Şimdi Ara

çocuk meydana getirmek

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
47
Cevap
0
Favori
1.202
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • bu konu hakkında düşüncelerinizi merak ediyorum herkes kendi açısından bakıyor tabiki genel olarak çok güzel bir duygu ama çocuğun varolma kararına teknik açıdan söz sahibi olamaması ona karşı bende sorular meydana getiriyor



  • Eğer bu Dünyaya çocuk getirilecekse ona iyiliği değil kötülüğü öğretmek lazımki sonradan başkasının gazabına uğramasın..Yani Dünyaya bi çocuk getirdiğimiz zaman ona iyiliği mi yoksa kötülüğü mü öğreticez.Ben kötülüğü öğretirim şayet.Çünkü iyiliği öğretirsem bu seferde ezilicek..
  • Allah tarafından yaratılma konusunda da söz sahibi değildin. Seni yarattım istersen dünyaya göndereyim olmazsa buralarda takıl denmedi. Aynı hesapla ilerlersek, spermler rahimde döllendikten sonra çocukla iletişim kurup ''bir halt ettik doğmayı ister misin acaba?'' diyebileceğimiz bir teknoloji geliştirilmedikten sonra sorgusuz sualsiz doğurmaya devam. Ya da öyle bir teknoloji olur ki direk sperme sorabiliriz, neden olmasın ?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Le petit prince -- 12 Mart 2010; 23:19:28 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Le petit prince
    Allah tarafından yaratılma konusunda da söz sahibi değildin. Seni yarattım istersen dünyaya göndereyim olmazsa buralarda takıl denmedi. Aynı hesapla ilerlersek, spermler rahimde döllendikten sonra çocukla iletişim kurup ''bir halt ettik doğmayı ister misin acaba?'' diyebileceğimiz bir teknoloji geliştirilmedikten sonra sorgusuz sualsiz doğurmaya devam. Ya da öyle bir teknoloji olur ki direk sperme sorabiliriz, neden olmasın ?

    spermlere belki soramazsınız ama sahip çıkabilirsiniz
  • Siz çocuk yapmadan önce "var olmaya kendi karar verebilme ihtimali olan bir çocuk" olmadığı için onun elinden alınan bir hak da yoktur. Tamamen sizin kararınızdır, rahat olun...
  • Çocuk yapmak yanlıştır. İnsan çocuk ya da bebek dünyaya getirerek, aslında içinde kendi büyütemedeği çocukluğunu yeniden var etmeye çalışır. Çocuk yapan birinin hayatı kaymalıdır, eğer kendine yeteri kadar dürüst davranabilirse. Çocukların size, aslında sizin onlara ihtiyacınız olduğundan daha az ihtiyaçları var. İşte bu, hayat kaydırmalıdır. Hayatı kayan ve daha sonra bir ölçüde bunu toparlayan biri herşeyin sonunda ben çocuğu kendi bencil isteklerim için yaptım diyebilecektir. Bunu çocuğunuza ve kendinize itiraf ettiğinizde ortaya gerçek bir ilişki çıkar. Ve bu dakikadan sonra çocuğun size ihtiyacı yoktur. Hem siz, hem de çocuğunuz bu hayat içerisinde öğrenebileceği en önemli bilgiyi öğrenmiş demektir.

    Üremek, nesli devam ettirmek? Bunlar sadece güzel öğretilmiş ve inandırılmış şeyler.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: köle
    Üremek, nesli devam ettirmek? Bunlar sadece güzel öğretilmiş ve inandırılmış şeyler.


    Tam tersi bence sizin yukarıdaki düşünceniz öğretilmiş bir düşünce.

    Hiçbir öğreti ve inanç kavramının ulaşamadığı bir yerde üremenin olmayacağını mı düşünüyorsunuz?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: köle

    Çocuk yapmak yanlıştır. İnsan çocuk ya da bebek dünyaya getirerek, aslında içinde kendi büyütemedeği çocukluğunu yeniden var etmeye çalışır. Çocuk yapan birinin hayatı kaymalıdır, eğer kendine yeteri kadar dürüst davranabilirse. Çocukların size, aslında sizin onlara ihtiyacınız olduğundan daha az ihtiyaçları var. İşte bu, hayat kaydırmalıdır. Hayatı kayan ve daha sonra bir ölçüde bunu toparlayan biri herşeyin sonunda ben çocuğu kendi bencil isteklerim için yaptım diyebilecektir. Bunu çocuğunuza ve kendinize itiraf ettiğinizde ortaya gerçek bir ilişki çıkar. Ve bu dakikadan sonra çocuğun size ihtiyacı yoktur. Hem siz, hem de çocuğunuz bu hayat içerisinde öğrenebileceği en önemli bilgiyi öğrenmiş demektir.

