Şimdi Ara

🔥 Dolar 32,21 - Euro 34,68 - Altın 2.435 | 11 NİSAN🔥 (972. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: rgsxmetin , Can851 Daha Az
2 Kayıtlı Üye (1 Mobil) ve 28 Misafir (3 Mobil) - 26 Masaüstü4 Mobil1 Android
5 sn
234.954
Cevap
1.165
Favori
11.763.958
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1149 oy
Öne Çıkar
Popüler Konular listesinde
19. Sırada  bugün en iyi #4
Sayfa: önceki 970971972973974
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: otodr


    quote:

    Orijinalden alıntı: 5150 III

    Fitch notu düşürmeyedebilir diye düşünüyorum.

    Gerek abdnin açık açık türkiye alehine olan pydye destek vermesi, gerek gülenin iade edilmemesi, gerek işidin sınırlarımızdaki durumu gibi abdnin türkiye üzerindeki çok olumsuz etkenleri göz önüne alındığında, abd türkiyenin kredi notunu bi şekilde sabit tutması için fitche baskı yapabilir.

    Bu nasıl mantık?

    boş boş konuşuyor. fitche laf atıyor adamı sevmiyor. Türkiye için değil rte için indirecek fitch zaten belli etti indirceğini bunu duyum alan ağalar şu an alım yaptığı için 3.75 dünden 3.85 yolcusu cuma günü toplantı günü 3.90 olur üstüde olur böyle giderse.




  • Ben Reisin yerinde olsam gider Fitchi parası neyse verir satın alırdım.Başına da ya Yiğit Bulut'u oturturdum.
  • teklif veremiyorum vay anasını 500 dolar ne biçim para yapıyor yahu bu ne haldir :) İ3 makine 2000 tl yahu komedi gibi celeron satacağız bu gidişle. Taksitlerde facia hani eskiden tefeci vardı borç bir dakika geciksin geciktirenin hayatını kaydırırlardı artık bankalarda aynı. tek çekim kredi kartına % 1.75 faiz alıyor İHALE EVLADI BANKALAR.
  • Bu forum Akp nin arkabahcesi olmuş,ne guzel ne guzel.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kassady

    Yarın da kapanış 3.80 lerin üstünde olursa yeni taban çekirdek seviyemiz 3.75 yerine 3.80 diyebiliriz artık. Yılbaşında 3.50 idi hatırlatmak egrekirse...

    tabanları ne yapacaksınız da teknik analiz kasıyorsunuz bol bol . temel çöktü temel. binanın kolonları patladı . iki yıl öncesinde özgür demirtaşı izleyin dolar 2,86 ve millet gram düştü diye seviniyor . bu artık yapısal sorun değil binanın kendi çöktü . turizm yine olmayacak bu yıl . 30 milyar dolardan fazla parayı unutun . ihracat dip yapmaya devam edecek ki dolar 4 lira olduğu için hammadde ithal edemeyeceğiz . vergi gelirlerini unutun ki vergi de düşecek .işsizlik daha da artacak . bütün bunların da sebebi belli . yıllarca söyledik ama takan olmadı .
  • quote:

    Orijinalden alıntı: BiggestNiko

    Bu forum Akp nin arkabahcesi olmuş,ne guzel ne guzel.

    moderatorleri akp listesinden seciyorlar.. comar sozune bile direk ban veriyorlar.. en azindan ne olduklarini biliyorlar
  • Başkanlığa HAYIR demeliyiz.

    Mutlaka hayır demeliyiz.

    Neden derseniz?

    Bu örnek cuk diye oturacak.

    *

    Venezuela'nın nüfusu 30 milyon kişi… Suudi Arabistan'ın bile 265 milyar varil petrol rezervi varken, Venezuela'nın 296 milyar varil petrol rezervi var. Varilini 55 dolardan hesapla bak ne çıkıyor… Venezuela halkının en az Kanadalılar kadar refah olması gerekiyor.

    *

    Venezuela'da başkanlık sistemi var.

    *

    Hugo Chavez 1998'de başkan seçildi. Yoksul ve cahil ahali, onu çok seviyordu, gıda kolisi dağıtıyor, gariban mahallelere sağlık ocağı filan açıyor, devletin kaynaklarını sebil gibi kullanıyor, açlıktan nefesi kokan halkın kurtarıcısı olarak görülüyordu. Şak… Anayasayı değiştirdi, devletin yönetim şeklini değiştirdi. Artık onu sevip sevmemelerinin önemi yoktu, çünkü, artık onu başkanlıktan indirmek hukuken mümkün değildi. Muhalefeti susturdu, basını susturdu, iş dünyasını sustalı maymuna çevirdi. Onun yönetim şekli yüzünden 1.5 milyon kişi ülkeden kaçtı. Nüfusun yüzde beşi ülkeden kaçarken… Twitter'dan kendisini takip eden üç milyonuncu takipçisine ev hediye ederek, kendisini alkışlatıyordu.

    *

    Kansere yakalandı. Halefi olarak, başkan yardımcısı Maduro'yu seçti. Bütçe dahil, tüm yetkilerini başkan yardımcısı Maduro'ya devretti.

