< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > |
|
_____________________________
|

< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > |
|
_____________________________
|
|
Çok saçmalayanlardanmışsın. Yalan, algı dolu gene. Yapay zeka olarak kumruyu mu kullanıyorsun? |
|
Türkiye’de ilk toplu iğne fabrikası, 1950 yılında Sümerbank tarafından açıldı. Bu fabrika, Kırıkkale’de kuruldu ve Türkiye’de iğne üretiminin ithalata bağımlılığını azaltmak amacıyla hayata geçirildi. O dönemde toplu iğne, dikiş iğnesi ve benzeri küçük ama stratejik metal ürünlerin tamamı yurtdışından geliyordu. Sümerbank’ın bu girişimi, “her şeyi yerli üretelim” anlayışının bir parçasıydı. Ancak ilginç bir detay: Toplu iğne üretimi sanıldığından çok daha hassas bir iştir — çelik telin homojenliği, ucu sivriltme açısı, nikel kaplama kalınlığı gibi mikron düzeyinde hassasiyet ister. Bu yüzden Türkiye’de ilk yıllarda üretilen iğneler kalite açısından Avrupa’daki muadillerine göre zayıftı ama zamanla iyileşti. Bu küçük fabrika, Türkiye’de “metal eşya sanayii”nin gelişmesine öncülük eden sembolik bir adımdı. |
|
soru şu 600 yıllık Osmanlı devletinden cumhuriyete miras kalan kaç tane fabrika var? Cumhuriyet ilan edildiğinde (1923’te), Osmanlı’dan devralınan fabrika sayısı toplamda 50 civarındaydı. Bunların önemli bir kısmı düşük kapasiteli, yarı el üretimine dayalı ve teknolojik olarak geri kalmış durumdaydı. Yani “modern anlamda fabrika” diyebileceğimiz tesis sayısı 10 ila 15 arasındaydı. Bu fabrikaların çoğu şu alanlardaydı:
Yani Osmanlı’dan devralınan sanayi altyapısı neredeyse sıfır noktasındaydı. Bu yüzden Cumhuriyet yönetimi, özellikle 1930’lardan itibaren “devletçilik” politikasıyla sıfırdan onlarca fabrika kurdu. Mesela Sümerbank, Etibank, SEKA, Karabük Demir Çelik gibi kurumlar o dönemin ürünüdür — Osmanlı mirası değil, Cumhuriyet’in sanayi devrimidir. |
|
Bak sen AKP'nin şu yaptığına. Neler neler de bilirmiş koçum. Ben Sakaryalıyım ve İstanbul'da ikamet ediyorum. Haydarpaşa Garı'ndan kalkan bir Ada Ekspresi vardı. Su dan ucuzdu. İlk zamanlarında Haydarpaşa - Adapazarı arasında gidiyordu. Sonra Pendik - Adapazarı oldu mesafe kısaldı ücret zamlandı. Sonra Gebze - Adapazarı oldu mesafe kısaldı ücret yine zamlandı. Sor bakalım ağababalarına. Haydarpaşa Garı ve Limanı'nı kime peşkeş çekmişler. Git bak sor öğren sonra gel burada APO dayını da översin. |
|
hocam kanıtlı troll için kendini fazla yıpratıyorsun, he de geç benim de aklıma sizin söyledikleriniz geldi. her şey özelleştirilirken "devletin elinde fabrika mı olur, hepsini özelleştireceğiz" diyorlardı. hayır tam kapitalizme ya da tam sosyalizme geçilse yine anlaşılır da, şimdiki yönetim sadece işine gelenleri uyguluyor işine geldiğinde sosyalistten sosyalist, işine geldiğinde kapitalistten kapitalist. araba krizi varken bayilerin mal yok çekip fiyat yükseltmesine, galericilerin arabaları stoklamalarına son raddeye kadar ses etmeyip "serbest piyasa gardaş işine gelirse" tarzı tam kapitalist takınmaları göz ardı ederken, ev kiralarına %25 artış sınırı koyup bildiğin sosyalizm uygulayıp piyasayı