Şimdi Ara

Dinlerde Tanrı sevgisi yerine Tanrı korkusunun aşılanması (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
47
Cevap
1
Favori
1.108
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: lawbreaker


    quote:

    Orijinalden alıntı: D.Va


    quote:

    Orijinalden alıntı: lawbreaker

    Ben birşey anlatmadım kaldı ki bu kadar inananı olan bir dine yalan demedim diyemem zaten. Bana bazı kısımları mantıklı gelmiyor dedim sadece. islam inancında sadece bir ayete bile inanmıyorsan sorgulayıp bana göre böyle olmamalı dediğin zaman dinden çıkılıyorsa bu durum oluyor işte.

    Size mantıklı gelmeyen kısımlar nelerdir? Ben de az çok aynı durumdayım belki birbirimizle bazı şeyleri paylaşarak bir sonuca varabiliriz.

    sırf atasının dinini sorgulamadan devam ettiği için arkadaşlık edilemeyen gayri müslim veya inançsız dostlar
    cinsiyet ayrımı
    bir yaratıcının messengerinin hayatıyla alakalı ayet yollaması
    tek seferde inebilecek bir kitap yerine 23 yılda parça parça inip duruma göre çözümler sunması
    insanlığa çok çok faydalı olmasına karşın müslüman olmayanların sonsuza dek cehennem ateşinde kalacak olmalarına rağmen müslüman olan her türlü 3 kagıdı yapan adamların belli bir süre sonra cezasını çekip cennete girecek olmaları

    bunlar ilk aklıma gelenler

    Benim kafama takılan şeyler de hemen hemen aynı. Ben islamın günümüz toplumlarınca tamamen çıkar amaçlı kullanıldığını veya çıkar amacı gütmeyenlerin de bunlardan ister istemez etkilenip islamı onların empoze ettiği şekilde bir din sandığını düşünüyorum. Kuran'ın ucunu açık bıraktığı çok fazla şey var ve bunların cevaplarını peygamberden öğrenmemizi ve onu örnek almamızı istiyor. Fakat peygamberin üstünden geçen zamanı, artan dünya nüfusunu ve günümüzdeki bilgi çarpıtmalarını düşündüğümüzde hadi bizim zamanımızda az çok bilinebiliyor da, bundan bi 1000 yıl sonra hadis, sünnet gibi şeylerin bilinemeyeceğini düşünüyorum. Aslında şu anda bile hadisler konusunda neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmemiz imkansız gibi. Doğru gibi gözüken ama çok farklı şeyleri söyleyen yüzlerce kaynak var, en güvenilen bilinen buhari, tırmizi gibi kişilerin aktardıkları hadislerde akıl almaz şeyler var. Bunları şimdi din alimi olduğunu iddia eden kişilere sorduğunuzda ise işlerine geleni doğru gelmeyeni yalan diye yorumluyorlar. Burada da şöyle bir çelişki çıkıyor islamın her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten tanrısı zamanında bunların olacağını biliyordu. İnsanları böyle bir ortamda inancından ne kadar sorumlu tutabilir? Ayrıca dünyadaki diğer binlerce 'yozlaşmış' dinin tanrısından farklı olduğunu iddia eden tanrının yıllardır ortadoğuda halihazırda yapılmakta olan namaz, oruç, hac gibi ibadetleri kurtuluşa ermek için kısas koyması yerine daha farklı ve yeni anlayışlar getirmesi gerekmez miydi? Bunlar da benim cevaplamaya çalıştığım sorulardan bazıları.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi D.Va -- 25 Şubat 2017; 20:47:35 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • yaratıcının kanunlarında denge vardır
    sadece korku değil ,sevgi olan bir sürü ayette vardır
    hatta bu dengeyi tek konuda "insanlar lehine olacak şekilde bozduğunu" dahi bildiriyor (günahlar tek sayılırken ,sevaplar misli ile çoğaltılacağı bildiriliyor)

    lakin sen illa inat edip "niye şöyle ,niye böyle" diye kötüye gitmeyi ,kötüyü seçmeye devam ettiğin sürece yapacak şey kalmıyor

    yaratıcı seni en kötü örneklerle korkutup ,doğru yola girmeni istiyor
    varsayalım şöyle deseydi "siz ne yaparsanız yapın ben sizi cennete koyacağım"
    o zaman adalet kalır mıydı ? , işkence yapan da ,kul hakkı yiyen de ,her türlü kötülüğü yapan da ,cennete gidecek olsaydı,o zaman bu adil olur muydu ?

    bu olay şuna benziyor ;
    adam öldürene değil de ,idama suç bulma gibi değil mi ?

    ya arkadaş yaratıcı ile inatlaşmak zorunda mısınız ?
    onun bildirdiklerine değil de ,kendi düşüncelerinize göre mi olacak bu işler ?
    yani siz masumlardan yana değil de ,zalimlerden yana mısınız ?

    bazı konularda "bana göre ,ben böyle istiyorum" gibi deme hakkınız olamıyor ,yaratıcı sana seçenek vermiş
    ben korktum ve bildirdiklerine uyacağım diyebilirsin yada yok ben bunlardan korkmuyorum ,zaten inanmıyorum da ,deyip inkar edebilirsin
    bunun dışında başkaca seçme yada ,şöyle olsaydı ,böyle olsaydı deme hakkınız yok

    bu gün bir futbol karşılaşmasında dahi niye iki devre oynanıyor ,tek devre oynansın diyemiyorsunuz
    ama konu yaratıcı olunca ,onu beğenmiyorsunuz ,bunu beğenmiyorsunuz

    millet bu dünyada verdiği kararlar yetmiyormuş gibi ,birde ahirette olana karışıyor ,yok artık :)
    hani inanmazsın ,inkar edersin o bizi ilgilendirmez ,lakin ahirete karışmak nasıl bir kafadır :)

    verilen örnekler cehennemlikler için olacak cezalar ,birde cennetlikler için bildirilmiş ayetleri getir ,bak bakalım yaratıcıyı seviyor musun ,sevmiyor musun ?

