Şimdi Ara

Dünya insanların hapishanesimi ?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
24
Cevap
0
Favori
443
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Merhaba arkadaşlar farkındamısınız bilmem ama ben bu dünyanın veya güneş sistemimizin biz insanlar için bir hapishane olduğunu düşünüyorum. Uzayda oksijen olmadığı için yaşayamıyoruz. Burayı tasarlayan öyle bir tasarlamışki sanki bizim burdan çıkmamızı istemiyor gibi. Belli insan yapımı aletlerle belli bir yere kadar gidebiliyoruz.Gittiğimiz yerlerdede herhangi bir canlı yok. İnsanlı olarak Güneş sistemi dışına çıkmak şuan için mümkün değil.Şu anda güneş sistemi dışına çıkan sadece voyager 1 adlı uzay aracı var. 5 Eylül 1977 fırlatılan araç 7 Temmuz 2014 günü güneş sistemimizden çıktı.37 yıl sürdü güneş sistemimizden çıkması ve 2025 yılına kadarda dünyaya bilgi göndermeye devam edeceği söyleniyor. En yakın başka güneş sistemine gitmesi mümkün gözükmüyor gitse bile haber alamayız biz. Bize en yakın yıldız Alpha Centauri 4,3 ışık yılı uzaklıkta ve oraya gitmemiz mümkün değil şu an için gitsek bile orada olmaya bilir:) Çünkü uzaya bakarken aslında biz geçmişi görüyoruz o yıldız orada olmayabilir.Sanki biri veya birileri tarafından bilerek tasarladı bu evren bir şeyler bilmemizi engelliyorlar gibi.O yüzden dünyanın bir hapishane olduğunu düşünüyorum. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz arkadaşlar?
    Cevaplarınız için şimdiden teşekkürler.







  • Yerçekimi parmaklılar. Işık hızı limiti de gardıyanımız.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Perceptron

    Yerçekimi parmaklılar. Işık hızı limiti de gardıyanımız.

    Güzel benzetme tamda dediğiniz gibi
  • Her zaman "beden ruhun hapishanesidir" derlerdi. Ruh özgür ama, insan bedeninde kısıtlanıyormuş gibisinden.. Buna karşın Foulcault der ki: "ruh bedenin hapishanesidir." Yani esas, ruhaniyet fikrine kapılmak insanı hapseder, kısıtlar..

    "Su balığın hapishanesidir." veya "Toprak, solucanın hapishanesidir." de diyebilirsin böyle düşünerek. Buna romantize etmek diyorlar. Mesela toprağı bir anneye benzetebilirsin. Bunlar tatlı ama temelsiz yaklaşımlar hep. Bir karıncanın da Everest dağına tırmanması imkansızdır, öyleyse karınca zemine hapis mi edilmiştir yani? Yoo sadece, karınca küçük bir hayvandır ve küçük canlıların büyük mesafeler kat etmeleri doğal olarak zordur..



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-73A8A7D1E -- 15 Temmuz 2017; 12:51:1 >
  • Bu uzaklaştırma hali gibi bi şey. İnsan kainatta olduğu gibi dünyada da bi meselenin golgesine duşuyor. Cismin golgesine duşuşu olumu demek olduğundan insan her daim golgeye düşen bi varlık olarak an ve an meselelere ecel yani vade tayin edilmiş bi olayla karşılaşıyor.



    İkimizin eceli karşılaştığını gun oluşuyor gibi duşunun.



    Bu yüzden bi uzaklaştırma hali var.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • taşıt araçlarının olmadığını düşün , istanbul benim cehennemim benim ankaraya gitmemi istemeyen bir güç var demek gibi bir durum olmuş bu. Şöyle düşün dünyanın büyük çoğunluğu sularla kaplı ve o suyun altında ancak belli ekipmanlarla kısa süreler kalabiliyoruz o zaman karalar bizim hapishanemiz mi olmuş olur ? peki 100 yıl 500 yıl sonra belli teknolojilerle uzayda galaksiler arasında semtler arası gezer gibi gezebilirsek bu önerme ne olmuş olur ?
  • Bir nevi sürgün gibi

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: lawbreaker

    taşıt araçlarının olmadığını düşün , istanbul benim cehennemim benim ankaraya gitmemi istemeyen bir güç var demek gibi bir durum olmuş bu. Şöyle düşün dünyanın büyük çoğunluğu sularla kaplı ve o suyun altında ancak belli ekipmanlarla kısa süreler kalabiliyoruz o zaman karalar bizim hapishanemiz mi olmuş olur ? peki 100 yıl 500 yıl sonra belli teknolojilerle uzayda galaksiler arasında semtler arası gezer gibi gezebilirsek bu önerme ne olmuş olur ?

