Şimdi Ara

EVLİLİK ÜZERİNE SOHBETLER (575. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
7 Misafir (1 Mobil) - 6 Masaüstü1 Mobil
5 sn
16.186
Cevap
394
Favori
926.622
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
398 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 573574575576577
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ONY86

    geçmiş olsun.ailelerin otomatikleşmiş baskısı çoğu insan üstünde var.şuna dikkat etmeni istiyorum ailen eşini sana mı aldı yoksa kendilerine hizmetçi mi?
    hoca sen ne diyon
    miras dışarı gitmesin diye önce hala kızını ardından dayı kızlarını aday gösterdiler
    biraz daha bekar kalsam mutlaka bir akraba evliliği yapacaktık

    sözde 50 yıldır islamboldalar ama hala aşiret kültürü var
    abim zamansız vefat etti tek varis ben görülüyom o yüzden baskı daha da arttı
    hatta rahmetli babam sonradan itiraf etti abim vefat edince aynı zamanda hala kızı olan yengemi bana nikahlamayı aile meclisi tartışmış
    dediklerine göre yengem kabul etse ben şimdi yengem ile evliydim

    bu baskı öyle bir hale geldi ki başka şehre hatta ülkeye kaçmayı düşünüyorum bu yaşta



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi CeyKalDa -- 8 Temmuz 2019; 20:54:54 >




  • CeyKalDa kullanıcısına yanıt
    Evlilik anlaşması öner zamqni gelince.aşiret beni aşar.gözü tok biriyle evlen bu yonde aileni yonlendir.klasik bizi sömürmesin laflari aç.bizde hic bisey yok senelerce basimin etini yediler

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ONY86

    Evlilik anlaşması öner zamqni gelince.aşiret beni aşar.gözü tok biriyle evlen bu yonde aileni yonlendir.klasik bizi sömürmesin laflari aç.bizde hic bisey yok senelerce basimin etini yediler
    bizim aşirette sözleşme yok
    ya benim yada kara torpağın sözleşmesi
  • quote:

    Orijinalden alıntı: CeyKalDa

    hoca sen ne diyon
    miras dışarı gitmesin diye önce hala kızını ardından dayı kızlarını aday gösterdiler
    biraz daha bekar kalsam mutlaka bir akraba evliliği yapacaktık

    sözde 50 yıldır islamboldalar ama hala aşiret kültürü var
    abim zamansız vefat etti tek varis ben görülüyom o yüzden baskı daha da arttı
    hatta rahmetli babam sonradan itiraf etti abim vefat edince aynı zamanda hala kızı olan yengemi bana nikahlamayı aile meclisi tartışmış
    dediklerine göre yengem kabul etse ben şimdi yengem ile evliydim

    bu baskı öyle bir hale geldi ki başka şehre hatta ülkeye kaçmayı düşünüyorum bu yaşta

    Alıntıları Göster
    İngiliz hanedanlığı gibi bak onlar bile dışardan alıyor gelini prenses diana olayı ders oldu evli bücüş tipsiz evlatlarda cabası sağlıkta yok etikte sırf mal paylaşımı için böyle birşey olmaz olmamalıda ama yapan vardır aile meclisi ne yav



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi M3lank0lik -- 8 Temmuz 2019; 22:2:1 >
    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >




  • merhaba arkadaşlar.imla hataları için kusura bakmayın.uzun zaman oldu.hesap bi daha patlar mı bilemiyorum.siz sormadan ben bişeyler anlatayım.

    eşim yandıktan sonra tedavi süreci bitiminde tatile gittik.bana ısrarla aldırdığı bi kamera var.kamerayı kullandıkça bana karşı nefret doluyor.sattırmıyo da kamerayı.dünyadaki en saçma şikayetle "kamerayı benden daha çok seviyorsun" diyerek kavgayı başlattı.bi süre trip attı ama sonra kendide bunun saçma bişey olduğunu anladı sanırım.yanma olayından 1 sene sonraya kadar hiçbir nöbet olmadı.sonrasın da 3 ayda bir 2 ayda bir nöbetleri oldu.bi kaç kere sert zemine düştü,genelde nöbet başlangıcında yanında isem yakalıyorum.

    açkcası artık kavgalarımızın ne için başladığını 2 dakika sonra unutur oldum.ya beynim kaçmak istiyor yada harbiden saçma şeyler.bu arada babamda boş durmadı.o da nöbetlere devam ediyor.

    epiliptik ilaçlar insanda yan etki olarka çeşitli ruhsal sorunlar yapıyor.paranoya gibi.bu okadar belli oluyorki bi süre sonra yılıyorsunuz.o anı reddetmeye başlıyorsunuz.bu arada nur topu gibi bi fıtğım daha oldu.

    zaman içinde ilk aylardaki heyecan ve coşku kalmıyor.yada bizimkisi öyle.kanımca ben ve eşim pasif insanlarız.içine kapanığız buda monoton bi hayata tekabul ediyor.hoş ben kendimce aktiviteler yapardım ama eşim saolsun herşeye yok dediği için yıldım.

    size sinir sistemine etki eden ilaç kullana insanalrdan bahsedeyim.paranoya ve takıntı önde geliyor.babam eşim ve mahalleden bi komşumuz bu durumda.hiç bir şekilde sizi dinlemeyip kafalarında kurudkları doğru yada yanlış ne varsa onu anlatmaya ve dikte etmeye uğraşıyorlar.hiç bir mantıklı açıklamayı kabul etmiyorlar.%70 hayal dünyasında yaşıyorlar.

    bayramalrda akraba ziyaretelrini bilirsiniz.benim için çocukluğumdan beri en favori işkence çeşidi.kimse beni sallamaz süpermen abime ilgi gösterirler.o kadar ki benim adımı bile karıştırlar.sanki abim onlarla tek kelime muhabbet etmiş gibi.abim karşısındakini aşağılar azarlar adam yerine koymaz.ama ailede mühendis olan ve istanbulda okuyan ilk o olduğu için bir nevi tanrıdır.ben allah bir desem sus dinsiz köpek derler.gözlemlediğim akdarı ile abim ,benim var olmama bile katlanamıyor.zaten yıllardır arayıp konuşmam.birde kendini ateist sanan yaşlıca bi akrabamız var.her türlü çürümüş ülke sorunlarını aibmle konuşur,onu aydın sayar.beni ise sadece hacmi olan bi nesne olarak görür.

    bu ramazan bayramında ailecek gidip hoş beş edecektik.ben zaten olacakları biliyorum.ama belimin ağrısı yüzünden önüme eğilerek oturuken abimi göremediği için beni iteleyen amcaya dümdüz küfredince olay koptu.zaten kendisi de küfürbaz birisiydi.kendi sattığından yemiş oldu.

    gelgelelim asıl olaya.mahallede 2-3 tane düğün var.yaz sezonu bilirsiniz.annem eşimi arayıp şu düğüne gelir misin diyor.oda başka yerde tanıdık düğün var ona gideyim diyor ve olay bitiyor.sıkıntı yok.babam bunu öğrendiğinde hem eşimi hem kaynanamı azarlıyor,sanki aldığı ürün kusurlu çıkmış gibi kaynanama kızıyor.evet eşim benimle evli ama hizmetçi olarak anne-babam a ait.kafalarındaki kurgu bu.

    babam işi çığrından çıkardı sokakta kaynanama eşime saydırıyor.tuttum eve soktum.annemi çağırdım.gezmelerde olan paşazadeyi çağırdım.bu arada herkes gelene kadar babam bana olan küfrü etti.eşim annemle o düğüne gitmediği için ,babamın hiç şerefi kalmamış.aile namusu kirlenmiş gibi konuşmalar felan.birde kalkıp "yiyorsa gel döv" demesi.tam bir ergen davranışı.bu arada ben fıtık yüzünden ayakta zor duruyorum.bi de alıp başını gidecekmiş.şimdi ise babam dediklerinin hiç birini hatırlamıyormuş.

    evden kovuldum.toplanıp kendi evime döndüm.kovulan benim trip yiyen gene benim.ertesi gün bakkaldan döndüğümde bacakalrım kilitlendi ve yere yığılıp kaldım.birdaha da kalkamadım.hemen özel hastaneyi arayıp randevu aldım.zira devlet hastanesi 3 ay sonraya mr çekiyor.aynı gün ameliyat oldum.halimi görseniz resmen eğri duruyorum.şimdi allah a şükür yürüyorum.

