Şimdi Ara

- Ekonomik KRİZ kime KRİZ? - (34. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
869
Cevap
6
Favori
28.249
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 3233343536
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • @tutankamonra

    Güzel söylüyorsun da burası Ankara belediyesi şikayet hattı değil. Şikayet etmeyi bilmiyor değiliz (ki zaten ondan kolay bir şey yok). Ben kendi açımdan sorunun "ekonomi yönünden" analizini yaptım ve çözüm önerileri sundum. Bunları konuşmamı neden eleştiriyorsunuz anlamış değilim. Konuya balıklama atlarken başlık neymiş bir bakın...
  • Türkiyedeki ekonomik kriz dahada derinleşecek.Şimdi herşeyi satıp savuruyorlar ya, bu konuda herkes hemfikir sanırım.
    itiraz eden yok.zaten itiraz edenin aklı da yok.Bence olay şu;
    Bir sürü rakamlar veriliyor,rakamlar havada uçuşuyor.Şu arttı ,bu üretim arttı falan....
    Artıp artmadığı da belli değil.rakamların altında kimbilir ne oyunlar dönüyor.
    Aslında üreten, satan parayı götüren yabancılar.Bir ceplerinden çıkıyor,ötekine giriyor.
    Kendi aralarında alışveriş yapıyorlar.
    Burada bir cepten ötekine parayı taşıyan halkımız oluyor.Bir çeşit hammallık!
    Ben böyle görüyorum arkadaşlar.Rakamlar ne derse desin.
    İşin aslı özü bu gibime geliyor
    Senelerdir doğru dürüst yatırım yok,insanı şöyle heyecanlandıran, vay be dedirten birşey yok.Ivır zıvır işler büyütülüp
    allanıp pullanıyor sanki.Lale devrinin büyüsü gibi birşey bu..




  • Kısacası gelecekten yiyoruz. Yani yerli ve yabancı bankalara borçlanıyor devlet ve eninde sonunda ödeyecek. Imf'yi kovduk diye seviniyoruz ama imf en azından daha ucuz ve daha uzun vadeli kredi veriyordu.

    Üretim olmadan, istihdam olmadan, ilerleme olmaz. Yalancı baharlar elbet biter.
  • Kriz ciddi boyutlarda, kafayı kuma gömmekle kurtulunamaz.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nicotinell

    Kısacası gelecekten yiyoruz. Yani yerli ve yabancı bankalara borçlanıyor devlet ve eninde sonunda ödeyecek. Imf'yi kovduk diye seviniyoruz ama imf en azından daha ucuz ve daha uzun vadeli kredi veriyordu.

    Üretim olmadan, istihdam olmadan, ilerleme olmaz. Yalancı baharlar elbet biter.

    Vay be !
    Gün gelip bunları da okumak varmış.
    Imf'in faziletleri de varmış demek ki.
    İmf ile anlaşma imzalansa neler yazılacağını da adım gibi biliyorum.
    Sırf bunlar ne yaparsa kötüdür ve tersini savunmalıyım anlayışı ile yazıyorsunuz bence. Değilse de ben öyle anladığım için özür dilerim.
  • IMF defolsun!
    Hükümetin tek desteklediğim ekonomik kararı IMF ile anlaşma yapmayacak olmasıdır.
    Umarım gizli kapılar arkasında birşeyler olmazda şu IMF'den kurtuluruz.

    Chakra sizde hükümetin IMF politikasını hiç eleştirmemişsiniz, fakat şimdi imf'hakkında olumlu alınan karara istinaden arkadaşa ithamda bulunmuşsunuz.

    Yani madem bu kadar objektif baktığınıza vurgu yapıyorsunuz, siz neden çıkıp zamanında imf ile yapılan anlaşmaları kınadığınızı belirtmediniz?

    Yani kusura bakmayında biraz tencerem dibin kara seninki benden kara olmuş.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi platonx -- 12 Mart 2010; 17:52:14 >
  • IMF'siz Türkiye güvenini 5'e katladı

    Hazine dün IMF beklentisi olmadan eurobond ihraç etti. 1 milyar dolarlık satış için 11 yıllık eurobond çıkaran Hazine'nin ihracına 5 milyar $ talep geldi. Üstelik düşük maliyetle borçlandı
    Hazine Müsteşarlığı, Uluslararası Para Fonu (IMF) ile bir stand-by imzalanmayacağının açıklanmasının hemen ardından eurobond ihracı düzenledi. 11 yıllık (2021 vadeli) dolar cinsi tahvil deyim yerindeyse kapışıldı. Hazine'nin 1 milyar dolarlık satışta kestiği 2021 vadeli eurobonduna 5 milyar dolarlık talep geldi. Üstelik tahvilin faizi yüzde 5.75 oldu. Bu son yıllarda yapılan uzun vadeli eurobond ihraçları içinde en düşük maliyetlilerden biri oldu. İhale IMF çapası olmadan maliyetler yükselir söylemini de tekzip etti. Uzmanlar ihalenin başarısını Türkiye'nin düşen risk primine bağladı. Abank Bono Masası Müdürü Barbaros Özüyılmaz "Yüksek talep, düşük faiz Türkiye'nin mali durumunun iyi olduğunun göstergesi" değerlendirmesinde bulundu.

