Şimdi Ara

En son hangi kitabı okudunuz? (479. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
9.711
Cevap
93
Favori
358.463
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 477478479480481
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  •  En son hangi kitabı okudunuz?



    Bu ikinci okuyuşum. İşgal İstanbul'unu anlatıyor. Tavsiye ederim. Kurtuluş Savaşı sırasında dahi İstanbul'un karmaşık bir şehir olduğunu gösteren bir eser. Yalnız dünya edebiyatı için favorim değil, keza Türk edebiyatı için de favorim değil.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-4A681DC35 -- 22 Temmuz 2021; 23:26:53 >
  • Temmuz ayını kapatıyorum.

     En son hangi kitabı okudunuz?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Övünmek gibi olmasın ama kendi kitabımı okudum  En son hangi kitabı okudunuz?  (Gizem - Gerilim) türündeki romanımı özellikle türe ilgisi olan arkadaşlarıma tavsiye ederim herkese iyi okumalar.


  • Yüzüklerin Efendisi Tek cilt versiyonu

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  •  En son hangi kitabı okudunuz?
  •  En son hangi kitabı okudunuz?

    John Verdon.Yanılmıyorsam 6.kitabı ve de son kitabı an itibariyle.Yazar yine döktürmüş.Polisiye severnlerin mutlaka okuması gereken bir eser.Bu adam hep yazsa dediğim yazarlardan.Kitabın bittiğine üzüldüm,boşluktayım resmen.10/10

  •  En son hangi kitabı okudunuz?

    Az önce bitirdim. Çok güzel tavsiye ederim

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Lev grossman - Büyücüler



     En son hangi kitabı okudunuz?


    Harry potter + Narnia günlükleri + Argo + Cinsellik + Amerikan kolej gençliği = Büyücüler


    Sıkıcı değil fantastik sevenler değerlendirebilir, 3 kitaplık bir seri

  • Zülfü Livaneli serenad

    < Bu ileti iOS uygulamasından atıldı >
  •  En son hangi kitabı okudunuz?



    ağustos ayı okumam bitti.

  •  En son hangi kitabı okudunuz?

    Bir günde su gibi aktı gitti.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • dikistutmazsabri kullanıcısına yanıt

    Bu kitabın mahiyeti esprilerle dolu diyorlar. Siz ne diyorsunuz?

  • Ferhan Şensoy'un anlatımına ve esprilerine aşina iseniz bunu da sevebilirsiniz diye düşünüyorum. Ben okurken çok eğlendim.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • dikistutmazsabri kullanıcısına yanıt

    Kitap sitelerinde bulamıyorum.

  • 20 yıl önce okuduğum Harry Potter ve Azkaban Tutsağı'nı okudum İngilizce olarak. Sonra bir de filmini izledim tekrar.

    İlk 2 filmde de kitaptaki bazı önemli detaylar atlanmış, bazı olayların da sırası değiştirilmiş ya da tek sahnede birleştirilmişti. Ama 3. film tam bir skandalmış. Kitabın özünü, seriye dair çok önemli detayları kesmiş atmış yönetmen. İlk 2 filmde bazı olayların sırası değiştirilmiş diyordum ya, 3. filmde kitapla uygun tek bir sahne bile yok neredeyse. Baştan aşağı her şey sıfırdan yapılmış, muhteşem detaylar biçilmiş. Kitabı okurken kadın ilmek gibi nasıl işlemiş, nasıl hazırlamış her şeyi diyorsun, filmi izliyorsun tek kelimeyle berbat.

  • Amazonda mevcut.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • dikistutmazsabri kullanıcısına yanıt

    Hatırlattığınız için teşekkür ediyorum. Az önce sipariş verdim.

  • O

     En son hangi kitabı okudunuz?


    Okunabilir ama mutlaka okuyun diyemem.Ortalama bir aksiyona sahip. 10/6

  • Stefan Zweig'in Santranç adlı eseri uzun zamandır okunmayı bekleyen kitaplardandı. Bana kalırsa incecik ve bir günde rahat bir şekilde bitebilecek nitelikte bir eser. İçerik olarak beklentimi büyük olasılıkla karşıladı. Yazarın sürgün yaşamından esintilerle kitabını oluşturması da okurken ayrıca ilgimi çekti. Betimlemeler çok iyiydi, özellikle Dr. B.'nin anlatımını okurken bir bakıma o hücre evi hayatını siz de yaşamaya başlıyorsunuz.


