Şimdi Ara

DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ /2020-2021 TERCİH DÖNEMİ / ÇOK ÖNEMLİ BİLGİLER

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
2
Cevap
0
Favori
229
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Arkadaşlar Merhaba Doğu Akdeniz Üniversitesinden bu temmuzda, 2019-2020 akademik yılında mezun oldum. Mezun olurken kendime yeni öğrenciler için bilgi vereceğime dair söz vermiştim. Genel olarak KIBRISTAN ve KKTC’de yaşayan insanlardan bahsedelim sonra da Doğu Akdeniz Üniversitesinden ve genelde SÖYLENMEYEN gerçeklerden bahsedeceğim. Bu yazı tek kişi değil değişik bölümlerden kişilerce hazırlanmıştır ondan dolayı farklı fakülteler ve farklı görüşlerin bir sentezi olacaktır. Kıbrısa tercih yapmadan önce bu yazımızı kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.

    Kıbrıs’ın Genel Yapısı
    Arkadaşlar, Kıbrıs adası bildiğiniz üzere Akdeniz’de Türkiye’ye göre ekvatora daha yakındır, bundan dolayı Kıbrıs adası kurak ve sıcaktır ve ağaçlandırma yapılmadığından yapısı bozkır şeklindedir özellikle Mağusa ve Lefkoşa ağaçsız, düzensiz beton şehirlerdir. Kıbrıs’ta şehir yapıları aşırı düzensiz ve toplu taşıma yok denecek kadar azdır, örneğin Mağusadan Lefkoşa’ya arkadaşınıza gittiniz ve gece dönmek istiyorsunuz ama minibüs (KKTC’de havalimanı ulaşımı dışında diğer ulaşımlar Hindistan’dan getirilen “Tata” benzeri minik minibüslerle yapılır oldukça bakımsız ve eskidirler) saat 19.00’da biter, yani orda kalırsınız veya erken dönmek zorundasınız. Ben dahil bir çok kişi toplu taşıma çok zor olmaz diye düşünüyor ama KESİNLİKLE böyle düşünmeyin çünkü Kıbrıs’ta insanlar maalesef yürümez arkadaşlar, evin yanındaki 10dk’lık markete bile araba ile giderler. Uzun süre DAÜ spor kulüplerinde yönetimde bulundum ve spor etkinliklerinde arabayla doğa yürüyüşü yapmak isteyen kişiler oldu. Sözün kısası demek istediğim, toplu taşıma olmasa da ben Edirne’deki ,İzmir’deki gibi vs. yürürüm derseniz yanılırsınız, şehirde tek yürüyen siz olacaksanız ve buda bir süre sonra sokakta tek başınıza yürürken yanınızdan sürekli arabaların geçmesi moralinizi bozacak. Gerek Kıbrıs’ta yaşayan insanlarda yürüyüş kültürünün olmaması gerek ağaçsız beton ve düzensiz şehir hem yayalara göre yürüyüş yolları yapılmamasına, hem de asfaltın ortasında yürümenize yol açacaktır. Fakülteme dahil giderken kaldırımsız ve asfalt yollardan arabaların ortasından geçmek zorunda kalmak çok can sıkıcıdır. Yolları sadece arabalar için yapılmıştır ki bütün yaşama sevincinizi alır. Evinizden markete gitmek için çamurlu toprak yollardan, asfalttan vs. geçmek zorunda kalırsınız, kışın yağmur yağdığında evimden fakülteme giderken bir çok kez arabalar çamurlu suyla ıslattı beni , zaten şehrin alt yapısı yok. Kışın yağmur yağdığında sokaklar Venedik’i aratmaz, buraya örnek olsun diye birkaç fotoğraf bırakıyorum.
    Kuzey Kıbrıs’ta şehirlerin bu düzensiz ve dağınık yapasının yol açtığı problemlere ilerleyen konularda nelere sebebiyet verdiğini daha detaylı değineceğim şimdilik bunlar aklınızda olsun.
    Kıbrıs’ın sosyal yapısı/sosyal hayat
    Nedense Kıbrıs’ta yaşayan insanlar kabadır maalesef arkadaşlar. Gerek adanın izole olmasından dolayı gerekse yapısal bilemiyorum konuşmaları çok kabadır. Sizi tanımadığı halde örneğin araba alırken ve satarken sizle ilk gördüğü anda “senli benli” konuşur “Ne bu fiyat gardaş indir şunu” gibi emir kipleriyle konuşurlar. Alınmaca gücenmece olmasın ama şu ana kadar Polonya, Çek cumhuriyeti ve İtalya’ya gittim ayrıca Türkiye’nin çoğu yöresini de gezdim. KKTC’de yaşayan insanlar açık ara en kabalarıdır gördüğüm. Maalesef bir eksi yanı da Kıbrısta yaşayanların hayat görüşünün güney Kıbrıs ile sınırlı olmasıdır. Çok iyi hatırlıyorum ilk senemde güneyde McDonald’sa gitmekle övünen bir kız vardı fakültemde, sonradan benim şehrimde bir sürü olduğunu söylediğimde çok şaşırmıştı. Güney Kıbrıs’ı çok ileri ama Türkiye’yi düşük bilirler çünkü Türkiye hakkında bilgileri genelde Hatay, Adana, Antalya veya İstanbul’a UFAK ÇAPLI gezileriyle sınırlıdır. Tabii benden, sizden, bizden çok daha ileri görüşlü, kültürlü bilgili olan Kıbrıslılar da var ama KKTC de yaşamış öğrencilere sorarsanız çoğu belirttiğim gibi özetleyecektir.
    Kıbrıs’ta esnaflar öğrenciye para kapısı olarak bakar (gerçi Türkiye’de de aynı) lakin burada bunun dozunun çok fazla olduğunu kanaatimdeyim. Esnaflar çoğu zaman adada onlara muhtaç olduğumuzu bildiği için sizle azarlayıcı olarak konuşmaktan çekinmezler. Çok kaba ve saygısız davrananların sayısı çoktur. Özellikle üniversite karşısı esnaflar 10 liralık eşyayı 30-40 TL gibi fahiş fiyatlara satarlar ve bazı şeylerde onlar dışında başka yerde bulunmaz mesela okulun karşısındaki kırtasiyeye girdiğimde ilk sınıf gibiydi sanırım birçok şey almam gerekmişti ve biraz indirim yapabilirler mi diye sorduğumda “benim gızım İngiltere’de okur, pound lazım” diye bir cümle duydum. Bu cümle çok garibime gitse de , Kıbrıs’ta bunu zamanla anlayacaksınız çünkü çoğu ada zamanında İngiltere sömürgesi olduğundan dolayı çoğu Kıbrıs’ta yaşayan insanların İngiltere ile bir bağlantısı vardır ve pounda endeksli fiyatlarını kafalarına göre artırıp azaltırlar bundan dolayı Kıbrıs’ta çoğu şey çok pahalıdır.
    Bir yanlış bilinende KKTC’de gece hayatının size çok şey vaat etmesidir. Eğer ki zenginseniz ve cebinizde çok para varsa altınızda araba da olacaktır ve alkolün de ucuz olmasıyla, otel -alkol -Club üçlüsünde takılırsınız ki Kıbrıs’a okumaya gelen öğrencilerin yarısı maalesef bu kafayla geliyorlar. Ama siz okumaya geldiyseniz ve normal bir öğrenciyseniz zaten oteller ve kulüpler aşırı pahalıdır. Bunun dışında sadece KKTC de ucuz olan alkoldür onun dışında klasik nargile kafeler ve birkaç bar dışında bir şey yoktur.

