Şimdi Ara

Devletçiliğin Zararları

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
8
Cevap
0
Favori
505
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Çoğu insan için devletçilik iyi bir terimdir. Kapitalizm pek çok kişide kötü manalara gelirken devletçilik zihinde kötü şeylere yol açmaz nedense. Bu aslında oldukça sorunlu bir durumdur ve aklıma geldikçe bu konularda yazan biri olarak değinmek istedim.

    Bugün Türkiye'de bilindiği üzere belli bir asgari ücret ve çalışma süresi limiti var. En azından hukuken öyle. İşin hukuk boyutu bir yana - beni aşar - serbest piyasanın bunu olabildiğine esnetmeye çalıştığı ve başardığı da bildiğiniz üzere. İşçisini neredeyse tam gün çalıştırmaya çalışanından paranın bir kısmını elden alana işler oldukça ilginçleşiyor. İşin kötü yanı herkes biliyor fakat gözlerini kapatıyorlar. Gözler kapanmazsa özel sektör biter , işler bambaşka bir noktaya gelir ekmek bile alamayız. Yani buradaki durum şöyle : İnsanlar sussun diye yasal bir düzenleme var fakat bu esnetiliyor , bu esneme mecburi çünkü yasal durum mevcut konjonktüre uygun değil. Bu esnemeyi görmesi gerekenler ise görmüyor çünkü dediğim gibi görmemeleri , görmezden gelmeleri gerekiyor.
    Böylelikle ikili bir durum ortaya çıkıyor.

    E peki burada bir sorun var. Olaya çalışan açısından bakarsak bu adam evine düzgün besin götürmek istiyor , çocuklarıyla vakit geçirmek ve onların sosyal ihtiyaçlarını da gidermek istiyor. Bir güvence ve standart istiyor. Kim diyebilir ki bunu istememesini? Eh patron da zaten işini kurtarmanın peşinde ve kar elde etmek istiyor zira bu adam da risk alıyor. Parayı faize gömüp en azından değer kaybetmesini azaltabilir , öyle de yaşayabilir. Öte yandan emek yoğun işleri yapabilecek tonlarca adam var ve çok olan bir şeye neden milyarlarca para veresiniz ki? Çok yani elini sallasan ellisi durumu... Devletin derdi de vergi almak ve döngüyü bozmamak öte yandan oy kaybetmemek. Şimdi şu olaya bakın resmen çık işin içinden çıkabilirsen.

    Aslında denklemi çözmek basit. Bu döngüde gereksiz olan bir şey göze batıyor. Her şeyi mahveden bir şey. Devlet. Devlet olaya el atıyor , özel sektör gelişemiyor ve gelişemeyen özel sektör sonucunda artmayan istihdam ile emek yoğun işin değeri azalıyor. Patron mutsuz işi büyümedi. İşçi mutsuz refahı artmadı. Devlet mutlu vergisini alıyor ve bu vergiyi nasıl gereksizce harcadığını ben anlatmayayım size.

    Vatandaşına sözde olan ama özde olmayan bir güvence sağlayan devlet aslında her şeyi mahvediyor. Devlet iradesinden bağımsız bir özel sektör ilk başlarda olmasa da max 5 senede bu işi çözer. Burada bir sorun daha göze batıyor , bu sorunun yarattığı fakir kitle aslında bir oy havuzu zira devlet gene yarattığı fakirlikle insanlardan gene bu döngüde aldığı vergilerle yaptığı sosyal yardımlarla oy kazanıyor. Ve burada denklem yeni bir boyut kazanıyor. Aslında devletin yaptığı kendi açısından çok mantıklı bir durum fakat o devlette yaşayan insanlara ve total refaha zarar veriyor.

    Olayı kendimce özetlemeye çalıştım. Umarım yararlı olmuştur. Genelde bu bölümde klişe sorunların tartışıldığını görüyorum umarım 1 2 cevap alabilirim.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-363FE96BC -- 13 Şubat 2018; 22:32:54 >







  • Pardon kardeş,sen çok yanlış gelmişsin. Burada böyle felsefik konular tartışılmaz. Din düşmanlarının, iq seviyesini yerlerde süründürdüğü bir forum burası.



