Şimdi Ara

- Ekonomik KRİZ kime KRİZ? - (38. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
869
Cevap
6
Favori
28.249
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 3637383940
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    büyüme olmadıgı içinmi devletin borçlanma faizleri düşük diyorsunuz yani.

    yada bankalar kişiye ne kadar cok faiz verirse okadar iyi büyüyoruz, az faiz verirse artık büyümüyoruz.

    bu durumda ödedigin faiz ne kadar büyükse o kadar büyüyorsun, ne kadar azsa o kadar az büyüyorsun diyosunuz yani.


    Tersten anladınız, eğer büyüme olmazsa devletin gelirleri de düşer, devlet de bu gelirler arasından faize %20 gibi bir pay ayıramaz, ödediği faiz miktarı azalır.. Demek istediğim buydu..

    Diğer bir konu da Türkiye'nin güvenli bulunma meselesi ise şudur, Türkiye'de ''nereden buldun yasası'' yoktur, yani siz o parayı nasıl kazanırsanız kazanın, buraya getirme özgürlüğünüz vardır...

    Ekonomiyi damarından ilgilendiren bir rapor koymak istiyorum buraya..

    http://www.iea.org/textbase/nppdf/free/response_system.pdf

    Raporun 10. sayfasına dikkat.. Eğer İngilizce bilmeyen olursa tercüme edebilirim.. Yani 10-15 sonranın hayalini kurmak yerine bugünün gerçeğine hazırlanmak lazım..




  • pardon.

    bu nerden buldun yasası daha once vardı galiba. milletvekillerinden biri yargılanmıstı.ama suanki durumu bilmiyorum.cunku bi ara para girişi olsun diye kaldırıldı ve 2009 gibide geri gelir diye bahsediliyordu.
  • DSP'li Zekeriya Temizel tarafından getirilmeye çalışılmış ve sonunda Temizel'in kellesine mal olan yasadır. Bir ülkede kayıtlı para kadar kayıtdışı para da varsa, bu tür bir yasa yıkıma neden olabilir. Olmayabilir de
  • quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    DSP'li Zekeriya Temizel tarafından getirilmeye çalışılmış ve sonunda Temizel'in kellesine mal olan yasadır. Bir ülkede kayıtlı para kadar kayıtdışı para da varsa, bu tür bir yasa yıkıma neden olabilir. Olmayabilir de


    türkiyede nereden buldun yasası keşke çıkartılabilse ama kanaatimce bu imkansız.

    ülkemiz kara ve sıcak parayla dönüyor hiçbir hükümet bunu göze alamaz

    ama kanaatimce en azından devlet memurları için bu yasa çıkartılmalı ve adamakıllı uygulanmalı rüşvet yiyenlerin anası ağlatılmalı malvarlığı anlamsız derecede artan kamu görevlisi hesap vermeli

    . şartlar oluşunca da tüm tabana yayılmalı




  • quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    DSP'li Zekeriya Temizel tarafından getirilmeye çalışılmış ve sonunda Temizel'in kellesine mal olan yasadır. Bir ülkede kayıtlı para kadar kayıtdışı para da varsa, bu tür bir yasa yıkıma neden olabilir. Olmayabilir de

    Böyle bir kanun çıkarsa inşaat sektörü kesin durur.
    Türkiyede kara para inşaat sektörü vasıtası ile aklanıyor.
  • vardı ya. eminim ben. hatta bakanın biri yargılandı ya.

    du bi bakıyım.

    http://arsiv.sabah.com.tr/2004/04/28/gnd101.html aha başka ornek cıktı:)
    hatta 2003 te kaldırılmış.
  • Fizisyen kardeşim boşver onu bunu. Sen bilimsel konularda fikrini paylaş. Burada hükümet sözcülüğü yapmana gerek yok. Adamların koca bir medya imparatorluğu var. Onlar yeterince lehte yayın yapıyor.
  • quote:


    Böyle bir kanun çıkarsa inşaat sektörü kesin durur.
    Türkiyede kara para inşaat sektörü vasıtası ile aklanıyor.