    Taşıt araçları olmasaydı kılıçtaroğlu gibi yürüyerek ankaraya gidebilirdinişin şakası tabi.Tamam demek istediğini anlıyorum. Benim mantığa göre suda yaşıyan canlılar için su onların hapishanesi olmuş oluyor. Dünyanın yaşı 4.5 milyar yıl, evrenin yaşı 14 milyar yıl bu süre uzayabilir ama kısalmaz ve insanın aklının alamayacağı büyüklükte olan evrende bizden zeki ve teknoloji konusunda daha gelişmiş olan milyarlarca farklı ırktan canlıların olduğunu düşünüyorum. Koca evrende sadece biz yokuz. Bu süre zarfında evrende bulunan neden hiç bir zeki canlı bizim dünyamızı keşfedemedi ? Sanki birileri tarafından engelleniyor gibi. Uzaydaki yıldızlara bakarken geçmişi görüyoruz Işık hızına yaklaşsak dahi ışık hızı sabitini geçemeyeceğimizden oraya gittiğimizde o yıldız orada olmayacaktır ve ışık hızında insan vucudu ne tepki verir orası tartışılır.Sanki biri veya birileri tarafından bilerek bu fizik kurallarının koyulduğunu düşünüyorum.




  • önce bi kuş yaratılsa idi tohum da onun ağzında gelse idi kuşun tohumu terslediği(midesinde koruduğu) düşüncesi ile dünya denen bahçe oluşurdu diyelim. ha kuş nereden çıktı tohum nereden çıktı diyeceksiniz. bu hususu ihmal ederek başlayalım. bi yerden tek şey iki şey olarak gelebilmekte. insan yediğini içtiğini mide ve kalınbağırsağında terslerken özü dahi sömürür. ancak kuşlar veya bi kısım geviş getiren canlılar mevcut tohumu korur hatta aromatik özellik katar. guano çorbası veya dünyanın en pahalı kahvesi terslenmiş materyal ürünleridir.

    şimdi tek bi bakışla sırf bi kuş gördünüz toprak çoraktı ve bu kuş aslında bi şeyi taşıyordu diyelim. bu taşıma esnasında yoktan var olduğunu düşündüğünüz nebatat aslında varlığın bi sonucu olarak kuşu işaret eder. ancak insan terslenmiş bi şeyden can oluşmaz dediğinden durumu idraki mümkün değildir.

    bu bakışa göre yaratıcı güçün tekilliğe bakışında aslında bizce tekil olan varlığın içresinde canlılığı kodlaşmış olarak bulunduğunu düşünürsek, tohum kuşun esiri iken terslendiği bi dönemde toprağı bulunca çiçek açarak özgürleşir. yani hapis nevinde olan bi taşıma işlemi sonuç olarak tohuma ağaç olup meyve verme ve neslini devam adına bi cenneti daha halketme vazifesi verir.

    insanımsı olan bizlerin hapis denen süreci kuşa özgülemesi bakımından biz sanki bi şey tarafından yutulmuş ve bu şey bizi bi yere bıraktığında ise nesil kazanmış bi varlıkımsı olarak meseleyi özetleyelim.

    şimdi bu bakışa göre biz mesela balığın yuttuğu yunusu aleyhisselam gibi bi şey olmalıyız. bu balık bizi yutmuş ve hapsetmiş ancak sonradan karaya bırakmış ve biz özgürlük kazanmışız. hapis denen hal bitmiş nesil denen hal başlamış.

    bana göre insan nesil verme konusunda özgür olduğu an aslında bunu bi hapis müddeti gibi düşünemez. bu hal ona tanınmış bi iradeyi husule getirmiştir.

    insanı salt atom yani kainatın bi yan ürünü olarak düşünürseniz bu halde insan olmak bana göre sonucu yine elementsel değere tabi olacaksa hapis hayatı yaşayan bi şeydir. atomik özünden ayrı tutulmuş ancak yine atomik elemente dönecek isem ben insan olarak gözüktüğüm her an aslında özümden ayrı bi gurbetteyim derim.

    ancak şu husus gereği yani kuşun tekilliği içresinde nebatı da taşıması misali birken birden çok olabilen varlığa dair bi kısım şeyleri de öğrendim demek hapis denen süreyi anlamlı kılmakta.

    yani ben atomlarıma tekrar bölünecem ancak birken çok olabilen bi yapıyı öğrenmiş olarak bunu yapıcam.

