlar ama bize gelince evlenmedinmi bizde hobi sosyallik gibi bişey evlilik,Evlenip ölümü bekliyorsun.Bi kaç kızla konuştum biZim yaşa yakınların zaten kafa kırık artık,düşününce bunla neden evleneyim diyorum zaten aile yapısı bitmiş durumda evlenenden çok boşanan var,kızlar ne istediğini bilmiyor yani çok zor hersey,iyi anlaşan evliliği güzel gidenler birbirinin kıymetini bilsin ve ayrılmasın cidden birini bulmak zor.
  • ManyetikRenozans M kullanıcısına yanıt
    günümüzdeki değişen yaşam koşulları kızları daha çok etkiledi, zorladı. değişen yaşam koşulları dediğim de, evlilik yaşının ilerlemesi, genel olarak bireyselleşmenin artması. bireyselleşmenin artması derken bunu her anlamda söylüyorum. atrık eskisine göre hem daha yalnız (bireysel) yaşamlara sahibiz, hem de genel olarak herkesin çalışıp kendi parasını kazandığı bir düzen oluşmuş durumda.

    eskiden kız evlenir evinin hanımı olurdu. belki maddi özgürlüğü olmazdı ama yine de bu ev hanımlığı rolü genel olarak birçok kız için kısa yoldan düzenin kurulması anlamına geliyordu. artık kızlar da 23-24'lü yaşlara kadar okutuluyolar ve evlenmemiş oluyolar. fakülteleri bitirmek kolay değil, insanı zorluyor. fakülte bitiren çoğu kız düzgün bölümden mezun olmamış oluyor ve acımasız ve ağır çalışma tempolu iş yaşamına atılıyor. fakülte bitirmeyen kızlar zaten daha da kötü işlerde çalışmak zorunda kalıyorlar. üzerine bir de eski dönemlere kıyasla günümüzde komşulukların azalması, genel olarak sosyalleşilen insan sayısının azalması, zamanla yalnızlaşmayı da beraberinde getiriyor. bu acımasız hayata atılan kız bir de koca bulamazsa iyice etkileniyor. "fıtrat" sözcüğünü pek kullanmak istemesem de şunu söylemek gerek ki bu koşullar kızın fıtratına daha ters.

    peki evlenmiş kızlar? ben okumuş, iyi bölümlerden mezun olmuş ve para kazanan, ayrıca evlenmiş kızlar da tanıyorum. akrabalarımdan bile kendi işletmesini kurup iyi para kazanan kız var. konuştuğumuzda hepsi aynı şeyi söylüyorlar. diyolar ki, hayalimiz böyle maddi sıkıntının olmadığı bir durumda çocuk yapıp çalışmadan evde çocuk büyütmek. yani çalışmak istemiyolar. meslek sahibi hatta kendisine ait işletmesi olan kız bile aynı şeyi söylüyor. ömrünün geri kalanında hiçbir zaman çalışmamak, eşinin kazandığı para ile geçinmek, ama yine de zengin olmak (yani eşi iyi para kazanacak) ve sadece evde çocuğunu büyütüp evinin hanımı olmak. hayaller hep bu, çünkü fıtrat bu. eğilim bu.

    şöyle bir durum da var. önceden etrafıma baktığımda şunu görürdüm. yaşını başını almış, maddi sıkıntısı olmayan, tipi-kültürü yerinde olan, ancak yine de evlnmemiş erkekler görürdüm. hâlâ çok kişi tanırım böyle. ancak, söz konusu kız olunca, kızların tamamına yakını kesinlikle bi yaşa kadar evlenmiş oluyorlardı. yani yaşını başını almış evlenmemiş kız hiç görmezdim neredeyse. ancak, son dönemde görmeye başladım. nerede mi? ilk önce bisiklet kamplarına gitmeye başlamıştım. daha sonra dağcılık kamplarına katıldım. ve kayakçı bazı gruplarla tnaıştım. bu spor gruplarında yaşını başını almış, maddi sıkıntısı olmayan, gayet kültürlü, fiziki olarak da sorunu olmayan, yani gayet atletik ve güzel olan kadınlarla tanıştım. bazılarıyla bireysel tanışmadım, yanıdık aracılığıyla sosyal medyadan arkadaş oldum ve takip ediyorum onların dağcılıkla ilgili paylaşımlarını falan. yani demek ki evlenmeyen kadın da varmış. daha önce hiç görmezdim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi 01001101 -- 10 Ağustos 2019; 11:31:14 >
  • Bütün forum ahalisinin kurban bayramı mübarek olsun... :)

    Bugün nette gezerken kadınlar kulübü diye bir site var orada bir konuya denk geldim. Kızın birisi sormuş evlenecekmiş evleneceği aday özelliklerine göre Para, Yakışıklılık,Kariyer, Karakter sıralamasında öncelik hangisi yada hangileri olmalı demiş...Cevap yazanların hepsi karakteri başa yakışıklılığı sona koymuş şaşırdım... Kadın milleti başkası sorunca karakteri İyi olsun der ama iş kendilerine gelince para her zaman ilk sırada yer alır.... Kadınları çözmek gerçekten çok zor...

    Bekarlığın en güzel tarafı özgürlük olmalı kimseye hesap vermeme istediğini yapmak :) 2016 yılında evlilik hesabını kapattım bir daha açmamak üzere asla düşünmüyorum... Evlenecek arkadaşlar varsa da onlara ömür boyu mutluluklar diliyorum...🙃
  • Evlenmek istemeğini sürekli ısrarla belirtip evliliği kötüleyen şahısların bu konuya girme amacı nedir?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: celades

    Evlenmek istemeğini sürekli ısrarla belirtip evliliği kötüleyen şahısların bu konuya girme amacı nedir?
    Ayrı bir konu açıp sadece evli olanların yazmasını isteyelim bence. Bu konu yüzünden bende hiç yazmak istemiyorum buraya..
  • 
Sayfa: önceki 588589590591592
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.