    Dursun zaten.. Bu paraları aklayacağız diye ülkenin büyük şehirleri rant üzerine mimarlıktan geçilmiyor, hatta o derece ki binaların kalitesizliği diz boyu, içinde değil insanın, afedersiniz hayvanın bile oturmayacağı hapishaneler inşa ediliyor, yeter ki ekonomi dönsün, para ak olsun..
  • Herkes güzel paylaşım yapmışta peki ekonomi nasıl düzelecek? Fikri olan var mı? Çiftçiye,esnafa vs yardım beylik siyasetçi lafları,onları geçersek bu iş nasıl olacak? Sonuçta mevcut düzen bunu sağlamıyor.Ayrıca komünizm veya sosyalizim demeyin onların da başka eksik yanları var. Özetle geliyoruz dönüyoruz gene çözüm dinde yani islamiyete geliyor.Dinde herkesin işine gelmiyor.Kısacası insanlık hep kendine istiyor,ama kendisinde oluncada eski günlerini unutup daha da bana diyor.

    Dolar yani kağıt bazlı küresel sermayeli bir düzende ülkeler sadece piyon,önemli taşlar hep bu küresel soyucularda.Eğer onların tahtasında oynarsanız kaybedersiniz.Tek çare tahtayı değiştirmek,değiştirene kadar da ayıya dayı demek,yapacak başka birşey yok.Bu değişimin olması içinde savaş lazım.Başka türlü olmaz çünkü.Sorun şu ki bu tahta nasıl olacak?
  • quote:

    Herkes güzel paylaşım yapmışta peki ekonomi nasıl düzelecek? Fikri olan var mı?


    Var aslında.. Şu an herkesin bakıp da bilip de söylemek istemediği bir şey var.. Kaynaklar sınırlı, nüfus fazla.. İşsizlik bu kadar büyümeye rağmen azalmıyor.. Sığamıyoruz, hiç bir yere sığamıyoruz artık..

    Acı ama gerçek, ekonomiyi düzeltmenin yolu fazla insan nüfusunu azaltmaktan geçiyor..

    Düşünün bütün her yerin nüfusu aynı anda 3te 1 oranında azalsa, ne işsizlik kalır, ne trafik, ne açlık yoksulluk, ne de başka bir sorun.. Ama o 3te 1 in içinde de olmak istemem o da bir yana..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: hazardousmen

    quote:

    Herkes güzel paylaşım yapmışta peki ekonomi nasıl düzelecek? Fikri olan var mı?


    Var aslında.. Şu an herkesin bakıp da bilip de söylemek istemediği bir şey var.. Kaynaklar sınırlı, nüfus fazla.. İşsizlik bu kadar büyümeye rağmen azalmıyor.. Sığamıyoruz, hiç bir yere sığamıyoruz artık..

    Acı ama gerçek, ekonomiyi düzeltmenin yolu fazla insan nüfusunu azaltmaktan geçiyor..

    Düşünün bütün her yerin nüfusu aynı anda 3te 1 oranında azalsa, ne işsizlik kalır, ne trafik, ne açlık yoksulluk, ne de başka bir sorun.. Ama o 3te 1 in içinde de olmak istemem o da bir yana..


    Ben bu fikre katılmıyorum.
    Küresel soyguncuların fikri bu,birileri ölmeli veya aç kalmalı.Dünyada kaynaklar sınırlı vs.

    Tarihte eskiden çok çok daha büyük eknomik buhranlar yaşandı,özellikle 18.yy da.

    Ayrıca dünyada yapılan israfın haddi hesabı yok.Örneğin geçenlerde cruise gemileri ile ilgili belgesel vardı.Sırf herşey dahil sistem olduğu için zevkine sipariş veren,verdiğimde acaba getiriyorlar mı diye sipariş veren bir sürü konuk olduğunu söyledi gemideki görevli.Her 2 siparişten biri çöpe gidiyor veya kısmen yeniyor deniyordu.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi tenekekutu -- 18 Nisan 2010; 0:29:18 >




  • quote:


    Ayrıca dünyada yapılan israfın haddi hesabı yok.


    Sizin dediğiniz herkesin tasarruf yapıp kaynaklarını paylaşarak diğerlerine de yer açtığı bir dünyada mümkün.. Ama biz ''insan''ız, biz öyle bir şey yapmayız, yani ben sizin dediğinizi yapan toplum ya da insan grubu görmedim, acı belki ama gerçek böyle..