    ABD 10 YILLIĞIYLA FARK 2 PUAN
    Bu faizi ABD 10 yıllık tahvilleriyle karşılaştırıldığında da oldukça olumlu bir tablo ortaya çıkıyor. ABD'nin 10 yıllık tahvilleri bugün yüzde 3.72'den işlem görüyor. Türk eurobondu ise 5.75'ten satıldı. Bir başka deyişle aradaki fark (spread) sadece 2 puan. Hazine, ocakta 30 yıllık dolar tahvili ihalesi düzenlemiş ve 2 milyar dolar satış gerçekleştirmişti. 30 yıllık tahvilin getirisi ise yüzde 6.85 olmuştu. Tahvile 25 ülkeden 250 civarında yatırımcı ilgi göstermişti. Hazine bu yıl uluslararası piyasalardan 5.5 milyar dolar borçlanılması öngörüyor.

    www.sabah.com.tr




    Türkiye, IMF 'nin vereceği paraya muhtaç değil. Görüldüğü gibi Hazine'nin açtığı 1 milyar dolarlık ihaleye 5milyar dolar talep gelmiş. IMF daha düşük faizle borç veriyor diye dokuz takla atacak, elalemi iç işlerine karıştıracak halimiz yok. İstikrar ve güven korunduğu müddetçe faiz oranları kendiliğinden düşecektir zaten.




  • IMF ile anlaşma yapılmayacak olması bu hükümetin deklere ettiği en olumlu adımlardan biridir. İhtiyacımız olsa bile IMFden ne kadar uzak durursak o kadar iyidir. içişlerimize karışmak için modern yöntemleri artık IMF yoluyla yapıyorlar önceki sayfalrda paranın patronlarının uzun vadeli politikalarından bahsetmiştim.
    10 milyar dolar verecek ve her şeye karışacak , madem ekonomik olarak büyüdük 10 milyar doların lafının olmaması lazım ki zaten karar bu yönde çıktı . bakılım büyük satranç oyununda karşı tarafın hamlesi ne olacak , yakında belli olur ama bütün sıkıntılara katlanan bu halk yıllardır faizini bizim vergilerimizden yapılan kesintilerle ödemeye çalıştı . 3 sene sonra sanırım ülkemizin borcu bitecekmiş paramız varsa hemn bugun kapatmak ileride atacakları adımların önünü kesecektir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vezir -- 12 Mart 2010; 18:12:49 >
  • IMF ile anlaşma yapılmayacak olmasına sevindim

    Her ne kadar popülist olmayan bir adım atmak için birilerinin bizi dürtmesine hala ihtiyacımız olsa da en azından bu sefer kendimiz deneyeceğiz.

    ekonomik faaliyetlerin gevşediği bir ortamda IMF nin yapacağı tek şey ekonomiyi komple durdurmak olacaktı.

    yeni istihdam konusunda ise maalesef çok ümitli değilim

    çinin devreye girmesiyle insan emeğinin zaten az olan değeri iyiden iyiye dibe vurdu

    farkındaysanız yabancılar sadece finansal ve emlak alanında yatırım yapıyorlar

    fabrika yapıldı da ben mi kaçırdım
  • quote:

    Orijinalden alıntı: thron

    farkındaysanız yabancılar sadece finansal ve emlak alanında yatırım yapıyorlar

    fabrika yapıldı da ben mi kaçırdım

    Fabrika yapılmaz olur mu!
    "Euroband" fabrikası kurulmuş ve ihracata başlamış.
    Müjdeyi damadın gazetesi vermiş.
  • IMF ile anlaşma yapmayan hükümete buradan teşekkürlerimi sunuyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nicotinell

    Kısacası gelecekten yiyoruz. Yani yerli ve yabancı bankalara borçlanıyor devlet ve eninde sonunda ödeyecek. Imf'yi kovduk diye seviniyoruz ama imf en azından daha ucuz ve daha uzun vadeli kredi veriyordu.

    Üretim olmadan, istihdam olmadan, ilerleme olmaz. Yalancı baharlar elbet biter.



    dediğiniz gibi biraz sanki gelecekten yiyoruz

    hükümeti çok başarısız bulmamakla beraber varolan iyileşmenin yapısal düzenlemelerden ziyade özelleştirilmelerden kaynaklandığını düşünüyorum

    mesele çok basit aslında

    devlet diyelim falanca kurumda yılda 10 lira kar ediyor ve devlet bunu özelleştirerek örneğin kasasına 80 lira koyuyor

    dolayısıyla o yıl için bütçe rakamları rahatlıyor

    ertesi yılda satacak birşeyler bulunuyor ve yine bütçe rahatlıyor

    ama nereye kadar bir yerde satacak bişey kalmayacak

    işte o zaman bu kadar havadan gelen paraya rağmen açık veren bütçemiz ne olur bilemem

    inşallah bu arada durumu kurturabilecek kadar sanayi yatırımı yapılmış olur ülkemizde

    IMF ile anlaşılmamasının temel nedenlerinden biri de zaten faizlerin yeterince dipte olması başka bişey değil bence.