    sen insanların yazdıkları kanunlarda sevecenlik görüyor musun ?
    onlar için niye aynısını istemiyorsun ?
    misal cinayet işleyen kimse için "canım benim sen birisini katletmişsin ama olsun ,senin canın sağ olsun" şeklinde bir kanun olsa hoşuna gider miydi ?

    artık yaratıcıya akıl vermekten vazgeçin ,siz onun bildirdiklerine uyup ,o dediğiniz cezalardan kurtulun
    yaratıcının ,yarattıklarından akıl almaya ihtiyacı yok



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi C.CEMİL -- 26 Şubat 2017; 5:19:10 >




  • Jeopol kullanıcısına yanıt
    Hocam. Super anlatmissin.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Cemal CEMİL

    yaratıcının kanunlarında denge vardır
    sadece korku değil ,sevgi olan bir sürü ayette vardır
    hatta bu dengeyi tek konuda "insanlar lehine olacak şekilde bozduğunu" dahi bildiriyor (günahlar tek sayılırken ,sevaplar misli ile çoğaltılacağı bildiriliyor)

    lakin sen illa inat edip "niye şöyle ,niye böyle" diye kötüye gitmeyi ,kötüyü seçmeye devam ettiğin sürece yapacak şey kalmıyor

    yaratıcı seni en kötü örneklerle korkutup ,doğru yola girmeni istiyor
    varsayalım şöyle deseydi "siz ne yaparsanız yapın ben sizi cennete koyacağım"
    o zaman adalet kalır mıydı ? , işkence yapan da ,kul hakkı yiyen de ,her türlü kötülüğü yapan da ,cennete gidecek olsaydı,o zaman bu adil olur muydu ?

    bu olay şuna benziyor ;
    adam öldürene değil de ,idama suç bulma gibi değil mi ?

    ya arkadaş yaratıcı ile inatlaşmak zorunda mısınız ?
    onun bildirdiklerine değil de ,kendi düşüncelerinize göre mi olacak bu işler ?
    yani siz masumlardan yana değil de ,zalimlerden yana mısınız ?

    bazı konularda "bana göre ,ben böyle istiyorum" gibi deme hakkınız olamıyor ,yaratıcı sana seçenek vermiş
    ben korktum ve bildirdiklerine uyacağım diyebilirsin yada yok ben bunlardan korkmuyorum ,zaten inanmıyorum da ,deyip inkar edebilirsin
    bunun dışında başkaca seçme yada ,şöyle olsaydı ,böyle olsaydı deme hakkınız yok

    bu gün bir futbol karşılaşmasında dahi niye iki devre oynanıyor ,tek devre oynansın diyemiyorsunuz
    ama konu yaratıcı olunca ,onu beğenmiyorsunuz ,bunu beğenmiyorsunuz

    millet bu dünyada verdiği kararlar yetmiyormuş gibi ,birde ahirette olana karışıyor ,yok artık :)
    hani inanmazsın ,inkar edersin o bizi ilgilendirmez ,lakin ahirete karışmak nasıl bir kafadır :)

    verilen örnekler cehennemlikler için olacak cezalar ,birde cennetlikler için bildirilmiş ayetleri getir ,bak bakalım yaratıcıyı seviyor musun ,sevmiyor musun ?

    sen insanların yazdıkları kanunlarda sevecenlik görüyor musun ?
    onlar için niye aynısını istemiyorsun ?
    misal cinayet işleyen kimse için "canım benim sen birisini katletmişsin ama olsun ,senin canın sağ olsun" şeklinde bir kanun olsa hoşuna gider miydi ?

    artık yaratıcıya akıl vermekten vazgeçin ,siz onun bildirdiklerine uyup ,o dediğiniz cezalardan kurtulun
    yaratıcının ,yarattıklarından akıl almaya ihtiyacı yok

    Yazının hiç bir yerine katılmıyorum aslında ama tek bir örneğe cevap vereceğim ;

    ''bu gün bir futbol karşılaşmasında dahi niye iki devre oynanıyor ,tek devre oynansın diyemiyorsunuz'' demişsin
    evet orada kurallar baştan belli ama oynayıp oynamamak bana kalmış, ben 90 dakika koşamam o yüzden bana uygun değil bu spor dersin olur biter. Spor yapanların kafasına silah dayayıp oynatmıyorlar sonuçta

    Bu arada futbol maçında sahaya çıkmadan kurallar belirlenir, duruma göre hakem itiraz etmeyin, topu elle oynamayın gibi şeyler maçın ortasında eklenmez




  • lawbreaker kullanıcısına yanıt
    zaten sen katılasın diye bunları yazmadım :)
    90 dakika koşamam diyen zaten futbolcu olamaz ,biz olan futbolcu ve kuralını örnek verdik
    tamam işte dinde de şartlar zaten baştan belirlenmiş ,sonradan eklendiğini kim söylüyor ?
    sizinkisi oynamak istemeyen gelinin "yerim dar ,gerim dar" gibi mazeretler üretmesine benziyor

    size kimse zorla dinin şartlarına uyun demiyor
    uymaya bilirsiniz ama yaratıcıya akıl vermek nasıl bir ruh yapısıdır ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Cemal CEMİL

    zaten sen katılasın diye bunları yazmadım :)
    90 dakika koşamam diyen zaten futbolcu olamaz ,biz olan futbolcu ve kuralını örnek verdik
    tamam işte dinde de şartlar zaten baştan belirlenmiş ,sonradan eklendiğini kim söylüyor ?
    sizinkisi oynamak istemeyen gelinin "yerim dar ,gerim dar" gibi mazeretler üretmesine benziyor

    size kimse zorla dinin şartlarına uyun demiyor
    uymaya bilirsiniz ama yaratıcıya akıl vermek nasıl bir ruh yapısıdır ?


