Şimdi Ara

Edebiyatımızdaki En Güzel Beyitler, Kıtalar, Şiirler... (10. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
1.309
Cevap
11
Favori
167.381
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 89101112
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • KÖZ Kİ YANDIĞIN BİLMEZ OCAKTAKİ KÜL OLMASA
    ÖZ Kİ YANDIĞIN BİLMEZ BİR DEĞİŞİK HAL OLMASA



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vaynett -- 14 Ocak 2008; 20:21:54 >
  • Tanzimat döneminde pek çok sistem başarısız olmuş düzen bozulmuş rüşvet ve hakszlıklar alıp başını gitmiştir.tabi devlet tarafından yapılan yenileşme hareketleri başarısız olmuş gerçek anlamda bi yerlere gelememiş ve halkın bu gelişmeleri kabul etmesi çok zor bir hal almıştır.kimsenin kimseye güvenmediği gerçekten çok zor bir dönemdir tanzimatın il yılları...
    dönemin usta kalmelerinden Ziya Paşa, birçok şiirinde yaşadığı dönemle ilgili çarpıklıkları, haksızlıkları, yanlışlıkları ustaca dile getirdi. Dalkavukluğun, riyakarlığın prim yapması; rüşvet, iltimas ve hırsızlığın adeta meşrulaşmış olması şairin isyan etmesine sebep olur. İşin ilginç yanı, okununca sanki Ziya Paşa bir buçuk asır önceki Osmanlı Devleti'ni değil de günümüz Türkiye'sini anlatıyormuş gibi bir duyguya kapılmamızdır.

    Bir gazelinde şair,

    Ne kanuna ne cebr u zûra ne hünkâra tâbidir.
    Bu bendergehte herkes dirhem u dinâra tâbidir.

    der. Günümüz Türkçesi ile şair diyor ki: "Bu alemde insanlar, ne kanunlara ne zora ne de devlet başkanına bağlıdır; herkes paraya bağlıdır; g ünümüz için tek fark para biriminin dirhem ve dinar yerine mark ve dolar olmasıdır.

    Yine ünlü Terkib-i Bend'inde şair, bencil zenginleri hicveder, namus ve fedakârlık duygularının fukaraya mahsusmuş gibi algılanmasını eleştirir:

    İman ile din akçadır eshâb-ı gınâda
    Namus u hamiyet sözü kaldı fukarâda

    Buradaki "eshab-ı gınâ" dan kastedilen şey, sıradan zenginler değil, paragöz ve kolay kazanan ve fukarânın durumunu aklına bile getirmeyen zengin tabakadır.

    Değildi devletin evvel de hâli gerçi pek yahşi (iyi)
    Yazıklar âh kim oldu yamanlardan yaman şimdi

    diyen Ziya Paşa sanki Türkiye'yi anlatıyor.

    Milyonla çalan mesned-i izzette ser-efrâz
    Birkaç kuruşu mürtekibin câyı kürektir.

    beyitinden anlaşılıyor ki 1,5 asır önce de bu ülkede bol miktarda çalanlar değil, çok ufak miktarlarda çalanlar cezalandırılıyordu. Yukarıdaki beyitin günümüz Türkçesi ile meali şudur: "Milyonla çalanlar itibarlı kişiler gibi başı dik gezerken; birkaç kuruş çalanlar kürek mahkumluğu cezasına çarptırılıyorlar." Tıpkı, ülkemizde olduğu gibi! Tüyü bitmemiş yetimin, fakir fukaranın nafakasını, ülkenin eğitimine, sağlığına, alt yapısına harcanacak paraları evrak üzerindeki oyunlarla, dijital manevralarla zimmetlerine geçiren veya batıranların çoğu elini kolunu sallayarak gezerken, baklava çalan, tişört çalan çocuklar büyük bir dirayetle! cezalandırılıyorlar.

    Sirkat çoğalıp lafz-ı sadakat modalandı
    Namus tamam oldu hamiyet yeni çıktı.

    Yani, hırsızlık çoğaldı ancak doğruluğun sadece sözü moda oldu; namus bir kenara itildi, bu sefer insanlar yaptıklarını insanlık namına, kamu yararına yaptıklarını söylemeğe başladılar.

    Aciz olanın ketm olunur hakk-ı sarîhi
    Mahmileri her yerde himayet yeni çıktı.

