Şimdi Ara

Çorlu Ahi Evran Meslek Lisesinde yaşanan rezillik (5. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
129
Cevap
1
Favori
45.017
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
54 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Ogretmene kaymakamlik sorusturma

    acmis.

    Ogrencilerin egitimini etkileyecekleri bir ceza alacaklarini sanmiyorum

    Idareye haber vermesi gerekirmis ogretmenin

    Idarenin 3 maymunu oynayip bu ogrencilerden haberinin olmadigini dusunmek asiri polyanicilik olmazmi

    Bu olayda ogretmen aldigi cezala kalacaktir

    Olay zamana birakilip toplum gozunde ogretmen karalama kampanyalari son gaz devam edecektir

    Ne cabuk unuttunuz.

    Daha dune kadar forum ogretmen yatiyor soyle tatili var boyle parasi var diye konusulup sovulmuyormuydu

    Saman alevi tez sonup su akip yolunu bulacaktir

    Iyi seyirler

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • okulun face sayfasında yazılanlara bakılırsa, babası belli olmayan kırmızılı kaçacak delik arıyor
  • jerryyyy J kullanıcısına yanıt
    öğretmen sadece soruşturma geçirir belki uyarı alır, neyse ki böyle saçma bir nedenle meslekten atılmaz ...
    zaten idareye bildirse ne olacak ki, öğretmen idareye gitse müdürün yapacağı hareket şudur; ...
    müdür ilçe milli eğitim müdürüne gitse onun da yapacağı budur; ...




  • milli güvenlik derslerine giren yüzbaşı binbaşı gibi öğretmenler lazım bunlara bizde meslek lisesine gittik iyice azıtmış bu döl israfları
  • beyler siz rahat olun.çorlu genci bu vitaminsiz bebeyi gördüğü yerde indirir.
  • 2 sene meslek lisesinde okuyan biris olarak, zor kurtardım kendimi o yerden.
    hey gidi günler hey.
    cidden ne kadar yobaz aile çocugu varsa meslek lisesindedir, istisnalar kaideyi bozmaz.
    neler gördü bu gözler, 24 yaşındayım hala aklıma gelince meslek lisesi ortamı bi irkilirim.
  • Her lisede vardır böyle kendini göstermek isteyen dengesizler. Özellikle meslek liselerinde (ben de meslek lisesi mezunuyum) Hoca ciddi anlamda pasif kalmış. Hoş kırmızılı gibi dengesiz sözde öğrenciler hoca şikayet etse okul çıkışında hocayı sıkıştırıp belki dövecekler. (Kendi lisemde yaşandı) Hoca da uğraşmak istemeyinde böyle oluyor işte. Diğer arkadaşların da dediği gibi zaten hoca dokunsa soruşturma açıyorlar. Burada asıl görev idarede zira bu eleman daha önce de mutlaka böyle bir şey yapmıştır. Ver 3 gün (yönetmelik kaç diyorsa işte) sonra 7 gün sonra okul değiştirme. Bir kaçına yap bunu bakalım bir daha yapabiliyorlar mı? Veli gelince dik duracak idareci.

    Kimse o öğrenciyi de kazanmak lazım diye gelmesin şimdi. Bu dingilin kazanılacak bir yeri kalmamış.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kelimeler salt hece yığını değillerdir. Her bir harf, her bir hece, kelimeyi bambaşka bir anlama sokar. Kelimeler birer duruştur aslında, dilin akrabaları arasındaki konumunu belirten. Kelimelere yüklene anlamlar, onun zaman içerisinde kazandığı değer ve kullanım şekli, kelimeyi dildeki müstesna yerine yerleştirir. Bu da yılların tecrübesi ile gerçekleşir.



    Dil devrimi, Türkçenin zaman içerisindeki tecrübesini birkaç sene içinde sıfırlamış ve sıfır kilometre taptaze kelimeleri hayatımıza sokmuştu. Bu da aslında kelimelere yüklenen anlamları bir kenara bırakarak yeni bir sosyal sistemin kurulmasını sağladı. Ben bu konuya girmeden, neden böyle bir giriş yaptığımı açıklamaya çalışacağım.