    GELELİM DOĞU AKDENİZ ÜNİVERSİTESİNE:
    Doğu Akdeniz üniversitesinin çok kültürlü bir yapısı vardır ama tanıtımlarda söyledi gibi Amerika’dan İngiltere’den ne bileyim Japonya’dan öğrencisi yoktur. Varsa bile bunlar genelde çifte vatandaştır örneğin Lübnanlı ama anne tarafından Amerikalı olduğundan aynı zamanda Amerikalı ve Lübnanlı. Okul bunu Avrupa’dan ve Amerikan öğrencilerimiz var gibi reklamını yapmaktadır ama %90 okulun öğrencileri Türkiye’den, İran’dan, Suudi Arabistan, Lübnan, Filistin, Irak, Pakistan, Afganistan , Nijerya vs. gibi ülkelerdir. Tabii böyle farklı ülkelerden arkadaşlarınızın olması size çok şey katacaktır.
    Aklıma gelen örnekler benim fakültemden, fakültem %100 İngilizce olmasına rağmen İngilizce bilmeyen hocalarım vardı ve her yıl hoca değerlendirmesinde öğrenciler bunu şikayet ettikleri halde hiç bir şey değişmedim sebebi ise okulda ve genel olarak Kıbrıs’ta TORPİL’İN aşırı derecede kullanılmasıdır. Gittiğinizde görürsünüz örneğin DAÜ aktivite merkezinde çalışanların hepsi birbirinin kardeşi, eşi sevgilisidir. Bu arada en çok torpil ve yolsuzluk aktivite merkezinde yapılır örneğin açılan OYUN TASARIM kulübünün Danışman hocası aktivite merkezi müdürünün eşidir ve diğer kulüplere de verilmesi gereken ortak para verilmez ama o kulübe pizza partileri, milyarlık eşyalar olarak geri döner… Yorum sizin.