    kuşun yaratılma özünü eğer ki tohumun da onu meydana getirebileceği şekilde tahayyül edip tasarlarsam yoktan ve kendi kendine yetebilen bi alemden bahsedebilirim. ben insanımsı olarak kuşa ve nebata düşman olduğumdan onu kirlettiğim ve yok ettiğimden gereksizim. ancak kainattaki bi canlının diğerini oluşturma konusundaki hali eğer ki tam tersi de mümkünse benim vazifemi de sonlandırır.

    biz varlığımızı eksiltme üzerine varız yani biz varolduk demek için değil kuşun içresindeki tohumu taşıyıp ona hayat bahşeden bi mecraya getirmesi gibi tohumun da kuşu oluşturma ihtimalini öğrenip gitmek üzre buradayız. buna organik veya yaratılış hikayesi deyin.

    bu hayatta bana göre insanı anlamlı kılacak öğreti tohumun da kuşa beşiklik yaptığı bi alemi dönüşümsel olarak açıklayabilme yetisidir. o zaman atomik insan olarak bi daha insanımsıya evrilmemek üzere özümüze dönebilir ve hapsimizi bir daha yaşamamak üzere ortadan kaldırabiliriz.




  • Tohumun kuşu taşıması için gerekli olan yapı nasıl sağlanır? Dna ilk bakışla mucizevi bi çözüm. İkisinin de proramı var ancak mesele bu değil.



    Tohumu yediği anda oluşacak bi kuşa veya tohum olup yenildiğimiz anda oluşacak bi kuşa ihtiyaç var. Yani tohum ve kuş birbirlerine varlık vermeli.



    Bu açıdan insani duşunuşe göre evlat ve anne denen bireyin ilk anı yaratılıştaki ilahi varyasyonun muğlaklığı olabilir.



    Devamı gelebilir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Evet ama çok geniş bir hapishane olduğu için ezici çoğunluktan olan bizler bu hapishanenin duvarlarını aşındırabilecek zaman ve imkanımız olmadığından bize hapishane gibi gelmiyor.
  • Ebeveyn olma dongusunde kişi baba erkek kardeş eş dese de hep evlat denen bi yapıyla karşılaşıyoruz. An itibari ile daha ozgulenmemiş yani ayrı Bi şahsiyeti olmayan evlat dongusu var.



    Kuş ve tohum bu açıdan aynı donguyle açıklanırsa oluşamayan bi evlat ve buna tabi olarak oluşmamış ebeveyn ve varken yok olan bi insanımsı topluluk ve varken yok olduğuna inanılan ilahi varyasyon mevcut.



    İlah bi şeyi yaratsa neyi yaratırdı? Cevaba yani varlığa baktığımızda aslında hiç bi şey diyebiliyoruz.



    Peki var gibi gözüküyor deniyor ancak yoksa bu ne demektir?



    Bu bakış açısıyla insanın veya ornekteki kuşun tohum tarafından anın bi biriminde birbirine derc edildiği ve bu durumun ayrılamaz olduğunu duşunursek yaratılışı bi butun olarak değerlendiririz.



    Bi patlama olmuş ve varlık kuş ve tohumun tavrı gibi her tarafa saçılmış gibi olur.



    Bunlardan birini diğerine gardiyan yapan şey aslında diğerine yaşam kaynağı olan veya diğerini bi binit gibi kullanan bi yapı. Yolun uzunluğu olçutunde bi mahpus hayatı var gibi. Yol bitip tohum toprakta açınca hayat denen şey başlıyor.



    Bana göre tohum yendiği anda kuş oluşur. Bu mutemmim cuzdur. Ayrıksı değildir. Hatta animatif bi çizimle tohumun oluşturulduğu anda kuşun da oluştuğu bi filmi ornekleyebiliriz. Tohum an itibari ile işlenirken bunu işleyen mekanizmanın da aynı zamanlı halki gibi.



    Sonuçta tohum olmedi ve onun açtığı bahçe kuşa halen rızık oldu.



    Tohumun kuşu oluşturacağı evrende tohumun öncelikle kendisini oldurmeyecek bi sindirim sistemine ve ağız yapısına ve hızlı ulaşım için kanada sahip olması gerekiyordu.



    Tohum an itibari ile sindiriliyor denebilecek hal yenmemiş tohum için de aynı sonucu uretir. Yani yenmesi ile saklanması birdir. İkisinde de diridir. Bu açıdan devam edegelen bi sureci oluşturma adına kuşun taşıyıp oluşturduğu cennet ile tohumun bu cennet için bi kuşa olan ihtiyacı yaratılış denen sureci oluşturur dersek tohum da içresine bi mevsimi saklamak adına euzgarı barındıran olarak anılırdı derdik.