    *

    Maduro otobüs şoförüydü, lise mezunuydu, sendikacılıktan tırmanmış, Chavez'in sağkolu olmuştu.

    *

    “Üniversite mezunu olmayan biri devlete başkan olabilir mi?” diye eleştirildiğinde… Chavez “neden olmasın” diyordu, “iktidar halkındır, elitler-seçkinciler istemese de otobüs şoförü başkan olur” diyordu.

    *

    Chavez öldü, otobüs şoförü Maduro geçici olarak başkan oldu.

    *

    Nisan 2013'te yeniden başkanlık seçimi yapıldı, başkanlık imkanlarını sonuna kadar kullanan Maduro, yüzde 50.6 oyla kılpayı kazandı. Rakibi yüzde 49.1 almıştı. Seçimde şaibe olduğunu, oyların çalındığını elbette herkes biliyordu ama, itirazlardan netice alınamadı, çünkü, seçim kurulu, yargı, komple Maduro'nun kontrolündeydi. Toplum karpuz gibi ikiye bölündü.

    *

    Protesto gösterileri başlayınca, halka ateş açıldı. Harvard mezunu muhalefet lideri tutuklandı. Bizzat başkan Maduro tarafından “kendisinin başkanlığını kabul etmeyenlere konuşma yasağı” getiren yasa teklifi hazırlandı, meclis bu teklifi kabul etti iyi mi… Muhalefete kanunen konuşma yasağı getirildi. Başkanlık yetkilerini daha da arttıran yasalar çıkarttı, mesela, petrol ve madenler konusunda meclise sormadan karar verme yetkisini kendisine aldı!

    *

    Yandaş medya oluşturdu, şu anda Maduro haricinde hiçbir şey yazmıyorlar, televizyonlarda devamlı Maduro konuşuyor. Muhalif medyayı susturdu, yayınlarını beğenmediği televizyon kanallarını kablolu kanaldan çıkardı.

    *

    20 milyon kişiye 120 bin ton gıda kolisi dağıttı. Temel ihtiyaç maddeleri karaborsaya düşmeye başlayınca, başkanlık bünyesinde komisyon kurdu, kıtlığın sebebinin araştırılmasını istedi. Yalaka komisyon araştırdı. Ne buldular biliyor musunuz? “Halkımızın yüzde 95'i günde dört-beş öğün yemek yiyor, bu nedenle tüketim maddelerinde sıkıntı yaşanıyor” sonucunu buldular! Kıtlığın sebebi halkın çok yemesiydi yani… Başkanın sorumluluğu, kusuru yoktu!

    *

    2015'te parlamento seçimi yapıldı. Maduro her türlü katakulliyi yaptı ama, hezimete uğramaktan kurtulamadı. Muhalefet ezici çoğunlukla kazandı. Muhalefet parlamentoyu kazandı ama… Başkan hâlâ Maduro'ydu. Ordu, polis, yargı, onun elindeydi. Hükümeti hâlâ o kuruyordu.

    *

    Meclis çoğunluğunu ele geçiren muhalefet, 2019'da yapılması gereken başkanlık seçimlerinin öne çekilmesi için, erken seçim talebinde bulundu. Başkan reddetti!

    *

    Bunun üzerine, erken seçime gidilmesi konusunda referandum yapılması için anayasal süreç başlatıldı. Anayasaya göre, referanduma gidilmesi için seçmenin yüzde 20'sinden imza toplanması gerekiyordu. Dört milyon imza toplandı. Nafile… Başkanın emrindeki seçim kurulu, imzaları kabul etmedi, referandum meferandum yapamazsınız dedi, kesti attı!

    *

    Muhalefet bir başka yol aradı, meclisten, Maduro'nun başkanlıktan azledilmesini talep eden karar çıkarıldı. Gel gör ki… Tüm üyeleri Maduro tarafından seçilen Anayasa Mahkemesi bu kararı reddetti. Meclisin azil talebinin anayasaya aykırı olduğu açıklandı!

    *

    Bunlar yetmezmiş gibi, Aragua eyaletinin valisini, kendisine başkan yardımcısı yaptı. Bu herif “uyuşturucu baronu” olarak tanınıyor! Eğer Maduro da Chavez gibi ölürse, 2019'a kadar ülkeyi bu arkadaş yönetecek.

    *

    Netice?

