Şimdi Ara

Deistler ölümden sonra ne olacağını düşünüyorsunuz? (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
209
Cevap
1
Favori
15.745
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • konuya dönelim de tartışma eksenden kaymasın.
    19'lu, ayetli baskıya filan gerek yok.
    akıllar özgür. zihinler serbest.

    deistler ölümden sonra yokoluşa mı inanıyorlar,
    ölümden sonra bir yaşama mı inanıyorlar
    veya neye inanıyorlar isterlerse paylaşsınlar diye bu başlık açılmış.

    devam edelim, çünkü soru güzel bir soru.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi laserss -- 20 Mart 2017; 16:30:45 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: foggof62


    quote:

    Orijinalden alıntı: mr.polis


    quote:

    Orijinalden alıntı: foggof62


    quote:

    Orijinalden alıntı: mr.polis


    quote:

    Orijinalden alıntı: foggof62


    quote:

    Orijinalden alıntı: mr.polis


    quote:

    Orijinalden alıntı: foggof62


    quote:

    Orijinalden alıntı: mr.polis

    dinlerin önermeleri şahsen bana hep son derece mantıksız gelmiştir. örneğin ;

    -namaz kılmak : neden namaz kılıyorlar koskoca Allah'ın onların ibadetine ihtiyacı mı var da insanlara zorla namaz kıldırıyor. ayrıca eğilip kalkarak ibadet etmenin mantığı ne Allah duyguları hissedemiyor mu? ille fiziksel gösteri yapmamızı mı istiyor.

    -oruç tutmak: Koskoca Allah neden tüm gün aç ve susuz kalarak acı çekmemizi istesin. özellikle de fırınlarda çalışan insanlar gibi zor şartlarda çalışanlar çok sıcak yerlerde yaşayanlar ve suya daha çok ihtiyacı olanlar.
    bu mantıklı mı şimdi?

    -zina yapmamak: cinsellik gibi sağlıklı ve doğal bişeye din neden bu kadar karşı. çocuk olmasın diye diyorsanız insanlar evlendikten sonra da boşanabiliyor. dolayısı ile her durumda çocuk aile ortamında büyüyemeyebiliyor.
    ayrıca cinsellik çocuk olmayacak şekilde de yaşanabilir.
    o zaman din cinsellik gibi bir hayat güzelliğine neden karşı?

    -içki içmemek : bu sağlık açısından mantıklı olsa bile bunun yasak olmasının esas amacı içkinin cinselliği kolaylaştırması.

    -domuz eti yememek: neden? domuz eti iyi pişirilince sağlık ile ilgili sorun yaratmıyor ve tavuk etinden daha besinli. domuzlar hızlı ürediği için eldesi kolay ve ucuz.

    -sünnet olmak: herşeye gücü yeten Allah'ın insanı sünnetli yaratmaya gücü yetmemiş olacak ki sünnet olmamızı istiyor. ne kadar mantıklı? bunun faydaları hakkında müslümanlar tarafından bir çok bilimsel olmayan yalan söyleniyor. bunun tek gerçek faydası penis derisi kanseri olma riskini sifira indirmesi. bunun gerçek amacı ise kişiyi cinsel olarak sakatlayarak cinsellikten aldığı zevki azaltmak.

    -ve en önemlisi Allah'ın dini ömür boyu duymamiş başka dinlere inanan toplumlarda yaşayanları sonsuza kadar yakacak olması



    Allah'ın (Tanrı'nın) bize verdiği tüm güzellikleri doya doya yaşamak bence en iyi ibadettir. dinler ise herşeyi kısmaya ve kısıtlamaya çalışır. Bunlar size mantıklı geliyorsa bişey diyemem.

    Soruna benim düşüncelerimle bir cevap vereceğim;

    Salat(Namaz): Tanrı'nın bize ihtiyacı yok salatı biz kendimiz için yaparız: Salat zamanları Güneş doğmadan hemen önce, Günün tam ortası ve Güneş batmadan hemen önce olmak üzere 3 vakite ayrılır. Saat bakımından salatı yerine getirmek için uyanık olmalıyız. Bu bize bir yaşam(Uyku, yemek vs.) düzeni sunar. Sabah erkenden kalkılır. Öğle dinlenme zamanı belirlenir. Akşam salatından sonra yine dinlenme daha sonra uyku moduna geçilir. Karanlıkta uyumak insana büyük yarar sağlar bunu araştırınız. Ayrıca Tanrı Kuran'da iyilik öğütlüyor buna göre düşünürsen her gün Tanrı'yı anmak kalbinizdeki kötülükleri arındırır, meditasyon gibi düşünün. Salat için bak:http://quranix.org/appendix/mesaj/6

    Ezanı da kısaca anlatayım, ezan Kuran'da geçmez kaldırılması gerekli çünkü sabah sabah yüksek gürültüyle insanları zorla uyandırıyor. Dinde zorlama yoktur diyor kitap. Saatlerden haberdar olmak isteyen telefonuna çalar saat kursun, ben öyle yapıyorum. Telefonu yoksa ayarlanabilir saat evine. Kimseyi rahatsız etmememiz lazım bunu Tanrı öğütlüyor. Ses psikolojisi denen bir olay vardır. Yüksek sesle gürültülü bir müzik dinlerseniz stres yaşarsınız. Klasik, sakinlik/huzur veren bir müzik dinlerseniz de rahatlama hissi yaşıyorsunuz. Günün 5 vakti bir gümbürtüyle insanları rahatsız etmek büyük ölçüde psikolojiyi etkiler. Bu psikolojiyi hayvanlar üzerinde deneyin mesela bir köpeğe bağırırsanız korkup kaçar, sakin bir ses ile yaklaşırsanız size gelir/kendini sevdirir.
    Hem Tanrı Kuran'da benim bir benzerim/eşim yoktur diyor. Ezanda Muhammed Peygamber'i tanıklığa sokarak Tanrı'ya şirk koşuyorlar. Şehadet şudur: "Tanıklık ederim ki; Tanrı, kendinden başka ilah bulunmayandır." bu kadar. Elçiyi tanıklığa sokmak Tanrı'nın istemediği bir şeydir;

    En şefkatli, En merhametli Tanrı'nın ismiyle,
    3:18 ALLAH, kendisinden başka tanrı olmadığına şehadet eder; melekler ve adaleti gözeten ilim sahipleri de… O'ndan başka tanrı yoktur. Üstündür, Bilgedir.
    63:1 İkiyüzlüler sana geldiklerinde, "Senin ALLAH elçisi olduğuna şehadet ederiz" derler. ALLAH senin kendi elçisi olduğunu bilir ve ALLAH ikiyüzlülerin yalan söylediğine de şehadet eder.

    Oruç: İnsanlar yaşamak için yemek yemiyorlar. Eğlence ve zevk uğruna yiyorlar. Yiyecekleri boşu israf edip kendilerine fazla kilo kazandırıyor hiç bir yararı olmuyor. Tanrı ise yiyeceklerin önemini ve aç kalan insanların nasıl bir zorluk çektiğini bize göstermek amaçlı yemeyi içmeyi belli bir süreliğine kesmeyi söylüyor. Tutamayanlar için farz değil zaten. Ve tutamayınca ceza olarak 2ye 3e katlanmıyor zamanı, sadece tutamadığın günü başka bir günle tamamlıyorsun. Hastaysan/tutamıyorsan bir yoksulu doyurman gerekiyor ki bu çok güzel bir şeydir. Ayrıca sadece yemek içmek değil insanlarla konuşmama orucuda var: "19:26 "Ye, iç ve gözün aydın olsun. İnsanlardan birini görürsen, ‘Ben Rahman için oruç tutmaya karar verdim. Bugün hiçbir insanla konuşmayacağım' de."" Biraz mantık yürütürsek oruç insanın kendini kontrol etmesini güçlendirmek diyebiliriz bunu şöyle bir örnekle kolaylaştırayım: Bazı insanlar sigara içerek kendine zarar verir, kötü olduğunu bildiği halde kendini kandırmıştır. Ben sigarayı bırakamıyorum der ve içmeye devam eder. Burada gördüğünüz gibi vücut benliği ele geçirmiştir. Halbuki gerçekten istese bırakabilir. Çok yemek yiyen de aynı şekilde yemeği azaltabilir fakat bedenleri benliğini ele geçirmiştir. Oruç tutarak bedenimize ders veririz. Şu saatlerde yemek yiyeceksin şu saatlerde yemeyeceksin diye. Benlik kontrolü de sağlamış olursun. Görüyorsun Tanrı'nın bizim orucumuza vs. ihtiyacı yok bizim bu oruca veya salata ihtiyacımız var. Bedenini kontrol etmeyi öğreniyorsun!