    Eğitim sistemi, sosyal yapının en önemli parçasıdır. Eğitim, ham toplumu bir millet haline getirme sistemidir. 19. yy’dan itibaren tabana yayılan eğitim sisteminin tek gayesi aslında budur. Anadolu coğrafyasını ele aldığımızda, tarihten bugüne eğitim sisteminin gelişimi konsantre bir üründen seyretilmiş bir ürüne dönüşme süreci olarak değerlendirebiliriz. Eğitim, medreseler ve devletin özel akademileri (enderun, harem gibi) daha çok, eğitime uygun kişileri eğitmek ve onların eğitimle belirli yerlere gelmesini sağlamak üzerine kurulu bir sistemden, herkese aynı eğitimi verip herkesi üniversite mezunu bireyler haline getirmeye çalışan sisteme dönüştü. Burada işte bahsetmek istediğim şeye geliyorum. Bugün hala kullanılan ama genel olarak tercih edilmeyen “talebe” kelimesi, eğitim sistemimizin bir özeti aslında. Talebe, talep eden demektir. Yani, eğitim gören birisinin talebe olması, onun ilmi talep etmesi demek oluyordu. İlmi talep eden birey, eğitimini sürdürmek için coğrafyalar değiştirebiliyordu. Anadolu’dan kalkıp Bağdat’a, Mısır’a, Semerkant’a, Buhara’ya giden kişiler eğitimlerini devam ettiriyorlar ve bu gaye üzerine yollarda seneler geçirebiliyorlardı. Bugün, talebe “öğrenci”ye dönüşüverdi. Edilgen bir kelime olan öğrenci, öğretilen, eğitilen kişi gibi anlamlara gelebiliyor. Öğrenci bugün, okula gitmeye bile tenezzül etmeyen, hapishane içerisindeymiş gibi okula tıkılan ve etrafı dikenli tellerle çevrilen genç beyinler, okumaktan ziyade dolaşmak, oyun oynamak, zaman öldürmek istemektedirler. Okulların sıkıcı, mecburi ortamı “öğrenci”yi zorluyor, eğitime olan isteğini öldürüyor. Yani kelimeler hayata bire bir dokunuyorlar ve kelimeler sosyal yapıyı etkileyebiliyorlar.



    Talebe’den Öğrenci’ye



    İlmi talep edenden, ilmin zorla öğretildiği kişiye evrilen eğitim alan kişi, eğitim sisteminin değişimini de gözler önüne sermektedir. Halkın tamamına yayılan seyretilmiş ilim, halkı bir tebaa haline getirme projesinin aslında ne kadar tehlikeli olduğunu da göstermektedir. Müfredatın git gide ağırlaştığı, sistemde yükselmenin sınavlara bağlandığı, 2-3 saatlik imtihanlarla geleceğin şekillendirildiği eğitim sistemi, ilmi gerçekten talep eden ve gerçek bir ilim insanı olabilecek kişileri çarkları arasında ezmektedir. Becerisine göre bir bölüme gidemeyen, eğitim alması için gitmesi gereken yerlere gidemeyen, eğitim araç gereçlerine istediği zaman erişemeyen bu kişiler, ülkenin kayıp hazineleri haline gelebiliyorlar. Müstemleke ülkelerinde görülen bu iğrenç yapı, Türkiye’nin sanki bir sömürge ülkesiymiş gibi ülkemizde de görülüyor ve eğitim sistemi devleti ileri götürmesi gerekirken kalitesiz bir neslin ortaya çıkmasını sağlıyor.



    Çözüm?



    Bu sorunun çözümü çok basit aslında. Eğitimi, ilgilenen kişiye vermek. Bir çocuk, gerek ölçme ve değerlendirmeler sonucu, gerekse kendi inisiyatifi ile, temel eğitimden sonrasını okumak istemiyorsa okutulmayacak. Onun lisede öğrendiği türev integral, dolaşım sistemi, fizik kanunları, edebiyatın yapı taşları, coğrafya terimleri onu daha iyi bir birey haline getirmeyecek. Mesleki okullara yönlendirilebilecek bu bireylere, meslekleri dışında ihtiyaçları olmayan şeyler anlatılmayacak. Yüksek öğrenime geçmek istediklerinde okullarındaki başarıları göz önüne alınacak, herkese sorulan sorular sorulmayacak. Birey ilmi talep edecek. Meslek olarak “öğrenciyim” diyen bir kişi öğrencilik mesleğini yerine getirecek. Zamanını eğitime, okumaya, öğrenmeye ayıracak ve formal eğitimi tamamlandığında toplumun ve kendisinin ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir kişi olarak yaşama atılacak.