hepten bozdular. karar verelim artık kapitalist ve serbest piyasacı mıyız yoksa devletin her fiyatı ağır regüle ettiği sosyalist miyiz. siyasal islamcı mantığına göre işine geleni yapıştır geç nasıl olsa seçiyorlar tarzı var. aynı saçmalık "devlet-özel iş birliği hibrit" vıy vıy diyenler. bu da işlerine gelince baktılar şirket zarar eder, bir kişi gereksiz yükselir vs. hemen "yahu napalım özel şirket karışamayız" diyip sıyrılıyorlar. ama devlet teşviklerini, yönetici atama stilleri, yöneticilerin birden fazla maaş almasına gelince iş bir anda "devletimizin yüz akı şirketleri mi karalıyorsunuz" diye yaygara kopartıyorlar, şirket iyi bir anlaşma yapıp kar ederken bir anda devlet şirketi oluveriyor. tabii 1 sene içinde yıllardır yırtındıkları "terörö terörö" diye sayıkladıkları kişileri şimdi "halkların kardeşliği, kurucu önder" diye övenlerden çok fazla omurga bekliyoruz. siyasal islamda görüş ve duruş yok, eskiden dedikleri "dava" muhabbeti de yok. davaları hedeflerine göre işlerine ne gelirse ulaşana kadar bir yancı bulmak, işleri bitince de baktılar ayak bağı oluyor hain ilan etmek. |
|
akpnin sattığı fabrikaları falan yazacaktım ama senin bu hesabı şu anda kim kullandığını bilmem lazım önce. Az saçmalayanlardan biri mi yoksa çok saçmalayanlardan biri mi? |
|
Türkiye’de ilk toplu iğne fabrikası, 1950 yılında Sümerbank tarafından açıldı. Bu fabrika, Kırıkkale’de kuruldu ve Türkiye’de iğne üretiminin ithalata bağımlılığını azaltmak amacıyla hayata geçirildi. O dönemde toplu iğne, dikiş iğnesi ve benzeri küçük ama stratejik metal ürünlerin tamamı yurtdışından geliyordu. Sümerbank’ın bu girişimi, “her şeyi yerli üretelim” anlayışının bir parçasıydı. Ancak ilginç bir detay: Toplu iğne üretimi sanıldığından çok daha hassas bir iştir — çelik telin homojenliği, ucu sivriltme açısı, nikel kaplama kalınlığı gibi mikron düzeyinde hassasiyet ister. Bu yüzden Türkiye’de ilk yıllarda üretilen iğneler kalite açısından Avrupa’daki muadillerine göre zayıftı ama zamanla iyileşti. Bu küçük fabrika, Türkiye’de “metal eşya sanayii”nin gelişmesine öncülük eden sembolik bir adımdı. |
|
_____________________________
''Başkaları aç gözlü olduğunda kork ve geride dur.
Başkaları korktuğunda aç gözlü ol.'' Warren Buffet |
|
soru şu 600 yıllık Osmanlı devletinden cumhuriyete miras kalan kaç tane fabrika var? Cumhuriyet ilan edildiğinde (1923’te), Osmanlı’dan devralınan fabrika sayısı toplamda 50 civarındaydı. Bunların önemli bir kısmı düşük kapasiteli, yarı el üretimine dayalı ve teknolojik olarak geri kalmış durumdaydı. Yani “modern anlamda fabrika” diyebileceğimiz tesis sayısı 10 ila 15 arasındaydı. Bu fabrikaların çoğu şu alanlardaydı:
Yani Osmanlı’dan devralınan sanayi altyapısı neredeyse sıfır noktasındaydı. Bu yüzden Cumhuriyet yönetimi, özellikle 1930’lardan itibaren “devletçilik” politikasıyla sıfırdan onlarca fabrika kurdu. Mesela Sümerbank, Etibank, SEKA, Karabük Demir Çelik gibi kurumlar o dönemin ürünüdür — Osmanlı mirası değil, Cumhuriyet’in sanayi devrimidir. |
|
_____________________________
''Başkaları aç gözlü olduğunda kork ve geride dur.
