Şimdi Ara

Dost musun, düşman mı? Yüzü çekici kılan ne? Nasıl karar veriyoruz?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
15
Cevap
0
Favori
651
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • İlk bakışta nasıl sempati veya nefret duyabiliyoruz? Gözler ve yüz şekli, beynimizin karar mekanizmasını nasıl etkiliyor? Yüzü çekici kılan ne? Nöroloji uzmanları, bir kez 'not'unu verdikten sonra çok inatçı olabilen beynimizin işleyiş sistemini aydınlatmaya çalışıyor

    Herhangi bir mekana girdiğinizi düşünün. Bir tren kompartımanı, restoran ya da doktorunuzun bekleme salonu olabilir. Girer girmez, göz ucuyla içerideki insanları süzersiniz değil mi? Hiçbirini tanımadığınız halde, saniyeler içinde herbiri için zihninizde bir izlenim oluşur. Köşedeki adam naziktir, kadın titiz, delikanlı ise sinirli... Henüz sadece cinsiyet, ten rengi, boy, ağırlık, yaş gibi fiziksel niteliklerini görebildiğiniz halde, hangisini sevebileceğinizi ve hangisinden uzak durmanız gerektiğini anlar gibi olursunuz.
    Psikolojik araştırmalar, tanışmalarda ilk 5 ile 7 saniyenin belirleyici olduğunu gösteriyor. Sonraki 5 saniyede bu izlenimi değiştirme şansınız yüzde 50. Yani topu topu 15 saniyede, karşımızdakinin dost mu, düşman mı olduğuna karar veriyoruz.
    İnsan beyninin bu denli hızlı çıkarımlarda bulunması, şaşırtıcı olduğu kadar yanıltıcıdır da. Beynimizin ilk bakışta yetersiz ve eksik bilgilerle oluşturduğu izlenim, birisi hakkındaki fikrimizi, bir daha değişmeyecek şekilde belirleyebilir. İlerleyen süreçte karşımızdaki kişinin sözleri ya da davranışları, tam aksi yönde olsa da. Bu tarz sosyal öngörülerde bulunurken elimizdeki en önemli veri kaynağı ise, yaşamımız boyunca edindiğimiz deneyimler ve düşünce kalıplarından başka birşey değil.
    Sosyal algımızı kapatmanın bir yolu yoktur; o her zaman aktiftir. Kime aşık olacağımızdan tutun, sigortamızı kime yaptıracağımıza kadar her konuda kararlarımızı o belirler. Bu karar, genellikle ilk izlenimle verilir. Peki neden kimi insanlara ilk anda kanımız kaynarken, kimilerine güvenmekte zorlanırız? Kimden hoşlanacağımıza karar verme sürecimiz, düşünüldüğü kadar açık değil.
    Yirmi yıl kadar önce, Boston Massachusetts Üniversitesi'nden psikolog S. Michael Kalick'in yaptığı bir deney, genellikle kendimizinkine benzeyen yüzleri, giyimleri ve vücut tiplerini beğendiğimizi ortaya çıkardı. Öte yandan, güzelliğin de bizi etkilediği anlaşılıyor. Özellikle karşı cinsi değerlendirirken, pürüzsüz bir cilt, inci gibi dişler, canlı saçlar ve orantılı bir fizik, karışımızdakine ısınmamızı kolaylaştırıyor.
    İşin ilginç tarafı, düşünme fırsatı bulduğunda beynimizin fazla mükemmel olanlar karşısında bir güvensizlik, hatta kıskançlık ve aşağılık kompleksi duyması. Örneğin bazı adli vakalarda, kötü niyetlerini gerçekleştirmek için güzelliğini kullananlara, daha ağır cezalar verildiği biliniyor.

    YÜZÜ ÇEKİCİ KILAN NEDİR?