    Bence kitabın vermek istediği mesaj Nazi rejiminden etkilenen insanların psikolojisi, davranışlarındaki ikircik tutumuydu. İşte yazar tam bu noktada santrancı kullanmayı çok iyi başarmış. Oyunu oynarken planlanan yeni hamleler oyunun makul sonucun değiştirebilme gücüne ne kadar sahipse insanların da kendi elinde olmayan ama vermek zorunda oldukları pek çok kararı ilerideki hayatlarını etkileyebilmekte, bu duruma mecbur bırakan ise kitaba göre Nasyonel Sosyalizm adı altındaki etkilerdir hiç şüphesiz.

  •  En son hangi kitabı okudunuz?




    inceleme kitabın önsözünde mevcut.



    Akademik hayatım boyunca, gerek yazdığım kitaplarla gerek bilimsel toplantılardaki sunumlarımla gerek çıktığım televizyon ve radyo programlarıyla görüşlerimi ifade etmeye ve paylaşmaya çalıştım. Bu süreçte ortaya çıkan yazı ve konuşmalarımın içinden birçok sözü (aforizmayı) sosyal medyada veya başka ortamlarda ya ben ya da başkaları paylaştı. Bu paylaşım sürecinde, aforizmalarıma ilgi duyan ve onlar üzerine tartışan bir kitlenin oluştuğunu fark ettim. Karşılaştığım birçok kişi, ya ifade ettiğim bir cümleyi gündeme getirerek ne demek istediğimi sorguluyordu veya o cümle üzerinden yorumlara girişiyordu ya da o cümlenin kendisini etkilediğini söylüyordu. Bu konudaki gözlemlerim sonucunda aforizmalarımı bir kitapta toplayarak okuyucularıma sunmaya karar verdim. Hesabı verilemeyen süslü söz boş bir retoriktir. Fikirlerini temellendirmeye çalışan, iddialarının hesabını veren bir felsefeci olmaya çalıştım. Kanaatime göre, bir kişinin içini dolduramayacağı özlü sözler (aforizmalar) ifade etmesi, bu kişi açısından ciddi bir eksikliktir. Bu kitapta aktardığım aforizmalarımla ortaya attığım görüşlerimi kitaplarımda, konferanslarımda, televizyon ve radyo programlarımda temellendirmeye çalıştım ve savundum. Bir aforizmayı söyleyen kişi, ancak o sözün altını doldurabilecekse, onu söylemesi yerinde olacaktır. Tabiatı gereği kısa özlü söz olan aforizmalar, ifade ettikleri fikirle ilgili sorgulamalara cevap verecek uzunlukta değillerdir. Böylesi bir sorgulamayı arzu edenlerin ve aforizmalarımla ne demek istediğimi detaylıca anlamak isteyenlerin, öncelikle bu aforizmalarımla ilgili kitaplarımı okumalarını sonra bu aforizmaların konularıyla ilgili açıklamalarımın yer aldığı konuşmalarımı dinlemelerini tavsiye ederim. Önerileriyle ve eleştirileriyle bu kitabın ortaya çıkmasına katkıda bulunan birçok dostum oldu. Bunların arasında (alfabetik sırayla) Emre Dorman, Enis Tokgöz, Furkan Özçelik, Merve Balbay, Taha Ayfer, Yiğit Yavuz Aydoğan ve özellikle her aşamasındaki katkısıyla İsmail Özcan var; hepsine minnettarım. Siz değerli okurlarıma da ilginizden dolayı şükran duyuyorum ve yorum, eleştiri ve tavsiyelerinizi www.canertaslaman.com adresi üzerinden iletmenizi rica ediyorum.



    ////////////

    Allah, eserinin muhteşemliği için hiçbir masraftan kaçınmayan sanatçı gibidir; o yüzdendir ki milyonlarca canlı, milyarlarca yıldız vardır.