Başkaları korktuğunda aç gözlü ol.'' Warren Buffet |
|
Asıl mesele, o fabrikaların kurulmasıyla bitmiyor; asıl soru, o sanayi mirasına daha sonra kimlerin sahip çıkmadığıdır. Tek parti döneminin ve ardından gelen istikrarsız koalisyon hükümetlerinin vizyonsuzluğu, o kıymetli atılımları adeta bir enkaza çevirdi. O tesisler ya çağın gerisinde bırakıldı, ya verimsiz yönetimlerle çürütüldü ya da küresel dayatmalarla bir bir kapatıldı. Işte cumhurbaşkanımızın iğne bile üretemiyorduk tespiti, devralınan türkiye'nin acı bir fotoğrafıdır; 70 yıllık ihmalin ve beceriksizliğin özetidir. Işin en komik tarafı ise sahip çıkmadığınız miras üzerinden bugün laf atmaya kalkmanız. Gerçekten trajikomik bir durum. |
|
_____________________________
|
|
akpnin sattığı fabrikaları falan yazacaktım ama senin bu hesabı şu anda kim kullandığını bilmem lazım önce. Az saçmalayanlardan biri mi yoksa çok saçmalayanlardan biri mi? |
|
_____________________________
Yok imza mimza
|
|
özelleştirme ile kapatma arasındaki farkı yok sayarak siyaset ürettiğinizi sanıyorsunuz. özelleştirme, bir fabrikanın kapısına kilit vurmaz; tam aksine, milletin sırtındaki kambur haline gelmiş, teknoloji fukarası kit'leri küresel rekabete karşı ekonomiye kazandırıp yaşatmaya çalışır. Ak parti bu küresel oyunun kuralını türkiye'nin lehine işleterek oradan doğan kaynakla da savunma sanayiini, togg'u, altayı ve nice dev altyapı hamlelerini finanse etti. Kapatmaları temsil eden sisiniz. Nuri demirağ'ın uçak fabrikası özelleştirme değildi, düpedüz yok edildi. üstelik siz bu milli potansiyeli, dünyada özelleştirme rüzgârları esmezken, tam tersine devletçiliğin esas olduğu bir dönemde boğdunuz; bu eyleminiz ekonomik bir zorunluluktan kaynaklanmıyordu, tamamen ideolojik bir körlüktü. Ak parti ise küresel rekabetin acımasız kurallarının geçerli olduğu bir çağda gelip türkiye'nin önünü açtı. Ey yavrum ey ,bu yüzden o bayat fabrika sattınız hikayelerini kendine sakla. |
|
_____________________________
|
|
Çok saçmalayanlardanmışsın. Yalan, algı dolu gene. Yapay zeka olarak kumruyu mu kullanıyorsun? |
|
_____________________________
Yok imza mimza
|
|
Al bak, ✅ 1. “Özelleştirme = kapatmamak” iddiasına karşı en güçlü örnek: Özelleştirme sonrası KAPANAN fabrikalar Kişi “özelleştirme kapatma değildir” diyor. Ama Türkiye’de birçok fabrika özelleştirildikten sonra kapandı veya üretimi durdurdu. Bu, argümanını doğrudan çürüten somut örnektir. 🔹 Somut Örnekler (Bunlar yaygın olarak bilinen, kamuoyunda tartışılmış örneklerdir.) • SEKA Kocaeli: Özelleştirme değil, “verimsiz” denerek kapatıldı ve arsası satıldı. • Şeker Fabrikalarının Bir Bölümü: Özelleştirildikten sonra bir kısmı üretimi durdurdu, çalışanlar işsiz kaldı. Yani özelleştirme = kapatmamak iddiası çöktü. • Sümerbank tekstil fabrikalarının büyük bölümü: Birçoğu özelleştirme sonrası faaliyet dışı kaldı. Özelleştirme → üretim devamı sağlanmadı. Bu örneklerde özelleştirme kapatmanın alternatifi olmadı; tam tersi kapanmanın sebebi oldu. ➡️ Böylece kişinin temel varsayımı doğrudan çürümüş olur. ⸻ ✅ 2. “KİT’ler milletin sırtındaki kamburdu” iddiasına karşı tarihsel karşı örnek Bazı KİT’ler gerçekten zarar ediyordu; ama aynı dönemde kar eden ve stratejik olan KİT’ler de vardı. 