Bildirim
En son hangi kitabı okudunuz? (459. sayfa)
Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
Giriş
Mesaj
-
-
-
3.5 sene önce bu kitapla başlamıştım salt eğlence vaadeden kitaplardan çok klasikleri ve düşünsel yanı ağır basan kitapları okumaya. Çok sevmiştim ve hala da favorilerimden. Kitabın ilk bölümü dediğiniz gibi ağır ama altı çizilecek birçok cümle var. Arada açar ve okurum hala.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Kuşçubaşı Eşref (İsmail Bilgin)
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Bu kitabı ben hiç sevemedim. Verdiği mesajlar o kadar altı boş, eğreti, çocuğa nasihat eder gibi ki... Kitaplarda yaş kriterim yoktur çocuk kitaplarını da severek okurum ancak bu kitabın şimdiye kadar okuduğum kitaplar arasında en abartılmış kitap olduğunu söyleyebilirim.quote:
Orijinalden alıntı: Heyea
Kitabin arka kapaginda "Simyacı'yı okumak, herkes daha uykudayken şafak vakti uyanıp güneşin doğuşunu izlemeye benziyor." yaziyor. Gercekten de oyle. Bir cobanin seruvenine tanik oluyor, onunla birlikte yolculuk yapiyoruz. Bu yolculuk sirasinda da cok guzel dersler almis oluyoruz. Kitapta alintilanmaya deger, anlam yuklu o kadar cok cumle var ki. Paragraflarla anlatabileceginiz bir duyguyu bazen tek bir cumle ile hissedebiliyorsunuz. Ceviri cok başarılı, akis mukemmel. Kitabin vermek istedigi mesaj dışında farkli seyler de cikarabilirsiniz kendinizce. Cunku buna musaade ediyor kitap. Cok cok begendim.
Olumsuz elestirim de var. Kitap gercekten "yakisikli" diyebilecegimiz bir kitap, kapagi, icerisindeki turuncu renkli sayfalar vs. Ancak sayfalarin cogunlugunda alt ve ust taraflarda gereksiz bosluk birakilmis, bazi sayfalarda bir iki paragraf var gerisi bombos. Bu bos sayfalar degerlendirilse kitap bi 20 sayfa falan kisalirdi muhtemelen.
Yine de 10 üzerinden 10 puani hak eden bir kitap. Farkli yaslarda izlendiginde farkli etkiler birakan kult filmler vardir, bu kitapta da bu durum soz konusu. Bundan bir 10 sene sonra tekrar okuduğumda cok daha farklı anlamlar cikaririm sanirim.
Biraz fazla ağır konuştum kitabın ilk yarısını nispeten daha az nasihat verme kaygısı güttüğünden midir nedir beğenmiştim. Sonra sayfaları çevirdikçe verilmek istenen mesajlarda ve panteizm reklamında boğuldum.
Aslında önce aynı yazarın Veronika Ölmek İstiyor kitabını okumak istiyordum fakat elime önce bu kitap geçti. Bu kitaptan sonra çekinip listemin epey gerilerine attım Veronika'yı. Bir aradan sonra okurum artık.
Ne diyebilirim ki sevene, beğenene de saygım sonsuz gerçekten zevkler ve renkler tartışılmıyor.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Bazen kitaptaki bir cümle bile okuyucuya çok farklı şeyler hissettirebiliyor. Simyacı bu etkiyi yarattı bende diyebilirim. Genel olarak beğenilen kitaplardan ancak dediğiniz gibi zevkler ve renkler tartışılmıyor.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Kürk mantolu Madonna kitabını okuyan var mı ?
