Şimdi Ara

Dinlerin nasıl ortaya çıktığını açıklıyorum.( Ciddi)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
16
Cevap
0
Favori
1.521
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Tek tanrılı dinlerin nasıl çıktığını anlatıyorum...

    Dmt : Dimetiltriptamin

    Dmt, insanın epifiz bezinde bulunan bir salgıdır. Dmt kanımızda dolaşır. En çok doğum ve ölüm anında salgılanır. Uyku halinde de salgısı artar.

    Bu molekül çoğu yerde ruh molekülü olarak geçer ve dışardan alınabilir. Satışı ve üretimi neredeyse tüm ülkelerde yasaktır. Dünyadaki tüm canlılarda mevcuttur. Şizofreni hastalarında yoğun miktarda bulunur. Ağır şekilde halisünasyon gördürür. Günümüzda "Şaman" gibi kişiler hâla en iyi şekilde bu ilacı yapabilir ve kullanırlar.

    Dmt'nin salgılandığı yer olan epifiz bezi, çoğu yerde 3. göz diye geçer. Nedenini ilerde anlayacaksınız.

    Dmt salgısı, epifiz bezindeki diğer hormonlar gibi ışıkla beslenir ancak ışık varken salgısı oldukça azalır. Bu yüzden meditasyon gibi şeyler genelde karanlık ortamda yapılır. Aç kalmak Dmt'yi arttırır. Hz. Muhammed'de sürekli Hira Mağarasın'da inzivaya çekilirdi. Mağaralar oldukça karanlıktır.

    Dmt kullanan kişiler, aslında dmt etkisindeyken gördüklerinin kelimelerle anlatalamayacağını, bunun yaşanması gerektiğini anlatır.

    Dmt damar yoluyla alındıktan 1 dakika sonra, kişi bu dünyadan yavaş yavaş koptuğunu gerçek dünyayı algılayamadığını ve bedeninin sanki evrenle birleştiğini hisseder. Bir kaç dakika sonra bu dünyayı tamamen algılayamaz ve öldüğüne emin olur. Öldüğüne emin olduktan sonra, bütün semavi dinlerde, İslam'daki tasavvufta anlatılan şeyi hisseder; teklik ve birlik. Daha sonra ise korku dolu halisünasyon görür. Kendini cehennemde hisseder. Ardından cennette. Bilinçaltına göre ufak değişiklikler olur.

    Muhammed, İsa ve diğer peygamberler bizden daha fazla şekilde dmt salgılarlar. Hz. Muhammed karanlık bir mağarada neden inzivaya çekildi o kadar süre?

    Ancak insanoğlu egosuna yenik düşmüş ve bu gördüklerini tanrı, ilah olarak adlandırmıştır. Cennet ve cehennem buradan gelir. Ama bu salgı bize gösterir ki bizler biriz ve bilincimiz, ruhumuz ortak. Bu birlik tanrının değil, bizim birliğimiz.

    Epifiz bezinin 3. Göz olmasıda işte bundandır. Bize gerçeği gösterir.

    Epifiz bezi kozalağa benzer ve çoğu kültürde yeri vardır.

    İnternette detaylı şekilde yabancı, türkçe kaynaklara bakabilirsiniz. Burda yazdıklarımdan pek farklı olmayacaktır.

    Üzerinde bol bol düşünüp lütfen eleştirin ki bende bu düşüncede sabit kalmayayım.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi GerçekçiAdam -- 17 Eylül 2017; 18:56:49 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • Hiç yorum yapacak yok mu yav???

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ruh faktörünü ne yapacaksın peki? Hadi hz Muhammed bunu dmt salgılıyordu ya diğer peygamberler hz isa davuttan bahsetmiyorum tüm peygamberleri kast ediyorum..


    Mesela hz Nuh büyük felaket olmadan önce yıllardır gemi yaptı ve tüm kaynaklardada geçer doğruluk payı dmtden dolayı mı buda



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Irina Spalko -- 18 Eylül 2017; 0:16:07 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Nuhun gemisi olayını tam bilmiyorum.Şuan ki veriler hikayeyi kesinleştiremez. Ve dmt nin birlik ve teklik hissiyatı verdiğini söyledim gelecek felâketleri gösterdiğini değil. Eğer nuhun gemisi hikayesine kesin emin olsaydık dmt nin bir etkisi olmazdı. Ancak dedigim gibi kesin olan bir sey yok sadece teoriler var.



