Şimdi Ara

Cemaat - Siyaset (521. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
11.327
Cevap
52
Favori
242.522
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
4 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 519520521522523
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    quote:

    Orijinalden alıntı: sonkurt

    quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    quote:

    Orijinalden alıntı: sonkurt

    BDDK'da paralel izler. Tüketiciye BDDK çalımı BDDK'nın ücret ve komisyon taslağı tepki çekti. Taslak bu haliyle çıkarsa, yargı kararıyla yasaklanan kredi tahsis ve hesap işletim ücretiyle kart aidatı kalıcı olacak. Dosya masrafına da gizli zam geliyor

    Forumdaşım,

    Belki 10 defa sordum fakat yanıt alamadım;

    - Bahsettiğiniz "Paralel yapı" kimler tarafından, nasıl ve neden o pozisyonlara getirildi ve neden o yapıda olmayan adaylara tercih edildi?

    Bu sorunun cevabı, en az bu sorun kadar önemlidir.

    İsterseniz 100 defa sorun. Sorduğunuz soru anlamsız. Hükümet kendi ağzıyla söylüyor biz getirdik diye. Cevabı bilinen bir soruyu devamlı gündeme getirmekle nereye varmayı düşündüğünüz anlayamadım. Yıllardır personel işe alır, işten çıkarırım. Kimisi iyi çıkar, kimisi kötü. İyilerde övünürüm, kötülerde hatamı telafi ederim. Son derece doğal değil mi?

    Sorunuzu eksik yanıtlamışım.
    nasıl ve neden o pozisyonlara getirildi ve neden o yapıda olmayan adaylara tercih edildi?


    Partiler ideolojik oluşumlardır. Haliyle kadrolarını kendi ideolojisine yakın insanları getirmesinde bir sakınca görmüyorum. Ancak bunlar zaman içinde parti politikalarına aykırı hareket etmeye başlarlarsa, bunları tekrar sistem dışına atmalarında da bir yanlış görmüyorum. Siz nasıl isterdiniz, bu kadroları Hükümet DHKPC'ye mi verseydi.


    Bahsettiğiniz ve adını son dönemde "Paralel yapı" olarak değiştirdiğiniz örgütlenme hakkında "İdeolojik birliktelik" kelimesini kullandınız. Bu birliktelik, aynı örgütlenme birçok insanı çeşitli davalarla hapse atarken, cezaevlerinde öldürürken, sahte belgeler düzenlerken, sınav sorularını kendi adamlarına dağıtırken, tüm eğitim, sağlık ve adalet sistemini istediği gibi ve göz önünde değiştirirken "İdeolojik birliktelik" sorunu olmadığını düşünüyorum.

    Bu durumda, bahsettiğiniz "İdeolojik birliktelik" devletin bekası, adalet, vatanseverlik gibi konular üzerine değil, iktidarın sadece kendisini ilgilendiren çıkarları üzerine şekillenmiş, bu çıkarlar içerisinde tüm hukuksuzlukları ve ahlaksızlıkları kabul eden fakat bu çıkarların dışına çıkıldığında en doğru ve hukuki durumu bile reddeden bir bir birliktelik olarak görünüyor.

    Eğer ben sade bir vatandaş olarak bu adamların 10 senedir hertürlü sahtekarlığa ve hukuksuzluğa sahip bir örgütlenme olduğunu görüyor ve söylüyorsam, iktidarın bugün çıkıp da "Çok safmışız" demesi en azından bana inandırıcı gelmiyor.

    Sayın arkadaşım bak şimdi sana 3-4 tane destek mesajı gelmiş. Yani bir ideolojik birlikteliğiniz var. Bu arkadaşlarımdan biri cevap yazmayı bırakıp, bana karşı işi şiddete dönüştürse , ama ideolojik birlikteliğiniz vardı sende onlardansın yaaa desem mantıklı olur mu?
    Biraz üzüm yiyin, bırakın bağcıya atar yapmayı.
    Bununla ilgili örnekler Türk siyasetinde doludur. En basit örneği SHP-DEHAP ittifakıdır. Karayalçın CHP'den ayrılmadır. Kürtleri Meclise taşıyan kişidir. Şimdi biz Bütün CHP'liler kürtçü'mü demeliyiz. CHP içinden nasıl Karayalçın'ı Temizlemişse AKP'de parel örgütü temizler. Ama CHP gibi, içindeki hainleri tekrar dönüp Ankara Belediye Başkan aday(Karayalçın)ı yapar mı onu bilemem.

    Belki kavramakta zorluk çekersiniz, okuyarak öğrenmek yaşayarak öğrenmekten zordur. Ama size katkısı olması amacıyla bu linki bırakıyorum. http://www.turksolu.com.tr/233/billur233.htm




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Bundeskanzler

    quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    quote:

    Orijinalden alıntı: sonkurt

    quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    quote:

    Orijinalden alıntı: sonkurt

    BDDK'da paralel izler. Tüketiciye BDDK çalımı BDDK'nın ücret ve komisyon taslağı tepki çekti. Taslak bu haliyle çıkarsa, yargı kararıyla yasaklanan kredi tahsis ve hesap işletim ücretiyle kart aidatı kalıcı olacak. Dosya masrafına da gizli zam geliyor

    Forumdaşım,

    Belki 10 defa sordum fakat yanıt alamadım;

    - Bahsettiğiniz "Paralel yapı" kimler tarafından, nasıl ve neden o pozisyonlara getirildi ve neden o yapıda olmayan adaylara tercih edildi?

    Bu sorunun cevabı, en az bu sorun kadar önemlidir.

    İsterseniz 100 defa sorun. Sorduğunuz soru anlamsız. Hükümet kendi ağzıyla söylüyor biz getirdik diye. Cevabı bilinen bir soruyu devamlı gündeme getirmekle nereye varmayı düşündüğünüz anlayamadım. Yıllardır personel işe alır, işten çıkarırım. Kimisi iyi çıkar, kimisi kötü. İyilerde övünürüm, kötülerde hatamı telafi ederim. Son derece doğal değil mi?

    Sorunuzu eksik yanıtlamışım.
    nasıl ve neden o pozisyonlara getirildi ve neden o yapıda olmayan adaylara tercih edildi?


    Partiler ideolojik oluşumlardır. Haliyle kadrolarını kendi ideolojisine yakın insanları getirmesinde bir sakınca görmüyorum. Ancak bunlar zaman içinde parti politikalarına aykırı hareket etmeye başlarlarsa, bunları tekrar sistem dışına atmalarında da bir yanlış görmüyorum. Siz nasıl isterdiniz, bu kadroları Hükümet DHKPC'ye mi verseydi.


    Bahsettiğiniz ve adını son dönemde "Paralel yapı" olarak değiştirdiğiniz örgütlenme hakkında "İdeolojik birliktelik" kelimesini kullandınız. Bu birliktelik, aynı örgütlenme birçok insanı çeşitli davalarla hapse atarken, cezaevlerinde öldürürken, sahte belgeler düzenlerken, sınav sorularını kendi adamlarına dağıtırken, tüm eğitim, sağlık ve adalet sistemini istediği gibi ve göz önünde değiştirirken "İdeolojik birliktelik" sorunu olmadığını düşünüyorum.