    İçresinde rüzgarı taşıyan bi tohumun oluşturduğu kuş tek başına hayat esintisini taşır.



    Birden 3 çıkar ve tekillikten çoğulluğa gidişte her şeyin tohum olan yapısı oluşamayan ve varlığı iddia edilen evladımsı suretaya benzer.



    Bu şey aslında varken yoktur dersek yokken var olabilme ihtimali konu dışına itilir zira aynı şeydir.



    İlahın varlığı ve dolayısıyla ruh qrgumanı bu duşunuşle anlamsızdır.



    Zira varlıkla yokluk aslında denktir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • **Nightmare** kullanıcısına yanıt
    Bak işte hep bu günkü fizik bilgimizle yorumluyorsun, ışık hızını geçemeyebiliriz ama farklı bir teknik olabilir ne bileyim kara deliklerle kısa yollar gibi koordinatla ışınlanmaya benzer bir şekil gibi vsvs
    yani arabaya baglayabileceğin at sayısı en fazla 4 e onlarla da gideceğin hız miktarı belli der gibi oluyor böyle olunca (genel anlamda söylüyorum bu tarz tahminlerde hep ışık hızı sabiti geliyor ondan yazdım )
  • Bu sinirlar gunumuz insani icin var. Ben yeni gelismelerle birlikte (Endustri IV , yapay zeka, prostetikler) insanin bu sinirlardan kurtulacagini dusunuyorum.

    Insan biyolojik yapisi geregi cok fazla limite sahip. Yemek yemek zorunda. Cinsellige ihtiyaci var. Kan basinci belirli parametreler arasinda olabiliyor. Su icmeli. Oksijen ihtiyaci var. Vucut isisini belirli degerlerde tutmak durumunda. Halbuki dunyanin pekcok yeri dahil evren insanin bu ihtiyaclarini karsilayabilecek niteliklerden uzak.

    Oyle ise insan yeni gelismelerle birlikte programladigi yapay zeka ve makina ogrenme sistemleri ile birlikte bu tip ihtiyaclardan bagimsiz evrenin pekcok noktasinda ulasabilecegi farkli enerji kaynaklarini kullanarak (gunes enerjisi) yerleskeler kurabilir ve uygarligini bir ust seviyeye tasiyabilir.

    Elbette oyle gunler geldiginde bugun bildigimiz insandan farkli bir yapiya bakiyor olacagiz. Bu tip konulari konusurken insanoglunun egosunu torpulemesi gerekiyor. Bir nevi kendimizden vazgecmeyi kabullenmemiz gerekli. Bedenlerimizin yavas yavas yapay zekaya entegre oldugu (ilk basta prostetikler ile ve sonrasinda salt zihnin yapay zekaya tasinmasi ve kollektif zihnin olusmasi ile) bir uygarlik bizi evrenin daha once hic tespit etmedigimiz noktalarini gozlemlememizi saglayacaktir.

    Su anda bes duyumuzla algiladigimiz enerji titresimleri 840km lik bir yolun sadece 29,7 cm sine denk gelmektedir. Yani aslinda evrene biyolojik duyularimizla baktigimizda hala kor, sagir ve dilsiziz.

    Eger bu durumu asmak istiyorsak bedenlerimizin limitlerinden siyrilmali ve gelistiriyor oldugumuz teknolojilerle butunleserek algi potansiyelimizi eksponansiyel olarak artirmaliyiz.

    Bu ne demek? Bildigimiz insanligin sonu demek. En azindan secim sahibi olsak dahi bu secimi hayir oyuyla degerlendirecek insanlarin evet oyuyla degerlendirecek insanlara karsi cok zayif bir durumda kalmalari soz konusu olacaktir. Belki de bu yeni uygarlik seviyelerine ulasmamizi saglarken geride kadim uygarliklar da birakacagimiz anlamina geliyor.




  • Sanki biri veya birileri tarafından bilerek tasarladı bu evren bir şeyler bilmemizi engelliyorlar gibi.

    ilginç bi yaklaşım.
  • ONY86 kullanıcısına yanıt
    İlginç bir yaklaşım değil, gereksiz ve temelsiz bir yakıştırma.
  • Ona bakarsan senin bedenin bile hapishane kim ucuyorki istedigi gibi

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bi olay duşunun. Adam aslında din ile ilgili değil ancak nedense dindarlığı ovuyor ve mesela ilahın indirdiği ile hukmetmeyen kafirdir diyor. İlk bakışta proveke eden bi yaklaşım aklınıza gelebilir. Ya da hocam konu olsun diyoruz amma da abarttın denebilir. Veya nifak alameti deyup geçiştirilebilir.