    dikkat ettiğim bir nokta eşimin kaynanamın ve balldızlarımın önünde bir nevi felç geçirmeme rağmen kıllarını bile kıpırtdatmadılar.ben yerde can çekişiyorum tık yok.hem ameliyat sonrası yattığım hemde grip olduğum zaman yattığım için eşim bana kızdı.daha doğrusu eline geçirse bi kaşık suda boğacak.ve bunu hatırlamıyor.normalde de böyle olanlar var kestirip atmamak lazım.

    bazen intihar edip bu dünyadna kurtulmak istiyorum,bazen dağa taşa vurayım kendimi kaybolayım diyorum ama olmuyor.uzun lafın kısası aşırı korumacı,kendi isteklerini yaptırmak isteyen anne-babaya sahipseniz evlenmeyin.onalrdan ayrı bi hayatınız olmalı yaşayabilmek için.öte yandan eşinizi nasıl tanırsınız bilmiyorum ama aynı çatıya girmeden kimsenin iç yüzü çıkmıyor.ben bile kendime şaşıyorum bazen.yalnız kalırım korkusu ile evlenmeyin.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: montevo

    merhaba arkadaşlar.imla hataları için kusura bakmayın.uzun zaman oldu.hesap bi daha patlar mı bilemiyorum.siz sormadan ben bişeyler anlatayım.

    eşim yandıktan sonra tedavi süreci bitiminde tatile gittik.bana ısrarla aldırdığı bi kamera var.kamerayı kullandıkça bana karşı nefret doluyor.sattırmıyo da kamerayı.dünyadaki en saçma şikayetle "kamerayı benden daha çok seviyorsun" diyerek kavgayı başlattı.bi süre trip attı ama sonra kendide bunun saçma bişey olduğunu anladı sanırım.yanma olayından 1 sene sonraya kadar hiçbir nöbet olmadı.sonrasın da 3 ayda bir 2 ayda bir nöbetleri oldu.bi kaç kere sert zemine düştü,genelde nöbet başlangıcında yanında isem yakalıyorum.

    açkcası artık kavgalarımızın ne için başladığını 2 dakika sonra unutur oldum.ya beynim kaçmak istiyor yada harbiden saçma şeyler.bu arada babamda boş durmadı.o da nöbetlere devam ediyor.

    epiliptik ilaçlar insanda yan etki olarka çeşitli ruhsal sorunlar yapıyor.paranoya gibi.bu okadar belli oluyorki bi süre sonra yılıyorsunuz.o anı reddetmeye başlıyorsunuz.bu arada nur topu gibi bi fıtğım daha oldu.

    zaman içinde ilk aylardaki heyecan ve coşku kalmıyor.yada bizimkisi öyle.kanımca ben ve eşim pasif insanlarız.içine kapanığız buda monoton bi hayata tekabul ediyor.hoş ben kendimce aktiviteler yapardım ama eşim saolsun herşeye yok dediği için yıldım.

    size sinir sistemine etki eden ilaç kullana insanalrdan bahsedeyim.paranoya ve takıntı önde geliyor.babam eşim ve mahalleden bi komşumuz bu durumda.hiç bir şekilde sizi dinlemeyip kafalarında kurudkları doğru yada yanlış ne varsa onu anlatmaya ve dikte etmeye uğraşıyorlar.hiç bir mantıklı açıklamayı kabul etmiyorlar.%70 hayal dünyasında yaşıyorlar.

    bayramalrda akraba ziyaretelrini bilirsiniz.benim için çocukluğumdan beri en favori işkence çeşidi.kimse beni sallamaz süpermen abime ilgi gösterirler.o kadar ki benim adımı bile karıştırlar.sanki abim onlarla tek kelime muhabbet etmiş gibi.abim karşısındakini aşağılar azarlar adam yerine koymaz.ama ailede mühendis olan ve istanbulda okuyan ilk o olduğu için bir nevi tanrıdır.ben allah bir desem sus dinsiz köpek derler.gözlemlediğim akdarı ile abim ,benim var olmama bile katlanamıyor.zaten yıllardır arayıp konuşmam.birde kendini ateist sanan yaşlıca bi akrabamız var.her türlü çürümüş ülke sorunlarını aibmle konuşur,onu aydın sayar.beni ise sadece hacmi olan bi nesne olarak görür.

    bu ramazan bayramında ailecek gidip hoş beş edecektik.ben zaten olacakları biliyorum.ama belimin ağrısı yüzünden önüme eğilerek oturuken abimi göremediği için beni iteleyen amcaya dümdüz küfredince olay koptu.zaten kendisi de küfürbaz birisiydi.kendi sattığından yemiş oldu.

    gelgelelim asıl olaya.mahallede 2-3 tane düğün var.yaz sezonu bilirsiniz.annem eşimi arayıp şu düğüne gelir misin diyor.oda başka yerde tanıdık düğün var ona gideyim diyor ve olay bitiyor.sıkıntı yok.babam bunu öğrendiğinde hem eşimi hem kaynanamı azarlıyor,sanki aldığı ürün kusurlu çıkmış gibi kaynanama kızıyor.evet eşim benimle evli ama hizmetçi olarak anne-babam a ait.kafalarındaki kurgu bu.

    babam işi çığrından çıkardı sokakta kaynanama eşime saydırıyor.tuttum eve soktum.annemi çağırdım.gezmelerde olan paşazadeyi çağırdım.bu arada herkes gelene kadar babam bana olan küfrü etti.eşim annemle o düğüne gitmediği için ,babamın hiç şerefi kalmamış.aile namusu kirlenmiş gibi konuşmalar felan.birde kalkıp "yiyorsa gel döv" demesi.tam bir ergen davranışı.bu arada ben fıtık yüzünden ayakta zor duruyorum.bi de alıp başını gidecekmiş.şimdi ise babam dediklerinin hiç birini hatırlamıyormuş.

    evden kovuldum.toplanıp kendi evime döndüm.kovulan benim trip yiyen gene benim.ertesi gün bakkaldan döndüğümde bacakalrım kilitlendi ve yere yığılıp kaldım.birdaha da kalkamadım.hemen özel hastaneyi arayıp randevu aldım.zira devlet hastanesi 3 ay sonraya mr çekiyor.aynı gün ameliyat oldum.halimi görseniz resmen eğri duruyorum.şimdi allah a şükür yürüyorum.

    dikkat ettiğim bir nokta eşimin kaynanamın ve balldızlarımın önünde bir nevi felç geçirmeme rağmen kıllarını bile kıpırtdatmadılar.ben yerde can çekişiyorum tık yok.hem ameliyat sonrası yattığım hemde grip olduğum zaman yattığım için eşim bana kızdı.daha doğrusu eline geçirse bi kaşık suda boğacak.ve bunu hatırlamıyor.normalde de böyle olanlar var kestirip atmamak lazım.

    bazen intihar edip bu dünyadna kurtulmak istiyorum,bazen dağa taşa vurayım kendimi kaybolayım diyorum ama olmuyor.uzun lafın kısası aşırı korumacı,kendi isteklerini yaptırmak isteyen anne-babaya sahipseniz evlenmeyin.onalrdan ayrı bi hayatınız olmalı yaşayabilmek için.öte yandan eşinizi nasıl tanırsınız bilmiyorum ama aynı çatıya girmeden kimsenin iç yüzü çıkmıyor.ben bile kendime şaşıyorum bazen.yalnız kalırım korkusu ile evlenmeyin.
    Okurken içim daraldı. Allah sabır versin. Peki niye ayrılmıyorsun hocam? Bu kadar zor olmamalı ayrılık, eski yazılarınızı da takip ediyordum, çok iyi mücadele verdiğinizi biliyorum ama şu an değiyor mu gerçekten? Hem aile, hem eş, hem de eşinizin ailesi problem iken neden bu kadar yoruyorsunuz kendinizi? Hayatınız bu kadar ucuz mu gerçekten? Boşanıp, her şeyden uzaklaşabilmek varken anlayamıyorum. Tamam, ha! deyince boşanılmıyor ama verdiğiniz mücadeleye, çektiğiniz çileye karşın, ilerleyen yaşlarda pişman olmayacak mısınız?