    Kuran neden tek seferde değil de 23 yılda gelmiş diye sormuştum başka bir konuda beni ikna edecek bir cevap alamamıştım, hatta tek seferde inmiş olsa zamanla tartışılan konulara baştan çözüm sunup hiç tartışmaya gerek olmazdı demiştim.

    bak ne güzel demişsin istemeyen futbolcu olmaz bana böyle bir alternatif sunuldu mu hayır, bende bunu söylüyorum zaten. sinemaya gittin mi 2 saat sessizce oturup filmi izlersin yok ben duramam öyle dersen gitmezsin o hesap yani. Sen diyorsun ki illa sinemaya gideceksin sessiz durursan ödül var yoksa yanarsın benim itiraz ettiğim nokta o.
    Lütfen dünyaya gelmeden önce sözleşme imzaladın ama hatırlamıyorsun demeyin




  • lawbreaker kullanıcısına yanıt
    işte yine ilahlığa oynuyorsun
    yaratıcı ister tek seferde (Hz.Musa da olduğu gibi) ,ister .... yıl içinde tek tek ,sayfa sayfa yada cilt cilt gönderir
    hesap soracak olan kul değil ,tersine yaratıcıdır

    kimse cevap veremedi derken büyük ihtimal ciddiye almamıştır ,yoksa niye cevap veremesin ?
    her ayet bir olay sonrası gelmiştir de ondan (yapılan yanlışlar bildirilmiştir)
    peki Kuran tek seferde kitap olarak gelse inanacak mıydın ?

    dünyaya gelmeden önce anne ,babanla sözleşme imzaladın mı ?

    siz ipe un serme derdinde olduktan sonra ne söylesek fayda etmez
    yani "yerim dar,gerim dar" olayı devam edip gider

    üstelik bunları bana söylediğin zaman kurtulamayacaksın ,varsa bir itirazın yaratıcıyı görünce söylersin
    şartlar bunlar ,ister kabul et ister etme
  • hesap sormuyorum ki neden diyorum sadece ve evet aldığım cevaplar aynen bu şekilde sen yaratıcı olsan öyle mi yapardın vs

    Açıkçası ciddiye almamak bir forum ortamında tartışıyorsak bana pek doğru gelmiyor, bana göre mantıklı olan bir soruda o görüşü savunanlardan cevap alamamışsam , bilmiyorlar veya verecek cevapları yok diye değerlendiriyorum

    mesela ahzab 50. ayet hicret zamanı değil en başta gelmiş olsa baştan hiç acaba mı sorusu sorulmazdı

    Ayrıca sorduğum sorulara alamadığım cevaplar kimin yerim dar ,yenim dar (geri değil o ,yen: eski dilde gömleğin kol kısmı ) yaklaşımında olduğunu gösteriyor bence
  • lawbreaker kullanıcısına yanıt
    ya kardeşim sorduğun sorular sadece laf olsun diye sorulduğu gün gibi ortada ,cevap verilse de sen anlamıyorsun yada anlamazlıktan geliyorsun (açıkladık ya işte)

    he ya hiç hesap sormuyorsun ,niye niye kalıbı bile soru içermiyor mu ?

    sizin oralarda yeni (eski dilde gömleğin kolu) ,bizim burada gerim dar (oynamaya müsait olmayan durum) denilmesi neyi değiştiriyor ?

    he yani Ahzab 50. ayet hicret zamanından önce gelse inanacaktın yani ?
    o zaman ayet şöyle olacaktı "seninle birlikte hicret eden" (aslında hicret falan yok)
    böyle bir ayet mi olur ?

    ya arkadaş sen ne diyorsun :)
    önceden her şeyi söylese zaten o zaman insanların yaşamasına bile gerek olmazdı
    piyango da sayıları söyleyip ,sonradan çekiliş yapmak gibi bir olay seninkisi :)
  • Hocam açıkladım demişsin de ''sen ilahçılık oynuyorsun yaratıcı hesap sorar sen soramazsın ister öyle ister böyle yapar'' cümleleri açıklama mı ki ?
    Hicret olmadan önce böyle bir durumda diye başlayan ayet olabilirdi mesela bence,hicret yok ama geleceği bilen yaratıcı zaten bunun hangi gün hangi saatte olacağını biliyor piyango sayıları vermek değil ki bu. Şöyle düşün maç yapıyorsun bir oyuncu topu sürekli elle tutuyor 1-2-3-5 en sonunda hakem diyor ki bundan sonra elle tutmak yasak, bunun gibi bence.

    Biri de desin ki şu şu şu sebeplerle böyle olması daha doğru hatta bak açıklaması da bu vs
    Bundan 2 ay önce forumun bu kısmını keşfedene kadar sizden fazla savunuyordum sizin savunduğunuz şeyleri.
  • lawbreaker kullanıcısına yanıt
    yazdığım mesajları tam okuduğuna emin misin :)

    Allah her bildiğini kullarına önceden bildirecek diye bir durum mu var ?
    insanın dünyadaki hayatını bir sınav olarak bildirmiş ve bu durumda senin ne yaşayacağını önceden söylese bu nasıl olacak ?

    bizim görevimiz ilahlık yapmak değil ,bildirilene uymak
    yok ben inanmıyorum ,uymam dersen sana kimse zorla inan demiyor

    topu elle tutmak ile hicret sonrası olan ayet kıyaslamanı ise hiç anlamadım :)
    hakemler kural koyamaz ,konulmuş kuralları uygular
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Cemal CEMİL

    yazdığım mesajları tam okuduğuna emin misin :)