    Uygulanabilir mi?



    Eğitim sisteminin adam edilmesi için ya radikal kararlar alıp zorla uygulatmak ya da sosyolojik yapıyı değiştirmek, zihniyete dokunmak gerekir. İnsanların ön lisans programlarına “gerizekalıların gittiği bölümler” olarak bakmamaları sağlanacak mesela. Sınavdan düşük alan öğrenciye aptal muamelesi çekilmeyecek. Sınavın, yüksek öğrenimin bir seçim sistemi olduğu, sınavdan düşük almanın zeka geriliğine işaret olmadığının, 4 yıllık bölümler okumananın aptallık işareti olmadığının insanlarca anlaşılması gerekmektedir. Zihniyet değişince zaten daha iyi bir eğitim ortaya çıkacaktır.



    Sözlerimi, Bosna Hersek’in ilk cumhurbaşkanı Aliya İzzetbegoviç’in bir sözüyle tamamlamak istiyorum:



    “Hazır ahlaki ve siyasi çözümler takdim eden veya zorla kabul ettiren okul, kültür açısından barbarcadır. Böyle bir okul serbest şahsiyetler değil, tebaa yetiştirir. Bu vasfiyle belki medeniyete katkısı olur, fakat kültürü geriye götürür.”

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • V-for-vandetta kullanıcısına yanıt
    Sorması ayıp ama nişanlınızın branşı nedir?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: YeşilOk

    Sorması ayıp ama nişanlınızın branşı nedir?

    Teknoloji tasarım hocam. Liselerde muhasebe derslerinede girebiliyorlar

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Dayak cennetten çıkma lafına katılıyorum. Bu ziyan velet topluma kazandırılamaz, anladığı dilden anası babası gibi ayıca anlaşmak şiddet uygulamak gerek.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • TEOG kaldırıldığı zaman yerine ne geleceği hakkında fikri olmayan bi milli eğitim bakanının olduğu ülkede bunlara şaşırmamak gerek.

    Sınıfta kalmanın olmadığını bu konuyu okuyunca öğrendim, dayak ve şiddet kötü ona tamam da, sınıfta kalma olsa bunun gibi dersin huzurunu bozana öğretmen 2 kazık soru sorup sözlüden sıfırı basıverecek, ondan sonra çıt çıkarmaya korkar it sürüleri.
  • Ben ilkokulda iken bu şekilde öğrenciler mevcuttu. Müdür yardımcıları bunları bir güzel döver evine gönderir ertesi gün babası gelip elini önüne bağlayıp öğretmenlerden özür dilerdi.

    Ben ortaokulda iken bu tip öğrencilerin velileri müdürler ile araları o kadar samimiydi ki bu öğrencler her türlü yaramazlığı yapar sadece kulağı çekilirdi.

    Ben lisede iken bu öğrenciye vuran veya azarlayan hocalar hep soruşturma yedi. Hocaya sınıfta " ne güzel götün var " diyen öğrenci, hala herkese anlatır. Kadın öğretmenliği bırakmıştı o gündn sonra. Çünkü soruşturma yemiş tahrik etmekten.


