Şimdi Ara

Cenaze gününden izlenimlerim

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
28
Cevap
0
Favori
13.904
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • 2-3 gün önce babannemi kaybettik haberi okulda aldım izin alıp eve gittim ertesi sabah direk morga gittik hastanede vefat etmiş morg bölümü çok tuhaftı resmen cesetlerin kokularını alabiliyodum hatta bi tanesini dışarda gördüm orda duran imamda bi garipti teker teker konuşuyordu tane tane sanki her kelimenin arasına virgül koyuyor etrafa dokuk bakıyordu söylediğimizi bir kerede anlamıyordu neyse babannemi çıkarttılar yüzünü açtılar babam o andan çok kötü oldu onun sakin olmasını sağlamaya çalışırken bende koptum sanki yaşıyor gibi her neyse işlemler yapıldı cenaze arabası aldı tabutu! sinirlendiğim tarafta orda yıkamamışlar biz cuma namazına yetiştirelim diye uğraşırken yola çıktık cuma namazını kıldıktan sonra direk cenaze namazı yapıldı saolsun tanıyan tanımayan herkes katıldı sonra toprağa teslim edilmek üzere mezara gidildi babamla ben indik mezara sonra babannemi aldık ve yavasca koyduk tahtalar falan konuldu üzerine sonra gömüldü dualar okundu ordaki imam bizi kovaladı üç kere (...) kızı (...) diye tekrarladı arapca birşeyler söyledi onla konuşuyormuş bana öyle dediler sonra direk kaçtı ordaki büyüklere kaçtığının nedenini sordum ölüyle konuştuğunu ve öldüğünü söylermiş merhumda inanmayıp kalkmak istermiş kafasını tahtaya 3 kere vururmuş bunu duyan imamda korkudan kaçarmış :S garip geldi bana :S sonra aksamında Kur'an falan okundu 7 gün okuncakmıs misafirler taziyeye gelenler hep oluyor acı bi tecrübe edinmiş oldum bende ama yokluğunu hisediyoruz ona kızardım bazen ama şimdi kendime kızıyorum

    edit:imla



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi XPHOS -- 14 Mart 2010; 1:19:14 >



  • Her Canlı Bir Gün Ölümü Tadacaktır...
  • geçmiş olsun
  • Başiniz Sagolsun.. ALLAH kalanlara uzun ömürler versin..
  • başın sağolsun Allah rahmet eylesin...

    Evet herkes gittikten sonra imam ölüyle konuşur, ismini söyler.Ölü de o sırada kalkmaya çalışır ama başını tahtaya vurur, kalkamaz.(ölünün üzerine tahta konulduğunu görmüşsünüzdür.) O andan itibaren insan öldüğünü anlar...
  • quote:

    Orijinalden alıntı: XPHOS

    2-3 gün önce babannemi kaybettik haberi okulda aldım izin alıp eve gittim ertesi sabah direk morga gittik hastanede vefat etmiş morg bölümü çok tuhaftı resmen cesetlerin kokularını alabiliyodum hatta bi tanesini dışarda gördüm orda duran imamda bi garipti teker teker konuşuyordu tane tane sanki her kelimenin arasına virgül koyuyor etrafa dokuk bakıyordu söylediğimizi bir kerede anlamıyordu neyse babannemi çıkarttılar yüzünü açtılar babam o andan çok kötü oldu onun sakin olmasını sağlamaya çalışırken bende koptum sanki yaşıyor gibi her neyse işlemler yapıldı cenaze arabası aldı tabutu! sinirlendiğim tarafta orda yıkamamışlar biz cuma namazına yetiştirelim diye uğraşırken yola çıktık cuma namazını kıldıktan sonra direk cenaze namazı yapıldı saolsun tanıyan tanımayan herkes katıldı sonra toprağa teslim edilmek üzere mezara gidildi babamla ben indik mezara sonra babannemi aldık ve yavasca koyduk tahtalar falan konuldu üzerine sonra gömüldü dualar okundu ordaki imam bizi kovaladı üç kere (...) kızı (...) diye tekrarladı arapca birşeyler söyledi onla konuşuyormuş bana öyle dediler sonra direk kaçtı ordaki büyüklere kaçtığının nedenini sordum ölüyle konuştuğunu ve öldüğünü söylermiş merhumda inanmayıp kalkmak istermiş kafasını tahtaya 3 kere vururmuş bunu duyan imamda korkudan kaçarmış :S garip geldi bana :S sonra aksamında Kur'an falan okundu 7 gün okuncakmıs misafirler taziyeye gelenler hep oluyor acı bi tecrübe edinmiş oldum bende ama yokluğunu hisediyoruz ona kızardım bazen ama şimdi kendime kızıyorum