    Ruha gelirsek diyorum ya işte ortak ruh, ortak bilinç, teklik ve birlik.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: GerçekçiAdam

    Nuhun gemisi olayını tam bilmiyorum.Şuan ki veriler hikayeyi kesinleştiremez. Ve dmt nin birlik ve teklik hissiyatı verdiğini söyledim gelecek felâketleri gösterdiğini değil. Eğer nuhun gemisi hikayesine kesin emin olsaydık dmt nin bir etkisi olmazdı. Ancak dedigim gibi kesin olan bir sey yok sadece teoriler var.



    Ruha gelirsek diyorum ya işte ortak ruh, ortak bilinç, teklik ve birlik.

    Kesin olarak bir bilgi var yanılmıyorsam gemi bulunmuştu

    Ruh faktörüne şunun için dedim bilimsel olarak kanıtlanmıştır mesela işkence çeken bi insan kendi bedenini yukarıdan görüyormuş yani yavaşça sanki bedeninden bişey yukarı doğru çıktığını hissetmiş..

    Mesela ameliyatta iken kendi ameliyatını izleyende var bu da ruhu kanıtlamıyor mu bu dediklerim bilimsel olarak açıklanmış

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • C12H16N2

    unsurları bakımından okunursa;

    baba olma hakkını devreden, güneş baba, bir hayrı tahmil eden güneş piedb(ya da evlat),bir yardım baba.

    bu yapının melek, baba, yardım(soy bağı) arasında bağ kurduğunu söyleyebiliriz.

    yani bana göre eğer ki bu beynin bi oyunuysa ve bu oyun ilahi bi şeye gönderme taşıyorsa şöyle okunabilir:

    baba olma hakkını devreden babanın evlat hakkındaki düşünceleri.

    toplamda dmt eğer ki ilahi varyasyonla anılacaksa; bi baba mağaraya gitti baba olma hakkını devredenle (melekle) konuştu ve evlat denen unsura baktı ve bunun hakkında bilgi aldı.

    evlat denen öğe aslında meleğin retinaya ters düşmüş hali olduğundan tekrar okursak;

    bi baba baba olma hakkını devreden evlatla konuştu ve sen neden melek gibi değilde sıradan bi kimse gibi görünüyorsun veya ne zaman gerçekten melek olduğunu söyleyeceksin veya beyan edeceksin diye sordu.

    bu sorgu kişisel ise kişi içresindeki meleği gördü ve evlat gibi duran şey ne zaman ortaya çıkacaksın dedi veyahut da vahiy gelince ortaya çıkan şey oydu.


    ...................................

    bana göre diynsel veride insanın içresinde baba olma hakkını devrden hz.cebrail aleyhisselam gizlenmişti. ve bu varlık bi şekilde bazen görülebilir ya da ayırdedilebilir şekilde meydana çıkıyordu.

    bu kişinin örnekte hz. muhammed aleyhisselamdaki tecellisi bakımından zaten mevcutta olanın bi şekilde beyanı ile kendi kendisiyle hasbihal yaptığı düşünülebilir.

    kişi baba olmuştur ve onun içresindeki evlat denen öğe ona bu hakkı tanıyarak baba olma hakkını ona devretmiştir. bu evlat denen şey ya gerçekten evlattır ya da piedb denen özel oluşumdur. bu açıdan diynin özü yaygınlaştırılması değil kişinin kendisinin piedb mi ya da melek mi olduğunu anlaması ise diyn denen şey vahiysel olunca kişinin içresinden ya bi ruh belirir ya da bu kişi piedb denen bi taifenin ürünü olarak kalır.