    Bunlar benim sadece kısaca özetlediğim kısmı. Her gün daha kötüye gidiyor. Öğretmenleri daha nitelikli yapmak yerine daha zengin velileri seçtiği sürece sistem bu hale dönecektir. Bu arada ben öle arada sokak okullarında değil gidip müdüre rüşvet verilip o okula ikametgah alınarak okudum. Benim zamanımda önlük para,arma parası,sıra parası vs vs giden paraları alan bir müdürümüz vardı. Adamın üzerine binlerce dava açıldı. Şuanda Müfettiş olmuş öğretmenleri denetliyor :D




  • Bunlara öğretmen değil hayvan terbiyecisi lazım adam ne yapsın?
  • meb,tekirdağ il milli eğitim müdürlüğü,çorlu ilçe milli eğitim müdürlüğü olmak üzere her yeri arayıp tepkimi gösterdim ama daha acı bir durum var.ne meb(alo 147) yetkililerinin ne de tekirdağ il milli eğitim müdürlüğünün olaydan haberi yok.telefonuma bakan insanlara dedim ki ''yahu siz nasıl insansınız hiç ana haber de mi izlemiyorsunuz,Türkiye ayağa kalktı'' verdikleri cevap ''haber izleyip izlememiz sizi ilgilendirmez.'' sağ olsun ilçe kaymakamlığındaki beyefendi ile güzelce konuştuk.bakın burada yapılacak şey şudur: bu sınıftaki insanların hiçbirinden bu ülkeye fayda gelmez.bunları hazırda savaş varken en önde süreceksiniz.bunların bu ülkeye ancak bu şekilde faydası olur.oradaki kızların pişkin pişkin gülüşlerine bakın hele.Allah'ın kezbanları. öğretmenlerin elini kolunu bu şekilde bağlayan sistemin Allah belasını versin.öğretmenlik çok zor meslek.katil olmamak elde değil.şu hareketlerin 10'da 1'ini bana yapmaya kalksalar o çocuğu orada öldürürdüm.




  • V-for-vandetta kullanıcısına yanıt
    çok yerinde bir karar vermişsin çünkü nişanlın olumsuz bir durum yaşadığında senin başın belaya girecek.15 yıldır bizi yönetenlerin eğitim kurumunun içine nasıl sıçtığının örneği budur.

    ulan biz ne dayaklar yedik eve gidip velime söyleyince bir de o döverdi.

    hiçbir öğretmenin öğrenciyi haksız yere dövdüğünü görmedim.

    dayak çözüm mü ? tabi ki değil ama bazen de vazgeçilmez bir gerçek. bana sorsanız bir fiske vurulmamalı,çocuk anında okuldan atılmalı.zaten bu öğrenci kılıklı yaratığın topluma hiçbir faydası olmaz.ya telefon kabı satar ya da sanayiye gider.orada da milleti kazıklamaya çalışan insan müsveddesi olur.

    dikkatimi bir şey daha çekti.ön sırada oturan birkaç kezban da öyle bir gülüyor ki... ne yazık ki bizim yalaka toplum bu kezbanları otobüste görünce hemen yer verir ama yaşlı bir kadın bindiğinde hiç oralı olmaz.

    küfürlü yazmamak için kendimi zor tuttum çünkü gerek forum yaptırımı gerekse bu kırmızılı yaratık ya da yakını buraları okuyup bizi mahkemeye verirse emin olun hakaretten ceza alırız.




  • x2yk X kullanıcısına yanıt
    herhangi bir siyasi görüşüm ya da yatkınlığım yok da sen neden bu kadar savunuyorsun hükümeti? yok yani bir kere bile şu konuda yanlış yapıyor, evet haklısın dediğini duymadım la senin. konuyla alakasız bu mesajım, 1 kere de savunmayın ne fanboy çıktınız, körü körüne öyle bağlanmışsın ki laf söyleyince çıldırıyorsunuz.
  • Ulan ne dövülür he, pekmezini akıta akıta yavaş yavaş

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İnanın bu birşey değil bundan 2 yıl önce tahtaya cıkıp hocayla tartışıp sen ne konuşuyorsun senden fazla kazanıyorum diyen elemanlarla okudum ben

    Yunus Emre ne demiş Gezdim Halep ile Şam’ı, Eyledim ilmi talep. Meğer ilim bir hiç imiş, illa edeb illa edeb.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • ahmetbayram5 A kullanıcısına yanıt
    Hocam elimde olsa öğretmenlik yapmasına izin vermeyecem ilkokul olmasına rağmen çocuklar o kadar saygısız ki, türlü türlü sıkıntıları var. Ailelerin de çok suçu var iyi yetiştiremiyorlar çocuklarını

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 34567
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.