    Allah her bildiğini kullarına önceden bildirecek diye bir durum mu var ?
    insanın dünyadaki hayatını bir sınav olarak bildirmiş ve bu durumda senin ne yaşayacağını önceden söylese bu nasıl olacak ?

    bizim görevimiz ilahlık yapmak değil ,bildirilene uymak
    yok ben inanmıyorum ,uymam dersen sana kimse zorla inan demiyor

    topu elle tutmak ile hicret sonrası olan ayet kıyaslamanı ise hiç anlamadım :)
    hakemler kural koyamaz ,konulmuş kuralları uygular

    Hocam uefa desin fifa desin hakem yerine teşbihte hata olmaz derler maç devam ederken yeni kural eklenmesi demek istediğim :)

    başka örnek vereyim mesela bak aklıma ilk gelenlerden, alkol hicretten sonra haram kılındı yanlışsam düzelt lütfen, dediğim şey o eğer tek seferde inmiş olsa müslümanlar o kadar zaman bundan uzak duracaklardı demek istediğim o.

    Biz seninle anlaşamayacağız muhtemelen sen benim soruları laf olsun diye yorumluyorsun ben senin cevapları ikna edicilikden uzak buluyorum ya neyse :)




  • lawbreaker kullanıcısına yanıt
    alkol daha önce yasak olsaydı diyorsun ama bunu ilk yıllarda hangi müslümana söyleyecektin ?
    ilk yıllarda peygambere inanan sayısı kaçtı ?

    her konuda öncelikler vardır ,sen insanların şirk içinde olduğu bir ortamda önce alkolü mü önlemeye çalışırdın ?

    zaten hicretin sebebi Mekke'lilerin iman etmemeleri değil mi ?
    adamlar tek ilaha ve peygambere dahi inanmazken ,alkol yasağını umursayacaklarını mı zannediyorsun :)

    birde ilk iman edenlerin zaten geçmiş günahları af ediliyor
    bilmeden yada kısa sürede vazgeçip tövbe edenlerin günahlarının af edileceği de bildiriliyor



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi C.CEMİL -- 27 Şubat 2017; 3:19:43 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Kartal Göz

    Çünkü korku insana farkındalığını kaybettirir. Düzgün düşünemezsin. İnsan durduk yere niye tanrıyı sevsin ki? Hatta varsa ve bu dünya düzenini (vahşi doğa ve doğadaki adaletsizlikler) yarattıysa sevmemem için yığınla nedenim mevcut olur. Korku sevgiden daha etkilidir hem.

    Kitleyi de daha rahat yönetirsin. Sevgi kitleyi bastıramaz. Korku bastırır.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: T-80U


    quote:

    Orijinalden alıntı: Kartal Göz

    Çünkü korku insana farkındalığını kaybettirir. Düzgün düşünemezsin. İnsan durduk yere niye tanrıyı sevsin ki? Hatta varsa ve bu dünya düzenini (vahşi doğa ve doğadaki adaletsizlikler) yarattıysa sevmemem için yığınla nedenim mevcut olur. Korku sevgiden daha etkilidir hem.

    Kitleyi de daha rahat yönetirsin. Sevgi kitleyi bastıramaz. Korku bastırır.



    Korku kitleyi bastırır. Bastırmasının da psikolojik bir etkisi var işte. Korkan insanın düşünce yapısıyla normal yani sakin bir insanınki aynı olmuyor. Yani aynı insan olsa da durum farklı. İnsan öfkeli ve sinirli olduğunda da farklı düşünür, üzgün olduğunda da farklı. Düşüncelerin farklılaşıyor. Bu yüzden de derler ya duygularınızla hareket etmeyin mantığınıza bakın diye. Veya işte "Öfkeyle kalkan zararla oturur." diye bir atasözümüz bile var. Düşüncelerin farklılaşması da şöyle; mesela normalde gri renge gri demen gerekirken psikolojin çöktüğünde o rengi daha koyu görüyorsun gibi. Algılar değişiyor biraz bulanıklaşıyor. Bunu demek istedim. Bir insanın panik halindeki kararlarıyla sakin haldeki kararlarına bakın. Hangilerinde hata oranı daha yüksektir görün.

    Evet bireysel olarak iç dünyalarımızı bir kenara bırakıp olaya daha dışarıdan, daha somut baktığımızda evet korku kesinlikle kitleyi bastırır. Bastırmakla kalmaz algıları da değiştirdiği için sorgulamayı, doğru düşünmeyi zorlaştırır; bazı insanlarda bazı durumlarda imkansızlaştırır. Gerisini biliyorsunuz zaten.

    Ben psikolog ya da psikiyatr değilim ama hepiniz bu söylediklerimi kendi iç dünyalarınızda test edebilirsiniz. Sinirliyken sarf ettiğiniz kırıcı sözler, küfürler, belki de vurduğunuz o fiskelerle sinirlerinizi attıktan sonra sakin olduğunuzda bunun aşırı bir tepki olduğunu, aslında mevzunun ceviz kabuğunu bile doldurmayacak büyüklükte olduğunu filan düşünmeye başlarsınız. Halbuki az önceki canavar da sizdiniz. Bu telaş ve panik hallerinde de geçerli yani korkuda da. Korkutan şeyler başınıza gelirken o an "doğru düşünemediğiniz ve sakin kalmanız gerektiği" aklınıza gelemeyebiliyor. Bunu yapabilen yapıyor tabi de, daha çok bilincinde olanlar. Korkunuz geçtiğinde ise yaptığınız büyük hatalar veya saçma hatalar varsa "Ben bu aptallığı nasıl yaptım!" veya "Düşünemedik tüh!" filan dersiniz. Büyük ihtimalle korkuya yenildiğiniz içindir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kartal Göz -- 27 Şubat 2017; 4:39:13 >