    /////////////////

    Uydu dalgalarının birçok yere nüfuz etmesini aklı alanların, Allah’ın her şeye nüfuz etmesini akıllarının almamasını

    akıl alır mı?

    /////////////////

    Birbirlerine indirgenemeyecek, farklı ve çok temel arzularımızın hepsinin aynı şekilde Allah’ın varlığını gerektirmesinin en iyi açıklaması, bunların insana Allah tarafından yerleştirilmiş olduğudur.

    /////////////////

    Bu kadar büyük bir acizlik içerisinde milyarlarca yıl geçmişteki ve milyarlarca kilometre ötedeki süreçleri keşfedebilmemizi “mutlu bir tesadüfe” bağlamak hiç de tatmin edici bir açıklama olarak görünmemektedir.

    /////////////////////

    Neden doğa yasaları, evrende gözlenen tasarımları ve tüm

    çeşitliliği ile canlıların oluşumunu olanaklı kılacak şekildedir?

    ///////////////////

    Evrenin tümü doğa yasalarına göre işler ama evrenin bütününün açıklaması doğa yasalarını aşkındır.

    ///////////////////

    Her şey mekanik parçacıklardan oluşuyorsa gayesel insan bilinci nasıl ortaya çıkmıştır?

    /////////////////

    Hiçbir emek sarf etmeden, bu evrendeki en muhteşem unsurlar olan bilinç ve benliğe sahip olmamız, tefekkürü en çok

    hak eden olgulardan değil midir?

    ///////////////////////

    Allah’ın niyetlerinin ve hikmetlerinin birçoğunu anlayamama sebeplerimizden biri sadece ince bir zaman dilimini gözlememiz ve Allah’ın yaratışlarının tümüne vakıf olamamamızdır.

    ////////////////////////////

    Evrenin başlangıcında milyarlarca derece sıcaklıkta saçılan

    parçacıkları hayalen düşünen ve bunu yaparken müzik dinleyerek güzel bir manzaraya bakan ve çayını yudumlayan kişi; dinlediği parçanın, seyrettiği manzaranın ve içtiği çayın, evrenin

    başlangıç potansiyelinde mevcut ve hazırlanmış olduğunu düşününce, evrende var olan bu potansiyelin tesadüfen olmadığını sezecektir.

    //////////////////////

    İnsana kendini beğendirme arzusu, kendisini Allah’a be-

    ğendirmesi için verilmiştir. Başkaları beğenmez kaygısıyla

    Allah’tan uzak durmak nasıl bir çelişkidir!

    //////////////////////

    Hayatın bomboş olduğu yanılgısından, her yerin Allah ile

    dopdolu olduğunu anlayınca kurtuluruz.

    ///////////////////////

    Hayatın bomboş olduğu yanılgısından, her yerin Allah ile

    dopdolu olduğunu anlayınca kurtuluruz. 

    ///////////////////////


    Allah’la bağlantısız her şey tüketilir; tüketilen her şey ise

    sıkıcıdır.

    ////////////////

    Allah’a düşman olanlar, başkalarını da Allah’ın yokluğuna

    inandırınca Allah’ı yok edeceklerini sanırlar.

    /////////////////////////

    Ancak Allah varsa anlam, doğru, iyi ve güzel vardır; Allah’ı

    reddeden için bunlar sadece halüsinasyonlardır.

    ///////////////////////////////


    Dua, Allah’a bilmediğini ifade etmek değil, kendimizin ne

    olduğunu ortaya koymaktır.

    /////////////////////////////////////



    Allah’ın bağışlamasını uman bizler, iş bağışlamaya gelince

    ne kadar da cimriyiz!

    /////////////////////////////////

    Mutluluklar Allah’a yürütür, acılar Allah’a koşturur.

    ///////////////////


    Cehaletimizle değil, artan bilgimizle Allah’ın bilgisine ve

    gücüne tanıklık ederiz.

    /////////////////////////////


    Allah’ın hikmeti açısından mümkün olan farklı alternatifler arasından hangisini seçmesinin daha uygun olduğunu bilemediğimiz durumlarda, Allah’ın bunlardan hangisini gerçekleştirdiği ile ilgili sorulara “Bilemiyoruz” demek hem tutarlılık

    hem de teoloji açısından en uygunu olacaktır.

