Çiftçi cinnet geçirdi 1500 tane kiraz ağacını motorlu testere ile gözünü kırpmadan kesti (5. sayfa)

Bana aşırı mantıksız bir önerme olarak geliyor bu dediğiniz. Asgari ücretli market çalışanı aynı partiye oy veriyorsa bunun cezasını neden başka partiye oy veren çiftçi çekiyor?

Akp bu devletin başına %50 yi aşkın oylar alarak geldi. 2 kişiden 1 i oy verdi demektir bu. Kötü bir şey oluyorsa daha da beter olsun diye ilenmek berbat bir şey. Başka konularda bana dokunmayan bin yaşasın diyenleri eleştiriyorsunuz ancak sizin bu yaklaşımınız da farklı değil. Seçmene hükümetle devleti birbirine karıştırmayın derken, millet ile partileri birbirine karıştırmak fikrin ve zikrin birbirinden ne kadar zıt olduğunu gösteriyor.

Hükümetler gelir geçer millet baki kalır. Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllarda yüce önder Atatürk'ün hareketlerini kendinize örnek alın. Şunu unutmayın bu ülkede yaşadığımız sürece bir diğerimize ihtiyacımız var. Benimle olmayan ölsün demek sadece nefreti, düşmanlığı ve kini körükler. 1 defa yaşıyorsunuz bence bu kısa hayatı bu kadar nefret ve kötülükle doldurmak yersiz. Günün sonunda yediğiniz ekmeği üreten fırıncı sevmediğiniz partiyi destekliyor, o ekmeğin ununu çeken değirmenci başka bir partiyi destekliyor, unun buğdayını üreten çiftçi sizin desteklediğiniz partiyi destekliyor olabilir. Ama ekmek sizin midenize iniyor.

Bu ülkede çiftçi milletin efendisi ise çiftçinin verdiği oy önemli.

Market çalışanı işini bırakınca saydığınız kişiler yine yiyecek bulur bunda bir sıkıntı olmaz yerine gider alır.

Ama çiftçi üretmeyi durdurur ise alacak ürün bulunmaz sözünüz doğru ama işin temeli olan çiftçi hala hala yıllarca kazık yemesine rağmen sokakta malını yollara atmasına rağmen neden ısrarla aynı partiye oy veriyor bizde bunu sorguluyoruz. Hadi memuru maaşını alıyor işçisi asgari ücrete zam bekliyor alıyor maaşi garanti olmayan çiftçi neden hala aynı kafada?

Ya anlatılanlar gibi zor durumda değil yada ideolojik olarak takıntılı ve kazık yese dâhi kazık yediği yerden vazgeçmiyor buda maalesef ki Kendi sorunları.

Toplanıp bir kooperatif kuramayan ürettiği ürünün alıcıya ulaşmasında kendi kontrolü olmayan çiftçinin ürününü bedavadan biraz fazla satıp ağlaması çok normal.

Benimle olmayan ölsün diyen AKP ve şaksakcılari biz değiliz. Bizim derdimiz neden uçuruma giderken bu ahmakligi yapanlarla aynı kefede olmamız. Bu ahmakligi yapanlara bin on hin yuzbin defa anlatılmasına rağmen hâlâ aynı durumdan vazgeçmemiş olmaları.

Hiç kusura bakmayın ülke şöyle böyle geçim sıkıntısı var diyen kim olursa olsun oyum akp ye reise dediği an benim gözümde sıfırdır ve daha da beter olmasını istememe gerek yok olacaktır da zaten.

zannediyorum aracılar yapıyor.

Hocam çiftçi tarafını anlatayım.

Şimdi kiraz işçisinin yemek, getir götür, su vs harici günlük yevmiyesi 100 lira. Kiraz eğer nisanda martta eken ege tarafı çiftçisi değilseniz şuan, yani haziran ayında 2 liradan fabrika tarafından alınıyor. Kirazın bol olduğu yerlerde ise direkt pazar fiyatı bile 2-3 arası. Dolayısıyla 1 işçi 50 kilo, yaklaşik 2 büyük kasa, kiraz toplyacak ki kendi parası çıksın. 50 kilo kirazın üstü çiftçiye kalıyor. günde bir işçi 200 kilo toplasa 400 lira eder, 100ü direkt yevmiyeye gidiyor, yemek veriyosun kişi başı 20 lira desen, getir götür yapıyor bazı yerler kişi başı 10 desen çiftçiye kalıyor 270 lira para. 200 kilo kirazdan 270 lira kazanırsa bir insan, bu bir de kâr değil, bakım, ilaç masrafı va var. Adam ekmez.

Gel ben seni 2 liraya satılan kirazlara götüreyim kardeşim görmüş olursun satılıyor mu satılmıyor mu. Her yer istanbul ankara değil, kirazı da buralar yetiştirmiyor zaten.

Yani durum ortada.

Eee ne olmuş?. Ortada olan sizin akp sever olduğunuz akp ye toz kondurmamak adına takla atıp benim cevaplarım dan kendinizce saçma sapan şeyler kurgulamaniz.

Evet akp yi destekleyip daha sonra ağlayanlar Beter olsun bin beter olsun.