  • montevo kullanıcısına yanıt
    Senin bekarken yazdığın yazıları hatırlıyorum hocam bende bekardim o zaman gerçi hâlâ bekarım orası ayrı... Neden bunlara katlanıyorsun anlamak güç eski bekâr günlerinde ki yazılarınıza bakarsak o zaman huzurunuz vardı sağlığınız vardı.Ama şimdi ikisi de yok sanırım.Burada evlenmeye ön yargılı insanlara hemen saldırıyorlar.Severekte evlensen görücü usulü de evlensen olmayınca olmuyor mutuluk huzur...Allah her zaman hayırlısını versin. Mutluluk huzur ve sağlık paranın alamadıklarınin başında gelir.Bunlar varsa hayatta gerisi boş... İnşaallah eski günlerinize dönersiniz en kısa zamanda....

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • montevo kullanıcısına yanıt
    merhaba. tekrar aramıza katılmana sevindim,hoş geldin.

    çok geçmiş olsun. 3 4 yıl önce boyun fıtığından ameliyat oldum. 2 3 yıldır da bel fıtığından çekiyorum. şuan için ameliyatlık bir durumum yok. kendimi korumam lazım ama bu da mümkün değil. bebek var,sürekli kucakta. eşiminde beli sorunlu. alış veriş yapıyoruz,mecburen elde taşıyoruz. bunların hepsi bel fıtığını tetikliyor. bel fıtığı ameliyatı boyun fıtığı gibi kolay değil. ameliyat sonrası zorlu bir süre. var, Allah yardımcın olsun.
    evliliğin ilk zamanlarında yazdıklarını hatırlıyorum, enerjin,sevgin fazlası ile vardı. şuan yazdıklarına bakınca, seni hayattan bezdir diklerini anlıyorum. ne enerjin kalmış, ne da yaşama sevincin. yaşadıkların kolay değil, benzer bir evlilikte, ilk yılı doldurmadan ayrılık olması olağandı. ama senin azmin ve mücadelen evliliğinizi ayakta tutuyordu. sanırım sende mücadeleden, tek taraflı fedakarlıklardan çok yıpranmışsın.
    Allah hakkında hayırlısını nasip etsin. eşinle sorunların yetmiyormuş gibi bir de baban ile sorun yaşaman seni çok yıpratır. sinir sistemin alt üst olur.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: M3lank0lik

    İngiliz hanedanlığı gibi bak onlar bile dışardan alıyor gelini prenses diana olayı ders oldu evli bücüş tipsiz evlatlarda cabası sağlıkta yok etikte sırf mal paylaşımı için böyle birşey olmaz olmamalıda ama yapan vardır aile meclisi ne yav

    Alıntıları Göster
    o da bişi mi
    bizim aşiretin kolu taa sydney e uzanır
    aşiretten kaçıp orada çalışan kuzenler bile yine aşiretten kızlarla veya kocayla evlendirildi
  • ManyetikRenozans M kullanıcısına yanıt
    Hocam benzer şeyler yaşadığımızı ve hissettiğimizi düşünüyorum. Bunun için sevinmeli miyim, üzülmeli miyim bilemedim. Başımdan geçen birkaç olayı yazacağım buna istinaden müsait olduğumda.

    Manyetik Renozans ve Hendrik Johannes, lütfen biraz noktalama kullanın. İkinizin yazdıklarını da okumayı seviyorum ama özellikle Cruyff'ün yazdıklarını okumak çok yoruyor. :(
  • quote:

    Orijinalden alıntı: birgarip2019

    Kanka bu işler hem senin dediğin gibi de oluyor , hemde olmuyor.
    Benim annem babam varda ne oluyor?!
    Bizimkilerin durumu da ortalamanın çok çok üstünde.
    Ben bugune kadar, orta okul 2 ye giderken bisiklet istemiştim almadılar. Soz verdiler derslerin şöyle olsun böyle olsun söz. Ama almadılar. Çok heveslenmistim. Çok hayaller kurmuştum.
    Ama almadılar.
    Ben de o yaz bir arkadaş bisikletcide çalışıyordu bende yanına gittim. Okullarin açılmasına 2 hafta kala kendi paramla kimseye sormadan almıştım. Ülke fetih etmiş gibi siteye girmiştim.
    Üniversiteye gittim, istanbulda olan bilir, hep evde kaldım. Evde aksaraydaydi, okul Fatih'te. Bana oyle bir para geliyordu ki, yol parası okay, ama kalan paraya ya yemek ya sigara alacağım. Para yetmiyor dedim bir kez, o da sadece bir kez, onda da güzel cevap almıştım. Daha da istemedim. Gittim, bir süre bir yerde çalıştım, İngilizce ve matematigim iyiydi özel ders verdim. Bir şekilde paramı çıkarmaya çalıştım. Bir kez de hiç bişey bulamamistim, iş yok o yok bu yok hep bir sebep, bir ambar firmasında iş bulmustum. Bildigin amelelik yaptım. İndir kaldır Hyundai kamyonları varya onunla gotur dagit gel. Ayrılmama az bir zaman kala, şirketin sahibi ailen ne iş yapıyor demişti bana, dedim böyle böyle, senin ne işin var burada demişti param yok dedim.
    Okul bitimine yakın bir kapı açıldı, Türkiye'nin en önde gelen firmasında ise başladım yurt dışına gittim.
    Bu sürede bir kac kız arkadaşım oldu, yabancı oldu türk oldu. Yabancıyla olmadı.
    Turkle eski mesajlar duruyordur az çok hatirlarsin, yasadiklarimdan pişman olmadim, sadece sevdiğini sandim, sevgiyi tam olarak yasayamayinca iki güzel lafa iki güzel dokunuşa kapıldım gittim.
    Bugüne kadar ne yaptıysam hep krndim yaptım, o kizida kendim buldum, eşimi de kendim buldum.

    Bu devirde kimse kimsenin elinden tutmaz. Tutan var, onlarda çok azdır. Biri manyetik var onunla seni tanistaralim der ama bunlarda çok sağlam olmaz.

    Ben şanslıyım. Bunu kabul ediyorum. İnancım olmamasına rağmen çoğu zaman Allah'a teşekkür etmisligim var.
    Hatta eşimin ailesinin yaklaşımını gördükçe duygulaniyorum. Kendi ailemden görmediğim şeyleri görüyorum.
    İlk zamanlar kaynana beni görünce musmula surata baglardi, şimdi napıyorsun oğlum diye ariyor. Askere giderken o akşam onlara gitmistik, kadın ağladı evden çıkarken.

    Ben burayi, forumu seviyorum.

    Buradaki arkadaslarinda herşey gönlünce olur umut ediyorum. Ufak tefek atar gider yaparız amma kesinlikle düzgün insanların düzgün insanlarla karşılamasını istiyorum.

    Alıntıları Göster
    Aha aynı benim ailem. Bende varlık içinde yokluk yaşadım. Tek fark bizimkiler küçükken çalışmamı istemediler sanki istediğim birşeyi alıyorlardı da engel oldular. Benimkilerde üniversite okurken asgari ücretin yarısı kadar para göndermezlerdi bazen söverek biraz daha verirlerdi.
    Ancak ben şanslı değilim karşıma ne düzgün biri çıktı ne düzgün iş. Kız milletinin yalancısı ve işe yaramazına denk geldik.




  • @birgarip2019 dostum zamanında iyi çekmişsin. Yani varlık içinde yokluk çekmek dedikleri şey seninki tam olarak. Aslında ailenin sana bu yaptığı senin için avantaj halini almış. Hayatın zorluklarını erken yaşta farketmişsin. Zorluklara karşı mücadele yeteneği geliştirmişsin.

    Aynı şekilde benimde öyle oldu. Ama benim ailem zengin değildi. Küçükken inşaat ameleliği dahil her türlü işi yaptım. Bu bana bu işlerin ne kadar zor olduğunu büyüdüğümde bu zorluklarla karşılaşmamam gerektiği gerçeğiniyüzüme vurunca elimden geldiğince asıldım. Tabii herkesin bir çapı var. Bi yere kadar gelebiliyorsun gerisi takdiri ilahi. Allah yürü yakulum derse yürüyorsun arkana bakmadan. İş yaşamımda şuan tıkandım. Yeteri kadar para kazanamıyorum. Krizden midir yoksa kendi yanlışlarımdan mıdır bunu çözemiyorum. Evlilik için ekstra birikimim de yok. Yaş 32 oldu. Ne olacak bende bilmiyorum.

