Şimdi Ara

Dünya Petrol Krizi - Peak Oil (147. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
3.090
Cevap
40
Favori
188.747
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 145146147148149
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Bu gidişle Büyük Doğu Paktı veya benzer isimli bir oluşumun kurulması olası görünüyor. Bu olursa, soğuk savaş döneminin dünya geneline yayılmış halini göreceğimizi düşünüyorum.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Konuyla ilgili çok güzel bir derleme:

    1* ikinci dünya savaşının ardından yalta'da buluşan rusya, ingiltere ve amerikan başkanları daha fazla "birbirleriyle savaşmamak" üzere anlaştılar ve dünyayı paylaştılar. çok kısa bir süre sonra stalin kars ve ardahan yöresinde hak iddia edince ülkede "komünist tehlike" patlak verdi. bu tehlike karşısında türkiye amerikanın başını çekti nato kanadına kaydı. ilerleyen yıllarda başka bir ülkede devrim yaşanıyor ve bu ülke sovyetler birliğinin oluşturduğu bloka kayıyordu: küba devrimi...

    2* dünya yeni bir savaşa doğru sürükleniyordu: soğuk savaş. 1950'li yılların sonuna doğru amerika ve rusya'nın başını çektiği iki kutuba ayrılıyor, savaş tehditlerinin arttığı, askeri harcamaların tavan yaptığı senelere giriliyordu. soğuk savaş boyunca amerika ve rusya asla pes etmedi, dünya senelerce çok büyük bir savaşın çıkacağı telaşı ile yaşadı. fakat mücadelenin sonunda sovyetler birliği çöktü. böylece amerika'nın savunduğu liberal ekonomik sistem dünyaya hakim konuma ulaştı. dağılan sovyetler birliği gücünü büyük oranda kaybetti ve soğuk savaş sona erdi. sovyetler birliğinin dağılmasından uzun bir süre boyunca rusya asla amerika'ya kafa tutabilecek konuma ulaşamadı. taa ki 2014 baharına kadar.

    3* sovyetler birliği döneminde devlet hemen her alana hakimdi. kurumların büyük bir bölümü devlete aitti. sistem çökünce devletin başına boris yeltsin getiriliyor ve böylece amerika'nın istekleri doğrultusunda sistem değiştiriliyordu. rusya liberal ekonomik düzene sokulmaya çalışıldı. yedi yıl süren uruguay müzakerelerinin ardından gümrük tarifeleri indirildi, bütün ülkelerin piyasaları dünyaya açıldı. uluslar üstü bir kurum, dünya ticaret örgütü, dünya ticaretinin jandarmalığını yapmak ve liberalleşmenin önünü daha da açmak üzere cenevre’de kuruldu. devlet kurumları hızlı bir şekilde amerikan güdümündeki rus işadamlarına yok pahasına satılmaya başlandı. devlet öyle hızlı küçülmeye başlamıştı ki, rusya’ya uygulanan şok terapi ile birlikte ülke ekonomisi 1990’ların sonunda yüzde 40 küçülmüştü. yaşanan durum halkta ciddi bir endişe yaratıyor, devletin orantısız çözülmesi ve 1998 yılında yaşanan kriz ortamı bir politikacıya inanılmaz yarıyordu. bu politikacı iki sene sonra liderliğe yükselecekti: putin.

    4* putin'in gelişiyle beraber rusya'yı kontrol etmeye çalışan odakların oyunu bozuldu. devlet yok pahasına sattığı kurumları geri almaya başladı. putin'in talimatıyla bu kurumları satın alan amerikan güdümündeki genç rus iş adamları tutuklanıyor kaçabilenler kaçıyordu. hatta onlardan bir tanesi ingiltere'ye yerleşiyor ve bir kulüp satın alarak medyanın gözbebeği haline geliyordu: roman abramovic...

    5* putin ülkeyi 14 yıldır idare etmesine karşın asla macera peşinde koşmuyor, ülke ne eski sosyalist yapısına geri dönüyor, ne de kontrolsüz liberalleşen bir amerikan güdümüne giriyordu. rusya zaman içerisinde batı ile uyumlu fakat asla müttefik olmayan bir politik sahaya yerleşti. bu politik duruş dünyaya uzun bir süre barış getirdi. taa ki batı'nın dünyanın belirli bir bölgesine çıkardığı karmaşaya dek: arap baharı...

    6* kaddafi 40 yıldır lideri olduğu libya'ya huzur getirmişti. her ne kadar ülkesi refaha ve huzura kavuşmuş olsa da kaddafi bir diktatördü ve her an istediğini yapacak güce sahipti. nitekim 2010 yılından itibaren sık sık "petrol için yeni para birimi oluşturma" fikri onun sonu oldu. 2011 yılında patlak veren arap baharı önce kaddafi'yi yuttu. diktatör halkı tarafından parçalandı. böylece rusya önemli ilişkilere sahip olduğu libya'yı kaybetti. libya başını fransızların çektiği koalisyon tarafından işgal edildi. fransa'nın libya konusunda atak ve istekli olmasının nedeni dünyanın sayılı kuruluşlarından biri olan "total" petrol şirketiydi. şirket libya petrollerine gözünü dikmiş ve muhtemelen fransız hükümetini müdahale için zorlamıştı. fakat bu pek de kolay olmamıştı.

    7* dünyayı ciddi biçimde sarsan 2008 ekonomik krizi aslında bir çok ekonomist için beklenen birşeydi. zira başını fransız bir ekonomistin de çektiği grup deregüle vaziyette olan finans sisteminin hızlıca regüle edilmesini yani denetlenmesini istiyordu. bunun karşısında olan liberal gurup finans sisteminin daha serbest olmasını ve yatırımların maksimum seviyede kalmasını talep ediyordu. obama seçim vaadlerinde sık sık "sistemi regüle edeceğinden" bahsediyor, seçime giriyor ve kazanıyordu. buna rağmen sistem asla regüle edilmedi. sistemin en riskli noktası derecelendirme kuruluşlarının özel olmasıydı. devlet asla derecelendirme kuruluşlarını denetlemiyor, bu kuruluşların piyasaya önerdiği ve derecelendirdiği kağıtlar bir çok yatırımcı tarafından tercih ediliyordu. sonunda beklenen oldu, bu kuruluşların şiddetle önerdiği ve güvenli bulduğu kağıtların büyük bir bölümü battı. böylece bu kağıtlara sahip olanlar ellerinde olanların tümünü kaybetti. bu kağıtları sigortalayan sigorta şirketleri büyük bedeller ödemek zorunda kaldı. böylece derecelendirme kuruluşlarından tutun, dünyanın bir çok yerindeki yatırımcılara ve sigorta şirketlerine varan bir çok ekonomik figür zarar gördü. bu nedenle ortaya derin bir finans krizi çıktı. zayıf olan şirketler borçlarını kapatmak için kredi bulamadı. böylece iflaslar ortaya çıktı. bu yaşanan olayların sonunda bir çok derecelendirme kuruluşuna soruşturma açıldı. bazı ekonomistler tutuklandı. fakat tüm bunlara rağmen sistem regüle edilmedi. bazı büyük şirketler ise bu işten karlı çıktı, batan bir çok şirketi bu büyük şirketler satın aldı. regülasyon taraftarları haklı çıkmıştı. bu gurubun en önde gelen ismi ise tanıdıktı: imf başkanı dominique strauss kahn... kahn ısrarla bu sistemin yanlış olduğunu ve düzeltilmesi gerektiğini haykırmıştı. sonra ne hikmetse başına gelmedik kalmıyor. 2011'de tecavüz suçlamasıyla tutuklanıyordu. kefalet talebi reddedilen kahn medya tarafından linç ediliyor ve kelepçeli fotoğrafları basına servis yapılıyordu. fransa cumhubaşkanlığı için çalışma yapan kahn imf başkanlığından istifa etmek zorunda kalıyor ve sonra hapse mahkum oluyordu. küresel çetelerin affı yoktu.

    8* rusya kaddafi'nin düşmesiyle birlikte arap baharının diğer müttefiklerini de yutacağı endişesine kapılıyor ve tüm gücüyle bir iç savaş yaşayan suriye'nin yanında oluyordu. bu nedenle amerika suriye politikasını değiştirmek zorunda kalıyordu. brzezinski bu politikanın zaten hatalı olduğun deklare etmişti. brezinski'nin açıklamarından birkaç hafta sonra suriye'de esad'a karşı savaşan el nusra örgütünün tepedeki iki ismi kavga etti. ebu bekir el bağdadi kendi örgütünü kurmak üzere el nusra'dan koptu ve böylece ışid kuruldu. bu gelişme üzerine amerika'nın suriye'ye müdahale etmesine imkan tanıyan terör kartı devreye girdi. fakat tam da bu esnada putin öyle bir hamle yaptı ki, tüm herşey allak bullak oldu: ukrayna olayları...

    9* batı, hem kuzey afrika'da hem ortadoğuda hem de ukrayna'da aynı anda faaliyetteydi. tüm bu faaliyetler rusya'nın aleyhineydi. libya'nın kısa sürede düştüğünü gören rusya ukrayna'nın da düşmesine tahammül edemezdi. ukrayna 1991 yılında sovyetler birliğinden ayrılmış, 2004 yılında george soros destekli olduğu iddia edilen turuncu devrimle batı yanlısı sisteme kaymıştı. 2014 başlarında ise ab ile bütünleşmek için anlaşma imzalamak üzere olan ukrayna rusya'nın araya girmesiyle son anda anlaşmadan vazgeçti. bunun üzerine ortaya çıkan sokak hareketleri neticesinde ukrayna karıştı. putin son anda ukrayna'yı kaybetmekten kurtulmuştu. fakat bu durumun böyle gitmeyeceğini biliyordu. işte bu olayların yaşandığı esnada çok radikal bir karar alan putin kırım'ı ilhak etti ve topraklarına kattı. batı neye uğradığını şaşırdı. böyle bir hamleyi asla beklenmiyordu. nato derhal toplandı, ciddi bir uyarı verildi fakat putin gemileri yakmıştı. libya'da yaşananların tekrarlanmaması için suriye ve ukrayna'ya sıkıca sarıldı. rusya batıya meydan okuyordu. putin bununla da kalmıyor ve ukrayna'da bulunan rus yanlılarına silah dağıtıyordu. son olarak rus ordusu da ukrayna sınırına dayanınca ipler an ipler koptu.

    10* amerika bu hamleye karşılık kendi hamlesini yaptı. böylece 2014 yılının bahar ayında yeni bir savaş başlamış oldu, bu savaş bilinen "askeri savaş" değildi. bu savaş "ekonomik savaş"tı. ilk aşamada rusya’ya vize muafiyeti müzakerelerinin askıya alındığını duyuruldu. nato da rusya ile tüm işbirliğini gözden geçirme kararı aldığını açıkladı. ardından amerika derhal rusya ile ticaret yapan müttefiklerinin bu ticaretleri sonlandırmasını istedi. böylece rusya'ya karşı batı ambargosu başladı. fakat fransa rusya'yla yapmış olduğu 1 milyar euro'luk anlaşmanın iptal edilmesi halinde zararının karşılanmasını istedi. aksi taktirde anlaşmayı bozmayacağını duyurdu. rusya ile fransız total petrol şirketinin sıkı ilişkileri bulunuyordu. bunun yanında doğu avrupa ülkeleri de bu ambargodan olumsuz etkilendi. çünkü bu ülkelerin savunma sistemleri rus yapımıydı. bu nedenle ruslardan aldıkları mallar ruslara sattıkları mallardan fazlaydı. amerika'nın ambargo hamlesi ilk etapta ruslardan çok avrupa ülkelerini vuruyordu.