  • zaten hükümetin en büyük hatalarından biri de bu. Özelleşmeden gelen paraların nereye harcandığı belirsiz.

    Belki makarna kömür olarak dağıtıldı, uçtu gitti. Bu tip yardımlara karşı değilim ama siyasi rant amacıyla insanlara sürekli sadaka vermek, sosyal devlet olmak değildir.

    İş kapısı açmak lazım. Kalıcı çözüm lazım. Hazıra dağ dayanmaz demişler.

    Nitekim işsizlik %13 (resmi) gayri resmi rakamlar çok daha fazlası.

    Eğer bu insanları sisteme entegre edebilselerdi, ülke ekonomisi bu derece küçülüp durgunlaşmazdı.
  • Üretimin az olduğu ve sıcak parayla dönen bir ekonomimiz var ve hala daha bazıları ekonomik olarak çok iyiyiz diyebiliyor..Sıcak parayla yüksek faiz vererek bir yere kadar gidebilirsin..Bu balon patlıcak ama ne zaman görücez..
  • quote:

    sıcak parayla dönen bir ekonomimiz var


    Bu sıcak paranın bir kısmı da kayıtlarda ''net hata noksan'' dır..

    Net hata noksanın ise ne olduğunu söylemeye lüzum yok sanırım, araştırırsanız bulursunuz..

    Bütün dünyada uyuşturucu ve kara para ile mücadeleye gidilirken bizim ekonomi de en önemli girdilerinden birini ''net hata noksan'' a bağlarsa patlar..

    IMF de '' nereden buldun'' yasası çıkarın der, çıkarsak biliyoruz ki ekonomi göçer.. Hem de fena göçer.. Çünkü eninde sonunda ''nereden buldun'' çıkartılması için zorlanıcaktır Türkiye..

    quote:

    Ocak ayında cari açık beklentilerin altında kalarak 3 milyar dolar oldu. Ancak kaynağı belirsiz para girişini gösteren net hata noksan kalemi 2 milyar dolara çıktı.

    Önceki 3 yılda yaşadığı cari açık riskini geçen yıl daralmanın da etkisiyle 14 milyar dolara düşüren Türkiye, yeni yıla da cari dengede beklentilerin altında kalarak başladı.

    Cari açık Ocak'ta 2.69 milyar dolar oldu

    Türkiye Ocak ayında ödemeler dengesinde beklentilerin altında, 2.9 milyar dolar cari açık verdi. Piyasalardaki beklenti, 3.4 milyar dolarlık bir cari açık rakamı geleceği yönündeydi.

    Merkez Bankası'nın açıkladığı veriye göre Ocak ayında 2 milyar dolarlık bir net hata noksan girişi de yaşandı.

    Ödemeler dengesi bilançosu altındaki net hata noksan kalemi; ülkeye giren kaynağı belirlenemeyen parayı gösteriyor. Özellikle geçen yıl net hata noksan kalemindeki artış cari açık finansmanında önemli rol oynamıştı.


    Merkez Bankası verilerine göre, 2010 Ocak ayında ihracat 8.3 milyar dolar olurken, ithalat 10.9 milyar dolara yükseldi. Bilançonun altındaki rakamlara bakıltdığında portgöy hesabındaki varlıklardaki 1.4 milyar dolarlık azalma da dikkat çekiyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hazardousmen -- 26 Mart 2010; 1:50:07 >




  • Felaket senaryosu değil, gerçek...

    Özel sektör ne kadar küçüldü? Devlet harcamaları ve halkın tüketimi ne kadar arttı? İşte cevabı..

    ANKA

    2009 yılı dördüncü çeyreğe ilişkin Gayri Safi Yurtiçi Hasıla(GSYH) verilerinden bir iyi, bir kötü haber geldi. 2009 yılının son çeyreğinde ekonomi sabit fiyatlarla bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6 büyümeyle resesyon döneminden çıkarken, Türkiye ekonomisi 2009 yılının genelinde ise yüzde 4.7 küçülerek, 1999 ve 2001 yıllarından sonra ilk kez daralmış oldu. Üretim yöntemi ile hesaplanan GSYH tahmininde, 2009 yılının son çeyreğinde sabit fiyatlarla GSYH 25 milyar 699 milyon TL olurken, cari fiyatlarla 169 milyar 736 milyon dolar düzeyinde gerçekleşti. 2009 yılında GSYH sabit fiyatlarla 97 milyar 88 milyon TL, cari fiyatlarla 617 milyar 611 milyon dolar oldu. 2009’da kişi başına GSYH değeri cari fiyatlarla 13 bin 269 TL, dolar cinsinden 8 bin 590 dolar olarak belirlendi.

