Şimdi Ara

En Son İzlediğiniz Film ve Yorumlarınız (4875. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
9 Misafir - 9 Masaüstü
5 sn
100.693
Cevap
615
Favori
4.050.804
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
46 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 48734874487548764877
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Dances with Wolves (1990)

     En Son İzlediğiniz Film ve Yorumlarınız

    https://www.imdb.com/title/tt0099348/

    4 saatlik epik bir film. Kızılderilerinin hayatına objektif bir bakış. Belgeseler tadında doğanın keyfini çıkarın.

    9/10

    Y tu mamá también (2001)

     En Son İzlediğiniz Film ve Yorumlarınız

    https://www.imdb.com/title/tt0245574/

    Ben bunu hep gay filmi diye erteleyip duruyordum ama alakası yokmuş. Oldukça sade ve doğal harika bir film. Replikler o kadar doğal ki klişelerden bunalınca ilaç gibi geliyor. Görüntülere ve kamera açılarına da hayran kaldım görüntü yönetmeni kim diye baktım Lubezki imiş başka yoruma gerek yok.

    9/10

    IMDB çalışıyor diye seviniyorduk ne güzel mobilde gözükmüyor...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Sen Aydınlatırsın Geceyi -- 3 Şubat 2019; 5:20:50 >




  • Yeri burası mı bilmiyorum ama Hateful Eight gibi Murder on the Orient Express gibi Wind River gibi teması-çevresi-manzarası kış olan izlenebilir kalitede film önerebilecek var mı ?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Antikaruh -- 3 Şubat 2019; 6:30:8 >
  • https://m.imdb.com/title/tt0080678/?ref=m_nv_sr_1

    İnsana şükür namazı kıldıracak bir film. Empatiyi sonuna kadar yaşıyorsunuz. Çok da iyi bir dönem filmi aslında. 8.5/10

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Antikaruh

    Yeri burası mı bilmiyorum ama Hateful Eight gibi Murder on the Orient Express gibi Wind River gibi teması-çevresi-manzarası kış olan izlenebilir kalitede film önerebilecek var mı ?
    Shooter, kış uykusu, king of devil's island



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi CristalMeth -- 3 Şubat 2019; 14:59:56 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bohemian Rhapsody (2018)

     En Son İzlediğiniz Film ve Yorumlarınız
    https://www.imdb.com/title/tt1727824/

    --

    benim notum 8/10. Filmde o kadar bir şey yok aslında ama Rami Malek'in oyunculuğu takdir edilesi.




  •  En Son İzlediğiniz Film ve Yorumlarınız

    Öncelikle film, çekildiği tarih açısından oldukça deneysel bir filmdir. Görüntünün kesintisiz olması, tek mekanda geçmesi, 75 dakikalık olayın 75 dakikada anlatılması, felsefik alt metni vb. İle oldukça başarılı bir film olmuş.
    8/10

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Easy Ice

    Bohemian Rhapsody:7/10

    Bu film 7 verebilmen için yaşın bu filmin konusuna yetmedigi içindir. Şu film efsane. Muazzam.
    Normalde hic kimsenin yazdigina yorum yapmam ama 7 lik film demek haksızlık olmuş.
    Filmin konusuna yaşımın yetmediği ile ne kast ediyorsun bilmiyorum ancak Queen'i severim.
    Benim filmden beklentim daha fazlaydı.
  • le trou, https://www.imdb.com/title/tt0054407/

    Aynı koğuşta kalan dört mahkumun hapishaneden kaçma eylemlerini konu alan film. Bu dörtlüye sonradan bir kişi daha katılıyor ancak yeni mahkuma güven pek kolay sağlanmıyor. Hapishane, esaret, tek alanda geçen film konseptini seviyorsanız öneririm fakat kapalı alan korkunuz varsa bir kez daha düşünün derim keza koğuş dedim ama bildiğin hücreden hiçbir farkı olmayan bir yerde film çekilmiş ki o daracık dört duvar arasında sıkışıp kalma hissiyatını iliklerinize kadar hissediyorsunuz. Nedense ne Alcatraz'dan Kaçış'ta ne de Esaretin Bedeli'nde (papillon'u bu ikilinin dışında tutuyorum) mahkum psikolojisine bürünememiş karakterlerle empati kuramamıştım, le trou'da ise mahkumların içinde bulunduğu çaresizliği, bir şeylerden vazgeçmişliği, sindirilmiş olmayı veya tüm bunlara rağmen kaçıp yeniden başlama isteğini anlayabiliyorsunuz, nedense eski yapımlar daha samimi geliyor




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Öner

    quote:

    Orijinalden alıntı: vector x-31

    Salyut-7 (2017) 10 /8.5 Rusların arızalanan salyut 7 uzay istasyonu için 1985 yılında geniş kapsamlı bir kurtarma görevini anlatan müthiş bir film olmuş...