    11* amerika bir kaç gün içinde yeni bir hamle yaparak iki rus bankasının avrupaya girmesini yasakladı: gazprombank ve veb.
    gazprom rusya'da çıkan doğalgazı yönetirken veb ise petrolü yönetiyordu. bu şirketler büyük oranda devlete aitti. bu hamle ile rus bütçesinin %40'ını oluşturan doğalgaz ve petrol ihracatın kesilmesi hedefleniyordu. fakat madalyonun bir de öteki yüzü vardı. bir çok avrupa ülkesi rus gazıyla ısınıyordu. rus gazının yasaklanması demek avrupa'nın kışın gazsız kalması demekti. bu nedenle ambargonun sadece "petrol ve gaz arama faaliyetleri ile sondaj faaliyetlerini" kapsaması kararlaştırıldı. rusya ise bütçesinin %40'ını hedef alan bir ambargo yaşamamak bu durumu kabullendi. fakat işin komik yanı iki amerikan şirketi rusya ile kutuplarda sondaj ve petrol arama faaliyetleri güdüyordu. bu faaliyetlerin toplam hacmi 4 milyar dolar civarındaydı. böylece amerika da bu ambargo nedeniyle zarar görmüş oluyordu. fakat bu iki şirket 4 milyar dolarının kaybolma pahasına ambargoyu destekledi. amerika ortaya çıkan bu gaz krizini kökünden çözmek ve avrupa'yı rus gazı tehdidinden kurtarmak için başka bir yol arayışına girdi: akdeniz'de gaz arama faaliyetleri...
    şimdi kıbrıs'ta yaşanan "gaz arama" tartışmalarının neden bu kadar önemli olduğunu anladınız mı?

    12* rusya amerika'nın ikinci hamlesine karşılık yeni bir hamle yaptı: yaş sebze ve meyve ithalat yasağı...
    rusya ab ülkelerinden ciddi miktarda yaş sebze ve meyve ihtalatı yapıyordu. getirilen yasakla birlikte bir çok avrupa ülkesindeki tarım faaliyetleri zarar görecekti. amerika ise ab nezdinde bir fon oluşturacağını ve ürünü elinde kalan ab'li tarımcılardan bu ürünlerin satın alınacağını açıkladı. satın alınan bu ürünler ücretsiz olarak kamu kuruluşlarına ve okullara dağıtıldı. yaşanan bu ekonomik restleşmeler karşısında putin bu durumdan çok da endişe ediyor gibi görünmüyordu. rus lider, ortada ekonomisi yeniden gerilemenin eşiğinde bir avro bölgesi varken, rusya zaten kemer sıkmaya çoktan alışmışken, ambargo savaşına girilmesi halinde ilk pes edecek tarafın henüz ekonomik durgunluktan çıkamamış olan batı olacağını düşünüyordu.

    13* aradan geçen bir kaç aya rağmen ne rusya ne de rus ekonomisi ciddi bir sıkıntı yaşamayınca üçüncü hamle de devreye sokuldu. önceki hamlelerden farklı olarak rusya’nın önemli enerji ve savunma şirketleriyle bazı büyük bankalarını hedef alındı. bunların yanında ek olarak askeri alanda faaliyet yürüten rus şirketler kategorisine, kalaşnikof üreten ıjmaş, tank ve zırhlı araç üreten uralvagonzavod, s-300 füze sistemleri üreten almaz-antey, bazalt füze fabrikası, askeri elektronik donanım firması kret, sozvezdiye şirketi, rusya makine kimya npo maşinostroyenye ve askeri sanayi cihazları üreten cihaz mühendisliği bürosu girdi. bu hamle neticesinde rus rublesi new york borsası'nda %5 değer kaybı yaşadı. fakat putin geri adım atmadı, bizzat açıklama yaptı ve “rusya ile yaptırımlar diliyle konuşmak anlamsız. abd’nin, yaptırım silahını kullanmaya devam etmesinin bumerang etkisi yaratacağı unutulmamalı. rusya ekonomisi zarar görecek mi? görecek. abd ekonomisi de bu işten zarar görmeden çıkmayacak. washington tarafından atılan adımlar abd ile rusya arasında ilişkileri çok daha büyük çıkmaza sokmak anlamına geliyor” dedi. buna karşılık obama ise "abd'de faaliyet gösteren rus şirketlerin mallarının dondurulacağını" söyledi ve "abd dediğini yapar" diyerek kararlılığını gösterdi. savaş gittikçe kızışıyordu.

    14* putin'in geri adım atmaması üzerine üçüncü hamlenin vitesi artırıldı. yaz sonu gibi tüm ab ülkelerinin de ambargoya katılması sağlandı. önceki şirketlere ek olarak rusya'nın en büyük bankası olan sberbank'ın avrupa ve abd'deki faaliyetleri durduruldu. bankadan kredi alınmayacak ve bankaya kredi verilmeyecekti. rus ticaret şirketleriyle ekonomik anlaşmalar durdurulacaktı. rusya'nın enerji, savunma ve sanayi gibi alanlarda abd ve avrupa birliği üyesi ülkelerden kredi almasının önüne geçilecekti. eylül ayında rus yapımı arabaların avrupa'da satışı yasaklandı. askeri anlaşmalar iptal edildi. silah satın alma anlaşmaları feshedildi. avrupa'da iş yapan ünlü iş adamlarının vizeleri iptal edildi. hesapları donduruldu, iş yapmalarının önüne geçildi. tüm bu gelişmelere karşın rus tarafı yeni bir hamleyi uygulamaya koydu. rusya ab'nin ambargosuna karşı olarak yeni bir ülke ile yakın ilişki kurmaya başladı. hatta bu ülke ile yeni bir "serbest ticaret anlaşması" imzaladı: türkiye!

    15* rusya ilk olarak ab ülkelerine koyduğu yaş sebze ve meyve ithalatı yasağına karşın bu gıdaları türkiye'den almıştı. ilerleyen zamanlarda yaşanan yeni ambargolar türkiye ile rusya'yı daha da yakınlaştırmış ve bu yakınlaşma bir serbest ticaret anlaşması ile pekiştirilmişti. işte tam ta bu olaylar üzerine çok önemli bir gelişme yaşandı. belli ki birileri türkiye'yi ufaktan cezalandırmak istiyordu: kobani olayları.
    tam da türk-rus ilişkilerinin ısındığı dönemde ışid türkiye sınırına iyice yaklaşıyor ve kürt bölgesi olan kobani'de katliamlar yapmaya başlıyordu. bu katliamlar suriye ve ıraktaki kürtler tarafından önlenmek isteniyor fakat türkiye bu konuda ışid'le karşı karşıya kalmak istemiyordu. tam da bu noktada, 6-10 ekim tarihleri arasında kobani olayları patlak verdi. güneydoğu bölgesinde ciddi bir ayaklanma çıktı ve türkiye ciddi bir karışıklık tehlikesi yaşadı.
    şimdi kobani'nin neden bu kadar önemli olduğunu daha iyi anladınız mı?

    16* tüm bu yaşananlar esnasında rus ekonomisi de ciddi anlamda yara alıyordu. rusya, 2008 krizi öncesi yüksek seyreden petrol fiyatlarının da etkisiyle %7-9 arası büyüme sağlamış, 2008 krizi sonrası ise %4-5 bandı arasında büyüme performansı kaydetmişti. özellikle 2012'den itibaren büyüme performansı gerilemeye başlarken, 2013 yılında %1,3 büyüme kaydedildi. ambargolar sonrasında ise rusya 2014 ilk çeyrekte %0,9 ikinci çeyrekte ise %0,8 büyüdü. ımf 2014 yılı rusya büyümesini %0,2 olarak tahmin ederken, 2015 büyüme beklentisini %1.00'den %0,50'ye çekti. benzer şekilde dünya bankası da 2014 büyüme öngörüsünü %1,1'den %0,5'e, 2015 öngörüsünü ise %1,2'den %0,3'e çekti.

    17* tam da bu günlerde hiç yaşanmayacak birşey yaşandı. yıl başında amerikan ambargosuna rağmen anlaşmaları iptal etmeyen fransa'nın en büyük şirketlerinden olan total petrol şirketinin ceo'su christophe de margerie rusya ziyaretinden dönerken geçirdiği kazada yaşamını yitirdi. amerikan ambargosuna rağmen rusya ile yakın ilişkiler kuran total rusya'ya ukrayna konusunda karşı çıkmamış ve iki taraf sık sık birbirini öven konuşmalar yapmıştı. belli ki total oyun kuralları dışına çıktığı için cezalandırılmıştı. filler tepişirken çimler eziliyordu fakat bu kez bir fil de ezilmişti.

    18* rusya'daki tek sorun büyüme rakamları da değildi. ambargo yeni sorunlar doğurmuştu: işsizlik ve enflasyon!
    enflasyon 2012 nisan ayında %3,6 ile dip seviyesini görürken bu seviyeden yükselmeye başladı, 2013 yılında %6-7 bandını gördükten sonra, 2014 eylül ayında %8.00 seviyesine ulaştı. ukrayna ile yaşanan gerginlik ve batı yaptırımları ile ruble değer kaybetmeye devam etti. 2013 yılı sonunda %5,6 olan işsizlik oranı %6,5'e çoktan ulaştı. amerika asıl hamlesini ise sona saklamıştı. vakti geldiğinde o hamlesini de yaptı ve rusya'nın en büyük geçim kaynağını baltaladı.

    19* 1. dünya savaşı patlak vermeden önce osmanlı devleti tüm ortadoğu ve arap yarımadasına sahipti. fakat bu topraklarda osmanlı hakimiyetine karşı isyan çıkması için büyük bir ingiliz gayreti bulunuyordu. bu gayreti sezen 2. abdülhamit ortadoğuda önemli bir role sahip şerif hüseyin'i istanbul'a hapsetti. daha sonra abdülhamit tahttan düştü ve iktidarı ele alan ittihat ve terakki cemiyeti korkunç bir hata yaptı. şerif hüseyin'i, osmanlı'ya sadık kalmak koşuluyla mekke şerifi ilan etti. 1. dünya savaşının patlak vermesiyle ingiliz desteğini arkasına alan hüseyin osmanlı devletine isyan etti ve filistin cephesinde osmanlı devletine karşı ingilizlerle ittifak yaptı. şerif hüseyin dışında bir çok aşiret osmanlı'ya karşı isyan bayrağını açmıştı. ingiliz desteğini arkasına alan hüseyin önce mekke'yi osmanlı'nın elinden aldı. ardından medine'ye yürüdü. fakat medine'de hiç tahmin etmediği savunmayla karşılaştı.

    20* medine 1916'da kuşatılmasına karşın fahrettin paşa komutasındaki osmanlı birliği direniyordu. 7 kasım 1917'de gazze, 26 aralık 1917'de kudüs düştü. osmanlı idaresiyle tüm bağlantısı kopan fahrettin paşa herşeye rağmen direniyordu. bu esnada 1. dünya savaşı sona erdi. mondros ateşkes antlaşması imzalandı. antlaşma gereği osmanlı askeri silah bırakmalıydı. fakat medine müdafaası sürüyordu, istanbul hükümetinden gelen "teslim ol" emirlerine rağmen teslim olmuyordu. medine'de destansı bir olay yaşanıyordu. fahrettin paşa şehri bırakmıyordu çünkü medine sıradan şehir değildi. hz. muhammed'in mezarı ve daha bir çok kutsal mekan bu şehirdeydi. buna karşın ingilizler fahrettin paşa'nın mondros ateşkes antlaşmasına uymaması nedeniyle osmanlı devletine nota verdi.