    .....................................

    yani melek görülmeyen değil içrede gizli tutulan bi şeydi ve bu ruhtu ve bu ruhun kabz ettiği şey piedb denen ve bize evlat gibi gözüken şeydir. bu şey bi kopyayadı ve kişi bu kopyayaı kabz etmesi için bi ruha dönüşüyor ve kendi kendisini tam manası ile ruhla donatıp ayrıksı bi kimse oluyordu.

    kendisini evlat edinen kimse evlat edindiği kimseyi ruh ayracı ile değişime tabi tutarak açıklıyordu.

    bu açıdan ortaya çıkan şeyin bi melek ya da ruhul kudüs denen şey olduğu zan edilebilir.

    .....................................

    beyin kimyası açısından kişi kendisini kopyalar yani evlat sahibi olamaz. bu durum kişinin kendisini evlat edindiği anlamına gelir. bizim çocuğumuz aslında bizim kendimizi evlat edinmemizden başka bi şey değildir.

    bu evlat edinilen şeyin kaderini değiştirmek adına ruh denen değişim gerekmekte idi. zira ben ve eşim evliyken yaptığımız kız ve erkek de bize benzer davrnsa bu adil bi haldi ve iki kardeş evlenmeye zorlanıyordu.

    ............................................

    dmt ve diyn aynı başlıkta okunacaksa bunun gerekçesi bu kafa hafakanı olmalıdır.

    ben ve eşim beni ve eşimi yapalım. yani bi erkek bi de kız yaptık. bu ikisi de bizim kopyamız. bizim gibi davrandıkları an birbirleri ile cinsi ilişkiye girse akıl dışı değil. işte hallusulasyon gördüren bu hali diyn başlığına taşımak isterseniz bi ruha ihtiyaç duyarsınız.

    ve benim iki farklı cinse sahip çocuğum başka bi kız ya da erkekle evlenebilir dersiniz. öteki türlü akıl gereği iki kardeş evlenmelidir. diyn akıl dışı gibi okunup başka bi bireye eş teklifi yapabilir hale geldiğinde dmt denen şeye ihtiyaç olur. zira bi ruh vardı ve bu ruh bizim mutadımızı aklımızı değiştiriyordu.

    .................................................

    bu teıoride kişi iki kişilik taşır. hz. rasullerin aleyhisselam aile hayatında belki bi insan olduğu düşünülebilir ancak meleğe evririldikleri de kabul edildiği için içlerinde bi baba ve baba olma hakkını devreden bi başka kişilik taşırlar.


    çift kişilik taşımak, hallusulasyon, şizofreni, şizoid bozukluk gibi haller bakımından diynin bu kategoride anılmamasının sebebi ise insanın zorunlu aile ilişkisi kurmasına engel olan vasıta olarak adlandırılacaktır.

    baba ve anne bu zorunluluğu ruhla aşar ve kızına veya oğluna git başka bi kız ya da erkek bul ve evlen der.

    .....................

    diyn burada zorunlu olarak akıl dışı olanı normalleştiren vasfaya sahiptir.

    yani diyndar kişilik belki şizofernidir hayal alemindedir ancka diynin gerekçesi ve vahye karşı ruh argumanı aslında şizofren olacak kişiye engel koymak için vardır.(ana baba bir iki kardeşi evlendirme zorunluluğu akıl hastalığına neden olur)

    .....................................

    türleşme denen şey çok basit bi şey olmadığı gibi aslında makul de değildir. kısır olduğumuzu kabul etmemiz gerektiği halde bunu kabul etmediğimizden ruh argumanına sığınma zorunluluğu doğmuşa benzemektedir.

    ..............................................

    kadın denen öğeye sen kısırsın ve eşin de bi çocuk yapabilme kaabiliyeti yok denirse cinsellik salt tatmin amaçlı bi olguya dönecektir. bu durum evlat denilen öğeyle aşılıyordu. ancak bu kere de akıl denen şey tutulma yaşadı.

    melek kavramsal olarak bu şekilde doğdu.


    diyni ritüelde ve bana göre insanın içresinde yani dna kodunda meleğe dair bi işaret olmalıdır.

    zira dna nın da bi diyni vardır ki bu durum başka konularda açıklanmıştı.

    ...............................


    anlaşılamayan yerleri sorunuz yanlışlarımızı düzeltelim.