    Zina/İffetsizlik: Zina evli olmayanlar ve gerçeği onaylamayanlar için geçerli değildir. Evli olan yani bir birine söz veren kişinin sözünden çıkıp başka biriyle ilişki yaşamasındır kısa ve öz olarak. Sizin söylediğiniz iffetsizliktir. Evlilik/Antlaşma olmadan ilişki yaşamak kötüdür. Çünkü evlilik olmadan bir çocuk doğabilir ve o çocuk ortada kalır. Tam olarak bir yuva sevgisiyle büyüyemez. Derseniz ki doğum kontrol yaparak ilişkide bulunsak. Bu da hem size hem kadına zarar verir çünkü cinsel ilişki yaşadığınızda aranızda önemli bir bağ oluşur. Ayrılık yaşayınca da o bağ yüzünden çok zorluk çekebilirsiniz. İlişki yaşadığınız dişiyle evlenirseniz orasını bilemem fakat beklemek çok daha iyidir çünkü şu konuyu da unutmamak gerek. İnsanlar cinsel ilişki yaşamadan da yaşayabilir bu yemek içmek gibi bir ihtiyaç değildir. Tanrı iffetsizlik yapmamayı söylüyor. Çok fazla şey var etkileyen. Şunu bildirmek isterim:
    Bir kediyi çiftleşme ayı dışında bir araya getirin kesinlikle çiftleşmezler. İnsan olarak neden kendinize sahip çıkamıyorsunuz. 1 kedi kadar olamıyorsunuz? Tanrı Kuran'da şöyle söyler: "Onlar hayvanlardan aşağıdır" bu sözü kendine sahip çıkamayanlar bir düşünsün. Oruçta bahsettiğim bedeninizin benliğinizi ele geçirme durumu burada da karşımıza çıkıyor.

    İçki: İçki olayına gelirsek insanlar dertleri veya bir sıkıntısı olunca o sorunu çözmek için sorunla uğraşmak yerine kendini uyuşturmaya çalışıyor. Tanrı bunu yasaklıyor. Ayrıca sarhoş olan bir insan her şeyi yapabilir, yapmayacağından nasıl emin olabilirsiniz? Tanrı'nın yasak koyduğu şey budur. Kendinizi uyuşturmayın, sorununuz varsa ondan kaçmak yerine üstüne gidin kaçarak/erteleyerek sorunlar çözülmez. Sorunu çözmek için de ilk önce ayık olmanız gerek. Eğlenmek için içiyorsanız dünya oyun/eğlence yeri değildir. Ciddi bir sınav ile karşı karşıyayız.

    Domuz eti: Tanrı pistir diyor. Demekki pişirsen de bir sıkıntısı var. Yaratan'ın yarattığını Yaratan'dan iyi mi bileceksin. Belki bu da bir sınav, pişirince bir problem kalmıyor ama Tanrı bizi kendi koyduğu bir kurala uyup uymamak konusunda test ediyor olmasın? Şeytan Tanrı'yı Efendisi olarak onaylıyordu fakat Tanrı'nın emrine karşı çıktı. Tanrı şeytana insanlara secde et dedi o büyüklük tasladı ve itaat etmedi. Bunu da bir düşün. Yaptıklarından dolayı da İsrailoğulları'na farklı hayvanları yasaklamıştı.

    Sünnet: Kuran'da sünnet olayı geçmez. Senin sünnet dediğin şeyin türkçe anlamı yasadır. Tanrı'nın yasasında insanlar kusursuz yaratılmıştır. Bu sünnet başlatan ve sürdüren kişiler büyük günaha giriyorlar. Haşa Tanrı erkekleri kusurlu yarattı da biz onu düzeltiyoruz şu saçmalığa bakar mısın!! Zaten bu cinsel organ ile alakalı yasa olayı Buhari, Tirmizi gibi sahtekarların yazdığı yazılarda geçer. Sünnetin yararları diye saçma şeyler çıkarmışlar insanlar uyanmasın diye. Geçtiğimiz yıllarda bilim adamları tam tersini kanıtladı. Sünnet olanlar daha fazla problemle karşı karşıya kalıyor. Etrafınızdakileri bildiriniz bu konu hakkında. Eğer var diyorlarsa Kuran'dan delil getirsinler -ki getiremeyecekler-, bu şekilde kabul ettirebilirsiniz.

    Başka dinlerle alakalı değil o sonsuza dek yanma olayı. Tanrı'ya ortak koşmak, ona eş veya çocuk yakıştırmak. Ahiret inancının olmaması. Katil, bozguncu, kötümser olmak bunların başlıca sebepleri ve daha fazlası var. Sanırım siz Kuran'ı düzenli ve güvenilir bir kaynaktan okumuyorsunuz çünkü kafanızda çok yanlış düşünceler var. Sana bir kaç ayet atayım;

    En şefkatli, En merhametli Tanrı'nın ismiyle,
    2:62 Gerçeği onaylayanlar, Yahudiler, Hıristiyanlar ve diğer dinlerden her kim: ALLAH'ı ve ahiret gününü onaylar ve erdemli bir hayat sürdürürse, onların ödülleri Rab'leri katındadır. Onlar için korku ve üzüntü yoktur.

    - Gerçeği onaylamak: Tanrı'nın tekliğini bilmek, yalnız ondan yardım istemek/teslim olmak, Ahirete inanmak ve Erdemli bir hayat sürmek.

    5:69 Gerçeği onaylayanlar, Yahudiler, diğer dinlerden olanlar ve Hıristiyanlardan kim ALLAH'ı ve ahiret gününü onaylar ve erdemli bir yaşam sürerse onlar için bir korku yoktur ve onlar üzülmeyecekler de…

    Tanrı'nın çocuğu yoktur. Ne doğurmuştur ne de doğurulmuştur;

    9:30 Yahudiler: "Uzeyr ALLAH'ın oğludur" dediler. Hristiyanlar da, "Mesih ALLAH'ın oğludur" dediler. Bu, ağızlarından çıkan sözleridir. Önceden inkâr etmiş olanların sözlerini taklit ediyorlar. ALLAH onları mahkûm eder. Nasıl da çevriliyorlar?

    112:1 De ki: "O ALLAH bir tektir."
    112:2 "ALLAH Sonsuz ve Mutlak/İlk sebeptir."
    112:3 "Doğurmamıştır, doğurulmamıştır."
    112:4 "Hiçbir kimse de O'na denk değildir."


    sizden cevap isteyen oldu mu? mantıksız cevaplarınızı kendinize saklayın. ben genel bi eleştri yaptım. size cevap sormadım. ayrıca cinsel özgürlüğünü yaşayan insanlara iffetsiz ve sizinle aynı inancı pylaşmayan insanlara kafir diyerek hakaret edemezsiniz. sana göre kötü olan başkasına göre iyi olabilir. kime göre kötü? herkes seninle aynı ahlak anlayışını ve inancı paylaşmak zorunda değil.

    Ben bana veya ona göre değil Tanrı'ya göre konuşuyorum. Bu sözlerinle sen gerçeği onaylayan bir kişi olamazsın. Bu sözler tam inkarcıların sözleri, size güzelce açıkladım teşekkür etmek yerine bakın neler söylüyorsunuz. Yazık size.

    Tanrı'nın ne söylediğini sen bilemezsin. kimse bilemez. zira Tanrı kimsenin askerlik arkadaşı değil. sen Tanrı'nın bişeyler söylediğine inanıyorsun diye herkes Tanrı'nın öyle söylediğine inanmak zorunda değil. Tanrı adına bilip bilmeden konuşma kendi adına konuş.

    Tanrı'nın kitabını okuyarak bilebiliyorum. Eşi benzeri olmayan, 19 sistemi ile korunan. Bak şurada:http://quranix.org/1

    En Şefkatli, En Merhametli Tanrı'nın ismiyle,
    10:37 Bu Kuran, ALLAH'tan başkası tarafından düzenlenen bir kitap değildir. Ancak kendisinden öncekileri onaylayan ve yasaların (kitap) detaylı bir açıklamasıdır. Bunda kuşkunuz olmasın; evrenlerin Efendisindendir.
    10:38 "Onu uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Doğru sözlüler iseniz, buna benzer bir sure getirin ve ALLAH'tan başka çağırabildiklerinizi çağırın."
    10:39 Hayır, onlar bilgisini kavramadan ve asıl anlamına ulaşmadan onu yalanladılar. Kendilerinden öncekiler de böyle yalanladı. Zalimlerin sonuna dikkatle bak.
    10:40 Onlardan kimi bunu onaylar, kimi de onaylamaz. Rabbin bozgunculuk yapanları daha iyi bilir.
    10:41 Seni yalanlarlarsa de ki: "Benim yaptığım bana, sizin yaptığınız ise size! Siz benim yaptığımdan sorumlu değilsiniz, ben de sizin yaptığınızdan sorumlu değilim."

    Ben apaçık uyardım seni, egona yenik düşmüşsün. Senin düşüncelerin sana, benim düşüncelerim bana. Belki bu yazıyı okuyanlar doğru yolu bulur. Barış ile.



    herkes o kitabı Tanrı'nın yazdığına inanmak zorunda değil. anlatamıyorum galiba ya da sen anlamıyorsun.