    21* yeniden savaş çıkması ihtimali doğunca padişah vahdettin bizzat devreye girdi ve fahrettin paşa'dan "medine'nin teslim edilmesini" rica etti. islam halifesi peybamberinin mezarını haçlı ordusuna bırakıyordu. tarih böyle birşey yazmamıştı. fahrettin paşa için son yaklaşıyordu. şehirde yiyecek birşey kalmamıştı. üstelik yaralılar ve hastalar iyice zor durumdaydı. askerinin perişan halini gören fahrettin paşa sonunda savunmayı bıraktı. osmanlı'ya isyan eden ve medine'yi kuşatan araplar bile yaşanan dramatik olay karşısında gözler yaşlarına engel olamıyordu. fahrettin paşa son bir kez peygamberin mezarına gitti ve af diledi. orada bulunan herkes hüngür hüngür ağlıyor, ingiliz askerler gördükleri bu sahne karşısında derinden etkileniyordu. fahrettin malta'ya sürgün edildi. daha sonra kaçarak mustafa kemal'in yanına geldi milli mücadeleye katıldı. çünkü osmanlı devleti teslim olmuştu. paşa ise direnen mustafa kemal'in yanında saf tutmuştu. şerif hüseyin ise medineyi ingilizlerden aldıktan sonra kendisini halife ilan etti. fakat hilafeti kısa sürdü. çünkü osmanlı'ya isyan eden başka bir arap aşiret lideri abdülaziz el-suud da ingilizlerle anlaşmıştı. şerif hüseyin'in kontrolden çıkma ihtimaline karşı daha güvenilir bulduğu suud ailesine destek veren ingilizler şerif hüseyin'i sattı. batı kendisine uşaklık edenleri günü gelince ortada bırakmasını iyi bilirdi. bu akıbeti daha sonra usame bin ladin, mübarek, saddam ve kaddafi de yaşayacaktı.

    22* hüseyin devrildikten sonra sürgün edildi ve abdülaziz el-suud 1926'da krallığını ilan etti. fakat durmadı, 1932 yılına kadar savaşan abdülaziz el-suud tüm arap yarımadasını ele geçirince taç giydi ve suudi arabistan krallığı kuruldu. topraklardan petrol çıkması üzerine büyük servetin sahibi oldu. amerikan petrol şirketleriyle büyük yakınlık kuran abdülaziz el-suud hayatı boyunca hep güvende kaldı. 1953'te öldü. yerine oğulları sırayla geçti. ve 1 ağustos 2005'te küçük oğlu abdullah bin abdülaziz el-suud 5. suudi arabistan kralı oldu. osmanlı devletine ihanet eden suud ailesi tüm arap zenginliklerinin tek sahibi ve çok büyük bir serveti elinde bulunduruyor ve ülkedeki tüm anti-demokratik faaliyetlere rağmen batı asla suudi arabistan'a demokrasi götürmüyordu.

    23* hain abdülaziz el suud'un oğlu abdullah geçen ay zor zamanında bir kez daha amerika'nın yardımına koştu ve yıllık petrol üretim hedefini bağlı bulunduğu opec (petrol ihraç eden ülkeler) kriterlerini aykırı olarak 10 milyon varilden 12 milyon varile çıkardı. böylece piyasaya talep fazlası petrol pompalandı. 2014' başlarında varil fiyatı 110 dolar olan petrolün fiyatı önce 70 dolara ardından da 60 dolara çakıldı. böylece gelirlerinin %70'ini sattığı petrolden kazanan rusya büyük bir darbe almış oldu. suudi arabistan amerikan menfaatleri uğruna tüm petrol piyasasını hallaç pamuğuna çeviriyordu. bu hamle rusya'nın dışında başka bir ülkeyi daha bitiriyordu: iran...

    24* iran 2015 yılı bütçesini petrol fiyatlarının 95 dolar olduğu varsayarak hazırlamıştı. iki ay önce yaşanan düşüş nedeniyle bu planı revize edildi ve petrol fiyatı 70 dolar üzerinden hesaplandı. fakat çok geçmeden petrol fiyatları 60 doları gördü. arabistan yanında birleşik arap emirlikleri ve katar da fazla petrol üreterek fiyatların düşmesi için kolları sıvadı. iran’ın 2011 yılında 120 milyar dolara kadar çıkan ihracatı, bu yıl 61 milyar dolara geriledi. 5 yıl önce 2015 yılında 160 milyar dolarlık ihracat hedefi belirleyen iran yaşanan bu gelişmeler nedeniyle bu hedefi 160 milyar dolardan 40 milyar dolara indirmek zorunda kaldı. tüm bu olaylara rağmen suudi arabistan’ın petrol bakanı fiyattaki düşüşe rağmen petrol üretimini azaltmayacağını açıkladı. bakan ali el naimi 27 kasım’da, petrol arzında sorun yaşanması durumunda ülkesinin günlük petrol üretimini arttırmaya hazır olduğunu da söyleyerek hastalıkta ve sağlıkta ölüm onları ayırana dek amerika ile birlikte olduğunu ilan etti.

    25* putin bu gelişmeler karşısında sıkıştığı köşeden kurtulabilmek için türkiye ile daha sıkı ilişkiler kurmak istiyordu. türkiye ise batı'nın sadık bir müttefiki olarak şimdiye dek hiç bir zaman rusya ile sıkı ilişkiler kurmamıştı. çünkü türkiye bir yandan ambargoyu fırsata çevirmek isterken öte yandan amerika'yı karşısına almak istemiyordu. zira ruslarla imzalanan serbest ticaret anlaşması sonrasında patlak veren kobani olaylarında gerekli uyarı alınmıştı. bu nedenle ruslarla olan ticari ilişkilerde asla çok büyük bir yükseliş yaşanmadı. türkiye, 12,6 milyar dolarla tüm zamanların en yüksek ekim ayı ihracat rakamına ulaştı ama tam da bu ay itibarıyla rusya’ya ihracat yüzde 20,6 geriledi. ilk 10 ay için türkiye’den rusya’ya ihracatın toplam rakamı ise 5 milyar dolarda kaldı. geçen yıl türkiye’den rusya’ya yapılan ihracat yıllık bazda 7,1 milyar dolara ulaşmış, ilk 10 ay içinde rakam 5,9 milyar doları bulmuştu. yani türkiye ambargo krizini fırsata çevirmeyi reddetmişti.

    26* işin ilginç yanı, böyle bir olay tarihte bir kez yaşanmıştı. 1996 yılında yaşanan petrol fiyatlarındaki düşüş ve çeçen savaşı nedeniyle bütçesi açık veren rusya 1997'de büyük bir kriz yaşadı. 1998 yılında büyük bir develüasyon oldu, faizler %200'e fırladı. rus ekonomisindeki bu çöküş türkiye'yi de etkiledi ve bir yıl sonra türkiye'de büyük bir kriz patlak verdi.

    27* tüm bunların yanında aralık ayı başında abd temsilciler meclisi, rusya karşıtı olarak bilinen ve yeni ambargolar barındıran 758 nolu kararı onayladı. amerikan temsilciler meclisi üyesi dennis kucinich yasa için "rusya'ya karşı soğuk savaş ilan etmekle eşdeğer"açıklamasını yaptı.

    28* düşen petrol fiyatları ve rus ekonomisinin daralmaya başladığı günlerde, 1 aralık'ta putin türkiye'yi ziyaret etti. türkiye ab ülkelerinin aksine ambargoya katılmamış ve daha serbest bir pozisyon edinmişti. türkiye ne amerikayı kızdırıyor ne de rusya'yı küstürüyordu. bu durum putin'i de sevindiriyor olacak ki, rusya türkiye'ye sattığı doğalgazda indirime gitti. türkiye düşen fiyatlar nedeniyle mahkemeye gidebilirdi fakat ilişkileri soğutmak istemediği için böyle bir yol izlemedi. görüşmeye doğalgaz anlaşması damgasını vurdu. putin rusya'dan avrupa'ya bulgaristan üzerinden geçmesi planlanan güney akım projesini son anda iptal etti ve projenin türkiye üzerinden geçmesi için teklifte bulundu. putin yeni bir hamle yapmıştı. bunun yanında rusya’dan ucuz fiyatla doğal gaz alınacak, türkiye sanayi sektörünü desteklemek üzere sivil amaçlı nükleer santraller kurulacak, amerikan ambargosuna rağmen, türkiye tarımsal ürünleri rusya’ya satılacaktı. böylece rusya türkiye'yi kendi safına çekmek istiyordu. erdoğan ise ticaret hacminin 2020'de 100 milyar doları geçmesini istediklerini belirtiyordu fakat basına açık ikili görüşmeler esnasında erdoğan putin'i "esad konusunda" üstü kapalı eleştiriyordu. erdoğan olası bir ittifakın öyle kolay olmayacağı mesajını veriyordu. tam da bu gelişmenin üzerine, belki kimsenin de bağlantı kuramadığı bir gelişme yaşandı. amerikan istihbaratı 3 aralık'ta gaziantep'in ışid tarafından bombalanabileceğini duyurdu. zamanlama manidardı. amerika türkiye'ye açıkça uyarı vermişti.

    29* bu gelişmelerin üzerine son olarak geçen hafta çok büyük bir iddia ortaya atıldı. swıft'in kapatılması!!!
    --- spoiler ---
    society for worldwide ınterbank financial telecommunication'ın kısa adı olan swift; tüm dünyadaki bankalar arasında elektronik fon transferi standardı sağlayan bir sistemdir. u sistem bıc (bank ıdentifier codes) kodu yani banka tanımlama kodu sayesinde her bankayı tanımlamaktadır. swift sistemi 1973 yılında kuruldu ve 1977 yılında fiilen çalışmaya başladıswift
    --- spoiler ---
    önce bazı çevreler rusya'nın uluslararası swıft ödeme sisteminin kapatılabileceğini iddia etti. haber basında sıkça yer alınca ortalık yerinden oynadı. konu önemliydi çünkü swift sisteminin kapatılması rusya'nın ekonomik sistemini dinamitlemek anlamına geliyordu. rusya vtb finans grubu yönetim kurulu başkanı andrey kostin "bu savaş anlamına gelir" açıklamasını yaptı.

    30* tüm bu gelişmeler, ambargolar, spekülasyonlar ve petrol fiyatlarının düşüşü rusya'da etkisini ciddi anlamda gösterdi. 11 aralık günü rusya ilk kez bozulma sinyalleri verdi. rusya rublenin dolar karşısında değer kaybının önüne geçemedi. bu nedenle flaş faiz kararı alındı. rusya merkez bankası politika faizini yüzde 10.5'e yükseltirken dolar da 55.46 rubleye yükselerek tarihi rekor kırdı. böylece rusya merkez bankası 2015-2016 yıllarında rusya ekonomisinin sıfır büyüme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu açıkladı.

    Alıntıdır:https://eksisozluk.com/entry/47651052




  • çok güzel bir toparlama olmuş tebrikler zizim ,

    Bundan sonrası için tahmin zor da olsa Arap yarımadası topraklarındaki liderlerin ciddi bir sıkıntıyla kalacakları yüksek olasılık olarak görülüyor . Rusya petrol 15-20 dolarken bile gelişmesini ve yatırımlarını sürdürebiliyordu , ama ABD bunu sürdürebilir mi göreceğiz. Arap yarımadası veya suud aliesi için başka bir ülke olan iran tarafından bir hareket öngürülebilir ancak en kolayı arap baharının dokunmadığı diğer ülkelere sıçramanın beklenebileceğidir. Bu konuda en ufak bir eylem petrol fiyatını tekrar yukarı taşıyacaktır .
  • İran Suudilere bir sürpriz yapabilir.

    Uzun zamandır fırsat kolluyorlar zaten.
  • Arkadaşlar ortalık Karışık burada yorumlar yapılmamış güncel yorumlar nedir

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Batı ile Fransa arasında yaşananlar - Charlie Hebdo Katliamı ve asıl nedeni - Petrol!