    Türkiye İstatistik Kurumu(TÜİK) 2009 Yılı Dördüncü Dönem (Ekim-Kasım-Aralık) Gayri Safi Yurtiçi Hasıla verilerini açıkladı. Buna göre, 2009 yılının dördüncü çeyreğinde 2008 yılının aynı dönemine göre sabit fiyatlarla GSYH yüzde 6’lık artışla 25 milyar 699 milyon TL oldu. Bu dönemde cari fiyatlarla GSYH, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8.3 artışla 169 milyar 736 milyon dolar olurken, üretim yöntemiyle hesaplanan GSYH tahmininde cari fiyatlarla GSYH değerinin yüzde 8 artışla 251 milyar 821 milyon TL düzeyinde gerçekleştiği görüldü.

    2009 yılı Gayri Safi Yurtiçi Hasıla, cari fiyatlarla yüzde 0.4’lük artışla 953 milyar 974 milyon TL, sabit fiyatlarla yüzde 4.7’lik azalışla 97 milyar 88 milyon TL oldu. Dolar bazında GSYH 2008’e göre yüzde 16.8 küçülmeyle 617 milyar 611 milyon dolar olarak gerçekleşti. Böylece, Türkiye ekonomisi Orta Vadeli Program'da öngörülen yüzde 6'lık küçülme hedefinin 1.3 puan altında kaldı. 2009 yılında kişi başına Gayri Safi Yurtiçi Hasıla değeri cari fiyatlarla 13 bin 269 TL, dolar cinsinden ise 8 bin 590 dolar olarak hesaplandı.

    -TAKVİM ETKİSİNDEN ARINDIRILMIŞ GSYH YÜZDE 4 ARTTI-

    Takvim etkisinden arındırılmış sabit fiyatlarla GSYH, 2009 yılı dördüncü üç aylık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4’lük artış gösterirken, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış GSYH değeri bir önceki döneme göre yüzde 2.3 arttı.

    -BÜYÜME RAKAMLARI YİNE REVİZE EDİLDİ-

    Türkiye İstatistik Kurumu, 2008 yılının tamamında ve 2009 yılının ilk üç çeyreğinde GSYH verilerinde yine revizyona gitti. 2008 yılı için daha önce sabit fiyatlarla 102 milyar 164 milyon TL olarak açıklanan GSYH, 101 milyar 922 milyon TL olarak değiştirilirken, büyüme hızı 0.9’dan, 0.7’ye çekildi. 2008 yılının ilk çeyreğine ilişkin büyüme rakamı yüzde 7.2’den yüzde 7’ye, ikinci çeyreğe ilişkin büyüme rakamı yüzde 2.8’den yüzde 2.6’ya, üçüncü çeyreğe ilişkin büyüme rakamı yüzde 1’den, yüzde 0.9’a çekilirken, son çeyrek için yüzde 6.5 olarak açıklanan küçülme rakamı yüzde 7’ye çıkarıldı.

    2009 yılı birinci çeyreği için yüzde 14.7 olarak açıklanan küçülme rakamı yüzde ise yüzde 14.5’e çekildi. 2009 yılının tarihi bir rekora imza atan ilk çeyreğine ilişkin küçülme verisi ilk etapta yüzde 13.8 olarak açıklanmıştı. Daha sonra bu veri yüzde 14.3 küçülme, ardından yüzde 14.7 küçülme olarak revize edilmişti. 2009 yılının ikinci çeyreğine ilişkin olarak yüzde 7.9 olarak açıklanan küçülme oranı yüzde 7.7, üçüncü çeyreği için yüzde 3.3 olarak açıklanan küçülme ise 2.9 olarak düzeltildi.

    -TÜRKİYE EKONOMİSİ RESESYONDAN ÇIKTI-

    2008 yılı son çeyreği itibariyle dört dönem üst üste küçülen Türkiye ekonomisi iktisatçılara göre, 2009 yılının son çeyreğinde yaşanan yüzde 6’lık büyümeyle durgunluktan çıkmış oldu. Avrupa’da kabul edildiği biçimiyle iki dönem üst üste küçülen ekonomiler, teknik olarak resesyona girmiş kabul ediliyor. 2008 yılının son çeyreğinde yüzde 7, 2009 yılının ilk çeyreğinde yüzde 14.5, ikinci çeyrekte yüzde 7.7, üçüncü çeyrekte yüzde 2.9 küçülen Türkiye ekonomisi resesyon tartışmalarına da son noktayı koyarak, yılın son çeyreğinde sabit fiyatlarla 6 büyümeyle durgunluktan çıkmış oldu. Türkiye ekonomisi 2001 krizinin ardından yıllık bazda yüzde 5.7 küçüldükten sonra 2008 yılı son çeyreğe kadar kesintisiz olarak büyümeye devam etmişti. TÜİK’in yaptığı son revizyonla 2008’de yıllık büyüme sabit fiyatlarla yüzde 0.7’de kaldı.

    -2009’UN İLK ÇEYREĞİNDE KÜÇÜLMEDE TARİHİNİN İKİNCİ REKORUNU KIRMIŞTI-

    Türkiye, 2009 yılının ilk çeyreğinde gerçekleşen yüzde 14.5 küçülmeyle Cumhuriyet tarihinin ikinci en yüksek küçülmesini görmüştü. Türkiye ekonomisi, 2009 yılı genelinde yaşanan yüzde 4.7’lik küçülmeyle 1999 ve 2001 yılları sonrasında yaşanan ilk küçülmeye imza atmış oldu.