    *

    Şu anda Venezuela'da enflasyon yüzde 700… Bu sene yüzde 1600'e çıkması bekleniyor. Alışverişlerde kredi kartı geçmiyor, mağazalar kabul etmiyor. Hükümet devalüasyonla eriyen banknotları tedavülden kaldırıp, yerine yenilerini sürmek istedi, para basmak için bile para bulamadı! Asgari ücrete güya yüzde 50 zam yapıldı, 40 bin bolivar oldu, 40 bin bolivar ne ediyor biliyor musunuz, 15 dolar ediyor! Et, un, şeker, pirinç, süt karaborsa satılıyor, ekmek için bile kuyruk var, marketler saldırıya uğruyor, yağmalanıyor. Hal böyleyken, zengin daha da zengin oldu, bir hamburger 170 dolara satılıyor, alıcı buluyor! Eczane rafları boşaldı, ilaç sıkıntısı var, sağlık sistemi çöktü, ameliyat malzemesi yok, yenidoğan bebek ölümleri rekor seviyeye ulaştı. İthalat bıçak gibi kesildi, alt tarafı diş macunu almak isteyen, normal fiyatının yüz misli ödemek zorunda kalıyor. Günde 18 saate varan elektrik kesintileri yapılıyor, yeterli elektrik üretilemediği için, kamu kurumları haftada beş gün tatil ediliyor, sadece pazartesi ve salı çalışıyor, özel sektör haftalık izin gününü üçe çıkardı. Şehirlerde günde sekiz saat su kesintisi yapılıyor, her gün… Fuhuş patladı. Suç patladı, her 21 dakikada bir cinayet işleniyor, her sene 17 bin adam kaçırma olayı, fidye rapor ediliyor. Gasp öyle hale geldi ki, insanlar cep telefonuyla anca evlerinde konuşuyor, sokağa çıkarken yanına almıyor. Sosyal hayat durdu, sinema yok, tiyatro yok, konser yok, hava kararınca şehirler ıssızlaşıyor. Karayolları, limanlar ve havalimanları ordu kontrolünde tutuluyor.

    *

    Memleketin içine etti.

    Başkan hâlâ başkan.http://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/yilmaz-ozdil/al-sana-baskanlik-1630099/



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi otodr -- 25 Ocak 2017; 19:43:39 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • otodr O kullanıcısına yanıt
    Hocam Türkiyede aynısı olursa Erdoğandan sonra ahmet hamdi çamlı namı diğer Yeliz adeleyin başkan olmasını bekliyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Venezuela Özdil'in bildiği gibi değil

    Özgür Uyanık/ Arjantin

    Özdil'in Sözcü'deki "Al Sana Başkanlık" yazısı tipik bir Amerikan sağcısının cahil propaganda sınırlarını aşmıyor. Özdil'in Venezuela hakkındaki tüm iddiaları Miami Herald gibi karşı devrimci Küba mafyasının gazetelerinden alınmadır. Özdil Venezuela hakkında hiçbir şey bilmiyor. Bu ülke hakkındaki gerçekleri Anglosakson Amerikancadan okuyor.

    Özdil'in Venezuela'daki Başkanlık olgusuyla Erdoğan'ın projesini aynı kefeye koyması tamamen saçmadır. Bu ülkede ve genel olarak tüm Amerika kıtasında Başkanlık sistemi iki asır önceki koşullarda ortaya çıkmıştır. Bu çok karmaşık süreçleri ve çatışmaları içeren bir konudur. Bir makale sınırlarında izahı mümkün değildir. Amerika kıtasında her ülkenin kendine özgü bir başkanlık sistemi vardır. Venezuela'ya başkanlık sistemini getiren "Comandante" Chávez değildir. Chávez'in yaptığı şey Venezuela'yı tarihinde ilk kez milli ve egemen bir ulus-devlet haline getirmesidir ki bu ABD'nin asla kabul etmediği şeydir.

    Özdil'in bilgi sınırları Venezuela'daki Başkanlık sistemini anlamaktan çok uzaktır. Latin Amerika ülkelerindeki Başkanlık rejimleri İspanyol sömürge döneminin izlerini taşır. Örneğin İspanyol sömürgeciliği döneminde Arjantin gibi siyasi idare merkezi olan yerlerde siviller iktidarı askerlerle paylaşmaz. Venezuela, Şili gibi yerler ise üç asır boyunca askeri karakol niteliğindeydi. Burada yönetim kaçınılmaz olarak "civico-militar"dır. Şili'de bağımsızlıktan 160 yıl sonra Sosyalist Salvador Allende hükümetinde bile bu gerçek değişmemiştir. Faşist General Pinochet'in Allende hükümetinde Savunma Bakanı olarak görev yaptığını hatırlayın.

    Oysa Türkiye'de daha önce hiç olmayan ve hiçbir siyasi geleneğe dayanmayan bir şey yapılmak isteniyor.

    Reklamdan sonra devam ediyor
    Özdil'in yazısında verdiği rakamlar da ciddiyetsizdir. Örneğin petrolün varil fiyatını petrol rezerviyle çarpıp Venezuela nüfusuna bölmesi kadar mantıksız bir çözümlemeye zor rastlanır. Bu Arktika'da buzul altındaki balık sayısının Karaköy'de balıkçı tezgahındaki fiyatla çarpılıp Eskimo nüfusuna bölünmesi kadar saçmadır. Ayrıca ne petrolün varil fiyatı ne de ülkeden kaçan insan sayısı gibi rakamlar gerçeği yansıtmamaktadır.

    Özdil'in Venezuela'daki seçim sisteminin dünyanın en kesin ve gerçek sonucu verdiğini ABD tarafından bile kabul edildiğinden haberi yok. Venezuela'da Avrupa patentli ve sadece parmak iziyle çalışan makinalarda oy kullanılmaktadır. Seçmenler elektronik yolla oyunu kullanırken sadece kendi adına basılmış tek örneği olan bir zarfa da oyunu koyarak makinaya atmaktadır. Seçim sonucu bu iki oyun sağlaması yoluyla ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle ABD’ci sağ muhalefet bile seçim sonucuna itiraz edememiştir. Özdil hiç kimsenin söyleyemediği yalanlar icat edeceğine teknoloji hayranı AKP yönetiminin neden Venezuela’ya benzer bir elektronik sistemi Türkiye’ye getirmediğini sorgulamalıdır.

