Doğurmayın artık !!! (2. sayfa)

"Bu bahane, üreyebilmek için bir bahane olmaktan çok üremenin etik çıkarımlarına eleştirel bir şekilde yaklaşma sorumluluğundan kaçmaya yönelik altbilinçsel bir çabadan öteye geçemez.

Üreme karşıtı etiği savunmanın nedenleri nelerdir? Bu sebepler, diğer herhangi bir ahlaki ilerleme biçimi ile aynıdır. Neden köleliğin kaldırılmasını savunuyorsunuz? Neden ırk ayrımcılığı içeren yasaların sona ermesini savunuyorsunuz? Eğer bunları savunmazsak ahlaki bir ilerleme gerçekleşmeyeceği için savunuyoruz - veya gerçekleşirse muhtemelen çok daha uzun süreceğinden. Ürememek tek başına yeterli değildir çünkü tarafsız bir eylemsizliktir - sadece bir soruna (aslında bir çoğuna) aktif olarak katkıda bulunmaz. Gerçekten bir fark yaratmak ve ilerlemeye katkıda bulunmak istiyorsak (mümkün ve uygulanabilir olduğunda) aktif olarak üreme karşıtı bir mesaj yaymamız gerekir."

haddini bil.. seni, bağlattığın yeri, kısacası heryerini Allahü teala yarattı.. Asla böyle konuşma. Tüm hücrelerin onun emrinde.. o ne isterse o olur, sen hiçbirşey yapamazsın. sen sadece çocuk olmaması için bir sebebe yapışmışsın

Sırf sen buna inanıyorsun diye böyle bir gerçek yok hocam. Bana en ufak somut bir kanıt sunamazsın o yüzden boşuna yorum yazma. Binlerce yıl önceki insanlar da senin gibi bu sebeplerden ötürü başka tanrılara inanç duydular. Ben kendimin tanrısıyım, ben ne istersem ona inanırım tanrı isteklerini kendi yerine getirsin :)

Ben günde belki 30 kişiyle iletişim kuruyorum hocam, ne demek istediğini kelimelerinden anlayabiliyorum kendini açıklamana gerek yok ama yine de teşekkür ederim :) Söylediklerin asla olamaz diyemem hocam elbette olabilir ama makro olarak düşününce her şey çok saçma bir hal alıyor. Az buçuk uzaya merakın varsa eğer dediklerimi çok rahat anlayabilirsin. Mesela yaşadağımız evren, komple kozmoz dışarıdan bakınca aklın almayacağı kadar büyük ve büyük olmasının yanı sıra tüm süpernovalar, kara delikler, nötron yıldızları, belki de bilmediğimiz görmediğimiz anti madde ve karanlık madde barındıran onlarca gezegen, astronomik rakamların dahi üzerinde bir güç barındırıyor. Bunu bir kenara alıp insanlığa bakıyorum, vücut ısısı 1 derece düşse, 1 haftadan uzun bir süre aç kalsa, soğukta ya da sıcakta , en ufak bir düşmede, vahşi hayatta tek başına en zayıf yırtıcı hayvana dahi karşı koyamayan, makul seviyedeki en ufak radyasyonda hayatını kaybeden bir yaşam formu. Şimdi tanrının bu kadar büyük ve güçlü bir evreni yaratacak gücü var ama yarattığı yaşam formu bu mu ? Tamam yarattı diyelim, bu kadar kudretli bir tanrının, yarattığı yaşam formundan ona tapmalarını mı emrediyor ? Yani bu sorulardan sonra, ya işte ne kadar büyük olduğunu kanıtlamak için böyle yarattı vs. diye söylemler oluyor, bu bana saçmalık olarak geliyor ki tüm bu sorulardan sonra benim bir tanrıya ihtiyacım olmadığı gerçeği geliyor düşüncelerime ve farklı şeyler düşünmeye başlıyorum. Mesela Dünya'ya en yakın yaşanabilir gezegen olan Proxima Centauri D, burdan 4.2 milyar yılı uzakta, benim düşüncem oraya nasıl gidilebilire kayıyor. Bakıyorsun Einstein ın kütle enerji denklemine hani şu meşur E=mc2 olan denkleme, ışık hızına ulaşan bir cismin kütlesi sonsuza kayıyor, bu da demek oluyor ki kütlesi olan hiçbir cisim ışık hızında hareket edemez. En azından hayal ediyorum ışık hızına ulaşsak 4.2 yıl sürüyor varmak ama bu sefer de ışık hızına ulaşan cismin zaman kavramı ortadan kalkıyor gibi bir sürü bilimsel düşüncelere dalıyorum hocam. Muhabbet bu şekilde uzar gider :) Ne demek istediğimi anlıyorsundur.

