'Deprem olursa İstanbul’a ordu bile giremez, ölen şanslıdır”Ali Ağaoğlu (3. sayfa)

Orasında şüphe yok, ama hukukta da bu durumun karşılığı yok. Tabi İlahi adalette de zaman aşımı yok. Böyle adamların baş olduğu, değer bulduğu, saçma sapan bir devirde yaşıyoruz işte.

Yüzsüzlükle 1 numara maşallah. İstiklal'daki patlamadan sonra yaptığı yüzsüzlüğü bi üst seviyeye taşımış.

siz merak etmeyin, bunları söylerken avukatlarından ön onay almıştır.. parası olana birşey olmaz..

99 depreminde de cogu bina deniz kumundan yikildi. Çınarcıkta Veli Göçer örnegini dun gibi hatirliyorum

Günahım kadar sevmem ama dedikleri doğru. Zamanında yönetmeliğe göre deniz kumundan ev yapmak, hurdadan demir yapmak suç muydu, değildi...

Bugün bile deniz kumunu kullanabilirsin, yıkayarak vs kullanılabilir hale getirebilirsin.

Ölen şanslıdır, ordu bile giremez kısmı da dediği en doğru cümle muhtemelen. İstanbulda yaşayan biri olarak imzamı atarım altına...

Yıkılan binalar beğenilmeyen 1975 yönetmeliğini bile karşılamıyor. Yönetmeliğin kralını çıkarsan bile denetim yoksa yine çürük yaparlar.

Ayrıca 70'lerin şartlarında piyasada mal yokken hangi demiri kullanacaksın? Bizim ev 75 yapısı depremde seramikler düştü hep çimentoyla yapıştırılmış. O zamanlar farklı malzemeler vardı en iyi kalite kum, demir vardı da kullanılmadı mı?

Zaten yıkılan binalara dikkat ettim hep 90'larda yapılmış. Bizim binalara göre yeni sayılırdı o evler.

İmar ve şehir yapılaşmasında 1700'lerin batısından bile gerideyiz. Bunu el ele yaptık, ev yaptıracak kişi masraftan kaçmak istedi, müteahhit malzemeden kısıp daha çok para kazanmak istedi, işçisi amiri (eğer var ise) kurallara uymadı işini düzgün yapmadı, denetimde evi çürük çıkan yıktırmak yerine kendi çıkıp kiraya verdi, devlet ise göz yumdu bazen imar afları çıkardı. Adam akıllı bir denetim yapılsa tüm ülkedeki apartmanların çoğunun yıkılması gerekir.

bizim halkımız 3 kuruş için köpek oldukça daha çok kuçu kuçu yaparlar, önümüzde 2 gram ekmek atarlar da bizde sevinir kuyruk sallarız.

suç olsa niye konuşsun? 70lerde insaatlarda deniz kumu ve hurda demir kullaniliyordu. Adam vicdanını rahatlatmak için konuşuyor. Tabii eski binalar yıkılınca yenileri için yine kendisine iş düşer

Bu herifi zerre kadar bile sevmem. Gelin size suçlarını tek tek sayayım.

1970'lerde deniz kumu çekip millete satan ali ağaoğlu suçlu.

1980'lerde devletin arsasına derme çatma gecekondu yapan ali ağaoğlu suçlu.

1990'larda o temelsiz gecekondusuna dıştan uyduruk direk atıp 4-5 kat çıkan ali ağaoğlu suçlu

2000'lerde "bu ev 99 depremini atlattı, çok sağlam" diye özgüven patlaması yaşayan ali ağaoğlu suçlu.

2010'larda inşaat teklifi geldiği zaman "benim 5 dairem var, müteahit 4 daire veriyor, beni kurtarmıyor" diyen ali ağaoğlu suçlu.

Bir de onun komşusu veli var mesela. Velinin binası yok sadece çürük bir dairesi var. "Benim dairem 3+1 ama müteahit bana 2+1 veriyor, asla evimi yeniletmem" diyen veli ağaoğlu suçlu.

Bir de "1 çürük daireme 5 yeni daire isterim" diyen deli ağaoğlu var, o hem kafayı yemiş, hem de hepsinden suçlu.

Hükümette de ağaoğlu var mesela, "gel senin çürük binana yapı kayıt belgesi verip yasallaştırayım" diyen ali ağaoğlu suçlu.