    Üremek, nesli devam ettirmek? Bunlar sadece güzel öğretilmiş ve inandırılmış şeyler.




    İnsanlar cinsel ilişkiye girerken birçok vücut faaliyetleri en üst seviyede seyreder hatta kriz geçirmesi bile muhtemeldir. Cinsel ilişki tıbbı açıdan çok risklidir ancak bu dünyada bahşedilmiş en güzel duygudur.

    İnsanlarda da hayvanlık iç güdüsü vardır, örneğin annelik iç güdüsü. Hiçbir zaman anne olamamış veya baba olamamış bir bireyin bunları anlaması mümkün değildir. Çocuk yapmanın nasıl bir şey olduğunu sağlıklı bir şekilde tahlil edebilmek için aynı koşullar altında en az iki defa yaşamak ve birisinde çocuk sahibi olup diğerinde de olmamak gerekir.

    Gerçek ilişkinin ne olduğunu bilebilmek için onu yaşamak gerekir. Ayrıca tüm insanların bu kadar basit düşüncelere sahip olmadığı da bir gerçektir. Çünkü her insan bu tarz konularda sadece kendi hesabına konuşmayı bilmelidir. Hayata mutlak doğruya ulaştığı kanaatiyle devam eden kişi hiçbir zaman ona ulaşamamış demektir. mutlak doğruya ulaşılamadan ondan bahsedilemez.




  • Yıllar önce bir film seyretmiştim. Filmde iki ayrı çiftin hayatları vardı. Bunlardan biri, iyi eğitim görmüş, düzgün işlere sahip ve yaşadıkları şehrin "üst" olarak anılan bölgesinde ikamet eden entellektüel bir çift; diğer çift ise, çalışmayan, erkeğin elinde bira, göbeği açık bir şekilde bütün gün televizyon karşısında, kadının ise ucuz makyaj malzemeleri ile vakit doldurduğu bir çiftti.

    Bu çiftlerden "entellektüel" olarak görüleni oturup dünyayı ve dünyanın gidişatını eleştiriyorlar, hayat ve doğadaki hataları, bu hataların çıkış nedenlerini sorgulayıp devamlı suçlanacak birşeyler bulup duruyorlar ve sonunda da çocuk sahibi olmamaya karar veriyorlar. Bu dünyaya yeni bir çocuk getirmenin o çocuğa haksızlık olduğunu düşünüyorlardı. İkinci çiftimiz ise üreme ile cinsel ilişki arasındaki bağı kuramamış ve durmadan hamilelikle sonuçlanan bir ilişki yapısına sahiplerdi. Ne dünya, ne de dünyaya gelmelerine neden oldukları çocuklar onlar için önemli değildi.

    Aradan 500 yıl geçtikten sonra, tekrar dünyanın haline çevrilen kameralara yansıyan görüntü, sadece bira içen erkekler ve ucuz makyaj malzemesi kullanan kadınların tüm dünyaya hakim olduğunu gösteriyordu.

    Konuyla alakası olmasa da, konuyu görünce aklıma geldi ve paylaşmak istedim.

    Saygılar...




  • quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    Yıllar önce bir film seyretmiştim. Filmde iki ayrı çiftin hayatları vardı. Bunlardan biri, iyi eğitim görmüş, düzgün işlere sahip ve yaşadıkları şehrin "üst" olarak anılan bölgesinde ikamet eden entellektüel bir çift; diğer çift ise, çalışmayan, erkeğin elinde bira, göbeği açık bir şekilde bütün gün televizyon karşısında, kadının ise ucuz makyaj malzemeleri ile vakit doldurduğu bir çiftti.