    O ZAMAN NİYE O KİTAPTA YAZAN YASAKLARI VS. BURADA KONUŞUYORSUN ??!?!?!?!!? Tanrı sana akıl fikir versin. Hem kitaba inanmak zorunda değilim diyorsun, hem orada yazan yazıları kendince eleştiriyorsun. Anlamak için okumamışsın bile. Tutarsızlık üzerine tutarsızlık. Ayrıca ben inanmıyorum biliyorum bu 2 şeyin arasında fark var, benim bilgim kanıt üzerine dogma değil.

    gittikçe komikleşiyorsunuz

    ben ortaya konuştum kimsenin şahsına laf söylemedim ve karışmadım. kimsede benim inandığıma inanmak zorunda değil. ben sadece düşüncelerimi paylaştım. "benim elimdeki kesin doğru" demek doğru bir yaklaşım değil. elindeki kesin doğru olsa dahi doğru değil. doğru yaklaşım "herkesin kendi doğruları vardır" şeklindedir. daha öncede söylediğim gibi bilimsel ve felsefi bir tartışmada inancı baz alamazsın çünki karşıdaki aynı şeye inanmıyor olabilir. bilimsel veya felsefi bir tartışmada inançlar değil bilim ve mantık baz alınır.

    herkesin inancı kendine.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Öteki dünyaya inanan biri bence deist olamaz. Madem bilime dayalı bişey deistlik insan öldükten sonra herhangi bir yere gidemez toprak olur bok olur. Bu konu burda biter nokta hemde büyük nokta :)



    Not: Müslümanım sadece deistlik hakkında fikrim bu :)

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: onur01

    Bizler üstümüze düşen görevi yapıyoruz. Burda sizin iyiliğinizi istiyoruz. Yoksa siz inkarcılar sonsuza kadar cehennemde yanacaksınız. Orda da ALLAH'a dersin artık sana inanmak zorunda değildim diye. O da sana diyecek ki o zaman tat azabımı.

    Allah'ın ağzıyla konuşup haddini aşıyorsun. benim inancıma göre de belki de tam tersidir. siz müslümanlar herkesin müslüman olmak zorunda olmadığını neden anlamak istemiyorsunuz. senin dediğinin doğru olma ihtimalinin ne olduğunu geçiyorum hatta doğru olsa bile sana ne? yanacak olan benim. senin gibileri ilgilendirmez.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • ALLAH'ın ağzıyla konuşmuyorum. Kur'an'da geçen bir ayet.
    Ahkaf 34:
    İnkâr edenlere ateşe sunuldukları gün, “Bu gerçek değil miymiş?” denir. Onlar, “Evet, Rabbimize andolsun ki gerçekmiş” derler. Allah, “Öyle ise inkâr etmekte olduğunuzdan dolayı azabı tadın!” der.

    Hocam siz bilirsiniz. Biz gene görevimizi yapalım dedik. Dediğim gibi biz sizin iyiliğinizi istiyoruz. Yanarsam ben yanarım sana ne diyorsun ama bir an düşün; sonsuz cehennem çok korkunç bişey.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi onur01 -- 20 Mart 2017; 17:11:28 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Hiçlik. Ne uğraşsın insanla.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Inanmayan birine inanmazsan yanarsın demek doğru gelmiyor bana.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: mr.polis


    quote:

    Orijinalden alıntı: foggof62


    quote:

    Orijinalden alıntı: mr.polis


    quote:

    Orijinalden alıntı: foggof62


    quote:

    Orijinalden alıntı: mr.polis


    quote:

    Orijinalden alıntı: foggof62


    quote:

    Orijinalden alıntı: mr.polis


    quote:

    Orijinalden alıntı: foggof62


    quote:

    Orijinalden alıntı: mr.polis

    dinlerin önermeleri şahsen bana hep son derece mantıksız gelmiştir. örneğin ;

    -namaz kılmak : neden namaz kılıyorlar koskoca Allah'ın onların ibadetine ihtiyacı mı var da insanlara zorla namaz kıldırıyor. ayrıca eğilip kalkarak ibadet etmenin mantığı ne Allah duyguları hissedemiyor mu? ille fiziksel gösteri yapmamızı mı istiyor.

    -oruç tutmak: Koskoca Allah neden tüm gün aç ve susuz kalarak acı çekmemizi istesin. özellikle de fırınlarda çalışan insanlar gibi zor şartlarda çalışanlar çok sıcak yerlerde yaşayanlar ve suya daha çok ihtiyacı olanlar.
    bu mantıklı mı şimdi?

    -zina yapmamak: cinsellik gibi sağlıklı ve doğal bişeye din neden bu kadar karşı. çocuk olmasın diye diyorsanız insanlar evlendikten sonra da boşanabiliyor. dolayısı ile her durumda çocuk aile ortamında büyüyemeyebiliyor.
    ayrıca cinsellik çocuk olmayacak şekilde de yaşanabilir.
    o zaman din cinsellik gibi bir hayat güzelliğine neden karşı?

    -içki içmemek : bu sağlık açısından mantıklı olsa bile bunun yasak olmasının esas amacı içkinin cinselliği kolaylaştırması.

    -domuz eti yememek: neden? domuz eti iyi pişirilince sağlık ile ilgili sorun yaratmıyor ve tavuk etinden daha besinli. domuzlar hızlı ürediği için eldesi kolay ve ucuz.

    -sünnet olmak: herşeye gücü yeten Allah'ın insanı sünnetli yaratmaya gücü yetmemiş olacak ki sünnet olmamızı istiyor. ne kadar mantıklı? bunun faydaları hakkında müslümanlar tarafından bir çok bilimsel olmayan yalan söyleniyor. bunun tek gerçek faydası penis derisi kanseri olma riskini sifira indirmesi. bunun gerçek amacı ise kişiyi cinsel olarak sakatlayarak cinsellikten aldığı zevki azaltmak.

    -ve en önemlisi Allah'ın dini ömür boyu duymamiş başka dinlere inanan toplumlarda yaşayanları sonsuza kadar yakacak olması



    Allah'ın (Tanrı'nın) bize verdiği tüm güzellikleri doya doya yaşamak bence en iyi ibadettir. dinler ise herşeyi kısmaya ve kısıtlamaya çalışır. Bunlar size mantıklı geliyorsa bişey diyemem.

    Soruna benim düşüncelerimle bir cevap vereceğim;

    Salat(Namaz): Tanrı'nın bize ihtiyacı yok salatı biz kendimiz için yaparız: Salat zamanları Güneş doğmadan hemen önce, Günün tam ortası ve Güneş batmadan hemen önce olmak üzere 3 vakite ayrılır. Saat bakımından salatı yerine getirmek için uyanık olmalıyız. Bu bize bir yaşam(Uyku, yemek vs.) düzeni sunar. Sabah erkenden kalkılır. Öğle dinlenme zamanı belirlenir. Akşam salatından sonra yine dinlenme daha sonra uyku moduna geçilir. Karanlıkta uyumak insana büyük yarar sağlar bunu araştırınız. Ayrıca Tanrı Kuran'da iyilik öğütlüyor buna göre düşünürsen her gün Tanrı'yı anmak kalbinizdeki kötülükleri arındırır, meditasyon gibi düşünün. Salat için bak:http://quranix.org/appendix/mesaj/6

    Ezanı da kısaca anlatayım, ezan Kuran'da geçmez kaldırılması gerekli çünkü sabah sabah yüksek gürültüyle insanları zorla uyandırıyor. Dinde zorlama yoktur diyor kitap. Saatlerden haberdar olmak isteyen telefonuna çalar saat kursun, ben öyle yapıyorum. Telefonu yoksa ayarlanabilir saat evine. Kimseyi rahatsız etmememiz lazım bunu Tanrı öğütlüyor. Ses psikolojisi denen bir olay vardır. Yüksek sesle gürültülü bir müzik dinlerseniz stres yaşarsınız. Klasik, sakinlik/huzur veren bir müzik dinlerseniz de rahatlama hissi yaşıyorsunuz. Günün 5 vakti bir gümbürtüyle insanları rahatsız etmek büyük ölçüde psikolojiyi etkiler. Bu psikolojiyi hayvanlar üzerinde deneyin mesela bir köpeğe bağırırsanız korkup kaçar, sakin bir ses ile yaklaşırsanız size gelir/kendini sevdirir.
    Hem Tanrı Kuran'da benim bir benzerim/eşim yoktur diyor. Ezanda Muhammed Peygamber'i tanıklığa sokarak Tanrı'ya şirk koşuyorlar. Şehadet şudur: "Tanıklık ederim ki; Tanrı, kendinden başka ilah bulunmayandır." bu kadar. Elçiyi tanıklığa sokmak Tanrı'nın istemediği bir şeydir;

    En şefkatli, En merhametli Tanrı'nın ismiyle,
    3:18 ALLAH, kendisinden başka tanrı olmadığına şehadet eder; melekler ve adaleti gözeten ilim sahipleri de… O'ndan başka tanrı yoktur. Üstündür, Bilgedir.
    63:1 İkiyüzlüler sana geldiklerinde, "Senin ALLAH elçisi olduğuna şehadet ederiz" derler. ALLAH senin kendi elçisi olduğunu bilir ve ALLAH ikiyüzlülerin yalan söylediğine de şehadet eder.