    Yani, güçsüz insanların ap açık hakkı olan şeyler bile inkar edilirken, korunan güçlüleri her yerde korumak da yeni çıktı.




    Emvâl-ı halkı sârık olup sârikim demez
    Kâtil vebâl-ı katle dahi vermez ihtimâl
    Yani, halkın malını çaldıkları ayan beyan ortada olanlar bile hırsızlık yaptığını kabul etmiyor; tıpkı adam öldürdüğü halde adam öldürmenin günah olduğuna ihtimal bile vermeyenler gibi...

    Bir ülkeyi, esas itibariyle bu ve benzeri olumsuzluklar yıkar. Eğer bir ülkede "adalet" kavramı alt üst olmuşsa, hukuk ayaklar altına alınmışsa, hırsızlık gün ortasında üstelik smokinli, kravatlı insanlar tarafından yapılıyorsa, haklı zayıfları haksız güçlülere karşı koruyacak mekanizmalar yoksa veya bu mekanizmalar hassasiyetini yitirmişse, ülkeyi idare edenlerin bütün bu olup bitenlere karşı yapacakları bir şey yoksa o ülkenin geleceği ciddi tehlikelerle karşı karşıyadır demektir.

    Merhum Namık Kemal'e bazı dostları " üstad hep Osmanlı yıkıldı, yıkılıyor dediğin halde hani hiçbir şey olmuyor, hâlâ ayaktadır" dediklerinde cevabı şu olur: "Beyler, bu Mehmet Efendi değil ki akşam vefat etsin, sabah dört Müslümanın omuzunda taşınarak defnedilsin. Müsaade edin altı yüz yıl yaşayan bir devletin elli yıl da can çekişmesi sürsün." Büyük mütefekkir, son derece haklı idi. Kendisi 1888'de vefat etti. Elli yıl değil, aradan otuz yıl geçmişti ki 1918'de Osmanlı Devleti adeta tuz buz oldu.

    Terkib-bend'den...


    İkbâl için ahbâbı siâyet yeni çıktı
    Bilmez idik evvel bu dirâyet yeni çıktı

    (Yükselmek, iyi bir mevkiye gelmek için dostlarını çekiştirmek yeni çıktı, )
    Önceleri bu beceriksizliği bilmezdik, bu da yeni çıktı

    Sirkat çoğalıp lâfz-ı sadâkat modalandı
    Nâmus tamam oldu hamiyyet yeni çıktı

    (Hırsızlık çoğalıp sadakat sözü moda haline geldi,
    Namusu bitirdik, hamiyet yeni çıktı)


    Düşmanlara ahbâbını zemm oldu zerafet
    Dildardan ağyâra şikâyet yeni çıktı

    (Düşmanlara dostları yermek bir incelik oldu;
    Başkalarına gönül dostlarından şikayet yeni çıktı)

    Sâdıkları tahkîr ile red kaide oldu
    Hırsızlara ikram ü inayet yeni çıktı

    /Sâdık kişileri aşağılama, reddetme benimsenir oldu;
    Hırsızlara ikram ve yardım yeni çıktı/

    Hak söyleyen evvel dahi menfûr idi gerçi
    Hainlere amma ki riayet yeni çıktı

    /Her ne kadar doğruyu söyleyenler de önceleri nefretle karşılanmışsa da
    Ancak hainlere uyma yeni çıktı /

    Evrak ile ilân olunur cümle nizâmât
    Elfâz ile terfîh-i ra'iyyet yeni çıktı

    /Bütün düzenlemeler bazı kâğıtlar ile ilan olunur,
    Söz ile halkın refaha eriştirilmesi ise yeni çıktı/

    Âciz olanın ketm olunur hakk-ı sarîhi
    Mahmîleri her yerde himâyet yeni çıktı

    /Güçsüz olanın en belirgin hakkı saklı tutulur,
    Himaye görenleri her yerde korumak yeni çıktı/

    İsnâd-ı ta'assub olunur merd-i gayûra
    Dinsizlere tevcîh-i reviyyet yeni çıktı

    /Gayretli kişiler taassubla suçlanırken
    Dinsizlere özgü derin düşünce yeni çıktı/