    Güzellik görecelidir. Ama yine de psikoloji alanında yapılan çalışmalar, insanların ilk kez gördükleri yüzlerde beğendikleri belli başlı özellikleri belirlemiş durumda. Bir yüzü 'çekici' kılan bir çok etmen var. Fazla asimetrik yüzler genellikle rahatsız edici bulunuyor; fazla simetrik yüzler de (A) sıkıcı izlenimi veriyor. Yüzü çekici kılan ise, hatlardaki küçük sapmalar. Genelde kulaklar ile göz, burun ve dudaklar arasında belli bir mesafe bulunması (B), çıkık elmacık kemikleri ve küçük burun, çekici bulunan özellikler. Erkeklerde belirgin çene beğenilirken, iri gözlerle dolgun dudakların da kadınları daha güzel kıldığı düşünülüyor.
    Erkeklere göre çocuksu hatlara sahip, yani küçük burunlu ve çıkık alınlı kadınlar daha güzel. 'Bebek - yüz hipotezi'nin sınanması için yapılan deneylerin çoğundaki gönüllüler beyaz ırktan olsa da, araştırmacılar bazı genellemelere ulaşmış durumda. Onlara göre bebek yüz, erkeklerde koruma içgüdüsünü kabartıyor veya daha genç bir kadının daha doğurgan olacağı mesajını, bilinçaltına yolluyor. Öte yandan, cinsler arasında da beğeniler değişkenlik gösteriyor. Örneğin erkekler, çıkık elmacık kemikleri ve dolgun dudaklara sahip kadınlara cinsel çekim duyuyorlar. Ancak, bu özelliklerin kadınları nasıl etkilediği bilinmiyor.

    İLK İZLENİM ZOR DEĞİŞİYOR

    Londra üniversitesi Nöroloji Enstitüsü'nden Tania Singer ve Joel S. Winston'ın yaptığı bir araştırma da aslında aynı sonucu ortaya koyuyor. Deney sırasında, deneklere çeşitli insan portreleri gösterilmiş ve kimi yüzlerin, anında beynimizin duygu merkezi olan 'amigdal' bölümünü alarma geçirdiği ve 'Bu kişi güvenilir değil' sinyali verdiği belirlenmiş. Daha sonra deneklere, bu kişinin bir takım iyi nitelikleri anlatılmaya çalışsa dahi, çok az denek ilk izleniminin değiştiğini ifade etmiş.
    Gözdeki optik sinirlerden iletilen görsel sinyaller, beynin iki ayrı bölgesine aktarılıyor: önbeyin ve amigdal. Her iki bölge de gördüklerimizi değerlendiriyor, ancak farklı yollardan. Amigdal, saliselerle ölçülebilen bir zaman dilimi içinde, karşımızdaki kişinin dost mu, düşman mı olduğuna karar veriyor. Önbeyin ancak bundan sonra devreye giriyor ve amigdalin verdiği kararın etkisi altında, bu kez bilinçli olarak görsel verileri değerlendiriyor.
    Amigdalin beyinde bir tür tehlike çanı görevi üstlenerek, bizi potansiyel tehlikelere karşı uyardığı, kaçmak ya da savaşmak için tetiklediği de biliniyor.

    KADINLARIN SEZGİLERİ DAHA GÜÇLÜ

    Amigdal ne kadar aktif olursa, duygu yoğunluğumuz o kadar artıyor ve mantık yürütme kapasitemiz azalıyor. o zaman kararlarımız, akılcı değerlendirmelerden çok, sezgisel yaklaşımların ürünü haline geliyor.
    Kadınların, başkalarının karakterini erkeklerden daha iyi tahlil edebildiği ve empati yeteneklerinin daha güçlü olduğu biliniyor. Kadınlar, içgüdüleriyle karar almaya ve olasılıkla amigdalin yönlendirdiği ani tepkiler göstermeye daha yatkınlar. Ayrıca, beyindeki dil merkezlerin erkeklerden daha çok başvurdukları için, kendilerini daha iyi ifade ediyorlar ve başka insanlarla daha kısa sürede duygusal yakınlaşmalar kurabiliyorlar.
    Cambridge Üniversitesi'nden Simon Baron - Cohen ve diğer nöroloji uzmanlarına göre, 'sosyal algı bölgeleri' beynin sol tarafında yer alıyor ve diğer insanları tanımamızı sağlıyor. Baron - Cohen, beynin sol yarımküresinin fetüslerde, kız bebeklerde ve küçük kızlarda daha hızlı geliştiğini ve bu durumun, yaşam boyunca dil ve sosyal zeka bakımından üstünlük sağladığını belirtiyor.
    Kadınların, başkalarının 'sevilebilir' olup olmadığına karar verirken, koku alma yetilerinden de daha fazla yararlandığı anlaşılıyor.