    1* son üç yıldır sistematik kaos yaşayan dünya 7 ocak 2015 paris charlie hebdo katliamı ile birlikte yeni bir boyut kazandı. olay yaşanır yaşanmaz "fransa'nın 11 eylül'ü" haberleri manşetlere taşındı. fail islamcı terör örgütüydü. televizyonlar, gazeteler, köşe yazarları, siyasetçiler ve araştırmacılar daha olay yaşanır yaşanmaz katliamı "hz. muhammed hakkında çizilen karikatürlerin intikamı" olarak tanımladı. bu tanımın gerekçesi katliamı yapanların sokakta "hz muhammed'in intikamını aldık." şeklinde bağırmasıydı. böylece yaşanan olay daha o gün "ifade özgürlüğü" eksenine indirgendi. köktendinci islami anlayış ifade özgürlüğüne karşı ve terörcü bir akım olarak lanse edildi. hatta islamı bu katliamdan sorumlu tutanlar bile çıktı. neticede 8 ocak 2015 sabahı ana akım medyadan kimse olayın başka bir anlama gelebileceğinden söz etmedi. yaşanan katliamın neden ve sonucu hakkında aykırı çıkış yapan kimse olmadı. azınlıkta kalan bir kısım medya ise olayı "müslümanları terörist göstermek için yapılmış bir kurmaca" olarak gördü. amaç ortadoğu'ya yapılacak bir saldırının bahanesini oluşturmaktı. üstelik yaşanan hadisede şüphe uyandıran bir çok nokta vardı. saldırganların bulunduğu sokağın boş olması, yerde yatan polisin vücudundan kan çıkmaması, karikatürden bir çalışanın olayı kameraya alması, başka görüntünün olmaması, saldırganların canlı ele geçirilememesi gibi bir çok şüphe çeken nokta olayın bir kurgu olduğu anlamına geliyordu. yaşanan olaya bu açıdan bakanlar azınlıktaydı.

    2* sonuç olarak katliam "avrupa'yı tehdit eden islami terör faaliyeti" olarak tarihe geçti. tüm bu bakışların dışında, başka bir detay vardı. o da batı medyasının olayı tanımlama noktasında oldukça atik ve güçlü davranmasıydı. medya olayın neden çıktığını, faillerin kim olduğunu, kimi temsil ettiğini ve katliamın sebebini daha ilk dakikalarda netleştirmişti. akabinde dünyadan bir çok liderin katıldığı "ifade özgürlüğüne destek yürüyüşü" tertip edildi. sorulması gereken soru şuydu: cihatçı militanların katliamı düzenleme sebebi karikatürler dışında başka bir şeye dayanıyor olamaz mıydı?

    3* dünya üzerinde bu katliamı yapabilecek cihatçı görünüşlü bir çok militan mevcut. bunun bir örneği pakistan'da yaşandı. bir okul basan taliban örgütü çoğu çocuk yüzü aşkın insanı katletti. yaşanan bu olay paris'te de yaşanabilirdi. mesele katillerin müslüman olup olmadığı değildi. batı'nın katliamın adını koyma konusundaki hızı ve isteğiydi. bunun bir anlamı olmalıydı. üstelik olay fransa'da yaşanmıştı. fransa son yılların önemli bir ülkesiydi.

    4* tarihin eski çağlarında büyük akarsu yatağı çevresinde kurulan ülkeler gelişmiş ülkelerdi. su kaynaklarını elinden tutan ülkeler güçlü ülkelerdi. tarihin ilk çağlarında ise önemli ticaret yollarını elinde tutan ülkeler güçleniyordu. ipek ve baharat yolu için nice savaşlar cereyan etmişti. imparatorlar çağında güçlü orduları olan ülkeler fetih ve vergi yoluyla zenginleşiyordu. yakın çağda ise coğrafi keşifler büyük sömürge imparatorluklarının ortaya çıkmasına neden olmuştu. dünyanın en güçlü devleti, en çok sömürgesi olan ingiltere'ydi. yeni çağda yaşanan sanayi devrimi ile daha çok üreten ve sömürge devletere daha çok mal satan zengin ülkeler en güçlülerdi. ve son 150 yıldır ise dünyanın en önemli enerji kaynağını elinde bulunduran ülkeler en güçlü ülkeler haline geldi. bu kaynak petroldü. petrolü elinde bulunduran ve onu işleyebilen en güçlü ülke amerikaydı. bunun sebebi amerikan hükümeti ile koordine çalışan küresel petrol şirketleriydi.

    5* bu şirketler daha önce dünya üzerinde bir çok savaş çıkarmıştı. ortadoğuyu da kapsayan 1. dünya savaşında ülkeler bu coğrafyanın petrolünü ele geçirmek için çaba harcıyordu. dünyanın daha bir çok noktasında petrol savaşları çıkmıştı. bu savaşlardan en bilindiği doğu timor'da yaşanmıştı. bilinen son petrol savaşı ise sudan'da yaşandı. darfur'da önemli petrol kaynaklarının tespit edilmesi üzerine kent ciddi bir iç karışıklık sürecine girdi. 180.000 kişi öldü, 2 milyon kişi evsiz kaldı. karışıklık sonucunda ülke ikiye bölündü. batı işin başından itibaren sürecin parçasıydı. güney sudan dev petrol yataklarını içerir şekilde bağımsız bir devlet olarak tanındı. bu yeni ülke ilk iş olarak petrol sahalarını küresel petrol şirketlerine açtı. sudan, petrol savaşlarının çok basit bir örneğiydi.

    6* 2000'li yıllardan itibaren dünyadaki petrol sondaj faaliyetleri hızla arttı. bilinen petrol kaynaklarının tükenme tehlikesine karşın şirketler yeni petrol sahaları bulmak için kıyasıya bir rekabet sürecine girdi. yeni petrol sahalarının gözde alanı kuzey afrikaydı. ilerleyen zamanlarda sondaj çalışmaları moritanya, mali, nijer, çad ve sudan’ı içine alacak şekilde genişletildi. bu bölgede yapılan petrol arama çalışmalarına tunus ve cezayir ülkelerinin şirketlerinin yanı sıra daha bir çok ülkenin şirketleri katılıyordu.

    7* bölgedeki en önemli atılımı ise 2007 yılında libya'nın en önemli petrol şirketlerinden holding petrol'ü satın alan amerikan exxon mobil şirketi yaptı. bu şirket 2011 yılına gelindiğinde afrika çapında 3000 enerji dağıtım noktasına hükmetmeye başlamıştı. şirket nijer deltası’nda günde 838.000 varil petrol çıkartıyordu. nijer petrolleri bir çok şirketin ilgi odağı halindeydi. nijer'de faaliyet güden şirketlerden biri de çin'liydi. çin'li şirketler 2000'li yıllarda bir çok afrika ülkesinde yatırımlar başlattı. çin'in hakim olduğu ülke çad'dı. çin çad'da hükümet tarafından büyük destek görüyordu. bu destek batı tarafından affedilmedi. çad dünya bankası tarafından markaja alındı. bunun üzerinde çin'li silah şirketleri ülkede yeni silah fabrikaları kurdu.

    8* işin garip yanı, petrol çıkaran şirketlerin bazılarının denize kıyısı yoktu. işlenen petrol ihraç edilemiyordu. kıyı ülkeleri ise bu noktada daha cazip hale geliyordu. iç kısımda kalan ülkeler ise orta afrika'dan libya'ya uzanan ve akdeniz'den avrupa'ya açılan bir boru hattı projesi geliştirdi. detaya girmek istemiyorum (detaylı bir yazı için link). sonuç olarak yaşanan bu gelişmeler afrika petrolleri üzerinden bir çok petrol şirketinin mücadeleye girişmesine sebep oldu. 2011'de yaşanan arap baharı ile bölgede sondaj çalışmaları yapma imkanı büyük oranda ortadan kalktı. anarşi ve terör ortamı nedeniyle tunus ve cezayir karıştı. birçok şirket ise bölgedeki olaylar nedeniyle faaliyetlerini durdurdu. arap baharı başta tunus ve cezayir olmak üzere bir çok petrol devinin işini baltalamıştı.

    9* yaşanan petrol mücadelesi afrika'da bir çok terör örgütünün yükselmesine neden oldu. çünkü şirketler kaynakları ele geçirebilmek için darbeler tezgahlıyor ve idareyi palazlandırdıkları terör örgütlerine teslim ediyordu. bu sayede idareyi ele geçiren örgütler petrol havzalarını kendilerini destekleyen şirketlere açıyor, aynı zamanda ortaya çıkan terör ortamı diğer şirketler için güvenlik sorunu haline geliyordu. çin'in bir çok afrika ülkesinde kurduğu silah fabrikalarının anlamı buydu. kurulan terör örgütlerinin en meşhurları el şebab ve boko haram örgütüydü. boko haram amerikan şirketleri yerine çin'i tercih eden nijerya'da kuruldu fakat nijer petrollerinin bulunduğu alanda faaliyet güdüyordu. faaliyette bulunduğu diğer bir ülke çad'dı. olay basitti, petrol nerede çıkarsa orada terör örgütleri ürüyordu. bu örgütlerin kuruluş gayeleri ve faaliyet maksatlarını gizlemek gerekiyordu. işte islami cihatçı terör mantalitesi tam da bu noktada yardıma koşuyordu. bu örgütler medyada islami terör olarak deklare edildikçe örgütlerin kuruluş gayesi ortadan kalkıyordu. üstelik tüm bu örgütlerin hepsi aynı mezhep ekolünden geliyordu: selefilik. yıllar sonra suriye'de de aynı ekolden gelen ışid palazlanacaktı.

    ***

    10* afrika'daki kaynak kapma yarışında bir çok şirket mücadele veriyordu fakat bu şirketler içinde bir tanesi son yıllarda önemli başarılar elde etmişti. bu şirket fransız petrol devi total'di. moritanya bu şirkete havzasında arama izin ruhsatı vermişti. sahile kıyısı olmayan afrika ülkeleri için ortaya atılan trans-sahra boru hattı projesi'nin en önemli girişimcisi yine total petrol şirketiydi. 2011 yılında libya'da kaddafi'nin devrilmesinin ardından fransa büyük bir atakla nato'yu topladı ve oluşturulan donanma ile libya işgal edildi. fransa'nın baş girişimciliğinde yaşanan libya işgalinin ardından bölgenin petrollerini total'e geçti. yapılan müdahale dünyaya "libya'ya demokrasi götürme" işlemi olarak açıklanmıştı. komikti. buna yalnızca saflar inanırdı.

    11* total'in girişimleri bu kadarla kalmıyordu. şirket latin amerika ülkelerinde de etkindi. brezilya petrolü için açılan ingiliz ve amerikan şirketlerinin de katıldığı ihaleyi total'in başını çektiği konsorsiyum kazandı. fransa'nın arjantin hükümeti ile de sıkı ilişkileri bulunuyordu. kirchner hükümetine büyük destek sağlanıyordu. işin ilginç yanı devlet lideri cristina fernandez de kirchner ile ingiltere arasında problemler vardı. arjantindeki gerginlik ilerleyen zamanda had safhaya ulaşacak ve bir savcı devlet lideri aleyhinde soruşturma bile açacaktı. soruşturmayı açan savcı kısa süre sonra 2015 başlarında şüpheli bir şekilde hayatını kaybedecekti.

    12* fransa'nın izlediği batı'dan kopuk bu politikaların yarattığı rahatsızlık daha 2012'de başlamıştı. standart & poor's fransa'nın kredi notunu düşürmüştü. aynı kuruluş bir yıl sonra fransa'nın kredi notunu 2013'te bir kez daha düşürecekti.

    13* fransa'nın batı ile yaşadığı en keskin ayrılık 2014 baharında yaşanan amerikan-rus ekonomik savaşı sırasında patlak verdi. rusya'ya uygulanan ambargo kapsamında önceden kararlaştırılan mistral tipli 2 helikopter gemisinin satışı için fransa'ya iptal et baskısı uygulandı. başlarda anlaşmanın iptal edilebileceğini duyuran fransa daha sonra bu kararından döndü. oluşacak zararın karşılanmasını talep etti. aksi takdirde satışın yapılabileceği yönünde karar aldı.

