Şimdi Ara

Çiftçi cinnet geçirdi 1500 tane kiraz ağacını motorlu testere ile gözünü kırpmadan kesti (6. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
169
Cevap
1
Favori
8.180
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
73 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • kangroo kullanıcısına yanıt

    olur mu canım adam agaçları kökünden kesmiyor 5 yıl sonra tekrar cıkar kiraz

  • quote:

    Orijinalden alıntı: gonulbas

    Hey Allahim, o agaci keyfine mi kesiyor? Onu kesip yerine baska agac ekecek veya tarla yapip meyve sebze ekecek.



    Alıntıları Göster

    O adam bu vizyonla yerine ekeceği başka ağaçları da keser merak etme sen. Zihniyet meselesi bu.


    Madem yerine başka bir şey ekecek kökünden söktürsün başka bir yere taşınsın ağaçlar. Belediyeye söylese onlar bile yapar o kadar ağaca kıyılmamış olurdu.

  • 01Mrt 0 kullanıcısına yanıt

    Dediklerinizde doğruluk payı var. Ama eksik bilgiler de var. Şöyle ki kiraz gibi ağaçlar çok yıllık bitkiler. Ticari değeri olan ürün vermeye 7 yıldan önce başlamaz. Yani bugün kiraz dikiyorum deseniz ürünü 7 yıl sonra toplamaya başlarsınız. Bu ceviz gibi geç veren ağaçlarda 8-9 yılı bulurken limon gibi erken veren ağaçlarda 5-6 yıla kadar düşebilir. Ama daha erken ürün vermez. Anlayacağınız ürün verene kadar geçen o 7 yıl boyunca kiraz geliriniz olmuyor, bir şekilde başka bir gelir de sağlamanız gerekiyor. 7 yıl sonrasının planlamasını da yapamayacağınıza göre burada iş sizden çıkıyor. Ancak Hollanda gibi tarım politikaları gelişmiş ülkeler, bu tip durumlarda önceden yıllar sonrasında elde edilecek ürün miktarını hesaplayıp ona göre ekim dikim izni veriyor. Böylece ürünlerin fiyatında da istikrar sağlanmış oluyor.


    Bir diğer husus çok cinslilik. Kayısı ile kiraz aynı bölgelerde pek yetişmez. Kayısı ağacı daha erikgillerden. Biraz daha sıcağı sever daha düşük rakımda yetişir. İkisinin elbet beraber yetiştiği yerler vardır ama ya verim düşüktür yada çok az bölgede bu ikililik mümkündür. vişne ise kiraz ile aynı bölgede yetişebilir. Ancak vişnenin ticari değeri yok denecek kadar azdır. Kiraz gibi talep görmez, sadece meyve suyu veya reçel gibi tüketimlerde trend olmaktadır. Bu da kazancı aşırı derecede düşürmektedir. O yüzden yüzlerce vişne ağacının ekili olduğu bahçe bulmak çok zordur. Pazarı kesin olmadığı için ancak reçel fabrikaları gibi yerler büyük bahçe olarak dikimini sağlar. Kiraz ise hem yurt içinde hem de yurt dışında ticari değeri yüksek bir üründür. Sayımı kayısı ve reçele göre çok daha kolaydır. Alıcısı daha çoktur. Bunların dışında kiraz ve vişne eğer aynı arazide ise birbirlerini tozlama ihtimali çok yüksektir bu da ürünün lezzetini ve kalitesini bozar. eğer 500 kiraz ile 500 vişneyi yanyana dikerseniz muhtemelen elinizde 1000 ağaçlık ne kiraz ne de vişne olan türde melez meyveleriniz olur. O yüzden meyve bahçeleri genelde tek tiptir. Tek tip ağaç dikimi yapılır.


