Şimdi Ara

Dinler ve Mutluluk

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
21
Cevap
0
Favori
228
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Hani diyorsunuz ya "din toplumların afyonudur", "ayakta uyutulup mutlu olmaktansa gerçeği bilip acı çekerim" -çoğu fakir halinden memnundur bunu biliyoruz-
    Ya insan tabiatını, açgözlülüğünü bilen tanrının söylediği gibi gönderdiği dini benimsemek insan tabiatına en uygun olansa?
    Sonuçta en önemli olayımız mutlu olmak değil mi? Bu amacı uzun süreçli bir beklentiyle temellendirip onu benimsersek mutlu olmak kaçınılmaz olacaktır.
    Sürekli yükselme hırsında olan veya nihilist olup mutlu olan kaç kişi gösterebilirsiniz?
    Not: Burada yerinde sayıp her şeye şükretme mantığından bahsetmiyorum ki islam tam tersini söyler.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mr.Prestige -- 26 Mayıs 2017; 19:10:31 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >



  • Tanrı vermiş zaten inanma iç güdüsünü.
    Buradaki Aydın ateistler de.
    Din halkın afyonudur hell yeah dedikten sonra
    Gidip Anti deprsesanlarını içiyorlar.
    Sigaralarını içiyorlar.
    Biralara götürüyorlar.
    Otu götürüyorlar.
    Ama afyon olan din Hell yeah
  • batı metodolojisiyle doğu mistisizmini yorumluyorsun. dindar biri için tehlikeli sulardasın fazla açılmamanı öneririm
  • quote:

    Orijinalden alıntı: avcılarınavcısı

    batı metodolojisiyle doğu mistisizmini yorumluyorsun. dindar biri için tehlikeli sulardasın fazla açılmamanı öneririm

    Ne demek istiyorsun?

    Size göre, sadece sorguladığım için bile haşa dinden çıktım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Eskel

    Tanrı vermiş zaten inanma iç güdüsünü.
    Buradaki Aydın ateistler de.
    Din halkın afyonudur hell yeah dedikten sonra
    Gidip Anti deprsesanlarını içiyorlar.
    Sigaralarını içiyorlar.
    Biralara götürüyorlar.
    Otu götürüyorlar.
    Ama afyon olan din Hell yeah

    ya bütün sırrı bozdun ya.gif

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: avcılarınavcısı

    batı metodolojisiyle doğu mistisizmini yorumluyorsun. dindar biri için tehlikeli sulardasın fazla açılmamanı öneririm

    Bu abiyi dinle konu sahibi kardeş

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Eskel

    Tanrı vermiş zaten inanma iç güdüsünü.
    Buradaki Aydın ateistler de.
    Din halkın afyonudur hell yeah dedikten sonra
    Gidip Anti deprsesanlarını içiyorlar.
    Sigaralarını içiyorlar.
    Biralara götürüyorlar.
    Otu götürüyorlar.
    Ama afyon olan din Hell yeah

  • quote:

    Orijinalden alıntı: avcılarınavcısı

    batı metodolojisiyle doğu mistisizmini yorumluyorsun. dindar biri için tehlikeli sulardasın fazla açılmamanı öneririm

    Kendisine ezberletilen gelenekçi hurafelerden vazgeçmeden inanamazsın tehlikeli sularda gezmesi zorunlu
  • quote:

    Orijinalden alıntı: oğuz.tr


    quote:

    Orijinalden alıntı: avcılarınavcısı

    batı metodolojisiyle doğu mistisizmini yorumluyorsun. dindar biri için tehlikeli sulardasın fazla açılmamanı öneririm

    Bu abiyi dinle konu sahibi kardeş

    Ciddi mi ironi mi?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İnsan, içgüdü ve ihtiyaçlarını tatmin ettiği müddetçe mutlu olur. Maksimum mutluluk, hepsinin tatmin edilmesiyle elde edilir.
    Fakat, bazı içgüdüler tatmin edilmeyip diğeri tatmin edilirse ve birey o alana daha çok yönelirse yine mutlu olur.