    Doğu Akdeniz üniversitesi öğrencisine maalesef para gözüyle bakar, yiğidi öldür hakkını yeme, DAU bir çok Türkiye’deki üniversiten iyi olsa da, bir çok devletten kültür görseniz de üniversitede öğrenciler yolunacak kaz gözüyle bakılır. Örneğin tabldot fiyatı 35 ti en son öğrenciler protesto edince 25 oldu sanırım ama Türkiye’de bir devlet üniversitesinde 2,5 tl gibi rakamlardır.
    Torpil konusunda bir diğer örnekse okulda öğrenci asistan olarak bir birimde çalışmak istediğinizde eğer tanıdığınız yoksa alınmazsınız, açık açık torpil döner. Özellikle aktivite merkezi denen kuruluşta (Kulüplerin ve sosyal etkinliklerin yönetildiği, her dönem her öğrenciden 700tl gibi bir para alır) birbirlerini tanıyanların hepsinin orada olduğunu ve dışardan başka kimseyi almadıklarını göreceksiniz ve bu torpil işi büyük boyutlarda da görülür. Hiçbir başarısı olmayan insanlar okulda hoca olur ilginç bir şekilde.

    Gelelim Türkiye’de bulamayacağınız güzel yanlarına.
    Çok rahat bir Üniversite hayatı var, yurtların (hem kampüs içi, hem kampüs dışı) giriş çıkış saatleri yoktur. (KYK hariç) Odanızda istediğiniz kişiyi istediğiniz saate ağırlayabilir, birkaç gün yatılı davet de edebilirsiniz. Okulun kampüsünde yürüme mesafesinde ihtiyaç duyacağınız her türlü market, restoran ve kırtasiye gibi dükkanlara ulaşabilirsiniz. Okula giderken istediğinizi giyip, istediğiniz şekilde de gidebilirsiniz, kimse garip karşılamaz.
    En en en büyük katkısı ise dil olacaktır. Emin olun ki Türkiye’deki gibi İngilizce okuyup da İngilizce konuşamamak gibi ironik bir sorununuz olmaz. Herkes İngilizce konuşur ve siz de konuşursunuz, hazırlık eğitimi iyidir. Çok grammar eğitimi üzerinde durmadan sizleri İNGİLİZCE KONUŞMAYA HAZIRLAR.
    Sonuç olarak, uluslararası bir arkadaş grubunuz ve MAVİ DİPLOMANIZ olur, ki bu da sizlere dünyanın kapılarını açar. Bu Türkiye’de bulamayacağınız bir avantajdır. Bulursunuz belki bazı bölümlerde ancak Kıbrıs’ta tüm bölümler uluslararası seviyede ve İngilizcedir. (Hukuk ve bazı Türkçe Bölümler Türkçe eğitim verir yalnızca.)
    Deniz okula yakındır. Yürüyerek 40dk -1 saat filan. Okulun kendi Beach Club’ı da var ancak havuz şezlong fiyatı 25tl, deniz şezlongu 10tl. Aktiviteye dönemlik 760tl veriyorsak (geçen sene 380tl’di), bu biz öğrencilere ücretsiz olmalı bence ya da 5tl filan.
    Sosyal etkinlik açısından da iyidir, bahar festivalleri olur ve o hafta hiçbir ders olmaz (mimarlık fakültesindeki hocalar çıkıntılık yapmadığı sürece) ve güzel geçer. Survivor gibi ATHLON yarışmaları olur, konserler olur her akşam, etkinlik ve kermes çadırları kurulur ve Kıbrıs’ın her yerinden öğrenci ve vatandaşlar gelir.