Müdür bunu ne zaman yaptırdın? Acılı bir süreç miydi? Peki değdi mi bu ameliyata sence? Ya ilerde çocuk yapmak istersen?  

Tam tersi avrupanın işine gelir. Daha çok insan, daha ucuz iş gücü yaratır.

Yalan yok şöyle Norveç gibi bir yerde yaşasaydım sayıya bakmadan 3-5 giderdim. Burada kesinlikle yapmazdım. Kim g.tçü Mahmoodlarla kaynak yarışıyla geçireceği bir hayatı ister ki...

Çocuk umurlarında mı sanıyorsun o kadar. hayatta kalsın yeterli onlar için bir de torun versin onlara tabii

Abi/abla, bunu yapmaya iten şey neydi? Çocukluk travması filan mı, bir erkeğin zevk alacağı en büyük şeyden mahkum bırakmıssınız kendinizi. Allah akıl fikir versin diyelim.

Gerçi bu zeka seviyesiyle vazektomi yaptımasanız da bir cocuk yapacak eşiniz olmayacaktı.

10 aydır evliyim, bir erkeğin en büyük zevki çocuğunun olmasıysa eğer vizyonsuzluk ve zeka seviyesi 50 IQ nun altında demektir. Ben o çocuğa bu dünyaya gelmek istiyor mu diye sormadan dünyaya getiremem. Bu da imkansız olduğu için çocuk yapmanın bir mantığı yok. Bana sorsalardı ben mesela gelmek istemezdim. Hadi çocuk yapmak istedim varsaysam, ortalık suri afgan ne idüğü belirsiz çar çakal dolu. Toplumun 50 iq pisliğine bulaşmaması için özel okullara göndermek gerekiyor, hep özel davranmak özel yetiştirmek, pislikten korumak gerekiyor. Benim aptal insana tahammülüm yok, çocuğumun aptal olmayacağının garantisi de yok. Keyfine düşkün biriyim, hayatımın en güzel yıllarını başka bir birey eğiterek, ona vakit, para ve manevi değerlerimi harcayarak geçirmek istemiyorum. Allah da, akıl da senin olsun hocam. Benim olan bana yeter.

Yalnız Türklerin çoğalma oranı 1.8, Suriyelilerin 5.3 Yani Türkler hele ki yeni nesil artık daha bilinçli. O yüzden eskisi gibi 5-6 çoğalan daha az, daha eğitim seviyesinin düşük olduğu ya da kırsal yaşamın içinde olan ailelerde. Misal ben de en başından beri ileride evlenirsem sadece 1 çocuğum olur diyordum. Kendimde tek çocuğum ve gayet memnundum. Nitekim 35 yaşına geldim 4 yaşında bir oğlum var bence gayet yeterli. Yok o, onu oyalar, aman yalnız kalmasın diye 2. yi yapma mantığını da yanlış buluyorum. Eninde sonunda bunlar evlenince birbirlerine bir yerde zıt düşüyorlar, hele miras konularında iyice çoğunluk kardeşler takışıyor. milyonunda olsa, 10 çocuğa bir ömür yetecek paranda olsa birbirlerine giriyorlar bir şey değişmiyor. Bense herşeyim oğlumun diyorum. Ben ailemden sağolsun hayata ev ile başladım, kira ödemedim, çok büyük artı oldu. Oğluma en azından evlenirken 1 ev artı 1 kira getirili ev bırakmak istiyorum. 2 tane çocuk olsa bunu yapamam.