🔹 Örneğin: • TEKEL: Devlet işletirken kar ediyordu; özelleştirme sonrası piyasa yabancı şirketlere geçti. • Tüpraş: Özelleştirme öncesi de ciddi kar eden bir kamu kuruluşuydu. “Sırtındaki kambur” ifadesi doğru değildi. ➡️ Yani tüm KİT’leri “zararlı, teknoloji fukarası, kambur” diye genellemek gerçek dışı bir iddia. ⸻ ✅ 3. “AK Parti bu kaynaklarla savunma sanayi yaptı” iddiasına karşı tutarlılık sorgulaması Basit bir mantık sorabilirsiniz: “Eğer özelleştirme ekonomiyi canlandırmak için bu kadar gerekli ve başarılı bir stratejiyse, neden AK Parti son 10 yıldır özelleştirme neredeyse durma noktasına geldi?” 2003–2013 arası çok hızlı özelleştirme yapılırken, 2014’ten sonra dramatik şekilde azaldı. Neden? • Çünkü özelleştirilecek büyük KİT kalmadı. • Ve özelleştirmelerin bir kısmının beklenen ekonomik faydayı yaratmadığı açıkça görüldü. Bu da “özelleştirme başarıyla ülkeyi büyüttü” argümanını zayıflatır. ⸻ ✅ 4. “Nuri Demirağ fabrikası devletçilik yüzünden yok edildi” iddiasının hatalı çerçevesi Kişi konuyu “AK Parti vs. CHP” diye çerçeveliyor ama tarih 1930’lar–1940’lar dönemi. Savaş öncesi–sonrası dünya bambaşkaydı. O dönemin gerçekleri: • Türkiye’nin sivil havacılık pazarı yoktu. • Uçak üretme teknolojisi global olarak askeri devlet kontrolündeydi. • ABD, İngiltere, Almanya gibi ülkeler bile özel girişimci yerine devlet destekli modellerle üretim yapıyordu. Yani: ➡️ O yıllarda girişimin başarısız olması ideolojik körlükten değil, pazar olmamasından, savaş koşullarından ve teknoloji/sermaye yetersizliğinden kaynaklanıyordu. Bu söylediğinizde karşı tarafın argümanı temelsiz kalır. ⸻ ✅ 5. Kişinin metnindeki en zayıf nokta: “Küresel rekabet acımasızlığı” argümanı kendisiyle çelişiyor Kişi diyor ki: “AK Parti küresel rekabetin acımasız olduğu bir çağda özelleştirdi.” Ama bugün savunma sanayii, Togg, Altay gibi örneklerin hepsi devlet destekli projeler. Bu çok güçlü bir çelişki örneğidir: ❗ Eğer devlet üretimi kötü ise… O zaman TOGG, TUSAŞ, Roketsan nasıl başarılı? ❗ Eğer özelleştirme “iyi üretim” sağlıyorsa… Neden AK Parti savunma sanayi projelerini özel sektöre satmadı? Bu çelişki kişinin bütün söylemini çökertebilir. ⸻ ✅ 6. Genel strateji: “Tüm KİT’leri aynı kefeye koyamazsın” Bu cümle çok etkili olur: “Ekonomide özelleştirme/kapatma ayrımı teorik değildir, pratik sonuçlarla ölçülür. Özelleştirilen bazı fabrikalar kapandı, bazıları yaşadı; bazı kamu kuruluşları zarar etti, bazıları kar etti. Her şeyi tek sebebe bağlamak, ekonomi değil ideolojidir.” Seni, senin silahınla vuralım. hadi ilerde oyna. < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
_____________________________
radyoterapi-radyasyon güvenliği soruları cevaplanır.
|
|
çok şükür 2005 yılında ithalatına başlanılınca ülkede toplu iğne bulunur oldu. |
|
_____________________________
lg 55sj800v, mutand hd51, x96 max+ 4/64, vu+ solo, yamaha rx-v361, sony xb6 hoparlörleri, jbl e25, klipsch rsx-4, pioneer sw 110s, dark cinemania, sony mhc rx110av.