    Protestocuların üzerine ateş açıldığı da yalandır. Tam tersine sağcı paramiliter çeteler ülkede terör estirmiştir. Onlarca yurttaş bu çetelerin saldırılarında hayatını yitirmiştir. Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi’nin bir milletvekili evinde karısıyla beraber bu çeteler tarafından katledilmiştir. Eğer bir sağcı

    milletvekili öldürülseydi Özdil’in mensubu olduğu uluslararası medya Venezuela’ya müdahale edilmesini isterdi. Ama sosyalist milletvekili öldürüldüğünü hiçbiri haber bile yapmadı. Eğer günümüz dünyasında sansür ve manipülasyonda bahsedeceksek bundan en son nasibini alacak olan Chávez yönetimidir.

    Özdil’in “hapsedilen Harvard mezunu muhalefet lideri” diye bahsettiği kişi Leopolde Lopez’dir. Bu şahıs Harward mezunu değil Kenyon Coliege Ohio mezunudur. Harvard’a bağlı bir yan okul olan John F. Kennedy’den master belgesi almıştır. Bu belge Harvard tarafından onaylandığı için üzerinde bu isim yazmaktadır. Leopolde Lopez 2002 yılında Başkan Chávez’e yapılan ABD destekli darbenin ortaklarındandır. O sırada Chacao Valisi olan Lopez, Küba büyükelçiliğini kuşatmış ve elçilik çalışanlarının katletme emrini vermiştir. Lopez, 2014 Şubatında Ukrayna’daki Turuncu Devrimle eş zamanlı gerçekleşen bir ayaklanmanın başındadır. Bu ayaklanmayı yapan örgütün Ukrayna’daki Nazi ağıyla birlikte çalıştığı defalarca kanıtlanmıştır. Lopez, ABD’ci Venezuela sağının en radikal faşist unsurlarını temsil etmektedir. Ayaklanma girişimi sırasında 43 sivili bu örgüt katletmiştir.

    Reklamdan sonra devam ediyor
    Özdil’in iddia ettiği gibi sağ cephe referanduma gidilmesi için gerekli 4 milyon oyu toplayamamıştır. Sağ cephe uluslararası medya desteğiyle bu desteğe sahip olduğu yaygarasını çıkarmış, Yüksek Seçim Kurulu önüne yığdığı kağıtlardaki imzaların sahte olduğu kanıtlanmıştır. Bu kağıtlarda cezaevindeki suçlulardan ölmüş şahsiyetlere ve reşit olmayanlara ait sahte imzalar olduğu resmen belgelenmiştir.

    Başkan Maduro’nun sağ cephenin elindeki meclis tarafından Başkanlıktan azledilme girişimi ise ABD’nin Latin Amerika’daki halkçı-milli yönetimlere karşı yürüttüğü operasyonun bir parçasıdır. ABD 2009’da Paraguay’ın solcu başkanı Fernando Lugo’yu ve geçen yıl da Brezilya devlet başkanı Dilma Roussef’i bu biçimde devirmiştir. Obama Doktrini olarak adlandırdığımız bu yeni tip darbe modeli mahkemeler ve meclis eliyle yürütülmektedir. Fakat bu plan Venezuela’da özellikle Bolivarcı Silahlı Kuvvetlerin kararlı duruşuyla yenilgiye uğratılmıştır. Maduro’nun ABD planıyla devrilemediğine üzülmek emperyalizme hayranlıktan daha öte bir “duygusal” bağ kurmayı gerektirir.

    Venezuela’da yaratılan ekonomik kaos 1973’te sosyalist Allende hükümetine karşı yapılanın daha gelişmiş bir biçimidir. Venezuela’da yaratılan suni bir kıtlıktır. Ordu her gün toprağın altına gömülmüş gıda depoları ortaya çıkarmaktadır. Devletten ucuz döviz elde eden ithalatçı firmalar ellerindeki malları Kolombiya’ya satarak karlarını katlamaktadır. Sağcı cephe elindeki güçlü paralel döviz piyasasıyla ulusal parayı sabote etmektedir.

    Özdil’in Venezuela üzerine yazdıkları ne hakikate ne de insanlığa hizmet ediyor. Bu yaklaşımın Türkiye’de bir “Hayır” cephesi oluşmasına hiçbir yardımı olmaz.

    Not: Tesadüf şu ki Yılmaz Özdil'in bu yazıya kaleme aldığı gün onun savunduğu sağ çetelerin gazeteci Ricardo Durán'ı katledilişinin yıldönümüydü. Kuşkusuz Özdil'in haber kaynakları ona bundan da bahsetmemiştir.

    https://www.aydinlik.com.tr/turkiye/2017-ocak/venezuela-ozdil-in-bildigi-gibi-degil




  • Haviye H kullanıcısına yanıt
    Sonuç olarak ne diyorsun?Başkanlığa evet mi diyelim?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Yav margedden istedinizi alionuz nerde bu ülkede griz ?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: otodr





    Başkanlığa HAYIR demeliyiz.