    Ama kaynakların sınırlı olduğu değişmez bir gerçektir, sonsuz değil ya sonuçta..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: hazardousmen

    quote:


    Ayrıca dünyada yapılan israfın haddi hesabı yok.


    Sizin dediğiniz herkesin tasarruf yapıp kaynaklarını paylaşarak diğerlerine de yer açtığı bir dünyada mümkün.. Ama biz ''insan''ız, biz öyle bir şey yapmayız, yani ben sizin dediğinizi yapan toplum ya da insan grubu görmedim, acı belki ama gerçek böyle..

    Ama kaynakların sınırlı olduğu değişmez bir gerçektir, sonsuz değil ya sonuçta..


    Sınırlı ama neye göre ne zamana göre.Eskiden insanlar çok daha fazla su sıkıntısı çekiyorlardı şimdi herkesin elinin altında.Dünyanın ikiadım dışına çıktığınız anda birçok madenden bol miktarda var.Tek sorun teknolojinin bu madenleri çıkaracak seviyede olmaması.Enerji desenin istemediğiniz kadar var.Özellikle nükleer olanı.Güneş zaten başlı başına bir enerji kaynağı.

    Kaynaklar sınırlı olması,birim enerji ile elde ettiğinizle alakalı.Siz 1 gram enerji harcayıp 100 tane ekmek yapıyorsunuz.1 gram enerji doğadan geliyor yani tüm insanlığın fakat 100 tane ekmeğin 10 tanesini çöpe atıp israf ederseniz, 50 tanesini ihtiyacınız olmadığı halde yerseniz koca koca göbekli insanlar ortada dolaşıyor geriye kalanlar yetmez elbette.Bu durumda sizin dediğiniz sınırlı kavramı çıkar.Eee ne yapmak lazım 60 kişiyi öldürmek.Oldu derler.

    Ayrıca böyle insan olmazsa o zaman devlete ne ihtiyaç var? Zorla ve güzellikle,bu iş ancak böyle olur.Yoksa nüfüsu azaltmak hokus pokusla olmaz,silahla olur bu durumda gene birileri aç kalır.Emeğin karşılığı silaha gider.

    Valla böyle insan olur olmaz,ama böyle yaşamayanların gideceği yer öbür tarafta, pek iyi bahsedilmiyor.




  • quote:

    Kaynaklar sınırlı olması,birim enerji ile elde ettiğinizle alakalı.Siz 1 gram enerji harcayıp 100 tane ekmek yapıyorsunuz. 1 gram enerji doğadan geliyor yani tüm insanlığın fakat 100 tane ekmeğin 10 tanesini çöpe atıp israf ederseniz, 50 tanesini ihtiyacınız olmadığı halde yerseniz koca koca göbekli insanlar ortada dolaşıyor geriye kalanlar yetmez elbette.Bu durumda sizin dediğiniz sınırlı kavramı çıkar.Eee ne yapmak lazım 60 kişiyi öldürmek.Oldu derler.


    Aynen dediğinizi düşünüyorlar hatta düşünmek bir yana koca koca bol silindirli araçları yollardan çekilmesin diye gidip dünyanın enerji kuyularının başında dikiliyorlar, oysa dünyanın diğer yanında değil o koca bol silindirli araçlardan, normal araçlar bile yok, millet motorlara biniyor..

    Oldu diyecekler dediğiniz gibi.. Hatta ''oldu da bitti maaşallah''




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nanaka9


    quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    DSP'li Zekeriya Temizel tarafından getirilmeye çalışılmış ve sonunda Temizel'in kellesine mal olan yasadır. Bir ülkede kayıtlı para kadar kayıtdışı para da varsa, bu tür bir yasa yıkıma neden olabilir. Olmayabilir de

    Böyle bir kanun çıkarsa inşaat sektörü kesin durur.
    Türkiyede kara para inşaat sektörü vasıtası ile aklanıyor.