    Örnek verecek olursak; hayat şartları veya ferdin kendi eksikliği yüzünden evlenemediğini, veya genel tabirle, üreme içgüdüsünü tatmin edemediğini düşünelim. Haliyle bu konuda bu birey mutsuzluk içerisinde olacaktır. Fakat aynı bireyin tapma içgüdüsünü tam anlamıyla tatmin ettiğini düşünelim. Buradaki tatmin, diğer taraftaki eksikliği tam manasıyla örtemesede, yine mutlu olabilir. Bu tabiki de tüm içgüdülerini ve ihtiyaçlarını tatmin eden insana göre daha az olur, ama olur yani. Aslonan hepsini tatmin etmektir.

    Veya yaşam içgüdüsünü düşünelim. İnsanoğlu bakın evler inşa ediyor, kapılarını kilitliyor, güvenli yapılar inşa ediyor, silah taşıyor vs vs. Yani hayatta kalma içgüdüsünün yansımalarını üzerinde taşıyor. Şimdi ferdin en temel ihtiyacı olan barınma ihtiyacını tam anlamıyla gideremediğini düşünelim. Ne bileyim, mesela kendi evi yok diyelim. Kiralık evlerde oradan oraya taşındığını düşünelim. Bakın burada bir mutsuzluk olacaktır. Zira ferdin içgüdüsü tam olarak tatmin edilemiyor. Haliyle mutsuzluk ortaya çıkacak. Fakat aynı fert, çok güzel bir hayat arkadaşına sahip diyelim, eşi son derece iyi bir insan. Aile hayatlarıda çok iyi. Evlatlarıda var. İşte ozamanda bu içgüdüden elde edilen tatmin, diğerindeki eksikliği kapatabilir. Bu yine tam manasıyla olmasa da, yine de mutsuz diyemeyiz.

    İhtiyaçlar konusunda ise diyecek pek bişey yok. İnsan aç ise mutsuzdur kardeşim, bunun aması maması olmaz. Bunu hiçbir şeyle bastıramazsın.

    Ama içgüdülerde dediğim şey olur. Birindeki doyum diğerindeki eksikliği az da olsa kapatır.

    Yani esas konuya gelecek olursak eğer, ki sen aslında olaya buradan bakmadın ama bu mesajımı okuduktan sonra artık bu açıdan da bakabileceksin. Kuvvetli dini inanç, diğerlerindeki eksiklikleri büyük oranda kapatır. Zira insanın belkide en güçlü içgüdüsü tapmaktır. Buradan elde edilen doyum herşeyi unutturabilir. Bu açıdan haksız değilsin aslında. Zira din konusundaki eksikliği zaman içinde hiçbir şeyle kapatamazsın, asla mümkün değildir. Nasıl üstesinden gelirsin? Dinin barındırdığı alametleri üzerinde barındıran birşeyi kendine din haline getirirsen ve onu istemsizce yüceltip farkında olmadan o içgüdünü tatmin edersen, üstesinden gelebilir insan. Bu ''şey'' illa bir din olmak zorunda değil. Bu bir insan olabilir, bilim olabilir, ideoloji olabilir veya herhangi bir şey olabilir. Önemli olan onu din haline getirmektir. Birçok dinsizin de farkında olmadan bir din sahibi olduğu açık bir gerçektir. Zira insanlar içgüdülerini bastıramaz. Bastırdıkça, sonradan patlaması daha büyük olur. İntiharlar, depresyonlar vs. Veya tam tersi sonuçta olabilir. Bastırılan içgüdü bir süre sonra tatmin edildiğinde ne ortaya çıkabilir? Mesela tüm hayatını pislik içerisinde geçiren dinsiz birtakım insanların sonradan İslama girmesiyle, senden benden daha adam gibi Müslüman olması sonucu çıkabilir. Ben amerikada böyle insanlar gördüm. Zira bastırılan içgüdü sonradan patlıyor burada da Ama olumlu yönde patlamış Allahtan