    edit:imla
    Kokularını nasıl alıyorsun bende bir kaç kez girdim soğuk bir ortam pek koku ormaması gerekir biraz nasıl tarif etsem kötü değilde ağır bir hava var..Ve babaanneni yıkamadan mı tabuta koymuşlar?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ankarali89
    başın sağolsun Allah rahmet eylesin...

    Evet herkes gittikten sonra imam ölüyle konuşur, ismini söyler.Ölü de o sırada kalkmaya çalışır ama başını tahtaya vurur, kalkamaz.(ölünün üzerine tahta konulduğunu görmüşsünüzdür.) O andan itibaren insan öldüğünü anlar...

    Bu gercek mi?
  • Allah rahmet eylesin ışıkları açayım korktum şimdi
  • quote:

    Orijinalden alıntı: şey sadece üye?


    quote:

    Orijinalden alıntı: XPHOS

    2-3 gün önce babannemi kaybettik haberi okulda aldım izin alıp eve gittim ertesi sabah direk morga gittik hastanede vefat etmiş morg bölümü çok tuhaftı resmen cesetlerin kokularını alabiliyodum hatta bi tanesini dışarda gördüm orda duran imamda bi garipti teker teker konuşuyordu tane tane sanki her kelimenin arasına virgül koyuyor etrafa dokuk bakıyordu söylediğimizi bir kerede anlamıyordu neyse babannemi çıkarttılar yüzünü açtılar babam o andan çok kötü oldu onun sakin olmasını sağlamaya çalışırken bende koptum sanki yaşıyor gibi her neyse işlemler yapıldı cenaze arabası aldı tabutu! sinirlendiğim tarafta orda yıkamamışlar biz cuma namazına yetiştirelim diye uğraşırken yola çıktık cuma namazını kıldıktan sonra direk cenaze namazı yapıldı saolsun tanıyan tanımayan herkes katıldı sonra toprağa teslim edilmek üzere mezara gidildi babamla ben indik mezara sonra babannemi aldık ve yavasca koyduk tahtalar falan konuldu üzerine sonra gömüldü dualar okundu ordaki imam bizi kovaladı üç kere (...) kızı (...) diye tekrarladı arapca birşeyler söyledi onla konuşuyormuş bana öyle dediler sonra direk kaçtı ordaki büyüklere kaçtığının nedenini sordum ölüyle konuştuğunu ve öldüğünü söylermiş merhumda inanmayıp kalkmak istermiş kafasını tahtaya 3 kere vururmuş bunu duyan imamda korkudan kaçarmış :S garip geldi bana :S sonra aksamında Kur'an falan okundu 7 gün okuncakmıs misafirler taziyeye gelenler hep oluyor acı bi tecrübe edinmiş oldum bende ama yokluğunu hisediyoruz ona kızardım bazen ama şimdi kendime kızıyorum

    edit:imla
    Kokularını nasıl alıyorsun bende bir kaç kez girdim soğuk bir ortam pek koku ormaması gerekir biraz nasıl tarif etsem kötü değilde ağır bir hava var..Ve babaanneni yıkamadan mı tabuta koymuşlar?

    evet gittiğimiz yerde yıkadılar bilmiyorum ama dediğim gibi tuhaf bi koku vardı yada psikolojik olarak hissettim
  • quote:

    Orijinalden alıntı: konman4245


    quote:

    Orijinalden alıntı: ankarali89
    başın sağolsun Allah rahmet eylesin...

    Evet herkes gittikten sonra imam ölüyle konuşur, ismini söyler.Ölü de o sırada kalkmaya çalışır ama başını tahtaya vurur, kalkamaz.(ölünün üzerine tahta konulduğunu görmüşsünüzdür.) O andan itibaren insan öldüğünü anlar...

    Bu gercek mi?


    bende duymuştum bi yerde tahtalar onun için konuluyormuş
  • quote:

    Orijinalden alıntı: konman4245


    quote:

    Orijinalden alıntı: ankarali89
    başın sağolsun Allah rahmet eylesin...