    Oruç: İnsanlar yaşamak için yemek yemiyorlar. Eğlence ve zevk uğruna yiyorlar. Yiyecekleri boşu israf edip kendilerine fazla kilo kazandırıyor hiç bir yararı olmuyor. Tanrı ise yiyeceklerin önemini ve aç kalan insanların nasıl bir zorluk çektiğini bize göstermek amaçlı yemeyi içmeyi belli bir süreliğine kesmeyi söylüyor. Tutamayanlar için farz değil zaten. Ve tutamayınca ceza olarak 2ye 3e katlanmıyor zamanı, sadece tutamadığın günü başka bir günle tamamlıyorsun. Hastaysan/tutamıyorsan bir yoksulu doyurman gerekiyor ki bu çok güzel bir şeydir. Ayrıca sadece yemek içmek değil insanlarla konuşmama orucuda var: "19:26 "Ye, iç ve gözün aydın olsun. İnsanlardan birini görürsen, ‘Ben Rahman için oruç tutmaya karar verdim. Bugün hiçbir insanla konuşmayacağım' de."" Biraz mantık yürütürsek oruç insanın kendini kontrol etmesini güçlendirmek diyebiliriz bunu şöyle bir örnekle kolaylaştırayım: Bazı insanlar sigara içerek kendine zarar verir, kötü olduğunu bildiği halde kendini kandırmıştır. Ben sigarayı bırakamıyorum der ve içmeye devam eder. Burada gördüğünüz gibi vücut benliği ele geçirmiştir. Halbuki gerçekten istese bırakabilir. Çok yemek yiyen de aynı şekilde yemeği azaltabilir fakat bedenleri benliğini ele geçirmiştir. Oruç tutarak bedenimize ders veririz. Şu saatlerde yemek yiyeceksin şu saatlerde yemeyeceksin diye. Benlik kontrolü de sağlamış olursun. Görüyorsun Tanrı'nın bizim orucumuza vs. ihtiyacı yok bizim bu oruca veya salata ihtiyacımız var. Bedenini kontrol etmeyi öğreniyorsun!

    Zina/İffetsizlik: Zina evli olmayanlar ve gerçeği onaylamayanlar için geçerli değildir. Evli olan yani bir birine söz veren kişinin sözünden çıkıp başka biriyle ilişki yaşamasındır kısa ve öz olarak. Sizin söylediğiniz iffetsizliktir. Evlilik/Antlaşma olmadan ilişki yaşamak kötüdür. Çünkü evlilik olmadan bir çocuk doğabilir ve o çocuk ortada kalır. Tam olarak bir yuva sevgisiyle büyüyemez. Derseniz ki doğum kontrol yaparak ilişkide bulunsak. Bu da hem size hem kadına zarar verir çünkü cinsel ilişki yaşadığınızda aranızda önemli bir bağ oluşur. Ayrılık yaşayınca da o bağ yüzünden çok zorluk çekebilirsiniz. İlişki yaşadığınız dişiyle evlenirseniz orasını bilemem fakat beklemek çok daha iyidir çünkü şu konuyu da unutmamak gerek. İnsanlar cinsel ilişki yaşamadan da yaşayabilir bu yemek içmek gibi bir ihtiyaç değildir. Tanrı iffetsizlik yapmamayı söylüyor. Çok fazla şey var etkileyen. Şunu bildirmek isterim:
    Bir kediyi çiftleşme ayı dışında bir araya getirin kesinlikle çiftleşmezler. İnsan olarak neden kendinize sahip çıkamıyorsunuz. 1 kedi kadar olamıyorsunuz? Tanrı Kuran'da şöyle söyler: "Onlar hayvanlardan aşağıdır" bu sözü kendine sahip çıkamayanlar bir düşünsün. Oruçta bahsettiğim bedeninizin benliğinizi ele geçirme durumu burada da karşımıza çıkıyor.

    İçki: İçki olayına gelirsek insanlar dertleri veya bir sıkıntısı olunca o sorunu çözmek için sorunla uğraşmak yerine kendini uyuşturmaya çalışıyor. Tanrı bunu yasaklıyor. Ayrıca sarhoş olan bir insan her şeyi yapabilir, yapmayacağından nasıl emin olabilirsiniz? Tanrı'nın yasak koyduğu şey budur. Kendinizi uyuşturmayın, sorununuz varsa ondan kaçmak yerine üstüne gidin kaçarak/erteleyerek sorunlar çözülmez. Sorunu çözmek için de ilk önce ayık olmanız gerek. Eğlenmek için içiyorsanız dünya oyun/eğlence yeri değildir. Ciddi bir sınav ile karşı karşıyayız.

    Domuz eti: Tanrı pistir diyor. Demekki pişirsen de bir sıkıntısı var. Yaratan'ın yarattığını Yaratan'dan iyi mi bileceksin. Belki bu da bir sınav, pişirince bir problem kalmıyor ama Tanrı bizi kendi koyduğu bir kurala uyup uymamak konusunda test ediyor olmasın? Şeytan Tanrı'yı Efendisi olarak onaylıyordu fakat Tanrı'nın emrine karşı çıktı. Tanrı şeytana insanlara secde et dedi o büyüklük tasladı ve itaat etmedi. Bunu da bir düşün. Yaptıklarından dolayı da İsrailoğulları'na farklı hayvanları yasaklamıştı.

    Sünnet: Kuran'da sünnet olayı geçmez. Senin sünnet dediğin şeyin türkçe anlamı yasadır. Tanrı'nın yasasında insanlar kusursuz yaratılmıştır. Bu sünnet başlatan ve sürdüren kişiler büyük günaha giriyorlar. Haşa Tanrı erkekleri kusurlu yarattı da biz onu düzeltiyoruz şu saçmalığa bakar mısın!! Zaten bu cinsel organ ile alakalı yasa olayı Buhari, Tirmizi gibi sahtekarların yazdığı yazılarda geçer. Sünnetin yararları diye saçma şeyler çıkarmışlar insanlar uyanmasın diye. Geçtiğimiz yıllarda bilim adamları tam tersini kanıtladı. Sünnet olanlar daha fazla problemle karşı karşıya kalıyor. Etrafınızdakileri bildiriniz bu konu hakkında. Eğer var diyorlarsa Kuran'dan delil getirsinler -ki getiremeyecekler-, bu şekilde kabul ettirebilirsiniz.

    Başka dinlerle alakalı değil o sonsuza dek yanma olayı. Tanrı'ya ortak koşmak, ona eş veya çocuk yakıştırmak. Ahiret inancının olmaması. Katil, bozguncu, kötümser olmak bunların başlıca sebepleri ve daha fazlası var. Sanırım siz Kuran'ı düzenli ve güvenilir bir kaynaktan okumuyorsunuz çünkü kafanızda çok yanlış düşünceler var. Sana bir kaç ayet atayım;

    En şefkatli, En merhametli Tanrı'nın ismiyle,
    2:62 Gerçeği onaylayanlar, Yahudiler, Hıristiyanlar ve diğer dinlerden her kim: ALLAH'ı ve ahiret gününü onaylar ve erdemli bir hayat sürdürürse, onların ödülleri Rab'leri katındadır. Onlar için korku ve üzüntü yoktur.

    - Gerçeği onaylamak: Tanrı'nın tekliğini bilmek, yalnız ondan yardım istemek/teslim olmak, Ahirete inanmak ve Erdemli bir hayat sürmek.

    5:69 Gerçeği onaylayanlar, Yahudiler, diğer dinlerden olanlar ve Hıristiyanlardan kim ALLAH'ı ve ahiret gününü onaylar ve erdemli bir yaşam sürerse onlar için bir korku yoktur ve onlar üzülmeyecekler de…

    Tanrı'nın çocuğu yoktur. Ne doğurmuştur ne de doğurulmuştur;

    9:30 Yahudiler: "Uzeyr ALLAH'ın oğludur" dediler. Hristiyanlar da, "Mesih ALLAH'ın oğludur" dediler. Bu, ağızlarından çıkan sözleridir. Önceden inkâr etmiş olanların sözlerini taklit ediyorlar. ALLAH onları mahkûm eder. Nasıl da çevriliyorlar?

    112:1 De ki: "O ALLAH bir tektir."
    112:2 "ALLAH Sonsuz ve Mutlak/İlk sebeptir."
    112:3 "Doğurmamıştır, doğurulmamıştır."
    112:4 "Hiçbir kimse de O'na denk değildir."


    sizden cevap isteyen oldu mu? mantıksız cevaplarınızı kendinize saklayın. ben genel bi eleştri yaptım. size cevap sormadım. ayrıca cinsel özgürlüğünü yaşayan insanlara iffetsiz ve sizinle aynı inancı pylaşmayan insanlara kafir diyerek hakaret edemezsiniz. sana göre kötü olan başkasına göre iyi olabilir. kime göre kötü? herkes seninle aynı ahlak anlayışını ve inancı paylaşmak zorunda değil.

    Ben bana veya ona göre değil Tanrı'ya göre konuşuyorum. Bu sözlerinle sen gerçeği onaylayan bir kişi olamazsın. Bu sözler tam inkarcıların sözleri, size güzelce açıkladım teşekkür etmek yerine bakın neler söylüyorsunuz. Yazık size.

    Tanrı'nın ne söylediğini sen bilemezsin. kimse bilemez. zira Tanrı kimsenin askerlik arkadaşı değil. sen Tanrı'nın bişeyler söylediğine inanıyorsun diye herkes Tanrı'nın öyle söylediğine inanmak zorunda değil. Tanrı adına bilip bilmeden konuşma kendi adına konuş.