    Karpuz, domates, kavun gibi ürünler tek yıllıktır o yüzden populariteye göre fazla yada az dikimi olabilir. Ancak bu sefer de şu var, doğal sebeplerle verim düşerse ürünün fiyatı da yükselebilir. Bir ülkenin tamamında karpuz yetiştirildiğini düşünün eğer ciddi oranda verim düşüşü varsa yine de karpuzun fiyatı düşmeyecektir. Tarımsal riskleri minimize etmek çok fazla mümkün değil malesef. Doğanın işleyişinde kontrol edemeyeceğiniz mekanizmalar var.


    Son yıllarda zeytin konusunda şöyle bir şey yaşandı, kıraç arazide bile yetişebilmesi, az su ilaç istemesi, sanayiden gıdaya temizlik ürünlerinden kozmetiğe kadar bir çok alanda kullanılabiliyor olması sebebiyle zeytin ürünlerine rağbet arttı bununla birlikte üretimi de arttı. Ancak Suriye de yaşanan savaş sırasında ülkemize düşük fiyatlarla (hatta bazen ücretsiz olduğu da söylendi) inanılmaz miktarlarda zeytin ürünü girişi oldu. Ve bu durum üreticiyi adeta yıktı. Konuyla ilgili bir haber: 'Yerli mal' diye Suriye'den gelen yağı kullanıyoruz! (cumhuriyet.com.tr)


    Tüm bunların dışında henüz pazarı oluşmadan trend olan ürünler de oldu tabi ki alıcısı oluşmadığı için üretici kendi tercihiyle mağdur oldu ancak o kadar az bir üretici ki hani toplama etkisi yok denilebilir. Genelde altın kiraz, ejder meyvesi gibi ürünler üretmeye çalıştırlar, popüler kültürün şişirdiği ürünler olduğu için de ilk sezonunda patladılar.



    @Jeopol


    sizin mesajınıza gelecek olursak, sokaktaki vatandaş eğer ürünün kimin yolladığıyla ilgilenmiyorsa , ürünün neden pahalı olduğuyla da ilgilenmiyor demektir.


    Alıntı

    metni:
    Eğer çiftçi kendisine haksızlık yapıldığını düşünüyorsa buna karşı olmalı. Ancak öyle bir durum söz konusu değil. Gayet mutlular.

    Çiftçi kesimin büyük çoğunluğu şu anda 50 yaş üzerinde. Aman rahat bir işim olsun aman zorlanmadan çalışıp yaşayayım gibi haklı isteklerle gençlerin hiç biri çiftçilik yapma eğilimine girmiyor. Bu büyük oranda eğitim sistemimizin eksik ve yanlış olmasından da kaynaklanıyor. İyi bir iş bulamayan vatandaş asgari ücretle hizmet sektörüne girme derdinde. Hepimizin vardır bir tanıdığı hatta belki kendimiz bile böyle düşünüyor olabiliriz, "iş bulamazsam asgari ücretle markete girerim" diyen. Tamam tüm vatandaşlarımızı asgari ücretli yapalım. Ama o zaman kim tarım ürünlerini üretecek????


    Bir diğer konu yaş ve eğitim durumundan dolayı çiftçilerimizin çoğunluğu kendi dertlerini nasıl anlatacaklarını bilmiyor, internetten tamamen uzak bir hayat yaşıyorlar. Bu insanlar sizin bizim gibi saatlerini bilgisayar başında internette geçirmiyorlar. Zaten gündüz ya tarladalar ya da bahçede, gece de ya sulama yapıyordur ya da dinleniyordur. Bu sebeple bu insanların gelip bu platformlarda kendi dertlerini anlatmasını bekleyemeyiz. Tarım ile ilgili sorunlar uzaktan çözülebilecek sorunlar değildir, yerinde çözülmesi gereken problemlerdir.


    Ben de istemiyorum ülkede adil olmayan bir vergilendirme sistemi yüzünden kötü bir hayat geçirmeyi. 2 yıl önce iş yeri açtım hala cebimden harcıyorum. Kar yapmadığım gibi her ay peşin vergisinden damga vergisine devlete bir sürü vergi ödüyorum.