    Futbol sektöründeki kara para ile ilgili yazıda
    inşaat sektörü ile arasındaki bağlantı anlatılmış.
    Bahsi geçen ülkelerde eğer kara para trafiği durursa inşaatlar duracak,sonra futbol duracak ve
    kimse "ayak oyunu" yapamayacak
    16. sayfada;
    .....in some countries, many club owners have come from the
    construction industry.........
    http://www.fatf-gafi.org/document/20/0,3343,en_32250379_32237202_43216660_1_1_1_1,00.html




  • quote:

    Orijinalden alıntı: castorpollux

    Fizisyen kardeşim boşver onu bunu. Sen bilimsel konularda fikrini paylaş. Burada hükümet sözcülüğü yapmana gerek yok. Adamların koca bir medya imparatorluğu var. Onlar yeterince lehte yayın yapıyor.



    suraya yazdıgım 3 mesajda siyasi bir mesaj bulmanız inanılmaz dogrusu:))
  • Trnin ekonomisi 2001 den sonra her sene %6 büyürken,istihdamda aynı artışın olmayaşı size neyi çağrıştırıyor..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: eloko


    quote:

    Orijinalden alıntı: nanaka9


    quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    DSP'li Zekeriya Temizel tarafından getirilmeye çalışılmış ve sonunda Temizel'in kellesine mal olan yasadır. Bir ülkede kayıtlı para kadar kayıtdışı para da varsa, bu tür bir yasa yıkıma neden olabilir. Olmayabilir de

    Böyle bir kanun çıkarsa inşaat sektörü kesin durur.
    Türkiyede kara para inşaat sektörü vasıtası ile aklanıyor.

    Futbol sektöründeki kara para ile ilgili yazıda
    inşaat sektörü ile arasındaki bağlantı anlatılmış.
    Bahsi geçen ülkelerde eğer kara para trafiği durursa inşaatlar duracak,sonra futbol duracak ve
    kimse "ayak oyunu" yapamayacak
    16. sayfada;
    .....in some countries, many club owners have come from the
    construction industry.........
    http://www.fatf-gafi.org/document/20/0,3343,en_32250379_32237202_43216660_1_1_1_1,00.html

    Nedense kara para bir şekilde hep inşaat sektörüne akıyor




  • Artık bu konuyu canlandırmak farz oldu. Birçok karşıt görüşlü arkadaş, özellikle bu konuda az çok eğitim almış olanlar belgeli bilgi paylaşarak bu konuda yorumlar yaptı.

    Lütfen konulara "Bence" diyerek başlamadan önce, yukarıdaki fikirleri ve bilgileri bir okuyun. En azından "Konu Dışı" ile "Kültür Bilim" arasındaki fark ortaya çıksın.