  • ruhun fonksiyonu hakkında oldukça şüpheliyim.

    varlığı bi yana amacı konusu oldukça korkutucu.

    yukarıdaki mesajımda ruhun neye engel olduğunu yazdım ancak bana göre ruhun fonksiyonu bu değil.

    ruh çok başka bi şey.

    bu şey bi nedene tabi olarak bi şekilde gözükebilir hal alıyor ancak bu hal bildiğiniz ruh hastalığına benzer şekillere neden veriyor. ama gerçekte hasta değilsiniz. bu varlığın bi şeyin ilminden bahsettiğini düşünmek olası ancak bu ilimde türeme üreme gibi fonksiyonların bahşedildiği kişi ya da mevkiler insana yönelik değil.

    bana gelen ruhi ilimde ağaç ve nebatat tanımlanan insan denen şey. yani kitapta ey insan dendiğinde üstümüze vazife çıkarmamıza neden olacak bi şey yok aslında. hayvanat ise ruhla alakalı bi yapı. yani bu insana zarar verme dense bundaki muhattap yine biz değilize benziyor.

    karışık bi konu ancak ruh türeme ve üreme konusunda aslında bi çözüm sunmuyor diyerek kısa keseyim.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: HADO77

    ruhun fonksiyonu hakkında oldukça şüpheliyim.

    varlığı bi yana amacı konusu oldukça korkutucu.

    yukarıdaki mesajımda ruhun neye engel olduğunu yazdım ancak bana göre ruhun fonksiyonu bu değil.

    ruh çok başka bi şey.

    bu şey bi nedene tabi olarak bi şekilde gözükebilir hal alıyor ancak bu hal bildiğiniz ruh hastalığına benzer şekillere neden veriyor. ama gerçekte hasta değilsiniz. bu varlığın bi şeyin ilminden bahsettiğini düşünmek olası ancak bu ilimde türeme üreme gibi fonksiyonların bahşedildiği kişi ya da mevkiler insana yönelik değil.

    bana gelen ruhi ilimde ağaç ve nebatat tanımlanan insan denen şey. yani kitapta ey insan dendiğinde üstümüze vazife çıkarmamıza neden olacak bi şey yok aslında. hayvanat ise ruhla alakalı bi yapı. yani bu insana zarar verme dense bundaki muhattap yine biz değilize benziyor.

    karışık bi konu ancak ruh türeme ve üreme konusunda aslında bi çözüm sunmuyor diyerek kısa keseyim.



    Aslında şöyle ruh görünen birşey bundan 2-3 sene önce İngiltere kaynaklı welcome vakfı ve biyoteknoloji enstitüsü ile ortak çalışmasıyla bir solucanı öldürüp onun ruhunu videoya aldılar belli bir ışıklarla internette videosu da vardı mavi bir siluet şeklinde, solucan öldüğü zaman hemen sonra çıkıp havaya karışıyordu


    Bedenimizin bi önemi yok ruh olmadıktan sonra bunu aynı pil gibi düşün ruh bir pildir, pil bittiği zaman o şey fonksiyonunu tamamen yitirir.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • ilgi için teşekkürler.

    dediğiniz videoyu görmedim. açıkçası böyle şeyleri pek inandırıcı bulmuyorum.

    ruh öyle ışıklı mışıklı bi şey değil gibi. ruh bi meseledeki incelik denebilecek bi yapı. ince ruhlu derler ya işte oradaki incelikle alakalı değil.

    diyelim ki sicim teorisi doğru olsaydı ruh o sicimlerden biriydi. ancak küçük ve ince olduğundan değil incelikli(özenli) ve anlaşılması güç ve fakat anlaşıldığında muhteşem bi yapıyı beyan ediyor olmalı.