    ///////////////////////////


    İmanın sahiciliği sevdiğin şeylerden vazgeçmen gerekti-

    ğinde ortaya çıkar

    //////////////////////////



    Sağlam bir dini anlayışın gelişebilmesi için hem duyguların hem de aklın güçlenmesi gerekir.

    /////////////////////////


    Kuran’ın ya en büyük gerçek ya da en büyük yalan olduğunu

    dinsizler bile kabul etmek zorundadır; o asla sıradan olamaz.

    ////////////////////

    Kuran öyle bir zihin inşa eder ki gözümüz ve zihnimizle

    algıladığımız her varlıkta Allah’ın varlığıyla ilgili delilleri hisseder, görür, takdir eder, şükrederiz.

    ////////////////////////


    Kuran, Allah’tan olduğu için insan-üstüdür; ancak dili,

    harfleri ve cümleleri ile insanlar içindir.

    /////////////////////////

    Dinin temel sırrı imtihandır; imtihan ancak irade varsa,

    irade ancak kötülük varsa anlamlıdır.

    ////////////////////////


    Kuran, uyutan bir melodi ve hafifçe esen bir meltem değildir; o, canlandıran bir şarkı ve batılı söküp atan bir kasırgadır.

    ////////////////////////



    Mallarla, yakınlarla, canla imtihan edileceğimiz Kuran’da

    bildirildi. Neden her imtihanda kancaya takılmış balık gibi

    çırpınıyorsun?

    ///////////////////////////////////



    Gelenekçilik eskiyi gerçekle, modernizm ise yeniyi gerçekle

    karıştırma yanlışına sürüklemektedir. Bu iki beladan kurtulmada Müslümanların mihengi Kuran’dır.

    //////////////////////////////////


    İslam zayıf olmayı değil, zayıfın durumunun düzeltilmesini kutsar.

    /////////////////////////

    Suya karşı arzumuz, suyun var olması gerektiğini gösterir

    ama susuzluktan ölmeme garantisi vermez. Aynı şekilde en derinden gelen arzularımız, Allah’ın gönderdiği dinin var olması

    gerektiğini gösterir ama bu dine herkesin inanacağının garantisini vermez. Ayrıca doğal arzularımızdan olan susamayı tatmin eden suların, ağır metallerle insanlar tarafından kirletilme

    olasılığı olduğu gibi, özgür irade sahibi insanların, Allah’ın

    gönderdiği dini kirletme ve tahrif etme olasılığı da mevcuttur.v

    ////////////////////////////

    Akıl üzerinde düşünen kişi, salt aklıyla “Nereden geliyoruz?” ve “Nereye gideceğiz?” gibi en temel sorulara cevap bulamayacağını fakat aklı aşan bu sorulara cevap vermesi mümkün

    olan, Yaratıcısının cevaplarını içeren bir sistem (din) aracılı-

    ğıyla bu sorulara cevap bulabileceğini de anlar.

    ////////////////////

    İslam yaratılış, dünya, imtihan, ahiret bağlantısını kurarak

    resmin tümünü görmemizi ve yaratılışın bu çerçevede “anlamlı”

    ve “güzel” olduğunu kavramamızı; karşımızdakinin gürültü

    değil müzik, saçılmış boyalar değil resim olduğunu anlamamızı sağlar. Bazılarına göre İslam’ın bakışı; gürültüyü müzik,

    saçılmış boyaları ise resim sanan bir saflık, bir romantizmdir.

    İslam’a göre, müziği gürültü, resmi rastgele saçılmış boyalar sanmak, güzelliğin ihtişam ve coşkusunu algılayamamak; kalplerin katılaşması, kulakların sağırlaşması, gözlerin körleşmesidir

    ///////////////////////

    İçinde bulunduğumuz dönemin seküler düzeni, hazcı sunumundaki görkeme karşın yüzeyseldir ve insan fıtratının en

    derin çığlıklarına cevap veremez.

    /////////////////////////

    Zaman hazzın düşmanı, acının dostudur.