    Üretemediğimiz ürünü dışarıdan alıyoruz, dışarıdan gelen ürüne harcanan paraların oluşturduğu cari açığı da vergi ile kapatmaya çalışıyoruz. Sistem tamamen yanlışlar üzerine kurulu. Ülkemizde üretilse otomobil fiyatları da yurtdışında ki kadar düşük olur. Ancak ne bir yerli firmamız ne bir yerli markamız ne de yerli bir fabrikamız var. Başkaları gelecek de , yatırım yapacak da, o ürünler pazara girecek de, ihracımız artacak da, ekonomimiz düzelecek...


    bu ülkede daha önce de elektrikli otomobil üretimi için denemeler oldu. geçtiğimiz 20 yıl içerisinde yürür örnekleri olan elektrikli araçları internetten araştırabilirsiniz. bunlara neden destek olunmadığını önce kendimize sonra oy verdiklerimize sormalıyız.





  • kesin akpye oy vermiştir. bu adam seçim olsun gene akpye oy verir.

  • quote:

    Orijinalden alıntı: Oğuzhaan

    Gel ben seni 2 liraya satılan kirazlara götüreyim kardeşim görmüş olursun satılıyor mu satılmıyor mu. Her yer istanbul ankara değil, kirazı da buralar yetiştirmiyor zaten.

    Olur tabiki hocam. Hangi şehir miş o çok merak ettim gerçekten. Ben antalya için söylüyorum, pazarda 20 lira olan hiç bir ürünü tarladan 2 liraya alamazsınız. Öyle bir şey olsa çiftçi tutar 10 kişi yükler kamyonetlere kilosunu 10 liradan satıp ürünü kendi dağıtır. Merak etmeyin o köylü diye acıyıp küçümsediğiniz insanlar o kadar da saf değil. Ha tabi pazarda ederi 4 lira olacak kadar kötü ürün ise bilemiyorum.


    Siz birebir gördüyseniz öyle bir şey, bana da yönlendirmenize gerek yok. Kendiniz arkadaş grubunuz ile gidin alın, aracın arkasına koyup 10 liradan satın ne güzel kazanç işte.





  • ne boş duyarı kasılmıs konuda :)


    yok ağaçmış kesilmezmiş.



    geçim kaynağı o ağaçlar. para etmezse süs niyetine izleyecekti sanırım. buradaki "boş duyarıcılar" adamın zararını oderdı o zaman.



    ya başka meyve ağacı dikilecek yada birşekilde sebze tarımı yapılacak.


    görende ormanlık arazıdekı ağaçları kesti sanır.

    bu duyarı kasanların maaşlarının %70 ını kesın bırak %70 i %5 ini kesın kıyametler kopar. ama ınsanların çalısıp cabalayıp cebıne gecen 3 kurus oldugunda bunu kabullenemeyenlere tepkı verır.

  • Yurtdışında ki adamlar oranın parasına göre bedavaya yakın çok ucuza meyve/et yiyor.Üretici şikayet etmiyor.Oranın sistemini uygulamak gerekir.Bizde bu yıl ne para ettiyse seneye herkes onu ekiyor,o işe giriyor.Seneyede bol olduğundan ucuz oluyor.Sonraki sene kimse ekmiyor pahalı oluyor.Bu döngü böyle devam ediyor.

  • Buradan oturarak sallamak güzel. Adam kâr etmiyorsa o ağacı daha ne diye tutacak? Adamın geliri çiftçilik. Kirazda getiri yoksa kesip başka bir şey diker. Doğayı düşünecek hali yok ya. Karnını siz mi doyuracaksiniz, cebine parayı siz mi koyacaksınız?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Para için herşeyi yaparlar bunlar.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • urugakhina U kullanıcısına yanıt

    1 ağaç 25 kg kiraz veriyor. 1.500 ağacı kestiğine inanmıyorum ama toplasaydı 37 Ton kiraz yapardı. Bunu kaç kamyonetle kaç günde satacak ? Bir meyve kaç gün bozulmadan satılabilir.