    KKTC’de yaşanan en büyük zorluklar dikkatli okuyun

    Torpil, ulaşım, sosyal hayat, halk gibi unsurlardan üstte bahsettim bir önemli husus ise sizden her yıl oturum izni istemeleridir ve oturum izni almak için gerekli şeyler ise insanın ağırına giden, zamanında o toprakları savunmak için bizim dedelerimizin de öldüğü, ailelerimizin askeri yardım için cebinden yardım parası topladığı, Kuzey Kıbrıs’ın şimdi Türkiye vatandaşlarına 3. Dünya ülkesi muamelesi yaptığı oturum izni ve okula girerken istediği şeylerdir
    Tüberküloz için akciğer skopisi veya akciğer grafisi
    HCV-HİV-HBSAG-RPR tetkiklerini içeren raporu isterler.
    Bunun dışında okula ilk kayıtta dışkı testinden, psikoloji testine kadar bir sürü test isterler ama bunun amacı sizden para koparmaktır çünkü 4 yıl önce okulda şizofren bir kişinin oda arkadaşının boğazını kesmesi olayı olmuştu ama babası milletvekili olduğu için cezadan vs. yırtmıştı. Yani parayla zaten bu testler alınır ama olan normal öğrenciye olur giderseniz hastanelerde saatlerinizi ve paranızı harcarsınız
    Hem okula girerken hem 2 yılda bir siz AİDS misiniz, verem misiniz diye bakmak isterler ki verem Türkiye’de bitmiştir. Ayrıca Avustralya İngiltere yeni Zelanda gibi common wealth ülkeleri birbirlerinden böyle şeyler istemez veya oturum ,çalışma izni istemez ama BİZİM de toprağımız olan bir ülke bize bu muamele hangi cüretle gösterir. KKTC de o laboratuvarlarda HIV testi olmak için vs. sıra beklerken size hastalıklı gibi davranmaları, oturum dairesinde size mülteci muamelesi yapmaları o kadar çok insanın içine oturuyor ki resmen gittiğinize lanet ediyorsunuz.
    Bana Gazimağusa muhaceret dairesinde uzun sarı saçlı beyefendi dinin şu cümlesini hiç unutmuyorum “Senin mezuniyetine 2 yıl var ama ben sana 1 yıl izin verebilirim (hakkım 2 yıl almaktı ama yasal hakkımı alamadım) çünkü ben senin kaçacağını nerden bileyim??” bu cümleyi ben bile anlamasam da açık açık aşağılama var. Hem sen gelen öğrenciden esnafını doyur, vergi al, muhaceret izinlerinde en az 1500 tl cebinden gitsin her yıl hem de aşağıla öğrenciyi.
    Bu testler kolay gözüküyor ama değil. Vücudunuzu delik deşik ediyorlar, kendinizi hastalıklı gibi hissediyorsunuz çünkü öyle muamele ediyorlar. Ben bu olayı CİMERE ve başka mercilere de yazacağım ama burayı okuyan aileler ve öğrenciler bu yazdıklarımı kulak arkası etmeyin lütfen.


    DAÜ’de fakültelerde sürekli bir bütçe kesintisi söz konusudur. Örneğin mimarlıkta öğrencilere kişisel çalışma alanı ve dolap vermeleri gerekir Türkiye’deki fakültelerin yaptığı gibi ama DAU de bunu vermezler. Eczacılık fakültesinde laboratuvarlarda sürekli deney malzemeleri , maddeleri eksiktir ve Türkiye’den gelmesi beklenir. Örneğin dişçilik fakültesi açıldı, beslenme diyetetik bölümünün kullanılmayan binasını onlara verdiler, ayrıca okulun hastanesi yoktur öğrenciler pratik eğitimden uzak kalıyorlar hep özellikle sağlık bölümleri için çok büyük dezavantajdır. Ayrıca TIP, Diş hekimliği ve sağlık bölümlerinin sanayi tarafında olması öğrencileri soğukta-sıcakta ulaşımda çok büyük problem yaşamalarına yol açıyor. Gerçi Türkiye’deki çoğu üniversiteden Daü’nün eğitimi iyidir.

    Dostlar yazım biraz karmaşık gelebilir, bu günlerde çok yoğundum hemen hızlı yazdım tercih döneminden önce yetişsin diye atladığım, unuttuğum çok nokta vardır eminim. Yazıyı okuyunca hiç mi iyi yanı yok diyenler olacak, var ama bunları zaten reklamlarda yeteri kadar söylüyorlar 😊 Ben söylenmeyen taraflarını söyledim, Soru cevap şeklinde sorularınız olursa cevaplarım daha iyi Olur. Hepiniz çok emek verdiniz, ülkenin geleceğisiniz, umarım hepinizin hakkında hayırlısı olur.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi spaceblancet -- 6 Ağustos 2020; 18:39:43 >







  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.