    Evet herkes gittikten sonra imam ölüyle konuşur, ismini söyler.Ölü de o sırada kalkmaya çalışır ama başını tahtaya vurur, kalkamaz.(ölünün üzerine tahta konulduğunu görmüşsünüzdür.) O andan itibaren insan öldüğünü anlar...

    Bu gercek mi?


    Olay gerçek ama ne olduğunu tam bende bilmiyorum. Aynısını babam içinde yaptı imam. Hatta tartışmıştım o yüzden olayı bilmediğim için. Tam toprağı falan örtüldü herkes başından ayrıldı bende biraz daha başında kalıp bişeyler konuşmak istedim yanlız başıma. İmam kovmaya kalktı beni bende imama çıkıştım biraz
    Sonra ananeme sorduğumda aynen bunu söyledi. Ölen kişi öldüğünü fark etmezmiş o ana kadar. Hani niye bu insanlar toplandı noluyor falan gibisinden. Sonra toprağa koyulduğunda imam tek başına kalıp örneğin Hilmi oğlu Zafer sen öldün falan diye öldüğünü anlatırmış ve ölüde inanmayarak kalkmaya çalışır ama başını tahtaya vurduğunda anlarmış ne olduğunu.
    Zaten o an bir imama gidip sorsanız ne konuştuğunu anlatmaz bilmiyorum neden.
  • arkadaşım adamın dalga geçeicek hali var sanki sende yazmışsın sanki.
  • evet ya bende duymuştum birde bende anneannemi kaybettim 50 gün önce , hoca bizden sonra biraz daha durdu ve öyle bir iniş yaptıki koşar gibi ve kestirmeden gitti hemen.

    eğer bu gerçekse imamların yaşantısı zor çok cesur olmak lazım rüyalara falan girer mazalla.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: vandal59
    evet ya bende duymuştum birde bende anneannemi kaybettim 50 gün önce , hoca bizden sonra biraz daha durdu ve öyle bir iniş yaptıki koşar gibi ve kestirmeden gitti hemen.

    eğer bu gerçekse imamların yaşantısı zor çok cesur olmak lazım rüyalara falan girer mazalla.

    Katılıyorum
  • tahtalar şişmesin diye konuluyor diye biliyorum..
  • evet bu yapılana talkım (telkin) vermek denir
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ThunderVolt

    tahtalar şişmesin diye konuluyor diye biliyorum..


    Tahtalar rahat 20-30 santim yukarı konuluyor. O kadar şişmez ceset. mezarı desteklemek amacıyla diye düşünüyorum.
  • şöyle bir şey buldum