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
_____________________________
Gigabyte 990FXA-UD3 | Asus 560 Ti DirectCU II | AMD Phenom 955 BE | Thermalright Ultra 120 Rev. C Soğutucu | Gskill Ripjaws 1600 MHz 2x4gb CL 9 DDR 3 | HEC Cougar 700Watt PSU | Dark Knight Kasa | AOC V22+ Monitör
|
|
Gpt önüne ne dökdüyse kopyalamışsın, çünkü bu kadar temel bir ekonomi ilkesini ıskalayan bir mantığı ancak bir makine kurabilirdi. Senin o listendeki en büyük komedi, serbest piyasanın en temel, en ilkel kuralını unutmuş olması: Risk. özelleştirme bir işletmeye sonsuz yaşam vaadi sunan sihirli bir değnek hiç olmadı. özelleştirme, milletin sırtına yük olan, hantallaşmış bir yapıyı alıp rekabetin acımasız arenasına salmaktır; o arenada bazıları ayakta kalır, bazıları ise rekabet edemez ve yıkılır. Devletin görevi, zarar eden her işletmenin başında bir bebek bakıcısı gibi beklemek değildir. Senin o yapay zekâdan devşirme aklının kurduğu madem özelleştirme iyi, togg neden devlet destekli? çelişkisi ise tam bir vizyonsuzluk örneği. Işte iktidarla aranızdaki fark bu. Sizin kafanızdaki devlet, 1970'lerde kalmış, fabrikatör devlet. Türkiye yüzyılı'ndaki devletin rolü ise evrimleşmiştir; devlet artık stratejik bir akla sahiptir. özel sektörün tek başına girmeye cesaret edemeyeceği yüksek teknolojiye, savunma sanayiine, geleceğin otomobiline öncülük eder, yol açar, destek olur. Bu bir çelişki sunmaz, bu akıllı devletin tanımıdır. Sen yapay zekâya yazdırmaya devam etsende türkiye bu yeni devlet vizyonuyla geleceğe taşınıyor. Nuri Demirağ hadisesini de sermaye yetersizliği gibi temelsiz bahanelerle açıklamaya kalkışmayın çünkü o proje bizzat kendi öz kaynaklarıyla yürüttüğü, tamamen yerli bir atılımdı. Mesele para pul meselesi hiç olmadı; asıl mesele, kendi milli dehasına sahip çıkacağına Marshall Planı’nın paketlerine sığınan o teslimiyetçi zihniyetin işine gelmesiydi. Bu tür milli davalar, kefenini giyerek yola çıkan, milletine güvenen bir iradeyle olur; her başı sıkıştığında sözde gardaşlarından medet uman, dışarıya el açan bir anlayışla bunları hayata geçiremezsiniz. İşte milletin 25 yıldır bu iktidara neden kesintisiz destek verdiğinin sırrı da tam bu tarih şuurunda yatmaktadır; çünkü onlar, nasıl bir enkazdan geldigimizi, sizin o milli üretimden kopuk, dışa bağımlı zihniyetinizin ülkeyi ne hale getirdiğinizi unutmadılar. |
|
_____________________________
|
|
Hepsini geçtik; "sizin o milli üretimden kopuk, dışa bağımlı zihniyetinizin ülkeyi ne hale getirdiğinizi unutmadılar." Demişsin, özelleştirme adı altında yandaşa peşkeş çekilen tüm kurumlar, bahsettiğin dönemde yapıldı! heyy heyyy kankan Aİ bak ne diyor. Cümle cümle açıklıyor. ✅ 1. CÜMLE – “Özelleştirme işletmeyi kapatmaz; bazıları ayakta kalır bazıları yıkılır. Devlet bebek bakıcısı değildir.” Bu cümlede iki iddia var: 1. Özelleştirme kapatma değildir. 