    Biraz mantıklı olmak lazım. Yok öyle pazara giderim, kendim satarım, kamyona koyarım vs. onların çoğu küçük esnaf.


    37 Ton kirazın sizin evinize her gün taze gelmesinin bedeli kilogram başına 18TL demektir. 2TL de üretim bedeli.



    https://tarim.ibb.istanbul/



    Burada 23 haziran itibariyle kirazın kilosu 4-25tl arasında değiştiği yazıyor. Çiftçinin kirazı kalitesizse verilen fiyat normal gibi.





  • 1500 ağacı bir adamın kısa sürede kesebileceğine inanan pollyanalar. Sinirden o kadar ağaç kesilmez 10 tane kesersin 20 tane kesersin hadi 100 tane kestin sinir mi kalır. Motorla bile olsa 1 ağaç kolay kesilmiyor.

    < Bu ileti Android uygulamasından atıldı >
  • kangroo kullanıcısına yanıt

    Yazınızda katıldığım yerde var katılmadığımda.Öncelikle kiraz,vişne ve kayısı diyerek örnek vermiş.Bu ürünleri değiştirebilir yerine ekleme çıkarma yapabilir.Bir katılmadığım konu özelikle Çukurova bölgesinde kaliteli malın yurt dışı ve ülke içinde büyükşehirlere gitmesi.Kalitesiz malın dışarda satılması daha zor olduğu için adam satabilmek için kaliteli malı şehir dışına gönderiyor.Kendi ürettiği bölgede ikinci sınıf mal yiyoruz özelikle kiraz mesela.Günümüzde zincir marketler anlaştığı için daha kaliteli sebze meyve bulmak eskiye göre kolaylaştı.


    Bizim ülkede hala küçük arazi sahipleri çoğunlukta miras bölünme derken bu alanların verimleri düşüyor neyseki günümüzde millet köyden şehire göç ettiği için bölgedeki zengin insanlar arazileri topluyor.20-30 yıla ülkede tarım devrimi kendiliğinden gerçekleşir büyük çiftlikler ortaya çıkacak.Buda tüm ülkeye fayda sağlayacak.Günümüzdeki çiftçi genel olarak cahil ürettiği malı planlama yapmadan belirli bir kalitede olmadan üretiyor .Ülkede belli bir tarım politikası olmadığı için iyice dibe batıyorlar.


    Tarım ürünlerini ithal etmekte sakınca görmüyorum ama ithal ettiğin denetimi ve kalitesi önemli ülke her ürünü üretmek zorunda değil ihraç etiklerin ithal ettiklerinden daha fazla para kazandırıyorsa sorun kalmıyor.


    Velhasıl çiftçi cahil,büyük çiftçikler yok,tarım politikası yok,tarım ekipmanları pahalı.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: TyRunG

    1 ağaç 25 kg kiraz veriyor. 1.500 ağacı kestiğine inanmıyorum ama toplasaydı 37 Ton kiraz yapardı. Bunu kaç kamyonetle kaç günde satacak ? Bir meyve kaç gün bozulmadan satılabilir.

    Biraz mantıklı olmak lazım. Yok öyle pazara giderim, kendim satarım, kamyona koyarım vs. onların çoğu küçük esnaf.


    37 Ton kirazın sizin evinize her gün taze gelmesinin bedeli kilogram başına 18TL demektir. 2TL de üretim bedeli.



    https://tarim.ibb.istanbul/



    Burada 23 haziran itibariyle kirazın kilosu 4-25tl arasında değiştiği yazıyor. Çiftçinin kirazı kalitesizse verilen fiyat normal gibi.