    Bu durumda, bahsettiğiniz "İdeolojik birliktelik" devletin bekası, adalet, vatanseverlik gibi konular üzerine değil, iktidarın sadece kendisini ilgilendiren çıkarları üzerine şekillenmiş, bu çıkarlar içerisinde tüm hukuksuzlukları ve ahlaksızlıkları kabul eden fakat bu çıkarların dışına çıkıldığında en doğru ve hukuki durumu bile reddeden bir bir birliktelik olarak görünüyor.

    Eğer ben sade bir vatandaş olarak bu adamların 10 senedir hertürlü sahtekarlığa ve hukuksuzluğa sahip bir örgütlenme olduğunu görüyor ve söylüyorsam, iktidarın bugün çıkıp da "Çok safmışız" demesi en azından bana inandırıcı gelmiyor.

    +1

    Ayrıca bu 17 Aralık olayı patlamasaydı, akpliler paralel yapı, çete falan diyecekler miydi onu çok merak ediyorum. Yoksa dereyi geçene kadar ayıya dayı mı dediler ?

    Yapı bir sene önce tespit edildi. Ancak bir türlü toz konduramıyorlardı. İnanmak istemiyorlardı.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: sonkurt

    quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    quote:

    Orijinalden alıntı: sonkurt

    quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    quote:

    Orijinalden alıntı: sonkurt

    BDDK'da paralel izler. Tüketiciye BDDK çalımı BDDK'nın ücret ve komisyon taslağı tepki çekti. Taslak bu haliyle çıkarsa, yargı kararıyla yasaklanan kredi tahsis ve hesap işletim ücretiyle kart aidatı kalıcı olacak. Dosya masrafına da gizli zam geliyor

    Forumdaşım,

    Belki 10 defa sordum fakat yanıt alamadım;

    - Bahsettiğiniz "Paralel yapı" kimler tarafından, nasıl ve neden o pozisyonlara getirildi ve neden o yapıda olmayan adaylara tercih edildi?

    Bu sorunun cevabı, en az bu sorun kadar önemlidir.

    İsterseniz 100 defa sorun. Sorduğunuz soru anlamsız. Hükümet kendi ağzıyla söylüyor biz getirdik diye. Cevabı bilinen bir soruyu devamlı gündeme getirmekle nereye varmayı düşündüğünüz anlayamadım. Yıllardır personel işe alır, işten çıkarırım. Kimisi iyi çıkar, kimisi kötü. İyilerde övünürüm, kötülerde hatamı telafi ederim. Son derece doğal değil mi?

    Sorunuzu eksik yanıtlamışım.
    nasıl ve neden o pozisyonlara getirildi ve neden o yapıda olmayan adaylara tercih edildi?


    Partiler ideolojik oluşumlardır. Haliyle kadrolarını kendi ideolojisine yakın insanları getirmesinde bir sakınca görmüyorum. Ancak bunlar zaman içinde parti politikalarına aykırı hareket etmeye başlarlarsa, bunları tekrar sistem dışına atmalarında da bir yanlış görmüyorum. Siz nasıl isterdiniz, bu kadroları Hükümet DHKPC'ye mi verseydi.


    Bahsettiğiniz ve adını son dönemde "Paralel yapı" olarak değiştirdiğiniz örgütlenme hakkında "İdeolojik birliktelik" kelimesini kullandınız. Bu birliktelik, aynı örgütlenme birçok insanı çeşitli davalarla hapse atarken, cezaevlerinde öldürürken, sahte belgeler düzenlerken, sınav sorularını kendi adamlarına dağıtırken, tüm eğitim, sağlık ve adalet sistemini istediği gibi ve göz önünde değiştirirken "İdeolojik birliktelik" sorunu olmadığını düşünüyorum.

    Bu durumda, bahsettiğiniz "İdeolojik birliktelik" devletin bekası, adalet, vatanseverlik gibi konular üzerine değil, iktidarın sadece kendisini ilgilendiren çıkarları üzerine şekillenmiş, bu çıkarlar içerisinde tüm hukuksuzlukları ve ahlaksızlıkları kabul eden fakat bu çıkarların dışına çıkıldığında en doğru ve hukuki durumu bile reddeden bir bir birliktelik olarak görünüyor.

    Eğer ben sade bir vatandaş olarak bu adamların 10 senedir hertürlü sahtekarlığa ve hukuksuzluğa sahip bir örgütlenme olduğunu görüyor ve söylüyorsam, iktidarın bugün çıkıp da "Çok safmışız" demesi en azından bana inandırıcı gelmiyor.

    Sayın arkadaşım bak şimdi sana 3-4 tane destek mesajı gelmiş. Yani bir ideolojik birlikteliğiniz var. Bu arkadaşlarımdan biri cevap yazmayı bırakıp, bana karşı işi şiddete dönüştürse , ama ideolojik birlikteliğiniz vardı sende onlardansın yaaa desem mantıklı olur mu?
    Biraz üzüm yiyin, bırakın bağcıya atar yapmayı.
    Bununla ilgili örnekler Türk siyasetinde doludur. En basit örneği SHP-DEHAP ittifakıdır. Karayalçın CHP'den ayrılmadır. Kürtleri Meclise taşıyan kişidir. Şimdi biz Bütün CHP'liler kürtçü'mü demeliyiz. CHP içinden nasıl Karayalçın'ı Temizlemişse AKP'de parel örgütü temizler. Ama CHP gibi, içindeki hainleri tekrar dönüp Ankara Belediye Başkan aday(Karayalçın)ı yapar mı onu bilemem.

    Belki kavramakta zorluk çekersiniz, okuyarak öğrenmek yaşayarak öğrenmekten zordur. Ama size katkısı olması amacıyla bu linki bırakıyorum. http://www.turksolu.com.tr/233/billur233.htm

    Forumdaşım,

    İnatla (iyi niyetle olduğunu umuyorum), konuyu farklılaştıracak mesajlar yazıyorsunuz.

    Siz olaya tamamen "Siz" ve "Biz" ayrımı ile yaklaşırken, ben diyorum ki "Hak" ya da "Adalet".

    Daha önce "Eve dolan su" olayında olduğu gibi, siz olayı kaynaktan uzaklaştırmaya çalışıyorsunuz ve ben kaynağa inmeye çalışıyorum.

    Son örneğinize de cevap vereyim;

    Diyorsunuz ki "Sizinle ideolojik birlikteliği olan biri beni döverse ve ben de size aynı olduğunuzu söylersem, bu haksızlık olur."
    Ben de diyorum ki "Benim ideolojimde olan biri sizi döverken susmam. Ancak siz, sizin ideolojinizdeki kişi beni döverken seyredip, bunun nimetlerinden sonuna kadar faydalanıp, sizi dövmeye kalktığında isyan edip bu kişiyi eleştiriyor ve hatta aşağılıyorunuz"

    Sonraki mesajınızda ise, bu adamların son 1 yıldır ne olduklarını anladığınızı söylüyorsunuz ve buna da hiçkimsenin inanacağını sanmıyorum. Ben sade bir vatandaş olarak yıllardır yapılan haksızlıkları, hukuksuzlukları, cinayetleri, ahlaksızlıkları takip edip insanlarla paylaşabiliyorsam, bu imkanları onlara tanıyan ve yeri geldiğinde kendi amaçları için kullanan, elinde istihabarat gücü herkesten fazla olan ve herşeyden önemlisi ülkeyi yöneten kişiler bunu fark etmediklerini söylüyorlarsa, bunu iki şekilde açıklayabiliriz;

    - Yalan söylüyorlar. Daha önce yakalanan yüzlerce yalanları gibi, bu konuda da yalan söylüyorlar.
    - Doğru söylüyorlar ve bu kadar beceriksiz, kendinden ve devlete yerleştirdikleri adamlardan haber insanlar ülkeyi yönetiyorlar.