    evet 15 saniye başladı







  • Dost
  • yaralı görülüyor.

    hort...
  • evet ya cok dogru.
  • Boşuna söylenmemiş ilk izlenim önemlidir diye. Ama ben kadınların empati kurma yeteneklerinin daha güçlü olduğu konusunda hep kuşku duymuşumdur En iyisinden en kötüsüne kadar tanıdığım tüm kadınlarda -ki tanımışlığım had saffaya çıkmışken, çok yakından tanımaya başladığımda- bencilliğin çok fazla ön planda olduğunu gözlemledim her zaman. (sevgili ya da arkadaş) Bencil bir insanında empati kurabilme yeteneğinin güçlü olabileceğini düşünmek mümkün değil.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Criminal Origin -- 12 Eylül 2007; 0:45:14 >
  • Her zaman doğruyu bulduğumuz söylenemez, bunun içindir ki herkes "adam sarrafı" değildir.
    Bazen masum bir görünüş altında bir sırtlan gizlidir.
    Ya da "notre dame'ın kamburu" gibi , Şrek gibi güzel kalpli çirkinleri aniden çözümlemek zor...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: was


    Her zaman doğruyu bulduğumuz söylenemez, bunun içindir ki herkes "adam sarrafı" değildir.
    Bazen masum bir görünüş altında bir sırtlan gizlidir.
    Ya da "notre dame'ın kamburu" gibi , Şrek gibi güzel kalpli çirkinleri aniden çözümlemek zor...




    abi,sizin sîmanız çok masum,çok vefalı,çok dost canlısı,çok içten,samimi geldi bana...birde sanki çok acı çekmiş gibi.
    acılar yalnız sîmanıza olgunluk eklemiş...
    herhalde sîmaların belli birtakım ayırıcı özellikleri vardır,fakat ilk görüştede bir anlam veriyorsunuz istemdışı...uzmanlık alanınız olmasada...




  • Gerçekten doğru


    Her yasayışımda kendimi ve çevremdekileri izlemeye almışımdır. En basit örneği mesela herhangi bir sıradasınızdır onca kişinin arasından biri gelir ve size sorar sorusunu.Ben bunu cok yaşamışımdır
  • quote:

    Orjinalden alıntı: was


    Her zaman doğruyu bulduğumuz söylenemez, bunun içindir ki herkes "adam sarrafı" değildir.
    Bazen masum bir görünüş altında bir sırtlan gizlidir.
    Ya da "notre dame'ın kamburu" gibi , Şrek gibi güzel kalpli çirkinleri aniden çözümlemek zor...



    Haklısınız. Çoğu zaman pek isabetli olmuyor izlenimlerimiz.

    Ramazanın birinci günü bunun canlı bir örneğini yaşadım. Saat dört civarı yani iftara yaklaştığımız bir saatte tıklım tıklım dolu olan bir halk otobüsündeydim.
    (Bunun ne demek olduğunu İstanbulda yaşayanlar şu an iliklerine kadar hissetmiştir.)

    Otobüsün koltuksuz olan orta yerinde ön kapıyı, şoförü, muavini otobüse binenleri rahatlıkla görebilecek bir konumdaydım. Hareket etmeden önceki 5-6 dakika boyunca özellikle şoför dikkatimi çekmişti. Görünümü bende "Otobüsü sağa çekip kafasını kızdıran yolcuyu döven cinsten birisi" izlenimi bırakmıştı. Nitekim bu tarz o kadar çok şehir eşkiyasıyla karşılaşıyoruz ki böyle düşünmekte pek zorlanmamıştım. "Ramazanın ilk gününde sağsalim eve tek parça gideriz inşallah" diye içimden geçirdiğimi hatırlıyorum.

    Yolculuğun başlamasından kısa bir süre sonra tam beklediğim gibi tıklım tıklım dolu olan otobüste "arkaya ilerlesene kardeşim" tarzında ufak ufak sürtüşmeler başladı. Fakat ön koltukta oturan yaşlı annesinin yanından ayrılmak istemeyen ve arkaya ilerlemeyen yolcu ile muavin arasındaki tartışma adım adım büyüdü. İkisi de şiddetini artıran tonlarda seslerini yükselttiler ve birbirlerinin gırtlaklarına sarılma aşamasına geldiler.