    Büyük ihtimal ile ekonomik ömrünü doldurmuş ve artık ürün vermeyen ağaçlar zaten. Ki üzerlerinde de meyve yok farkındaysanız. Yani o kadar da adam isyan etmiş, dalında kiraz olan ağaçları kesmiş değil.



    Kirazın kalitesiz olup o fiyatlara alıcı bulması da bir ihtimal tabi ama pazara çıktığınızda 15-20 liraya kiraz yiyorsanız, kusura bakmayın da bu durumda ben çiftçiye de kızarım.



    İnanın 37 ton değil 137 ton olsa, modern tarım yapıyor olsalar o ürün bir şekilde değerlendirilebiliyor. Bu çiftçi arkadaşlar ürün benden 2 liraya çıkıp nasıl pazarda 20 lira oluyor diyerek bir şekilde çözüm bulabilirler. Ama kendi çevremden örnek vereyim, adamın serası var diyelim mesela, arkadaş ağa olduğu için kendisi serada ürün toplamayı zul görüyor kendisine. Oysa çoluk çocuk girişseler işçiye para vermek zorunda kalmayacaklar. Ama tabi o zaman yeni aldıkları mercedesle caka satacak vakit bulamayacaklar.



    Yine diyorum, biraz organize olup illerindeki tarım kooperatifinde, bu ürün ucuza gidiyor bunu hammadde yerine ürün haline getirip satalım diye de çoğu örgütlenmiyor. Kirazı reçel olarak satsın, domatesi salça olarak satsın mesela olmaz mı? Bal gibi de olur ama yine diyorum ya o ağaların çoğu kendilerine yediremiyor bu tarz işlerle uğraşmayı.





  • TyRunG T kullanıcısına yanıt

    Burada kooperatif kuramamalarinin nedenleri iyi analiz edilmelidir.

    Madem ucuza veriyorsun aracılar yiyor meyve üreticileri birleşir kendi bildikleri gibi ulaşımı sağlar aracıların yediği paraları kendilerine kalır.

    Haaa yasal olarak engelleri varsa da oy verdikleri vekillere baskı yaparlar yasal düzenleme yapılır.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: kuklacini

    Yazınızda katıldığım yerde var katılmadığımda.Öncelikle kiraz,vişne ve kayısı diyerek örnek vermiş.Bu ürünleri değiştirebilir yerine ekleme çıkarma yapabilir.Bir katılmadığım konu özelikle Çukurova bölgesinde kaliteli malın yurt dışı ve ülke içinde büyükşehirlere gitmesi.Kalitesiz malın dışarda satılması daha zor olduğu için adam satabilmek için kaliteli malı şehir dışına gönderiyor.Kendi ürettiği bölgede ikinci sınıf mal yiyoruz özelikle kiraz mesela.Günümüzde zincir marketler anlaştığı için daha kaliteli sebze meyve bulmak eskiye göre kolaylaştı.


    Bizim ülkede hala küçük arazi sahipleri çoğunlukta miras bölünme derken bu alanların verimleri düşüyor neyseki günümüzde millet köyden şehire göç ettiği için bölgedeki zengin insanlar arazileri topluyor.20-30 yıla ülkede tarım devrimi kendiliğinden gerçekleşir büyük çiftlikler ortaya çıkacak.Buda tüm ülkeye fayda sağlayacak.Günümüzdeki çiftçi genel olarak cahil ürettiği malı planlama yapmadan belirli bir kalitede olmadan üretiyor .Ülkede belli bir tarım politikası olmadığı için iyice dibe batıyorlar.


    Tarım ürünlerini ithal etmekte sakınca görmüyorum ama ithal ettiğin denetimi ve kalitesi önemli ülke her ürünü üretmek zorunda değil ihraç etiklerin ithal ettiklerinden daha fazla para kazandırıyorsa sorun kalmıyor.


    Velhasıl çiftçi cahil,büyük çiftçikler yok,tarım politikası yok,tarım ekipmanları pahalı.