    Bu çiftlerden "entellektüel" olarak görüleni oturup dünyayı ve dünyanın gidişatını eleştiriyorlar, hayat ve doğadaki hataları, bu hataların çıkış nedenlerini sorgulayıp devamlı suçlanacak birşeyler bulup duruyorlar ve sonunda da çocuk sahibi olmamaya karar veriyorlar. Bu dünyaya yeni bir çocuk getirmenin o çocuğa haksızlık olduğunu düşünüyorlardı. İkinci çiftimiz ise üreme ile cinsel ilişki arasındaki bağı kuramamış ve durmadan hamilelikle sonuçlanan bir ilişki yapısına sahiplerdi. Ne dünya, ne de dünyaya gelmelerine neden oldukları çocuklar onlar için önemli değildi.

    Aradan 500 yıl geçtikten sonra, tekrar dünyanın haline çevrilen kameralara yansıyan görüntü, sadece bira içen erkekler ve ucuz makyaj malzemesi kullanan kadınların tüm dünyaya hakim olduğunu gösteriyordu.

    Konuyla alakası olmasa da, konuyu görünce aklıma geldi ve paylaşmak istedim.

    Saygılar...

    Paylaşımın için teşekkürler
    Konu içinse söyleyecek pek birşey yok gibi,bu doğanın kanunu çünkü.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    Yıllar önce bir film seyretmiştim. Filmde iki ayrı çiftin hayatları vardı. Bunlardan biri, iyi eğitim görmüş, düzgün işlere sahip ve yaşadıkları şehrin "üst" olarak anılan bölgesinde ikamet eden entellektüel bir çift; diğer çift ise, çalışmayan, erkeğin elinde bira, göbeği açık bir şekilde bütün gün televizyon karşısında, kadının ise ucuz makyaj malzemeleri ile vakit doldurduğu bir çiftti.

    Bu çiftlerden "entellektüel" olarak görüleni oturup dünyayı ve dünyanın gidişatını eleştiriyorlar, hayat ve doğadaki hataları, bu hataların çıkış nedenlerini sorgulayıp devamlı suçlanacak birşeyler bulup duruyorlar ve sonunda da çocuk sahibi olmamaya karar veriyorlar. Bu dünyaya yeni bir çocuk getirmenin o çocuğa haksızlık olduğunu düşünüyorlardı. İkinci çiftimiz ise üreme ile cinsel ilişki arasındaki bağı kuramamış ve durmadan hamilelikle sonuçlanan bir ilişki yapısına sahiplerdi. Ne dünya, ne de dünyaya gelmelerine neden oldukları çocuklar onlar için önemli değildi.

    Aradan 500 yıl geçtikten sonra, tekrar dünyanın haline çevrilen kameralara yansıyan görüntü, sadece bira içen erkekler ve ucuz makyaj malzemesi kullanan kadınların tüm dünyaya hakim olduğunu gösteriyordu.

    Konuyla alakası olmasa da, konuyu görünce aklıma geldi ve paylaşmak istedim.

    Saygılar...

    Bence çocuk konusunda iki çiftte hata yapmış.
    Savaş meydanından kaçmak gibi bir şey olmuş.Dünyayı embesillere bırakıp kendilerince cezalandırmışlar



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi KayhanKaan -- 13 Mart 2010; 10:09:13 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: nanaka9

    quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    Yıllar önce bir film seyretmiştim. Filmde iki ayrı çiftin hayatları vardı. Bunlardan biri, iyi eğitim görmüş, düzgün işlere sahip ve yaşadıkları şehrin "üst" olarak anılan bölgesinde ikamet eden entellektüel bir çift; diğer çift ise, çalışmayan, erkeğin elinde bira, göbeği açık bir şekilde bütün gün televizyon karşısında, kadının ise ucuz makyaj malzemeleri ile vakit doldurduğu bir çiftti.

    Bu çiftlerden "entellektüel" olarak görüleni oturup dünyayı ve dünyanın gidişatını eleştiriyorlar, hayat ve doğadaki hataları, bu hataların çıkış nedenlerini sorgulayıp devamlı suçlanacak birşeyler bulup duruyorlar ve sonunda da çocuk sahibi olmamaya karar veriyorlar. Bu dünyaya yeni bir çocuk getirmenin o çocuğa haksızlık olduğunu düşünüyorlardı. İkinci çiftimiz ise üreme ile cinsel ilişki arasındaki bağı kuramamış ve durmadan hamilelikle sonuçlanan bir ilişki yapısına sahiplerdi. Ne dünya, ne de dünyaya gelmelerine neden oldukları çocuklar onlar için önemli değildi.