    Mesela biri Irakta savaşmış, çok can almış, kendisi anlatıyor. Amerikada tedavi görmüş, klasik vietnam sendromu. Sonradan Müslüman olmuş. Ve gerçekten çok iyi bir insan haline gelmiş herif. Ağlayarak anlatıyordu ben böyle yaptım şöyle yaptım çok pişmanım falan diye. Olan olmuş reis sen önüne bak bizde geçmiş konuşulmaz unutulur dedim adama



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi TURKISH POWER -- 26 Mayıs 2017; 21:04:37 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: oğuz.tr

    İnsan, içgüdü ve ihtiyaçlarını tatmin ettiği müddetçe mutlu olur. Maksimum mutluluk, hepsinin tatmin edilmesiyle elde edilir.
    Fakat, bazı içgüdüler tatmin edilmeyip diğeri tatmin edilirse ve birey o alana daha çok yönelirse yine mutlu olur.

    Örnek verecek olursak; hayat şartları veya ferdin kendi eksikliği yüzünden evlenemediğini, veya genel tabirle, üreme içgüdüsünü tatmin edemediğini düşünelim. Haliyle bu konuda bu birey mutsuzluk içerisinde olacaktır. Fakat aynı bireyin tapma içgüdüsünü tam anlamıyla tatmin ettiğini düşünelim. Buradaki tatmin, diğer taraftaki eksikliği tam manasıyla örtemesede, yine mutlu olabilir. Bu tabiki de tüm içgüdülerini ve ihtiyaçlarını tatmin eden insana göre daha az olur, ama olur yani. Aslonan hepsini tatmin etmektir.

    Veya yaşam içgüdüsünü düşünelim. İnsanoğlu bakın evler inşa ediyor, kapılarını kilitliyor, güvenli yapılar inşa ediyor, silah taşıyor vs vs. Yani hayatta kalma içgüdüsünün yansımalarını üzerinde taşıyor. Şimdi ferdin en temel ihtiyacı olan barınma ihtiyacını tam anlamıyla gideremediğini düşünelim. Ne bileyim, mesela kendi evi yok diyelim. Kiralık evlerde oradan oraya taşındığını düşünelim. Bakın burada bir mutsuzluk olacaktır. Zira ferdin içgüdüsü tam olarak tatmin edilemiyor. Haliyle mutsuzluk ortaya çıkacak. Fakat aynı fert, çok güzel bir hayat arkadaşına sahip diyelim, eşi son derece iyi bir insan. Aile hayatlarıda çok iyi. Evlatlarıda var. İşte ozamanda bu içgüdüden elde edilen tatmin, diğerindeki eksikliği kapatabilir. Bu yine tam manasıyla olmasa da, yine de mutsuz diyemeyiz.

    İhtiyaçlar konusunda ise diyecek pek bişey yok. İnsan aç ise mutsuzdur kardeşim, bunun aması maması olmaz. Bunu hiçbir şeyle bastıramazsın.

    Ama içgüdülerde dediğim şey olur. Birindeki doyum diğerindeki eksikliği az da olsa kapatır.