    Hocam bu film sinemada mi internette mi?
    Nereden izlediniz acaba?

    Alıntıları Göster
    Kusura bakma yeni farkettim ben genelde internetten izliyorum fimleri




  • Climax (2018) 10 / 8.5 Yönetmen Gaspar Noé fazla söze gerek yok..

     En Son İzlediğiniz Film ve Yorumlarınız


  • Wind River (2017)

    Açıkçası pek detaylı veya arka planı geniş bir senaryo beklentisi içinde olmamama rağmen o konuda cidden de çok yüzeysel kalmış. Soğuğu, karı kısıtlı mekanlarda o hissi yer yer verecek şekilde yansıtmayı başarsa da yetersiz senaryoyu örtmek için yeterli olmuyor. Oyunculuklar yeterli, diyaloglar kısa, verilmek istenen mesaj net. Gece zihninizi fazla meşgul etmeden, rahatlatıcı bir film izlemek istiyorsunuz ideal.

    7/10




    Upgrade (2018)

    Geleceği gerçekçi bir bakış açısıyla ele almayı başaran sayılı filmlerden biri, aksiyon ve bilim-kurguyu iyi şekilde harmanlayarak heyecanı film boyunca üst düzeyde devam ettirdi. Biraz da Ex-machina'yı anımsattı bana. Göreceli düşük bütçesini de göz önünde bulundurarak;

    8/10




    Searching (2018)

    Ne sıra dışı bir senaryosu ne de yüksek bir bütçesi var fakat çekim tekniği ile beni içine çekmeyi başardı.

    8/10




  • quote:

    Orijinalden alıntı: vector x-31

    Climax (2018) 10 / 8.5 Yönetmen Gaspar Noé fazla söze gerek yok..

    katılıyorum fazla söze gerek yok berbat bir film,gerilim korku adına hiçbirşey yok filmde,ilk başlardaki dans sahneleri dışında bomboş muhabbetlerle dolu maalesef




  • vector x-31 kullanıcısına yanıt
    izlemedim ama favorilerime ekledim
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nicomedia66

    katılıyorum fazla söze gerek yok berbat bir film,gerilim korku adına hiçbirşey yok filmde,ilk başlardaki dans sahneleri dışında bomboş muhabbetlerle dolu maalesef

    Alıntıları Göster
    Çatapat filmlerine alışınca bu tarz filmler ağır geliyor sanırım algılamada sıkıntı oluyor...
  •  En Son İzlediğiniz Film ve Yorumlarınız


    Hayatımıza ve duygularımıza dokunan herşey güzeldir; tıpkı sıcak ve güzel filmler gibi. Bazen bir film insanın gözünde sanat eserine dönüşüverir. Odanız veya sinema salonu sizin için sahneye bakan bir yuvadır. Bir tiyatro sahnesi hayal edin; kapıdan içeri giriyorsunuz, bir oyun oynanacak. İnsanlar bu oyunlar da yüzyıllardır acılarını, aşklarını, sevinçlerini, hırslarını, kıskançlıklarını resmettiler. İşte sinema sanatı dediğimiz şey de böyle bir şey. Bunu günümüzde en iyi yapan yerli yönetmenlerden Zeki Demirkubuz sanırım en iyi örnek olacaktır. Kafkavari bir hava barındıran yönetmen, filmlerinde yalnızlığı, mutsuz ilişkileri, kıskançlığı betimler. Intouchables'de bu sanatın en büyük örneklerinden biri. Kalbimizin ve bedenimizin sonsuz bir döngü içerisinde kaybolduğu şu soğuk kış günlerinde birazcıkta olsun içimizi ısıtacak ve hayata dair umut dolu bakmamızı sağlayacak bu samimi filme aşık oldum desem yeridir. Yamaç paraşütü kazası sonrası felç kalan ve bakıcı olarak işe aldığı bir adamla dostluğunu anlatan, gerçek bir hikayeden alıntı bu leziz filmin vizyona girdiği tarihten itibaren Imdb Top 250'de olduğunu hatırlatayım. Sakin, durağan ve bir o kadar normal bir filmin nasıl olur da "dostluk" kavramı ekseninde bu kadar konu anlatım bütünlüğü olur anlam veremiyorum. Gerçekten film o kadar sade ki, bunu filmi izlerken her sahnede anlayacaksınız. Her şey olması gerektiği gibi sıradan ve abartısız ilerliyor ama bir sekans bile duygusuz değil. Her sahnenin içi dolu ve yüzünüzü gülümsetmeyi başarıyor. Uzun zaman sonra her sahnesinde yüzümün güldüğü ve ekşidiği başka bir film olmamıştı. Fransız filmlerine olan önyargımın Xavier Dolan ile yavaş yavaş kaybolması ile başlayan Fransız sineması merakım bu Intouchables gibi filmleri izleyince bir nevi bağımlılığa döndü diyebilirim. Bir ay içerisinde ki 5. fransız filmi bu ve benim için yüksek bir rakam diyebilirim. Üstelik bu film Fransız filmi olmasına rağmen erotik ve pornografik tek bir sahne bile yok.