    Cenazelerin Kabirlerine Konulması
    Cenaze kabre götürülüp omuzlardan indirilince, bir engel olmadığı zaman cemaat oturur. Bundan önce oturmaları mekruh olduğu gibi, bundan sonra ayakta durmaları da mekruhtur.
    Kabrin bir insan boyu kadar derin ve yarım boy kadar enli olması güzeldir. Yarım boy mikdarı derin olması da yeterlidir. Kabirlerde faziletli olan lâhiddir. Şöyle ki: Toprağı sert olan bir kabrin içinde kıble tarafı oyulur. Ölü buraya konulur. Önüne de tahta, kamış veya kerpiç benzeri şeyler konur. Bu durumda toprak, tam ölünün üzerinde değil, bu şeyler üzerine atılmış olur. Bu ölüye karşı bir saygıdır.
    Fakat kabrin yeri yumuşak veya ıslak olup da, lâhit kazılması mümkün olmazsa, dere gibi çukur kazılır. Buna "Şakk = Yarma" denilir. Gerek duyulursa, iki tarafı kerpiç ve tuğla gibi bir şeyle örülür. Sonra ölü bunların arasına konulur. Üzerine de, ölüye dokunmayacak şekilde kerpiç veya tahtalar ile tavanımsı bir örtü yapılır.
    Kabrin dibi ıslak ve yumuşak olduğu zaman cenaze tabut ile gömülebilir. Öyle ki, bu durumda tabutun taştan veya demirden yapılmış olması caizdir. Fakat böyle bir hal olmayınca, tabut ile gömmek mekruhtur. Bazı fıkıh alimlerine göre, kadınların tabut ile gömülmeleri, toprak yumuşak olmasa bile, güzeldir. Dibi ıslak olan bir kabrin içine toprak döşenmesi sünnettir.
    Cenaze, kıble tarafından kabre konur. Sağ tarafı üzerine kıbleye döndürülür. Bağı varsa çözülür. Sırt üstü yatırılmaz. Cenazeyi kabre koyanlar, "Bismillahi ve âlâ milleti Resûlillâh" ("Yüce Allah'ın ismi ile Resûlullah'ın milleti (dini) üzerine seni gömüyoruz.) derler.
    Cenazeyi kabre koyacak olan kimselerin sayısı, ihtiyaca göre değişir. Kadınları kabre koyacak olanların, neseb yönünden ona mahrem olmaları daha iyidir. Bunlar bulunmazsa, yabancılardan iyi halleri bilinen kimseler seçilir. Kadınlar kabre yerleştirilinceye kadar kabirleri üzerine bir perde çekilir.
    Bir kimse: "falan zat beni yıkasın, namazımı kıldırsın veya kabre koysun," diye vasiyet ederse onu yerine getirmek gerekmez. Ancak veli olanlar buna rıza gösterirlerse, vasiyet yerine getirilir.
    Cenazeyi taşımak veya kabri kazdırmak için ücretle adam tutmak caizdir.
    Bir mezarlıkta, bir kimsenin hazırlamış olduğu bir mezara başka bir ölü gömülecek olsa, bakılır: Eğer mezarlık geniş ise, bunu yapmak mekruhtur. Geniş değilse caizdir; ancak kazı masraflarını ödemek gerekir.
    Bir kimsenin kendisi için mezar kazıp hazırlaması, bir görüşe göre mekruhtur; çünkü hiç kimse kendisinin nerede öleceğini bilemez. Fakat kefen hazırlamakta kerehat yoktur. Çünkü buna ihtiyaç genellikle bulunmaktadır.
    Hazret-i Ebu Bekir efendimiz (Radıyallahu Anh), kendisine bir mezar kazıp hazırlayan bir adama şöyle buyurmuştur: "Kendin için kabir hazırlama, kendini kabir için hazırla."
    Ölen kimse adına Kuran okumak ve Telkin vermek
    Bir müslüman kabrinde gömüldükten sonra orada, bir deve boğazlanıp paylaşılacak kadar bir zaman bekleyip Kur'ân okumak güzel görülmüştür. Çok kez "Mülk, Vakıa, İhlâs ve Muavvizeteyn sûreleri, sonra Fatiha ile Bakara sûresinin başı okunur. Sevabı da, cenazenin ve diğer iman sahiblerinin ruhlarına bağışlanır. Ölünün bağışlanması için Yüce Allah'a dua edilir. Cenaze toprağa gömülür gömülmez din kardeşlerinin hemen oradan dağılmaları uygun değildir. Cenazenin ruhu, onların bulunuşu ile alışkanlık kazanır, yöneltilecek sorulara hazırlanmış olur ve Yüce Allah'ın mağfiretini gözetlemiş bulunur.
    Resulü Ekrem Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), bir cenaze gömüldükten sonra hemen geri dönmezdi. Bir müddet mezarı başında durur ve cemaata karşı şöyle buyururdu: "Kardeşiniz için Yüce Allah'dan mağfiret isteyiniz ve kendisine sükûnet ihsan buyurmasını dileyiniz. O, şimdi sual görecektir."