    Hangisi daha uygunsa, siz onu seçin. Ama benim seçimim bellidir. Ben bundan 10 sene önce de, 5 sene önce de bu adamların vatan haini olduklarını, iktidarla el birliği yapıp memleketi sattıklarını söylüyordum, şimdi de söylüyorum. Siz ise 10 yıldır bu adamlar için tüm devlet imkanlarını seferber ettiniz, bugün ise çıkarlarınız kesiştiği için başkalarına yaptıklarınızı onlara yapıyorsunuz. Cemaatin başına gelenlere çok seviniyorum ve cemaat temizlenmeden iktidarın değişmesini istemiyorum, çünkü bu adamları bulundukları yerlere getirenler şu anda ülkeyi yönetme siparişi almış olanlardır ve hangisini nereye yerleştirdiklerini kendilerinden başka hiçkimse bilmiyor.

    Saflık kelimesi ve iktidara sahip olanlar arasında kurabildiğim tek bağ Bilal Erdoğan'dır. O da saflığı sayesinde bizi aydınlatıyor. Bu iktidara ortak olan herkes Suriye'deki ölümlerden, ülkedeki fakirlikten, sınavlardaki haksızlıklardan, cezaevinde ölenlerden, çalınan paralarımızdan sorumludur. Bu duruma, onlara oy verenler de dahildir, ki son ses kayıtlarına tepki gösterilmemesi de bu durumun zaten kanıksanmış olduğunu, oy verenlerin büyük bir kısmının dine ve vatana hakaret edilmesini, yolsuzluk yapılmasını, adalet sistemini çökertilmesini umursamadığını gösterir. Daha da ilerisi, sabah akşam burada kendi dinlerine hakaret eden "Bakara-makara" diyen insanların tepelerinde tutan, ardından da Ramazan geldiğinde oruç tutan komedyenlerdir.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ChicharitoBalbazar

    Hocam seni can-ı gönülden tebrik ediyorum ne sabırlı insanmışsın kaç zamandr bu konuyu takip ediyordum 2 ay önce baya bi dengeli, tartışma grubumu diyim ne diyim, öyle bi ortam vardı ama artık bi taraf diğer tatafa laf anlatmaya çalışmaktan bıkmış ve yeter bırakıyorum moduyla konuyu iktidar yanlilarina birakmış görünüyor ben de uzun bi sure sonra tekrar bakayım dedim konuya ve hala siz bu ortamda birilerine sabırla laf anlatmaya çalışıyorsunuz ya gerçekten sizi tebrik ediyorum..tabi bi kaç arkadaşın da hakkını yememek lazım bu konuda

    Forumdaşım,

    Farkındaysanız, ilk mesajımdan beri bu konuya aslında aynı cümleleri yazıyorum. Bunun nedeni ise, karşıt görüşe laf anlatmak değil, çünkü onların büyük bir kısmı zaten burada görevli olan, hırsızlıktan paylarına düşen kırıntılarla mutlu olan kişilerdir.

    Benim derdim, konuyu baştan itibaren takip etmeyen kişilerin benim gibilerin bıkkınlıklarına denk gelip sadece karşı tarafın argümanlarını görüp inanma risklerini azaltmaktır. Aslına bakarsanız ben de aynı şeyleri tekrarlamaktan sıkıldım, fakat bunu birileri yapmalı ve ben de bunu diğer arkadaşlarımla devam ettiriyorum.

    Umarım birileri yazdıklarımızı görüp, en azından bizim gibi düşünenlere medyada tanınmayan bu imkanın bir faydasını görürler.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    quote:

    Orijinalden alıntı: sonkurt

    quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    quote:

    Orijinalden alıntı: sonkurt

    quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    quote:

    Orijinalden alıntı: sonkurt

    BDDK'da paralel izler. Tüketiciye BDDK çalımı BDDK'nın ücret ve komisyon taslağı tepki çekti. Taslak bu haliyle çıkarsa, yargı kararıyla yasaklanan kredi tahsis ve hesap işletim ücretiyle kart aidatı kalıcı olacak. Dosya masrafına da gizli zam geliyor

    Forumdaşım,

    Belki 10 defa sordum fakat yanıt alamadım;

    - Bahsettiğiniz "Paralel yapı" kimler tarafından, nasıl ve neden o pozisyonlara getirildi ve neden o yapıda olmayan adaylara tercih edildi?

    Bu sorunun cevabı, en az bu sorun kadar önemlidir.

    İsterseniz 100 defa sorun. Sorduğunuz soru anlamsız. Hükümet kendi ağzıyla söylüyor biz getirdik diye. Cevabı bilinen bir soruyu devamlı gündeme getirmekle nereye varmayı düşündüğünüz anlayamadım. Yıllardır personel işe alır, işten çıkarırım. Kimisi iyi çıkar, kimisi kötü. İyilerde övünürüm, kötülerde hatamı telafi ederim. Son derece doğal değil mi?

    Sorunuzu eksik yanıtlamışım.
    nasıl ve neden o pozisyonlara getirildi ve neden o yapıda olmayan adaylara tercih edildi?


    Partiler ideolojik oluşumlardır. Haliyle kadrolarını kendi ideolojisine yakın insanları getirmesinde bir sakınca görmüyorum. Ancak bunlar zaman içinde parti politikalarına aykırı hareket etmeye başlarlarsa, bunları tekrar sistem dışına atmalarında da bir yanlış görmüyorum. Siz nasıl isterdiniz, bu kadroları Hükümet DHKPC'ye mi verseydi.


    Bahsettiğiniz ve adını son dönemde "Paralel yapı" olarak değiştirdiğiniz örgütlenme hakkında "İdeolojik birliktelik" kelimesini kullandınız. Bu birliktelik, aynı örgütlenme birçok insanı çeşitli davalarla hapse atarken, cezaevlerinde öldürürken, sahte belgeler düzenlerken, sınav sorularını kendi adamlarına dağıtırken, tüm eğitim, sağlık ve adalet sistemini istediği gibi ve göz önünde değiştirirken "İdeolojik birliktelik" sorunu olmadığını düşünüyorum.

    Bu durumda, bahsettiğiniz "İdeolojik birliktelik" devletin bekası, adalet, vatanseverlik gibi konular üzerine değil, iktidarın sadece kendisini ilgilendiren çıkarları üzerine şekillenmiş, bu çıkarlar içerisinde tüm hukuksuzlukları ve ahlaksızlıkları kabul eden fakat bu çıkarların dışına çıkıldığında en doğru ve hukuki durumu bile reddeden bir bir birliktelik olarak görünüyor.

    Eğer ben sade bir vatandaş olarak bu adamların 10 senedir hertürlü sahtekarlığa ve hukuksuzluğa sahip bir örgütlenme olduğunu görüyor ve söylüyorsam, iktidarın bugün çıkıp da "Çok safmışız" demesi en azından bana inandırıcı gelmiyor.