    2009 yılına ilişkin revize edilen verilere göre Türkiye ekonomi ilk çeyrekte yüzde 14.5’le tarihi rekorlarından birini kırmıştı. 1927 yılında yüzde 12.8 küçülen Türkiye ekonomisi 1939-1945 yıllarını kapsayan İkinci Dünya Savaşı’ndan ekonomik anlamda çok ağır etkilenmesi nedeniyle 1941’de yüzde 10.3 küçülmüştü. 1945’te tarihinin halen ulaşılamamış en yüksek küçülme oranını görmüştü. Türkiye ekonomisi 1999 yılında yüzde 3.4, 2001 yılında yüzde 5.7 oranında küçülmüştü.

    Türkiye ekonomisi böylece 2009 yılında 1999 ve 2001 yıllarının ardından ilk defa küçülmüş oldu.

    /**
    Gayri Safi Yurtiçi Hasıla Sonuçları Dördüncü Çeyrek
    Yıllar Cari Gelişme Cari Gelişme Sabit Gelişme
    fiyatlarla Hızı fiyatlarla Hızı fiyatlarla Hızı
    GSYH (%) GSYH (%) GSYH (%)
    Dönem (milyon TL) (milyon $) (milyon TL)
    2000 Yıllık 166.658 59.3 265.384 7.2 72.436 6.8
    2001 Yıllık 240.224 44.1 196.736 -25.2 68.309 -5.7
    2002 Yıllık 350.476 45.9 230.494 17.2 72.520 6.2
    2003 Yıllık 454.781 29.8 304.901 32.3 76.338 5.3
    2004 Yıllık 559.033 22.9 390.387 28.0 83.486 9.4
    2005 Yıllık 648.932 16.1 481.497 23.3 90.500 8.4
    2006 Yıllık 758.391 16.9 526.429 9.3 96.738 6.9
    2007 Yıllık 843.718 11.2 658.786 25.1 101.208 4.7
    2008 I* 215.606 14.7 179.819 35.1 24.446 7.0
    II* 239.363 17.8 188.940 24.6 25.226 2.6
    III* 262.392 13.0 216.667 20.7 28.010 0.9
    IV* 233.173 6.1 156.668 -15.1 24.240 -7.0
    2008 Yıllık* 950.534 12.7 742.094 14.4 101.922 0.7
    2009 I* 209.704 -2.7 127.031 -29.4 20.913 -14.5
    II* 229.728 -4.0 146.207 -22.6 23.281 -7.7
    III* 262.720 0.1 174.636 -19.4 27.195 -2.9
    IV 251.821 8.0 169.736 8.3 25.699 6.0
    2009 Yıllık 953.974 0.4 617.611 -16.8 97.088 -4.7


    2009 yılında sabit fiyatlarla inşaat sektörü GSYH’si bir önceki yıla göre 16.3, toptan ve perakende ticaret GSYH'si yüzde 10.4 küçüldü. 2009 yılı son çeyreğinde yüzde 12.8’lik büyümeyle bir miktar toparlanan imalat sanayi ise 2009 yılında yüzde 7.2 oranında daraldı. Üretim yapanların çöküşünün sürdüğü 2009 yılında mali aracı kuruluşların faaliyetlerinde bir önceki yıla göre yüzde 8.5, dolaylı ölçülen mali aracılık hizmetlerinde ise yüzde 9.7 büyüme yaşandı. Tarım sektörünün yüzde 3.3 büyüme yaşadığı dönemde, balıkçılık yüzde 10.8 artış gösterdi. 2009’da sektörler toplamı GSYH’si yüzde 3.5, vergi-sübvansiyon kaynaklı GSYH yüzde 8.2 azaldı.

    Türkiye İstatistik Kurumu'nun(TÜİK) 2009 Yılı Dördüncü Dönem GSYH verilerine göre, 2009 yılı genelinde üretim yapan sektörler büyük kan kaybı yaşarken, mali aracılık hizmetlerinde büyüme sürdü. İktisadi faaliyet kollarına göre 2009 yılında en çok daralan sektör sabit fiyatlarla inşaat sektörü oldu. 2008 yılını son çeyrekte yaşanan yüzde 14.1’lik küçülmenin ardından yüzde 8.1 küçülmeyle kapatan inşaat sektörü, 2009 yılında yüzde 16.3 oranında daraldı. 2009 yılının son çeyreğinde sektör yüzde 6.6 oranında küçülme gösterdi.