  • Allahın azabina karşı korku merhametine karşı güven beslenir. Korku ve ümit bir arada olur. Allahin azabindan korkup merhametine sığınmak gerekir. Allahtan yanlızca korkulmaz aynı zamanda büyük bir aşk beslenir. Kuran ahlakı bunu aşılar ve dinin özü Kurandır

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Mareşal Rommel M kullanıcısına yanıt
    çok uzun ve güzel yazmışsınız tebrik ederim ama benim düşüncem de şu biçimde yani
    Biz Müslüman bir ülkeyiz değil mi çoğunluğumuz Müslüman fakat bu ülkenin dini inanışları bu kadar iyiyi güzelliği anlattığı halde biz ki örnek olması gereken ülke çok kötü bir haldeyiz siyasi açıları geçiyorum parti ayırt etmeksizin herkes halkın üzerine oynuyor fakat hepsini bir kenara koyun kadın cinayetleri,hırsızlıklar dan tutun gerçekten çok vahim bir haldeyiz sizinle bir anımı paylaşmak istiyorum;

    Geçen yıl İngiltere de bulundum her şey çok güzel onları geçiyorum bir husus dikkatimi çekti yolda yürüyen insanlar birbirine gülümsüyor sabah saatleri ise günaydın diyorlar akşam ise iyi akşamlar herkes mi diyor diyeceksiniz tabi ki hayır ama büyük bir kitlede bu davranışı gördüm selam veriyorlar resmen bize merhaba diyorlar ve hiç tanımadıkları insanlara muhtemelen turist olduğumu bilmiyorlar belki de bunun ülke ilişkileri olarak değerlendiremeyiz tabi ki sadece yolda gördükleri insanlara selam vermeleri bu çok ilgi çekici ve bende bu şekilde alıştım kaldığım sürece Türkiye'ye döndüğüm ilk gün alışkanlık olmuş üzerimde ve aynı hareketi yaptım birkaç kişiye ve aldığım tepkiyi hayal edebiliyorsunuzdur dayak yiyecektim bu adam neden gülüyor dediler resmen gülmek dediğim gülümsemek kahkaha atmak gibi değil tebessüm etmek
    sonuca geleyim
    biz Müslüman bir ülke olarak insanımıza bizim bizden başka dostumuz olmadığını bildiğimiz halde şu koskoca dünya da biz tek asil bir ırk olduğumuz halde birbirimize ne selam veririz ne de gülümseriz ki biz İslam dininin temsilcileri Türk ırkıyız örnek ülkeyiz

    gülümsemek selam vermek çok mu önemli diyenleri duyabiliyorum evet önemli bence
    ve eski ağızla gevur diye hitap ettiğimiz o insanların suç oranları,bizden çok daha düşük Amerika'yı saymıyorum , İskoçya,İrlanda'da ki gibi insanlar bisikletlerini kilitlemiyorlar bu da çok ilginç
    söylenecek çok şey
    en basitinden yerlere çöp atmak orada yasak diye çöp atmayan arkadaşlarım burada her yere atıyor elin ülkesini temiz tut kendi ülkeni kirlet vay babam vay
    vardır da
    ne kadar anlayan ve uygulayan çıkar onu da bilmiyorum




  • En çok tanrı korkusu hristiyanlıkta var en azda müslümanlıkta.
  • sen binlerce ayetin içinden cehennemde olacakları okursan tabii korku aşılar dersin.

    cennette olacakları okurken tanrı sevgisini söylemessin ama cehennemde olacakları okuduğunda hemen "tanrı korku aşılıyor" dersin.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Halikarnas Şakşakçısı -- 7 Mart 2017; 20:31:22 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mareşal Rommel

    quote:

    Orijinalden alıntı: D.Va


    quote:

    Orijinalden alıntı: rebellion

    Canım kardeşim bak bana vurma canım yanıyor?



    Bana vurma canım yanıyor ayrıca hapsi boylarsın, cezalar yersin idam bile olabilirsin?





    İnsanoğlu için hangisi daha yapıcı, hangisi olursa bana vurmaz hangisinden daha iyi anlayabilir?



    He ilkinden anlayanlar varsa ne mutlu böyle insanların varlığı insana huzur verir ve kurtuluşa ererler.



    Elbette islamiyette sevgide aşılanıyor bu tarz sakındırıcı hususlarda. İman edip tasdikleyip ve emrolunduğu gibi dosdoğru olan iyi kimselere ise kadife dokunuşludur. Neyi nasıl üste alındığına bakılıyor. Mesela madem ebedi azhab korkutucu geliyor inanmıyorsan önemi yok, inanıyorsan en azından şüphen varsa daha dernden araştır sorgula akabinde uyar :)



    Ayrıca bundan bahsettimki olay ne yapıp edilip ebedi ahzaba geliyor. Ebed sonsuzluk değildir bu arada.



    O zaman aklıma takılan benzer bir şeyi sorayım, kısacık dünya hayatında bir insan sırf kur'an ayetlerini reddetti diye (ki islam dünyasının içinde bulunduğu hali düşünürsek imanı zayıf yada hiç olmayan birisi için bu her zamankinden daha mümkün şuan) yukarıdaki ayetlerde yazan hayal edince bile insanın dehşete düştüğü azap ve işkencelere tabi tutulması adaletli mi? Cennete gitmenin şartı binlerce yıl önce indirilen bir kitaba inanıp onun emrettiği bir takım ritüelleri yerine getirmek yerine iyi bir insan olup herkesin dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çalışması olsa daha mantıklı olmaz mıydı? Kuran'ın içinde insanların anlamadıkları sorunları açıklamak için iğneyle toprağı kazar gibi yüzlerce yıl öncesinin tarihi belgelerinden araştırma yaparak doğruluğu kesin olmayan hadis vb. ilimlerle bir sürü din aliminin uğraşması gerekir miydi? Bunun yerine bu insanlar pozitif bilimlere yönelseydi veya toplumsal sorunları çözmeye ömürlerini harcasalardı dünya daha iyi bir yer olmaz mıydı?