    @Montevo aramıza hoşgeldin tekrar. Mücadeleni hem takip hem takdir ettim hep. Senin kadar güçlü olabilir miyim bilemiyorum. Zor gerçekten. İnsanın eşi ve ailesinin ona ters olması. Umarım çözümü en kısa sürede bulursun.

    @ManyetikRenozans abi bir dönemde bende senin gibiydim. Saf sevgiye ve aşka inanırdım. Kimsenin benim gibi sevebileceğine ihtimal vermezdim. Hemcinslerimden de benim gibi hatta benden fazla seven adamlar tanıdım. Ama kadınlar tarafında olayı hiç öyle göremiyorum. Aşığım aşkından ölüyorum diyen kadın bile 1 haftada seni unutacak seviyeye gelebiliyor. Bu bende tek bir sonuca bağlandı. KADINLAR GERÇEKTEN AŞIK OLMUYORLAR. Biraz bağlanıyorlar evet. Ama o bağlantı koptu mu bir kere yine bağlamak ie yaramıyor çok fazla. Biz erkekler bir kıza aşık olduğumuzda bütün kapıları açıyoruz. Haliyle cereyan yapıyor bizi hasta ediyor Kadınlar bizdeki tüm zenginlikleri içimizdeki duyguları alıp tatmin olup gidiyorlar. Evlilik, çocuk, toplum baskısı, kadınların kendilerini koruma ihtiyacı olmasa hiçbiri yanımızda durmaz. Utku abi acaba ilişkilerinde sen yanlış kişiye yanlış davranmış olamaz mısın? Yani hiç öyle düşündüğün oldu mu? Yani belki hayatına girenlerin istekleri farklıydı. Sen o istekleri karşılayamadığın için gitmiş olamazlar mı? Bunu bende sorguladım bir dönem. Çünkü hayatıma giren kadınlara kapılarımı açıp bak ben buyum diyordum. Gelen kişinin beklentileriin farklı olduğunu farkettim. Gerçekten yapmam gereken kapıları açmak değil karşıdakinin kapılarımı zorlamasını sağlamaktı. Bunu yapmaya başladığımda hem daha az zarar görüyordum hemde herkesi içeri almamaya başlıyordum.

    Belki daha önce anlattım burda bilemiyorum. Kadınları anlamak üzerine hepimizin farklı düşünceleri var. Kmise net bir olguya sahip değil. Ben bir BUG bulduğumu düşünüyorum. Testlerim sonucunda tanıştığım kadının ilk dakikadan itibaren isteklerini aruzlarını beklentilerini çözüyorum. Düşünsenize, bir puzzle ın bütün parçalarının nereye yerleştireceğinizi biliyorsunuz. Bu mükkemmel birşey. Bir süre sonra sıkıcıya bağlar mı bilemiyorum. Ama şuan acayip eğleniyorum. Daha önce benimle ilgilenip benimle oyun oynamaya çalışan kızlarla bildiğin dalga geçiyorum. Hoş birşey değil evet. Etik birşey değil evet. Aranızda intikam alıyor diyenleriniz çıkacaktır. Saygı duyuyorum. Benim aradığım gerçekten sevgisini samimi bir şekilde gösterecek dürüst biri. Bulursam nikahı basarım. Yok bulamazsam oyun oynayanlarla oyun oynamaya devam.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: montevo

    merhaba arkadaşlar.imla hataları için kusura bakmayın.uzun zaman oldu.hesap bi daha patlar mı bilemiyorum.siz sormadan ben bişeyler anlatayım.

    eşim yandıktan sonra tedavi süreci bitiminde tatile gittik.bana ısrarla aldırdığı bi kamera var.kamerayı kullandıkça bana karşı nefret doluyor.sattırmıyo da kamerayı.dünyadaki en saçma şikayetle "kamerayı benden daha çok seviyorsun" diyerek kavgayı başlattı.bi süre trip attı ama sonra kendide bunun saçma bişey olduğunu anladı sanırım.yanma olayından 1 sene sonraya kadar hiçbir nöbet olmadı.sonrasın da 3 ayda bir 2 ayda bir nöbetleri oldu.bi kaç kere sert zemine düştü,genelde nöbet başlangıcında yanında isem yakalıyorum.

    açkcası artık kavgalarımızın ne için başladığını 2 dakika sonra unutur oldum.ya beynim kaçmak istiyor yada harbiden saçma şeyler.bu arada babamda boş durmadı.o da nöbetlere devam ediyor.

    epiliptik ilaçlar insanda yan etki olarka çeşitli ruhsal sorunlar yapıyor.paranoya gibi.bu okadar belli oluyorki bi süre sonra yılıyorsunuz.o anı reddetmeye başlıyorsunuz.bu arada nur topu gibi bi fıtğım daha oldu.

    zaman içinde ilk aylardaki heyecan ve coşku kalmıyor.yada bizimkisi öyle.kanımca ben ve eşim pasif insanlarız.içine kapanığız buda monoton bi hayata tekabul ediyor.hoş ben kendimce aktiviteler yapardım ama eşim saolsun herşeye yok dediği için yıldım.

    size sinir sistemine etki eden ilaç kullana insanalrdan bahsedeyim.paranoya ve takıntı önde geliyor.babam eşim ve mahalleden bi komşumuz bu durumda.hiç bir şekilde sizi dinlemeyip kafalarında kurudkları doğru yada yanlış ne varsa onu anlatmaya ve dikte etmeye uğraşıyorlar.hiç bir mantıklı açıklamayı kabul etmiyorlar.%70 hayal dünyasında yaşıyorlar.

    bayramalrda akraba ziyaretelrini bilirsiniz.benim için çocukluğumdan beri en favori işkence çeşidi.kimse beni sallamaz süpermen abime ilgi gösterirler.o kadar ki benim adımı bile karıştırlar.sanki abim onlarla tek kelime muhabbet etmiş gibi.abim karşısındakini aşağılar azarlar adam yerine koymaz.ama ailede mühendis olan ve istanbulda okuyan ilk o olduğu için bir nevi tanrıdır.ben allah bir desem sus dinsiz köpek derler.gözlemlediğim akdarı ile abim ,benim var olmama bile katlanamıyor.zaten yıllardır arayıp konuşmam.birde kendini ateist sanan yaşlıca bi akrabamız var.her türlü çürümüş ülke sorunlarını aibmle konuşur,onu aydın sayar.beni ise sadece hacmi olan bi nesne olarak görür.

    bu ramazan bayramında ailecek gidip hoş beş edecektik.ben zaten olacakları biliyorum.ama belimin ağrısı yüzünden önüme eğilerek oturuken abimi göremediği için beni iteleyen amcaya dümdüz küfredince olay koptu.zaten kendisi de küfürbaz birisiydi.kendi sattığından yemiş oldu.

    gelgelelim asıl olaya.mahallede 2-3 tane düğün var.yaz sezonu bilirsiniz.annem eşimi arayıp şu düğüne gelir misin diyor.oda başka yerde tanıdık düğün var ona gideyim diyor ve olay bitiyor.sıkıntı yok.babam bunu öğrendiğinde hem eşimi hem kaynanamı azarlıyor,sanki aldığı ürün kusurlu çıkmış gibi kaynanama kızıyor.evet eşim benimle evli ama hizmetçi olarak anne-babam a ait.kafalarındaki kurgu bu.

    babam işi çığrından çıkardı sokakta kaynanama eşime saydırıyor.tuttum eve soktum.annemi çağırdım.gezmelerde olan paşazadeyi çağırdım.bu arada herkes gelene kadar babam bana olan küfrü etti.eşim annemle o düğüne gitmediği için ,babamın hiç şerefi kalmamış.aile namusu kirlenmiş gibi konuşmalar felan.birde kalkıp "yiyorsa gel döv" demesi.tam bir ergen davranışı.bu arada ben fıtık yüzünden ayakta zor duruyorum.bi de alıp başını gidecekmiş.şimdi ise babam dediklerinin hiç birini hatırlamıyormuş.