    Sayın arkadaşım bak şimdi sana 3-4 tane destek mesajı gelmiş. Yani bir ideolojik birlikteliğiniz var. Bu arkadaşlarımdan biri cevap yazmayı bırakıp, bana karşı işi şiddete dönüştürse , ama ideolojik birlikteliğiniz vardı sende onlardansın yaaa desem mantıklı olur mu?
    Biraz üzüm yiyin, bırakın bağcıya atar yapmayı.
    Bununla ilgili örnekler Türk siyasetinde doludur. En basit örneği SHP-DEHAP ittifakıdır. Karayalçın CHP'den ayrılmadır. Kürtleri Meclise taşıyan kişidir. Şimdi biz Bütün CHP'liler kürtçü'mü demeliyiz. CHP içinden nasıl Karayalçın'ı Temizlemişse AKP'de parel örgütü temizler. Ama CHP gibi, içindeki hainleri tekrar dönüp Ankara Belediye Başkan aday(Karayalçın)ı yapar mı onu bilemem.

    Belki kavramakta zorluk çekersiniz, okuyarak öğrenmek yaşayarak öğrenmekten zordur. Ama size katkısı olması amacıyla bu linki bırakıyorum. http://www.turksolu.com.tr/233/billur233.htm

    Forumdaşım,

    İnatla (iyi niyetle olduğunu umuyorum), konuyu farklılaştıracak mesajlar yazıyorsunuz.

    Siz olaya tamamen "Siz" ve "Biz" ayrımı ile yaklaşırken, ben diyorum ki "Hak" ya da "Adalet".

    Daha önce "Eve dolan su" olayında olduğu gibi, siz olayı kaynaktan uzaklaştırmaya çalışıyorsunuz ve ben kaynağa inmeye çalışıyorum.

    Son örneğinize de cevap vereyim;

    Diyorsunuz ki "Sizinle ideolojik birlikteliği olan biri beni döverse ve ben de size aynı olduğunuzu söylersem, bu haksızlık olur."
    Ben de diyorum ki "Benim ideolojimde olan biri sizi döverken susmam. Ancak siz, sizin ideolojinizdeki kişi beni döverken seyredip, bunun nimetlerinden sonuna kadar faydalanıp, sizi dövmeye kalktığında isyan edip bu kişiyi eleştiriyor ve hatta aşağılıyorunuz"

    Sonraki mesajınızda ise, bu adamların son 1 yıldır ne olduklarını anladığınızı söylüyorsunuz ve buna da hiçkimsenin inanacağını sanmıyorum. Ben sade bir vatandaş olarak yıllardır yapılan haksızlıkları, hukuksuzlukları, cinayetleri, ahlaksızlıkları takip edip insanlarla paylaşabiliyorsam, bu imkanları onlara tanıyan ve yeri geldiğinde kendi amaçları için kullanan, elinde istihabarat gücü herkesten fazla olan ve herşeyden önemlisi ülkeyi yöneten kişiler bunu fark etmediklerini söylüyorlarsa, bunu iki şekilde açıklayabiliriz;

    - Yalan söylüyorlar. Daha önce yakalanan yüzlerce yalanları gibi, bu konuda da yalan söylüyorlar.
    - Doğru söylüyorlar ve bu kadar beceriksiz, kendinden ve devlete yerleştirdikleri adamlardan haber insanlar ülkeyi yönetiyorlar.

    Hangisi daha uygunsa, siz onu seçin. Ama benim seçimim bellidir. Ben bundan 10 sene önce de, 5 sene önce de bu adamların vatan haini olduklarını, iktidarla el birliği yapıp memleketi sattıklarını söylüyordum, şimdi de söylüyorum. Siz ise 10 yıldır bu adamlar için tüm devlet imkanlarını seferber ettiniz, bugün ise çıkarlarınız kesiştiği için başkalarına yaptıklarınızı onlara yapıyorsunuz. Cemaatin başına gelenlere çok seviniyorum ve cemaat temizlenmeden iktidarın değişmesini istemiyorum, çünkü bu adamları bulundukları yerlere getirenler şu anda ülkeyi yönetme siparişi almış olanlardır ve hangisini nereye yerleştirdiklerini kendilerinden başka hiçkimse bilmiyor.

    Saflık kelimesi ve iktidara sahip olanlar arasında kurabildiğim tek bağ Bilal Erdoğan'dır. O da saflığı sayesinde bizi aydınlatıyor. Bu iktidara ortak olan herkes Suriye'deki ölümlerden, ülkedeki fakirlikten, sınavlardaki haksızlıklardan, cezaevinde ölenlerden, çalınan paralarımızdan sorumludur. Bu duruma, onlara oy verenler de dahildir, ki son ses kayıtlarına tepki gösterilmemesi de bu durumun zaten kanıksanmış olduğunu, oy verenlerin büyük bir kısmının dine ve vatana hakaret edilmesini, yolsuzluk yapılmasını, adalet sistemini çökertilmesini umursamadığını gösterir. Daha da ilerisi, sabah akşam burada kendi dinlerine hakaret eden "Bakara-makara" diyen insanların tepelerinde tutan, ardından da Ramazan geldiğinde oruç tutan komedyenlerdir.

    Gene aynı şeyleri yapıyorsunuz. Konuyu sulandırıp Taç'a atıyorsunuz, aynen eve su basma olayında yaptığınız gibi. O konu nasıldı hatırlayalım.

    Ben: Ev su basmış boğulmak üzerisin ne yaparsınız?
    webbie : Tesisatçıyı çağırır neden böyle olduğunu sorarım.
    Ben: yahu boğuluyorsun, önce sudan kurtulmaz mısın?
    webbie : Yok ben önce neden bu hale geldiğimi ve kimlerin buna sebep olduğunu araştırırım.
    Ben: Peki

    Şimdiki konu

    Ben: Seni destekleyen 3-5 mesaj gelmiş. Demek ki aynı ideolojiyi savunuyorsunuz, bunlardan biri bana karşı şiddette(yada haksızlıkta) bulunsa , sana; sizde onlardansınız desem mantıklı mı?
    webbie : Ben de diyorum ki "Benim ideolojimde olan biri sizi döverken susmam.

    Şimdi; ben size ne yaparsınız demedim. Ben sizi o kişilerle ilgili suçlarsam haklımı olurum dedim. Cevap bu cümleye verilecek. Nasıl yüksek lisans yaptınız çok ilginç. Askerlik yaptınız mı bari. Amacım küçümsemek değil, hayattan ne kadar haberdarsınız anlamaya çalışıyorum.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: ChicharitoBalbazar

    Hocam seni can-ı gönülden tebrik ediyorum ne sabırlı insanmışsın kaç zamandr bu konuyu takip ediyordum 2 ay önce baya bi dengeli, tartışma grubumu diyim ne diyim, öyle bi ortam vardı ama artık bi taraf diğer tatafa laf anlatmaya çalışmaktan bıkmış ve yeter bırakıyorum moduyla konuyu iktidar yanlilarina birakmış görünüyor ben de uzun bi sure sonra tekrar bakayım dedim konuya ve hala siz bu ortamda birilerine sabırla laf anlatmaya çalışıyorsunuz ya gerçekten sizi tebrik ediyorum..tabi bi kaç arkadaşın da hakkını yememek lazım bu konuda

    Sınav nasıl geçti; girebilecek misin ODTU Endustriye.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ahm3tt

    para birimi konusuna cevap basit

    bitcoin tarzı sanal para, ileriki yıllarda nakit tamamen ortadan kalkacak...

    bunu tahmin etmek zor değil....