    14* petrol şirketlerinin karadenizdeki arama faaliyetleri de artmıştı.. ukrayna'da exxon mobil faaliyetteydi fakat ukrayna'nın karışmasının ardından çalışmalar durma noktasına geldi. olayların müsebbibi görülen rusya'ya ambargo uygulanıyordu uygulanmasına fakat fransız total şirketi ukrayna politikasında rusya'yı destekliyordu. haziran 2015'te şirketin ceo'su de margerie yaşanan batı-rus gerginliği için yeni bir berlin duvarı örmeye gerek yok diyordu.

    15* fransa-iran ilişkileri de iyiydi. batı'nın uyguladığı iran ambargosuna rağmen iran'da bir çok fransız şirketi aktif ticaret yapıyordu. temmuz 2014'e gelindiğinde fransız bnp paribas bankası iran'a uygulanan batı yaptırımlarını deldiği için 8.8 milyar euro cezaya çarptırılmıştı.

    16* ekim sonunda ise hiç olmayan bir şey oldu. bugüne dek fillerin savaşında çimenler eziliyordu fakat bu kez bir fil de hayatını kaybetmişti. total ceo'su cristoph de margerie 21 ekim'de rusya'da öldü. ölenin total ceo'su olması, ölümün trajik şekilde gerçekleşmesi ve ölüm yerinin rusya olması ciddi mesajlar veriyordu.

    17* kasım 2014'te fransa'nın ekonomik görünümü standart & poor's tarafından tekrar düşürüldü. benzer bir sürtüşme yine 2014 kasımında yaşandı. arjantin'li papa vatikan dış işleri bakanlığında değişikliğe gitti. fransız mamberti görevden alındı ve yerine ingiliz gallagher getirildi.

    18* fransız petrol devi bir yandan dünya üzerindeki petrol faaliyetlerini artırıyor bir yandan da fransız hükümeti batı politikalarından daha bağımsız hareket etmeye başlıyordu. fransız hükümetinin en büyük atılımı nükleer alanda gerçekleşti. hükümet nükleer araştırmalara ciddi ücret harcıyordu. fransa'nın askeri harcamaları dünyada dördüncü sıraya yükselmişti. bu gelişmelerden sonra özellikle fransız nükleer tesislerin üzerinde yakalanan insansız hava aracı sayısında patlama yaşanacaktı. birileri fransa'yı ciddi şekilde gözlemeye başlamıştı.

    19* iç politikada ise devlet başkanı françois hollande'ın siyasi çizgisi sıkça eski fransız lider charles de gaulle'e benzetiliyordu. bu benzetme de şüphesiz bazı mesajlar barındırıyordu. zira de gaulle ikinci dünya savaşı sırasında alman işgaline uğrayan ve ingiliz-amerikan ittifakı sayesinde kurtarılan fransa'nın lideriydi. fransa'yı kurtaran ingiliz-amerikan ittifakı bu iyiliği karşılıksız yapmamıştı. iyiliğinin karşısında biat ve tavizler talep ediliyordu. fransa bu ittifakın avrupa'daki uydusu haline getirilmek istenmişti fakat bağımsızlıkçı lider de gaulle bu girişimi kısmen sonuçsuz bırakmıştı. de gaulle abd'ye karşı avrupa'nın sesini yükselten önemli bir figürdü ve batı tarafından sevilmiyordu. o dönemde sürtüşme öyle bir hal almıştı ki, fransa ingiltere'nin avrupa ekonomik topluluğu'na katılma teklifini tam iki kez reddedecekti. fransa'nın 2011 itibariyle bağımsız politikalar izlemesi ve mevcut devlet lideri hollande'ın iç politikada sıkça gaulle'a benzetilmesi bu anlamda hollande'a "de gaulleşme" uyarısı veriyordu.

    20* aralık 2014'e geldiğinde ise çok enteresan bir olay yaşandı. paris'te seyreden bir kamyon vatandaşların üzerine doğru sürüldü. olayda bir kişi öldü. olayın enteresanlığı burada değildi zira yaşanan şey basitti. fakat bu basit hadise karşısında fransız güvenlik güçleri yaklaşık bin askeri eyfel çevresine yerleştirdi. yerleştirilen güçler komandolardı. basit bir vakıa için bini aşkın komandonun sokaklarda devriye gezmesi aslında her şeyi özetliyordu. fransa'da halka yansıtılmayan çok ciddi terör tehlikesi yaşanıyordu.

    21* hollande en son katliamdan bir gün önce batı'nın suriye politikasını eleştirdi ve "keşke esad'ı vursaydık" şeklinde bir açıklama yaptı. çünkü esad zamanında temizlenseydi ışid ortaya çıkamayacak ve total petrol şirketinin suriye ile ırak petrolleri konusundaki girişimi sonuçsuz kalmayacaktı. yapılan bu açıklama batı'nın suriye politikalarına tersti.

    22* 7 ocak 2015'e geldiğinde ise malum olay yaşandı. olayın asıl nedeninin örtülmesi için katliam maskelenmeliydi. bu nedenle katliam selefi cihatçı örgüt militanlarına yaptırılmıştı. hedef olarak da hz. muhammed aleyhine karikatürler çizen mizah dergisi alındı. böylece katliamdan ifade özgürlüğüne karşı terör saçan islami terör örgütleri mesajı çıkarıldı. akıllara başka ihtimallerin gelmesinin önlenmesi için de uluslararası medya olayın başından itibaren ciddi bir algı operasyonu başlattı. neticede eylem hedefe ulaştı. bir çok batı ülkesi lideri ifade özgürlüğünü kutsamak için paris'e aktı. gelenler arasında israil devlet başkanı netenyahu da bulunuyordu. onu karşılayan hollande'ın yüzü tesadüf müdür bilinmez, çok şey anlatıyordu.

    ***

    23* olaydan sonra sonra fransız hükümeti ruslarla olan ilişkisine çeki düzen vermeye başladı. mesaj alınmıştı. ilk hamle mistral helikopter gemileri konusunda geldi. 16 ocak 2015'te rusya fransa'yı mahkemeye vereceğini açıkladı.

    24* 20 ocak 2015'te rusya'dan ciddi bir uyarı geldi. çünkü fransız petrol şirketi total rusya'ya vermiş olduğu taahhütleri uygulamıyordu. total'in politikası da değişmişti. 21 ocak 2015'te ise total yeni bir açıklama yaptı ve kıbrıs açıklarında yürüttüğü sondaj faaliyetlerinden çekileceğini açıkladı. görünen o ki fransa özellikle yaşanan son terör faaliyetlerinden sonra politikalarını bir nebze olsun yumuşattı. buradan çıkan sonuç batı ile fransa arasında yaşanan soğuk savaşta fransa'nın geri adım atmaya başladığı yönde.

    ***

    25* total ceo'su de margerie'nin ölümünün ardından 21 ekim 2014 christophe de margerie'nin ölümü başlığında yazdığım yazıda total'in son zamanlarda yapmış olduğu çıkışı ve fransa'nın ukrayna'da yaşanan olaylarda takındığı rus yanlısı tavrını yazmıştım. daha sonra 14 aralık 2014'te yazdığım amerikan-rus ekonomik savaşı isimli yazıda fransa'nın bu ekonomik savaşta batı politikalarından kısmen farklı bir yol izlediğini açıklamıştım. 7 ocak 2015 günü yaşanan olayın fransa'da cereyan etmesi bana bir çok mesaj veriyordu. bu terör saldırılarının bahsedilenin dışında, "fransa-batı-rusya" üçgeni içerisinde farklı bir yorumu olduğunu biliyordum fakat bu konuyla ilgili yazıyı yazmak için bir süre beklemek istedim. beklememin nedeni yaşanan olay karşısında fransa'nın politikalarında bir değişiklik olup olmayacağını görmek istememdi. nitekim bekleyiş meyvelerini verdi. sadece on gün içerisinde fransa ve rusya arasında negatif yönlü bir hadise yaşandı. total-rus icraatlerinde sorunlar yaşanmaya başladı. böylece charlie hebdo katliamının fransa'ya rus politikaları konusunda verilmiş bir uyarı olduğundan emin oldum.

    26* yazıyla ilgili komplo teorisi eleştirileri dışında yaşanan islami terörün batı komplolarıyla örtülmüş olduğunu sonucuna varılmasını istemem. şu çok açık bir gerçek. boko haram, ışid ve diğer selefi cihatçı örtgütlerin yetiştiği fikirsel zemin var. bu örgütler islamiyetin başından bu yana varlığını hep sürdürdü. islami terör kimliğiyle sahneye sürülen bu selefi cihatçı örgütler batı'nın hüküm sürmediği dönemde de mevcuttu. dolayısıyla bu örgütler batı'nın ürünü, her birini batı tasarlı demiyorum, diyemem. bu örgütler islamı yanlış yorumlayan bir takım mezheplerin fikir tarlalarında yetişti ve asırlarca dünyanın bir çok yerinde terör saçtı. islam dünyası kendi topraklarından çıkan bu çarpık din anlayışına asırlarca çözüm bulamadı. bu zihniyet asla ölmedi. nihayetinde bu çarpık din anlayışı 21. yy'da batı tarafından silahlandırıldı, finanse edildi ve gerekli anlarda sahaya sürüldü.

    27* batı'nın bu tip hamlelerini anlatırken ısrarla "manipülasyon" terimini kullandım. zira yaşanan her olayı, ortaya çıkan her örgütü batının tasarladığı ve batının yönettiğini söylemek absürd olur. fakat tüm bunların yanında yadsınamayacak bir gerçek var: batı'nın bu tip hadiseleri çok güzel bir şekilde yönlendirmesi. işte bunun adı manipülasyondur. batı'nın yaptığı en iyi şey budur. bunun için cia'ya ayrılan ciddi bir bütçe var. bu bütçe genelde gizli tutulur. fakat dedikodular bu bütçenin 50-75 milyar dolar civarında olduğunu söylüyor. bu meblağ bir çok ülkenin milli geliriyle yarışabilir. bir çok ülkede ciddi ekonomik dalgalanmalara sebep olabilir. bu parayla 30'dan fazla ak-saray yapılabilir. şimdi soruyorum, cia her yıl aldığı 50 milyar dolarlık bütçeyle ne yapıyor? bulmaca mı çözüyor?

    28* yaşanan tüm bu olaylar karşısında fransa şimdilik batı karşıtı politikalarından bir nebze vazgeçmiş durumda. bu düzlemde, kısa süre içinde "ukrayna ile ilgili sorunlar tekrardan ısınabilir. fransa dış işleri ukrayna konusunda rus karşıtı bir açıklama yapabilir. fransa'nın ukrayna konusunda batı blokuna katılması durumunda ise diploması yeteneği sınırlı olan ruslar ukrayna'yı işgal ile tehdit edebilir. hatta bu işgal kısmen yaşanabilir. bekleyip göreceğiz.

    Alıntıdır:https://eksisozluk.com/entry/48603878




  • Harika bir analiz. Paylaşım için teşekkürler.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zizim

    Batı ile Fransa arasında yaşananlar - Charlie Hebdo Katliamı ve asıl nedeni - Petrol!

    ...


    Hocam her iki analiz de muhteşem.

    Uzun zamandır girmiyordum foruma, bir solukta okudum.
    Teşekkür ederim.
  • Adam süper yorumlamış.Resmi çok iyi görüyor.İste böyle adamları diplomat yapacaksın,bakan yapacaksın arkadaşş!!!

    Kimmiş bu ekşi yazarı merak ettim...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Keomaa K kullanıcısına yanıt
    Yaşı genç birisiydi ama aklın yaşta değil, başta olduğunu çok iyi kanıtlıyor.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: shintai

    Yaşı genç birisiydi ama aklın yaşta değil, başta olduğunu çok iyi kanıtlıyor.

    Kesinlikle

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İran ve Irak petrolü piyasaya verilirse rahat 40 dolar bandı yakalanabilir.
  • Thomassee kullanıcısına yanıt
    30 dolara geldi sıra artık

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • uykusuzinsan kullanıcısına yanıt
    Vay be konuyu unutmuştum

    İran'ın üstündeki petrol ambargoları önümüzdeki ay kalkıyor.