    üzerinde özen gösterilmiş bi şey gibi düşünün.

    mesela picassonon mona lisa'sı. üzerinde harcanan emek ve incelik ölçütünde sahip olduğu ruhu düşünün. bu şey görülebilir ama görülmeyen kısmı da vardır. bu şeye ruh katan görülebilmesi de değildir. görülemese de mevcut olan mona lisaları da beyan ederek görülme şartını sona erdirir.

    bize görünmesi ile anlam kazanan bi görülemezlik hali var.
    ..................................


    bi meleği görme şartına tabi olduğumuzu düşünelim. melekler görülemeyen latif varlıklar. ancak ruh için bu şart koşulmuş olsun. hemen gözümüzü göğe dikip beklemek yerine şunu yapmamız istenmiş gibi.

    incelikli özenli bi iş ortaya koy ve bi meleği ruhu çağır. bi nevi ruh çağırma seansı gibi düşünün. bunu sorumlulukla yap yani bi şeye arz edecekmiş gibi ve bu şeye de sorumluluk yükle mesela mona lisa resimde kilometre taşı olacak fırça veya boya tekniği getirmiş olsun. iyi bi resimde olmazsa olmaz en az bi husus ortaya koyma gerekliliği.

    her ressam bu resmin tekniğini baz alarak resim yapma zorunda. sorumluluk yüklendi.
    ...........................

    bi robotun çalışma prensibini belirle ve bu kıstas olacak şekilde olsun. dikkat edilirse yaratıcı güce bi öykünme var. bi ruhun dikkatini çekme öğesi taşıyan incelikli özenli iş kıstası mevcut.

    ...................

    bi mühendissin diyelim. ruh çağırmak için şunu yapmalısın diyelim.

    öyle bi baraj yap ki senden sonra 1000 yıl içinde bütün barajlar bu tekniğin en az bir tanesini kullanma zorunda olsun. ve bu baraj sorumluluk da yüklesin. yani ben bu baraja bakıp bi tane de ben yapmalıyım demeliyim.

    dikkat edilirse geliştiren öğreten bi yapı var. ben kemanı a şahsından duydum ve artık kemana aşık oldum gibi düşünün işte bu şeyi belirlenen kıstasa göre yapanın kazandığı ve amacı olan şey anlam olarak ruh gibidir.

    bi eser ortaya konulmalıdır.




  • Azıcık post yapısalcı düşün özünde biz diye kavram yoktur.Eskilerin terimleri sadece mevzudan habersiz avam kesimi tuzağa düşürür o kadar.Mistik yaklaşacağım diye tarih gerçeklerini yadsıyorsun cehennem aslında çöl ismidir.Bunların çıkış noktası animizm değil ikilikten doğan ceza ödül mekanizmasıdır.Çünkü metafizik yerlerin düzenli haline evrilmesi tarım döneminde olmaktadır.Toplumsal yapıdan beri olan aristokrat kesim cennet cehennem hakkında yazmış antromorfizmi ihmal etmemiştir.Zihni bozmaktan hareketlenen alem düşüncesi tam net olmaktan ziyade beyaz renk hakimdir lakin teolojik metinlerdeki cehennem tasvirlerinde beyaz renkli mekanlar bulunmaz.Nirvana kendisini çözümlerken cehennem aşkın güç tarafından verilir.Açılan göz ise son mertebe çakralarla ve sevgi denilen güç istemiyle alakalıdır nihayetinde gözün kapanırken bütünleşme serüvenin açıklamasını yapmış oldum.Kendinle hemhale girmek zihnindeki kaos düzen ilişkilerini çözmen adına önemli.Soluk formda olma hadisesi paradigmada cansız olarak işlenmiş varlıklarla açıklanabilir.Teoloji denilen kavram sadece aristokrasi için değil halklarda öğretileri takip etmektedir kısacası ademe yaklaşan kişiler böyle farklılıkları esas alarak yaşamaktadırlar ahiret düşüncesine sahip oldukları halde yorulmazlar ve sezgilerin tasarım hatasını çözümlemek istemezler aslında sadece evrimin bizim için hızlı çalışması gerçeğini bilmemiş olurlar




  • Üçüncü göz sevgiyle alakalı değil önceki mesajda izah edilen kavram yazıtlardaki göz deyişini çözümlemek için yazılmıştır diğerleriyle karıştırılmaması gerekir
  • Kardeşim yok öyle bir kanıt. Teori bile değildir onlar. Ruhu nasıl kanıtlayabilirsin?? Ayrıca ortak bilinç deneylerini aratabilirsin google'dan asıl bilimsel olan budur.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Bence kainatta nokta kadar eksik varsa bu kusursuz ve adil olarak tamamlanmış olmalıdır.