    Saygılar...
  • "2010’un Ocak-Mart aylarına ait milli gelir istatistikleri yayımlandı ve bir önceki yılın aynı dönemine göre ekonominin yüzde 11.7 oranında büyümüş olduğu ortaya kondu.
    Tablo 1 bu bulguyu özetliyor.
    (Bu ve sonraki tablolardaki milli gelir rakamları 1998 fiyatlarıyla milyon TL’dir.)
    Bu rakamlar hükümeti, destekçilerini coşturdu; büyük medya ayak uydurdu ve büyüme martavalları başlatıldı: “Rekor kırıyoruz; dünyaya örnek oluyoruz; G-20’de kıl farkıyla Çin’in arkasından ikinciyiz…”
    Bu martavalları teşhir edelim.
    • • •
    Ocak-Mart 2010’un büyüme oranıyla cezbe haline gelenler, bir önceki dönemin küçülme hızını unutuyorlar. Bu yılın ilk üç ayının milli geliri, Ocak-Mart 2009 milli gelirine oranlanarak yüzde 11.7’lik büyüme hesaplanıyor. Krizin Türkiye ekonomisini en şiddetle etkilediği dönem, 2009’un başıdır ve o tarihte milli gelir bir önceki yılın (2008’in) aynı dönemine (Ocak-Mart 2008’e) göre yüzde 14.5 oranında küçülmüştü.
    Tablo 2 bu bulguyu ve böylece ilk martavalı ortaya koyuyor. Ekonominin yüzde 11.7’lik büyümesi, kriz içindeki rekor (%14.5’lik) bir küçülmenin ardından gelmiştir. “Yüksek” denilen büyüme oranının göz boyayıcı etkisi böylece ortadan kalkıyor.
    Tablo 1’e bakarak da gözlüyoruz ki 2010’un ilk üç ayında milli gelir hâlâ iki yıl önceki düzeyin altındadır.
    • • •
    Bir kötü haber daha: Ekim-Aralık 2009’da başlamış olan büyüme ivmesinin nefesi, 2010’un ilk üç ayında tükenmiştir. TÜİK, bu saptamayı, ayrıntıya girmeden açıklıyor: “Takvim etkisinden arındırılmış sabit fiyatlarla milli gelir 2010’un birinci üç ayında bir önceki döneme (yani Ekim-Aralık 2009’a) göre binde bir artmıştır.” “Binde bir artış”, aslında “sıfır büyüme” anlamındadır.
    Bu saptamayı biraz daha ayrıntıya girerek pekiştireyim: Bir kere, “mevsimlik hareketler” marifetiyle, Ocak-Mart aylarının milli geliri istisnasız her yıl, önceki yılın son üç ayının (Ekim-Aralık döneminin) altına düşer. Kriz öncesindeki beş yılın Ocak-Mart’ında milli gelir, üç ay öncesine göre ortalama olarak yüzde 8.2 oranında azalmıştır.
    Tablo 3 de bu bulguyu yakın döneme taşıyarak tekrarlıyor: Ocak-Mart 2010’da milli gelir bir önceki üç aya göre yüzde 9.1 oranında düşmüştür. Bunu, krizin arifesi (2008’in ilk üç ayı ve 2007’nin son üç ayı) ile karşılaştırıyoruz ve sadece yüzde 6.2’lik bir daralma belirliyoruz. Böylece 2010 başında, daha önceki dönemlerde belirlenen “mevsimlik” etkenleri aşan bir yavaşlama gözleniyor.
    İkinci martaval da böylece ortaya çıkıyor: 2010’un ilk üç ayının büyüme temposu hızlı değildir; tam aksine belirgin bir yavaşlama gerçekleşmektedir.
    • • •
    Gelelim “G-20’de büyüme rekoru peşinde koşan Türkiye” martavalına… 2010’un ilk üç ayının büyüme hızlarını değerlendirmeden önce, G-20’nin krizli dönemdeki milli gelir hareketlerine bakalım. Bunu yaparken de uluslararası finansal krizin odağını oluşturan “patronlar kulübü” G-8’i bir kenara bırakalım ve G-20’ye “yükselen piyasa ekonomilerinin en büyükleri” sıfatıyla katılmış olan on ülkeye bakalım. Tablo 3 krizli dönemi kapsayan 2008 ve 2009’da bu on ekonominin milli gelir hareketlerini (ve bu iki yıl ortalamasını) yüzdeler olarak veriyor.
    Kriz 2009’da emperyalist sistemin çevresine taşınırken, G-20’de yer alan on “yükselen piyasa ekonomisi”nin sadece dördü küçülmüştür. Türkiye bunlardan biridir; sondan ikinci konumdadır; Meksika’yı izlemektedir. Bir yıl daha geriye gidelim ve 2008-2009’u “krizin etkili olduğu dönem” olarak alalım. Bu iki yıl içinde küçülmüş bulunan, yani milli gelir düzeyi hâlâ 2007’nin altında olan iki ülkeden biri Türkiye’dir ve yine Meksika’yla sonunculuk için çekişmektedir.
    Üçüncü martaval da böyle ortaya çıkıyor: “Krizden en ağır etkilenen çevre ekonomileri” listesinin başında Türkiye’nin yer aldığını örtbas ediniz; bu hazin konumun nedenlerini tartışmaktan kaçınınız; sonra da bu yılın ilk üç ayının göstergeleri üzerinde davul-zurnalı bir propaganda kampanyasını başlatınız… Hükümet çevrelerini anladık; ama, diğerlerine, büyük medyaya, uzmanlarına ne oluyor?"

    Prof. Dr. Korkut Boratav




  • 
Sayfa: önceki 3637383940
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.