    evden kovuldum.toplanıp kendi evime döndüm.kovulan benim trip yiyen gene benim.ertesi gün bakkaldan döndüğümde bacakalrım kilitlendi ve yere yığılıp kaldım.birdaha da kalkamadım.hemen özel hastaneyi arayıp randevu aldım.zira devlet hastanesi 3 ay sonraya mr çekiyor.aynı gün ameliyat oldum.halimi görseniz resmen eğri duruyorum.şimdi allah a şükür yürüyorum.

    dikkat ettiğim bir nokta eşimin kaynanamın ve balldızlarımın önünde bir nevi felç geçirmeme rağmen kıllarını bile kıpırtdatmadılar.ben yerde can çekişiyorum tık yok.hem ameliyat sonrası yattığım hemde grip olduğum zaman yattığım için eşim bana kızdı.daha doğrusu eline geçirse bi kaşık suda boğacak.ve bunu hatırlamıyor.normalde de böyle olanlar var kestirip atmamak lazım.

    bazen intihar edip bu dünyadna kurtulmak istiyorum,bazen dağa taşa vurayım kendimi kaybolayım diyorum ama olmuyor.uzun lafın kısası aşırı korumacı,kendi isteklerini yaptırmak isteyen anne-babaya sahipseniz evlenmeyin.onalrdan ayrı bi hayatınız olmalı yaşayabilmek için.öte yandan eşinizi nasıl tanırsınız bilmiyorum ama aynı çatıya girmeden kimsenin iç yüzü çıkmıyor.ben bile kendime şaşıyorum bazen.yalnız kalırım korkusu ile evlenmeyin.
    Bu coğrafya kronik bir vaka ve ön görülüyor ki şu eski toprak denen zerzevatlar maalesef her kim olursa olsun toprağı boylamadıkça ne aile yapıları neden ülke rahata erecek bunu net yazıyı okuyuncada anlıyorsunuz.Sizin evlilik zorunluluktan mı devam ediyor yoksa siz mi katlanıyorsunuz aileniz mi kendine hizmetçi olarak tanıdığı için(buna benzer örnek çok aile inanışı gereği erkek nimetten sayılır kadın insan yerine konmaz bildiğin gelin veya kendi kızı olsda insan gözü ile bakılmaz direk kullanılması gereken köle gibi yani bir hizmetçi vazifesi görür bağnaz ve gerici bir hareket bu ve maalesef eski nesilde çok var çünkü onlarda öyle yetişmiş değişim ise yeni nesillere geçişle olur) eşinizi tutuyor yani olurda boşansanız sizin içiniz mi rahat etmez ondan mı bu konuda kararlısınız yoksa aileniz sizide mi fazlalık görür başına sarar o durum mu var.

    Birde olaylara bakılırsa anadoluda şu durumda var evliliği yürütemeyip boşananı ve evlenmeyeni adamdan saymama durumu bir işi idare edemedin dercesine abinize ve size bakış açılarına bakarsanız ki bende yüksek makine mühendisim yani maalesef bu eski topraklarada meslek sigorta marka etiket memuriyet bile çok büyük şeylermiş gibi görüldüğünden çünkü onların zamanında ulaşılamamış kısacası kendileri ulaşamamış ve gözlerinde büyütmüş olduklarından işi icra eden kişinin karakterini sallayıp ünvanını kaale alırlar size bundan nasiplenmişsiniz bu başlı başına ayrımcılık ve bölücülük karakter her şeyden önce gelir.

    Sonuçta çektiğiniz baya bir sıkıntı var öyle geriliyor geri kafalı insanlar ve anlaşılıyor söz dinlemez ana baba ve aile yapısı var maalesef eğitimsizlik ahlak karakter gibi unsurlara dikkat edilmediğinden bu ülke böyle ailedeki bu sorun maalesef sokağa çevreye topluma ve ülke yönetimine bile yansıyor sadece içinde kalmıyor ve maalesef çare bu nesillerin yok olmasını beklemek.Zaten bir hayatın var sözde sorumluluk ve baskı altında onuda zehir ediyorlar normaldir.Birde şu durum var hastalıkta sağlıkta birde en iyi dost kötü günde belli olur diye bakıyoruz insan en fazla hasta olduğunda ihtiyacı artar çevresine ve görülüyor ki sağlıkta bilmiyorum ama kişiden nemalanan fayda he kim varsa yüz çeviriyor buda iki yüzlülük mesela.

    O yüzden ben evlilik gibi müesseseyi çok sorunlu buluyorum(Siz hiç denemeden incelemeden bir ürünü alıp direk kullanır mısınız bu araç veya herhangi bir ürün olabilir cevap hayır değil mi.Evlilikte aynen uygulanacağı aynı çatı altındaki sorumluluk ve vazifelerin doğru şekilde yapılması ile yürütülen bir ilişki bütünüdür yani aynı çatı altında denemeden hop diye bir şey olmaz ki toplumsal neticede buna izin yok buda bir hata hemde çok büyük hata ama sıkıntı şu karşıya güven olmadığından insanlar belediye onaylı evlilik cüzdanına güveniyor çünkü namus diye bir algı kötü niyetli çok insan var ve bunun yarattığı yaralarda çok fazla bu toplumda evlilik tam bir delilik o yüzden) heleki şu günümüzdeki geçiş evresinde iyi örnekler pek ala var ama maalesef bu genel itibari ile azınlıkta buraya gelip kendi yaşantısından bahseden ne kadar mutlu olduğundan bahsedenler oluyor çok erken mesela bundan bahsetmek için sonuçta evliliğin 1nci yılındaki senle 5nci yılındaki sen 10uncu yılındaki sen aynı olmayacaksınız bir şeyler yaşanacak ve partnerler içinde bu birikecek ha hayatı birlikte sırtlarsınız yıllar geçsede kendinizden ödün vermezsiniz iyi bir ilişki örnek bir aile oluşturursunuz buda sonraki neslinize yansır ama işte bu azınlıkta bir durum ve çok az.Ben genele söylüyorum.

    Ülkenin genelini alıyorum genelde sorunlu birliktelik çok olduğundan durum böyle.Herkes evlenmek zorunda değil ha eskiden dediğim gibi adamdan saymıyorlarmış evlenmeyeni ve boşananı şuanda ise öyle bir şey yok artık kadınlar boşanamazdı boşanıyor çünkü her şey değişiyor ama eski kafa biz babanızda böyle görmedik diyen adamalar da cinayete götürebiliyor işi çok başka noktalara da gitti konuştuklarım ama bu coğrafya tam bir kronik vaka eğitim ve bilinçlenme gelmedikçe ve şu eski nesiller yok olmadıkça düzelmez.Sizin yaşadıklarınızın örneği çoktur.Buna benzer şeyler duyuyoruz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi M3lank0lik -- 9 Temmuz 2019; 15:38:10 >




  • HORMONLARINIZLA DEĞİL BEYNİNİZLE MANTIĞINIZLA KARARLAR VERİN.BÖYLE YAPARSANIZ MUTLU HUZURLU OLURSUNUZ.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: steven_stiffler

    Hocam benzer şeyler yaşadığımızı ve hissettiğimizi düşünüyorum. Bunun için sevinmeli miyim, üzülmeli miyim bilemedim. Başımdan geçen birkaç olayı yazacağım buna istinaden müsait olduğumda.

    Manyetik Renozans ve Hendrik Johannes, lütfen biraz noktalama kullanın. İkinizin yazdıklarını da okumayı seviyorum ama özellikle Cruyff'ün yazdıklarını okumak çok yoruyor. :(
    Yazım kötüdür haklısın imla kurallarını ihmal eden birisiyim:))

    Öncelikle beni anladığına inanın sevindim beni ancak benim gibi yaşayan anlar,gerçekten şansa inanıyorum ve ben şansız kesimim:) yazacagın şeyleri merak ediyorum paylaşabilirsin bende senin gibiyim sevineyimmi üzüleyimmi bilemiyorum



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi ManyetikRenozans -- 9 Temmuz 2019; 18:32:4 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: miroglu6

    @birgarip2019 dostum zamanında iyi çekmişsin. Yani varlık içinde yokluk çekmek dedikleri şey seninki tam olarak. Aslında ailenin sana bu yaptığı senin için avantaj halini almış. Hayatın zorluklarını erken yaşta farketmişsin. Zorluklara karşı mücadele yeteneği geliştirmişsin.