    Mutlaka hayır demeliyiz.

    Neden derseniz?

    Bu örnek cuk diye oturacak.

    *

    Venezuela'nın nüfusu 30 milyon kişi… Suudi Arabistan'ın bile 265 milyar varil petrol rezervi varken, Venezuela'nın 296 milyar varil petrol rezervi var. Varilini 55 dolardan hesapla bak ne çıkıyor… Venezuela halkının en az Kanadalılar kadar refah olması gerekiyor.

    *

    Venezuela'da başkanlık sistemi var.

    *

    Hugo Chavez 1998'de başkan seçildi. Yoksul ve cahil ahali, onu çok seviyordu, gıda kolisi dağıtıyor, gariban mahallelere sağlık ocağı filan açıyor, devletin kaynaklarını sebil gibi kullanıyor, açlıktan nefesi kokan halkın kurtarıcısı olarak görülüyordu. Şak… Anayasayı değiştirdi, devletin yönetim şeklini değiştirdi. Artık onu sevip sevmemelerinin önemi yoktu, çünkü, artık onu başkanlıktan indirmek hukuken mümkün değildi. Muhalefeti susturdu, basını susturdu, iş dünyasını sustalı maymuna çevirdi. Onun yönetim şekli yüzünden 1.5 milyon kişi ülkeden kaçtı. Nüfusun yüzde beşi ülkeden kaçarken… Twitter'dan kendisini takip eden üç milyonuncu takipçisine ev hediye ederek, kendisini alkışlatıyordu.

    *

    Kansere yakalandı. Halefi olarak, başkan yardımcısı Maduro'yu seçti. Bütçe dahil, tüm yetkilerini başkan yardımcısı Maduro'ya devretti.

    *

    Maduro otobüs şoförüydü, lise mezunuydu, sendikacılıktan tırmanmış, Chavez'in sağkolu olmuştu.

    *

    “Üniversite mezunu olmayan biri devlete başkan olabilir mi?” diye eleştirildiğinde… Chavez “neden olmasın” diyordu, “iktidar halkındır, elitler-seçkinciler istemese de otobüs şoförü başkan olur” diyordu.

    *

    Chavez öldü, otobüs şoförü Maduro geçici olarak başkan oldu.

    *

    Nisan 2013'te yeniden başkanlık seçimi yapıldı, başkanlık imkanlarını sonuna kadar kullanan Maduro, yüzde 50.6 oyla kılpayı kazandı. Rakibi yüzde 49.1 almıştı. Seçimde şaibe olduğunu, oyların çalındığını elbette herkes biliyordu ama, itirazlardan netice alınamadı, çünkü, seçim kurulu, yargı, komple Maduro'nun kontrolündeydi. Toplum karpuz gibi ikiye bölündü.

    *

    Protesto gösterileri başlayınca, halka ateş açıldı. Harvard mezunu muhalefet lideri tutuklandı. Bizzat başkan Maduro tarafından “kendisinin başkanlığını kabul etmeyenlere konuşma yasağı” getiren yasa teklifi hazırlandı, meclis bu teklifi kabul etti iyi mi… Muhalefete kanunen konuşma yasağı getirildi. Başkanlık yetkilerini daha da arttıran yasalar çıkarttı, mesela, petrol ve madenler konusunda meclise sormadan karar verme yetkisini kendisine aldı!

    *

    Yandaş medya oluşturdu, şu anda Maduro haricinde hiçbir şey yazmıyorlar, televizyonlarda devamlı Maduro konuşuyor. Muhalif medyayı susturdu, yayınlarını beğenmediği televizyon kanallarını kablolu kanaldan çıkardı.

    *

    20 milyon kişiye 120 bin ton gıda kolisi dağıttı. Temel ihtiyaç maddeleri karaborsaya düşmeye başlayınca, başkanlık bünyesinde komisyon kurdu, kıtlığın sebebinin araştırılmasını istedi. Yalaka komisyon araştırdı. Ne buldular biliyor musunuz? “Halkımızın yüzde 95'i günde dört-beş öğün yemek yiyor, bu nedenle tüketim maddelerinde sıkıntı yaşanıyor” sonucunu buldular! Kıtlığın sebebi halkın çok yemesiydi yani… Başkanın sorumluluğu, kusuru yoktu!

    *

    2015'te parlamento seçimi yapıldı. Maduro her türlü katakulliyi yaptı ama, hezimete uğramaktan kurtulamadı. Muhalefet ezici çoğunlukla kazandı. Muhalefet parlamentoyu kazandı ama… Başkan hâlâ Maduro'ydu. Ordu, polis, yargı, onun elindeydi. Hükümeti hâlâ o kuruyordu.

    *

    Meclis çoğunluğunu ele geçiren muhalefet, 2019'da yapılması gereken başkanlık seçimlerinin öne çekilmesi için, erken seçim talebinde bulundu. Başkan reddetti!