    Demek istediğimi pek anlatamadım ama din insanlara ibadet oruç hac gibi bir takım şeyler yapmalarını emredip kutsal kitabında ayrıntıya girmiyor ve peygamberin yaptığı gibi yapmamız gerekiyor. Peygamberden binlerce yıl sonra yaşayan insanların aklına takılan bazı şeyler var fakat zamanında kimse bu soruları sormamış. O zaman buradan hayatlarını bu işleri araştırmaya harcayan din alimlerinin olma zorunluluğu türüyor.

    Veya başka bir örnek islam toplumu inanıp inanmayanlar diye sınıflandırıyor, inanmayanlar kötü insanlar olarak gösteriliyor ve buradan da bir sürü toplumsal sorun daha doğuyor.



    Örnekler çoğaltılabilir. Mesela müslüman olmayan birisi müslüman oldu diyelim. Adamın hayatında ne değişecek? Namaz kılacak, oruç tutacak, domuz eti yemeyecek vs. vs. Bunun topluma bir faydası var mı? Dolaylı yollardan belki faydalar bulabiliriz ama doğrudan yok.



    Ama dinin öğretileri ve insandan istedikleri bu tip şeyler olmak yerine tamamen toplumsal düzeni sağlayıp her insanın vicdan çerçevesinde kabul edebileceği şeyler olsa ve sadece ahlak kurallarıyla imtihan edilsek bunun neresi yanlış olurdu? İnsanlar birbirlerinin diniyle yada kendi inanışlarına zaman harcamak yerine bu zamanı dünyayı daha iyi bir yer haline getirmeye çalışsa dünya bir şey kaybeder miydi kazanır mıydı? Dinin öğrettiği ve yapılmasını istediği şeyler herkesin kalbinde doğru kabul ettiği şeyler olsa ve sadece toplumun düzenini bozan kötü insanlar cezalandırılsa bu dinlere ve tanrıya karşı gelenler çıkar mıydı? Çıksa bile bu dinlere karşı çıkanlar kadar olacağını ve dinler yüzünden bu kadar kan döküleceğini düşünmüyorum.



    18 yaşındayım ve şu an müslüman olmaya devam edip etmemek konusunda ciddi sorunlarım var. Bu sorularımı onlarca kişiye sordum ve çoğu konuyu değiştirerek veya kendisi de dediklerimi mantıklı bulduğu için bana tatmin edici bir cevap veremedi. Sizin de cevabınızı heyecanla bekliyorum. Saygılarımla...

    Edit: Mesaja forumda uzun süredir takip ettiğim ve konu hakkında görüşlerini merak ettiğim birkaç kişiyi etiketledim.

    İnsanoğlunun hayat sahnesine çıktığı günden beri insanlar birbiriyle amansız bir mücadeleye tutuştular. Çünkü insanoğlu, buna sebebiyet verecek birtakım içgüdü ve arzularla yaratıldı. İnsanlığın o uzun sürecinde barış içerisinde geçen süreler, savaş ile geçen sürelerden çok daha kısadır. Sizin hayal ettiğiniz bir düzenin oluşması mümkün değildir. Son dünya savaşında neredeyse günümüz Türkiye nüfusu kadar insan can verdi. Bu sadece son savaş. Son büyük savaş. İnsanlığın durumu budur. Dünya barışı hayalden başka bişey değildir. Bu mücadele kıyamete kadar devam edecektir. Bizler bir imtihan içerisindeyizi tüm insanlık olarak. İslamın bir amacı vardır. İslam eğer sadece Mekkeye, sadece Araplara veya sadece o bölgeye inmiş olsaydı, muhtemelen çok kısa süren bir islam devleti sonrası islam ortadan kalkardı. Oysa bugün milyarlarla ifade ettiğimiz bir Müslüman kitle vardır. Arapların nüfusu bunun sadece küçük bir kısmıdır. Türklerinde hakeza öyle. Sadece Endonezyada 200-250 milyon Müslüman yaşamaktadır. Bütün bu insanlar nasıl İslamla tanışmıştır?

    İşte bütün bunlar Müslümanların İslam dinini dünyaya yaymasından dolayı olmuştur. Bu bazen Müslüman tüccarların eliyle olmuştur, bazen İslam davetçilerinin eliyle bazende İslam devletinin, islam halifelik devletinin askeri müdaheleleriyle olmuştur, fetihlerle olmuştur, daha sonra ele geçirilen bölgelerde İslam dini uygulanmış, İslam dini öğretilmiş ve insanlar kitleler halinde hiçbir zorlama olmadan İslama girmiştir. Çünkü Allah, biz Müslümanlardan İslam dinini dünyaya hakim kılmamızı istiyor. Bizim imtihanımızdır bu. Herkese bu görevi gücü yettiği kadar yüklemiştir. Ben Müslümanım demek yetmiyor. Bu görevi Allah tüm Müslümanlara, tüm kadın ve erkek Müslümanlara yüklemiştir. Kimse bu görevden muaf değildir. Bu konuda ilgili ayetlere bakılabilir.