    Aynı şekilde benimde öyle oldu. Ama benim ailem zengin değildi. Küçükken inşaat ameleliği dahil her türlü işi yaptım. Bu bana bu işlerin ne kadar zor olduğunu büyüdüğümde bu zorluklarla karşılaşmamam gerektiği gerçeğiniyüzüme vurunca elimden geldiğince asıldım. Tabii herkesin bir çapı var. Bi yere kadar gelebiliyorsun gerisi takdiri ilahi. Allah yürü yakulum derse yürüyorsun arkana bakmadan. İş yaşamımda şuan tıkandım. Yeteri kadar para kazanamıyorum. Krizden midir yoksa kendi yanlışlarımdan mıdır bunu çözemiyorum. Evlilik için ekstra birikimim de yok. Yaş 32 oldu. Ne olacak bende bilmiyorum.

    @Montevo aramıza hoşgeldin tekrar. Mücadeleni hem takip hem takdir ettim hep. Senin kadar güçlü olabilir miyim bilemiyorum. Zor gerçekten. İnsanın eşi ve ailesinin ona ters olması. Umarım çözümü en kısa sürede bulursun.

    @ManyetikRenozans abi bir dönemde bende senin gibiydim. Saf sevgiye ve aşka inanırdım. Kimsenin benim gibi sevebileceğine ihtimal vermezdim. Hemcinslerimden de benim gibi hatta benden fazla seven adamlar tanıdım. Ama kadınlar tarafında olayı hiç öyle göremiyorum. Aşığım aşkından ölüyorum diyen kadın bile 1 haftada seni unutacak seviyeye gelebiliyor. Bu bende tek bir sonuca bağlandı. KADINLAR GERÇEKTEN AŞIK OLMUYORLAR. Biraz bağlanıyorlar evet. Ama o bağlantı koptu mu bir kere yine bağlamak ie yaramıyor çok fazla. Biz erkekler bir kıza aşık olduğumuzda bütün kapıları açıyoruz. Haliyle cereyan yapıyor bizi hasta ediyor Kadınlar bizdeki tüm zenginlikleri içimizdeki duyguları alıp tatmin olup gidiyorlar. Evlilik, çocuk, toplum baskısı, kadınların kendilerini koruma ihtiyacı olmasa hiçbiri yanımızda durmaz. Utku abi acaba ilişkilerinde sen yanlış kişiye yanlış davranmış olamaz mısın? Yani hiç öyle düşündüğün oldu mu? Yani belki hayatına girenlerin istekleri farklıydı. Sen o istekleri karşılayamadığın için gitmiş olamazlar mı? Bunu bende sorguladım bir dönem. Çünkü hayatıma giren kadınlara kapılarımı açıp bak ben buyum diyordum. Gelen kişinin beklentileriin farklı olduğunu farkettim. Gerçekten yapmam gereken kapıları açmak değil karşıdakinin kapılarımı zorlamasını sağlamaktı. Bunu yapmaya başladığımda hem daha az zarar görüyordum hemde herkesi içeri almamaya başlıyordum.

    Belki daha önce anlattım burda bilemiyorum. Kadınları anlamak üzerine hepimizin farklı düşünceleri var. Kmise net bir olguya sahip değil. Ben bir BUG bulduğumu düşünüyorum. Testlerim sonucunda tanıştığım kadının ilk dakikadan itibaren isteklerini aruzlarını beklentilerini çözüyorum. Düşünsenize, bir puzzle ın bütün parçalarının nereye yerleştireceğinizi biliyorsunuz. Bu mükkemmel birşey. Bir süre sonra sıkıcıya bağlar mı bilemiyorum. Ama şuan acayip eğleniyorum. Daha önce benimle ilgilenip benimle oyun oynamaya çalışan kızlarla bildiğin dalga geçiyorum. Hoş birşey değil evet. Etik birşey değil evet. Aranızda intikam alıyor diyenleriniz çıkacaktır. Saygı duyuyorum. Benim aradığım gerçekten sevgisini samimi bir şekilde gösterecek dürüst biri. Bulursam nikahı basarım. Yok bulamazsam oyun oynayanlarla oyun oynamaya devam.
    Benim içimde bir ofke kırgınlık halen var. Bir ters cevapta ortam alevleniyor.
    O nedenle çok görüşmüyorum.
    En son biz hanimin arabayı sattik. Farklı bir araba için. Bunun uzun hikayesi var. Neyse, bizde arabada yoktu, sizde ki arabayı bana verin ise gitsin gelsin dediler yok. Orada da bildigin adamların yüzüne sovdum.
    Tabi bu durumu hatuna anlatamadim. Ben de araba kiraladim. Amma eşimin babası esnaf, bunlara mal karşılığı bir araba gelmiş, bende araba kiraliyorum , boşuna neden para veriyorsunuz ki bu arabayi alın siz kullanın. Dedim gerek yok, almadım. Orada da bir muhabet geçmişti, eşimin, eniştesi sen 4 serisi alsana sizlik araba gibisinden.
    Ertesi gün kaynana aradı beni, gel şu arabayı al. Boşuna para verme. Yazık günah. Arabada almazsiniz, alın kullanın demiş ama dün araba mevzusu olmuş siz beğenin biz alalım alana kadar da bu arabayı kullanın dedi.
    Telefonu kapattım. Yalan yok gözlerim doldu.
    Askere gittim, kendi ailem bir kez yada iki kez aradı, eşimin ailesi hergun aradi. Eniştesine kadar.
    Sabaha kadar yazarım.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Vanished Man

    Aha aynı benim ailem. Bende varlık içinde yokluk yaşadım. Tek fark bizimkiler küçükken çalışmamı istemediler sanki istediğim birşeyi alıyorlardı da engel oldular. Benimkilerde üniversite okurken asgari ücretin yarısı kadar para göndermezlerdi bazen söverek biraz daha verirlerdi.
    Ancak ben şanslı değilim karşıma ne düzgün biri çıktı ne düzgün iş. Kız milletinin yalancısı ve işe yaramazına denk geldik.

    Alıntıları Göster
    Çıkar. Şanslar ve fırsatlar bitmez.
    İş hayatinda dipleri gördüm sonra duze çıktım
    Amma şimdi, Türkiye'de çocuk istemememe rağmen, hatta askerde de arkadaşlara ne çabuk çocuk yapmissiniz valla biz 3-4 yıl sonra yaparız, yurt dışına gittiğimizde dedim, adamlarda dalga geciyordum, askerden geldim, 31 Mayıs'ta, 6 haziran da hatun ben galiba hamileyim dedi, 12 Haziran'da baba olacagimi öğrendim.
    Çocuğum doğsun işini de kuracagim, liseye başlasın araba alacagim, işine de kuracagim, evlendirecegim de. İnşallah kız olur amma



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi birgarip2019 -- 9 Temmuz 2019; 18:48:33 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: montevo

    merhaba arkadaşlar.imla hataları için kusura bakmayın.uzun zaman oldu.hesap bi daha patlar mı bilemiyorum.siz sormadan ben bişeyler anlatayım.

    eşim yandıktan sonra tedavi süreci bitiminde tatile gittik.bana ısrarla aldırdığı bi kamera var.kamerayı kullandıkça bana karşı nefret doluyor.sattırmıyo da kamerayı.dünyadaki en saçma şikayetle "kamerayı benden daha çok seviyorsun" diyerek kavgayı başlattı.bi süre trip attı ama sonra kendide bunun saçma bişey olduğunu anladı sanırım.yanma olayından 1 sene sonraya kadar hiçbir nöbet olmadı.sonrasın da 3 ayda bir 2 ayda bir nöbetleri oldu.bi kaç kere sert zemine düştü,genelde nöbet başlangıcında yanında isem yakalıyorum.

    açkcası artık kavgalarımızın ne için başladığını 2 dakika sonra unutur oldum.ya beynim kaçmak istiyor yada harbiden saçma şeyler.bu arada babamda boş durmadı.o da nöbetlere devam ediyor.

    epiliptik ilaçlar insanda yan etki olarka çeşitli ruhsal sorunlar yapıyor.paranoya gibi.bu okadar belli oluyorki bi süre sonra yılıyorsunuz.o anı reddetmeye başlıyorsunuz.bu arada nur topu gibi bi fıtğım daha oldu.

    zaman içinde ilk aylardaki heyecan ve coşku kalmıyor.yada bizimkisi öyle.kanımca ben ve eşim pasif insanlarız.içine kapanığız buda monoton bi hayata tekabul ediyor.hoş ben kendimce aktiviteler yapardım ama eşim saolsun herşeye yok dediği için yıldım.