    Çiftçi malın kalitesini nasıl belirleyecek? Bu fabrikasyon bir üretim değil ki kalıp koyup şu şekilde ürün alalım diyelim. Ağaç ne verirse toprak ne verirse çiftçi onu alır. Cahil kısmına pek katılmıyorum çiftçi piyasada ki ulaşılabilir her türlü tekniği kullanıyor. Kimyasal mücadele, mekanik mücadele, doğal yollarla mücadelelerden tutun otomatik sulama ve ilaçlama sistemlerine otomatik hasada kadar her şeyi yapıyor. Ya ben şunu anlamıyorum " çiftçi cahil ilkel yöntem kullanıyor" sözü çok dolaşıyor. Modern yöntemler nelerdir? Var mı bildiğiniz modern yöntemler? Bilmek isterim kendimi geliştirmek adına. Çünkü bu söz bana daha çok kulaktan dolma bir söz gibi geliyor.


    İkincisi daha önce de dediğim gibi ürünün kalitesine göre pazara sunulmasını çiftçi belirlemiyor. Bunu alan, pazarcıya markete satan belirliyor. Tabi ki en iyi kalite ürünler ihraç ediliyor.


    Tarım ürünleri ithalatı tarımı bitiren ekonomik olarak enflasyona sebep olan bir politikadır. İthal edildikçe ihraç edilecek ürünü eken çiftçi malını satamadığı için ekmiyor. Ülkede pirinç eken kalmadı. Çok az yerde ekiliyor.


    Büyük çiftliklerin oluşması çok zor çalışan yok. Büyük çiftliklerde kim çalışacak düzenli olarak? Siz bir bahçede yaşamak ister miydiniz? Tarım politikası yok maalesef. Tarım ekipmanları o kadar pahalı ki inanamazsınız. Almanya ile ters düştüğümüzde kilogramı 50 lira olan tarımsal ilaçlar 150 liraya çıktı.





  • quote:

    Orijinalden alıntı: kangroo

    Çiftçi malın kalitesini nasıl belirleyecek? Bu fabrikasyon bir üretim değil ki kalıp koyup şu şekilde ürün alalım diyelim. Ağaç ne verirse toprak ne verirse çiftçi onu alır. Cahil kısmına pek katılmıyorum çiftçi piyasada ki ulaşılabilir her türlü tekniği kullanıyor. Kimyasal mücadele, mekanik mücadele, doğal yollarla mücadelelerden tutun otomatik sulama ve ilaçlama sistemlerine otomatik hasada kadar her şeyi yapıyor. Ya ben şunu anlamıyorum " çiftçi cahil ilkel yöntem kullanıyor" sözü çok dolaşıyor. Modern yöntemler nelerdir? Var mı bildiğiniz modern yöntemler? Bilmek isterim kendimi geliştirmek adına. Çünkü bu söz bana daha çok kulaktan dolma bir söz gibi geliyor.


    İkincisi daha önce de dediğim gibi ürünün kalitesine göre pazara sunulmasını çiftçi belirlemiyor. Bunu alan, pazarcıya markete satan belirliyor. Tabi ki en iyi kalite ürünler ihraç ediliyor.


    Tarım ürünleri ithalatı tarımı bitiren ekonomik olarak enflasyona sebep olan bir politikadır. İthal edildikçe ihraç edilecek ürünü eken çiftçi malını satamadığı için ekmiyor. Ülkede pirinç eken kalmadı. Çok az yerde ekiliyor.


    Büyük çiftliklerin oluşması çok zor çalışan yok. Büyük çiftliklerde kim çalışacak düzenli olarak? Siz bir bahçede yaşamak ister miydiniz? Tarım politikası yok maalesef. Tarım ekipmanları o kadar pahalı ki inanamazsınız. Almanya ile ters düştüğümüzde kilogramı 50 lira olan tarımsal ilaçlar 150 liraya çıktı.