Yarin 20.00 da okuyanların bilgisini ölçen online sınav olacak , girmek isteyen varsa giriş kodunu vereyim.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
-
Bu kitabı dün bitirdim. Gerçekten Atatürk'ün tavsiye ettiği kadar var. İnsan sorguluyor. Söylediği her şey o kadar doğru ki. Bu kitabın bence 2-3 ayda bir okunması lazım. Unutmamak lazım. Çok büyük bir kitap.quote:
Orijinalden alıntı: Heyea
Nasihat niteliğinde bir kitap. Kendilerine "suom" ve ülkeleri Finlandiya'ya da "suomi" diyen Finlerin bataklıktan nasıl kurtulduklarını anlatıyor bir nevi. Ülke kalkınmasının nasıl ve ne şekilde olabileceğini öğütler vererek anlatıyor. Eleştiri yoluyla yanlışları yüzümüze vuruyor, olması gerekeni bize öğretmeye çalışıyor. Atatürk'ün okullarda, kışlalarda okutulmasını istediği bir kitap olma özelliğini taşıyor aynı zamanda.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Kışlalarda diş temizliğinin yanısıra dil temizliğine de önem verildiği, askerlerin küfürlü ve argo konuşmayı bıraktığı kısmı okuyunca ne kadar küfürlü konuştuğumu farkettim. O günden beri dikkat ediyorum dil temizliğime. Gerçekten aralıklarla okunması gereken bir kitap.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Veronika en sevdiğim kitaplar arasındadır. Kesinlikle önyargısız okumanı tavsiye ederim. -
Köylü ile şehirli arasındaki farkları gözümüze çarpan, dönemin siyasi durumunu da ekleyerek bizi o köydeki bir haneye sokan bir kitap. Kendi köyümde şahit olduğum bir olaymış gibi okudum kitabı. O derece içine çekti beni. Karakter tasvirleri, duygu durum betimlemeleri muhteşemdi. Anadolu'da köylerde hala bu tarz şeylerin yaşandığını/yaşanabileceğini farkediyorsunuz. Çocukluğunda köyde bir süre de olsa yaşamış birisi bu romanda kendisinden parçalar bulacaktır eminim.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
-
-
-
Zweig'ın öykülerinden biri daha. Yine etkileyici ve okuması kolay, akıcı bir öykü. Amok koşucusu ismi ve şapkalı kadın kapağıyla oldukça garip geliyor insana. Bir koşucuyla kadını bağdaştıramıyorsunuz önce, sonradan zaten amok koşucusunun bir hasta olduğunu öğreniyorsunuz. Amok dedikleri şey, insanın delirmiş bir durumda koşması. Sadece koşmak ve önüne çıkan her engeli geçmek. Buna sebep olan tropikal bir hastalık. Kudurmuş bir köpek gibi sadece koşan bu insanlar amok koşucusu olarak bilinirlermiş, ya kendileri ağızlarından köpükler çıkarak yığılıp ölürlermiş ya da birisi silahı çekip vururmuş. Kitabı okuyunca bu hastalık ile öyküyü çok güzel ilişkilendirebiliyorsunuz. Yolculukta, tramvayda, otobüste, metroda çok rahat okunup bir çırpıda bitirilebilecek bir kitap.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
-
Cesur Yeni Dünya - Aldous Huxley
< Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı > -
Kitabı az önce bitirdim. Stephen King hayranları kusura bakmasın ama bu kitap ve filmi nasıl kült olmuş anlam veremedim. Bariz spoiler yok ama okumamışlar okumasın bence.
Kitap zevkle okunuyor, orada sıkıntı yok. Anlatımı gayet güzel ve akıcı, karakter gelişimleri de gayet iyi. Ancaaaak...
Tüm kitap boyunca olayların zirve noktasına, asıl olaylarına gelmesini bekledim ama oralara gelince de aslında kitabın gelişme bölümünün daha zevkli olduğunu farkettim. Ee takdir edersiniz ki genelde bu gibi kitaplarda final bölümleri vurucu olur, tüm takdiri alır. Gelişme bölümünün daha iyi olmasını göz ardı etsem bile bence yine de final o kadar vurucu değildi. Hayvan Mezarlığı bana göre çok çok daha iyi bir kitap. Son sayfaya kadar heyecanı sürdürüyordu ve son sayfada bile insanı şaşırtıyordu.
Ayrıca kitabın sonlarına doğru Danny'nin yetişkine kaçan tavırları da gözümden kaçmadı. Bu çocuk 5 yaşında sözde ama ben acaba yanlış mı biliyorum diye düşündüm bir ara. Belki de dilden kaynaklıdır.
Konusu biraz da klişe olduğundan ve perili, hayaletli, hiçliğin ortasındaki ev/otel konusundan pek hazzetmediğimden de çok gömmüş olabilirim.
Yine de Stephen King'e teşekkür ediyorum, sonunda bir tane kitap mutlu sonumsuyla bitti. Son zamanlarda hangi kitabı okusam kötü sonla bitiyordu.
Son olarak kitabı yukarıda epey gömdüm ama giriş ve gelişme kısımları gayet iyiydi bence. Sadece sonuç kısmında sıkıntılar var.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Merak ettiğimiz birçok güncel konu üzerinde değerlendirmelerin ve çıkarımların yapıldığı, dili son derece yalın ve okunaklı, 12 aydın insanın aralarında gerçekleştirdikleri sohbetlerden oluşturulmuş, ince ama dolu dolu bir roman. Arkadaşlara da rahatlıkla önerebilirim.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi suphistike -- 2 Mart 2020; 0:32:29 >
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X