    Yani esas konuya gelecek olursak eğer, ki sen aslında olaya buradan bakmadın ama bu mesajımı okuduktan sonra artık bu açıdan da bakabileceksin. Kuvvetli dini inanç, diğerlerindeki eksiklikleri büyük oranda kapatır. Zira insanın belkide en güçlü içgüdüsü tapmaktır. Buradan elde edilen doyum herşeyi unutturabilir. Bu açıdan haksız değilsin aslında. Zira din konusundaki eksikliği zaman içinde hiçbir şeyle kapatamazsın, asla mümkün değildir. Nasıl üstesinden gelirsin? Dinin barındırdığı alametleri üzerinde barındıran birşeyi kendine din haline getirirsen ve onu istemsizce yüceltip farkında olmadan o içgüdünü tatmin edersen, üstesinden gelebilir insan. Bu ''şey'' illa bir din olmak zorunda değil. Bu bir insan olabilir, bilim olabilir, ideoloji olabilir veya herhangi bir şey olabilir. Önemli olan onu din haline getirmektir. Birçok dinsizin de farkında olmadan bir din sahibi olduğu açık bir gerçektir. Zira insanlar içgüdülerini bastıramaz. Bastırdıkça, sonradan patlaması daha büyük olur. İntiharlar, depresyonlar vs. Veya tam tersi sonuçta olabilir. Bastırılan içgüdü bir süre sonra tatmin edildiğinde ne ortaya çıkabilir? Mesela tüm hayatını pislik içerisinde geçiren dinsiz birtakım insanların sonradan İslama girmesiyle, senden benden daha adam gibi Müslüman olması sonucu çıkabilir. Ben amerikada böyle insanlar gördüm. Zira bastırılan içgüdü sonradan patlıyor burada da Ama olumlu yönde patlamış Allahtan

    Mesela biri Irakta savaşmış, çok can almış, kendisi anlatıyor. Amerikada tedavi görmüş, klasik vietnam sendromu. Sonradan Müslüman olmuş. Ve gerçekten çok iyi bir insan haline gelmiş herif. Ağlayarak anlatıyordu ben böyle yaptım şöyle yaptım çok pişmanım falan diye. Olan olmuş reis sen önüne bak bizde geçmiş konuşulmaz unutulur dedim adama

    Yorumunuz için teşekkürler.

    İçgüdü meselesine zaten değinmedim o bariz bir şey, maslowun ihtiyaçlar piramidini, basamakları arlayarak es geçmişsiniz bu da ayrı bir tartışma konusu olabilir.

    Lakin mutluluk objektif bir şey değildir. En basitinden ortaçağda yaşayan sağlıklı ve iyi bir sosyal çevresi olan bir köylü günümüzde plazalarda yaşayan beyaz yakalıların çoğundan daha mutsuz değildir. Bu konulara ilişkin okumadıysanız Homo Sapiens kitabını tavsiye ediyor iyi günler diliyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Mr.Prestige kullanıcısına yanıt
    Ben kitap okumayı değil, konu hakkında kitap yazmayı düşünüyorum. Kitap okumuyorum demiyorum, ama bu konu hakkında kitap okumayı düşünmüyorum.
    Fikir ve felsefe, başkalarının sözlerini başkalarının kitaplarını kopyala yapıştır yapmakla olmaz, yani daha doğrusu, başkalarının baktığı pencereden bakmakla olmaz. Fikir, düşüncenin eşsiz bir ürünüdür. Düşüncede derinleşirse insan, oda fikir üretir. Fikirler doğru olmak zorunda değildir, ki zaten genel geçer bir fikir olmaz. Her insan fikir üretmeli. Dolayısıyla ''maslowun ihtiyaçlar piramidini, basamakları arlayarak es geçmişsiniz'' lafını kabul etmem mümkün değildir. Konu hakkında fikir üretmek için o şart değildir.
    Benim konu hakkındaki düşüncelerimin ürünü olan fikirlerim bunlardır. Bunu insan topluluklarında da gözlemliyorum. Kendi hayatımda da gözlemliyorum.

    Her çağın sendromudur bu. Herkes, kendinden önce yaşayan insan topluluklarının ondan daha mutlu olduğunu düşünür. Ortaçağda da mesele aynıdır, zira insan aynıdır. Eğer oda içgüdülerini ve ihtiyaçlarını tatmin ediyorsa mutlu olarak yaşamıştır. Bu çağda yaşamanın olumlu yönleri olduğu gibi, elbette olumsuz yönleride söz konusudur.