    Aradan 500 yıl geçtikten sonra, tekrar dünyanın haline çevrilen kameralara yansıyan görüntü, sadece bira içen erkekler ve ucuz makyaj malzemesi kullanan kadınların tüm dünyaya hakim olduğunu gösteriyordu.

    Konuyla alakası olmasa da, konuyu görünce aklıma geldi ve paylaşmak istedim.

    Saygılar...

    Bence çocuk konusunda iki çiftte hata yapmış.
    Savaş meydanından kaçmak gibi bir şey olmuş.Dünyayı embesillere bırakıp kendilerince cezalandırmışlar





    Konu akıyo




  • quote:

    Orijinalden alıntı: neverlate

    quote:

    Orijinalden alıntı: köle
    Üremek, nesli devam ettirmek? Bunlar sadece güzel öğretilmiş ve inandırılmış şeyler.


    Tam tersi bence sizin yukarıdaki düşünceniz öğretilmiş bir düşünce.

    Hiçbir öğreti ve inanç kavramının ulaşamadığı bir yerde üremenin olmayacağını mı düşünüyorsunuz?


    Kendi üzerine hayat üzerine çocuklar üzerine ve kadınlar-erkekler üzerine üstün bir gözlem yeteneği olan kişi çocuk yapmaz. Çünkü daha kendisinin çocuk olduğunu bilir. Çocuklar-bebekler üstüne çok şey söyleyebilirim ama anlaşılmayacağı için kesiyorum.

    quote:



    Orijinalden alıntı: döküntü

    İnsanlar cinsel ilişkiye girerken birçok vücut faaliyetleri en üst seviyede seyreder hatta kriz geçirmesi bile muhtemeldir. Cinsel ilişki tıbbı açıdan çok risklidir ancak bu dünyada bahşedilmiş en güzel duygudur.

    İnsanlarda da hayvanlık iç güdüsü vardır, örneğin annelik iç güdüsü. Hiçbir zaman anne olamamış veya baba olamamış bir bireyin bunları anlaması mümkün değildir. Çocuk yapmanın nasıl bir şey olduğunu sağlıklı bir şekilde tahlil edebilmek için aynı koşullar altında en az iki defa yaşamak ve birisinde çocuk sahibi olup diğerinde de olmamak gerekir.

    Gerçek ilişkinin ne olduğunu bilebilmek için onu yaşamak gerekir. Ayrıca tüm insanların bu kadar basit düşüncelere sahip olmadığı da bir gerçektir. Çünkü her insan bu tarz konularda sadece kendi hesabına konuşmayı bilmelidir. Hayata mutlak doğruya ulaştığı kanaatiyle devam eden kişi hiçbir zaman ona ulaşamamış demektir. mutlak doğruya ulaşılamadan ondan bahsedilemez.


    Sen anne misin? Baba mısın? Çocuğun var mı? Söylediklerim basit mi? :)

    Söylediklerim basit değil. Kendi hesabıma konuştuğumu biliyorum, ama bunların aksini bana savunacak güçlü yorumların olmadığını da biliyorum. Kadınların annelik içgüdüsü falan yoktur, psikolojik ihtiyaçları için çocuk yaparlar. Hayatının kontrolünü eline alamayan insan çocuk yapar, çünkü ona ihtiyaç duyar.

    Çocuk yapmak çok mu keyif verici? Yaşanması gereken bir duygu mu? Olabilir, ama çocukları aşırı derecede sevmenin ve tam olarak bu yüzden onları dünyaya getirmeme fikrinin, bundan daha da keyifli olduğunu söylüyorum. Bebekler dünyaya hiç bilmediğimiz bir ruh haliyle geliyorlar, bunu bildiğini zannedip onun ağlamasını susturmaya çalışmak, oyunlar oynamak ve birtakım kurallar koymak sadece kendi egonuzun tatminidir. O bebeğin size hiç bir zaman ihtiyacı olmadı, ama siz bunu görebilecek durumda değilsiniz.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: köle
    Kendi üzerine hayat üzerine çocuklar üzerine ve kadınlar-erkekler üzerine üstün bir gözlem yeteneği olan kişi çocuk yapmaz. Çünkü daha kendisinin çocuk olduğunu bilir. Çocuklar-bebekler üstüne çok şey söyleyebilirim ama anlaşılmayacağı için kesiyorum.