    "Sen neden bana bağırıyorsun, senin bana bağırmaya hakkın yok" tarzında tam kavga moduna girilmişken
    "kesin bu şoför şimdi sağa çekecek ve vatandaşa dalacak" diye içimden geçirdim. Ama beni çok şaşırtan birşey oldu. Şoför önce muavine susması için ırar etti ve sonra yolcuya aynadan bakarak "neden birbirinize bağırıyorsunuz ki, kimse kimseye böyle bağırmasın, ikinizde yanlış yapıyorsunuz, bakın diğer insanları da rahatsız ediyorsunuz, şu aziz mübarek günde yaptığınız iş değil" tarzında beni gerçekten şaşkınlığa boğan oldukça kibar cümleler sarfetti.

    O anda açıkçası otobüse bindiğimde aklımdan geçenlerden dolayı utandığımı söyleyebilirim.




  • genelde ben de bir yere girdiğimde her zaman gitmediğim bi yer, genelde dikkat ederim bunlara bazende o kadar emin olurum ki o kişi hakkında düşündüğüm şeylerden direk gider sorarım genelde de düşündüğüm gibi çıkar çünkü çok kesinleşmiştir kafamda

    mesela babam adamın konusmasından nereli olduğunu anlar, bi tanıdık adamın yürüyüşünden hemşerisi olduğunu anlamıs arabistanda uzun süre serbest meslek le uğraşmış babam o direk bi mekan a girmemiş onun yanına gelmişler bide bu yönden bakmak lazım gerçi ikiside aynı
  • ilk izlenimlerim çoğu zaman doğru çıksa da arada illa ki sapmalar yaşıyorum. yani bir insanı ilk gördüğümde oluşan kanaat ile çok iyi tanıdıktan sonraki fikrim arasında sıklıkla pek fark olmuyor ancak arada ilk intibamın yanlış olduğunu düşünerek onlara yaklaşıyor veya onlardan uzaklaşıyorum.


    hiç tanımadığım insanların fotoğrafları üzerinden yaptığım kişilik analizlerinde de gayet başarılıyım ancak insanların gündelik yaşamda yaptıkları şovlardan, sahteliklerden çabucak etkilenip fikrimi belirli süre için değiştirebiliyorum maalesef.

    yüz ve vücut hatlarının ilk intibada ve karakterde etkili oluşu gibi isimlerin de kişilerin karakterinde ve oluşturduğu intibada etkili olduğuna inanıyorum.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: driver


    quote:

    Orjinalden alıntı: was


    Her zaman doğruyu bulduğumuz söylenemez, bunun içindir ki herkes "adam sarrafı" değildir.
    Bazen masum bir görünüş altında bir sırtlan gizlidir.
    Ya da "notre dame'ın kamburu" gibi , Şrek gibi güzel kalpli çirkinleri aniden çözümlemek zor...




    abi,sizin sîmanız çok masum,çok vefalı,çok dost canlısı,çok içten,samimi geldi bana...birde sanki çok acı çekmiş gibi.
    acılar yalnız sîmanıza olgunluk eklemiş...
    herhalde sîmaların belli birtakım ayırıcı özellikleri vardır,fakat ilk görüştede bir anlam veriyorsunuz istemdışı...uzmanlık alanınız olmasada...


    Güzel nitelemeleriniz için teşekkür ederim @driver.
    Evet hayat izler bırakarak gidiyor yüz çizgilerimiz üstünde...
    @feylesof, otobüs deneyimi ilginç olmuş :)




  • Insanlarin cehrelerinden karakter tahlili yapanlarin akibetlerinin pek de hos olmadiklarini biliyoruz. Aslinda Nasreddin Hoca'nin "ye kurkum ye" hikayesi, hayatin ve insanlarin tamamaini kapsayan genis bir ozettir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hocam herkesin beyninde kendine özgü matematiksel ölçülere göre bir karar verme mekanizması vardır. İnsan yüzlerini bu mekanizmadan geçiririz ve bu ölçülere uygun olanları beğeniriz, diğerlerini beğenmeyiz.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.