Bunu çiftçi yapmaz alan toptancı ,komisyoncu yapar. Çiftçinin zaten ihracat izni yok. İhracat izin belgelerinin nasıl alındığına da bakabilirsiniz o da ayrı bir konu

İşte ekonomi boyutunda o kadar kolay değil. Şöyle düşünün bugün bir otomobilin usa da birim fiyatı ile ülkemizde ki birim fiyatına bir bakın. eğer tarım ürünleri de üretilmez ise benzer şekilde katlanır.

33 yaşımdayım. 7 yaşımdan beridir topraktayım. Bu olayın aslı şudur; çiftçi ürünü sattıktan sonra hasadın ardından komisyoncu veya toptancı ürünü aldığında bozulmasın çürümesin parazitlenip mantarlanmasın diye dışına ilaçlama yapar (o elmada mum gibi gördüğünüz şey değil, o elmanın kendi ürettiği bir sıvıdır elma kendini mumlar doğaldır.) bu hemen hemen tüm meyvelerde yapılan bir işlem. Bu ürün yurtdışına gittiğinde o günkü politik durumlara göre bu bahane ile geri çevrilebilir. Ab de sözde üzerinde ilaç kalıntısı olan ürünü almayız diyor ancak yine de alıyor. Yani bir kuralımsı var ancak uygulayan pek yok. Eurovizyon gibi düşünün. Politik iklime göre isteyen istediğine en yüksek puanı veriyor. Ben de kendi ürettiğimi yiyorum size de aynısından veriyorum. Meyvelere ürünlere zehir veriyor muyuz oho hemde ne zehirler. Ama iyice yıkarsan gözle görünür bir etki oluşmuyor. Ama ilaçsız ürün arıyorsanız yani bilmiyorum o şekilde üretebilen var mı, 3 farklı konumda aynı ürünü üretmeyi denedim ilaçsız hiç bir şekilde dayanabilen ürün üretemedim. İlaçlamanın sebebi de genel olarak fideden kaynaklanıyor. Melezleştirilerek verimi artırılan fideler hastalıklara karşı daha dayanıksız oluyor.

Bu ilaç yada zehir konusunun arkasını irdeleyince karşımıza kimyasal ilaç firmaları ile kuralları sözde uygulamaya çalışan kurumlar çıkıyor.

Kaç sene emek vermişsin, seneye ne olacağını biliyor musun? Alternatif pazar bulabilirsin veya ticaret yolu. Sinirini anlıyorum ama yazık olmuş o kadar cana, çok üzüldüm.

Yazık o ağaca, ona verilen emeğe ve o yetiştiricinin hayallerine...

Sizin de çok iyi bildiğiniz bir yanlış var burada maalesef çiftçimiz bunu hep yapıyor.

"Bu sene ne para ediyorsa seneye onu ekmek" burada kiraz söz konusu ama sonuca bakarsak benzer bir durum.

1500 tane kiraz ekmek yerine 500 kiraz 500 kayısı 500 vişne ekilebilirdi zamanında yada daha farklı ağaçlar.

Sabancının yöntemi zararı minimuma indirmek, çok büyük yatırımların riski azaltılıyor bu şekilde.

Çocukluğumuzdan beri bildiğimiz bir şey var kayısı yada kiraz bu sene çoksa seneye az oluyor, şeklinde neredeyse tüm meyveler için geçerli bir durum bu.

Tıpkı karpuzun bu sene çok olup, çiftçinin traktörle parçalaması gibi olmuş ağaların kesilmesi ama yazık günah.

Çiftçi desteklenmeli ama para ile değil, yönlendirilmeli hatta zorlanmalı bunu ekebilirsin yada bunu ekmelisin ki bu tip durumları yaşamayalım.

Eko sistem bozuluyor ve çiftçilerin yaptığı iş daha kıymetli bir hal alıyor ancak anlayan yok.

sorun kirazda değil kirazın yetiştiği şehirde.Kiraz karadenizde yetişseydi devlet garantisi ile 20 liradan alınır gerekirse çöpe atılırdı.

Çiftçilere ziraat mühendisi gidiyor kovuyorlar sen neyden anlarsın diye.

Bir nebze doğruluk payı var ziraat mühendisi olarak mezun olup hiçbir şey ogrenmemis gençlerimiz var.

Burada suçu gençlere değil de nitelikli eğitim öğretim verme konusunda çaba sarf etmeyip ideolojik düşüncesini empoze etmeye çalışanlar da aramak lazım.

Avrupa da Amerika'da bilinçli teknolojik tarım yapılıyor verim artıyor maliyet düşüyor ve düzgün satış kanalları ile tarladan alınan ürün alıcıya Uygun fiyattan ulaşıyor çiftçi de kazanıyor.

Bizde aracılar nemalaniyor alıcı ile üreticiyi birbirine düşürüyorlar.

bende anlamıyorum bu fiyatları. antalya gibi bir yerde ne eksen yetişiyor ama fiyatlar yeri geliyor istanbuldan bile pahalı oluyor. kiraz geçen cuma kilosu 15 tl idi.

Hey Allahim, o agaci keyfine mi kesiyor? Onu kesip yerine baska agac ekecek veya tarla yapip meyve sebze ekecek.

Ahaaa ülkede ağaç niye yok sizin zihniyet yüzünden. Satsin ozaman o işi yapacak başka birine kiraya versin. Sizin zihniyet zeytin ağaçlarını da kestirdi maden var diye