    Sırf şu sözünüz bile çocuk yapmama fikrinin "öğretilmiş" bir düşünce olduğunu kanıtlıyor.

    Çocuk sahibi olma isteği içgüdüseldir. Etrafınıza bir bakın hayvalar, bitkiler, tek hücreli canlılar, hepsi ürüyorlar. Bunlar da mı inançlarından, psikolojik sorunlarından dolayı yapıyorlar? Annelik içgüdü de bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır. Sadece insanlarda değil, hayvanlarda da vardır.

    Hadi diyelim ki egomuz için çocuk yapıyoruz. Buradaki sorun nedir? İnsanlar kendileri için hiçbir şey yapmamalı mı?

    Yukarıda belirttiğim gibi olmayan bir bebeğin dünyaya gelip gelmemeyi seçme ihtimali yoktur. Bu yüzden onun "elinden alınan bir hak" da yoktur. Sizin iddia ettiğiniz gibi var olmadan önce, "bize ihtiyacı olmayan" bir bebek de yoktur. Seçimler dünyaya geldikten sonra yapılır, eğer memnun değilseniz yaşamınıza son verirsiniz. Bu kadar basit.




  • Hayati tam olarak kavradigimiz soylenemez, bu durumda bu anlamsizlik ile baska bir bireyi de bas basa birakmamiz soz konusu.. Nitekim zor bir karar olmali..
  • Etrafınıza değil kendi içinize bakın diyorum. Bana bilimi anlatmayın, bana kendinizi anlatın. Hayatı sıradan birşey olarak algılıyorsunuz, biz şu an bir mucize yaşıyoruz. Bilimi de bitkisi de hayvanı da içgüdüsü de herşeyi bir yere kadar açıklayabilir. Kendi içinizdeki bebeğin ya da çocuğun sesini dinleyip bu dünyada neden olduğunuzu bir sorgulayın.

    Ben çocuk yapmaya ihtiyaç duymuyorum. Bu ihtiyaç duymayışı burdan kelimelere dökmeye çalışıyorum sadece, ve sizlerin, kendi varoluşunuzdan ne kadar kopuk olduğunuzu görüyorum. İçgüdüler, hayvanlar, bilim falan. Açıklamalar için bunlara da ihtiyacınız var.

    Bu dünyaya niye geldiğinizi, neden yaşadığınızı bir sorgulasanız tartışma zaten bitecek. Gidip tanrı tartışmalarına katılacaksınız.

    Doğacak bebeklerin yaşam hakkını değil, kendinizinkini sorgulayın. Tüm hayvanlar da böyle yapıyor değil, kendi içinizden gelen daha mantıklı bir sebep söyleyin.




  • Bu soruyu çocuk sahibi olan üyelere sorup cevapları onlardan almak daha efektif olur..
  • @köle;

    Yaşını öğrenebilirmiyiz? Yaşını tam söylemek istemezsen anlaşılabilecek bir yaş aralığı da verebilirsin..
  • quote:

    Orijinalden alıntı: köle

    Etrafınıza değil kendi içinize bakın diyorum. Bana bilimi anlatmayın, bana kendinizi anlatın. Hayatı sıradan birşey olarak algılıyorsunuz, biz şu an bir mucize yaşıyoruz. Bilimi de bitkisi de hayvanı da içgüdüsü de herşeyi bir yere kadar açıklayabilir. Kendi içinizdeki bebeğin ya da çocuğun sesini dinleyip bu dünyada neden olduğunuzu bir sorgulayın.

    Ben çocuk yapmaya ihtiyaç duymuyorum. Bu ihtiyaç duymayışı burdan kelimelere dökmeye çalışıyorum sadece, ve sizlerin, kendi varoluşunuzdan ne kadar kopuk olduğunuzu görüyorum. İçgüdüler, hayvanlar, bilim falan. Açıklamalar için bunlara da ihtiyacınız var.

    Bu dünyaya niye geldiğinizi, neden yaşadığınızı bir sorgulasanız tartışma zaten bitecek. Gidip tanrı tartışmalarına katılacaksınız.

    Doğacak bebeklerin yaşam hakkını değil, kendinizinkini sorgulayın. Tüm hayvanlar da böyle yapıyor değil, kendi içinizden gelen daha mantıklı bir sebep söyleyin.