    *

    Bunun üzerine, erken seçime gidilmesi konusunda referandum yapılması için anayasal süreç başlatıldı. Anayasaya göre, referanduma gidilmesi için seçmenin yüzde 20'sinden imza toplanması gerekiyordu. Dört milyon imza toplandı. Nafile… Başkanın emrindeki seçim kurulu, imzaları kabul etmedi, referandum meferandum yapamazsınız dedi, kesti attı!

    *

    Muhalefet bir başka yol aradı, meclisten, Maduro'nun başkanlıktan azledilmesini talep eden karar çıkarıldı. Gel gör ki… Tüm üyeleri Maduro tarafından seçilen Anayasa Mahkemesi bu kararı reddetti. Meclisin azil talebinin anayasaya aykırı olduğu açıklandı!

    *

    Bunlar yetmezmiş gibi, Aragua eyaletinin valisini, kendisine başkan yardımcısı yaptı. Bu herif “uyuşturucu baronu” olarak tanınıyor! Eğer Maduro da Chavez gibi ölürse, 2019'a kadar ülkeyi bu arkadaş yönetecek.

    *

    Netice?

    *

    Şu anda Venezuela'da enflasyon yüzde 700… Bu sene yüzde 1600'e çıkması bekleniyor. Alışverişlerde kredi kartı geçmiyor, mağazalar kabul etmiyor. Hükümet devalüasyonla eriyen banknotları tedavülden kaldırıp, yerine yenilerini sürmek istedi, para basmak için bile para bulamadı! Asgari ücrete güya yüzde 50 zam yapıldı, 40 bin bolivar oldu, 40 bin bolivar ne ediyor biliyor musunuz, 15 dolar ediyor! Et, un, şeker, pirinç, süt karaborsa satılıyor, ekmek için bile kuyruk var, marketler saldırıya uğruyor, yağmalanıyor. Hal böyleyken, zengin daha da zengin oldu, bir hamburger 170 dolara satılıyor, alıcı buluyor! Eczane rafları boşaldı, ilaç sıkıntısı var, sağlık sistemi çöktü, ameliyat malzemesi yok, yenidoğan bebek ölümleri rekor seviyeye ulaştı. İthalat bıçak gibi kesildi, alt tarafı diş macunu almak isteyen, normal fiyatının yüz misli ödemek zorunda kalıyor. Günde 18 saate varan elektrik kesintileri yapılıyor, yeterli elektrik üretilemediği için, kamu kurumları haftada beş gün tatil ediliyor, sadece pazartesi ve salı çalışıyor, özel sektör haftalık izin gününü üçe çıkardı. Şehirlerde günde sekiz saat su kesintisi yapılıyor, her gün… Fuhuş patladı. Suç patladı, her 21 dakikada bir cinayet işleniyor, her sene 17 bin adam kaçırma olayı, fidye rapor ediliyor. Gasp öyle hale geldi ki, insanlar cep telefonuyla anca evlerinde konuşuyor, sokağa çıkarken yanına almıyor. Sosyal hayat durdu, sinema yok, tiyatro yok, konser yok, hava kararınca şehirler ıssızlaşıyor. Karayolları, limanlar ve havalimanları ordu kontrolünde tutuluyor.

    *

    Memleketin içine etti.

    Başkan hâlâ başkan.http://www.sozcu.com.tr/2017/yazarlar/yilmaz-ozdil/al-sana-baskanlik-1630099/





    Yapacak bir şey yok..



    Sonuçta göklerden gelen bir emir vardır..



    Şaka bi yana..ağır tırstım..ve aynısı türkiyede oluyor bugün..



    Başka bir iktidar gelse bile başkan meclisi tık diye feshetti mi geçmiş olsun..



    Bakalım...umarım sonunda iş açlığa kadar gitmez..

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Haviye

    Venezuela Özdil'in bildiği gibi değil

    Özgür Uyanık/ Arjantin

    Özdil'in Sözcü'deki "Al Sana Başkanlık" yazısı tipik bir Amerikan sağcısının cahil propaganda sınırlarını aşmıyor. Özdil'in Venezuela hakkındaki tüm iddiaları Miami Herald gibi karşı devrimci Küba mafyasının gazetelerinden alınmadır. Özdil Venezuela hakkında hiçbir şey bilmiyor. Bu ülke hakkındaki gerçekleri Anglosakson Amerikancadan okuyor.

    Özdil'in Venezuela'daki Başkanlık olgusuyla Erdoğan'ın projesini aynı kefeye koyması tamamen saçmadır. Bu ülkede ve genel olarak tüm Amerika kıtasında Başkanlık sistemi iki asır önceki koşullarda ortaya çıkmıştır. Bu çok karmaşık süreçleri ve çatışmaları içeren bir konudur. Bir makale sınırlarında izahı mümkün değildir. Amerika kıtasında her ülkenin kendine özgü bir başkanlık sistemi vardır. Venezuela'ya başkanlık sistemini getiren "Comandante" Chávez değildir. Chávez'in yaptığı şey Venezuela'yı tarihinde ilk kez milli ve egemen bir ulus-devlet haline getirmesidir ki bu ABD'nin asla kabul etmediği şeydir.