    Fakat şuda bir gerçektir. Günümüzde medya, sosyal medya veya çevre şartları insanı daha çok etkiliyor. Kendisinin sahip olmadığı şeyleri başkalarında görünce insanoğlu kıskançlık içine girebiliyor. Daha fazlasını istiyor. İnsanı bitiren bu açgözlülüğü oluyor.

    Fakat birtakım eller bunu bilerek yapıyor. Yapıyor ki insanları tek bir potada eritebilsin, insanları tek tip insan haline getirebilsin. Getirebilsin ki bu insanlar bu sömürü düzenine ses çıkarmasın. Mutluluk denen şeyin, onların gösterdiği şeylere sahip olunca elde edileceğini sansın. Bu yöntem çökmüştür arkadaşlar. Fiyaskoyla sonuçlanmıştır. İnsan toplulukları genel manada mutsuzdur dünyanın heryerinde.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bir kere çok yanlış şeyler yazmışsın. Çoğu fakir halinden memnundur? bunu yazarken ciddi olamazsın heralde. Ayrıca sen dinsiz olan herkesi nihilist, yükselme hırsında olan kişiler olarak göstermişsin o da yanlış. elinde böyle bir veri var mı? Dünyanın en mutlu ülkeleri yaz google'a, bak bakalım hangi ülkeler çıkacak. Türkiye'de neredeyse herkes kendini müslüman olarak tanımlar peki kaçımız mutluyuz? Git bir metrobüse, otobüse bin insanların yüzüne bak.

    Bak ben sana anlatayım. İnsan nihilist doğar bir kere hiçbir amacı yoktur. Daha sonra neden ben dünyaya geldim sorusunu sorar ve karşısındaki en büyük cevap dindir. Çünkü çoğu insan bunu yeteri kadar sorgulamaz cevabı bulduğu için normal hayatına devam eder. Türkiye'deki müslümanların çoğunluğu Kuran'ı açıp okumamıştır bile. Bu diğer dinlerde de böyledir. Ben sana söyleyeyim bir kere Kuran'ı açıp okumayan insanın müslüman olma veya tanrıya inanma ihtimali %0 dır. Ulan tanrının kitabını nasıl okumazsın? Bunun için hiçbir gerekli sebebin olamaz. Ki daha bu kitabın şartlarından, vazifelerinden bahsetmedim bile. Gerçekten dine inanan insanlar elbette vardır ama çok azınlıktadır ona saygı duyarım. Din toplumların afyonudur derken bunun için denir. Kendini bir dine mensup gören insanların tamamına yakını için din günlük hayatta hiçbir şey ifade etmez. Hatta bunu en iyi Türkiye'de gözlemleyebilirsin. İslamın modernite ile çatışması da bu sebeptendir. Diğer dinler reforme edildi. Ama islam hala 1500 yıl önceki kuralları dayatıyor. Neyse umarım duvara yazmamışımdır. Ne demek istediğimi anlarsın.




  • Bu konu birden fazla tartışmayı içinde barındırıyor bence.

    1) Dini inanç rasyonel olarak temellendirilebilir mi? Eğer temellendirilebiliyorsa, bu gerçekten önemli midir?

    2) "Gerçek" bilgi mi yoksa "işe yarar" bilgi mi bizim için önemlidir?

    Sözgelimi William James -Pragmatizmin kurucusu olarak- inancın insana yarar sağladığını, dolayısıyla dine inanmanın "mantıklı" olduğunu söylemiştir.