    Rahatlıkla 28 doları görücek

    Fakat bu seviyede Amerika'da çoğu küçük firma iflas bayrağını çekicek.

    Junk bondlar da patlayacak doğal olarak.
  • Buyuk resmi gorurseniz petrolun 15-20 dolar arasinda fiyatlanacagini anlarsiniz.

    Çinde yasanan borsa kapatma ve bize etkileri arkasinda talep yetersizligi masali yer alir. Emtia fiyatlamasinda altin talep gorurken petrol ve digerleri dusuyorsa bunun arkasinda kuresel guc kavgasi yer alir.

    Tabiri caize

    Sah abd
    Vezir petrol
    Onemli taslar ab ulkeleri rusya çin
    Piyonlar ortadogu ulkeleri turkiye vs..

    Bu oyunda favori abd supriz çin her turlu kaybedecek turkiyedir

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Zizim Z kullanıcısına yanıt
    evet yazıda dikkatiimi çeken noktalar;
    1-Fransa rusya ile beraber hareket etme eylemindeyken ve avrupa (yani ingiltere) tarafından uyarılırken fransa neden avrupaya esedi vurmalıydık dedi.Madem rusya ile hareket ediyor neden esedi vurmak istiyor bu bir çelişki değil mi?
    2-Yazı çok sığ geldi bana.Avrupanın lokomotifi ingilteredir hatta abdyi bile çoğu zaman parmağında oynatır.Hele çin ingilterenin tek elindedir.Ama yazıya bakılırsa en önemli aktör fransa.Burnuma yönlendimre kokusu geldi acaba neden?
    3-hebdo katliamı sonrası netenyahu ile hollande nin karşılaştığı sahneye dikkat çekilmiş son haftalarda internette dolaşan bir video da putinin netenyahunun yanına bir odaya gitmesi ve netenyahunun yerinden kalkmadan putini karşıladığı bir sahne aklıma geldi.Bu yazıya göre bu iki sahne arasında nasıl bir yorum yapılabilir.
    4-İngiltere-israil-iran bu üç ülkeyi derinlemesine incelemeden yapılan yorumlar araştırmalar analizler herzaman sığ kalır bunu göz ardı etmemeyi düşünmek gerekmez mi?




  • Konuyu unutmuşum, ismimi belirtilince hatırladım. İyide oldu.

    Öncelikle alıntı yaptığım yazı "baranba" adlı ekşisözlük yazarı tarafından yazılmıştır. Eleştirilerinizi kendisine yapabilirsiniz. Hatta beğenmediğiniz noktaları kendi analizlerinizle çok daha iyi bir noktaya getirebilirsiniz. Yazıda "bence", "sence", "eniştem şöyle demişti" gibi subjektif ve kişiye özel yorumlardan kaçınılmış, eleştirirken bu hususa da dikkat edersek iyi olur.
  • arkadaşlar durum ne olacak. peak oil senaryosu çöktü denilebilir mi?
  • Batı'ya Meydan Okuyan Yeni Aktör: BRICS


    1* 2015 yılının başlarında yaşanan charlie hebdo katliamını batı-fransız soğuk savaşı perspektifinden yazmış ve yazının sonunda, olaylar neticesinde fransa'nın batı blokuna kayması halinde rusya'nın ukrayna konusunda işgal seçeneğini düşünebileceğinden bahsetmiştim. zira fransa batı blokuna kayınca, ruslar daha saldırgan bir tutumla hamle yapacaktır diye düşünmüş ve hamlenin ukrayna'da yaşanacağını tahmin etmiştim. lakin yanıldım. hamle ukrayna değil, suriye üzerinde gerçekleşti.

    2* suriye'de özellikle son bir yıldır yaşananlar sıradan bir "amerikan emperyalizmi" değil. amaç ve söylem tıpkı vietnam, afganistan ve ırak işgali ile paralel. ama zaman içinde suriye çok daha farklı hesaplaşmaların yaşandığı bir ülke haline geldi. soğuk savaş'tan bu yana ilk defa batı bloku, tasarladığı bir eylemi gerçekleştirmekte zorlanıyor. bunun sebebi rusya. rusya, açık bir biçimde amerikan politikalarını engelleyici bir tutum içinde. işte, dünya siyasetindeki olağanüstü hallerin bir çoğu bununla alakalı, charlie hebdo katliamı'ndan mısır'da düşürülen rus uçağına hatta çin'de yaşanan esrarengiz patlamalara kadar...

    3* 2014-2015 yıllarında hem batı-fransız soğuk savaşı hemde amerikan-rus ekonomik savaşı yaşanırken bir yandan da farklı temaslar gerçekleşti. bu iki büyük gelişmenin gölgesinde bir dizi açılımlar boy gösterdi. amerika önce en büyük düşmanlarından biriyle barıştı: vietnam. özellikle 2014 ortalarından itibaren abd vietnam için ayrı bir sayfaaçtı. bir yıl sonra, temmuz 2015'te vietnam komünist parti genel sekreteri beyaz saray'da obama tarafındanağırlandı. fakat bu açılım sadece vietnam'la sınırlı kalmadı.

    4* 2014'ün sonunda abd-küba ilişkileri yeni bir rotaya girdi. küba'da tutuklu abd'li iş adamı alan gross'un serbest bırakılmasıyla birlikte, amerika-küba ilişkileri düzelme yoluna gitti. 2015 temmuz'unda, vietnam açılımı ile eş zamanlı olarak, küba ile de ilişkiler ısındı. obama küba'da elçilik açılacağını ilan etti. iki ezeli düşman, seneler sonra dostluk ilişkileri kuruyordu. eylül 2015'te castro ve obama telefonda görüştü.

    5* amerika aynı dönemde başka bir ülkeyle daha sıcak temas kurdu. o ülke 2005'lerde "şer odağı" olarak görülen iran'dı. yaklaşık 5 yıldır sıkı bir ambargoya tabi tutulan iran'la, 2014'ün sonlarına doğru "nükleer müzakerelerde" önemli adımlar atıldı. 2015 baharında iran ve amerika'nın başını çektiği komisyon nükleer kriz konusunda ön anlaşmaya vardı. asıl mutabakat 2015 temmuz'unda gerçekleşti. iran'a uygulanan ambargo kısmen kaldırıldı. ambargo tamamen abd'nin uğraşlarının sonucuydu. hatta bazı avrupa ülkeleri ambargonun kalkmasını bile istiyordu. peki, amerika neden ezeli düşmanlarıyla tek tek barışıyordu? bu diplomatik açılımın nedeni ne olabilirdi? bu soruları yanıtlayabilmek için çok daha geriye gitmek gerekiyor.

    6* sene 2006... ilerde dünyanın siyasal ekonomik yapısını değiştirebilecek bir organizasyon olan bric sessiz sedasız kuruldu. bric brezilya, rusya, hindistan, çin ve sonradan güney afrika cumhuriyeti'nin katılımıyla bir araya gelen siyasal-ekonomik bir birleşim. yaklaşık 3 milyarlık bir nüfus ve yıllık 15 trilyon dolarlık milli geliriyle brics soğuk savaşın ardından ortaya çıkan en köklü blok.

    7* üye ülkeler incelendiğinde her bir ülkenin önemli özelliği ortaya çıkıyor. çin iş gücü ve ihracat alanında, rusya enerji ve yer altı kaynakları alanında, güney afrika maden, hindistan hizmet sektörü ve yazılım alanında önemli birikime sahip.

    8* 2009 dünya finans krizi ile "gerekliliği" artan yeni bir ekonomik blok brics ile hayat buldu. zira bu beş ülke dünya genelindeki maden rezervinin %60'ını elinde tutuyor. ekilebilir arazinin %30'u brics ülkelerinde yer alıyor. dünya ekonomisinin %25'i brics'in elinde. son on yılda bu ülkelerin gayrisafi yurtiçi hasılası dört kattan fazla artarken, gelişmiş ülkelerde ise yalnız % 60 oranında artış oldu. brics kurulduktan sonra üye ülkeler arasındaki ticaret %200 arttı. bu görünümüyle brics, batı'nın ekonomik düzeni için sıkı bir alternatif olarak 2012 yılı toplantısına kadar varlığını sürdürdü. 2012 toplantısından itibaren brics batı düzenine bir takım eleştiriler getirmeye başladı. o döneme dek brics siyasal amaçları ve idealleri olmayan zararsız bir ortaklıktı. fakat özellikle batı'nın suriye'yi işgal planları ve ukrayna'nın batı blokuna angaje olmasını sağlama niyeti işleri değiştirdi.

    9* brics 2014 temmuz'unda fortaleza'da toplandı. bu toplantıda daha önce dillendirilmiş çok kritik bir karar alındı: brics kalkınma bankası. ilk defa 2012'de dile getirilen yeni gelişim bankası fikri, 2014 itibariyle yürürlüğe kondu. bu batı'nın tekelinde olan küresel ekonomik sisteme karşı rakip bir düzen planıydı. ve bu plan, sovyetlerin aksine, alternatif bir düzen getirmiyordu, bizzat batı'nın küresel sisteminin benzeri olan bir rakipti bu. aynı tarihlerde rusya, sovyetler'den kalma bir dinleme üssünü yıllar sonra aktif hale getirdi. toplantıda alınan kararda imf'nin yapısı eleştirildi ve gelişmekte olan ülkelere yeni bankalarıyla yardım edileceği ifade edildi.

    10* brics kuruluşundan tam 8 sene sonra bir baş kaldırı ilan ediyordu. soğuk savaştan bu yana süren tek kutuplu siyasal sistem hindistan ve brezilya'yı da yanına katarak rusya ve çin odaklı yeni bir blokla tehdit edilecekti. fakat soğuk savaşın aksine, bu kez kapitalizmin rakibi komünizm değildi, başka bir kapitalist düzendi. putin de bunu açıkça dile getiriyordu "amacımız, gelişmekte olan ülkeleri abd ambargosundan korumak" dedi. ünlü brookings enstitüsü'nden thomas wright ise kritik bir soru soruyordu: amaç ekonomiyse, brics ülkeleri neden putin'i ukrayna konusunda eleştirmiyor?

    11* cevap basitti. brics sadece ekonomik bir teşkilatlanma değildi. brics aynı zamanda abd'nin dünya genelindeki siyasal hegemonyasını da kırmayı planlıyordu. bunun için ilk iş ekonomik yapılanmaydı. bu nedenle örgüt düşük viteste ilerliyordu. işte bu noktada "amerikan-rus ekonomik savaşı" brics'in ekonomik ilerleyişini durduruyordu. 2014 yılında petrolün ucuzlaması, brics ülkelerini sıkıntıya sokmuştu. rusya'da faizler %17'lere kadar yükselmişti. ani ve hızlı adımlar özellikle zayıf ülkeler brezilya, g. afrika ve hindistan'ı vurabilirdi. zaman kılıçları çekmek için erkendi, henüz taşlar dizilmemişti.

    12* işte, abd'nin 2014-2015 yılları arasında başlattığı diplomatik açılım ve düşmanlarla barışma siyaseti, yeniden şekillenen dünyada safları genişletmek için açılmış bir adımdı. abd'nin düşmancıl faaliyetleri bu ülkeleri brics blokuna kaydırabilirdi. dünyada iki blok arasında kalabilecek bir çok ülke bulunuyordu. en önemli iki ülke iran ve türkiye'ydi. onların yanı sıra tayland, vietnam, küba, mısır gibi bir çok ülkenin tarafı netleşmemişti. bir de gittikçe blok değiştirme eğilimi gösteren ülke vardı: fransa...

    13* batı-fransız soğuk savaşı ile birlikte saf değiştirme eğilimi gösteren fransa, charlie hebdo ve 13 kasım 2015 saldırılarının ardından yeniden batı blokuna kanalize oldu. 24 kasım 2014'te fransız nükleer tesislerinde ingiliz iha'ları yakalanırken 24 kasım 2015'te ise konuşmasına "hepimiz fransız'ız" diyerek başlayan obama, devamında "fransa ile istihbarat işbirliğimizi güçlendireceğiz. fransa'nın suriye'deki operasyonlarına da destek vereceğiz" diyecekti. hollande ise cevap olarak "ortak değerlerimiz için bir arada durmaya devam edeceğiz" ifadesinde bulunacaktı.