    Tarihtede aynen böyle olmuştur. Bir insan Müslüman olursa ona ne katar demişsiniz, topluma ne katar demişsiniz. İşte ne kattığı ortada. İslam öncesi bir hiç olan Araplar, İslam sonrası aydınlanmış ve devletlerini muazzam bir genişlemeyle genişletmiş, insanları İslamla tanıştırma şerefine nail olmuşlardır. Kendileri öncesinde birçok kabilelere ayrılmış bir vaziyette birbirini yemekle meşgul idiler, utanmadan din üzerinden, put üzerinden para kazanmakla meşgüldüler, kızlarını gömmekle meşguldüler. Hz Ömer efendimiz İslam öncesinde tam anlamıyla barbar ve acımasız evlat katilinin tekiydi. İşte nereden nereye geldiler. Sadece kendileriyle de yetinmediler. Cihad ile gaflet içerisindeki, kendi kralları tarafından zulümle yönetilen ve neden yaşadığını bilmeyen, ot gibi yaşayan toplumları, o devletleri fethederek, islamla tanıştırma, onları aydınlatma şerefine nail oldular. Ve böylece diğer insanlarıda doğru yola eriştirdiler. Bu yeterince büyük bir kazanç değil midir? Nice ulus İslamın büyüklüğü karşısında boyun büküp o dine girmiştir buna biz Türklerde dahil. Siz insanlar kolay kolay din değiştirir mi zannediyorsunuz? Kılıçla falan din değiştirilir mi? Bu mümkün müdür? İnsanlar ancak bir dinin üstünlüğünü ve doğruluğuna şahit oldukları zaman dinlerini bırakıp o dine girerler. Zorla hiçbir şey olmaz. İşte Arapların islam öncesi ve islam sonrası halleri ortada. Biz Türklerinde islam önceki ve islam sonrası halimiz ortada. Ne kattığını göremiyorsanız diyecek birşey yoktur maalesef.

    Şunu göremiyor musunuz? Bir amaçtan yoksun olarak geçen yaşam tam anlamıyla boş bir yaşamdır. İnsanlığın en büyük sorunu neden yaşadığını bulamaması sorunudur. Milyarlarca insan bu kısır döngünün içerisinde kaybolup gitmektedir. Yaratıcı bu konuda diyor ki:

    ''Sizden öncekilerin, paylarına düşenden faydalandığı gibi sizde payınıza düşenden faydalandınız. Ve onların daldığı gibi sizde daldınız. İşte onların dünyada ve ahirette amelleri boşa gitmiştir. İşte onlar hüsrana uğrayanların ta kendisidir''

    İşte İslam bizlere öyle bir bakış açısı veriyor ki, biz kendi halimize şükrediyoruz, ve aynı zamanda dünyanın geri kalanının da doğru yolu bulmasını istiyoruz. İslamı az biraz anlamaya çalışan insanda bu kaçınılmaz birşeydir. Biz kafirlerden nefret etmeyiz. Onları birer müslüman adayı olarak görürüz. Bizim atalarımızda birzamanlar kafirdi. Çünkü bizim bu hayatta bir amacımız vardır. Biz tüm hayatımızı buna göre şekillendiririz, en azından buna çalışırız. Birgün ölüp gideceğimizi, iman ve salih amellerimizden başka hiçbir şey götüremeyeceğimizi biliriz. Kafirlerin cehennemde yanacağını da biliriz. Bu yüzden onlara da doğru yolu göstermek isteriz. İslam düşmanlarını sevmeyiz fakat bize zararı olmayan kafire de mutlak bir nefret beslemeyiz. Bizim ilgi alanımız onlar değildir.

    İslam yüzünden dökülen kan, ancak islamın harp içerisinde olduğu devletle Müslümanların arasında geçen geçici çatışmadır. Yani şöyle düşünün. İslam, bir devlet yönetimidir, bir devlet ideolojisidir. Peygamberin bizzat kendisi devlet kurmuştur. İslamın bir emride yukarıda ifade ettiğim gibi islamı dünyaya yaymaktır, islamı insanlarla tanıştırmaktır, insanları doğru yola eriştirmektir. Peygamberimiz ve ondan sonra gelen halifeler, özellikle kendisinden sonra gelen 4 raşit halifeler, çevre ülkeleri ele geçirmişlerdir. Orada islam ahkamını uygulamak ve o gaflet içerisindeki insanlara islam davetini ulaştırmak için. Bu yayılmaya engel olan krallıklarlada savaşmışlardır, buna da cihat denmiş. Eğer savaş zaferle sonuçlanırsa bunada fetih demişler yani o bölgeyi İslama açmak demişler. Sonra savaş bitmiş, kan dökülmesi durmuştur. Müslümanlar bir halkı topyekün kılıçtan geçirmemiştir. Savaşıda halka yansıtmamışlardır, sadece müslümanlarla savaşan insanlarla savaşmışlardır. Sadece o halkı gaflet içerisinde uyutan tiran yönetimleri askeri kuvvetle devirmişlerdir. Savaşanlarla da savaşmışlardır, buna cihat denir. Bu savaşa katılan müslümanada Mücahit denir. Ölürse şehittir. Cihadın, şehitliğin, fethin anlamları budur. Amaç o bölgede islamı yaymaktır başka bir amaç yoktur. Sömürmek yoktur. O halkı soymak yoktur. Zaten o halkların neredeyse hepsi islamın yüceliği karşısında müslüman olmuşlardır bir süre sonra. Müslüman olmayanlara da hiçbirşey yapmamışlar. Çünkü islamın bu konular hakkında da hükümleri vardır. Gayrimüslimler müslümanların içerisinde yaşayabilirler. Kimse onlara bişey yapmaz. Müslüman olmuyorsa olmuyordur çünkü Allah ''İslamda zorlama yoktur'' diyor. İslam tarihi açık ve net olarak ortadadır. Biz Müslümanlar, tarih boyunca bizi her fırsatta sırtımızdan vurmaya çalışan yahudileri bile ispanyada katliamdan kurtarıp memkeletimize getirmişizdir.