    Bana göre din herkesi mutlu etmeyebilir. Herkesi mutlu etmek zorunda da değildir. "Estetik varoluş"u yaşayan kişilerin dindar olması pek mümkün gözükmüyor. En azından dinin özünü kavrayamaz ya da yaşayamaz bu kişiler. Ama eğer bu "estetik varoluş"un yanlış bir tutum olduğu kabul edilebilirse, dinin genel manada mutlu eden bir şey olduğu da kabul edilebilir gibi gözüküyor.
    İlk kez duyanlar için, estetik varoluş denen şey Kierkegaardın sınıflandırdığı 3 varoluş çeşidinden biri. Diğerleri etik ve dini aşamalar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi LePortaBim -- 26 Mayıs 2017; 22:16:42 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: LePortaBim

    Bu konu birden fazla tartışmayı içinde barındırıyor bence.

    1) Dini inanç rasyonel olarak temellendirilebilir mi? Eğer temellendirilebiliyorsa, bu gerçekten önemli midir?

    2) "Gerçek" bilgi mi yoksa "işe yarar" bilgi mi bizim için önemlidir?

    Sözgelimi William James -Pragmatizmin kurucusu olarak- inancın insana yarar sağladığını, dolayısıyla dine inanmanın "mantıklı" olduğunu söylemiştir.

    Bana göre din herkesi mutlu etmeyebilir. Herkesi mutlu etmek zorunda da değildir. "Estetik varoluş"u yaşayan kişilerin dindar olması pek mümkün gözükmüyor. En azından dinin özünü kavrayamaz ya da yaşayamaz bu kişiler. Ama eğer bu "estetik varoluş"un yanlış bir tutum olduğu kabul edilebilirse, dinin genel manada mutlu eden bir şey olduğu da kabul edilebilir gibi gözüküyor.
    İlk kez duyanlar için, estetik varoluş denen şey Kierkegaardın sınıflandırdığı 3 varoluş çeşidinden biri. Diğerleri etik ve dini aşamalar.

    Dini inanç rasyonal olsaydı inanç kavramı yeşeremezdi kusursuz olacağımızdan inanma ihtiyacı hissetmeyecektik.Estetik varoluş bireylerin kendi güzellik anlayışlarını yaşatmaya çalışması açısından objektivizme benziyor dışarıdan gelen yargılara bütünüyle açık olmayacağından söylediklerin mantıklı terimler baydığından dolayı çok okuma yapmasam bile filozof diyebileceklerimizin büyük oranda doğru söylediğine tanık oluyorum




  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Ben de dini inancın rasyonel olduğunu pek düşünmüyorum. Ama irrasyonel olan bir şey de "ikna edici" olabilir çünkü rasyonellik zaten mantık ile ilgilidir. Mantık ise kuru ve soğuktur, ne kadar fark edemesek de mantık yasaları kendi başına bizim yargılarımızın hemen hiç birini desteklemez. Bu durumda irrasyonel bir şekilde yargılara sahip oluyoruz çoğu zaman. Aynı şekilde dini inanç da böyle oluşabilir ve "ikna edici" olabilir dindeki bazı şeyler.

    Filozofları öğrenmek bence çok önemli. Her filozof ayrı bir ilham kaynağı olabilir diye düşünüyorum. Çok temel noktalarda net bir şekilde ayrıldığım bazı filozoflar dışında her filozoftan bir şeyler öğrenebileceğimi, kendimce yeni bir problem ortaya koyabileceğimi ya da bir problemi çözmeye daha çok yaklaşabileceğimi düşünüyorum. Forumda da gördüğüm bazı kişilerde "Felsefeyi kişinin kendisi yapar, başka felsefecilerin fikirlerini okumak gerekmez" gibi anlayışlar var. Halbuki birinin fikirlerini okumak her zaman o fikirleri tasdiklemek anlamına gelmiyor. Hatta çoğu zaman okuduğunuz fikirlere katılmazsınız çünkü çok fazla kişi çok fazla birbiriyle çelişik fikir ortaya koyar. Farklı kişileri okudukça karşıt görüşlerle karşılaşırsınız. Dolayısıyla okuduğunuz çoğu şeye aslında katılmamak durumunda kalırsınız. Yine de farklı fikirler öğrenmek için, yanılabileceğinizi kabul etmeniz gerektiği için, dogmatizmi engellemek için, fikir dünyanızı güçlendirmek için okumak önemli.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: LePortaBim