Çürük binasını yasallaştırmak için elinde bir deste parayla koşan şark kurnazı ağaoğlu da suçlu.

Tekrar ediyorum, bu herifi zerre kadar bile sevmem. Ama bu ülkede aç gözlü olan bir tek kişi yok. Çevrenizde gördüğünüz insanların neredeyse hepsi açgözlü, ve bu çürük yapı stoğunda herkesin bir parça payı var.

Benim için hava hoş. 2013 yılında evimi müteahite verdim, şu an c30 betonla yapılmış sapasağlam evde oturuyorum.

Ama yatırımlık kiralık dairelerimizi bazı açgözlü tiplerin aşırı pay istemesi yüzünden yenileyemedik.

Herkes hakkından fazlasını istiyor. Herkes voliyi vurma peşinde. Herkes 1 verip 2 almak istiyor. İnsanların şark kurnazlığı beni tiksindiriyor artık.

Haklısın kardeşim.

1990'larda karşı komşumuz kendisi oturmak için bina yapmıştı.

Hatta herkes diyordu ki "adam kendi için yaptı, çok sağlam yaptı" falan.

2010 yılında onun yanına yeni bir depreme dayanıklı ev yapılınca gördük ki o adamın kendisine yaptığı evin direkleri meğer incecikmiş.

Yani insanlar kendi için bile sağlam ev yapmıyordu. Öyle bir bilinç yoktu.

Hayır. Hiç doğru değil. Beton bir binanın ömrünün 100 yıl olduğu kabul edilir ki, istenirse 200 yıl da kullanılır. 1970'te de depremde yıkılmayacak bina yapmak mümkündü.

Bir çok örneği mevcuttur. Bir çok gayet düzgün, sağlam ve depreme dayanıklı eski ev vardır.

Mantık da çok basittir. Olay dizaynda biter. Bugünün süper dandik sayılacak cem32 ayarı bir el karması beton ile, doğru dizayn ile depremde bırak yıkılmayı, hasar almayacak bina yapmak 1970'lerde de mümkündü.

Bir binayı dandik telefonlarla karıştırmayalım. Biri 10 yıldan fazla dayanmasın diye kasten tasarlanmıştır ve yüksek teknoloji ürünüdür. Zaten 10 yılda çok eskiyecektir. O yüzden 10 yıldan fazla dayanmasının anlamı yoktur.

Sıradan bir bina ise yüz yıl kullanılacak şekilde tasarlanır. Ankara'nın düzgün muhitlerinde 50-60 yıllık gayet sağlam binalar bulunmaktadır. Oturma bende demez.

Tasarımsal sıkıntılar vardır. Şöyle ki, 60 yıllık binada çamaşır Makinesi, bulaşık makinesi düşünülmemiş olabilir. Koyacak yer bulamayabilirsiniz mesela. Ama o binalar depremde yıkılmaz. Çünkü 100 yıl dayansın diye yapılmışlardır. Nispeten daha namuslu müteahhitler tarafından yapılmışlardır.

Benzer şekilde, Marmara bölgesinde babamın 1980'lerde yaptığı, dedemin 1960'larda yaptığı çeşitli binalar mevcuttur ve Marmara depremini hasarsız atlatmıştır. Ama şunu da unutmayalım: Atatürk barajı var ya hani, dev gibi. Hah! Dedem onun genel koordinatörü idi.  

Dolayısıyla "wtf is the konut binası" diyorum. Tırt tırt, basit basit işler.

Aminle aminle olmaz.Afiyetle yiyor paraları diğerlerinin olduğu gibi hatta vergileride siliniyor yatlar katları var genç sevgilileri var.

Lanet ettiğiniz Allah varsa eğer bunları koruyor hemde paşalar gibi görünen o kötünün hak yiyenin ve hak yeme ile zengin olanın ben zimmetine geçirdiklerini yemeden gittiğini görmedim.Semirene kadar yiyor 80-90 yıl yaşayıp geberiyor.Gebermekte öyle değil ha sıcak yatağında.

Ondan bundan medet umarak oraya buraya havale ederseniz olayları daha çok Ağaoğlu yok cengiz yok bilmeme neler gelir geçer bir değil bin tane olur hemde.