    O sanal paranın da bir ismi ve ait olduğu bir yer olacak. Eğer Kıymetli madene dönmezsek.
  • kpss, ygs, tus skandalları olurken kimseden çıt çıkmıyordu. polis atamaları zaten "ehehe fem'deyim hacı zaten, polis mi olsam kasıp hukuk mu kazansam?" pişkinliğinde yıllarca sürdü. çıt çıkmadı. ergenekona girmek istemiyorum.(elimizde de ne malzeme var ha! şu sıralar argüman bolluğu o kadar çok ki, bir 10 sene daha yeter)
    ancak, şu an paralelleri savunur muyuz? hayır tabi ki. de bir zahmet izin verin de, muhalif arkadaşlar haklı olarak önce hükümete yükleniversinler. sizlere pek zahmet olacak ama... izin verirseniz, "12 senedir biz saflık ederek devleti kaybetmişiz haberimiz yok" diyen hükümeti eleştirsinler haklı olarak. devlet içinde devlet deniliyorsa, yukarıda yazdıklarımı dile getirdiğimizde devlet içinde yok muydu devlet? bu kadar saf bir devlet nasıl işini iyi yapar? deme hakkımız da olsun. kıvırmalık tarafı yok bunun.
    neyse, riyakarlık diyip konuyu kapatıyorum.
  • Paralel devlet vardi da gemi icinde gemi yurutmek yok muydu. Hukumetin sanki yeterli kadrosu vardi da doldurabilecek ne istedilerde vermedik diye bir de hayiflaniyorlar. Cemaatin tabani bizim sizin arkadaslariniz akrabalariniz. Guneydogu da verdiginiz topraklar kimlere siz ondan bahsedin.

    KayhanKaan arkadasimiz da
    ABD nin bir süre sonra (max 20 yıl ) küresel sermaye tarafından terk edileceğine inanıyorum.
    Küresel sermaye çıktıktan sonra ABD eyaletlere bölünebilir buda onu küresel güç olmaktan çıkarır. demis (Bir arkadas USA yada ABD'nin acilimini bir aciklasin)

    Suanda enbuyuk tehlikeyi soran arkadas FG ile PKK'yi ayni kefeye koymus. FG nezaman namusuna canina topraklarina goz dikmis bir sorsun kendisine. Ya da nezaman PKK ile fingirdesmis. SAP ile SAMANI ayiramayan zevat FG sadece ve sadece AQP ve PKK icin enbuyuk tehlike, bu kadar egitim ortalamasi yuksek bir gurup ile nasil basa cikabilecegini bilemedikleri icin oda. Ama en buyuk tehlike ihanet ve cahilliktir (Amerikaya veya Avrupaya sirtini donup Cin ile cilvelesmek, irani yatagina almak -benim 2. evim yok tek evim var Turkiye - ilim nerde ise taklitleri nerde ise degil savundugum Amerikanci diye yaftalamaya kalkmayin).


    Suanda AKP destegi olan tum insanlar istisnasiz 2 gruba ayriliyor.
    1. AKP olusturdugu sistemde dislileri arasinda olanlar. (Dislilerin arasinda olanlarin tumunu AQP destekcisi oldugu anlami cikarilmasin)
    2. AKP olusturdugu sistemde disli olanlar. (Bu disli sistemin nasil calistigi da ayrica bir tartisma konusu)

    Burhan Kuzu'nun dedigi gibi Sol partiler az caliyor cunku onlar az iktadarda kalıyorlar. Tersi onermede dogrudur.

    AQP partili Belediyelerin hizmetlerinden kazandigini dusunenler olabilir kendilerince (dar bakis acisinda) haklidirlar ama hic kimse belediyelerin devlete olan borcundan bahsetmiyor, Yada belediye baskanlarinin veya AQP'nin kendi cebinden cikmis gibi yapilan islerin hangi paralar ile yapildigi. O isleri yapacaklar diye zaten secilmiyorlar mi? Baska gorevleri mi var? Var ise Kendi icinde paralellik degil midir?


    http://www.ted.com/talks/clay_shirky_how_the_internet_will_one_day_transform_government
    Clay Shirky

    Adamlar neyi tartisiyor biz neler ile ugrasiyoruz. Izleyin ve bu olgunluga ulastiginizda konusun Tum AKP destekcileri...




  • Bu ulkede sagci-solcu yoktur,
    ilerici-gerici yoktur,
    namuslu ile namussuz vardir.
    Siz namuslular safinda yer aliniz.

    Cemil Meric
  • quote:

    Orijinalden alıntı: sonkurt

    quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    quote:

    Orijinalden alıntı: sonkurt

    quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    quote:

    Orijinalden alıntı: sonkurt

    quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    quote:

    Orijinalden alıntı: sonkurt

    BDDK'da paralel izler. Tüketiciye BDDK çalımı BDDK'nın ücret ve komisyon taslağı tepki çekti. Taslak bu haliyle çıkarsa, yargı kararıyla yasaklanan kredi tahsis ve hesap işletim ücretiyle kart aidatı kalıcı olacak. Dosya masrafına da gizli zam geliyor

    Forumdaşım,

    Belki 10 defa sordum fakat yanıt alamadım;

    - Bahsettiğiniz "Paralel yapı" kimler tarafından, nasıl ve neden o pozisyonlara getirildi ve neden o yapıda olmayan adaylara tercih edildi?

    Bu sorunun cevabı, en az bu sorun kadar önemlidir.

    İsterseniz 100 defa sorun. Sorduğunuz soru anlamsız. Hükümet kendi ağzıyla söylüyor biz getirdik diye. Cevabı bilinen bir soruyu devamlı gündeme getirmekle nereye varmayı düşündüğünüz anlayamadım. Yıllardır personel işe alır, işten çıkarırım. Kimisi iyi çıkar, kimisi kötü. İyilerde övünürüm, kötülerde hatamı telafi ederim. Son derece doğal değil mi?

    Sorunuzu eksik yanıtlamışım.
    nasıl ve neden o pozisyonlara getirildi ve neden o yapıda olmayan adaylara tercih edildi?


    Partiler ideolojik oluşumlardır. Haliyle kadrolarını kendi ideolojisine yakın insanları getirmesinde bir sakınca görmüyorum. Ancak bunlar zaman içinde parti politikalarına aykırı hareket etmeye başlarlarsa, bunları tekrar sistem dışına atmalarında da bir yanlış görmüyorum. Siz nasıl isterdiniz, bu kadroları Hükümet DHKPC'ye mi verseydi.


    Bahsettiğiniz ve adını son dönemde "Paralel yapı" olarak değiştirdiğiniz örgütlenme hakkında "İdeolojik birliktelik" kelimesini kullandınız. Bu birliktelik, aynı örgütlenme birçok insanı çeşitli davalarla hapse atarken, cezaevlerinde öldürürken, sahte belgeler düzenlerken, sınav sorularını kendi adamlarına dağıtırken, tüm eğitim, sağlık ve adalet sistemini istediği gibi ve göz önünde değiştirirken "İdeolojik birliktelik" sorunu olmadığını düşünüyorum.