    Ben de dini inancın rasyonel olduğunu pek düşünmüyorum. Ama irrasyonel olan bir şey de "ikna edici" olabilir çünkü rasyonellik zaten mantık ile ilgilidir. Mantık ise kuru ve soğuktur, ne kadar fark edemesek de mantık yasaları kendi başına bizim yargılarımızın hemen hiç birini desteklemez. Bu durumda irrasyonel bir şekilde yargılara sahip oluyoruz çoğu zaman. Aynı şekilde dini inanç da böyle oluşabilir ve "ikna edici" olabilir dindeki bazı şeyler.

    Filozofları öğrenmek bence çok önemli. Her filozof ayrı bir ilham kaynağı olabilir diye düşünüyorum. Çok temel noktalarda net bir şekilde ayrıldığım bazı filozoflar dışında her filozoftan bir şeyler öğrenebileceğimi, kendimce yeni bir problem ortaya koyabileceğimi ya da bir problemi çözmeye daha çok yaklaşabileceğimi düşünüyorum. Forumda da gördüğüm bazı kişilerde "Felsefeyi kişinin kendisi yapar, başka felsefecilerin fikirlerini okumak gerekmez" gibi anlayışlar var. Halbuki birinin fikirlerini okumak her zaman o fikirleri tasdiklemek anlamına gelmiyor. Hatta çoğu zaman okuduğunuz fikirlere katılmazsınız çünkü çok fazla kişi çok fazla birbiriyle çelişik fikir ortaya koyar. Farklı kişileri okudukça karşıt görüşlerle karşılaşırsınız. Dolayısıyla okuduğunuz çoğu şeye aslında katılmamak durumunda kalırsınız. Yine de farklı fikirler öğrenmek için, yanılabileceğinizi kabul etmeniz gerektiği için, dogmatizmi engellemek için, fikir dünyanızı güçlendirmek için okumak önemli.

    Hemen ifadesini kullanıyorsun sebeplerini merak ettim.Çünkü bence mantığın şahsımızla uyuşması imkansız şöyle düşünüyorum evrimde çok kısa zaman geçtiğinden dolayı bilemiyoruz mantık konusunda aynı şeyler geçerli onun dışında söylediklerine katılıyorum filozoflar zaten sende bulunan değerleri rafine olmayan şekilde ortaya çıkarıyor önceki zamanda yazdıklarınla filozofların düşünceleri çakışmayacaktır beyindeki sinir hücrelerinin birbirleriyle zincir oluşturarak etkileşime geçmesi şeklinde tasavvur yapabilirsin.Temel konularda ayrıldığım filozoflara bile katılıyorum mesela komünist dünya istemiyorum lakin sonumuz öyledir karl marx saçmalamıyor yani ona katılıp katılmadığım etik anlayışımla ilgili gerçeklerle değil.Sadece detaylarda boğulmak istemiyorum çünkü diğerlerinde şahsımı bulmak istemiyorum ayrıca terimler zevk vermiyor öğrenmek gayesiyle yapmıyorum kendimi gerçekleştirmek önemli zaten başka türlü youtube genel kültür tadında bilgi kazanırsın.Dogmatizm konusunda yazgıdan ötürü doğru kabul edilen bilgi olmak zorunda



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 26 Mayıs 2017; 23:19:12 >




  • bana iki eli iki kulağı iki bacağı gözleri güzel burnu okka ufak ama dünya tatlısı bi şey getirin desem hepimizde bi mutluluk duygusu oluşur. bu şey bi zamanlar bendim dersiniz hafif de bi burulma olabilir tabi.