    Mükellef çağına girip de gömülen bir müslümanın mezarı başında "Telkîn" verilmesi meşru görülmüştür. Şöyle ki: Mezara gömüldükten hemen sonra, iyi hal sahibi bir kimse kalkıp ölünün yüzüne karşı durur. Ona hitaben: Ya falan; Yebne fülane! (Ya Osman! Ya Zeyneb'in oğlu, gibi) diye üç kez seslenir. Ölünün ve anasının adlarını bilmezse: Yâ Abdellah; Yebne Havva! denilir. Sonra da şöyle söylenir:
    "Ya Abdellah! Yebne Zeyneb; Üzkür ma künte aleyhi min şehadeti en lâ ilahe illallah ve enne Muhammeden Resûlüllah ve enne'l-cennete hakkun vennare hakkun ve ennelba'se hakkun ve ennessaete atiyyetün lâ reybe fîha ve ennellahe yebasü men fil kubûr. Ve enneke rezîta billahi Rabben ve bil-İslâmı dinen ve bi-Muhammedin (sallallahu aleyhi ve sellem) nebiyye'en ve bilkur'ani imamen ve bilkâbeti kıbleten ve bilmü'minine ihvana. Rabbiyellahu lâ ilâhe illâ hü. Aleyhi tevekkeltü ve hüve Rabbü'l-Arşi'l-azîm."
    Anlamı: "Ey Abdullah! Ey Zeyneb oğlu! Hayatında inandığın ve devam ettiğin şekilde: "Eşhedü en lâ İlâhe illallah ve enne Muhammeden Resûlüllah" şehadet kelimesini söyle. Şübhesiz cennet hakdır (mevcuttur). Cehennem hakdır, öldükten sonra dirilmek hakdır, kıyamet haktır; bunda şübhe yoktur. Yüce Allah kabirlerde olanları diriltip mahşer yerinde toplayacaktır. Sen hatırla ki, Allah'ın Rab olduğuna, dinin İslâm oluşuna, Muhammed Aleyhissalatü vesselamın peygamber olduğuna, Kur'ân'ın imam, Kabe'nin kıble ve mü'minlerin kardeş olduğuna razı bulunmuş idin.
    Üç kez de şöyle denilmesi âdet olmuştur:
    "Ya abdellah! Kul lâ ilâhe illallah. Kul Rabbiyellahu ve diniyel-İslâmü ve nebiyyi Muhammedün. Aleyhi's salâtü vesselam. Rabbi, lâ tezerhü ferden ve ente hayrül-varisin."
    Anlamı: "Ey Abdullah; De ki: Allah' dan başka ilâh yoktur. De ki, Rabbim Allah'dır. Dinim İslâm'dır. Peygamberim Muhammed Aleyhisselâm'dır. Ya Rabbi! Bu ölüyü yalnız bırakma. Sen varislerin en hayırlısısın."
    Umulur ki, bu gibi okuyuşlar ve telkinler sebebiyle Yüce Allah ölüyü bağışlar ve kabir sualinin cevabını kolaylaştırır.
    Hanefi fıkıh alimlerinin bir görüşüne göre, gömüldükten sonra telkîn yapılması ne emredilir, ne de yasaklanır.
    (Malikîlere göre, telkîn ölüm döşeğinde mendubdur. Gömüldükten sonra yapılması mekruhtur. Şafiîlerle Hanbelîlere göre telkîn yapılması müstahabdır.)
    Bir müslüman kıldığı namazın, tuttuğu orucun, okuduğu Kur'ân'ın, verdiği sadakanın sevabını, ister hayatta olsun ve ister olmasın, bir müslümana veya bütün müslümanlara hediye edebilir; bu caizdir. Bu sevab onlara verilir ve her birinin aynı sevaba kavuşacağı Allah'ın ihsanından beklenir.
    Kabirden çıkan toprağın fazlasını kabrin üzerine atmak mekruhtur fakat İmam Muhammed'e göre bunda bir sakınca yoktur. Definde bulunanların kabir üzerine üçer avuç toprak atmaları ilk defasında: "Minha halaknaküm (sizi topraktan yarattık)", ikincisinde: = "Ve minha nuîdüküm (sizi toprağa çevireceğiz)", üçüncüsü: = "Ve minha nuhricüküm tareten uhrâ (diğer bir defa daha sizi topraktan diriltip çıkaracağız)", demeleri müstahabdır.
    Kabir üzerine su serpmekte de bir sakınca yoktur.
    Kabirler topraktan birer karış veya daha az yükseltilir. Deve hörgücü gibi yapılması mendubdur. Düz bir şekilde yapılmaz ve kireçlenmez. Fakat dağılan bir kabir toprak ile düzeltilebilir.
    Cenazelerin gündüzün gömülmesi müstehabdır. Geceleyin gömülmeleri de mekruh değildir. Ancak zorunlu bir hal olmadıkça geceleyin gömülmemelidir.