    Bu durumda, bahsettiğiniz "İdeolojik birliktelik" devletin bekası, adalet, vatanseverlik gibi konular üzerine değil, iktidarın sadece kendisini ilgilendiren çıkarları üzerine şekillenmiş, bu çıkarlar içerisinde tüm hukuksuzlukları ve ahlaksızlıkları kabul eden fakat bu çıkarların dışına çıkıldığında en doğru ve hukuki durumu bile reddeden bir bir birliktelik olarak görünüyor.

    Eğer ben sade bir vatandaş olarak bu adamların 10 senedir hertürlü sahtekarlığa ve hukuksuzluğa sahip bir örgütlenme olduğunu görüyor ve söylüyorsam, iktidarın bugün çıkıp da "Çok safmışız" demesi en azından bana inandırıcı gelmiyor.

    Sayın arkadaşım bak şimdi sana 3-4 tane destek mesajı gelmiş. Yani bir ideolojik birlikteliğiniz var. Bu arkadaşlarımdan biri cevap yazmayı bırakıp, bana karşı işi şiddete dönüştürse , ama ideolojik birlikteliğiniz vardı sende onlardansın yaaa desem mantıklı olur mu?
    Biraz üzüm yiyin, bırakın bağcıya atar yapmayı.
    Bununla ilgili örnekler Türk siyasetinde doludur. En basit örneği SHP-DEHAP ittifakıdır. Karayalçın CHP'den ayrılmadır. Kürtleri Meclise taşıyan kişidir. Şimdi biz Bütün CHP'liler kürtçü'mü demeliyiz. CHP içinden nasıl Karayalçın'ı Temizlemişse AKP'de parel örgütü temizler. Ama CHP gibi, içindeki hainleri tekrar dönüp Ankara Belediye Başkan aday(Karayalçın)ı yapar mı onu bilemem.

    Belki kavramakta zorluk çekersiniz, okuyarak öğrenmek yaşayarak öğrenmekten zordur. Ama size katkısı olması amacıyla bu linki bırakıyorum. http://www.turksolu.com.tr/233/billur233.htm

    Forumdaşım,

    İnatla (iyi niyetle olduğunu umuyorum), konuyu farklılaştıracak mesajlar yazıyorsunuz.

    Siz olaya tamamen "Siz" ve "Biz" ayrımı ile yaklaşırken, ben diyorum ki "Hak" ya da "Adalet".

    Daha önce "Eve dolan su" olayında olduğu gibi, siz olayı kaynaktan uzaklaştırmaya çalışıyorsunuz ve ben kaynağa inmeye çalışıyorum.

    Son örneğinize de cevap vereyim;

    Diyorsunuz ki "Sizinle ideolojik birlikteliği olan biri beni döverse ve ben de size aynı olduğunuzu söylersem, bu haksızlık olur."
    Ben de diyorum ki "Benim ideolojimde olan biri sizi döverken susmam. Ancak siz, sizin ideolojinizdeki kişi beni döverken seyredip, bunun nimetlerinden sonuna kadar faydalanıp, sizi dövmeye kalktığında isyan edip bu kişiyi eleştiriyor ve hatta aşağılıyorunuz"

    Sonraki mesajınızda ise, bu adamların son 1 yıldır ne olduklarını anladığınızı söylüyorsunuz ve buna da hiçkimsenin inanacağını sanmıyorum. Ben sade bir vatandaş olarak yıllardır yapılan haksızlıkları, hukuksuzlukları, cinayetleri, ahlaksızlıkları takip edip insanlarla paylaşabiliyorsam, bu imkanları onlara tanıyan ve yeri geldiğinde kendi amaçları için kullanan, elinde istihabarat gücü herkesten fazla olan ve herşeyden önemlisi ülkeyi yöneten kişiler bunu fark etmediklerini söylüyorlarsa, bunu iki şekilde açıklayabiliriz;

    - Yalan söylüyorlar. Daha önce yakalanan yüzlerce yalanları gibi, bu konuda da yalan söylüyorlar.
    - Doğru söylüyorlar ve bu kadar beceriksiz, kendinden ve devlete yerleştirdikleri adamlardan haber insanlar ülkeyi yönetiyorlar.

    Hangisi daha uygunsa, siz onu seçin. Ama benim seçimim bellidir. Ben bundan 10 sene önce de, 5 sene önce de bu adamların vatan haini olduklarını, iktidarla el birliği yapıp memleketi sattıklarını söylüyordum, şimdi de söylüyorum. Siz ise 10 yıldır bu adamlar için tüm devlet imkanlarını seferber ettiniz, bugün ise çıkarlarınız kesiştiği için başkalarına yaptıklarınızı onlara yapıyorsunuz. Cemaatin başına gelenlere çok seviniyorum ve cemaat temizlenmeden iktidarın değişmesini istemiyorum, çünkü bu adamları bulundukları yerlere getirenler şu anda ülkeyi yönetme siparişi almış olanlardır ve hangisini nereye yerleştirdiklerini kendilerinden başka hiçkimse bilmiyor.

    Saflık kelimesi ve iktidara sahip olanlar arasında kurabildiğim tek bağ Bilal Erdoğan'dır. O da saflığı sayesinde bizi aydınlatıyor. Bu iktidara ortak olan herkes Suriye'deki ölümlerden, ülkedeki fakirlikten, sınavlardaki haksızlıklardan, cezaevinde ölenlerden, çalınan paralarımızdan sorumludur. Bu duruma, onlara oy verenler de dahildir, ki son ses kayıtlarına tepki gösterilmemesi de bu durumun zaten kanıksanmış olduğunu, oy verenlerin büyük bir kısmının dine ve vatana hakaret edilmesini, yolsuzluk yapılmasını, adalet sistemini çökertilmesini umursamadığını gösterir. Daha da ilerisi, sabah akşam burada kendi dinlerine hakaret eden "Bakara-makara" diyen insanların tepelerinde tutan, ardından da Ramazan geldiğinde oruç tutan komedyenlerdir.

    Gene aynı şeyleri yapıyorsunuz. Konuyu sulandırıp Taç'a atıyorsunuz, aynen eve su basma olayında yaptığınız gibi. O konu nasıldı hatırlayalım.

    Ben: Ev su basmış boğulmak üzerisin ne yaparsınız?
    webbie : Tesisatçıyı çağırır neden böyle olduğunu sorarım.
    Ben: yahu boğuluyorsun, önce sudan kurtulmaz mısın?
    webbie : Yok ben önce neden bu hale geldiğimi ve kimlerin buna sebep olduğunu araştırırım.
    Ben: Peki

    Şimdiki konu

    Ben: Seni destekleyen 3-5 mesaj gelmiş. Demek ki aynı ideolojiyi savunuyorsunuz, bunlardan biri bana karşı şiddette(yada haksızlıkta) bulunsa , sana; sizde onlardansınız desem mantıklı mı?
    webbie : Ben de diyorum ki "Benim ideolojimde olan biri sizi döverken susmam.

