Şimdi Ara

Ekonomi Üzerine Bir Deneme ( Bilimi İthal Etmekten Çok Uygulamanın, Uyarlayabilmenin Önemi)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
3
Cevap
0
Favori
141
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Arkadaşlar şimdiye kadar faizlerin hep piyasa şartlarına göre belirlenmesi gerektiğini söyledim.


    Enflasyon ile faizi enflasyon seviyesinin üstünde tutarakda mücadele edilebilir dedik.


    Fakat Türkiye gibi iki paralı ( Dolar ve TL) ülkelerde enflasyon ile faiz silahını kullanmanın etkileri Batı'nın gelişmiş ülkeleri ile benzer sonuçlar vermeyebilir bunun nedeni ise güvendiğim bazı ekonomistler göre şöyle aciklaniyor.


    Normalde bir ülke faizleri yükselterek parasının değerini arttırır ve bu parayı harcamak yerine vatandaşın tasarrufa yoneltmesini sağlar. Bu sayede harcamaya dönüşmeyen para tüketimi azaltır , tüketim azalınca fiyat artış hızları düşer ve enflasyon kontrol altına alınır .


    Evet Türkiye olarak bizde faiz arttirirsak TL'nin değeri artacak ve tasarrufa kayış olacaktır.


    Ama Türkiye'de tedavülde olan tek para birimi TL midir ? Biz enflasyonla mücadele amaçlı TL'yi para politikamızla kontrol ediyoruz fakat daha önce ne demiştim ? Türkiye iki para birimi kullanan bir ülkedir.


    Faiz artıp TL değerlendigi zaman ikinci para birimimiz olan dolarda ne olur peki ? Faizler arttığı için , TL mevduat cazip hale geldiği için . İçerde yerliler dışarda ise serbest sermaye hareketlerinden dolayı yabancı hızla Türkiye'de döviz bozarak yine TL varlıklar akacaktır .


    Buda bizi evet ülkenin bir para birimi değerlendikce insanların tasarrufa yönelmesini fakat ülkenin diğer para birimi olan doların tam tersine hızla değer kaybederek ülkedeki ithal mal talebinin - tüketiminin patlamasına buda cari açığa ve bir sonraki büyük kriz için temele yol açacaktır .


    Yani bizim talihsizligimiz ülkede iki para olması ve birini degerlendirdikce diğerinin ucuzlayarak bütün planlarımızı mahvetmesidir.


    Peki bununla nasıl mücadele edilecektir .


    1 - Ya TL'yi değerlendirmeden ve ayrıca enflasyonu azdirmadan uçurumun üstünde çok ince bir ipin üzerinde

    yürüyerek iç üretimin artması bu sayede dış satım ( ihracat) oranı artarken iç piyasada besler ve dış alımi ( ithalat) karşılar hale gelerek enflasyonu üretim artışı ve cari açığı bitirerek temelli ortadan kaldırmaktir.


    Bu çok zor bir süreçtir ve bir bir plan için çok iyi bir durumda iç siyaset , çok iyi durumda dış ilişkiler çok iyi bir durumda merkez Bankası rezervleri ve bütçe yapısı gerekli kısacası bu zor sürece son derece hazır biçimde girmek gerekir.


    İkinci olarak ise faiz arttirirsa bile merkez bankası aracılığı ile piyasadan çok yoğun biçimde döviz çekilerek dovizinde TL gibi baskılanması ve değerli tutulması gerektiğine inanıyorum.


    Türkiye'nin iki paralı , iki para birimi kullanan bir ekonomi olduğunu unutmadan ekonomi politikasi uygulamazsak kitapta öğrendiklerimizi reelde neden ise yaramadığını anlayamayabiliriz.


    Sözün Özü : Dünyada bilimsel yöntem sonucu pek çok doğru üretilmiştir. Fakat Türk Bilim İnsanları Şunu Asla unutmamalıdır ki Batı'nın veya Doğu'nun bilimi o ülkelerin labarotuvar şartlarında bu doğruyu verir.


    Nitekim bu bilgileri olduğu gibi ithal edip yorumlamayı - uyarlamayi, sorgulamayi denemezsek burada deney koşulları değiştiği için doğru bilgi ile çok yanlış çıktılar elde edebiliriz.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 30 Temmuz 2022; 10:18:28 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • Vatandaşın tasarrufa yönelmesi ne demektir sence?


    Ben bu kavramın Türkiye'de doğru anlaşıldığını düşünmüyorum. Biz gelişmiş bir ülke değiliz ve tasarruf etmemiz çok da mantıklı bir yöntem değil çoğumuza göre.


    1800lerin kavramlarının bazıları hala ekonomi biliminde kullanılıyor ancak insan da ekonominin işleyişi de o günlerden bugüne çokça değişti. 10 yıl sonra belki de bankalar iyice piyasada etkisiz olacak ve kriptopara sistemleri ile ekonomi biçimlenecek. Hangi tasarruf demek gerekli, 100 yıl önce tasarruf başka bir şeydi artık başka bir şey. Bir insan neden tüketmek yerine tasarruf etsin? 100 sene önce hiç kimse pc toplamıyordu, cep telefonu almıyordu, tatile dünyayı gezmiyordu vs vs. Tüketmek zorunda olduğumuz o kadar çok şey var ki artık paramız yetmiyor ki istediklerimizin tamamını almaya tasarruf edelim.


    Ekonomi bilimine ait bir çok şey varsayım üzerine kurulu, bu varsayımlar gerçek hayatta bire bir örtüşmüyor bunu da çoğunlukla dar gelirliler görüyor. ABD bile doğru beklentiler içerisine girmiyorken bizim gibi yönetimden ve bilimden nasibini almamış bir ülkede ekonomiyi yönetmek daha da zor.


    Kısmen ikili bir para sistemimiz var şu anda ancak 10-15 yıl öncesinde yoktu böyle bir şey, bunu da unutmamak gerekli. Ülke parası değerli olursa ikinci bir paraya gerek duymaz hiç kimse.


    Bahsettiğin hususlar dalgalı kur rejiminde mi yapılacak yoksa sabit kur rejiminde mi? Bence biz en önce sabit kura dönmeliyiz. Yabancı paranın yatırım olarak gelmesini sağlamalı, cari açık kapatmak için faiz amaçlı gelen yabancı parayı en aza indirmeliyiz. Ülkemiz için en az 10 yıl ihracata dayalı model gerekli ve bu zaman zarfında THY gibi bir çok marka yaratmalıyız. Bu dediklerim kolay mı asla değil. Yapılabilmesi için siyaset üstü bir anlayış gerekli ancak bu siyasetçilerin asla işine gelmez.





  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.