Zaman göreceliliğinden ötürü ışık hızına ulaşsak (ki mümkün değil) o hızda giden uzay gemisi için anlık sürüyor. Gözlemci (dünyadaki için) 4.2 yıl sürüyor. Onun bir de ivmesi var. Lorentz factor diye geçiyor. Işık hızının %90 larına kadar zaman sapması çok az iken sonrasında hızla artıyor. Misal ışık hızının %88'i hızında bir uzay mekiği o 4.2 ışık yılı uzaklıktaki gezene yarı yarıya yani 2.1 yılda ulaşıyor. Ama dünyadaki gözlemci için tabi yine aynı 4.2

Bende çok meraklı olduğum için bu konulara yazma ihtiyacı hissettim. Siz zaten biliyorsunuzdur da, bahaneyle bilmeyen okucular oluyor, onlarda faydalanıyor. Kaç kere ilgili yere bu lorentz factor'ü yazdığımda üstüne epey ilgililerden mesajlar almıştım.

Ha ama insanlığın yıldızlararası gerçek anlamda seyahati bana kalırsa bu ışık hızı olaylarından apayrı, anti madde ile uzayın bükümü sayesinde gerçekleşecek gibi duruyor. Antimaddeye şimdilik çok yabancıyız, toplaması biriktirmesi, test etmesi çok zor. Lakin bildiğim kadıyla ufak miktarlarda bu çarpıştırıcılarda biriktirilmeye de başlandı. İleride tam çözülürse asıl o uzayın bükümü bizim işi kolaylaştırır. Güneş sistemimiz içinde hızlı seyahatler için de bu özellikle Çin'in önde götürdüğü füzyon reaktörleri tam çözülebilir portable ve uzun süreli hale getirilebilirse gayet faydalı olabilir diye düşünüyorum bakalım.

Çok değerli, parayla alınamayacak bilgiler hocam, paylaştığın için teşekkür ederim. Işık hızında giden bir cismin zaman kavramını yitirdiğini o yüzden söylemiştim hocam. Tıpkı uykuya daldıktan sonra sabaha kadar geçen süre gibi. Lorenz denklemi her ne kadar farklı referansları, hıza bağlı zaman genleşmesi, uzunluğun kısalması gibi grafiğini gösterse de, grafiğe bakıldığında kütlesi olan bir cismin ışık hızının %90 nına eşdeğer hızlara sorunsuz bir biçimde çıkabileceğini ispatlıyor. Dediğin gibi %90 nın üzerinde newton fiziği geçerliliğini yitirmeye başlıyor, tam bu noktada 4.boyut olan zaman kavramı lineer olmaktan çıkıyor.

Yıldızlar arası seyahatin ışık hızıyla bile mümkün olmayacağını ben de düşünüyorum hocam, her ne kadar hızlı olsak ta, yolca karşılaşılacak olan binbir çeşit farklı gezegenin kütle çekimini hesaba katınca, göz açıp kapayıncaya kadar geri dönüşü olmayan sonuçlar doğabilir. Örneğin karadelikler, ışık dahi olsan olay ufkundan kaçamıyorsun.

Uzay düzlemini bükerek yıldızlararası ulaşımda da hemfikiriz. Fakat uzay düzleminde istediğimiz noktaya ulaşacak kadar kütle çekimi yaratmak nasıl mümkün olacak onu maalesef bilmiyoruz.

olm türkler artık doğurmuyor zaten. anca 1 çocuk.