    Burada mevzuunun felsefesi yapıldığından gerek konu gerek proveke gerekse nifak gibi gözükse de bence çok bi anlamı olmayan durumlar. Ancak bi kısım gerçek manada din dışı oğenin islamı ovmesi veya uygulayın demesi gerçek manada bu 3 duruşun dışında bi duruştur. Şimdi halisane iman falan diyecek diyenler olabilir ancak zerre kadar alakası yok. Samimi olanın samimiyeti ilahla arasında olandır ve bunların ucretleri onlara tam odenir.



    Bu bahsedeceğim kesim hapishane denen surece bi bakış olacak.



    Şimdi slobodan gibi bi adam yaptığı tecavuzlerle karşılaştı ve dedi ki sen ki dindar bi adamsın ilahın kitabıyla hukmet. Bakınız 50000 kadın 150000 ayrıksı insan tecavuz ve toplu kıyıma uğradı.



    Şimdi sloboya deseniz ki sana da tecavüz edilmeyecek asla inanmaz. Ancak şunu beyan eder. İlahın indirdiği ile hukmet. Yani 50000 kıza bedel bana tecavuz etmeyin. Dikkat edilirse tecavuz suçlusunun islama sığınıp sonradan katli istemesi surecinde bu kişinin dini değiştirilebilir bi şey değil gibi.



    Şimdi bu kişi ateist bi insan ile 50000 kız çocuğuna yaptığı şeyi aynen yaşatan bi ahkam olsa bu ilah bana göre ateizmin ilahı olurdu. İslam bu kişiden kelle hakkını yani 150000 çocuğun kısasını almak adına yine ateizmin ilahına başvururdu.



    Yani islam olma adına islamla alakaı bile yokken ilahın indirdiği ile hukmetmedilmesini istemek denen halde kişinin yakalanmış olduğu nifak proveke veya konu amaçlı davranmadığı gorulur.



    Bu husus bana göre dunyevi ateizmi ilahın varlığına rağmen açıklar. İlahi kudret varken olan imansızlık bi sınav değil yakalanmış bi kişinin sorgusu haline denktir. Ateistleşme arttıkça sorgunun şiddeti de artıyor demektir.



    Bana göre mahpus edilmiş bi kimse olarak çevrelenmiş hakikatın bi şekilde makes bulma hali bakımından kişinin ilahın indirdiği ile hukmetmesini istediği esnada yakalanmış kimsenin sığındığı ilahi varyasyonun kendisine karşı olan tavrı misli ile mukabele şartına haiz bi dunyadır.



    Cehennemde yakılacak yıkılacak ancak mesela tecavüze uğrayacak mı? Veya cennete gidecek huriler erkek olduğu için orada bi erkeğe eş edilecek cennette dahi kadın olmanın halini mi yaşayacak?



    Dikkat edilirse cennette sex hayatı derken Bi şeye vurgu yapıyorum. Bu hak veya mukafat değil temizlenmiş bi nefsi daha da temizleme ameliyesi. Ha huriler ayettir onlar erilliği iş yapabilme kapasitesi ile açıklar kadına kıza tasallut etmez ya da kadına benzeyip erkeğe hizmet etmez o ayrı.



    Ancak ilk ki huri ya da zebani aleyhisselamlar bi şey olacak ise bu zaten ceza ve mukafattaki adalettir denebilir.



    Kişinin cehennemi giysisinden cennetlik giysiye giyinmesi ilahın kudreti gereğidir. Cehennemde yanar sonra libasını değiştirir cennetlik olur ancak amaç temizlenmek idi ise cennet dahi bu amaca hizmetle bi nevi mahpus gibidir.



    Dünya mumminin zindanıdır denirken bu hususa vurguyu düşünürsek cennet gibi bi yer dahi bi temizlenmeyiiktiza eder diye düşünebiliriz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ßreaking ßad

    İlginç bir yaklaşım değil, gereksiz ve temelsiz bir yakıştırma.

    gereksiz ve boş bir düşünce
  • quote:

    Orijinalden alıntı: **Nightmare**


    quote:

    Orijinalden alıntı: ßreaking ßad

    İlginç bir yaklaşım değil, gereksiz ve temelsiz bir yakıştırma.

    gereksiz ve boş bir düşünce

    Bana ust evrende bir veledin oynadigi simulasyon oyunu icerisindeki simsler olmadigimizi kanitlayabilir misiniz?
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.