    yeğeni, ufaklığı getirenler olur bi kısım D.H (Copyright)) li abi bi 9 ay kadar bekle mevcut tarife eklemeli bi şeyler yaparak gelecez falan der.

    bu bi mutluluk. şimdi bu şeyin insan olduğunu nerden çıkardık. ve bu şeyin mutlak anlamda neşenin kaynağı olacağını nerden biliyoruz? bu şey belki hasta olacak, boşanacak, intihar edecek, anneye, babaya topluma asi uyumsuz bi kişilik olacak.

    bence din sizin veya benim tarifime uygun bi şeyi belki başka şekilde mesela melek gibi ve başka bi kaderle mesela o isyan etmez ebevynine veya öldürmez kendisini üzmez geride kalanı bırakmaz sessizce, diyerek tanımlamış olsun.

    din ve mutluluk kavramında dinin yaşam denen düzeydeki temel ihtiyaçları karşılama şekli onu tutarlı ve umut vaat edici kılar.

    adamın sakat çocuğu var bizim din bu konuda ne diyor, hatta ne diyor? isevi ne diyor? ötenazi dinle alakalı değil belki ancak isevi toplumda var olan bi şey. islam ne diyor?

    bunlar kişinin fizik bedeni ile alakalı şeyler.

    dinin o bebeği tanımlarken takındığı tutumları algılamak ve sonuçlarını yaşamsal düzeyde bizi mutlu edecek şekilde uygulamak lazım. yoksa meselenin din değil kişinin mutluluğuna engel her türlü yapıya karşı takındığı tavır olarak görülmesi olasıdır.




  • Zodion Z kullanıcısına yanıt
    Hemen ifadesini kullanmamın sebebi, mantığın komple reddi konusunda çok emin olamamam diyelim. Bu arada okuma yapmak hakkında yazdığım şeyler sana değildi. Yeri gelmişken yazayım dedim.
  • Din İsviçre çakısı gibidir. Birçok işleve sahiptir. Kimisine mutluluk ve huzur verir, kimisini piyonlaştırır, kimisini köleleştirir, kimisini aptallaştırır, kimisine disiplin kazandırır, kimisini vahşileştirir, kimisini ehlileştirir, sakinleştirir ve daha bir sürü şey...

    Din bir silahtır. İnsan da öldürebilirsin hayat da kurtarabilirsin. Din güçtür. Siyasettir, ideolojidir. Dinin gerekliliği kişiden kişiye, toplumdan topluma değişir. Düzenini din olmadan sağlayan; barış, mutluluk, huzur içinde yaşayan, ve bunlar için gerekli özveriyi sağlayan toplumlarda din gereksizdir. Siyasal olarak, dikte olarak, toplumsal olarak din bu toplumlarda gereksizdir. Ancak kişi gerçekten kendi başına hiçbir etki altında kalmadan kendini bir dine veriyor ve gerçekten bir tercihte bulunuyorsa buna kesinlikle saygı duyulur. Ama tipik bir Ortadoğu toplumu için bence din gerekli. Yoksa toplumu başka türlü güdemiyorsun. Aslında suçu dine atıyoruz ama neticede dini yaratan da insan. Dolayısıyla aslında burada mevzu bahis olan toplumu hedef alıyoruz, dini değil. Ağrı kesiciler hastaya özeldir. İşte din de böyle bir şey. Toplumlara özel. Her ağrı kesiciyi her hastaya veremiyorsan her dini de her topluma veremezsin. Gelişmiş ve özellikle gelişmekte olan toplumlarda din afyon etkisi yaratır. Din bence sadece gelişmemiş toplumlarda olmalı ve o toplumları da gelişmeye sevk edecek şekilde modifiye edilmeli, reform yapılmalı. Nasılsa inanan gerçek olduğuna inanıyor. Bari farkında olmadan iyiliği için bir şeyler yapsın. Zaten aşağı yukarı amaç da bu.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kartal Göz -- 27 Mayıs 2017; 6:24:45 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.