    Alıntıları Göster

    üretmeyen bilmeyen klavye başında sallamasını çok iyi biliyor malesef. sanki kalıba sokuluyor meyve sebzeler fabrikasyon cıkıyor 


    birde bilmiş bilmiş sallamaları yokmu :)




    çiftçiliği 100lerce dönüm bugday nohut gibi hubbubat ürünleri sanıyorlar tıpkı devletin üst makamları gibi. makina ile yapılacak bir iş değil bir çok alan.


    gelişmiş hangi tarım aletiyle kiraz(meyve) toplayacaklar? hangi aletle işleri kolaylastıracaklar?

    hangi aletle sebze toplayabilecekler ? (patlıcan salatalık domates biber vs)


    bu işlerin hepsi insan gücü isteyen şeyler. insan gücüde artık çalışmak istemiyor. 100 tl 120 tl günlük yevmiye olmuş. sabah kahvaltı öğlen yemek minimum 150 liraya maal oluyor 1 işçi.



    sebze tarafında ilaçlama harici hangi gelişmiş aleti kullanabilecekler?



    ağaçlar hastalıklı degılse %90-95 uygulaması bellıdır. ilacıda gübreside. az yada çok uygulama ağacın meyvenın sebzenın şekline göre değişir.


    seralarımıza 3 farklı jenarasyon yüksek ziraat mühendisi uğrar. arkadaş eş dost. %95 birbirinin aynısı uygulamalar ve oluşan sorunları soylerler. çiftçiler cahil bu yuksek muhendıslerımızde cahil olmalı

    diye düşündüm. çünkü nasıl beslersek besleyelım tum meyve sebze tek ağaçtan oldugu ıcın her bır tanesı ıcın ayrı ayrı besleme yapılamayacak 




    biz bu işin alım satım üretim kanalının hepsınde varız. "meyve" tarafında yokuz. o tarafta malıyetler cok fazla oldugu ıcın.


    "0" tl olan ürün buradan istanbul haline girdiğinde 1-1,5 tl oluyor minimum. çünkü vergi paketleme ve nakliye ücreti bu tutuyor.

    insanlar tarlada 30 kurus bız neden 3-4 liraya yiyoruzu anlayamıyor kavrayamıyor malesef. TV ye çıkan çok bilmişler "aracılar yıyorr yhaaa" gibi saçma argumanlarla tvlerde çığırtganlık yapması ayrı bır olay malesef. bunların gazıyla forumlarda bunu goruyoruz yıne malesef.





  • Bugün global belli mahsülleri üretip pazarlayan şirketlerin belirli kalite standartları var nasıl oluyorsa öyle.Çiftçi cahil ilkel yöntem kullanıyor öküzle tarla sürüyor demiyorum.Ürettiği ürünle ilgili bilgisi zayıf Dünya ne oluyor yeni trendler takip edebilecek donanıma sahip değil.Neyseki günümüzde youtube ulaşabiliyorlar.Ayrıca köyde belli bir yaş üstü olup yıllardır aynı düzen aynı mahsulü eken tipler var.Nerden biliyorum yıllardır çiftçi olan akrabamın bir tanesinin Tigem de çalışmaya başladıktan sonra daha fazla mahsül almasından daha farklı ürünler ekmesinden biliyorum.


    İkincisi tarım ürünleri ithal edilebilir bu tarımı bitirmez.Nasıl bugün Ordu,Giresun da sadece fındık üretip çoğu ürünü diğer illerden alıyorlarsa ülke içinde geçerli.Ayrıca ithal edilen ürünlerin çoğunun kalitesiz ve pahalı olmasının sebebi ülkedeki genel zihniyet yüzünden.


    Büyük çiftliklerde gayette çalışan bulunur.Gelişmiş ülkere bakmak yeterli çifçilik yapan insanların ya da şirketlerin kaç dönüm üzerinde hangi aletlerle tarım yaptığına bakmak yeterli diye düşünüyorum.90 model traktörler hala ortada şaka gibi.





  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.