    Gemide ölen bir kimse, eğer uzaklık veya herhangi bir sebeble karaya çıkarılamayacaksa ve beklemesi ile bozulacağından korkuluyorsa, yıkanır ve kefenlenir. Sonra üzerine namaz kılınarak sağ tarafı üzerine kıbleye karşı denize bırakılır.
    (İmam Ahmed'den nakledildiğine göre, böyle bir ölüye ağır bir şey de bağlanır ki, denizin dibine gidebilsin. İmam Şafiî Hazretlerinin açıklamasına göre de, eğer İslâm ülkesine yakın ise, ölü iki tahta arasına sıkıca bağlanıp denize atılmalıdır ki, sular onu bir sahile atsın da müslümanlar tarafından alınarak gömülsün. Bize de böyle nakledilmiştir.)
    Ölmüş veya öldürülmüş olan kimseyi, bulunduğu yerin mezarlıklarından birine gömmek müstahabdır. Gömülmeden önce, bir ve iki mil uzaklıkta bulunan başka bir mezarlığa götürülmesinde de bir sakınca yoktur. Daha uzak yere götürülmesi konusunda ihtilâf vardır. Bir görüşe göre, sefer müddetinden daha uzak bir yere gömülebilir. Bunda kerahet yoktur. Fakat gömüldükten sonra artık çıkartılıp taşınamaz; ancak başkasının yerine gömülmüş olmak gibi zaruri sebeblerle olabilir.
    (Malikîlere göre bir ölü gömülmeden önce de, sonra da başka bir yere, şu şartlarla götürülebilir: Ölü taşınırken durumu bozulmamalı, hürmette aykırı ve haraketi mucib bir hal olmamalı. Ayrıca naklini gerektiren sebeb olmalı. Su baskını korkusu, ailenin ziyeret edebilmesi için yakın olma düşüncesi ve gideceği yerin bereketi gibi bir sebeb bulunması... Bu üç şarttan hiç biri bulunmazsa, taşınması haram olur.
    Hanbelîlere göre de, sahih bir maksada dayanarak cenazelerin gömülmelerinden önce de, sonra da başka yere taşınmaları caizdir. İyi bir kimsenin yanına veya mübarek bir yere taşınması gibi... Yeter ki, kokusunun değişmeyeceği kanaatına varılmış olsun.
    Şafiîlere göre, cenazeleri başka yerlere taşımak esasen haramdır. Eğer ölülerini kendi beldelerinden başka bir yere gömmeyi âdet edinmişlerse, oraya taşıyabilirler. Bir de Mekke-i Mükerreme'ye, Medine-i Münevvere'ye Beytü'l-Makdis'e ve iyi kimselerin mezarlığına yakın bir yerde ölenlerin, rayihaları değişmedikçe buralara taşınmaları sünnettir. Bununla beraber bunların taşınmadan önce yıkanıp kefenlenmesi ve üzerlerine namaz kılınmış olması gereklidir. Değilse taşınmaları haramdır. Gömüldükten sonra taşınmaya gelince, bu ancak zaruret halinde olabilir. Haksız yere ele geçirilmiş bir araziye ölüyü gömmek gibi. Sahibinin isteği üzerine oradan başka bir yere götürülmesi caiz olur.
    İmam Maverdî'nin açıklamasına göre, yıkanmadan gömülmüş olmak, gömülen yeri su basmak ve rutubet çekmek de, kabrin açılmasını ve ölünün başka bir yere taşınmasını gerekli kılan sebeblerdendir.
    Ölünün velisi, ölünün gömülmesinden bir gün sonra yedinci güne kadar kolayına gelen şeyi fakirlere sadaka vererek sevabını ölüye bağışlamalıdır. Bu, bir sünnettir. Buna gücü yetmezse, iki rekat namaz kılarak sevabını ölüye bağışlamalıdır. Fakat ölü sahiblerinin birinci ve üçüncü günlerde veya bir hafta sonra ziyafet vermeleri mekruhtur. Ancak ölünün komşularının veya uzak akrabasının yemek hazırlayarak ölü sahiblerine ikram etmeleri ve yemelerine ısrarda bulunmaları müstehabdır. Çünkü cenaze sahibleri kendileri için yemek hazırlayamayacak bir halde bulunabilirler.
    Ölü sahiblerinin, yapılacak taziyeleri kabul için, üç gün kadar evlerinde oturmaları caizdir. (Ömer Nasuhi Bilmen, İlmihal)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: karahisar

    evet bu yapılana talkım (telkin) vermek denir

    evet ismi buydu
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Shopar.

    Başiniz Sagolsun.. ALLAH kalanlara uzun ömürler versin..
  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.