    Madem farklı konuları konuşacağız; "çocuk yapmak öğretilmiştir" veya "annelik içgüdüsü yoktur" gibi komik şeyler söylemeyin. Eğer bu sözlerinize gerçek dışı, şiirsel anlamlar yüklüyorsanız bilemem. Zira bu aralar böyle anlaşılmaz konuşmaya çalışmak moda.

    Şimdi bilimden bahsettik diye "kendi varoluşumuzdan uzak" olmuşuz. Felsefe yapmanın ne demek olduğunu anlayamayan insanlar var bu forumda. Zannediliyor ki bilimden bahseden biri felsefik düşünemez. Yine zannediliyor ki felsefe yapmak, sürekli kapalı ifadelerle, benzetmelerle, şiirsel anlatımlarla konuşmaktır. Tamamen yanlış düşünceler.

    Şimdi bilimi bir kenara bırakıyorum ve kendimi sorguluyorum. Eğer var olmak mucizevi bir şey ise neden içimdeki binlerce potansiyel mucizeden birinin gerçek olmasına engel olayım ki?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: neverlate

    Madem farklı konuları konuşacağız; "çocuk yapmak öğretilmiştir" veya "annelik içgüdüsü yoktur" gibi komik şeyler söylemeyin. Eğer bu sözlerinize gerçek dışı, şiirsel anlamlar yüklüyorsanız bilemem. Zira bu aralar böyle anlaşılmaz konuşmaya çalışmak moda.

    Şimdi bilimden bahsettik diye "kendi varoluşumuzdan uzak" olmuşuz. Felsefe yapmanın ne demek olduğunu anlayamayan insanlar var bu forumda. Zannediliyor ki bilimden bahseden biri felsefik düşünemez. Yine zannediliyor ki felsefe yapmak, sürekli kapalı ifadelerle, benzetmelerle, şiirsel anlatımlarla konuşmaktır. Tamamen yanlış düşünceler.

    Şimdi bilimi bir kenara bırakıyorum ve kendimi sorguluyorum. Eğer var olmak mucizevi bir şey ise neden içimdeki binlerce potansiyel mucizeden birinin gerçek olmasına engel olayım ki?


    Üstteki arkadaşa cevaben yaşım 26. Çocuk yapma konusu şahsidir, aslında bana göre tüm konu başlıkları şahsidir, ben şahsım üzerinden gitmeden bu olayı başka kaynaklardan destek alarak anlatamam.

    Mucizevi birşey derken o manada söylemedim. Mucize yaşamın sırlarının her insanın kendi içinde olmasında saklı. Bilim-felsefe-forumlar ve en güvendiğiniz kaynaklar bile çoğu zaman "yanlış" şeyler söylemekteler. Herşeyden bağımsız bir sır var içimizde.

    Yaşamak mı istiyoruz ölmek mi, ağlamak mı istiyoruz gülmek mi, işte bunların hepsi bir sır. Bunlar bebekler için de bir sır. Siz ağlayan bir bebeği susturmayı öğrendiniz. Ama onun neden ağladığına dair çok net şeyler bilemessiniz.

    Ben madem bunları görüyorsam, size çocuk yapmak öğretilmiştir diyeceğim, içgüdü yoktur da diyeceğim. Çünkü içgüdünün manası, insanın üremek için karşı koyamadığı bir istektir. İşte bu manadaki bir içgüdü doğru değil, aranılan tek şey üremek ve yeni bir yaşam yaratmak değil.

    Daha fazla açıklama yapmadan şunu soriyim, hayatından ne kadar mutlusun? Dış dünyadan ve tüm öğretilenlerden kopabilecek kadar haz dolu bir yaşam sürüyor musun? Bana soracaksan eğer ben sürüyorum. Bu yüzden çocuk yapmayacağım çünkü ben zaten bir bebeğim. Bir bebeğin ne hissettiğini senden çok daha iyi anlayabilirim. Ve bir bebeğin gözünden senin içgüdülerinin olması, annelik duygularının olması ve tüm hayvanların da bu şekilde yapması o kadar komikki, ben sadece kafamı çevirip daha fazla ağlamak istiyorum. Benim ağlayışım sizlerden daha mutlu.




  • 
Sayfa: 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.