    -TOPTAN VE PERAKENDE TİCARET YÜZDE 10.3 DARALDI-

    Krizden en çok yara alan sektörlerden biri de toptan ve perakende ticaret oldu. 2009 yılının dördüncü çeyreğinde sabit fiyatlarla GSYH'sı yüzde 10.3 oranında büyüyen sektör, 2009 yılı genelinde ise yüzde 10.4 oranında küçüldü. Krizin “S.O.S.” verdirdiği sektörlerde bir diğeri ise imalat sanayi oldu. 2008 yılının son çeyreğinde yüzde 12’lik küçülmenin ardından 2008’i yüzde 0.1 küçülmeyle kapatan imalat sanayi, 2009 yılının birinci, ikinci, üçüncü çeyreğinde sırasıyla yüzde 22.3, yüzde 11.7, yüzde 4.7 oranında daraldı. 2009 yılının son çeyreğinde yüzde 12.8’lik büyümeyle toparlanan imalat sanayi, buna karşın geçen yılı yüzde 7.2 küçülmeyle kapattı. 2009’da sektörler toplamı GSYH’si yüzde 3.5, vergi-sübvansiyon kaynaklı GSYH ise yüzde 8.2 küçüldü.

    -TARIM SEKTÖRÜ YÜZDE 3.3 BÜYÜDÜ-

    Tarım sektörünün yüzde 3.3 büyüme yaşadığı 2009 yılında balıkçılık, yüzde 10.8 artış gösterdi. Madencilik ve taşocakçılığı sektörü yüzde 6.7, elektrik, gaz, buhar ve sıcak su üretimi ve dağıtımı yüzde 3.5, diğer sosyal, toplumsal ve kişisel hizmet faaliyetleri yüzde 1.1 oranında daralırken, konut sahipliği yüzde 4.1, oteller ve lokantalar yüzde 3.9, kamu yönetimi ve savunma, zorunlu sosyal güvenlik yüzde 2.9, eviçi personel çalıştıran hanehalkları yüzde 2.3, eğitim yüzde 2, gayrimenkul kiralama ve iş faaliyetleri yüzde 4.1, sağlık işleri ve sosyal hizmetler GSYH'si ise yüzde 3.2 oranında büyüdü. İmalat sanayinin çöküşünün sürdüğü 2009 yılında mali aracı kuruluşların faaliyetlerinde bir önceki yıla göre yüzde 8.5, dolaylı ölçülen mali aracılık hizmetlerinde ise yüzde 9.7 büyüme yaşandı.

    -SON ÇEYREKTE İKİ SEKTÖR KÜÇÜLDÜ-

    2009 yılının son çeyreğinde yüzde 6.6 oranıyla inşaat, yüzde 0.4’le diğer sosyal, toplumsal ve kişisel hizmet faaliyetleri sektörü daralma gösterdi. Yılın son çeyreğinde madencilik yüzde 3.5, tarım yüzde 1.5, balıkçılık yüzde 13.1, elektrik gaz, buhar ve sıcak su üretimi yüzde 1.5, konut sahipliği yüzde 3.4, sağlık işyeri yüzde 4.9, eğitim yüzde 3.1, vergi sübvansiyon kaynaklık GSYH yüzde 6.3, sektörler GSYH’si yüzde 6.4 büyüme gösterdi.

    -İMALAT SANAYİNİN GSYH İÇİNDEKİ PAYI YÜZDE 23.2’YE GERİLEDİ -


    2009 yılında imalat sanayinin GSYH içindeki payı düşerken, tarım, oteller ve lokantalar, mali aracı kuruluşların faaliyetleri, konut sahipliği, gayrimenkul kiralama ve iş faaliyetleri, kamu yönetimi ve savunma, eğitim, sağlık ve dolaylı ölçülen mali aracılık hizmetlerinin GSYH içindeki payı arttı. 2008 yılında GSYH içindeki payı yüzde 23.8 olan imalat sanayinin payı 2009 yılında yüzde 23.2’ye geriledi. 2008 yılında yüzde 13 olan toptan ve perakende ticaretin payı 2009’da yüzde 12.2’ye düşerken, ulaştırma ve haberleşme sektörlerinin payı yüzde 14.7’den yüzde 14.4 düzeyine indi. İnşaat sektörünün payı ise yüzde 5.9’dan yüzde 5.2’ye geriledi.

    /**
    Sabit fiyatlarla Gayri safi yurt içi hasıla gelişme hızları (1998 fiyatlarına göre, yüzde)
    1’inci 2’inci 3’üncü 4’üncü Yıllık
    Çeyrek Çeyrek Çeyrek Çeyrek Ort.