    Tanrı'nın kitabını okuyarak bilebiliyorum. Eşi benzeri olmayan, 19 sistemi ile korunan. Bak şurada:http://quranix.org/1

    En Şefkatli, En Merhametli Tanrı'nın ismiyle,
    10:37 Bu Kuran, ALLAH'tan başkası tarafından düzenlenen bir kitap değildir. Ancak kendisinden öncekileri onaylayan ve yasaların (kitap) detaylı bir açıklamasıdır. Bunda kuşkunuz olmasın; evrenlerin Efendisindendir.
    10:38 "Onu uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Doğru sözlüler iseniz, buna benzer bir sure getirin ve ALLAH'tan başka çağırabildiklerinizi çağırın."
    10:39 Hayır, onlar bilgisini kavramadan ve asıl anlamına ulaşmadan onu yalanladılar. Kendilerinden öncekiler de böyle yalanladı. Zalimlerin sonuna dikkatle bak.
    10:40 Onlardan kimi bunu onaylar, kimi de onaylamaz. Rabbin bozgunculuk yapanları daha iyi bilir.
    10:41 Seni yalanlarlarsa de ki: "Benim yaptığım bana, sizin yaptığınız ise size! Siz benim yaptığımdan sorumlu değilsiniz, ben de sizin yaptığınızdan sorumlu değilim."

    Ben apaçık uyardım seni, egona yenik düşmüşsün. Senin düşüncelerin sana, benim düşüncelerim bana. Belki bu yazıyı okuyanlar doğru yolu bulur. Barış ile.



    herkes o kitabı Tanrı'nın yazdığına inanmak zorunda değil. anlatamıyorum galiba ya da sen anlamıyorsun.

    O ZAMAN NİYE O KİTAPTA YAZAN YASAKLARI VS. BURADA KONUŞUYORSUN ??!?!?!?!!? Tanrı sana akıl fikir versin. Hem kitaba inanmak zorunda değilim diyorsun, hem orada yazan yazıları kendince eleştiriyorsun. Anlamak için okumamışsın bile. Tutarsızlık üzerine tutarsızlık. Ayrıca ben inanmıyorum biliyorum bu 2 şeyin arasında fark var, benim bilgim kanıt üzerine dogma değil.

    gittikçe komikleşiyorsunuz

    ben ortaya konuştum kimsenin şahsına laf söylemedim ve karışmadım. kimsede benim inandığıma inanmak zorunda değil. ben sadece düşüncelerimi paylaştım. "benim elimdeki kesin doğru" demek doğru bir yaklaşım değil. elindeki kesin doğru olsa dahi doğru değil. doğru yaklaşım "herkesin kendi doğruları vardır" şeklindedir. daha öncede söylediğim gibi bilimsel ve felsefi bir tartışmada inancı baz alamazsın çünki karşıdaki aynı şeye inanmıyor olabilir. bilimsel veya felsefi bir tartışmada inançlar değil bilim ve mantık baz alınır.

    herkesin inancı kendine.

    Komik olan sizsiniz. Sorunlarınızı özetleyeyim.

    Tanrı'nın bize ihtiyacı yok. Bizim Tanrı'ya ihtiyacımız var. Namaz kendimiz için. Oruç kendimiz için. İffetsizlik yapmamak kendimiz için. İçki içmemek kendimiz için. Domuz eti yememe yasağı var bu kendimiz için. Bu yasaklara karşı gelmek güzellik değildir. Kendi zaaflarının farkına var başka insanlar da okuyor bu yazıyı, benim size düşüncelerimi dikte ettirdiğim falan yok. Sizin düşüceniz size, benim düşüncem bana. Yalnız Tanrı'nın varlığını bilip indirdiği kitabı inkar etmek ne kadar mantıklı uzun uzun düşünün. Barış ile.




  • Ölümden sonra başka bir şeyin olmadığını düşündüklerinden dolayı deist oluyorlar zaten bu nasıl soru. Kuşlar uçabiliyorsa neden kanatları var demek gibi.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: foggof62


    quote:

    Orijinalden alıntı: mr.polis


    quote:

    Orijinalden alıntı: foggof62


    quote:

    Orijinalden alıntı: mr.polis


    quote:

    Orijinalden alıntı: foggof62


    quote:

    Orijinalden alıntı: mr.polis


    quote:

    Orijinalden alıntı: foggof62


    quote:

    Orijinalden alıntı: mr.polis


    quote:

    Orijinalden alıntı: foggof62


    quote:

    Orijinalden alıntı: mr.polis

    dinlerin önermeleri şahsen bana hep son derece mantıksız gelmiştir. örneğin ;

    -namaz kılmak : neden namaz kılıyorlar koskoca Allah'ın onların ibadetine ihtiyacı mı var da insanlara zorla namaz kıldırıyor. ayrıca eğilip kalkarak ibadet etmenin mantığı ne Allah duyguları hissedemiyor mu? ille fiziksel gösteri yapmamızı mı istiyor.

    -oruç tutmak: Koskoca Allah neden tüm gün aç ve susuz kalarak acı çekmemizi istesin. özellikle de fırınlarda çalışan insanlar gibi zor şartlarda çalışanlar çok sıcak yerlerde yaşayanlar ve suya daha çok ihtiyacı olanlar.
    bu mantıklı mı şimdi?

    -zina yapmamak: cinsellik gibi sağlıklı ve doğal bişeye din neden bu kadar karşı. çocuk olmasın diye diyorsanız insanlar evlendikten sonra da boşanabiliyor. dolayısı ile her durumda çocuk aile ortamında büyüyemeyebiliyor.
    ayrıca cinsellik çocuk olmayacak şekilde de yaşanabilir.
    o zaman din cinsellik gibi bir hayat güzelliğine neden karşı?

    -içki içmemek : bu sağlık açısından mantıklı olsa bile bunun yasak olmasının esas amacı içkinin cinselliği kolaylaştırması.

    -domuz eti yememek: neden? domuz eti iyi pişirilince sağlık ile ilgili sorun yaratmıyor ve tavuk etinden daha besinli. domuzlar hızlı ürediği için eldesi kolay ve ucuz.

    -sünnet olmak: herşeye gücü yeten Allah'ın insanı sünnetli yaratmaya gücü yetmemiş olacak ki sünnet olmamızı istiyor. ne kadar mantıklı? bunun faydaları hakkında müslümanlar tarafından bir çok bilimsel olmayan yalan söyleniyor. bunun tek gerçek faydası penis derisi kanseri olma riskini sifira indirmesi. bunun gerçek amacı ise kişiyi cinsel olarak sakatlayarak cinsellikten aldığı zevki azaltmak.

    -ve en önemlisi Allah'ın dini ömür boyu duymamiş başka dinlere inanan toplumlarda yaşayanları sonsuza kadar yakacak olması



    Allah'ın (Tanrı'nın) bize verdiği tüm güzellikleri doya doya yaşamak bence en iyi ibadettir. dinler ise herşeyi kısmaya ve kısıtlamaya çalışır. Bunlar size mantıklı geliyorsa bişey diyemem.

    Soruna benim düşüncelerimle bir cevap vereceğim;

    Salat(Namaz): Tanrı'nın bize ihtiyacı yok salatı biz kendimiz için yaparız: Salat zamanları Güneş doğmadan hemen önce, Günün tam ortası ve Güneş batmadan hemen önce olmak üzere 3 vakite ayrılır. Saat bakımından salatı yerine getirmek için uyanık olmalıyız. Bu bize bir yaşam(Uyku, yemek vs.) düzeni sunar. Sabah erkenden kalkılır. Öğle dinlenme zamanı belirlenir. Akşam salatından sonra yine dinlenme daha sonra uyku moduna geçilir. Karanlıkta uyumak insana büyük yarar sağlar bunu araştırınız. Ayrıca Tanrı Kuran'da iyilik öğütlüyor buna göre düşünürsen her gün Tanrı'yı anmak kalbinizdeki kötülükleri arındırır, meditasyon gibi düşünün. Salat için bak:http://quranix.org/appendix/mesaj/6

    Ezanı da kısaca anlatayım, ezan Kuran'da geçmez kaldırılması gerekli çünkü sabah sabah yüksek gürültüyle insanları zorla uyandırıyor. Dinde zorlama yoktur diyor kitap. Saatlerden haberdar olmak isteyen telefonuna çalar saat kursun, ben öyle yapıyorum. Telefonu yoksa ayarlanabilir saat evine. Kimseyi rahatsız etmememiz lazım bunu Tanrı öğütlüyor. Ses psikolojisi denen bir olay vardır. Yüksek sesle gürültülü bir müzik dinlerseniz stres yaşarsınız. Klasik, sakinlik/huzur veren bir müzik dinlerseniz de rahatlama hissi yaşıyorsunuz. Günün 5 vakti bir gümbürtüyle insanları rahatsız etmek büyük ölçüde psikolojiyi etkiler. Bu psikolojiyi hayvanlar üzerinde deneyin mesela bir köpeğe bağırırsanız korkup kaçar, sakin bir ses ile yaklaşırsanız size gelir/kendini sevdirir.
    Hem Tanrı Kuran'da benim bir benzerim/eşim yoktur diyor. Ezanda Muhammed Peygamber'i tanıklığa sokarak Tanrı'ya şirk koşuyorlar. Şehadet şudur: "Tanıklık ederim ki; Tanrı, kendinden başka ilah bulunmayandır." bu kadar. Elçiyi tanıklığa sokmak Tanrı'nın istemediği bir şeydir;

    En şefkatli, En merhametli Tanrı'nın ismiyle,
    3:18 ALLAH, kendisinden başka tanrı olmadığına şehadet eder; melekler ve adaleti gözeten ilim sahipleri de… O'ndan başka tanrı yoktur. Üstündür, Bilgedir.
    63:1 İkiyüzlüler sana geldiklerinde, "Senin ALLAH elçisi olduğuna şehadet ederiz" derler. ALLAH senin kendi elçisi olduğunu bilir ve ALLAH ikiyüzlülerin yalan söylediğine de şehadet eder.