    İslam imiş devlete pâ-bend-i terakki
    Evvel yoğ idi işbu rivâyet yeni çıktı

    /Devletin yükselmesine engel olan İslamiyet imiş,
    Önceleri yoktu, bu rivayet yeni çıktı/

    Milliyyeti nisyan ederek her işimizde
    Efkâr-ı Firenge tebaiyyet yeni çıktı

    /Her işimizde millî benliğimizi unutarak
    Batı düşüncesine körü körüne bağlılık yeni çıktı/

    Eyvah bu bâzîçede bizler yine yandık
    Zîra ki ziyan ortada bilmem ne kazandık

    /Eyvah bu oyunda bizler yine yandık,
    Çünkü zarar ortada bu konuda bilmem biz ne kazandık/


    milyonla çalan mesned-i izzette ser-efrâz
    birkaç kuruşu mürtekibin câyı kürektir.

    diyen şair, devlet adamı. sanki bu günü anlatmıştır.

    beyitin açıklaması : milyonları çalan yücelik mevkiinde başta gelir. bir kaç kuruş çalan ise kürek cezası ile cezalandırılır.


    Ziya PAŞA Terkib-Bend




  • [font="Monotype Corsiva"]



    Güden çoban sürüyü döndürünce ters yöne,

    Geçmez mi sürüdeki topal koyun en öne...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi BARIŞA ÖZLEM -- 14 Ocak 2008; 23:47:43 >
  • [font="Monotype Corsiva"]



    Dün öldü, bugün ise, sanki can çekişmede,
    Yarın henüz doğmadı, doğmayacak belki de...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi BARIŞA ÖZLEM -- 14 Ocak 2008; 23:47:15 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: öSCi



    [font="Monotype Corsiva"]



    Güden çoban sürüyü döndürünce ters yöne,

    Geçmez mi sürüdeki topal koyun en öne...


    Çok güzel..sanırım yanlış yönetilen toplumlarda tıpkı topal koyun gibi,haketmeyen insanların en önemli mevkilere gelişi eleştiriliyor....
  • " Cânı kim cânânı için sevse cânânın sever...
    Cânı için kim ki cânânın sever cânın sever... "


    FUZULİ

    Bu beyitteki ifade bile fuzulinin ne kadar büyük bir sanatçı olduğunu ifade ediyor.Her kim aşık olduğu için kendisini sever ve bu duyguyu tadar ise ki gerçekten bu sevgidir,aşktır,aşkın ta kendisidir...daha açıklayacağım ama ne yazacağımı bilemiyorum gerçekten çok güçlü söylemler bunlar...
  • Ayıttı ol perî bir gün düşüne girüren bir şeb
    Sevincimden nice yıllar geçiptir görmedim uyku.


    O periler güzeli ''Günün birinde, bir gece rüyana gireceğim'' diye söz verdi. Bu sözün sevinciyle nice yıllar geçti ki gözüme uyku girmedi.

    zati...



  • Tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum.
    Gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum...


  • Senden bilirim yok bana faide ey gül
    Gül yağını eller sürer çatlasa bülbül




  • Bilerek mi yanına almadın giderken, başının yastıkta bıraktığı çukuru.
    güveniyordum oysa ben sevgimize, vapur iskelesi ya da tren istasyonundaki saatin doğruluğu kadar.
    beni senin gibi birde annem terk etmişti, ki göbeğimde durur, onun yokluğundan bana kalan çukur.






  • Gün sessizce çekildi güvercin rengi kubbelerden
    ezanlar doldurdu kuş yuvalarını
    hazin ırmaklarda insan yüzleri yüzüyor
    bak onun da yüzünde bir ırmak akıyor şimdi
    ellerin serinlesin diye
    gözlerini sil
    artık nefret etmeyi öğrenmelisin...




  •  Edebiyatımızdaki En Güzel Beyitler, Kıtalar, Şiirler...

    Acılar çekiyoruz... Acılar nefretleri, nefretler yıkımları getiriyor. Hayat tel tel dağılıyor, paramparça oluyor ama kimi zaman yaşanan bir felaket, büyük bir mutluluğun kaynağı olabiliyor.
      Bir çocuğun ağzından dökülen kırık dökük sözcükler, mucizeye dönüşebiliyor... Yaşanan onca mağlubiyete rağmen...

     Edebiyatımızdaki En Güzel Beyitler, Kıtalar, Şiirler...