    14* iran'ın rus ve çin ittifakına daha yakın olmasına karşın brics'e üyeliği henüz gerçekleşmemişti. batı ile iran arasında yaşanan nükleer krizi bir şekilde çözüldükten sonra iran üzerindeki ambargo kısmen kalktı. böylece iran'ın keskin bir hamle ile brics'e kaymasının önüne geçilmiş oldu. fakat yaklaşık bir yılın ardından iran, temmuz 2015'te ufa'da yapılan brics toplantısına katıldı. ekim 2015'te iran "brics katılım bankasına katılma" kararı aldı. güney afrika cumhuriyeti başkanı zuma, brics kalkınma bankası'nın batı'nın diktelerine son vereceğini açıkladı. saflar netleştikçe, ifadeler kızışıyordu.

    15* bu arada, mayıs 2015'te ekonomik açıdan sıkıntı yaşayan brezilya'ya çin'den 50 milyar dolarlık yatırım kararıalındı. rusya dış işleri bakan yardımcısı sergey ryabkov son on yıl içinde brics ülkelerinden 3,5 trilyon doların abd'ye kaçtığını ve bunun ekonomik savaş olduğunu ilan etti. üye devletler katılım bankasının gerekliliğini bir kez daha vurguladı. sermaye 100 milyar dolar olarak belirlendi. mayıs ayının sonunda yunanistan enerji bakanı lafazanis, yunanistan'ın da brics'in kuracağı kalkınma bankasına katılmak istediğini açıkladı. brics batı'nın hırpaladığı ülkeler için bir tür umut kaynağı halini almıştı.

    16* eylül 2015'te arjantin hükümeti brics'e katılmak istediğini beyan etti. arjantin hükümet başkanı bayan kirchner uzun süredir ingilizlerle çekişiyordu. 2015 yılının başlarına kadar fransız hükümeti tarafından kollanan kirchner, charlie hebdo katliamı'nı izleyen günlerden itibaren fransızlardan koptu. hükümet liman olarak brics'i seçmişti. bu tarihlerde abd ise vietnam, küba ve iran ilişkilerinin iyileştirilmesi için diplomatik açılıma tam gaz devam ediyordu.

    17* brics abd'nin de gündeminde uzun müddet yer aldı. ünlü düşünce kuruluşu stratfor brıcs grubunun, rusya ve çin'e küresel ekonomik çıkarlarını destekleyerek abd hegemonyasına karşı denge oluşturma imkanı sunduğunubelirtti. stratfor uzmanlarına göre brics rusya ve çin'in abd egemenliği ile mücadele etme imkanı sağlıyordu. tespitlerde, bu oluşumun özellikle ukrayna ve suriye krizlerinin etkisi olduğu açıklanırken, brics'in 2015 ufa zirvesinin ardından tek kutuplu dünyanın sona erdiği ve yeni dünya düzenine geçildiği yer alıyordu.

    18* brics'in batı blokunda yarattığı etki, tahmin edilenden çok daha büyüktü. julian assange'ın sızdırdığı belgelerde de bu durum açıkça ortaya konuyordu. belgelere göre abd ve ingiltere 2010-2012 yılları arasında merkel'i dinlemişti. dinlemelerde fransa ve almanya'nın yunanistan krizi ile alakalı olarak brics'le yakınlaştığı saptanmış ve bu durum ciddi şekilde sorgulanmıştı. başka bir belgede ise almanya'nın brics tarafından sunulan kurtarma planına sıcak bakıldığı yer alıyordu. belgeler muhtemelen daha sonra rusya'ya sığınan nsa casusu edward snowden tarafından sızdırılıyordu.

    19* brics'in siyasal girişimleri dışında, ekonomik bir takım girişimleri daha oldu. abd tekelindeki küresel finans sistemi, dolar üzerinden yürüyordu. bir çok ülke ticareti dolar üzerinden yapıyordu. fakat bazen, bazı liderler, ticaretteki dolar tekelini kırmak için alternatif sistemler önerisinde bulunsa da bu sistem şimdiye dek küçük istisnalar dışında yıkılmamıştı. küresel finans sisteminin önemli bir bölümünü dolar üzerinde yürüten abd için alternatif bir küresel para birimi ölüm demekti. daha önce saddam ve kaddafi gibi liderler, petrol ticaretinin dolar dışında başka bir para birimi ile yapılması için girişim başlatmış fakat uygulamaya koyamadan işgale maruz kalmışlardı. bu kez brics benzer bir uygulamayı yürürlüğe koymak istiyordu.

    20* hindistan dışişleri bakan yardımcısı sujata mehta 2015 temmuz'unda kendi para birimleri ile ticaret yapmaktan bahsetti. bretton woods sistemine alternatif getireceğiz diyordu. bu, brics'in yapabileceği en bitirici vuruş olurdu. haberin ardından abd medyasında sıkı bir çin saldırısı başladı. uygur türklerine karşı yapılan müdahleler sert şekilde eleştirdi. hatta bu haberler türkiye'de de gündem oldu. milliyetçi kesimler abd medyasından dökülen bu haberlerle çin aleyhinde ayaklandı. erdoğan'ın tam da o tarihlerde çin gezisi bulunuyordu. herkes erdoğan'ın çin'e gidip uyarılarda bulunacağını tahmin ediyordu. fakat öyle olmadı. erdoğan abd ve milliyetçilerin aksine çin'i savundu. bu tutum erdoğan'ın gizli bir mesajı olabilirdi. sahi, brics ve batı'nın soğuk savaşında türkiye'nin konumu neresiydi?

    21* türkiye'nin ne olacağı meçhuldü. türkiye uzun yıllardan bu yana batı'nın müttefikiydi fakat türk-abd ilişkleri 2011'den itibaren gerilemişti. graham fuller'in deyişiyle, "akp 2011'den itibaren batı'dan kopmuştu." bu kopuşun bir çok nedeni vardı. özetle, akp'nin desteklediği müslüman kardeşlerin mısır, suriye, ırak ve libya'da iktidara gelişinin engellenmesi, karşılığında türkiye'nin iran'la yasadışı altın ticareti yapması ve bu ilişkilerin cemaat kanalıyla 17 aralık'ta akp'yi bitirmek için kullanılması temel etkendi. erdoğan'ın git gide batı'nın kontrolünden çıkmasıyla gerileyen ilişkiler "batı'nın erdoğan'ı cezalandırmaya kalkmasıyla" bitme noktasına geldi. batı medyası sürekli erdoğan karşıtı haberler yaptı ve diktatör olarak niteledi.

    22* batı'nın erdoğan'ı aforoz etmesiyle, erdoğan yeni müttefik arayışına girdi. çin'le füze savunma sistemleri, rusya ile türk akımı gibi anlaşmalar yaptı. batı sermayesi türkiye'yi kademe kademe terk etmeye başlayınca, çin ve rus sermayesi ülkeye davet edildi. türkiye rusya yakınlaşması batı medyasının da gündemindeydi. erdoğan mısır ve suriye konusunda abd'yi açıktan eleştirmeye başladı. iş öyle bir noktaya vardı ki, ferguson olayları patlak verince erdoğan abd'ye "eyyy obama" şeklinde klasik çıkışını dahi yaptı. erdoğan "beni dışlarsanız, doğuya kayarım" demek istiyordu.

    23* herşeye rağmen batı'nın erdoğan karşıtlığı sürdü. muhtemelen seçimlerde kaybedeceği düşünülüyordu. nitekim öyle de oldu. akp 7 haziran seçimlerini kazanamadı. fakat seçimden hükümet çıkmayınca erdoğansız türkiye hayali suya düştü. seçim öncesinde abdullah gül ismi öne atıldı. akp'de bir makas değişmesi olacak ve erdoğan'ın partideki ağırlığı gül'e kayacaktı. gül yönetimindeki akp batı ile yeni ilişkiler kuracaktı. öyle ki her gün erdoğan'ı sertçe eleştiren financial times istanbul'da zirve veriyor, zirveye abdullah gül katılıyor ve konuşma yapıyordu. fakat istenilen değişim yaşanmadı.

    24* 2015 seçimlerinin ardından kontrollü kaos planı devreye girdi. böylece akp, kendisini terk eden kürt oyları için sürdürdüğü çözüm sürecini rafa kaldırarak pkk'ya savaş ilan etti. kuzey suriye'de büyüyen kürt tehlikesinin de önüne geçilecekti. bu olaylar bütünü, akp ve abd'yi yeniden yakınlaştırdı. abd en azından kasım seçimlerine kadar akp karşıtlığını durdurdu. akp-pkk çatışmasındaki türkiye (bkz: #53905995) yazısında belirtildiği üzere, türkiye kuzey suriye'deki azez-cerablus hattını kontrol edebilmek için güvenli bölge planını abd'ye kabul ettirmek istiyor, abd ise suriye'deki operasyonlar için türkiye'deki üsleri istiyordu. sorun temmuz sonunda çözüldü. üsler açıldı, güvenli bölge planına izin çıktı ve pkk operasyonları batı nezdinde meşrulaştı.

    25* temmuz 2015'te rusya, "kasım ayında türkiye'de brics toplantısı" yapma kararı aldı. o tarihlerde g-20 zirvesi de türkiye'de olacaktı. ilerleyen tarihlerde akp'nin önemli isimlerinden aziz babuşçu türk-rus ittifakının çözümün anahtarı olduğunu açıkladı. aynı günlerde türkiye'nin brics'e katılabileceği haberleri çıktı.

    26* eylül 2015'te suriye'nin açık çağrısı neticesinde suriye topraklarına yerleşti. rusya'nın bölgeye gelmesiyle, batı'nın suriye politikasına ağır bir darbe vuruldu. esad'ın iktidarı ömrünü uzattı. rusların özellikle suriye'nin kuzeyinde bulunan azez-cerablus hattına saldırması türkiye ile ilişkileri gerginleştirdi. türk akımı projesi sekteye uğradı. ruslar bombalamaya esad'a en çok zarar verenlerden başlıyordu. ışid ve pyd'nin aksine esad'ın başı muhaliflerle dertteydi. muhaliflerin en büyük destekçisi ise türkiye'ydi. bu hal ve şart, batı'ya türkiye'yi saflarına çekme fırsatı verdi.

    27* 5 ekim 2015'te abd dış işleri bakanı kerry türkiye'nin sınır ihlali yapan rus uçaklarını vurması gerektiğiniaçıkladı. bu durumda rusya ile türkiye siyasal bir kriz yaşayacak ve türkiye'nin batı saflarında kalma ihtimali yükselecekti. fakat türkiye süreç içerisinde böyle bir hamle yapmadı. ertesi gün çok önemli bir isim olan brzezinski "rusya, abd'nin ortadoğu'daki otoritesini tehdit ediyor" şeklinde konuştu.

    28* kasım seçimleri gelip çattığında yeni bir kırılma yaşandı ve akp tek başına iktidar oldu. bu gelişmenin ardından abd, akp ile yeni bir sayfa açmak zorunda kaldı. zira, tek başına iktidar olan akp, türkiye'yi brics blokuna entegre edecek olursa batı'nın en sağlam müttefiki elinden kaçacaktı. abd'nin türkiye paradigması hızlı bir biçimde değişti. pkk'ya yapılan operasyonlar ve akp eleştirileri bıçak gibi kesildi.

    29* 5 kasım 2015'te abd'li albay steve warren ypg'ye yapılan yardımların sonlanacağını açıkladı. böylece yeni abd-akp ittifakı ilk meyvesini verdi. 15 kasım'da başlayan g-20 zirvesine türkiye ev sahipliği yaptı. obama ve erdoğan iki yıl sonra yeniden bir araya geldi. aynı gün türkiye çin'in kazandığı savunma füze sistemi ihalesini iptal etti. bu ihale nedeniyle türk-abd ilişkileri bir hayli sıkıntı yaşamıştı.