    Benim fikrimi soracak olursan, devlet var, devletçik var. Devlet olanlar dünyayı sömüren Batı devletleri, devletçik olanlar ise bu sömürge düzenine karşı ayakta durmaya çalışan bizim gibi devletlerdir. Sen çalışacaksın, devlete vergi ödeyeceksin, devlette ödediği vergileri, tefeci devletlerden aldığı borcun faizine bile yetiremiyecek. Böyle devlet olmaz kardeşim. Kimse kimseyi kandırmasın. Biz Osmanlı ile battık ama Kurtuluş savaşı ile çıkamadık. Esas kurtuluş savaşını kazandığımız gün, ekonomik bağımsızlığımızı kazadığımız gün olacaktır. Devletin politikası , ülkeyi bu bataktan kurtarma pokitikası olmalıdır. İş gençlere düşmektedir. Bilimsel ve sanayi kalkınması olmadan, dışardan alınan borçla, taşıma suyla değirmen dönmez. Eline 2 tane kitap alıp okumadan, kendini geliştirmeden, dünya düzenine, ülkenin ekonomikndarboğazına küfretmek hakkın değildir. Sen elinden geleni yap, sonra haklı olarak düzeni eleştir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Burada vergilerle kendilerine saray yapıyorlar, gemicik alıyorlar diye her yerde vergiler bu şekilde kullanılıyor demek yanlış. Aynı şekilde çalışma saati içinde geçerli. Asgari ücretle kıyas yapacaksam Abd yaşam standartı ya da alım gücü olarak iyi ise almanyada öyle.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Paranı neye harcayacağını sen mi daha iyi bilirsin yoksa senin yerine başkalarının mı karar vermesini istersin? Cebinden alınan para bürokrasi havuzuna giriyor ondan sonra o paranın hesabını sor sorabilirsen. Böyle bir risk almaya gerek var mı?

    Abd 300 milyonluk ülke , Almanya 80. Gene de vatandaşlarına hemen hemen aynı standartı sunuyorlar. Hatta adım gibi eminim ABD'de iş yapma kolaylığı vs. daha fazladır. Almanya saygı duyulacak ülke fakat sosyal uygulamalar onları bile çökertecek yakında , şirket kuracak adamın parasını alıp Afganistan'dan getirdikleri mültecileri besliyorlar. Bunlar olmasa Singapur gibi bir ülke bile olabilir Almanya.
  • Devletcilik kavraminin olayi, bizlerin bireysel olarak gerceklestiremeyecegi seyleri devletin agirligini koyarak hukuk cercevesinde gerceklestirmesidir.

    Ornegin, senin orneginden yola cikarsak, bir calisanin maksimum ne kadar calistirilmasi gerektigine bir limit koyulmasi gerekir. En az ne kadar calisacagina da. Minimum ne kadar para alacagina da. Bunlari bizler fert olarak yapamayiz. Ama devlet yapar. Aslinda devletcilik ozunde mantiklidir.

    Devlet ozunde halk icin var olmasi gereken bir kurumken Turkiye'de halk devlet icin calisiyor. Problem burada. Ideoloji olarak devletcilikte bir problem yok.

    Nasil yarim doktor candan ediyorsa, yarim devletcilik de sadece kambur olusturuyor. Tamamen basibos birakmasi da mantikli degil, invisible hand calismaz bu topraklarda ama yarim yamalak denetlenmeyen kurallar ile de malesef pek bir seyi duzeltmiyor.

    Ayrica calisma saatleri acisindan bakarsak, Avrupa standartlarinin cok uzerinde calisiyoruz. Bizim problemimiz verimlilikte. Cunku daha verimli ekmek ureten bir firin teknolojisi uzerine calismaktansa 2 tane daha firin ustasi calistirmak daha ucuz. Klise ama bizde alt sinif insan emegi cidden cok ucuz.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Mephalay -- 20 Şubat 2018; 7:11:07 >
    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • Mephalay M kullanıcısına yanıt
    silinsin



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-363FE96BC -- 20 Şubat 2018; 20:9:10 >
  • en kötü nizam düzesizlikten iyidir. devlet olması gerekir. Ama kutsanmamalı. İlk önce toplum olarak hükümet-devlet ayırımını yapmalıyız. hükümet denen iktidarın değişmesi devletin yıkılacağı anlamına gelmez. Ancak toplum iktidarı devlet yerine koyar, topluma zarar verse de değişmesi gerektiği gerçeğini zamanında kabullenmezse iktidarı iş işten geçtikten sonra darağacına gönderir. bana göre sorun tamamen toplumsal. düşünüp tavır koyabilmek için ilim gerekir. var mı? Toplum olarak masaya yumruk vurabilmek için birlik, dayanışma gerk. Var mı?
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.