  • güzel. juhnson lenim bilen varmı





  • Önümüzde gölgeli yollar
    Açıldıkça sessiz ve ıssız;
    Gezdik, gezdik geç vakte kadar...
    Ne söyledik biz orada yalnız?

    Gönlümde sevgiler vardı,
    Çünkü akşam pek füsunkârdı.

    Ne söyledin? Ne söyledimdi?
    Hoş bir masal; belki bir yalan..
    Hep unuttuk onları şimdi.
    Dönüyorken biz o yollardan

    Ellerimde ellerin vardı,
    Çünkü akşam pek füsunkârdı.



    Nurullah Ataç






  • Çılgın zamanlarda yaşamak bize düştü
    ölümün acımasızlığı herzamankinden beter
    gidenler gelenler düşenler
    ah zamanın sonzuzluğunu anlamayanlar
    düştük yola güzel şeyler bulmak umuduyla
    ışıklarıyla büyük şehirler yol oldu bize
    iz sürdük yanlızlığa


  • BARIŞ AKARSU'NUN ANISINA YAZDIĞIM ŞİİR'İM

    B_AKIŞLARINDA SEVDAYI BULDUK

    A_NSIZIN GİTTİN SONSUZLUĞA

    R_ÜZGARLAR KOKUNU ESTİRİYORDU

    I_SSIZ SOKAKLARDA SENİ ARIYORDUK

    Ş_İMDİ YANIMIZDA OLSAN KEŞKE

    **** **** **** *****
    A_ĞLASAK ISLAK,ISLAK OMUZUNDA

    K_ALSAN HEP YANIMIZ'DA OLSAN

    A_YDINLIK GÜLÜŞÜN'LE SARSAN

    R_ESİMLERİN'DEKİ GİBİ SEVGİYLE

    S_ÜRMELİ GÜLÜŞÜN'LE BİZİ HEP SARSAN

    U_NUTULMAYAN SEVDAMIZ OLARAK HEP KALACAKSIN
    BARIŞ AKARSU

    ALLAHTAN RAHMET DİLİYORUM
  • Hep birlik olmuşlar sanki bizi ayırıyorlar

    23.01.2008


    Bugündü doğum günüm.
    Dününün yarınıydı, yarınınınsa dünüydü.
    Bugün de hep birlik olmuşlar sanki bizi ayırıyorlar.
    Son bir kez daha görebilsem seni, tutsam dokunsam ellerine bugünde…

    Gönlümde derman yok artık
    Geçip giderken hayat dediğin
    Aynada yüzüm artık bir eskiyen hüzün
    Bitmeyen güzüm...

    Bugün doğum günüm,
    Sözüm bitti, yağmur olup gitti gözümden
    Sen döndün verdiğin sözünden
    Geçip giderken hayat dediğin...

    Bugün de hep birlik olmuşlar sanki bizi ayırıyorlar.
    Bugündü doğum günüm.
    Yüreğimde bügünde hüzün var,
    Çıplak ağaçlar gibi işim zor...

    İçimde sonbahar
    Arkadaş olmuşlar gözyaşımla bulutlar
    Gün bitmeden bekledim
    Dün dünde kalmıştı, bugün de bitti, bugünde bitti...

    ...
     Edebiyatımızdaki En Güzel Beyitler, Kıtalar, Şiirler...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Ömer -- 28 Ocak 2008; 12:38:54 >








  • ve
    Her akşamüstü oyuncakçı
    camekanından
    çocuk ellerinin
    izlerini
    siler


    :(








  • Beyaz adam
    özgürlük adına
    dev bir kadın heykeli dikti
    doğu denizinin kıyısına
    ve her gece
    altında dans ettiğimiz yıldızları
    bayrak diye tutsak etti
    bir bez parçasına
    Beyaz adam
    özgürlük gibi adaleti de
    bir kadın heykeliyle simgeledi
    ama elinde terazi tutan
    zavallı kadın
    gözleri bağlı olduğu için
    kendisine tecavüz edenin
    kim olduğunu göremedi...






    Özgürlük
     Edebiyatımızdaki En Güzel Beyitler, Kıtalar, Şiirler...


    Adalet

     Edebiyatımızdaki En Güzel Beyitler, Kıtalar, Şiirler...







  • 
Sayfa: önceki 89101112
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.