    Omar Sy'nin canlandırdığı Driss karakterinin samimiyeti eminim her izleyende bir dost reaksiyonu yaratmıştır. Her sahnede yüz kaslarımın oynadığını farkettim bir zaman sonra.. Burjuva ve serseri hayat tarzlarının eleştirel bir düzeyde anlatılması, ilgi çekici bir senaryonun yalın bir şekilde abartısız ve eğlenceli anlatılması, diyalogların evrensel boyutlara ulaşması, eleştirel yaklaşımlar ve oyunculuklar.. Hepsi filmin mutlaka izlenmesi gerektiğine çıkıyor diyebilirim. Dozunda ritüeller, abartsız aile klişesi sahneleri, dramadan komediye evrilen bir anlatım barındırıyor. François Cluzet gibi bir sanatçı ile tanışmamı sağlayan filmde, oyunculukların da bir o kadar samimi olması beni etkiledi. Mimikler, ses tonları o kadar muazzam ekrana transfer edilmişti, her sahne de etkilenmemek elde değil. Farklı hayatlara sahip iki insanın, birbirlerinin hayatlarına kendi bakış açılarıyla dokunuşları da çok önemli. Filmin soundtracklerini Ludovico Einaudi yapmış ve filmin etkileyiciğine maximum seviyede katkı sağlamış. Elbette ki filmin bu kadar etkileyici olmasının en önemli sebebi konunun buna çok müsait olması. Konunun işlenişi ise gerçekten harika. Ben film de yer yer bir Forrest Gump etkiside gördüm desem yeridir.


    Zengin ama felçli bir adamın ona hem arkadaş hem bakıcı olması için yapılan seçmelerde sadece devletten aldığı işsizlik maaşının devamını sağlaması için kağıt imzalatmak için bulunan Driss'in sıcak ve içten konuşmalarıyla dikkatimizi çektiğini görüyoruz filmin başlarında. Philippe'in sıradanlıktan uzak bu adamın ilgisini çekmesi dolayısıyla, Driss yeni bakıcı oluverir bir anda. Philippe sıkıcı ve bir o kadar rutin hayatında karşısında Driss'i görünce içinde yeniden özgüven ve yaşama isteği doğduğunu farkeder. Driss'in esprileri o kadar sıcak ki, her espride yüz kaslarımın içten içe gerildiğini fark ettim. Philippe'in tutkularına, isteklerine ve hayallerine dair yeni umutlar yeşertmeyi başaran Driss, filmin en önemli noktalarında mutlaka kurguya dahil oluyor. Aslında hikayenin gidişatını çözsekte, Driss'in Philippe ile ayrılık sahnesinde ve geri dönme sekansında kesinlikle birşeyler eksikti. Philippe, Driss gittiğinden sonra ki girdiği bunalım eminim izleyenler tarafından en etkileyici sahnelerden biri olmuştur. Driss geri döndükten sonra Philippe'in traş sahnesi mutlaka hafızamda kalacaktır.