    Şimdi; ben size ne yaparsınız demedim. Ben sizi o kişilerle ilgili suçlarsam haklımı olurum dedim. Cevap bu cümleye verilecek. Nasıl yüksek lisans yaptınız çok ilginç. Askerlik yaptınız mı bari. Amacım küçümsemek değil, hayattan ne kadar haberdarsınız anlamaya çalışıyorum.



    Forumdaşım,

    Sanırım ikimizden biri yanlış hatırlıyor ve geçmiş sayfalarda söylediklerimiz duruyor.

    Öncelikle;

    "Evi su basmış ve ben boğulmak üzereyim." Bu varsayım doğru ve siz "Suyu boşalttırın" diyorsunuz. Ben de diyorum ki "Evet suyu boşaltmamız lazım, fakat evi su basmasına neden olan, daha fazla gelir elde etmek için kalitesiz ya da kötü malzeme kullanan adama değil, herhangi başka birine boşalttırayım." diyorum. Siz inatla, "Tesisatçının kim olduğu önemli değil, önemli olan su basması." diyorsunuz, ki bu insan mantığına aykırı bir davranıştır. Çünkü hiçkimse, ameliyat sırasında karnında pense unutan doktora tekrar gitmez. Eğer giderse, bu onun mantıksızlığıdır ve siz bana diyorsunuz ki, "O penseyi karnınızda unutan adamı boşverip, penseyi yine o adama çıkarttırın." Bu mantıklı değil.

    İkinci konu;

    Hala aynı noktada ısrar ediyorsunuz. Ben asla ve asla fikirlerinizden dolayı size saldıranlarla aynı yolda yürümem ve size saldırdıkları anda tavrımı alırım. Ama siz bana saldırıldığında bu durumu kullanıp, nimetlerinden sonuna kadar yararlanıp, saldırı size döndüğünde ağlamaya başlarsanız, ben sizin aynı olduğunuzu sonuna kadar iddia ederim. Çünkü sizin derdiniz adalet ya da ahlak değil, sadece sizsinizdir.

    Siz inatla başımıza bu belayı açan ve uzun süre insanların acılarından güç sağlayan iktidarın güçlü olan kanadını mağdur göstermeyi amaç edinmiş gibi davranıyorsunuz ve bu davranış, günün birinde aynı cemaatin başına gelenler herhangi bir nedenle sizin başınıza geldiğinde, tüm savunma hakkınızı elinizden alacaktır; Aynı bugün cemaatin ağlayışlarını hiçkimsenin ciddiye almaması gibi.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Zycoz

    Bu ulkede sagci-solcu yoktur,
    ilerici-gerici yoktur,
    namuslu ile namussuz vardir.
    Siz namuslular safinda yer aliniz.

    Cemil Meric

    Aynen
  •  Cemaat - Siyaset


    Anayasa Mahkemesi, yeni HSYK kanunuyla Adalet Bakanı'na verilen yetkileri iptal etti.

    Anayasa Mahkemesi, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu konusundaki son yasa değişikliği ile Adalet Bakanı'na verilen tüm ek yetkilerin iptal edilmesine karar verdi, kanunun Adalet Akademesi ile ilgili bölümlerinin iptal istemini ise reddetti.

    HSYK yasasında en çok eleştirilen konu da Adalet Bakanı'nın yapılan yasa değişikliği ile HSYK üzerindeki etkinliğinin arttırılmasıydı.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: sonkurt

    quote:

    Orijinalden alıntı: Bundeskanzler

    quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    quote:

    Orijinalden alıntı: sonkurt

    quote:

    Orijinalden alıntı: webbie

    quote:

    Orijinalden alıntı: sonkurt

    BDDK'da paralel izler. Tüketiciye BDDK çalımı BDDK'nın ücret ve komisyon taslağı tepki çekti. Taslak bu haliyle çıkarsa, yargı kararıyla yasaklanan kredi tahsis ve hesap işletim ücretiyle kart aidatı kalıcı olacak. Dosya masrafına da gizli zam geliyor

    Forumdaşım,

    Belki 10 defa sordum fakat yanıt alamadım;

    - Bahsettiğiniz "Paralel yapı" kimler tarafından, nasıl ve neden o pozisyonlara getirildi ve neden o yapıda olmayan adaylara tercih edildi?

    Bu sorunun cevabı, en az bu sorun kadar önemlidir.

    İsterseniz 100 defa sorun. Sorduğunuz soru anlamsız. Hükümet kendi ağzıyla söylüyor biz getirdik diye. Cevabı bilinen bir soruyu devamlı gündeme getirmekle nereye varmayı düşündüğünüz anlayamadım. Yıllardır personel işe alır, işten çıkarırım. Kimisi iyi çıkar, kimisi kötü. İyilerde övünürüm, kötülerde hatamı telafi ederim. Son derece doğal değil mi?

    Sorunuzu eksik yanıtlamışım.
    nasıl ve neden o pozisyonlara getirildi ve neden o yapıda olmayan adaylara tercih edildi?


    Partiler ideolojik oluşumlardır. Haliyle kadrolarını kendi ideolojisine yakın insanları getirmesinde bir sakınca görmüyorum. Ancak bunlar zaman içinde parti politikalarına aykırı hareket etmeye başlarlarsa, bunları tekrar sistem dışına atmalarında da bir yanlış görmüyorum. Siz nasıl isterdiniz, bu kadroları Hükümet DHKPC'ye mi verseydi.


    Bahsettiğiniz ve adını son dönemde "Paralel yapı" olarak değiştirdiğiniz örgütlenme hakkında "İdeolojik birliktelik" kelimesini kullandınız. Bu birliktelik, aynı örgütlenme birçok insanı çeşitli davalarla hapse atarken, cezaevlerinde öldürürken, sahte belgeler düzenlerken, sınav sorularını kendi adamlarına dağıtırken, tüm eğitim, sağlık ve adalet sistemini istediği gibi ve göz önünde değiştirirken "İdeolojik birliktelik" sorunu olmadığını düşünüyorum.

    Bu durumda, bahsettiğiniz "İdeolojik birliktelik" devletin bekası, adalet, vatanseverlik gibi konular üzerine değil, iktidarın sadece kendisini ilgilendiren çıkarları üzerine şekillenmiş, bu çıkarlar içerisinde tüm hukuksuzlukları ve ahlaksızlıkları kabul eden fakat bu çıkarların dışına çıkıldığında en doğru ve hukuki durumu bile reddeden bir bir birliktelik olarak görünüyor.

    Eğer ben sade bir vatandaş olarak bu adamların 10 senedir hertürlü sahtekarlığa ve hukuksuzluğa sahip bir örgütlenme olduğunu görüyor ve söylüyorsam, iktidarın bugün çıkıp da "Çok safmışız" demesi en azından bana inandırıcı gelmiyor.

    +1

    Ayrıca bu 17 Aralık olayı patlamasaydı, akpliler paralel yapı, çete falan diyecekler miydi onu çok merak ediyorum. Yoksa dereyi geçene kadar ayıya dayı mı dediler ?

    Yapı bir sene önce tespit edildi. Ancak bir türlü toz konduramıyorlardı. İnanmak istemiyorlardı.