    Tarım, avcılık ve ormancılık 0.8 6.5 3.6 1.5 3.3
    Balıkçılık 10.8 8.4 6.2 13.1 10.8
    Madencilik ve Taşocakçılığı -13.0 -15.3 -3.2 3.5 -6.7
    İmalat Sanayi -22.3 -11.7 -4.5 12.8 7.2
    Elektrik, gaz, buhar ve sıc. su ür. ve dağ. -6.1 -6.0 -4.8 1.5 3.5
    İnşaat -18.6 -21.1 -13.3 -6.6 -16.3
    Toptan ve perakende ticaret -26.2 -15.2 -7.2 10.3 -10.4
    Oteller ve Lokantalar 2.7 1.5 4.7 5.5 3.9
    Ulaştırma, depolama ve haberleşme -16.3 -10.3 -5.0 3.6 -7.1
    Mali aracı kuruluşların faaliyetleri 10.8 7.5 7.8 8.1 8.5
    Konut Sahipliği 4.5 4.8 3.8 3.4 4.1
    Gayrimenkul, kiralama ve iş faaliyetleri -0.4 1.9 6.4 10 4.5
    Kamu yönet. ve sav., zorunlu sosyal güv. 2.4 1.8 3.5 3.6 2.9
    Eğitim 0.7 1.3 3.3 3.1 2.0
    Sağlık işleri ve sosyal hizmetler 0.8 2.9 4.5 4.9 3.2
    Diğer sosyal, toplumsal ve kişisel hiz. Fa. -2.8 -2.0 0.8 -0.4 -1.1
    Ev içi personel çalıştıran hane halkları -1.9 0.3 4.5 7.2 2.3
    Sektörler Toplamı -12.1 -6.8 -1.7 6.4 -3.5
    Dolaylı ölçülen mali aracılık hizmetleri 10.7 6.6 9.5 11.5 9.7
    Vergi-Sübvansiyon -21.9 -7.8 -8.1 6.3 -8.2
    Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (Alıcı fiy) -14.5 -7.7 -2.9 6.0 4.7

    Üst üste yaşanan küçülmelerin ardından, Türkiye ekonomisinin 2009 yılının son çeyreğinde büyümesinde tüketici harcamaları etkili oldu. 2009 yılında yerleşik ve yerleşik olmayan hanehalklarının tüketimi harcamalar yöntemi ve cari fiyatlarla bir önceki yıla göre yüzde 3 artarak 716 milyar 785.5 milyon TL’ye çıktı. 2009 yılının son çeyreğinde hanehalkının tüketim harcamaları cari fiyatlarla yüzde 9.2 oranında artışla 187 milyar 843.4 milyon TL'ye ulaştı. Özel sektörün harcamalar yöntemi ve cari fiyatlarla yüzde 17.4 küçülmeyle 125 milyar 831.8 milyon TL’ye gerilediği 2009 yılında, kamu sektörünün GSYH'si yüzde 5.3’lük daralmayla 34 milyar 781.6 milyon TL olarak gerçekleşti.

    Türkiye İstatistik Kurumu’nun 4’üncü çeyreğe ilişkin olarak açıkladığı GSYH verilerine göre cari fiyatlarla harcamalar yöntemiyle GSYH’ya bakıldığında 2009 yılında gayri safi sabit sermaye oluşumu bir önceki yıla göre 15.1 azalarak 160 milyar 613.5 milyon TL’ye geriledi. 2008 yılında gayri sabit sermaye oluşumu 189 milyar 94.3 milyon TL düzeyindeydi.

    2009 yılının ilk çeyreğinde gayri sabit sermaye oluşumu birinci çeyrekte yüzde 16.3, ikinci seyrekte yüzde 20.9, üçüncü çeyrekte yüzde 15.6, 4’üncü çeyrekte yüzde 6.5 oranında küçüldü. 2009 yılında harcamalar yöntemiyle ve cari fiyatlarla yerleşik hanehalklarının tüketimi 2008’e göre yüzde 2.9 oranında artarak 683 milyar 298.1 milyon TL oldu. Yerleşik ve yerleşik olmayan hanehalklarının tüketimi 2009 yılında bir önceki yıla göre yüzde 3 artarak 716 milyar 785.5 milyon TL’ye çıktı. Yerleşik olmayan hanehalklarının yurtiçi tüketimi yüzde 10.1 artarken, yerleşik hanehalklarının yurtdışı tüketimi yüzde 40.4 oranında artış gösterdi. Harcamalar yöntemiyle ve 1998 fiyatlarıyla yerleşik hanehalklarının tüketimi 2009 yılında yüzde 2.3 azalırken, yerleşik ve yerleşik olmayan hanehalklarının yurtiçi tüketimi yüzde 2 küçüldü. Yerleşik olmayan hanehalklarının yurtiçi tüketimi yüzde 8.5 artarken, yerleşik hanehalklarının yurtdışı tüketimi yüzde 40.2 oranında arttı. 2009 yılının son çeyreğinde ise yurtiçi yerleşik olan ve olmayan hanehalkının yurtiçi tüketim harcamaları cari fiyatlarla yüzde 9.2 oranında artışla 187 milyar 843.4 milyon TL'ye ulaştı.

    -2009'DA ÖZEL SEKTÖR YÜZDE 17.4 KÜÇÜLDÜ-

    2009 yılı özel sektör için kayıp yıl oldu. 2008 yılında 152 milyar 369.2 milyon TL olan özel sektör GSYH’sı, 2009 yılında yüzde 17.4 küçülerek, 125 milyar 831.8 milyon TL olarak gerçekleşti. 2009 yılının birinci, ikinci, üçüncü ve son çeyreğinde sırasıyla özel sektör GSYH’si yüzde 20.3, yüzde 23.4, yüzde 17.7 ve yüzde 6.2 küçülme yaşadı.