    Özdil'in bilgi sınırları Venezuela'daki Başkanlık sistemini anlamaktan çok uzaktır. Latin Amerika ülkelerindeki Başkanlık rejimleri İspanyol sömürge döneminin izlerini taşır. Örneğin İspanyol sömürgeciliği döneminde Arjantin gibi siyasi idare merkezi olan yerlerde siviller iktidarı askerlerle paylaşmaz. Venezuela, Şili gibi yerler ise üç asır boyunca askeri karakol niteliğindeydi. Burada yönetim kaçınılmaz olarak "civico-militar"dır. Şili'de bağımsızlıktan 160 yıl sonra Sosyalist Salvador Allende hükümetinde bile bu gerçek değişmemiştir. Faşist General Pinochet'in Allende hükümetinde Savunma Bakanı olarak görev yaptığını hatırlayın.

    Oysa Türkiye'de daha önce hiç olmayan ve hiçbir siyasi geleneğe dayanmayan bir şey yapılmak isteniyor.

    Reklamdan sonra devam ediyor
    Özdil'in yazısında verdiği rakamlar da ciddiyetsizdir. Örneğin petrolün varil fiyatını petrol rezerviyle çarpıp Venezuela nüfusuna bölmesi kadar mantıksız bir çözümlemeye zor rastlanır. Bu Arktika'da buzul altındaki balık sayısının Karaköy'de balıkçı tezgahındaki fiyatla çarpılıp Eskimo nüfusuna bölünmesi kadar saçmadır. Ayrıca ne petrolün varil fiyatı ne de ülkeden kaçan insan sayısı gibi rakamlar gerçeği yansıtmamaktadır.

    Özdil'in Venezuela'daki seçim sisteminin dünyanın en kesin ve gerçek sonucu verdiğini ABD tarafından bile kabul edildiğinden haberi yok. Venezuela'da Avrupa patentli ve sadece parmak iziyle çalışan makinalarda oy kullanılmaktadır. Seçmenler elektronik yolla oyunu kullanırken sadece kendi adına basılmış tek örneği olan bir zarfa da oyunu koyarak makinaya atmaktadır. Seçim sonucu bu iki oyun sağlaması yoluyla ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle ABD’ci sağ muhalefet bile seçim sonucuna itiraz edememiştir. Özdil hiç kimsenin söyleyemediği yalanlar icat edeceğine teknoloji hayranı AKP yönetiminin neden Venezuela’ya benzer bir elektronik sistemi Türkiye’ye getirmediğini sorgulamalıdır.

    Protestocuların üzerine ateş açıldığı da yalandır. Tam tersine sağcı paramiliter çeteler ülkede terör estirmiştir. Onlarca yurttaş bu çetelerin saldırılarında hayatını yitirmiştir. Venezuela Birleşik Sosyalist Partisi’nin bir milletvekili evinde karısıyla beraber bu çeteler tarafından katledilmiştir. Eğer bir sağcı

    milletvekili öldürülseydi Özdil’in mensubu olduğu uluslararası medya Venezuela’ya müdahale edilmesini isterdi. Ama sosyalist milletvekili öldürüldüğünü hiçbiri haber bile yapmadı. Eğer günümüz dünyasında sansür ve manipülasyonda bahsedeceksek bundan en son nasibini alacak olan Chávez yönetimidir.

    Özdil’in “hapsedilen Harvard mezunu muhalefet lideri” diye bahsettiği kişi Leopolde Lopez’dir. Bu şahıs Harward mezunu değil Kenyon Coliege Ohio mezunudur. Harvard’a bağlı bir yan okul olan John F. Kennedy’den master belgesi almıştır. Bu belge Harvard tarafından onaylandığı için üzerinde bu isim yazmaktadır. Leopolde Lopez 2002 yılında Başkan Chávez’e yapılan ABD destekli darbenin ortaklarındandır. O sırada Chacao Valisi olan Lopez, Küba büyükelçiliğini kuşatmış ve elçilik çalışanlarının katletme emrini vermiştir. Lopez, 2014 Şubatında Ukrayna’daki Turuncu Devrimle eş zamanlı gerçekleşen bir ayaklanmanın başındadır. Bu ayaklanmayı yapan örgütün Ukrayna’daki Nazi ağıyla birlikte çalıştığı defalarca kanıtlanmıştır. Lopez, ABD’ci Venezuela sağının en radikal faşist unsurlarını temsil etmektedir. Ayaklanma girişimi sırasında 43 sivili bu örgüt katletmiştir.

    Reklamdan sonra devam ediyor
    Özdil’in iddia ettiği gibi sağ cephe referanduma gidilmesi için gerekli 4 milyon oyu toplayamamıştır. Sağ cephe uluslararası medya desteğiyle bu desteğe sahip olduğu yaygarasını çıkarmış, Yüksek Seçim Kurulu önüne yığdığı kağıtlardaki imzaların sahte olduğu kanıtlanmıştır. Bu kağıtlarda cezaevindeki suçlulardan ölmüş şahsiyetlere ve reşit olmayanlara ait sahte imzalar olduğu resmen belgelenmiştir.