    Buna evlat diyelim.



    Evlat denen şey mumkunu olmayan şeydir. Kişi çocuk sahibi olunca kendini evlat edindiğini anlar evlat sahibi olmaz.



    Rasul denen kimsenin tanımlanması mumkun olmayan evlat olduğunu duşunursek insan denen oğenin ilahiyat karşısındaki tutumu belli olacaktır.



    Kendisini evlat edinen kişi aslında gerçekte evlat istemeyen olarak manidardır.



    Bunun pozitif ve negatif nedenleri var. Ancak ilahiyattaki evladın istenmemesinin tek bi sebebi vardır. Bu evlat aslında kurulu bulunan düzene bi başkaldırıdır ve bu kimsenin verdiği hukum çok farklı bi soylemdir.





    Bi kere mulku yek diğer kişiye dağıtabilir. Bi nevi kralın hakkını halka dağıtan kişi ya da kurum gibidir.



    Kişi devamlı surette kendisini evlat edinirse mulk benim der ve dikkat edin aslında mesela baba oğul dediğine bi şey bırakmaz ve oğul birey ozgurleşemez.



    Mulk ve ozgurluk bu açıdan gerçek evlat denen şeyin bahşi gibidir.



    Mulkiyet ve ozgurluk aslında istenen bi şey mi?



    Daha önceden defaatle yazdığımız bi husus vardı. Slobodan gibi bi adam neden var? İlahın tercihi bu adam olabilir mi? Sloboyu kim yarattı vs? Şeklinde.





    Bana göre kotu olanın istenmesi konjonktür gereği istenen bi şey olmalı.



    Yani siz veya ben mulku ve ozgurluğu tercih etmiyor koleliği ve zulmu tercih ediyor sonrada bu zulmun ağa babasını istemiyoruz diyoruz akıl almaz bi şey.



    İnsanın ozunde bi kolelik ve zulüm argumanı mevcut mu?



    Bana göre bu durum aklın varlığı kadar sarihtir. İnsan denen tur tam da böyle bi şey.



    Nedeni ise bi kısım olumlu ve olumsuz ikililer içeriyor demiştik.



    Olumsuz yönde şu denebilir. İnşa aile hayatı denen şeyi kurmak için bi şeytana ihtiyaç duyuyor ve bu şeytanı her devirde yaratıyor. Sırf bu şeytana olan ihtiyaç adına bu durum gereklidir.



    Bu şeytanın her donemde yaratıldığını gormekteyiz. Ve dinler de bu şeytanın etrafında doğmuş olabilir ki bu konuda da çok ciddi emareler mevcuttur.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • bahsettiğin konu güzel fakat başlıkla alakasız olmuş. dinlerin ortaya çıkışı çok basitçe söylemek gerekirse doğa olayları nedeniyledir. milattan önce 5000li yıllarda bahsettiğin aç kalma olayının olduğunu sanmıyorum. o yıllarda insanlar doğa olaylarına anlam yüklemeye başlamışlar. şimşek tanrı olmuş, kasırgalar tanrı, yanardağlar, güneş, ay birer tanrı olmuş. çok tanrılı dinler böylece gelişmiş. sonra insanlar kendilerini tanrı ilan etmişler. büyük hükümdarlıkların başında kendini tanrı ilan eden insanlar varmış. sonra zamanla mitolojiye dönüşüyor hepsi. çok tanrılı dinler tek tanrılı dinlere evriliyor. müslümanlık hristyanlık yahudilik ortadoğu coğrafyasından çıkmadır ve hepsi birbiriyle ilişkilidir. araplar yahudilerle dost olsa şu an müslümanlık diye bir din de olmayacaktı.

    velhasıl başta değindiğim konuya geleyim. insan şimşek çaktığını görüyor, bunu yapan bir güç diyor tanrı kavramının başlangıcıdır. bu güç bazen insanları cezalandırıyor. insanları şimşek çakıyor gözünün önünde kızartma oluyor. bunu gören aynısı kendisine olmasın diye korkuyor ve dua bu şekilde çıkıyor. sonra kurban, adak verme olayları da milattan öncedir. tanrıya onları cezalandırmaması, koruması yüceltmesi için adaklar adanmıştır. bir zaman tanrılara insan kurban eden topluluklar da olmuştur.