    -ÖZEL SEKTÖRÜN MAKİNE VE TEÇHİZAT ALIMI YÜZDE 12.5 AZALDI-

    Özel sektörün makine-teçhizat alımları 2009 yılında bir önceki yıla göre yüzde 12.5 azalarak 80 milyar 617.1 milyon TL’ye düştü. Özel sektörde inşaat 2009 yılında yüzde 24.9 küçülme ile 45 milyar 214.7 milyon TL’ye indi. Mal ve hizmet ihracatı yüzde 2.7 azalarak 221 milyar 30.7 milyon TL, mal ve hizmet ithalatı yüzde 13.8 azalarak 232 milyar 204.3 milyon TL’ye indi.

    2009 yılının son çeyreğinde özel sektörün makine-teçhizat alımları bir önceki yılın aynı dönemine göre 0.7 oranında artarken, özel sektörde inşaat yüzde 16.4 oranında daraldı. Son çeyrekte mal ve hizmet ihracatı yüzde 3.6, mal ve hizmet ithalatı yüzde 3.8 büyüdü.

    -DEVLETİN TÜKETİM HARCAMALARI YÜZDE 15.2 ARTTI-

    Devletin nihai tüketim harcamaları 2009 yılında bir önceki yıla göre yüzde 15.2 artarak 140 milyar 178.3 milyon TL’ye, maaş-ücretler yüzde 13.3 artarak 75 milyar 915.1 milyon TL’ye çıktı. 2009 yılında devlette mal ve hizmet alımları yüzde 17.5 artarak 64 milyar 263.2 milyon TL’ye çıktı. Harcamalar yöntemi ve cari fiyatlarla kamu sektörü GSYH’si yüzde 5.3 küçülmeyle 34 milyar 781.6 milyon TL’ye, kamu sektörünün makine-teçhizat alımları yüzde 10.3 azalarak 5 milyar 969.6 milyon TL’ye geriledi. 2009 yılının son çeyreğinde devletin nihai tüketim harcamaları bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 22.4 artarak 45 milyar TL’ye, maaş-ücretler yüzde 12.2 artarak 18 milyar 998.6 milyon TL’ye çıktı. Devlette mal ve hizmet alımları son çeyrekte yüzde 31.1 artarak 26 milyar TL’ye çıktı. Harcamalar yöntemi ve cari fiyatlarla kamu sektörü GSYH’si son çeyrekte yüzde 7.2 küçülmeyle 10 milyar 257.6 milyon TL’ye, kamu sektörünün makine-teçhizat alımları yüzde 19 azalışla 3 milyar 65 milyon TL’ye çıktı.

    Kamunun inşaat işlerinde harcamalar yöntemi ve cari fiyatlarla GSYH’sı 2009 yılında yüzde 4.2 küçülerek 28 milyar 812 milyon TL olurken, 2009 yılı son çeyreğinde kamunun inşaat işleri yüzde 1.1 daralarak 7 milyar 192.5 milyon TL olarak gerçekleşti.




  • Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre mart ayında ihracat, 2009 yılının aynı ayına göre yüzde 34,34 artışla 9 milyar 569 milyon 397 bin dolar seviyesinde gerçekleşti.

    Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın da katıldığı Kahramanmaraş'ta düzenlenen basın toplantısında TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, mart ayı ihracat rakamlarını açıkladı.

    Büyükekşi'nin verdiği bilgiye göre, bu yılın ilk üç ayında ihracat yüzde 22,36 artışla 25 milyar 686 milyon 32 bin dolar oldu.

    Son 12 aydaki ihracat rakamı ise yüzde 13,21 düşüşle, 101 milyar 777 milyon 88 bin dolar olarak gerçekleşti.


    http://www.sabah.com.tr/Ekonomi/2010/04/01/iste_mart_ayi_ihracat_rakamlari




  • Türkiye'nin dış ticaret açığı patladı. Şubat ayında ihracat azalırken, ithalat yüzde 28.3 oranında artınca dış açık da 4 kat büyüdü.

    Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2010 Şubat ayı dış ticaret istatistiklerini açıkladı.

    Bu yılın iki ayındaki ihracat, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0,8 gerileyerek 16 milyar 189 milyon dolar, ithalatı da yüzde 26,2 artarak 23 milyar 164 milyon dolar oldu.

    Ocak-Şubat döneminde dış ticaret açığı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 242,4 artarak 6 milyar 974 milyon dolara yükseldi.

    2009 yılının Ocak-Şubat döneminde yüzde 88,9 olan ihracatın ithalatı karşılama oranı ise bu yılın aynı döneminde yüzde 69,9'a geriledi.
  • %4.7 küçülme. Demek ki teğet değilmiş
  • Yunanistan bile bizden daha az küçülmüş.
    Birde şunu söylemek istiyorum;
    bazıları tahvil ihraç ettik,şunu bunu ihraç ettik diyor ya...
    Batık yunanistan tahvil ihraç etmiş.
    fabrikalarda binlerce işçi geceli gündüzlü tahvil üretmek için çalışıyormuş
  • 
Sayfa: önceki 3233343536
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.