    Oruç: İnsanlar yaşamak için yemek yemiyorlar. Eğlence ve zevk uğruna yiyorlar. Yiyecekleri boşu israf edip kendilerine fazla kilo kazandırıyor hiç bir yararı olmuyor. Tanrı ise yiyeceklerin önemini ve aç kalan insanların nasıl bir zorluk çektiğini bize göstermek amaçlı yemeyi içmeyi belli bir süreliğine kesmeyi söylüyor. Tutamayanlar için farz değil zaten. Ve tutamayınca ceza olarak 2ye 3e katlanmıyor zamanı, sadece tutamadığın günü başka bir günle tamamlıyorsun. Hastaysan/tutamıyorsan bir yoksulu doyurman gerekiyor ki bu çok güzel bir şeydir. Ayrıca sadece yemek içmek değil insanlarla konuşmama orucuda var: "19:26 "Ye, iç ve gözün aydın olsun. İnsanlardan birini görürsen, ‘Ben Rahman için oruç tutmaya karar verdim. Bugün hiçbir insanla konuşmayacağım' de."" Biraz mantık yürütürsek oruç insanın kendini kontrol etmesini güçlendirmek diyebiliriz bunu şöyle bir örnekle kolaylaştırayım: Bazı insanlar sigara içerek kendine zarar verir, kötü olduğunu bildiği halde kendini kandırmıştır. Ben sigarayı bırakamıyorum der ve içmeye devam eder. Burada gördüğünüz gibi vücut benliği ele geçirmiştir. Halbuki gerçekten istese bırakabilir. Çok yemek yiyen de aynı şekilde yemeği azaltabilir fakat bedenleri benliğini ele geçirmiştir. Oruç tutarak bedenimize ders veririz. Şu saatlerde yemek yiyeceksin şu saatlerde yemeyeceksin diye. Benlik kontrolü de sağlamış olursun. Görüyorsun Tanrı'nın bizim orucumuza vs. ihtiyacı yok bizim bu oruca veya salata ihtiyacımız var. Bedenini kontrol etmeyi öğreniyorsun!

    Zina/İffetsizlik: Zina evli olmayanlar ve gerçeği onaylamayanlar için geçerli değildir. Evli olan yani bir birine söz veren kişinin sözünden çıkıp başka biriyle ilişki yaşamasındır kısa ve öz olarak. Sizin söylediğiniz iffetsizliktir. Evlilik/Antlaşma olmadan ilişki yaşamak kötüdür. Çünkü evlilik olmadan bir çocuk doğabilir ve o çocuk ortada kalır. Tam olarak bir yuva sevgisiyle büyüyemez. Derseniz ki doğum kontrol yaparak ilişkide bulunsak. Bu da hem size hem kadına zarar verir çünkü cinsel ilişki yaşadığınızda aranızda önemli bir bağ oluşur. Ayrılık yaşayınca da o bağ yüzünden çok zorluk çekebilirsiniz. İlişki yaşadığınız dişiyle evlenirseniz orasını bilemem fakat beklemek çok daha iyidir çünkü şu konuyu da unutmamak gerek. İnsanlar cinsel ilişki yaşamadan da yaşayabilir bu yemek içmek gibi bir ihtiyaç değildir. Tanrı iffetsizlik yapmamayı söylüyor. Çok fazla şey var etkileyen. Şunu bildirmek isterim:
    Bir kediyi çiftleşme ayı dışında bir araya getirin kesinlikle çiftleşmezler. İnsan olarak neden kendinize sahip çıkamıyorsunuz. 1 kedi kadar olamıyorsunuz? Tanrı Kuran'da şöyle söyler: "Onlar hayvanlardan aşağıdır" bu sözü kendine sahip çıkamayanlar bir düşünsün. Oruçta bahsettiğim bedeninizin benliğinizi ele geçirme durumu burada da karşımıza çıkıyor.

    İçki: İçki olayına gelirsek insanlar dertleri veya bir sıkıntısı olunca o sorunu çözmek için sorunla uğraşmak yerine kendini uyuşturmaya çalışıyor. Tanrı bunu yasaklıyor. Ayrıca sarhoş olan bir insan her şeyi yapabilir, yapmayacağından nasıl emin olabilirsiniz? Tanrı'nın yasak koyduğu şey budur. Kendinizi uyuşturmayın, sorununuz varsa ondan kaçmak yerine üstüne gidin kaçarak/erteleyerek sorunlar çözülmez. Sorunu çözmek için de ilk önce ayık olmanız gerek. Eğlenmek için içiyorsanız dünya oyun/eğlence yeri değildir. Ciddi bir sınav ile karşı karşıyayız.

    Domuz eti: Tanrı pistir diyor. Demekki pişirsen de bir sıkıntısı var. Yaratan'ın yarattığını Yaratan'dan iyi mi bileceksin. Belki bu da bir sınav, pişirince bir problem kalmıyor ama Tanrı bizi kendi koyduğu bir kurala uyup uymamak konusunda test ediyor olmasın? Şeytan Tanrı'yı Efendisi olarak onaylıyordu fakat Tanrı'nın emrine karşı çıktı. Tanrı şeytana insanlara secde et dedi o büyüklük tasladı ve itaat etmedi. Bunu da bir düşün. Yaptıklarından dolayı da İsrailoğulları'na farklı hayvanları yasaklamıştı.

    Sünnet: Kuran'da sünnet olayı geçmez. Senin sünnet dediğin şeyin türkçe anlamı yasadır. Tanrı'nın yasasında insanlar kusursuz yaratılmıştır. Bu sünnet başlatan ve sürdüren kişiler büyük günaha giriyorlar. Haşa Tanrı erkekleri kusurlu yarattı da biz onu düzeltiyoruz şu saçmalığa bakar mısın!! Zaten bu cinsel organ ile alakalı yasa olayı Buhari, Tirmizi gibi sahtekarların yazdığı yazılarda geçer. Sünnetin yararları diye saçma şeyler çıkarmışlar insanlar uyanmasın diye. Geçtiğimiz yıllarda bilim adamları tam tersini kanıtladı. Sünnet olanlar daha fazla problemle karşı karşıya kalıyor. Etrafınızdakileri bildiriniz bu konu hakkında. Eğer var diyorlarsa Kuran'dan delil getirsinler -ki getiremeyecekler-, bu şekilde kabul ettirebilirsiniz.

    Başka dinlerle alakalı değil o sonsuza dek yanma olayı. Tanrı'ya ortak koşmak, ona eş veya çocuk yakıştırmak. Ahiret inancının olmaması. Katil, bozguncu, kötümser olmak bunların başlıca sebepleri ve daha fazlası var. Sanırım siz Kuran'ı düzenli ve güvenilir bir kaynaktan okumuyorsunuz çünkü kafanızda çok yanlış düşünceler var. Sana bir kaç ayet atayım;

    En şefkatli, En merhametli Tanrı'nın ismiyle,
    2:62 Gerçeği onaylayanlar, Yahudiler, Hıristiyanlar ve diğer dinlerden her kim: ALLAH'ı ve ahiret gününü onaylar ve erdemli bir hayat sürdürürse, onların ödülleri Rab'leri katındadır. Onlar için korku ve üzüntü yoktur.

    - Gerçeği onaylamak: Tanrı'nın tekliğini bilmek, yalnız ondan yardım istemek/teslim olmak, Ahirete inanmak ve Erdemli bir hayat sürmek.

    5:69 Gerçeği onaylayanlar, Yahudiler, diğer dinlerden olanlar ve Hıristiyanlardan kim ALLAH'ı ve ahiret gününü onaylar ve erdemli bir yaşam sürerse onlar için bir korku yoktur ve onlar üzülmeyecekler de…

    Tanrı'nın çocuğu yoktur. Ne doğurmuştur ne de doğurulmuştur;

    9:30 Yahudiler: "Uzeyr ALLAH'ın oğludur" dediler. Hristiyanlar da, "Mesih ALLAH'ın oğludur" dediler. Bu, ağızlarından çıkan sözleridir. Önceden inkâr etmiş olanların sözlerini taklit ediyorlar. ALLAH onları mahkûm eder. Nasıl da çevriliyorlar?