    /////////////////////

    Artan bilgimiz gücümüzü gösterir ama aynı zamanda acizliğimizi haykırır.

    /////////////////////////////

    Evrendeki muazzam ihtişamla beraber hayatın orantısız kı-

    salığı, sadece bu dünya için yaratılmadığımızı ve ahiretin var

    olduğunu desteklemektedir.

    //////////////////////////

    Salt bilimle evrenin duyulmayan sesini duyarız, bilim-din

    birlikteliğiyle ise muhteşem bir müziği dinleriz.

    //////////////////////

    Bilgimizdeki eksikliklerle değil, artan bilgimizle Allah’ın

    sanatına tanıklık ederiz.

    ////////////////////

    Çöp bilgilerin etrafı sardığı günümüzde felsefenin en önemli

    vazifelerinden biri çöpçülüktür.

    //////////////////////////////

    Temel soru atomu nasıl gördüğümüz değil, görmenin nasıl var olduğudur.

    //////////////////////////


    Maddenin özü itme-çekme ve dalga-parçacıktır. Peki “iyi”

    ve “güzel” neredendir?

    ////////////////////////////


    Materyalist-ateist varlık anlayışında, evreni aşkın hiçbir

    varlık olmadığından, bilinçsiz madde parçacıklarından oluşan

    evrenin bağlayıcı ahlak yasaları empoze etmesi düşünülemez.

    ////////////////

    Sorumluluk ancak iradenin varlığıyla anlamlıdır. İradesi

    olmayan bir insanın yaptıklarıyla tepeden yuvarlanan bir kaya

    arasında ne fark kalır? Tepeden yuvarlanan bir kayayı sorumlu

    tutmak ne kadar anlamsızsa iradesiz insanı sorumlu tutmak da

    o kadar anlamsızdır.

    /////////////////////

    Bir Müslümanın evrende ve canlılar dünyasında bilimin

    açıklayamadığı boşluklar bulmayı “din” adına arzu etmesi için

    bir sebep yoktur. Elbette bilimin açıklayamadıkları vardır ama

    bilimin açıklayamadığı alanlar olması, bunun “din” adına arzu

    edilmesini gerektirmez.

    ////////////////////////////////

    Yanlışa düşmekten korumada araç olan şüphecilikle, kendisi hedef olan kutsanmış şüpheciliği ayırt etmek gerekir. Birincisinin gayesi gerçeğe ulaşmak, ikincisinin gayesiyse postmodern safsatacılıktır.

    ///////////////////////////

    “Bu evrenin anlamı nedir?”, “Hayatın anlamı nedir?”, “İyi

    ve kötünün rasyonel temeli nedir?” ve “Güzel kavramı izafi

    midir?” gibi soruların cevabı bilimin sınırlarını aşmaktadır.

    ////////////////////////////////

    Ateist-evrimci görüşe göre akıl, doğruyu bulmak için değil

    hayatta kalmak için oluşmuştur. Dolayısıyla bu görüşün sahipleri, kendi akıl yürütmelerine güvenecek bir zemin bulamayarak kendi kendilerini çürütürler.

    /////////////////////////

    Şeytanın en değerli askeri değerlere sahip olmayan alimdir.

    /////////////////////////

    Bir şeyi isimlendirmenin o şeyi açıklamak olduğu yanılgısına düşenler var!

    ////////////////////////

    En büyük putların çoğu bırakılamayan alışkanlıklardır.

    ///////////////////////


    Medya eğlendirirken manipüle etmekte ve endoktrinasyona sebep olmakta, eğlenen kişiler ise farkında olmadan de-

    ğişmeye devam etmekteler.

    ///////////////////


    Ekranların çay içilip çekirdek çıtlatılırken inşa ettiği zihinler, içinde olunan yavanlığı, anlamsızlığı ve yüzeyselliği nasıl fark edecekler?

    /////////////////////////////

    Gerçek aydın, çağının rüzgarlarının sürüklediği bir yaprak

    olmak yerine kınamalara aldırmadan kendi çağının yol açtığı

    karanlıkları aydınlatan kişi olmalıdır.

  • 
Sayfa: önceki 477478479480481
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.