    size sinir sistemine etki eden ilaç kullana insanalrdan bahsedeyim.paranoya ve takıntı önde geliyor.babam eşim ve mahalleden bi komşumuz bu durumda.hiç bir şekilde sizi dinlemeyip kafalarında kurudkları doğru yada yanlış ne varsa onu anlatmaya ve dikte etmeye uğraşıyorlar.hiç bir mantıklı açıklamayı kabul etmiyorlar.%70 hayal dünyasında yaşıyorlar.

    bayramalrda akraba ziyaretelrini bilirsiniz.benim için çocukluğumdan beri en favori işkence çeşidi.kimse beni sallamaz süpermen abime ilgi gösterirler.o kadar ki benim adımı bile karıştırlar.sanki abim onlarla tek kelime muhabbet etmiş gibi.abim karşısındakini aşağılar azarlar adam yerine koymaz.ama ailede mühendis olan ve istanbulda okuyan ilk o olduğu için bir nevi tanrıdır.ben allah bir desem sus dinsiz köpek derler.gözlemlediğim akdarı ile abim ,benim var olmama bile katlanamıyor.zaten yıllardır arayıp konuşmam.birde kendini ateist sanan yaşlıca bi akrabamız var.her türlü çürümüş ülke sorunlarını aibmle konuşur,onu aydın sayar.beni ise sadece hacmi olan bi nesne olarak görür.

    bu ramazan bayramında ailecek gidip hoş beş edecektik.ben zaten olacakları biliyorum.ama belimin ağrısı yüzünden önüme eğilerek oturuken abimi göremediği için beni iteleyen amcaya dümdüz küfredince olay koptu.zaten kendisi de küfürbaz birisiydi.kendi sattığından yemiş oldu.

    gelgelelim asıl olaya.mahallede 2-3 tane düğün var.yaz sezonu bilirsiniz.annem eşimi arayıp şu düğüne gelir misin diyor.oda başka yerde tanıdık düğün var ona gideyim diyor ve olay bitiyor.sıkıntı yok.babam bunu öğrendiğinde hem eşimi hem kaynanamı azarlıyor,sanki aldığı ürün kusurlu çıkmış gibi kaynanama kızıyor.evet eşim benimle evli ama hizmetçi olarak anne-babam a ait.kafalarındaki kurgu bu.

    babam işi çığrından çıkardı sokakta kaynanama eşime saydırıyor.tuttum eve soktum.annemi çağırdım.gezmelerde olan paşazadeyi çağırdım.bu arada herkes gelene kadar babam bana olan küfrü etti.eşim annemle o düğüne gitmediği için ,babamın hiç şerefi kalmamış.aile namusu kirlenmiş gibi konuşmalar felan.birde kalkıp "yiyorsa gel döv" demesi.tam bir ergen davranışı.bu arada ben fıtık yüzünden ayakta zor duruyorum.bi de alıp başını gidecekmiş.şimdi ise babam dediklerinin hiç birini hatırlamıyormuş.

    evden kovuldum.toplanıp kendi evime döndüm.kovulan benim trip yiyen gene benim.ertesi gün bakkaldan döndüğümde bacakalrım kilitlendi ve yere yığılıp kaldım.birdaha da kalkamadım.hemen özel hastaneyi arayıp randevu aldım.zira devlet hastanesi 3 ay sonraya mr çekiyor.aynı gün ameliyat oldum.halimi görseniz resmen eğri duruyorum.şimdi allah a şükür yürüyorum.

    dikkat ettiğim bir nokta eşimin kaynanamın ve balldızlarımın önünde bir nevi felç geçirmeme rağmen kıllarını bile kıpırtdatmadılar.ben yerde can çekişiyorum tık yok.hem ameliyat sonrası yattığım hemde grip olduğum zaman yattığım için eşim bana kızdı.daha doğrusu eline geçirse bi kaşık suda boğacak.ve bunu hatırlamıyor.normalde de böyle olanlar var kestirip atmamak lazım.

    bazen intihar edip bu dünyadna kurtulmak istiyorum,bazen dağa taşa vurayım kendimi kaybolayım diyorum ama olmuyor.uzun lafın kısası aşırı korumacı,kendi isteklerini yaptırmak isteyen anne-babaya sahipseniz evlenmeyin.onalrdan ayrı bi hayatınız olmalı yaşayabilmek için.öte yandan eşinizi nasıl tanırsınız bilmiyorum ama aynı çatıya girmeden kimsenin iç yüzü çıkmıyor.ben bile kendime şaşıyorum bazen.yalnız kalırım korkusu ile evlenmeyin.
    Hocam geçmiş olsun. Yanık olayı ne bilmiyorum. :/
    Evlenmissin barklanmissin.
    Sana tavsiyem maddi durumunda el veriyorsa kurtulun anne ve babadan.
    Hatta bunu yapmak zor değil ya. Maddi durum çok iyi olmasa da Bir kaç ay zorlanirsiniz sonra düzen tutuyor.

    Aileler isin içine girince mutlu yuva olmuyor.

    Gene görüşün benim gibi s. Cekmeyin ama kendi aileniz, onlara ne. Yani bu bir ülkenin başka bir ülkeye sürekli mudahele etmesi gibi birsey.

    Bak biz ilk zamanlar, benim kaynana beni istemedi sonra hatunda rest çekti geldi. Gittik ev tuttuk eşyalı falan sonra evlendik. İlk zamanlar kaynana pislik çıkarıyordu, balkon kucuk, bu tabağımi aldın, bu tencereyi mi aldın, bir tane L şeklinde kanepe, iki tane de tek kişilik kanepe vardı evde,onlara bile laf etmişti. burada bulunabilecek en iyi evi bulduk.

    Geçenlerde , hanıma demiş ki , siz ne kadar akıllıca yaptınız, eviniz falan ne kadar güzel demiş. Ama ilk zamanlarda hep pislik yaptı.

    Sen onlardan uzaklaşirsan ilk zamanlar pislik yaparlar amma sonra seni kabul etmek zorunda kalırlar. Etmezlerse de etmesinler.

    Kendi bagimsizligini ilan et. Evliliğinde de mutlu olacaksın.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: M3lank0lik

    Şu net olarak görüşüyor erkek fedakarlıkta ne kadar alttan alır ne kadar durumları kaldırırsa evlilik o kadar yürür çünkü gördüğüm üzere öyle saçma sapan şeyleri bile kadınlar aklına takıyorli normal bir konuşmada tak diye ortaya atıyorlar sonra ne oldu ki bunda ne var dersin kafasını öbür tarafa çevirir yani hem durum saçma kafaya takılmayacak cinsten hemde özür bekliyor haklı olduğunda yani kendinden kaynaklı bir şey olduğunda dahi fatura nasıl oluyorsa sana çıkıyor hormonal dengelerinde ruh hallerinde ayrı konu yerli yersiz abarttıklarıda oluyor sonra pişmanda oluyorlar zaten erkeğe göre kadının hormonal menstrüal döngüler davranışlarına direk yansıyor ha buna dikkat edersen ayrıyetten olur olmaz şeylere karşı yine alttan alırsan yani süresiz itaatte bulunursan ilişki iyi gider erkekte işte bu süresiz itaat durumundan geçiyor evde son söz "tamam karıcığım"oluyor zaten bu nedenle.Erkeğin be kadar itaatkar kendinden taviz verdiğine bağlı kadının biyolojik ve ruhsal değişimi davranışları ike bunun tetiklenmesini nasıl kaldırırsan artık bunu. İçin itaatkar olman lazım zaten partnerinde pişmanlık durumu olursa bunu açıklar hem bu nedenle ortamda tatsızlanmamış olur.Erkeğe çok iş düşüyor.