    Birine duyduğumuz aşk, sevgi kavramları ekseni içerisinde bir dostluğu drametize etmiş bu filmin aslında mutluluğu başkalarında aramamamız gerektiğini izleyiciye döve döve anlatmış. Ama herkesin bir gün vazgeçilecek olması ama bununda elbette bireylerin kendi ellerinde olduğu, ayrılıklarında bir gün elbet kapıyı çalacağı, aşkın ve sevginin birer hormonaller olduğu, saygının her daim bitmeyen bir şey olduğu, üzüntünün ve sevincin dostluğun ve sevginin içinde olduğu, insanların birbiri ile mutlu olabilmesinin doğal seleksiyonlarla mümkün olabileceği ve her insanın şansla da olsa başkalarında mutlu olabilme ihtimalinin olduğu... Bu filmin aslında ana hikayesinde yatan şeyin aşk olduğuna inanıyorum. Philippe'in mektuplaştığı kadın aslında hayatlarımızda söylemekten çekindiğimiz bazı şeylerin temelini oluşturuyor. O kadın aslında hepimizin sevmekten korktuğu kadındır. İzleyici bu filmde asla o kadınla bütünleşmez çünkü hayatımızda bizi mutlu eden anlar bizi biz yapan şeylerdir. Kim mutlu iken kötü şeyleri aklına getirir ki? Anılar, iyi de olsa kötü de olsa akla geldiğinde hep mutsuz eder bizi. Driss, son sahne de yine arkadaşının mutluluğu için gitmekten çekinmez, bu sefer ilk gittiği gibi değil onu mutlu bir insan haline getirip gitmeyi tercih eder. Bireyin yaşam serüveni ve zaman algısı içerisinde mutluluğa yönelme eğilimi tesis etmeyen, kendi varoluşsal özelliklerinin, bir başka bireyin algı alanında tezahür ettiğinde nasıl öbürünü mutluluğa yöneltip onun mutluluğuna yolda beraber olarak katılabildiğinin çizgileriyle dolu bir film. Hayatın bu sıkıcı sıradanlığından, baskıcı mekanlardan, sistemin dayattığı çıkarcılıktan bir kez kurtulup birbirimizi sevelim. Sevginin içindeki samimiyet, herkesi bu özentilikten, taklitten ve sıkılıcıktan kurtaran pragmatik bir kavram.

    9/10




  • quote:

    Orijinalden alıntı: vector x-31

    Çatapat filmlerine alışınca bu tarz filmler ağır geliyor sanırım algılamada sıkıntı oluyor...

    Alıntıları Göster
    aynen aynen o dediğinden,agır geliyor demişsin benim bomboş dediğim filme,kime agır geldiği belli :)

    Mulholland Drive izle de gör bakalım agır film neymiş nasıl oluyormuş



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nicomedia66 -- 6 Şubat 2019; 13:12:58 >
  • xxSpecter kullanıcısına yanıt
    Hocam bu filmi ilk kez mi izlediniz?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Overlord (2018) 10 / 7 2. Dünya Savaşı’nın cereyan ettiği dönemde geçen hikayede, Normandiya çıkartması için müttefik güçlerle

    birlikte birkaç Amerikalı paraşütçünün yaşanan garip olaylar karşısında hayatta kalma mücadelesini izliyoruz...

     En Son İzlediğiniz Film ve Yorumlarınız
  •  En Son İzlediğiniz Film ve Yorumlarınız
    Escape Room

    Zibilyon kere işlenmiş bir konuyu oldukça sıradan bir şekilde işleyen, sıkmadan izlenebilen vasat gerilim yapımı. Sinemada izleyecek gerilim filmi arıyorsanız tercih edilebilir. 6/10

     En Son İzlediğiniz Film ve Yorumlarınız
    Gone Girl

    Kurgusu her ne kadar muhteşem olsa da senaryo ve karakterlerin derinliği "çok" iyi değil. Rosamund Pike devleşmiş filmde. Yönetmen de Fincher olunca ister istemez beklenti yüksek oluyor, ki, film zaten bekleneni karşılıyor.
    Bu arada filmin başlarında
    Amy'nin kocası Nick hakkındaki "haklı" sayılabilecek paranoyasının
    yerini, filmin sonunda
    Nick'in Amy hakkındaki "çok daha haklı" paranoyasının
    alması ironikti. Gizem severlere şiddetle tavsiye. 8/10




  • Bu konudan bana neden bildirim geliyor?

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 48734874487548764877
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.