2. Ayakta kalamayanın ölmesi normaldir (yani özelleştirme → yaşatma çabası). ✅ BUNA KARŞI UYGUN ÖRNEK: SEKA KAPATILMASI • SEKA özelleştirilmedi, doğrudan kapatıldı. • Yani iddiası “özelleştirme kapatma değildir” → yanlış. • Devlet “rekabete salmadı”, işletmeyi öldürdü. Bu örnek, onun iddiasını doğrudan hedef alan en güçlü örnektir. ⸻ ✅ 2. CÜMLE – “Özelleştirme rekabetin arenasıdır; özel sektör girer ama bazıları yıkılır.” Buradaki iddia: • Özelleştirme sonrası kapanmalar doğal çünkü rekabet var. • Rekabet → verimlilik sağlar (ima olarak). ✅ BUNA KARŞI UYGUN ÖRNEKLER: ŞEKER FABRİKALARI + TEKEL Bu örnekler rekabetin değil çöküşün geldiğini gösterir: 🔹 Şeker Fabrikaları (Bor, Uşak, Muş) → özelleştirme sonrası kapanma/durma • Rekabet yok, tersine üretim çöktü. 🔹 TEKEL → özelleştirme sonrası 12 fabrika KAPANDI • Rekabetle büyümesi gerekirken fiilen tasfiye edildi. Bu örnekler onun savunduğu “özelleştirme rekabet ve canlılık getirir” iddiasının tam karşıtını gösteriyor. ⸻ ✅ 3. CÜMLE – “TOGG neden devlet destekli? Bu çelişki değil akıllı devlettir.” Kişi burada şöyle diyor: • Devlet artık özel sektörün yapamadığı stratejik alanlara giriyor. • Bu çelişki değil, evrimleşmiş devlet rolü. ✅ BUNA KARŞI UYGUN ÖRNEKLER: TUSAŞ, ASELSAN, ROKETSAN, TÜPRAŞ (kar eden KİT’ler) Bu örnekler neyi kanıtlıyor? • Devletin stratejik işletme yürütmesinin 1970’lerin kafası değil, bugünün normali olduğunu. • Devlet işletmeleri = otomatik olarak “hantal/zarar eden” değildir. ➡️ Bu örnekler onun çerçevesini mantık açısından çelişkili hale getirir: “Devlet hantal, ama stratejik şeyleri devlet yapıyor.” → Bu, kendi içinde çelişkidir. Ama daha da önemlisi, bu örnekler tartışmanın tonunu bozmadan devlet işletmeciliğinin günümüz dünyasında da işlediğini gösterir. ⸻ ✅ 4. CÜMLE – “Nuri Demirağ para sorunu değildi; devlet ideolojik körlükle yok etti.” Bu cümlede iki iddia var: 1. Sorun sermaye değildi. 2. Sorun devletin “teslimiyetçi zihniyetiydi”. ✅ BUNA KARŞI UYGUN KARŞI ARGÜMAN (örnek değil ama tarihsel düzeltme): • 1930–1940’ların SİVİL havacılık pazarı yoktu. • ABD, İngiltere, Almanya bile özel sektör değil devlet destekli havacılıkla ilerliyordu. • Demirağ’ın en büyük müşterisi devlet olmalıydı, ama devlet bile alım garantisi veremiyordu (savaş dönemi kısıtları, bütçe yokluğu). ➡️ Bu tarihsel gerçek, onun iddiasını gerçeklikle ilişkisiz hale getirir. ⸻ ✅ 5. CÜMLE – “Siz milli üretimden kopuk dışa bağımlı zihniyetle enkaz bıraktınız.” Bu cümle tamamen siyasi retorik, somut veri yok. ✅ BUNA KARŞI UYGUN ÖRNEK: Sümerbank’ın, TEKEL’in, Et Balık’ın özelleştirmeyle yok olması Bu örnekler şunu gösterir: • “Milli üretimden kopukluk” devletçilik yüzünden değil, özelleştirmeler sonrası üretimin bitmesi yüzünden oldu < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
_____________________________
radyoterapi-radyasyon güvenliği soruları cevaplanır.
|
|
tabii ya, hatta ağaçlarda ve mağralarda yaşıyorduk...yersen... |
|
_____________________________
“Ey millet! İyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti, şeyhler, dervişler, müritler, mensuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat medeniyet (uygarlık) tarikatıdır. Uygarlığın emir ve isteklerini yapmak, insan olmak için yeterlidir...”