    30* 12 kasım 2015'te rusya ve kuveyt enerji alanında işbirliği yapmak için bir ön anlaşma imzaladı. petrol yarışı kızışıcağa benziyordu.

    31* rusya lideri putin g-20 zirvesinin ardından antalya'da yapılan brics toplantısında "ışid'in petrol ticareti yaptığını ve bu petrollerin g-20 üyesi ülkeler tarafından desteklendiğini" iddia etti. rusya ışid'in petrol tankerlerini bombalamaya başladı. 18 kasım 2015'e gelindiğinde rusya ışid'e ait 149 hedefi vurmuştu ve bu sayı bir hafta içinde 1000'i bulacaktı. aynı gün rusya'nın 2. en büyük petrol şirketi lukoil başkanı ırak'ta yapılması planlanan projenin düşük petrol fiyatları nedeniyle iptal edildiğini açıkladı.

    32* 19 kasım 2011'de abd iran'ın petrol satışlarına karışmayacaklarını açıkladı. bu sayede hem iran-abd ilişkileri düzeliyor hem ışid'in yasa dışı petrol ticaretini baltalayan rusya'ya cevap veriliyordu. iran petrolleri piyasaya girdikçe, piyasadaki petrol arzı artıyor ve fiyatları düşüyordu. petrol fiyatları düşük kaldığı her gün rusya gelir kaybediyordu.

    33* 21 kasım'da abd dış işleri bakanı kerry "türkiye ile birlikte operasyonlar yapacağız" açıklaması yaptı. yeni abd-akp ittifakı ikinci meyvesini veriyordu. her şey çok hızlı gelişiyordu. ertesi gün azez-cerablus hattında bulunan ışid mevzileri bombalandı. boşalan yerlere türkiye ile bağlantılı güçler yerleşti. böylece türkiye'nin uzun süredir dayattığı "güvenli bölge" planı uygulama konmuş oldu.

    34* 23 kasım 2015'te moskova`da gerçekleşen "enes 2015 uluslararası enerji verimliliği" fuarı kapsamında konuşan rusya enerji bakanı aleksandr novak brics ülkeleriyle yürütülen ticarette, yerel para birimlerinin kullanılmasını istediklerini açıkladı. sular iyice ısınıyordu. kriz kapıdaydı.

    35* 24 kasım 2015'te yeni bir kırılma yaşandı. hatay'ın güneyinde yer alan bayırbucak türkmenlerinin bombalanması esnasında sınır ihlali yaptığı gerekçesiyle bir rus uçağı türk f-16'sı tarafından düşürüldü. haber bomba etkisi yarattı. zira o bölge esad'ın merkezi olan lazkiye'ye oldukça yakındı ve bayırbucak türkmenleri türkiye'nin de desteklediği ciddi bir muhalif kesimi oluşturuyordu. olaydan dakikalar önce abd dış işleri sözcüsü mark toner türkmenler daeş'e karşı desteklediğimiz bir savaş gücü diyecekti.

    36* aynı gün içerisinde ab, türkiye'ye mültecilerin masrafları için 3 milyar euroluk kaynak aktarımınıonaylayacaktı. türkiye iki ay önce suriyeli mültecileri avrupa sınırına akacak şekilde serbest bırakınca binlerce mülteci ile baş başa kalan ab, çareyi erdoğan'la anlaşmakta aramıştı. böylece erdoğan avrupaya, suriye politikamızı desteklemezseniz mültecileri avrupaya doldururum mesajı veriyordu. bu politika işe yaramıştı. ukrayna enerji ve kömür bakanlığı ilginç bir şekilde türkiye'nin kendi depolarını kullanabileceğini ilan ediyordu.

    37* olayın ardından türkiye ve rusya ilişkileri gerildi. ruslar türkiye ile askeri anlaşmaları askıya aldı. rusya suriye ve akdeniz'de konuşlu s400 savunma sistemlerini türk uçaklarına sürekli kilitleme kararı aldı. vladimir putin türkiye'nin bu hamlesini "sırtımızdan vurulduk" diyerek değerlendirdi. zira rusların türkiye'yle olan ilişkileri ciddi projeler barındırıyordu. türkiye bu açıdan rusya ve çin ilişkilerini bir tür denge siyaseti olarak batı'ya karşı kullanmıştı. hatta erdoğan bir keresinde ab'ye alternatif olarak şangay beşlisi'ne girmeyi kabul edebileceğini dahi söylemişti.

    38* rus uçağının düşürülmesiyle 2014 ve 2015 yılları arasında yükselen türk-rus ittifakı böylece paramparça oluyordu. rusya dış işleri bakanı lavrov, ani bir kararla türkiye ziyaretini iptal etti ve bir çok rus şirketi seri bir kararla türkiye faaliyetlerini durdurdu. rusların verdiği bu ani tepkilerin nedeni açıktı. bu olay sıradan bir sınır ihlali değildi. üstelik yaşanan her sınır ihlalinde uçak düşürülmezdi. türkiye dahi çok kez yunan sınırını ihlal edebiliyordu. türkiye bu hamle ile safını belli ediyordu. 2012 yılı ortalarında sona eren batı-akp ittifakı yeniden canlanıyor ve putin arada geçen iki yıllık sıcak ilişkilerin bir anda bozulmasını bir tür ihanet olarak görüyordu. mesele buydu.

    39* rusya federasyon konseyi savunma komitesi başkan yardımcısı frants klintseviç hamleyi "türkiye uluslararası bir provokasyona dahil oluyor" olarak niteledi. rusya federasyon konseyi uluslararası komite üyesi sergey tsekov ise "türkiye rengini tamamen belli etti." dedi. rusya federasyon konseyi dışişleri komitesi başkanı konstantin kosaçev de benzer bir ifadeyle "türkiye, iyiliğin kötülüğe karşı mücadelesinde tarihteki yerini seçti." açıklamasında bulundu. üst düzey rus parlamenterleri, bu hamlenin ne manaya geldiğini gayet iyi biliyorlar ve yeni siyasal dengeler bağlamında türkiye'nin batı'nın yanında yer aldığını saptıyorlardı.

    40* 24 kasım 2015 akşamı obama ve françois hollande'ın ikili basın açıklaması sırasında obama konuyla ilgili olarak "türkiye'nin sınırlarını korumaya hakkı var" açıklamasında bulunurken erdoğan ise "türkiye'nin çok yakında cerablus-akdeniz hattındaki insani güvenlik bölgesi uygulamasını müttefik ülkelerle birlikte hayata geçireceğini" ifade ediyordu. türkiye 1 kasım seçimlerinin ardından eski dostu batı ile yeni bir ittifak kuruyor hatta suriye'de yapılması planlanan güvenli bölge konusunda taviz koparıyordu. bu ittifakın karşılığı ise rusya ve çin'in başı çektiği blokla araya konulacak mesafeydi. rus uçağının düşürülmesi bu bakımdan enfes bir "mesafe" oluşturmuştu.

    41* öyle ya da böyle brics-batı soğuk savaşının türkiye cephesini batı kazanmış ve eski müttefiki ile yeni bir sayfa açmıştı. fakat sorulması gereken bir soru vardı. türkiye, geçmişte olduğu gibi, batı ile köprüleri yeniden atarsa, bu kez alternatif ittifakı kimlerle kuracaktı? öyle ya, türkiye bu ittifak uğruna rusya ve çinle ilişkilerini törpülemişti. artık türkiye'nin zor zamanlarda ittifak kurabileceği bir blok yoktu. batı, türkiye'nin yegane müttefikiydi ve bu ittifak şayet bozulursa, türkiye artık ortadoğunun ve musibetlerin tam ortasında yalnız bir devlet olarak kalacaktı.

    42* türkiye geçmişte, soğuk savaş döneminde nato'ya katılarak abd saflarında yer almış, rusya ve müttefikleriyle uzun süre diplomasi kuramamıştı. bu siyaset türkiye'nin yanıbaşında bulunan ülkelerle sıcak ilişkiler kurmasının önüne geçmiş ve türkiye coğrafi konumu nedeniyle önemli tehditler yaşamıştı. bugün akp çok riskli bir kararla türkiye'yi yeniden abd blokuna, üstelik aylar önce sıkı şekilde kendisini eleştiren bloka teslim etti. bu hamlenin tamamlanabilmesi için de rusya ile köprüleri atacak cinsten radikal bir politika ile rus uçağını düşürdü.

    43* olayın hemen ertesi günü rusya türkmen dağına binin üzerinde bomba attı ve türkiye sadece izledi. geçmiş deneyimler gösterir ki, belirli bir siyasal kutbun tarafı olmak türkiye'yi düze çıkarmaz. bu hamle türkiye'nin değil, akp'nin selameti için alınmış bir karardır, zira akp'nin verdiği bu kararda halkın ne bilgisi ne de tercihi olmamıştır. önümüzdeki yıllar, sıkı bir rus karşıtlığı ve batı'ya verilen tavizlerle geçebilir. bu hamle her geçen gün derinleşecek yeni bir soğuk savaşta türkiye'yi taraf yapmıştır.

    44* 25 kasım sabahı, rusya dış işleri bakanı lavrov "kanıtlar krizin önceden planlandığını gösteriyor" şeklinde açıklama yaptı. rus yönetimine yakın pravda gazetesi ise hükümeti bir ay önce türkiye'nin bir bahane ile uçak düşürmeye hazırlandığı konusunda uyardığını yazdı. rus medyası ve yönetimi konunun basit bir sınır ihlali ve dahi türkmen meselesi olmadığı konusunda hem fikir.

    45* rusya'nın bu sert tepkisi biraz şaşkınlık biraz da kızgınlık içeriyordu. türkiye, yapılan eylemi daha dakikasında kabul ederek bir tür "olay bizim bilgimiz dahilinde gelişmedi" manevrasının önünü kapattı. davutoğlu'nun "emri ben verdim" beyanı ile türkiye'nin bu eylemi bilerek ve isteyerek yaptığı netlik kazandı. fakat rusya'nın ağır tepkisi sonucunda hem dış işleri bakanlığı, hem başbakanlık hem de hükümet üyeleri rusya ile ilişkilerin önemine ilişkin açıklamalar yaptı. 25 kasım 2015 akşamı iki dış işleri bakanı lavrov ve çavuşoğlu telefonda görüştü.

    46* 25 kasım 2015'in son dakikalarında the national interest ilginç bir haber yaptı, türkiye'nin rus uçağını vurması nedeniyle batı ile rusya arasındaki ilişkilerin ciddi bir değişim yaşayacağı ifade edildi. ajansa göre türkiye de bu hareketiyle rusya ile kurduğu önemli ekonomik kazanımlara elveda diyordu.. yani kısacası, türkiye'nin rusya'ya karşı batı'yı tercih ettiğini açıklıyordu.

    47* türkiye'nin bu politik tercihi türkiye için olduğu kadar dünya için de önemli sonuçlar doğuracak. doğu ile batı arasındaki kritik türkiye devleti, batı'nın yanında yer alıyordu fakat, bu öneme sahip başka noktalar da bulunuyordu. türkiye'de kaybeden brics, başka bir bölgede kazanmak isteyecekti. bu bölge baltık bölgesiydi. yakında baltık suları da ısınacaktı.

    yazı tarihi: 26.11.2015
    alıntı:http://baranbaa.blogspot.com.tr/2015/11/batya-meydan-okuyan-yeni-aktor-brics.html




  • Peak Oil bir senaryo değildir. Bilimsel bir teoridir ve kanıtlanmıştır.

    Şu anda petrol fiyatlarındaki düşmenin yükselen arz sebebiyle olduğunu düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz.
  • 
Sayfa: önceki 145146147148149
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.