    112:1 De ki: "O ALLAH bir tektir."
    112:2 "ALLAH Sonsuz ve Mutlak/İlk sebeptir."
    112:3 "Doğurmamıştır, doğurulmamıştır."
    112:4 "Hiçbir kimse de O'na denk değildir."


    sizden cevap isteyen oldu mu? mantıksız cevaplarınızı kendinize saklayın. ben genel bi eleştri yaptım. size cevap sormadım. ayrıca cinsel özgürlüğünü yaşayan insanlara iffetsiz ve sizinle aynı inancı pylaşmayan insanlara kafir diyerek hakaret edemezsiniz. sana göre kötü olan başkasına göre iyi olabilir. kime göre kötü? herkes seninle aynı ahlak anlayışını ve inancı paylaşmak zorunda değil.

    Ben bana veya ona göre değil Tanrı'ya göre konuşuyorum. Bu sözlerinle sen gerçeği onaylayan bir kişi olamazsın. Bu sözler tam inkarcıların sözleri, size güzelce açıkladım teşekkür etmek yerine bakın neler söylüyorsunuz. Yazık size.

    Tanrı'nın ne söylediğini sen bilemezsin. kimse bilemez. zira Tanrı kimsenin askerlik arkadaşı değil. sen Tanrı'nın bişeyler söylediğine inanıyorsun diye herkes Tanrı'nın öyle söylediğine inanmak zorunda değil. Tanrı adına bilip bilmeden konuşma kendi adına konuş.

    Tanrı'nın kitabını okuyarak bilebiliyorum. Eşi benzeri olmayan, 19 sistemi ile korunan. Bak şurada:http://quranix.org/1

    En Şefkatli, En Merhametli Tanrı'nın ismiyle,
    10:37 Bu Kuran, ALLAH'tan başkası tarafından düzenlenen bir kitap değildir. Ancak kendisinden öncekileri onaylayan ve yasaların (kitap) detaylı bir açıklamasıdır. Bunda kuşkunuz olmasın; evrenlerin Efendisindendir.
    10:38 "Onu uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Doğru sözlüler iseniz, buna benzer bir sure getirin ve ALLAH'tan başka çağırabildiklerinizi çağırın."
    10:39 Hayır, onlar bilgisini kavramadan ve asıl anlamına ulaşmadan onu yalanladılar. Kendilerinden öncekiler de böyle yalanladı. Zalimlerin sonuna dikkatle bak.
    10:40 Onlardan kimi bunu onaylar, kimi de onaylamaz. Rabbin bozgunculuk yapanları daha iyi bilir.
    10:41 Seni yalanlarlarsa de ki: "Benim yaptığım bana, sizin yaptığınız ise size! Siz benim yaptığımdan sorumlu değilsiniz, ben de sizin yaptığınızdan sorumlu değilim."

    Ben apaçık uyardım seni, egona yenik düşmüşsün. Senin düşüncelerin sana, benim düşüncelerim bana. Belki bu yazıyı okuyanlar doğru yolu bulur. Barış ile.



    herkes o kitabı Tanrı'nın yazdığına inanmak zorunda değil. anlatamıyorum galiba ya da sen anlamıyorsun.

    O ZAMAN NİYE O KİTAPTA YAZAN YASAKLARI VS. BURADA KONUŞUYORSUN ??!?!?!?!!? Tanrı sana akıl fikir versin. Hem kitaba inanmak zorunda değilim diyorsun, hem orada yazan yazıları kendince eleştiriyorsun. Anlamak için okumamışsın bile. Tutarsızlık üzerine tutarsızlık. Ayrıca ben inanmıyorum biliyorum bu 2 şeyin arasında fark var, benim bilgim kanıt üzerine dogma değil.

    gittikçe komikleşiyorsunuz

    ben ortaya konuştum kimsenin şahsına laf söylemedim ve karışmadım. kimsede benim inandığıma inanmak zorunda değil. ben sadece düşüncelerimi paylaştım. "benim elimdeki kesin doğru" demek doğru bir yaklaşım değil. elindeki kesin doğru olsa dahi doğru değil. doğru yaklaşım "herkesin kendi doğruları vardır" şeklindedir. daha öncede söylediğim gibi bilimsel ve felsefi bir tartışmada inancı baz alamazsın çünki karşıdaki aynı şeye inanmıyor olabilir. bilimsel veya felsefi bir tartışmada inançlar değil bilim ve mantık baz alınır.

    herkesin inancı kendine.

    Komik olan sizsiniz. Sorunlarınızı özetleyeyim.

    Tanrı'nın bize ihtiyacı yok. Bizim Tanrı'ya ihtiyacımız var. Namaz kendimiz için. Oruç kendimiz için. İffetsizlik yapmamak kendimiz için. İçki içmemek kendimiz için. Domuz eti yememe yasağı var bu kendimiz için. Bu yasaklara karşı gelmek güzellik değildir. Kendi zaaflarının farkına var başka insanlar da okuyor bu yazıyı, benim size düşüncelerimi dikte ettirdiğim falan yok. Sizin düşüceniz size, benim düşüncem bana. Yalnız Tanrı'nın varlığını bilip indirdiği kitabı inkar etmek ne kadar mantıklı uzun uzun düşünün. Barış ile.

    size katılmıyorum. bahsettiğiniz hiçbirşeyin de insan için bir faydasını göremiyorum. özellikle cinsellik gibi faydalı bişeyin sizin dininizde yasak olması bence insanın iyiliğine değil tam aksi zararına. oruç ta öyle. ve ihtiyac duyan ihtiyac duydugu kadar ve ihtiyac duydugu şekilde ibadet edebilecekken neden namaz sizin dininizde zorunlu. kusra bakmayın ama bunların hepsi bana saçma ve mantıksız geliyor.size mantıklı gelebilir. o yüzden diyorum ki herkesin inanci ve ahlak anlayişi kendine. ve size daha fazla laf yetistirmeyecem çünki konu kısır döngüye girdi.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-5966A6FE1 -- 20 Mart 2017; 18:51:18 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bi deist olarak benim de bu hayatta en merak ettigim sey tam olarak bu.



    Zaten bir Tanri var mi yok mu diye merak etmiyorum cunku varligina inaniyorum. Ancak bu Tanri nasil bir formda, bizi bilincli bi sekilde mi yaratti, varligimizdan haberdar mi, haberdarsa bizimle ilgileniyor mu yoksa yaratip kalanina karismamayi mi secti, bizi bizim onu onemsedigimiz kadar onemsiyor mu ki her birimizi bireysel olarak takip edip karsiliginda bir odul veya bir ceza layik gorecek?



    Simdi olaya soyle de bakabiliriz, Nasa'nin bir soru cevabinda konusulmustu bu diyecegim; aklimda kalana gore:



    Dunya uzerindeki butun insanlari hayvanlari ve bitkileri yani mikroorganizmasindan fillerine kadar tum canlilari dunyadan cikartirsak ve binalar ile insaat yapilari haric her seyi yok edersek;

    Ve som olarak tum bu kalan alani gunumuz teknolojisindeki bilgisayarlarla doldurursak,



    Suan icinde yasadigimiz evrenin bir similasyonunu olusturmamiz bu devasa bilgisayarla sadece 2 saat suruyor. Evren derken, ayni algoritmalara kurallara ve ebatlara sahip ayni yasami sunan bir evren, yani tipkisinin aynisi.



    Suan belki insanli uzaya yolculuklarinda bile zorlaniyoruz ama bundan 500 yil sonra donemin guclu bir ulkesi, "ben bunu denerim" diyip Saturn'un uydusu Titan'i kocaman bir bilgisayarla donatsa ve o tusa basip bir evren yaratsa? Sanirim bu senaryo bana imkansiz gelmiyor.



    Icinde bulundugumuz evren de bir yaratici tarafindan bu sekilde bir similasyon olarak yaratilmis olabilir, Elon Musk'in da katildigi gibi, aslinda kocaman bir bilgisayar oyununda oldugumuz olasiligi azimasanamayacak kadar fazla.



    Burdaki sorun su. Velev ki bu dediklerim dogru, siz bir bilgisayar oyunu yaratsaniz; istisnasiz her karakteri takip eder, ve oyunda yaptigi eylemlere gore ona baska bir oyunda ceza veya odul verir miydiniz?



    Daha onemlisi, hatta en onemlisi; odul veya ceza vermek zorunda misiniz? Vermeseniz de o karakterlerin "bu yaptigin etik degil" deme haklari var mi?



    Sahsen en cok istedigim sey ölüp gözümü acmam ve "vay be kur'an dogruymus" demem. Zira yasamimin ve/ya "yasam" 'in anlamli olmasi en buyuk dilegim.

    Ama sanirim bu merakimi gidermem bu kisacik yasantima sigmayacak. Belki dunya disi yasama denk gelirsek ufkumuzu genisletebiliriz. Ama onun haricinde dogru cevabi kesin olarak bulamayacagiz gibi gozukuyor.

    Yani bu konuda agnostik kalmak, maalesef yapilacak en mantikli secim gibi duruyor


    Okuyan olduysa tesekkur ederim



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi safazx -- 20 Mart 2017; 19:17:38 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: NoNickMan

    Ölümden sonra başka bir şeyin olmadığını düşündüklerinden dolayı deist oluyorlar zaten bu nasıl soru. Kuşlar uçabiliyorsa neden kanatları var demek gibi.

    Deizmi oldukca yanlis anlamissiniz. Bir onceki mesajima bakmanizi tavsiye ederim daha dogru bir perspektif icin.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: safazx

    Bi deist olarak benim de bu hayatta en merak ettigim sey tam olarak bu.