(Atatürk, 30 Ağustos 1925) |
|
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Sizi 25 yıl geriye götürmek istiyorum. Ülkemizde bir toplu iğne üretemiyorduk" sözlerine İYİ Parti lideri Müsavat Dervişoğlu'ndan yanıt geldi. Dervişoğlu, "Biri Cumhurbaşkanı Erdoğan'a söylesin, Türkiye'nin ilk toplu iğne fabrikası 1951'de kuruldu." dedi Şu linkte ise erdoğanın yine buna benzer diğer vukuatları sıralanmış |
|
_____________________________
|
|
Bunu yiyen o kadar çok keko var ki, aklın hayalin şaşar. Zaten bu herife bunu söyletmek için konuşma yazılarını hazırlayan danışmanlarının da hedef kitlesi işte bu cahil cühela keko tayfası kesim. Bunları kandırıp ağızlarındaki, şey pardon ellerindeki oyu almak çocuk oyuncağı |
|
_____________________________
|
Senin o yapay zekâya yazdırdığın, en temel ekonomi kavramından ne kadar uzak olduğunu kanıtlıyor, zira risk kavramını sormayı akıl edememişsin. özelleştirme, bir işletmeyi pamuklara sarıp ona ömür boyu yaşam garantisi sunmaz; tam aksine, onu devletin korumacı kollarından alıp piyasanın rekabetçi ve risk dolu sularına bırakır. Bu arenada birinin ayakta kalması, diğerinin ise batması, bir anormallik sunmaz; bu, sistemin sağlıklı işlediğinin, yani risk mekanizmasının çalıştığının en somut göstergesidir. Senin yapay zekân, bu dinamik süreci, bu risk denklemini anlayamadığı için, sana sadece iki sonuçlu, siyah-beyaz bir fotoğraf sunabilmiş: Ya yaşar ya ölür. Oysa benim anlattığım, bir işletmenin kaderi hiç olmadı; benim anlattığım, türkiye ekonomisinin prangalarından kurtulup risk alabilen, rekabet edebilen, dinamik bir yapıya kavuşmasının hikayesidir. Bana saçma sapan, saptırılmış bir mantıkla gelmeden önce git o makineye şu soruyu bir sor bakalım: Kimsenin malı olmayan, ay sonu maaşını alan bir bürokratın yönettiği bir işletme mi daha verimlidir, yoksa bütün servetini, geleceğini, o işe yatırmış, gece yatağında kâr-zarar hesabıyla uyuyamayan bir girişimci mi? Iyidir demiyorum bak o ayrı bir konu ama kapitalist gerçeklik bu. Işte senin ve o ezberci zihniyetinin asla kavrayamadığı veya görmezden geldiği temel gerçek bu. |
|
_____________________________
|
Senin o her şeyi bildiğini sanan yapay zekânın, daha yakın tarihi bile bilmekten aciz olduğu bu somut gerçekle nasıl rezil olduğunu görmek gerçekten ibretlik. Bana gelip doğrudan kapatıldı yalanını sunuyorsun, oysa SEKA 1998 yılında, özelleştirme kapsamına alinip anonim şirkete dönüştürüldü. Yani o teknoloji fakiri, zarar eden ve çevre düşmanı yapı çoktan gözden çıkarilmış, tasfiye yoluna sokulmuştu; AK Parti iktidara geldiğinde ise önünde başlattılan bu sürecin enkazını buldu. Adamlar yıllarca ertelenen, işçi direnişleriyle oyalanan o kaçınılmaz ve acı reçeteyi uygulama iradesini gösterdi. Sorunu yaratıp yillarca kangren haline getiren kimdi? Akp o kangren olmuş uzvu kesip atma sorumluluğunu üstlendi sadece. |
|
_____________________________
|
< Bu ileti iOS uygulamasından atıldı > |
|
_____________________________
Ölmek mi istiyorsun? Git o zaman at kendini denize. 5 saniye sonra hayatta kalmak için çırpındığını fark edeceksin. Sen kendini öldürmek istemiyorsun sen içindeki bir şeyleri öldürmek istiyorsun.
Morgan Freeman |
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
_____________________________
radyoterapi-radyasyon güvenliği soruları cevaplanır.
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
_____________________________
|