    Alıntıları Göster
    Aslında bütün sorun kadınları tanımamanızdan kaynaklanıyor. Mesela bu söylediğiniz yanlış. Kadınlar itaat eden erkeği sevmez. Hatta nefret eder. Evet kadınlar yönetmeyi ve son sözü söylemeyi istediklerini söylerler. Fakat asıl istedikleri bunun tam tersidir. Kadınlar yönetilmeyi ve son sözü saygı duyduğu erkeğin söylemesini beklerler, ve bu söz tamam karıcığım değildir, asıl istedikleri budur.
    Hani kadınlar efendi erkek yerine p*ç tercih ederlerya bunun altındada aynı mesele var. Ha bu salaklık mı evet tam bir salaklık. Böyle kızlardan uzak durun. Zeki ve ahlaklı kızlar bu tuzağa düşmez zaten orası ayrı. bilinki bu kızların bu çapsız tiplerin peşinde olmasının nedeni onların çakma maskülen duruşlarıdır. Yani yönetici tipinde olmaları, lafını dinleten karakter imajı çizmeleridir.
    Erkek maskülen yani baskın taraf olmalıdır. Elbette bu baskınlık "kalk la garı yimağımı gedir zumzuğu godummu geberdirim" şeklinde bir baskınlık değil. Bu hödüklüktür, ayılıktır. Erkeğin baskınlığı sağlam bir duruş sergilemesi, güçlü bir karakter olması, mert şerefli bir adam olması, eşine saygı duyması ve aynı şekilde kendisine saygı duydurmasıdır.
    Yoksa sizin dediğiniz gibi erkek tamam karıcığım modundaysa ilk önce bizzat alttan aldığı eşi tarafından adam yerine konmaz.
    Bakın etrafınıza o hanımcılar gerçekte instagramdaki kadar mutlumu... Hiçbiri değil.
    Kesinlikle alttan alan taraf olmayacaksın. Aynı şekilde karşı tarafında alttan almasını beklemeyeceksin.
    Adalet neyi gerektiriyorsa onu yapacaksın.
    Bir zorlanırsın iki zorlanırsın üç zorlanırsın, ama sonunda hayatındaki insan buna alışır. Erkek bu konuda kararlı olmalı.
    Yok karşındaki insan buna uymuyor mu, yol ver gitsin zaten.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: temürrmelik

    Aslında bütün sorun kadınları tanımamanızdan kaynaklanıyor. Mesela bu söylediğiniz yanlış. Kadınlar itaat eden erkeği sevmez. Hatta nefret eder. Evet kadınlar yönetmeyi ve son sözü söylemeyi istediklerini söylerler. Fakat asıl istedikleri bunun tam tersidir. Kadınlar yönetilmeyi ve son sözü saygı duyduğu erkeğin söylemesini beklerler, ve bu söz tamam karıcığım değildir, asıl istedikleri budur.
    Hani kadınlar efendi erkek yerine p*ç tercih ederlerya bunun altındada aynı mesele var. Ha bu salaklık mı evet tam bir salaklık. Böyle kızlardan uzak durun. Zeki ve ahlaklı kızlar bu tuzağa düşmez zaten orası ayrı. bilinki bu kızların bu çapsız tiplerin peşinde olmasının nedeni onların çakma maskülen duruşlarıdır. Yani yönetici tipinde olmaları, lafını dinleten karakter imajı çizmeleridir.
    Erkek maskülen yani baskın taraf olmalıdır. Elbette bu baskınlık "kalk la garı yimağımı gedir zumzuğu godummu geberdirim" şeklinde bir baskınlık değil. Bu hödüklüktür, ayılıktır. Erkeğin baskınlığı sağlam bir duruş sergilemesi, güçlü bir karakter olması, mert şerefli bir adam olması, eşine saygı duyması ve aynı şekilde kendisine saygı duydurmasıdır.
    Yoksa sizin dediğiniz gibi erkek tamam karıcığım modundaysa ilk önce bizzat alttan aldığı eşi tarafından adam yerine konmaz.
    Bakın etrafınıza o hanımcılar gerçekte instagramdaki kadar mutlumu... Hiçbiri değil.
    Kesinlikle alttan alan taraf olmayacaksın. Aynı şekilde karşı tarafında alttan almasını beklemeyeceksin.
    Adalet neyi gerektiriyorsa onu yapacaksın.
    Bir zorlanırsın iki zorlanırsın üç zorlanırsın, ama sonunda hayatındaki insan buna alışır. Erkek bu konuda kararlı olmalı.
    Yok karşındaki insan buna uymuyor mu, yol ver gitsin zaten.

    Alıntıları Göster
    Yok mesele o değil kadınlar karışık kişiliğe sahip bir günü bir gününe uymayan adrenalinle kişilerin peşinden giderler neden mi gerek hormon gerek menstrüal döngüsü gerek tavır ve davranışları ike kadında çok değişen yapıdadırda ondan çoğu kendilerini bile kontrol edemezler bu sebepten ötürü çöpü monotonluğa gelemez yapıları gereği işine geldi mi korumacılık ihtiyacı oldu mu ilgi sonra sıkıldı uzak durmanızı isterler.



    Hatta bu uzak durma faslında yeri geldi mi sizi kendinden soğumuş görüp suçluda görebilirler kadınları tanıyamazsınız çünkü kadın kendini bilmezlik sen tanıyasın kadını en iyi kadın bilir çünkü kadının bireysel hormonal içgüdüsel olaylarını bunların tavırlarına davranışlarına yansıması ve bunu katlanabileceğim düzeyde nasıl çare bulacağını en iyi onu yaşayan diğer başka bir kadın bilir.



    Erkek bilemez kadında erkeğin durumunu anlamaz mesela neden sapık gibi düşünüyor neden sorunu devamlı cinsellik neden hiç olağan şeylerden hobilerden bahsetmiyorsa iş hep o noktaya kayıyor işte bu uyuşmazlık ihtiyaçlar kadının ve erkeğin fizyolojik yapısı yeri gelince insanı yeri gelince ise insanın hayvani içgüdüleri nasıl bedenini esir alıyor ve bu hal davranış hatta ağzından çıkan laflara yansıyor yeri gelince şiddete dönüyor sıkıntı bu.



    İşte erkek kadını kadın erkeği anlayamaz sadece katlanır katlanma sabır sınırı nete ise o birileri hiç çekmez birilerinin ise sabır eşliği yüksektir kişiden kişiye değişir itaatkarlık bu noktada devrete giriyor yaşantı olaylar ihtiyaçlar görüyorsunuz şuan kadına olan iştahlık çok bu ülkede o yüzden en yüzüne bakılmaz kadın bile süper egoya sahip ve bu anlamsız kendini beğenmişlikle bu prenses gibi büyüyen yeni nesil zorluk çekmemek ve sorumlulukta istemediği için erkekten eski nesile nazaran çok şey bellemekte hayat müşterek ama durum kadın adına aşırı pozitif günümüzde kadının az erkeğin çok ve kadının beklentilerinin çok kadının ise monotonluğu kaldıracak durumuda yoksa iş yürümez.



    İtaatkarlık ise günümüzde şart meriçlik kavramı ve bu hanımcılık denen kadınımın kölesiyim formu boşa çıkmadı bahsettiğim durum bu kadınlar çekmiyor artık sudan sebeplerle tartışmaya düştüğün partnerin sen alttan almaz haklı bile olsan durumu kabullenmeden seni yüzüstü bırakabilir kimse kimseyi çekmek istemiyor ha bunda ülke durumu görüşlerin payıda çok büyük.

    Alttan alma durumu olmazsa bu ilişkine yansır karşında asık bir surat yürümeyen ilişki anlamsız günler ve yeri gelince boş bir yatak bulursun ancak bunu yaşayan çok ondan dedim.

    Lafla hiçbir kadına söz geçiremezsin şiddetlerde çözümlenmez şeref onurada bakmaz hiçbir kadın karakter duruş herşey kadın için laftadır ancak bu değişkenler kadınların ruhsal durumuna göre değişkenlik gösterir yeri gelince şakacı yeri gelince sürpriz yapan adrenalinli devamlı merak içerisinde hobileri olan yüzme dans veya değişik sanatsal aktiviteler geziler fotoğraf gibi durumlar ve daga bir çok şey eğer sıkıcı monoton ve aynı zamanda baskın olmaya çalışan bir tip kursanız kimse sizi çekmez.

    Karşınızda güler yüz değil dediğim gibi asık ekşi surat görürsünüz bu hem normal hemde cinsel hayatınıza yansır ve bu sebepten ötürü gözünüz dışarıda kayabilir yok öyle şey demeyin yaşanmışlık var duyduğum şeylerin sonu ve dizinde duyduğumuz şeylerin sonu hep böyle.

    < Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 573574575576577
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.