    Zaten bir Tanri var mi yok mu diye merak etmiyorum cunku varligina inaniyorum. Ancak bu Tanri nasil bir formda, bizi bilincli bi sekilde mi yaratti, varligimizdan haberdar mi, haberdarsa bizimle ilgileniyor mu yoksa yaratip kalanina karismamayi mi secti, bizi bizim onu onemsedigimiz kadar onemsiyor mu ki her birimizi bireysel olarak takip edip karsiliginda bir odul veya bir ceza layik gorecek?



    Simdi olaya soyle de bakabiliriz, Nasa'nin bir soru cevabinda konusulmustu bu diyecegim; aklimda kalana gore:



    Dunya uzerindeki butun insanlari hayvanlari ve bitkileri yani mikroorganizmasindan fillerine kadar tum canlilari dunyadan cikartirsak ve binalar ile insaat yapilari haric her seyi yok edersek;

    Ve som olarak tum bu kalan alani gunumuz teknolojisindeki bilgisayarlarla doldurursak,



    Suan icinde yasadigimiz evrenin bir similasyonunu olusturmamiz bu devasa bilgisayarla sadece 2 saat suruyor. Evren derken, ayni algoritmalara kurallara ve ebatlara sahip ayni yasami sunan bir evren, yani tipkisinin aynisi.



    Suan belki insanli uzaya yolculuklarinda bile zorlaniyoruz ama bundan 500 yil sonra donemin guclu bir ulkesi, "ben bunu denerim" diyip Saturn'un uydusu Titan'i kocaman bir bilgisayarla donatsa ve o tusa basip bir evren yaratsa? Sanirim bu senaryo bana imkansiz gelmiyor.



    Icinde bulundugumuz evren de bir yaratici tarafindan bu sekilde bir similasyon olarak yaratilmis olabilir, Elon Musk'in da katildigi gibi, aslinda kocaman bir bilgisayar oyununda oldugumuz olasiligi azimasanamayacak kadar fazla.



    Burdaki sorun su. Velev ki bu dediklerim dogru, siz bir bilgisayar oyunu yaratsaniz; istisnasiz her karakteri takip eder, ve oyunda yaptigi eylemlere gore ona baska bir oyunda ceza veya odul verir miydiniz?



    Daha onemlisi, hatta en onemlisi; odul veya ceza vermek zorunda misiniz? Vermeseniz de o karakterlerin "bu yaptigin etik degil" deme haklari var mi?



    Sahsen en cok istedigim sey ölüp gözümü acmam ve "vay be kur'an dogruymus" demem. Zira yasamimin ve/ya "yasam" 'in anlamli olmasi en buyuk dilegim.

    Ama sanirim bu merakimi gidermem bu kisacik yasantima sigmayacak. Belki dunya disi yasama denk gelirsek ufkumuzu genisletebiliriz. Ama onun haricinde dogru cevabi kesin olarak bulamayacagiz gibi gozukuyor.

    Yani bu konuda agnostik kalmak, maalesef yapilacak en mantikli secim gibi duruyor


    Okuyan olduysa tesekkur ederim

    kısaca kendimce öğrendiklerimi anlatayım.

    mantık kuralları herşeyin bir anda iyi yaratılmasına izin vermiyor. iyileri yaratınca yanında ister istemez kötüler de var oluyor. bu kötülerin herşeyi ele geçirmemesi için insanların belli bir süre içerisinde ölmesi gerekiyor. dolayısı ile yaşlanmaları gerekiyor. bu yüzden bu dünyada herşey iyileşmiyor. ama öteki dünyada herşey iyileşecek.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Reaktans kullanıcısına yanıt
    Kendi sorunu kendin cevaplamışsında haberin yok. Ne yazmışsın ; Milyonlarca gezegenler yıldızlar var. Allah ne diyor ; " İçinizde işaret arayanlar için size zaten yeteri kadar göndermedik mi… Etrafınıza bakın… Yıldızlara bakın… Suya bakın… Bunlar ilim insanları için işaretler”"



    Not ; Normalde hayatta bir ateist ile tartışmaya girmem nedeni ise düşüncelerine körü körüne bağlı kaldıkları için. Ne dersem diyim sen veya başkası aslaha kabul etmeyecektir.



    Şimdi yazıcağım ayet müslümanlarda dahil olmak üzere herkese gelsin ;





    "İnsanın başına bir sıkıntı gelince, Rabbine yönelerek O'na yalvarır. Sonra Allah kendisinden ona bir nimet verince, önceden yalvarmış olduğunu unutur. Allah'ın yolundan saptırmak için O'na eşler koşar. (Ey Muhammed!) De ki: Küfrünle biraz eğlenedur; çünkü sen, muhakkak cehennem ehlindensin"

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Bunu asla bilemeyiz.

    Sen bir rüyada olduğunu düşün. Ölünce rüyadan uyanacak misin yoksa rüyada kendine yeni bir gerçeklik yaratıp(reenkarnasyon) devam mı edeceksin. Belki cevap ikisi birden olabilir. Yinede sonucu bilemeyiz.

    Belkide bunu asla bilememizden ötürü içinde bulunduğumuz dunyadaki sınavın doğruluk payı arttırılmak istenmiş olabilir.

    Belkide bu dünya bir eleme dünyası. İyi olanlar ruyadan uyanabilecekken kötü olanlar hakikate ulaşana kadar döngüde kalacak.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: CoolSnow

    Bunu asla bilemeyiz.

    Sen bir rüyada olduğunu düşün. Ölünce rüyadan uyanacak misin yoksa rüyada kendine yeni bir gerçeklik yaratıp(reenkarnasyon) devam mı edeceksin. Belki cevap ikisi birden olabilir. Yinede sonucu bilemeyiz.

    Belkide bunu asla bilememizden ötürü içinde bulunduğumuz dunyadaki sınavın doğruluk payı arttırılmak istenmiş olabilir.

    Belkide bu dünya bir eleme dünyası. İyi olanlar ruyadan uyanabilecekken kötü olanlar hakikate ulaşana kadar döngüde kalacak.

    akıllıca bir teori. belki olabilir. zekanızdan ötürü tebrikler.

    kısaca kendimce öğrendiklerimi anlatayım.
    mantık kuralları herşeyin bir anda iyi yaratılmasına izin vermiyor. iyileri yaratınca yanında ister istemez kötüler de var oluyor. bu kötülerin herşeyi ele geçirmemesi için insanların belli bir süre içerisinde ölmesi gerekiyor. dolayısı ile yaşlanmaları gerekiyor. bu yüzden bu dünyada herşey iyileşmiyor. ama öteki dünyada herşey iyileşecek.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-5966A6FE1 -- 20 Mart 2017; 20:3:0 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: mr.polis


    quote:

    Orijinalden alıntı: CoolSnow

    Bunu asla bilemeyiz.

    Sen bir rüyada olduğunu düşün. Ölünce rüyadan uyanacak misin yoksa rüyada kendine yeni bir gerçeklik yaratıp(reenkarnasyon) devam mı edeceksin. Belki cevap ikisi birden olabilir. Yinede sonucu bilemeyiz.

    Belkide bunu asla bilememizden ötürü içinde bulunduğumuz dunyadaki sınavın doğruluk payı arttırılmak istenmiş olabilir.

    Belkide bu dünya bir eleme dünyası. İyi olanlar ruyadan uyanabilecekken kötü olanlar hakikate ulaşana kadar döngüde kalacak.

    akıllıca bir teori. belki olabilir. zekanızdan ötürü tebrikler.

    kısaca kendimce öğrendiklerimi anlatayım.
    mantık kuralları herşeyin bir anda iyi yaratılmasına izin vermiyor. iyileri yaratınca yanında ister istemez kötüler de var oluyor. bu kötülerin herşeyi ele geçirmemesi için insanların belli bir süre içerisinde ölmesi gerekiyor. dolayısı ile yaşlanmaları gerekiyor. bu yüzden bu dünyada herşey iyileşmiyor. ama öteki dünyada herşey iyileşecek.


    Peki normal dinler?

    Allah olsaydın o dinlere inananlara ne yapardın.

    Bir dine mensup olmak demek o dinin kurallarına körü körüne inanmak demek. Sizce bu insanlar testi geçebilir mi.

    Bence hayır.

    Çünkü bir dine mensup olmak demek o dinde iken yaptığınız iyiliklerin dayatma sonucu olması demek.

    Yani istiyerek değil. Zekat vermezsen yanarsın diyor.

    Belkide allah diğer dinleri bize onları reddedelim diye gönderdi. Bu sayede insanlar kendi öz iradeleri ile bir şeyler gerçekleştirebilir.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Doğmadan önce neyse, o olacak.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: DnzIrmk

    Doğmadan önce neyse, o olacak.

    Doğmadan önce hiçbirşeydin. Öldükten sonrada hiçbirşey olacağını ima ediyorsun. Eee hayattada hiçbirşeydin. Kısacası --HİÇBİRŞEY--

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Herkesi kendin gibi mi sanıyorsun, belki "çok şey"im :)

    Ayrıca ölümden sonra hayat, bilinç vb. olduğuna inanan biri asla bu hayata gerekli önemi veremez.
  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.