    Başkan Maduro’nun sağ cephenin elindeki meclis tarafından Başkanlıktan azledilme girişimi ise ABD’nin Latin Amerika’daki halkçı-milli yönetimlere karşı yürüttüğü operasyonun bir parçasıdır. ABD 2009’da Paraguay’ın solcu başkanı Fernando Lugo’yu ve geçen yıl da Brezilya devlet başkanı Dilma Roussef’i bu biçimde devirmiştir. Obama Doktrini olarak adlandırdığımız bu yeni tip darbe modeli mahkemeler ve meclis eliyle yürütülmektedir. Fakat bu plan Venezuela’da özellikle Bolivarcı Silahlı Kuvvetlerin kararlı duruşuyla yenilgiye uğratılmıştır. Maduro’nun ABD planıyla devrilemediğine üzülmek emperyalizme hayranlıktan daha öte bir “duygusal” bağ kurmayı gerektirir.

    Venezuela’da yaratılan ekonomik kaos 1973’te sosyalist Allende hükümetine karşı yapılanın daha gelişmiş bir biçimidir. Venezuela’da yaratılan suni bir kıtlıktır. Ordu her gün toprağın altına gömülmüş gıda depoları ortaya çıkarmaktadır. Devletten ucuz döviz elde eden ithalatçı firmalar ellerindeki malları Kolombiya’ya satarak karlarını katlamaktadır. Sağcı cephe elindeki güçlü paralel döviz piyasasıyla ulusal parayı sabote etmektedir.

    Özdil’in Venezuela üzerine yazdıkları ne hakikate ne de insanlığa hizmet ediyor. Bu yaklaşımın Türkiye’de bir “Hayır” cephesi oluşmasına hiçbir yardımı olmaz.

    Not: Tesadüf şu ki Yılmaz Özdil'in bu yazıya kaleme aldığı gün onun savunduğu sağ çetelerin gazeteci Ricardo Durán'ı katledilişinin yıldönümüydü. Kuşkusuz Özdil'in haber kaynakları ona bundan da bahsetmemiştir.

    https://www.aydinlik.com.tr/turkiye/2017-ocak/venezuela-ozdil-in-bildigi-gibi-degil

    Venezuela berbat durumda. Seçim sonrası parlamentoda muhalefet kazandı zaten. Sadece baştaki gerizekalı gitmemek için saçmalıyor.



    Ülkede üretim yok tamamen asker kontrolünde ve herkes kaçmak istiyor.



    http://www.rotasizseyyah.com/venezuela-gezi-notlari-1.html



    Şurada tarafsız bir gözden, halkın içinden okuyabilirsiniz.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • amadeus99 A kullanıcısına yanıt
    O arkadaşı takip ediyorum severek (: daha önceden okumuştum yazılarını venezuella ile ilgili. Durum vahim. Sadece yukardaki arkadaşın yazısına karşı dilden bir yazı bulunca objektif olarak paylaşmak istedim okuyanlar 2 taraflı inceleyebilsin diye.
  • tek adam herzaman risklidir istikrar falan değildir sorgulanmayan sistem patlar dıs mihrak falan hikaye avrupanın işi yok bişey uretemeyen ulkeyle uğrassın zaten onlar veriyor hammadeyi neyin kafası bu iş gucu ayağına bize tahamul ediyolar
  • quote:

    Orijinalden alıntı: FasTBoY

    N11/Gittigidiyor ve benzeri platformlardan alışveriş yapanlar varsa geçen 1-2 ay içinde aldıkları şeylere bir baksınlar, geçen dikkatimi çekti baktım aldığım tüm herşey en az %10-20 artmış bazıları 1-2 hafta önceki siparişlerdi birde.

    http://urun.n11.com/access-point-router/tp-link-tl-wa854re-300mbps-menzil-genisletici-P27463313
    58 liraya almıştım 80 lira olmuş.

    http://urun.n11.com/bilim-kurgu-ve-fantastik/the-gamer-oyuncu-blu-ray-P16684241
    10 liraya almıştım 15 lira olmuş.

    http://urun.n11.com/hafiza-kartlari/sandisk-ultra-8gb-class10-30mbs-micro-sd-hafiza-karti-P118913619
    15 liraya almıştım 26 lira olmuş.




  • Cuma gunu fitch muhtemelen kredi notunu dusurecek turkiyenin ozamana kadar 3.85-3.90 arasinda dalgalanmalarin yasanacagini dusunuyorum daha sonrada trump dolarin bukadar yukselmesini istemiyor dolar nabzini biraz dusurerek altini hareketlendirebilir bu arada dolari dusurecek derkende oyle 3.20 ler filan hayal edilmesin bence en fazla 3.60-3.70 araligina cekilir tabi bunlar benim ongorum kesin net boyle olacak diyemem

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • En az yüzde 30-40 zamlanmış ürünler ne diyim ki yokuş aşağı gidiyoruz..
  • asiruhh1903 kullanıcısına yanıt
    Benim emniyet kemerim bagli xd

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • dolarin dusmesi icin EVET!

    EVET oyu verelim ki dolar hemen 1.50 olsun
  • 
Sayfa: önceki 970971972973974
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.