    Siz gerçekten buna inanıyormusunz...Yapı bir yıl önve keşfedildi...ya buna kargalar güler...
    ümraniyede ki bombalardan sonra bir muhalif ve asker cadı avı başladı.bir bir içeri atılan masum insanlar bize kumpas kuruldu diye kendilerini yırttılar..
    bazıları cezaevinde öldü.bazılarıda bu onursuzluğa dayanamayıp intihar ettiler...Bunların hesabını kim verecek...




  • Bombalar peş peşe geliyor

     Cemaat - Siyaset


    Anadolu 18. Asliye Ceza Mahkemesi, bünyesinde NT Mağazaları, Sürat Kargo, Sürat Bilişim gibi şirketlerin yer aldığı Kaynak Holding'e Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu (VDK) tarafından yapılan incelemenin hukuka aykırı olduğuna hükmederek ilk mahkemenin verdiği kararı kaldırdı.
  • BTK kanunuda iptal.
    Sanırım cemaat savaşta yeni bir cephe açtı.

     Cemaat - Siyaset


    AYM BTK kanunu da iptal etti
    Anayasa Mahkemesi, BTK'ya, elektronik haberleşme sektörüyle ilgili kişisel verilerin işlenmesi ve gizliliğinin korunmasına ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi veren Kanun hükmünü iptal etti.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: KayhanKaan

    BTK kanunuda iptal.
    Sanırım cemaat savaşta yeni bir cephe açtı.

     Cemaat - Siyaset


    AYM BTK kanunu da iptal etti
    Anayasa Mahkemesi, BTK'ya, elektronik haberleşme sektörüyle ilgili kişisel verilerin işlenmesi ve gizliliğinin korunmasına ilişkin usul ve esasları belirleme yetkisi veren Kanun hükmünü iptal etti.

    Ayk'demi cemaatin elinde diyorsun yani,neden akp yasalarini anayasaya uygun görmeyip red etti diyemi?

    Kimse yasalarin icine bakmaz,akp'yi red mi etti cemaattir vs.

    Tvlerin yayinlarinada dikkat edin,hicbileyin icidolu degil,boş haber yapiyorlar kasitli olarak amaclari halkin farkindaligini duşuk tutmak.Mesela,herhangi bir yasa aym'den dondu,aşim kilicin 2boş lafini,akp ve diger partilerin yorumlarini koyup geciriyor haberler,hatta tartişma programi yapiyorlar orada boş konuluyorlar,konunun özu yok.Özetle anlatmak istedigim ulkede neler degiştiginin,yasalarda tam olarak yapilan degişiklik halktan gizleniyor,trt3 kismi yayin yapmasida bunun icindi.Yasayi gormek icib illa ilgili internet sayfasina girip araştirip bulmak gerek.Turkiyede ztn internet kullanimi %33.(kasetlerin etkisinin az olmasinin asil sebebide buydu,insanlarin haberi bile yok.Turkiyeyi dh'den,ekşiden oluştugunu kimse sanmasin)

    Sistemdeki asil sorun kendine eleştiriye kapali olmasi,bu tarz sistemler demokrasilerde yeri olmaz.Gecelim demokrasiyi ztn tr'de demokrasinin "D"si var yanina E'yi koymaya calişiyoruz.Kendine eleştiriye kapayan ve zamanla yenilenmeyen her sistem karanlikta agir agir batmasi ve yikilmasi KESİNDİR.Burdaki düşunulmesi gerekde,madem cikiş yok zayiyat ölcumudur.Cikiş yok cnk tayip "iyi" siyaset yapti ve kendine %30-40arasi bir kemik kitle yaratti.Saflari siklaştirdi ve herkoşulda onu destekliyecek bur kitle yaratti.Bu yaklaşim ztn demokrasi yapisina ters.Artik herkes kabul etsin ve samimi olsunki antidemokratik bir yapiya ilerlemeye devam ediyoruz.

    Bu kemik kitle okadar sadik haldeki,mesela tayyip mitinginde cumhuriyeti,demokrasiyi kaldiriyoruz,şeriat geliyor dese emin olunki ordaki insanlar cigliklarla destekler ve mitingteki dagilma %1-%10 arasi olur.Bunuda isterse yapabilir ve artik tr her kivama uygun hale geldi.

    Burdan bir iddamida dile getiriyim,YAKİNDA TERÖR BAŞLİYACAK VE BU TERÖR PKK TERORU OLMAYACAK.(pkk'da aktifleşebilir ama bahsettigim onlar degil,bir istihbaratimda yok ama ulkede gorunen manzara ve şartlar onun sinyallerini veriyor)

    Ekleme:Akp'yi koyu şekilde savunan arkadaşlara bir sorumda şu:Tr'de saglam ne kaldi? Tsk,ösym,yargi,hukuk,adalet,insan haklari,emniyet,medya,ekonomi,doğa,secim sistemi vsvs

    Ve bu yapilarin yerine saglamlarini akp'nin koymasi,koyabilmesi munkunmudur?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi w_wallace -- 11 Nisan 2014; 12:11:28 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • w_wallace kullanıcısına yanıt
    Şu anda herkes taraftır taraf olmak zorunda bırakılmıştır.
    Benim düşüncem budur kimse benim düşüncelerimi doğru kabul etmek zorunda değildir.
    Karşıt fikirlerede saygı duyarım.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: KayhanKaan

    Şu anda herkes taraftır taraf olmak zorunda bırakılmıştır.
    Benim düşüncem budur kimse benim düşüncelerimi doğru kabul etmek zorunda değildir.
    Karşıt fikirlerede saygı duyarım.

    Ben aym'nin taraf olmak zorunda oldugunu duşunmuyorum.Uluslar arasi hukukun belli normalari,insan haklari sozleşmesi vsvs'ye uyarak tc anayasinida göz onune alarak karar alicak,tum işi bu.

    Eger tarafsa veya TARAF OLDUGUNA İKNA EDİLİRSE akp orayida temizlicegim orayada sizmiş bunlar diyip,kendine hakli sebep yaratip orayida daha kendine baglama cabasina girebilir,şuan gorduklerimde onun sinyalleri.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Sarıgül'ün hesapları tuttu.Eski Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün seçimi kaybetme ihtimaline karşılık yaptığı planlar tuttu.

    Teoride İnönü, pratikte Sarıgül... Şişli'yi alan CHP'li Hayri İnönü, görev paylaşımı yaptı ve Sarıgül'ün oğlu Emir'e belediyenin en yüksek bütçeli müdürlüklerini verdi. Böylece Sarıgül'ün oğlu üzerinden Şişli'yi yöneteceği iddiası doğrulandı.

    Senaryoda her şey yerli yerinde...

    AKŞAM, 20 Şubat'ta yayımlanan "Paralel Plan" başlıklı haberinde, CHP'den İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olan eski Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün seçimi kaybetme ihtimaline karşın oğlunu yerine geçireceğini yazmıştı. Seçimi Kadir Topbaş'a kaybeden Sarıgül, oğlu Emir'i 4'üncü sıradan Şişli Meclis Üyesi Adayı yapmıştı. Şişli'de Hayri İnönü'nün seçimi kazanmasıyla Akşam'ın duyurduğu plan bakın nasıl da eksiksiz gerçekleşti?

    http://www.f5haber.com/yazete/sarigul-un-hesaplari-tuttu-haberi-4595772/




  • 
Sayfa: önceki 519520521522523
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.