    Yaşın daha genç ama bunları anlamana engel değildir. Hangi açıdan bakman gerektiğini bilmelisin. Toplumsal düzeni sağlayan zaten islamın kendisidir. İslam, toplumsal hayatıda düzenliyor. İnsan ilişkilerini düzenliyor. Müslümanların kuzeyden güneye Doğudan batıya bilinen dünyanın çoğuna hükmettiği dönemlerde bilimde oldukça ilerideydiler. Batı aydınlanmasını, batı rönesansını tetikleyen en büyük parametre Endülüslerdir, bu batılılarında kabul ettiği birşeydir. Biz Müslümanlar bilim bilmeyen, bilimden anlamayan insanlar değiliz. Batıya bunun temelini öğreten biziz biz, sonra onlar bunu ilerletirken biz fikirlerimizin zayıflamasından ötürü olduğumuz yerde saydık ve boş işlerle uğraştık. Allah, bizim bu hayatta karşılaşacağımız bütün sorunlara hükümler indirmiştir. ''Eksik bırakmadık'' diyor. 1000 yıl sonraya ortaya çıkan bir sorunuda yine peygamberin bize öğrettiği şekliyle, yani kıyas metoduyla çözeriz, içtihat ederiz. Kıyaslar ve hüküm veririz. Bu zor bişey değildir. Sadece fikirlerimiz yüksek olsun. Hayata bakışımız yüksek fikirlerden beslensin.

    Sen şuan boşluktasın. Bir arayış içerisindesin. Buna neyin sebeb olduğunu kestirmek güç değil elbet. Fakat bunu en iyi sen bilirsin. Çıkarımlarında birçok hata var. Eğer ki birgün aramızdan ayrılacak olursan, kısa bir mutluluk sürecinden geçeceksin. Doğruyu bulduğunu, aydınlandığını zannedeceksin. Fakat yaş biraz ilerlediğinde ki bu çok uzun bir süre değildir, biraz hayatta maddi doyuma ulaştığında, içinde kocaman bir boşluk oluşacak. Yaratıcıyı hayatından atmanın yarattığı boşluk. Ve ozaman ''neden yaşıyorum'' kısır döngüsüne gireceksin. O süreçtede burada islama büyük bir kinle eleştiri yönelten insanlar gibi eleştiri ve saldırılarda bulunacaksın ki o boşluğu biraz doldurabilesin, kendini rahatlatabilesin. Dikkatli ol. İnce eleyip sık doku. Bazen dönüşü olmaz bu işlerin. Büyük bir nimet olarak Müslüman doğmanın kıymetini bilmezsen, ve irtidat edersen, bunun bedeli Allah katında çok ağır olur. İleride istesende dine giremeyebilirsin. Yaratıcı bunu kolay bir şekilde affetmiyor. Bir Müslüman islamı yaşayıp bunu dünyaya yaymakla mükellef iken, diğer insanlarıda kendisi gibi kurtarması gerekirken, hem bunu yapmayıp(çoğumuz gibi), hemde bu nimeti komple ters tepersen, işte o kalplerini mühürledik dediği sınıfa girmen olasıdır.

    Esas konuya gelecek olursak. Bu Yaratıcının kendisine karşı gelenlere uygun gördüğü cezadır. Kendisinden sakındırmak için insanlara gönderdiği açık bir uyarıdır ki kendisi birçok ayetinde ''bu insanlığa apaçık bir uyarıdır'' demektedir. İnsanlar bu cezadan korktuğu için inanmıyor. İnsanlar bu dinin Allahtan geldiğine inandıkları için inanıyorlar. İncil ve tevrattada bazı bölümlerde tüm insanlık tehdit ediliyor. Dikkate alıyor muyuz? Hayır. Demek ki inanç, tehditlerle olacak birşey değildir. Müslüman olmayan insanlar bu ayetlere gülüp geçiyor, gerçek anlamda dinsiz insanlar gülüp geçiyor. Bazıları tam anlamıyla ne olduğunu bile bilmiyor. Şimdi tam anlamıyla dinsiz olan bir insan, bu tehdide bakıp neden müslüman olmuyor ozaman? Biz bu dinin Yaratıcıdan geldiğine inandığımız için, ki bu mucizelerle sabittir, Müslümanız. Tehdit ettiği için değil. Müslüman olduğumuz için o tehditleri elbette ciddiye alıyoruz ama bu inancımızın sebebi değildir, olamaz da. Müslüman olduktan sonra o tehditlerden sakınırız, bizi o duruma düşürme deriz. Emirlerine uyar ve tövbe edip onun yüceliğine sığınırız. Biz Allaha karşı salt korku beslemeyiz. Korku ve sevginin karışımı birşeydir bu. Yaratıcıya karşı beslediğim hissi tarif etmem mümkün değildir. Ama onun biz insanları sevdiğine inanıyorum.

    Çünkü bizler onun gönderdiği din olmadan, neden yaşadığımızı bile bilemeyecektik. Bu büyük bir sorun olurdu bizler için, ki dinsizler için bu sorun aynen devam etmektedir. Bize hayatı öğreten, amacımızı öğreten, neden yarattığını anlatan, aramızdaki sorunları çözmemiz için hükümler indiren, kendi sorunlarımız için hükümler indiren, Yaratıcıyla yani kendisiyle nasıl bağlantı kuracağımızı bize öğreten odur. O bizimle iletişime geçmeseydi biz bunların hiçbirini bilemeyecektik. Bize bunları anlatması biz insanoğlu için büyük bir rahmettir. Şimdi bütün bunları görmezden gelerek, kendisine karşı gelenlerin akıbetini ifade ettiği ayetleri göstererek, sadece korku ve baskının ön planda olduğunu iddia etmek, takdir edersin ki çok mantıklı birşey olmayacaktır.

    Henry ve onun gibiler Müslüman olurken bizim çocukların İslamdan yüz çevirmesi çok üzücü. Bizler nerelerde hata yapıyoruz bilemiyorum.



    Nerede hata yapıyoruz acaba

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.