    insanlar 200 bin yıldır var. çok yakın tarihe bakılıyor. insanın evrimi gözardı ediliyor. insanların tarım hayatına geçişi yerleşik düzenli bir toplum hayatı gerektirmiştir. bunun için başa bir yönetici gereklidir. işte ilk yerleşik hayatta yöneticiler din adamlarıdır. din adamı derken binlerce yıl öncesinden bahsediyorum yazılı bir din yok. o din adamları toplum kurallarını ve toplum içindeki işbölümünü belirlerlerdi. buğdayın hangi mevsimde ekileceğinin takvimini din adamları tutardı.

    sonradan din işi çıkarcılağa evrilmiş. geçmişten günümüze din insan çıkarları için kullanılmış. şu an günümüzde de bu böyle. zamanla dinler yeryüzünden silinecek veya farklı şekilde evrilecek. biz göremeyiz. fakat insanlığın binlerce yıl öncesi ile bugünü kıyaslandığında bu şekilde kalmayacağı kesin.




  • Ruhun tanımı ve kanıtları meseledeki cevabın herşeye rağmen tekilliği ile anlaşılır.



    Ruh meselede değil mevzuunun dışında olandır.



    Akıl iki kardeşimsiyi ebeveynin birebir kopyası ve kendileri diye tanımlar. Bu iki kardeşimsinin birbiri ile evliliği ebeveynlerin tarzıyla ve neden sonuç ilişkisi ile uyumludur.



    Bu iki kardeşimsiyi birbirinden ayırarak başka Bi eşe yoneltmek ise meselenin yaratılışına terstir ve bu yaratılış yeni bi yaratılış olarak akla hilaftır ve mevcut durumdan farklı bi durum ve belki ruhtur.



    Eşeyle uremede kişi kendisini evlat edinmiştir. Çocuk evlat değil babanın ve annenin kopyası olarak kendilerini evlat edinmiş olmaları halidir.



    Bu açıdan kişinin evladımsıyı başka Bi kadınla eşeyleştirmesi veya erile eş yapması aslında kendilerinin kopyalarını yapmak üzere ayrılan kardeş ikililer olmaktadır.



    Akıl iki kardeşimsinin zorunlu evliliğindeki ahlakilik aranmayan değerin ust bireyde de olduğunu söyler ve iki kardeşin evliliği sonucu turediğimizsonucuna varılır.



    Bu açıdan ruhun fonksiyonu bana göre ayrıksı olan hallerdeki tekil cevapların dosdoğru olmasıdır.





    Kardeşimsi babamsı annemsi evladımsı demek anne baba kardeş evlat yok demektir.



    Şimdi tecavüze uğrayan bi kadını duşunun. Kadının o feryadı sanki o kadına başka biri değilde oz baba ya da kardeşi bu işi yapmış gibi okunabilir mi?



    Biz anne baba tanımını bilmiyoruz. Ancak vakıaya bakıp tecavuzcu ve mağduru sanki baba kız ya da anne erkek evlat gibiymiş diyebiliyoruz.



    Önceden de yazdığım gibi seri katil ya da tecavuzculer aslında anne baba olmak isteyen kimseler gibidir demiştim.



    Şimdi biz mevzuuya bakıp olası real anne ve babayı bilmez tanımazken olası anne babayı tanımlayabiliyorsak , mevzuuda bulunmayan ruh meselenin dışından bi tanımlama yapmıştır ve vardır deriz.



    Ruhun başka voruntuleri de var. Ancak bunlar çok daha vahim olayları perdeleyen bi şey olduğundan şu an konu dışı diyebiliriz.



    Şunu diyebiliyoruz. Kişi turedikçe ben der ve mulk benim demeye devam eder. Bu süreçte insan eşyalaşır ve okumak zorlaşır. Bu eşyayasahibiyet adına ruhun bi goruntusu daha var.



    Buna baba kız paradoksu diyelim.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.